AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Noel Balosu

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki
YazarMesaj
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Eyl. 11, 2009 12:30 pm



“Çok biliyorsun sen.” Elindeki ateş viskisi boğazından aşağıya kayarken içi inanılmaz bir ateşle kavruluyordu. Olivia'nın gözü elindeki kadehdeydi. “Kızım bizim senin gibi bir Tris’imiz yok." Kıkırdayarak Lazern’a döndürdü başını “Kuzum haksız mıyım, ona kalsa, o o ...” cümlesini bitirmesine gerek yoktu. Onu dostu gayet iyi anlamıştı. Tristan ise kızların haline gülüyor, belki de içinde onları neden anlamadığını kendine bir kez daha soruyordu. Kimsenin içi bilinmez Caprice yerinden doğrulup etrafı kolaçan etmeye başladı.

“Diğerlerini gördünüz mü? Ben bir tek Rose’ugördüm. Kıyafetini gördünüz değil mi? Var ya, Aaron Marcus bu gece o kız yüzünden düello yapmaya kalkışmazsa bana da Caprice demesinler.” Bir kahkaha patlattı. Yüzü içkiden dolayı pembeleşmişti. Makyaj yapmamasının nimetlerini şimdi görüyordu. Gülmekten gözpınarlarında biriken damlalar özgürce yanağından aşağı süzüldü. “Millet benim başım dönmeye başladı. Hahahaa...”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
Tristan der Ivanëxt

VII. SınıfVII. Sınıf
Tristan der Ivanëxt



Mücadele Tarafı : SD.
Rp Sevgilisi : Olivia
Kan Durumu : Melez.
Patronus : Dağ Aslanı

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Eyl. 11, 2009 3:44 pm


Gecenin karanlığına uyum sağlayarak Balo için hazırlanan arabaya doğru koşuyordu. Saniyeler içinde kamufle olan arabanın yanına gelmişti. Gece kuşları sesleri bir ezgiyle şeklindeydi. Açık gökyüzü aydınlatan Ay, tüm benliğiyle kendini hissettiriyordu. Nöbet sırası ondaydı ve görevini en mükemmel şeklinde yerine getiriyordu. Arabanın önünde oturan sürücüye bir bakış fırlattı ve arabanın içine girdi. Burada kısa bir bekleyişinin ardından, sürücü koltuğuna açılan pencereyi açtı ve “Gidebiliriz” dedi. Tristan’ın sözüyle hareketlenen araba gökyüzüne yükseliyor ve yıldızlara daha yakın oluyordu. Az sonra gecenin prensesi ile buluşacak ve baloya gideceklerdi. O, her şeyin en iyisine lâyıktı. Onu tanıdığı için çok şanslıydı, yarı ölü kalbi onun sayesinde can bulmuştu. Hayatın tadını onun sayesinde alabilmişti. O içtiği kanlar bu tadı hiçbir zaman veremezdi. Bugün balo için kendisine özen göstermişti ve gerekli önlemlerini almıştı. Bir gün öncesinden vücudunun ihtiyaç duyduğu sıvısını almıştı. Gözleri en parlak ve en güzel olduğu zaman dilimiydi. Gökyüzünde süzülmeye devam ederken yavaş bir şekilde aşağıya inmeye başladırlar. Az sonra o prensesi aldığı elbiseler içersinde görecekti. Araba en yumuşak şekilde toprağa indi ve kapıyı açmak için yerinden kalktı. Yavaş bir şekilde arabanın kolunu indirdi ve kapı ileriye doğru açıldı.

Kapıyı açar açmaz karşısında duran prensese hayranlıkla bakmaya başladı. Karşısındaki de kimdi böyle? O, o çok güzeldi. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi ve hayranlık içersinde elini ona doğru yöneltti. Sevgili cini, her şeyi halletmişti. Prenseslere lâyık bir şekilde hazırlamıştı onu. Tristan, prensesi nazikçe arabanın içerisine çekti ve yan yana oturdular. Tristan, sürücüye bir bakış attı ve araba yeniden hareketlendi ve havalanmaya başladı. Yanında hayranlık duyduğu kişi duruyordu. Gözlerini onun o masum yüzünden alamıyordu. Bir ömür boyu o masum yüze bakmayı sürdürebilirdi. Yıldızlara daha yakın bir mesafede havada süzülüyorlardı. Bu yaşadıkları an en romantik anılarından biri oluyordu. Şu anda konuşmak istiyordu ama şaşkınlık buna izin vermiyordu. Onu ne kadar çok sevdiğini bir kez daha anlamıştı. Aşk, dünyadaki en önemli hayat kaynağı, o olmadan insanlar ne yapardı acaba?

