AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Açılış Şöleni (I.Dönem)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3 ... 7, 8, 9, 10, 11, 12  Sonraki
YazarMesaj
Aaron Darius Dolohov

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.



Mücadele Tarafı : Karanlık Taraf
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Aslan

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 4:54 pm

Aaron iki adamı da bağlamayı bitirmiş ve sınıftan çıkmıştı. İlk gördüğü arkadaşı Matt'ın içeri girdiğiydi. Aaron ona doğru koşarkn Matt'ın arkasından sinsice asasını kaldımış uzun boylu siyah bir siluet gördü. Aaron yetişemeyeceğini bildiğinden sarı bir parlamayla dev aslan tekrar ortaya çıktı. Önüne çıkan herkesi devirerek Matt'ın tam üstünden geçti ve arkasındaki ölüm yiyenin üzerine atladı. Adam yere düşmeden önce büyüsünü mırıldanmıştı. Aaron ikinci bir acı dalgasıyla kıvrandı. Adamın büyüsü onu diğer omzunun olması gereken yerden vurmuştu. Nitekim uzun boylu büyücü tekrar belirdiğinde diğer omzu da kanıyordu. Aaron diğer omzuna yaptığı muameleyi tekrarladı ve ayağa kalktı. Gülerek arkadaşının yanıan gitti

"Geciktin"dedi adamın sırtına vurarak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Matthew S. Wood

GezginGezgin
Matthew S. Wood



Mücadele Tarafı : Z.A.Y
Rp Sevgilisi : La Jaconde Rosenda de Viette
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Kurt

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 5:00 pm

Matt kendisine doğru koşan dev bir aslan gördüğünde Aaron'un hala hayatta olduğunu anlamış,rahatlamıştı.İmperius lanetinin etkisine girmiş olabilirdi,o yüzden o üstünden atlarken kendini yere atmıştı.Arkasındaki ölümyiyenin parçalandığını görünce bir problem olmadığını anladı ve ayağa kalktı.İkinci defa yaralanan arkadaşının yanına koşmak istiyordu,ama bir öğrenciye büyü yapmak üzere olan bir ölümyiyen görmüştü.Dönüp onu sersemlettikten sonra omuzuna vuran Aaron'u hissetmiş ve dönmüştü.Yarası şakır şakır kanıyordu,ama çocuk gülümsüyordu..Gecikmişti evet..

"Yaralısın..Gel şöyle.."

Kocaman bir sütunun arkasına saklanıp cebinden Muggle barutuna benzer bir madde çıkardı..Çocuğun kanayan iki koluna da iyice döktü ve asasını yönetti..

"Bu biraz acıtacak..İncendio!!"

Madde alev alıp kanamayı durdururken ortamdaki kaosa bakıyordu Matt.Bakan henüz görünmemişti.Ve bir öğrenci ölmüştü..Öfkelenmişti Matt..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aaron Darius Dolohov

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.



Mücadele Tarafı : Karanlık Taraf
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Aslan

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 5:05 pm

Aaron yaralandığında bile bu kadar büyük acı hissetmemişti. Acıdan gözleri yaşarark dişerini sıktı. Her şey geçtiğinde ise tekrar gülümsedi. Tam ağzını açmıştı ki geyik için doğru zaman olmadığını hatırladı ve hala etraflarına zarar veren ölüm yiyenlere baktı. Asasını bir öğrenciye doğrultmuş olanına doğru hamle yaptı ve

"Sectumsempra"

diye mırıldandı. Adaımın kolu parçalanmıştı. Az önce atlattığı tehlikenin hala şokunda olan çocuğu yakaladı ve öğretmenlerden birine teslim etti. Bir saniye sonra Matt'ın yanıan dönmüştü

"Seni burada görmek güzel"dedi ve göz kırptı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucas Dexter A. Bravery

GezginGezgin
Lucas Dexter A. Bravery



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı..
Kan Durumu : Muggle Doğumlu.
Patronus : -