Havada süzülmeye devam ederken İngiltere’nin bulutlu şehrine gelmişlerdi. Sürücü arabayı yeniden aşağıya doğru yöneltti ve araba sanki bir yaprak gibi süzülmeye başladı. Yere hafif bir şekilde indikten sonra arabanın kapısını açan Tristan, elini prensesine götürerek dışarıya çıkmak için davet etti. O nazik, yumuşak ve bir o kadar güzel olan prensesin elini kendi eline aldığında içinde bir his uyandı. Bu his prensesi ile tanıştığı günde de olmuştu. Yavaş bir şekilde arabadan indikten sonra Lazêrniã da bu ikiliye katıldı. Sağ kolunda prensesi sol kolunda biricik dostu Lazêrniã duruyordu. Yerde serili olan kırmızı halının üzerinde yürümeye başlayan grup eğlencenin keyfini çıkartacaktı. Tristan balodaki en şanslı kişiydi. İki güzel bayanla baloya gelmişti. Balo yapılacak yerin kapısından içeriye adımlarını atar atmaz karşılarında Tristan için kadim dost olan Caprice’yı gördüler. Onun sayesinde bu planı hazırlamışlar ve başarıyla uygulamışlardı. O komik kostümlerinden kurtulmuş, yerini göz kamaştırıcı kıyafetler giymişti. Caprice’nın o komik esprisine karşılık bir kıkırdama krizine girdi. Caprice’nın eli Tristan’ın burnunun üzerindeyken gözdağı vermeyi de ihmal etmiyordu. Tristan’ın o an aklına gelen bir fikir balonun ne kadar eğlenceli bir hal alacağını bir kez daha anlamış oldu. Yüzünde hafif bir sinsi gülüşün ardından yürümeye başladılar. Lazêrniã’nın bulunduğu yerde şimdi Caprice vardı ve yürüyüşte Tristan ve Olivia eşlik ediyordu. Yürüşleri barın önünde son buldu ve boş sandalyelere oturarak Caprice’nın sözüyle barmenden gelen ateş viskilerini yudumlamaya başladılar. İçeceklerinden ilk yudumlarını aldıktan sonra etrafa bir göz atmaya başlamışlardı. Ancak Tristan’ın gözü Olivia’dan başkasını görmüyordu. Caprice’nın sözüne karşılık kendini tutamamış ve bir kahkaha patlatmıştı.

“Caprice, biliyorsun ki okulda sana uygun kişiler ama sen sabit değilsin ki, ne demek istediğimi gayet iyi anladın.” Diyerek yüzündeki o gülümsemeyi devam ettirdi. Tristan haklıydı. Caprice’nın kişiliği deli dolu ve eğlence meraklısı birisiydi. Bugün biriyle yakınlık gösterdiyse diğer gün bir başkasıyla birlikteydi. Kadim dostu için bir şeyler yapmalıydı. Bunu aklının bir köşesine yazdı ve bir gün ona olan borcunu en güzel şekilde ödeyecekti. Fakat şimdi prensesi ile bir randevusu vardı. Bu nedenle başka bir şey düşünmemeliydi. Oturduğu yerden kalktı ve Olivia’nın oturduğu sandalye’nin önünde diz çöktü ve konuşmaya başladı.

“Caprice, seninle sonra ilgileneceğim şimdi daha önemli işlerim var… Bu gecenin Prensesi benimle dans etme nezaketinde bulunur muydu acaba”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabella Mainley

VI. SınıfVI. Sınıf
Isabella Mainley



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Mr. Porell
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Jaguar

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Eyl. 11, 2009 3:50 pm

Aldığı cevaptan gayet memnun bir şekilde, onlara doğru koşan Caprice'e yöneldi. Bakışlarıyla onu süzüyordu. Gerçektende Caprice bu gece çok can yakacağa benziyordu. Taktığı tılsım ise ayrı bir hava katıyordu zaten çok güzel olan Caprice'ye. Yanlarında ki Caprice ile kırmızı halıdan geçerken balodan gelen müziklerle havaya giriyorlardı. İşte balo salonundaydılar. İçeride ki kızların yüzlerinde ki abartılı makyajı görünce içten bir gülümseme belirdi yüzünde. Kendine yaptığı şeffaf tanlarda ki makyajı şimdi daha da çok sevmişti. Balonun prensesini seçmekte zorlanmayacaktı Lazernia. Balonun prensesi ona göre Olivia, balonun incisi kendi ve balonun karşı konulmaz çekici bayanı da Caprice'di. Barın önüne geldiklerinde açılışı yapan Caprice'ye sorusunun cevabını kendi açısından cevapladı. '' Sanırım yaşım tutuyor olmalı. On üç yaşında değilim galiba? Yoksa on üç yaşında mıyım? '' Bir kahkaha patlattı ve arkadaşlarının yanına oturdu. Caprice'in etrafta ki erkekler hakkında yorumunu dinlerken gözlerinde bir ışık belirdi. Ateş viskisini içerken gözleri yakışıklı arıyordu. Olivia'nın yorumuyla içi burkuldu ama yinede heyecan dolu sözlerini sarf etmeyi başardı. Gerçekten de yakışıklıların sevgilisi vardı ama yinede vazgeçmek yoktu. '' Of! Olivia senin tuzun kuru! Tristan olmasaydı sanada önerirdim ama tabii... Senin sevgilin var. Bırakta bizde biraz eğlenelim. ''

Gözüne kestirdiği bir erkeğe bakıyordu Lazern. Arkası dönük olsada idare eder durumdaydı. Bakışlarını Olivia fark etmişti. Çocuğu kötüleyici sözlerinden sonra Lazernia Olivia'ya masum gözlerle baktı. '' Ooff! '' Bu gidişle ümidini iyice yitiriyordu. Her yakışıklının kolunda boya küpü bir cadı vardı. İçkisinden ard arda birkaç yudum aldıktan sonra Caprice, onun dile getirmediği cümleleri Olivia'ya söyledi. Tabii bizim onun ki gibi bir Tris'imiz yoktu. Caprice'in tamamlayamadığı cümlesini tamamlama yetkisini kendinde görmüştü ama neden? '' Ona kalsa, o, onun için yaratılmış bir şaheser. Herşeyi! Ve.. '' Viskisinden birkaç yudum daha aldı ve Caprice'in sözleri üzerine gülme krizine girdi. Rose'u görmemişti ama Rose, çok güzel bir kızdı. Emindi ki baloda ki her erkeğin dikkatini çekecekti. '' Sanırım evet. Aaron Marcus bu gece kavga çıkaracak. '' Bir kaç yudum daha ve '' Kimseyi görmedim baloda. '' sözleri dökülmüştü dudaklarından. Biraz daha içki ve Caprice'in söylediği sözleri yorumlama çabası. Katılıyordu. Hafifce onunda başı dönüyordu ama bu onu durduramazdı.

İşte br erkek daha. Tek başına gelmiş? Gözleri renkli ve esmer. Caprice'e döndü ve çocuğu gösterdi. '' Sizce nasıl? İdare eder gibi duruyor ama bu çocuk buraya neden yalnız gelmiştir ki? Ah bununda bir problemi vardır kesin! '' Bir kahkaha patlattı ve viskisinden son yudumu aldı. '' Bu çocuklar neden hep yakışıklı olmuyor ki? '' Biraz bekledi ve gözlerine yeni bir erkeği kestirdi. Bundanda çabuk vazgeçmişti. ''Eee siz ilk dansı yaparsınız değil mi? '' Sıorusu Tristan ve Olivia'yaydı. Ama Tristan çoktan oliviayı dansa davet etmişti bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Eyl. 11, 2009 4:00 pm