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 5:12 pm

.....Göz kapakları yavaş bir şekilde aralanıyordu. Başta etraf ona bulanık gelmişti. Fakat gözlerini bir iki kere kırpıştırdıktan sonra olanlar gözüne net bir şekilde gelmişti. Önünde, iki tane kızın durduğunu görmüştü. Kimdi onlar? Kafasını toplaması çok uzun sürmemişti. Ines ve Aysa... Yüzüne gülümseme yerleştirmek istemişti fakat Ines'in gergin yüz ifadesi ve Aysa'nın üzgün yüz ifadesi ile beraber bunu yapmadı. Zaten çektiği acıdan odlayı da bunu yapamıyordu. Sol elini başına götürmüştü gözlerini ovalamak için. Fakat bileğinin kırık olduğunu yeni hatırlaması sonucu tekrar hafif bir feryat koparmıştı. Büyük salonda hiçbirşey dğeişmeişti bayıldığı andan itibaren.... Yalnızca bütün masalar ortadan patlamıştı. Yeni profesörler/seherbazlar gelmişlerdi. Ölüm yiyenlerin sayıları da hersaniye artıyor gibi görünüyordu. Hafifçe yutkunduktan sonra dudaklarını aralayıp gözlerini yummuştu;

'-Umduğum kişiyse özür dilerim Ines. Ne yapa..?..'
Devamını getirmek istemişti. Fakat bütün bu olanlar onu yormuştu. Daha güçlü olduğunu sanıyordu fakat yanıldığını anlamıştı. Derin bir nefes daha aldıktan sonra ayağa kalkmak için doğrulmuştu. Aysa'nın Luke'un kolunu tutmasına karşılık Ines'e hafif bir ifade yolladıktan sonra John'a yönelmişti;

'-Lütfen John... Bu bizim savaşımızıdan çıktı! Peşini bırak. Biz gidiyoruz.' Sağ eli ile onun omzuna hafifçe dokunduktan sonra Aysa'ya Alain'i işaret etmişti. Ardından;

'-Ayakta kalabilirim. Sen onu al Aysa...' Sözlerini söylemişti. Aysa Luke'un kolunu bıraktıktan sonra Luke hafif sendelesede dengede durmayı başarmıştı. Alain'in acı ile kıvrandığını gördüğünde gözlerini üzüntü ile kısmış ve arkasını dönmüştü. Yerde yatan onca öğrenci.... Bunu hak etmiyorlardı. Ayrıca birinin öldüğünü de duymuştu. Herne kadar ölen kişi bir Slytherin olsa da üzülmüştü. Derin bir iç çektikten sonra elini hafifçe Ines'ın sol omzuna koymuş ve hafif bir ifade ardından patlayan büyük salon kapısından çıkmışlardı. Merdivenleri o dakikadan sonra nasıl çıkmışlardı bilmiyordu. Fakat kısa bir sürede hastane kanadına ulaşmışlardı....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/lucas-de
Ardelle Roux

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Ardelle Roux



Mücadele Tarafı : Kendisi.

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 6:05 pm

Matt'i bir türlü göremiyordu Pat. Karmaşa içinde önüne gelene:
- Sectumsempra diye bağırıyordu. Zaten Crucio lanetini yapmıştı. Incendio Duo da denecekti ama henüz değil. Tam o sırada siyah maskelilerden birinin Pat'e doğru Crucio dediğini duydu ama çok geçti. Şimdi Pat acı içinde yerde kıvranıyordu. Bir süre böyle kıvrandıktan sonra o siyah maskeli karşısında duruyordu hala.Ona kin dolu gözlerle bakarak..
-Imperius diyeye bağırdı. Öcünü almalıydı. Ölmek isteyeceğini bile düşünmüştü Crucio lanetinin acısıyla kıvranırken..Matt'i arayan gözler şimdi kendisine Crucio lanetini gönderen kişinin üzerinde dolaşıyordu..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mstislava I. Conchita

GezginGezgin
Mstislava I. Conchita



Mücadele Tarafı : Dark Side
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Siyah Kuzgun