Akşam yemeğini büyük salonda afiyetle yedikten bir süre sonra Caprice yanına geldi ve ona bir not yazmasını söyledi. Bu notun ne olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Eleanora Caprice'nin en iyi dostu ve kankası olduğu için onun söylediği her şeyi yapmaya hazırdı tabi ki. Bunu da hiç tereddüt etmeden yapmıştı. '' Ölüm kalım meselesi, Tristan adlı öğrencinin başı dertte. Kimseye belli etme. Göl kenarına gel. Yalnız gelmezsen o ölür. Bir dost. '' yazıyordu notta. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu. Sadece yazmıştı tam ona ne anlama geldiğini soracaktı ki Caprice yanından uzaklaşmıştı bile. İçinden '' Bu cadı yine bir işler çeviriyor ama hadi hayırlısı ama ben bunu öğrenmesini bilirim. '' diye içinden geçirdi. Bunu kesinlikle öğrenekti. Genç cadının ne yaptığını balo da soracaktı ama şimdi sadece gülümseyerek onun arkasından bakmak kalmıştı. Şimdi yatakhaneye gidip hazırlanmanın tam sırasıydı.
Yatakhane de kızlar hazırlıklarına başlamıştı bile. Eleanora da daha fazla geç kalmamak için hemen dolabına doğru koştu ve balo için hazırladığı renkli bir elbise giyecekti. Etek boyunun uzunluğu bileklerine kadar geliyordu. Boynunda bulunan elbisise tam uyan gögüs hizasına kadar uzanan kolyesi ile göz kamaştıracaktı. İçeri de Alexis ve Paula vardı. Diğer kızların nerede olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Elbisesini yaptıktan sonra Alexis ve Paula'ya doğru dönerek '' Hey kızlar nasıl olmuşum? '' derken kıkırdadı ve kızların yüzünde ki gülümsemeden onların beğendiğini sezince çok mutlu olmuştu. Karşılık olarak o da aynı gülümsemeyi suratına yerleştirdi ve saçını yapmaya başladı. Kızlar da çok güzel görünüyordu. En çok da Alexis ayakta kendi ile ilgilenirken '' Uff! Alexis sen de harika görünüyorsun. Yakıyorsun ortalığı kız. Bu akşam erkeklerin canını çok yakacaksın. '' dedi ve ona bakarak kıkırdadı aynı zamanda da ayna da kendi saçıyla uğraşıyordu. Saçının arkasında ki tokayı söküp aldı ve saçlarını özgün bıraktı. Salık saç kendisine daha da çok yakışıyordu. Kızlar saçlarını yaparken içeriye koşar adımlarla Caprice girdi. Hemen kızlarla diyaloga geçti. Sesin de hem endişe seziliyordu hem de heyecan çok heyecanlı görünüyordu ve gerçekten de çok güzel olmuştu. Eleanora'dan kırmızı toka istediğin de hemen verdi fakat kırmızı toka kıyafetine yakışmadığını fark ettikten sonra Paula'dan kota alırken Alexis'e de Eleanora'nın deminden yaptığı övgüleri yağdırıyordu. Eleanora sözünün bitiminden sonra aynı övgüleri biricik dostuna yağdırdı. '' Uvv! Harika görünüyorsun Caprice'cim. Alexis'e dediğimi sana da söylüyorum bu akşam erkeklerin canını çok yakacaksınız haberiniz olsun. '' dedi ve kahkahalar alarak hazırlıklarını yapmaya başladılar. Herkes hazırdı saçlar, elbiseler ve ayakkabılar herkesin çok güzeldi. Hazırlıklar tamamdı. Balo için gitmeye hazırdılar. Caprice heyecan içinde kimseyi beklemeden hemen ortak salona geçti. Yatakhane de sadece üç cadı vardı. Onlar da hazırlıklarını bitirmiş bir süre sonra birlikte aşağıya indiklerin de Caprice'nin yanında William ile birlikte bekliyorlardı. Kızlar hep birlikte Baloya doğru yol aldılar hepsinin içinde heyecan vardı.

Balonun kapısının önüne geldiklerin de herkesin şaşkınlıktan dilini yutarcasına etrafa baktığını gördüğün de en çok Caprice ağzı açık bir şekil de mırıldanıyordu. Onun bu haline gülerek geçen kızlar kolundan tutarak onu içeriye doğru sürüklediler. Gerçekten harika bir gece olacağına herkes şüphesiz inanıyordu. İçeriye girdiklerin de içeriden yükselen ses insanın kulaklarını tırmalarcasına sesliydi. Ama orada olduğu için çok mutluydu. Alexis ve Paula'ya dönerek söze başladı. '' Kızlar bugün gerçekten çok eğleneceğiz buna eminim ama benim haletmem gereken ufak bir işim var siz keyfinize bakın ben birazdan geleceğim yanınıza. ''

Gözleri deminden yanında duran ama sonradan kaybolan Caprice'yi arıyordu. Ona sorması gereken bir iki çift sözü vardı. İçeri de hem yürüyor hem de gözleri ile Caprice'yi arıyordu. Bir süre sonra onu barın önünde Olivia, Lazern ve Tristan'ın yanında görmüştü. Elinde bir içki şişesi hem gülüyor hem de içiyordu. Sarhoş olmaması için dua ediyordu adeta yanına giderken. Çünkü sarhoş olmuşsa sorduğu tüm sorulara istediği gibi bir cevap vermezdi buna emindi. '' Aman canım olursa olsun onu ayıltmanın yollarını bilirim ben. '' diye içinden geçirdi ve kıkırdadı. Caprice'nin yanına ulaşmıştı yanında bulunanlara hiç bir olmamış gibi selam verdi ve onu kolundan tutarak kimsenin görmeyeceği bir yere çekti ve aklında oluşan soru işaretlerini cevaplandırması için cümlelerine başladı.