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 7:58 pm

Bakanlıkta geçirdiği vakitten oldukça sıkılmış olan Mstislava odasında yere çömelmiş, duvarlara asılı duran portreleri izliyordu. Sıkıcı saatlerin ardından yapacak bir iş bulması iyi olurdu ama bakanlıktaki işi çoktan bitmişti. Eve gitmek için izin alabilmek umuduyla kapıya yaklaştığında kulağında yankılanan sözlerle beraber gözleri iri iri açıldı. ‘Hogwarts’ta karışıklıklar baş gösterdi. Zor bir gün olacak.’ Arkadaşlarının kendine neden haber vermediğini sonra düşünmeye karar kılarak acilen evine gitmek için odasından dışarı fırladı. Bu kılıkla gülünç bir hava verirdi etrafına, her ne kadar maske takacak olsa da. Üzerindeki kısa, siyah eteğini de çıkarması gerekiyordu. Vakti azdı ama eve gitmesine yeterdi. İş kıyafetlerinden kurtulduktan sonra hızlı olmaya çalışarak evinin arka bahçesine geçip asasını eline aldı. Hogwarts’ta yoldaşlığın ölümyiyenlerden üstün gelmesini istemediğinden cisimlenmeye karar vermişti. Asasını sallarken duyduğu heyecan ve tedirginlik bütün bedenini sarmıştı. Öğrenciler, öğrenciler de savaşın içindeydi. Gerçekten de karışık ama eğlenceli saatler geçirecekti okulda. Asasından çıkan ışıkla birlikte birkaç saniye nefessiz kaldıktan sonra gözlerini kırpıştırıp etrafına bakındı. Okulun yakınlarında bulunurken hafifçe titremesine neden olan korku bir anda yok olmuştu. Maskesinin altında görünmeyecek bile olsa yüzüne yerleştirdiği alaycı, korkunç bir gülümseme bütün duygularını açıklamaya yeterdi herhalde. Ama yüzünü görebilen yoktu…

Okulun bahçesinden geçip diğer ölümyiyenlerin peşine takılırken tökezlememeye dikkat ediyordu. Eteğini çıkarmış olsa bile topuklu ayakkabılarını değiştirmeye zamanının yetemeyeceğini düşünmüştü. Dengesini sağlaması için iki dakika yeterken okula girmişlerdi bile. Ölümyiyenler tahmin ettiği gibi öldürmekten çok korkutmayı amaçlıyorlardı. Böyle bir savaşa katılmayalı yıllar olmuştu. Çoğu genç yandaşlara oranla daha deneyimli sayılırdı. Okuldan mezun olduktan bir sene bile geçmeden ölümyiyenlere katılmıştı. Bugünse beklediği gibi yoldaşlığa katılmış kişilerle savaşabileceklerdi. Büyük salon tahmin ettiği gibi karışmıştı. Öğrenciler telaşla bağırırken yoldaşlık üyeleri ölümyiyenleri uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Bütün bu kargaşaya rağmen Mstis’e göre izledikleri eğlenceli görüntülerdi. Daha önceki küçük çaplı baskınları saymazlarsa doğru düzgün işe yaradıkları yoktu. Gerçi Mstislava uzun süre arkadaşlarıyla bağlantıyı koparmıştı ama ihanetle suçlanmamak için yeniden bağlantı sağlamakta gecikmemişti. ‘ Depulso! ’ Düşünceleri arkasından gelen bir çığlıkla dağılırken kendine engel olamayarak çığlığın geldiği yöne doğru baktı. Sendeleyerek durmaya çalışan bir ölümyiyen kendine büyü yapan birine karşılık vermeye çalışıyordu. Mstislava bir süre kararsız bir şekilde bekledikten sonra yaptığı şeyin aptalca olduğu kanısına vardı. Bir karşılık verse iyi olacaktı. ‘Levicorpus!’ Şimdilik canı lanet uygulamak istememekle birlikte sadece eğleniyordu etrafındakilerle. Üzerine doğru gelenlere sakince Evertastartin büyüsünü uyguladıktan sonra ilerlemeye çalıştı. Kalabalık ve havada uçuşan büyüler dikkatinin dağılmasına yol açıyor, nereye odaklanacağına karar veremiyordu. Bir büyünün kendine çarptığını hissedince inleyerek yere yığıldı. Tahmin ettiği gibi sersemletilmişti. Daha güçlü bir büyüye maruz kalmadan bir ölümyiyenin kendini büyünün etkisinden kurtardığını hissetti. Artık iyice sinirlenmişti. Hırsla ayağa kalktıktan sonra kendini tutamayarak bağırdı. ‘ Rictusempra! ’ Yoldaşlık üyesi taklalar atarak geriye savrulurken Mstis debelenmeye devam ediyordu. Neden bu kadar dikkatsiz davranmıştı ki? Üstüne bir büyü daha gelmemesi için dikkatlice etrafına bakındı. ‘Protego’ Üzerine doğru gelen bir büyüyü fark edince kendini en fazla bu kadar savunacak vakit bulabilmişti. İkinci kez gafil avlanmak istemediğinden kendini kenara attı. Büyü yarattığı kalkana çarpmış ve yok olmuştu. Kendi kendine gülümsedikten sonra arkasını dönüp yardıma ihtiyacı olan biri var mı diye bakındı. Herkes kendi halinde savunma büyüleri yapıyor, vakit bulduklarında ise saldırıya geçiyorlardı. Asasıyla oynayıp uzak bir köşeye yönelirken kendini daha iyi hissediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Robert Walker

Büyülü Nesneler Bürosu BaşkanıBüyülü Nesneler Bürosu Başkanı
Robert Walker




Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 8:34 pm

Robert için gün normal başlamıştı. Her zamanki dosyalar ve toplantılarla geçmişti. Zaman döndürücüyü ilk kullanacağı günü düşünüyordu. Belki zor olacaktı onun için ama savaş için hazırlıklı olmalıydı. Hülyalı bir şekilde dosyalara bakarken bugün Hogwarts'ın açıldığını hayal ediyordu. Hogwarts... O gizemli kule. O muhteşem yuva... Oraya ilk gidişini hatırladı. Muggle doğumlular kadar şaşkın bir şekilde davranan, sihre ve okula alışmaya çalışan ender safkanlardan olmalıydı. Binasındaki safkan düşkünü birkaç öğrenci daha ilk gününde bu yüzden onunla dalga geçmişti. Hala böylesine aptalca fikirler düşünenlerin nasıl Ravenclaw gibi asil bir binaya girebildiğine inanamıyordu. Ama varlardı ve üzgün günlerinin en büyük dostları olan bina arkadaşı Ernest ve Gryffindorlu kadim dostu James tarafından o bunalımlı günlerden sıyrılıp kurtulmayı başarmıştı.

İlk girişi gözünün önüne geldi. Gök sanki binanın içine yeniden konmuşçasına süslüydü tavan. Herkes özellikle kendi gibi mugglelar arasında yetişmiş olanlar kalabalık içinde yalnızdı. Sarışın, esmer, kumral yada kızıl saçlı bir çok birinci sınıf kalabalığının içinde seçmen şapka başına konmuştu. Babasının zekasını annesinin cesaretini ve saflığını aldığını söylemişti. Büyük cesareti mi yoksa zekayı mı seçeceğini bilememiş bunlar hakkında yorumlar kafasının içinde bir uğultu oluşturmasından sıkılıp "Yeter" diye fısıldayınca şapka susmuş ve tek bir şey söylemişti. "Ravenclaw..." Gryffindor'dan da dostları olmuştu binası Ravenclaw'dan da. İkisine de çok yaklaşan biri olduğunu hep açık açık göstermişti. Ancak hayat ona hep bir şeyi öğretmişti. Cesaret bir kılıçtı. Ancak onu bileyecek onu doğru kullanmasını sağlayacak şey zekaydı. İkisini de taşıyan Robert cesaretini zekasıyla yoğurarak bugünlere gelmişti. Tam bu sırada Robert'ı hayallerinden uyandıran gümüşi bir şey içeri girmişti. Heybetli büyük bir patronustu bu. Berrak bir ışıltıyla odayı aydınlatıyordu

"Sihir Bakanlığı'na. . Ben Hogwarts müdürü John Nicholas Anthony. Ölüm yiyenler Hogwarts'a geldiler. Acil olarak seherbaz gönderilmesini talep ediyorum. "sözleri ağzı açılan patronusun ağzından döküldüğünde Robert’ın gözleri korkuyla karışık bir telaşla irileşmişti. Bu kadar çabuk mu olacaktı yani?... Hayır hayır buna inanamıyordu. İnanmak istemiyordu. Bu kadar hazırlıksız ve bu kadar hızlı olamazdı. Lanet ölüm yiyenler nereden ortaya çıkmışlardı. ? Nasıl girmişlerdi?... Telaşla doğruldu ve baş seherbazın odasına cisimlendi.