'' Hadi bakalım şimdi bana her şeyi bir bir anlat, o not da neyin nesiydi? ''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Alexis J. Blanchefleur

GezginGezgin
Alexis J. Blanchefleur



Mücadele Tarafı : Darkshine
Rp Sevgilisi : Yok =(
Kan Durumu : De race
Patronus : Balbasar seni seçtim xP

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Eyl. 11, 2009 5:49 pm

Akşam yemeğinin menüsünde her zamanki gibi kahkaha vardı yine. İkram olarakta balo hazırlıkları. Herkesin heyecanlı olduğu gözlerinden okunuyordu. Alexis ise heyecandan yemeğini bile yiyemiyordu. Midesindeki garip his onu yemekten alıkoyuyordu. Zorla olsa da bir kaç bir şey yedi. Dostları buna karşı çıksa da daha fazla ileri gidemeyeceğini açıkça söyledi. Şimdi ise kızların çok zevk aldığı iş vardı sırada. Süslenmek,saç yapmak ve bu sırada dans etmek bile. Yatakhaneye nasıl gittiğini bilmiyordu bile. Tek isteği süslenmeye bir an önce başlamaktı. Vakit kaybından hoşlanmadığı bir gerçekti.

Yatakhaneye gelmişlerdi şimdi. Alexis dolabına davranıp kahverengi fırfırlı elbisesini giydi. Dizin üstünde biten elbisenin altına yine aynı renkte topuklu ayakkabısını giyerek görünümünü tamamladı. Saçlarını kıvırıp saldı ve böylece hazırlığın bir kısmını tamamlamış oldu. Şimdi sıra yüzünü güzelleştirmedeydi. Gözlerinin maviliğini ortaya çıkarmak için siyah kalemle belirginleştirdi onları.

Gülümseyen dudaklarını belli etmek için çok koyu olmayan bir kırmızı tonunda ruj sürdü. Lizz'in söylediklerini duyunca yüzü kızardı. "Ah kızardım. Sen de harikasın Lizz'cim." diyerek beğendiğini ifade etti. Gerçekten de harika olmuştu bütün kızlar. Noel Balosu çok güzel geçecekti bundan kimsenin şüphesi yoktu. "Harika oldunuz hepiniz kızlar" deyip dostlarına olan hayranlığını dile getirdi. Lizz ise Alexis'in harika göründüğünü söylüyordu. Alexis buna çok sevinmişti. "Sen de çok güzel görüyürsun tatlım. Teşekkür ederim" diyerek saçlarıyla uğraşmaya devam etti. Erkeklerin canını yakmayı istedi bu gece. Göz önünde olmayı ,bakışları üstünde toplamayı. Kim sevmezdi ki bunu? Kendinden emin bir gülümsemeyle aynaya baktı son kez. Bu sefer hoş görünüyordu. Gülümsemesi yüzünden kaybolmadan artık inmelilerdi aşağıya. Herkes hazırdı balo için. Tüm gözler Hufflepuff kızlarının üstünde olacak gibi görünüyordu.

Heyecandan titriyordu. Bu gecenin tadını çıkaracaktı. Partneri olsaydı daha hoş olurdu ama kızlarla daha güzel eğleniyordu aslında. Hepsinin heyecanlı olduğu yüzlerinden okunuyordu. "Ah kızlar bu balo harika geçecek eminim" diyerek onların fikirlerini de almak istedi. Herkes bu söylenene katılmıştı. Balonun kapısına geldiğinde gözlerine inanamadı. Yükselen müzik sesine başta alışmak zor olsa da yine de burası anlatamayacağı kadar harikaydı.

Kokteyl havası veren baloda artık eğlence başlamalıydı. Müzik,dans ve kahkahalar sınırsızdı bugün. Lizz bir işi olduğunu söyleyip bir iki dakikalığına ayrılmıştı kızların yanından. Alexis Paula'ya dönerek; "Tatlım ben bir şeyler içeceğim. Artık eğlence başlamalı değil mi?" diyerek içeceklere yöneldi. Bu sırada etrafa göz atıyor kim nerede ne yapıyor inceliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/alexis-jasmin-bl
Olivia Scarlett Isis

VII. SınıfVII. Sınıf
Olivia Scarlett Isis



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Tristan
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Golden Dog (Rottweiler)

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyCuma Eyl. 11, 2009 5:50 pm


Caprİce ve Lazern'in ona karşı çıkışları ve Tristan'dan başkasını yakışıklı bulamayışını dile getirmeleri biraz korosal olsa da oldukça etkileyici olmuştu. Tristan'ın gözleride etrafı koloçan ediyordu ama bu bakışlar hiçte Lazern ve Caprice'inkiler gibi değildi. Herkes bir arayış içerisindeyken bulunamayan hazineler oldukça moral bozuyordu. Olivia ise artık bir şey söylemiyordu, Lazern'in kırılmasını istemiyordu fakat bu erkeklerin eninde sonunda onu kıracağı kesindi ki şuandan itibaren sevimli cinde onun için canının dördünden biri olmuştu. Caprice hakkında ulaşılması zor olduğu fikri dün geceki kahkahalarda hafiflemişken burada tamamen yok olmuştu. Sözlerinde ara arada olsa sitemler hissediliyordu. Uzun süren bu tip(imaj) konusu artık kapanmıştı. Balonun incisinin içkisi çoktan yarılanmıştı bile, sevimli cinin ise artık o kostümden kurtulmuş olmasına seviniyordu. Yeni görünüşü ile o kostümleri bütünleştirmek çok tatlı olmasını sağlasa da bir yabancı gibi hissettiriyordu. Yeni Caprice'i sevmişti...

Çok geçmeden hayatının anlamı Caprice'e bir espiri yapmıştı. Cadının yüzündeki kızgınlığı tahmin edebilen Olivia bunu yüzünü ona çevirdiğinde bir kez daha onaylamıştı. Yavaşça yerinden kalkan prensini takip eden gözleri, hemen önünde durmuştu. Onun önünde diz çöken prens onunla dans etmek istiyordu, Olivia'nın yüzündeki tebessüm yeniden belirdi ve o nacizane cümleye karşılık olarak " Benim için onurdur yakışıklı prensim..." diyebildi. Yüzü tekrar kıpkırmızı olmuştu. Olamazdı, şuanda utanmak hiçte iyi bir şey değildi, kızarmayı sevmiyordu. İlk konuşmalarında olduğu gibi... Biricik sevgilisinin elini tutarak yerinden kalktı. Şimdi sıra bu balonun ilk dansındaydı, bu yarı vampir yarı insan, yarı çılgın yarı romantik aşık bugün Olivia'yı kendine bir kez daha aşık etmişti. Dans etmek için yürüdüler ve boş bir alanda durdular, kollarını onun boynuna dolayan Olivia şuanda hayatının en huzurlu dakikalarını yaşıyordu. İçine dolan o hoş kokuyu bir ömür boyu duymak istiyordu, bir ömür boyu onunla olmak ...

Gözlerin üzerinde olduğunu hisseden cadı sevgilisinin yüzüne bakamıyordu utancından, çok kısa bir süre sonra bugece utanca yer vermemeye karar vererek yüzündeki kırmızılıklarla beraber gözlerini sevgilsinin gözlerine yöneltti. Ona baktığı anda içine büyük bir mutluluk düşmüştü, içini huzur kaplıyordu. Yüce Merlin ne olur bu an bitmesin, beni ondan ayırma... İçinden hep onunla olmak için yalvarırıken ona bakan gözler onu tekrar ve tekrar hayata bağlıyordu. " Seni seviyorum prensim... " Fısıldıyordu, içinden haykırmak gelse de o fısıldıyordu. O gözlerin, gözlerinden kayıp gitmesinden korkuyordu.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tristan der Ivanëxt

VII. SınıfVII. Sınıf
Tristan der Ivanëxt



Mücadele Tarafı : SD.
Rp Sevgilisi : Olivia
Kan Durumu : Melez.
Patronus : Dağ Aslanı

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyPaz Eyl. 13, 2009 3:26 pm


Tristan’ın teklife yanıt veren Olivia, gecenin ilk danslarını yapmak için pistin ortalarına doğru ilerliyorlardı. Tristan’ın sağ eli hafif yukarıda, Olivia’nın sol eli de Tristan’ın elinin üzerindeydi. Piste geldiklerinde Prens, yüzünü, prensesinkine çevirdi ve “Sayın Prenses, bu dans teklifimi geri çevirmediğiniz için teşekkürlerimi sunarım” dedi ve dudağını onun yumuşak dudağına götürerek ufak ama ateşli bir öpücük kondurdu. Konuşması biraz ciddi olsa da yüzündeki o gülümseme ciddiyeti bozuyordu. İşte ilk dans başlıyordu. Olivia kollarını Tristan’ın boynuna doladı. Tristan da kollarını onun beline doladı ve kendine doğru yaklaştırdı. Bedenleri birbirine yakın durarak ve Tristan prensesinin gözlerinin içine bakarak dans etmeye başladılar. Prenses utanmış olacak ki, gözleri Tristan ile buluşmuyordu. “Ahh benim utangaç prensesim, utanma, bunda utanılacak ne var?” diyerek başını onun saçlarına gömdü. Kendilerini müziğin ritmine bırakarak danslarını sürdürüyorlardı. İki ileri, bir geri evet, kendi etrafında dönüş; mükemmel. Dansları romantik ortamda devam ediyordu. Prensesin o kadifemsi sesi Tristan’ın kulağına ulaştığı anda, yüzündeki o eksik olmayan gülümsemesi daha da büyüdü. “Bende, bende seni seviyorum Kremalı pastam” diyerek kıkırdadı. Onunla ne güzel vakitler geçirmişti ve geçirmeye devam ediyordu. Ona bir kez daha âşık olmuştu. Onun o masum ve doğal davranışları Tristan’ın yarı ölü kalbini canlandırmıştı. Onunla tanıştığı günden beri içindeki canavar hiçbir zaman hoşnut olmadı. Bugün bile zindanların en karanlık ve en güvenli yerinde zincirli bir şekilde duruyordu. Bu romantik dakikaları onunla bozmaya hiç niyeti yoktu.

Dans etmeyi sürdürürken yanlarında geçen çiftlere selam vermeyi ihmal etmiyorlardı. Okuldaki herkes bu gece için hazırlanmıştı. Uzun zamandır böyle bir eğlence düzenlenmemişti. Okuldaki ve sihir dünyasındaki karışıklar nedeniyle bu balo çok iyi gelmişti. Okuldan kaçan profesör ve dünyanın dört bir yanında olan saldıralar herkesin sinirlerini germişti. Sihir bakanlığı ve MRRI çalışanları bu saldırıların kaynağını bulmak için seferber olmuşlardı. Zümrüdüanka yoldaşlığı henüz sessiz bir şekilde bilgi toplamaya çalışıyordu. Tristan’da bu örgüte üyeydi ve okulda onlar için bilgi toplamalıydı. Fakat bunların düşünmenin hiç sırası değildi. Yeniden gözlerini karşısında duran dünyalar tatlısı aşkının gözlerine odakladı. Ne kadar da çok mutluydular. Onunla geçirdiği en an içindeki sevgi biraz daha büyüyordu.

Ortamdaki müzik herkesi duygusala bağlamışken, Tristan gözlerini bara doğru yöneltti ve orada duran Caprice ve Lazêrniã’nı gördü. İkisi de birer avcı gözüyle etrafı inceliyorlardı. Yeni gelenleri baştan aşağı süzüyorlar ve ardından birbirlerini yorumlarını söylüyorlardı. Tristan’ın gözleri Caprice ile buluştuğunda onun o, manalı bakışlarına maruz kalıyordu. Balo için kavalye bulamamıştı ya da bulmamıştı. Caprice’nın erkekler hakkında düşündükleri hiçbir zaman sabit değildi ve hiçte sabit olacağa benzemiyordu. “Aşkım, dansı bitirelim mi artık, devam edersek dostlarımız her an bir şeyler yapabilir.” diyerek kıkırdadı. Prensesinin evet anlamında başını sallamasıyla süzülerek pisten ayrıldılar ve dostlarının yanlarına geldiler.

Prensesiyle olan dansı bitmişti ve şimdi sıra şamata vaktiydi. Caprice’ye karşı bir oyunu vardı. Bu oyuna herkes katılabilirdi. “Hey Caprice, hadi böyle oturmaya mı geldik? Bizim bir iddamız vardı öyle değil mi? Hadi ona başlayalım ne dersin?” diyerek bir kahkaha patlattı. Yüzündeki o sinsi gülüşü devam ederek etrafa bakmayı sürdürdü. Aklında ne gibi şeytanlıklar yatıyordu acaba?...Ortama biraz hareketlilik gelmeliydi. Belki de bir pasta savaşı ortamı yeterince hareketlendirebilirdi ama şimdi nereden bulacaktı pastayı?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dominique Lûthien

VII. SınıfVII. Sınıf
Dominique Lûthien



Kan Durumu : Kirli.
Patronus : Karga.

Noel Balosu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Noel Balosu   Noel Balosu - Sayfa 2 EmptyPaz Eyl. 13, 2009 7:29 pm

Güzellik soyut bir kavramıdır yoksa yanıltıcı bir kuram mı? Bunların açmazlığında duyurulan baloyu, üstüne herhangi bir kıyafet giyip gitmeyi ve halasını sinir hastası etmeyi düşündü Jazmine. Sarı saçları derin dalgalarla omuzlarına dökülüyordu, mavi gözleri haylaz bir çocuğun yaramaz çığlıklarıyla parıldıyordu. Odasının duvarındaki boydan aynaya baktı, ince bir sedefi andıran bedeni tüm kırılganlığıyla aynada yansıyordu gözlerine. Mutlu gözüken havasının içinde gizlediği acı duruşundaki nazlı edada gizlenmişti, anlamsızlaştığı anlar olurdu hayatın ve o şuanda bunu yaşıyordu. Sevgi dolu hayatı karanlık bir okulun içinde küllenmişti, çılgınlığa vurmuştu yaşamını ta ki halasının yanına gönderilinceye kadar. Şimdi içinde filizlenmeye başlayan ince nefretin ölmesi için uğraşıyordu ve bu uğraşta yalnızlık en büyük özlemiydi. Bu baloya katılmaya bilirdi ama bu halasının dikkatini tamamen onun üstüne çekerdi. Yinede kendini engelleyemeyip siyah bir elbise seçti giymek için, omuzlarında ince kıvrımlarla dökülen taşlı kolları, beline kadar tam oturan kalçalarından aşağı ise salına salına inen ve gecenin içinde küçük yıldızlar pullara sahip bir elbise. Saçlarını bir iki fırça darbesinden sonra büyükannesinin ona bıraktığı broşu yan bir şekilde tutturdu. Lanet bir balo için hazırdı tam bir süs bebeği şeklinde, ama bu halinin fazla sürmeyeceğini söylüyordu içindeki ses ve o sese ayak uyduracaktı er veya geç.

İçindeki kıpırtı balo salonunun kapısına gelince daha da artmıştı, balolara hiçbir zaman bir kavalyeyle katılmamıştı. Ona göre bu özgürlüğünün kısıtlanması, ruhunun hapsolmasıydı. Tüm kendine güveniyle salona girdi ve bölümünün çılgın kızlarını görünce hafif bir tebessüm etti. Okulda çok yeni olmasına rağmen onu kısa zamanda içine almışlar ve kabullenmişlerdi, başlarda halasının konumu rahatsızlık verici olsa da Jazmine’nin tavırları bunu unutturmuştu.

Kendi aralarında şakalaşan arkadaşlarının yanına ilerledi, Caprice’le uğraşan Tristan’a baktı, bir an için baloya gelen yakışıklı erkeklerden diye düşünmekten kendini alamadı ama Ravenclaw’un tatlı hatunu Olivia’nın sevgilisi olması işleri değiştiriyordu. Tek tek balo salonun loş ışığının altında parıldayan arkadaşlarına baktı, Olivia tam bir cinderella gibiydi, Caprice içtiği içkiyi belli eden bir şekilde gülümsüyordu, Bella yüzündeki deli parıltıyla çok hoştu, Lizz her zamanki gibi bakımlı ve harikuladeydi. Ama Jazmine bu vurucu ışığın altında yalnızca bir göze kilitlendi bir an için ve o kısa anda iliklerine kadar titremişti, ona bakan gözlerden ukalalık okunuyordu ama yinede arzunun parıltısını da görmüştü. Kendini zorlayarak arkasını döndü Caprice’e bir göz kırptı ve barmene;

“Bir ateş viskisi de bana.”dedi.

Caprice’in kıkırtısını duyuyordu ve de oda muzırca gülümseyip bir dikişte içkiyi midesine yolladı. Yakıcı viski adı gibi boğazından geçerken kızın kemiklerine kadar yakmıştı, başında hafif bir dönme etkisi yaratmış mavi gözlerindeki parlaklığı daha bir belirginleştirmişti. İkinci bardağı istediğinde Caprice de bir bardak istemişti. Gece yeni başlıyordu ve onların delilik sınırını zorlayacak içki boğazlarından arkadaşlarının şaşkın bakışları arasında bir bir gidiyordu. Bu yarışa dönüşmeden hıçkırıkları iki çılgın kızı ve çevresindekileri güldürmeye yetmişti çok kısa bir sürede gerçekleşen bu olaylar yanlarına yaklaşan çocuğun sesiyle kesilmişti. Tılsım dersindeki bu çam yarmasını çok iyi hatırlıyordu Jazmine, içinden kıkır kıkır gülmek gelmesine rağmen salondan yayılan hoş müziğin altında yarmanın sözlerine odaklandı. Olabildiğince kendini beğenmiş bir şekilde onu dans etmeye devam ediyordu. Jazmine beynindeki ani şimşekle tüm sarhoşluğunu üzerinden atarak çocuğun yanına ilerledi. Yana doğru kaykılmasını engelleyerek Urile adlı Slyterin’lının kolunu tuttu, yaşıtlarına göre oldukça uzun olan kız Urile’in kulağına kadar kalktı ve hıçkırıklarını tutmaya çalışarak;

“Hıkk, bayım ayakkabılarınızı hıkk… Bağcığı ters bağlanmış isterseniz bir bakın ona. Kızılderili inancına göre ben böyle biriyle dans edemem.”

Dedi ve eliyle sessiz anlamına gelen bir işaret yaptı ve göz kırptı, çocuk başını önüne eğdiğinde bardaktaki viskiyi de kafasından aşağı bocalıyı vermişti çoktan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Noel Balosu

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 9 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki

 Similar topics

-
» Noel Balosu ~
» Noel Balosu
» Mezuniyet Balosu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-