-Bütün bakanlığı uyar… Hogwarts’a saldırı yapılmış. Haydi Tom… Bütün seherbazları oraya götür. Diğer isteyenler de gitsinler. Önce Hogsmade’e sonra da okula girersiniz. dedi ve bir şak sesiyle cisimlendi. Hogsmade’in boş kaldırımlarından ilerideki ihtişamlı Hogwarts görünüyordu. Büyülerin ışıkları buradan belli oluyordu. İçinden lanetler okurken bir şeylerin uyandığını hissetti. Hayalet… Zincirlerini kırmış karanlıklar içinden yükselmişti. Asasını kaldırdı ve bir buhar bulutu eşliğinde kolları uzayıp genişleyerek kanada dönüştü. Bedeni küçülüp tüylendi. Saniyeler sonra Hogsmade sokaklarında beyaz bir şahin keskin gözlerini Hogwarts’a dikmiş hızla uçmaktaydı.

Rüzgarı delen şahin Hogwarts’a yaklaşırken önünde hiçbir engel olmadan tüylerini dalgalandıran rüzgar eşliğinde içeri girmişti. Bir kuş olduğundan hiçbir koruma önlemi etkili olmamışa benziyordu. Hoş bu lanet günde Ölümyiyenler bile içeriye girebilmişken ne kadar etkili bir korumanın olduğunu kestirmek zordu. Hogwarts’ın seherbazlara ihtiyacı olduğuna bir kez daha hükmetmişti. Beyaz şahin patlatılarak açılmış kapıya yönelmek için yavaşlamamış aksine direk pencereyi kırarak içeri dalmıştı. Bir duman bulutu eşliğinde normale dönerken. Karşısında şaşkınlık ve korkuyla bakan Roxie’ye gülümsedi.

-Ah… Merhaba Roxie… İyi olmana sevindim. Sana hoş geldin hediyesi vermek istediler sanırım. Cam için üzgünüm. Kapıyı kullanmayı pek sevmem dedi hafifçe gülerek. Aslında bu zor durum içinde gülmeye çalışıra benziyordu. Hayaleti bastırmanın tek yolu buydu. Ama gördüğü manzara kaçışan öğrenciler, yerlerdeki kanlar ve daha nice karamsarlıkla doluyken ruhu yeniden karanlıklara gömülmüştü. Kişiliği de aynı karanlığa girmiş ve tek bir kişi uyanmıştı karanlıkların arasından. Belki kendisi belki kendisinden çok farklı bir şeydi bilemiyordu. Ama şimdi ne istediğini biliyordu. Kan ve ölüm istiyordu. Gözlerinin rengi sanki daha koyu, bakışları daha delice ve haşin gibiydi.

Asasını çekerek kalabalığın içine daldı. Ölümyiyenler etrafa lanetler saçarken hayalet de onlara yaklaşıyordu. sırıtıyor muydu yoksa manzaraya üzülerek bakıyor muydu bu durumda bir ayna olmasa anlayamayacaktı her halde. Benliğini kaybettiğini iyi biliyordu. Gözlerinin önünde tek bir şey sabitlenmişti. Bir ölümyiyen Gryffindorlu bir çocuğa işkence yapıyordu. Adamın maskesinden yüzü görünmüyordu ama iri yarı bir adamdı ve çocuğa bakarken sırtı kambur bir şekilde duruyordu. Çocuğun bedeni acı içinde kıvranırken Robert’ın gözleri büyük bir kinle ona şimşekler atarcasına bakmaya ve asa tutan eli ona yönelmeye başlamıştı. Lanet düz ve etkili bir biçimde ona doğru gitmişti.

-SECTUMSEMPRA… adam acıyla haykırarak çocuğun lanetini kesmişti. Çocuk titreyerek ikiliye bakıyordu. Adamın elinin yöneldiği yer göğüsleriydi ve iki büyük yara açılmıştı. Kinle ona bakıp bir püskütme büyüsü haykırmıştı. Robert kendisine vuran büyüyle geriye uçup masaya çarpmıştı. Başından küçük Robert için önemsiz bir yaradan kan sızıyordu. Gözlerini bir an için kapattı. Keskin kulakları adamın adımlarını kargaşa içinde ayırt ediyordu. Yavaş hantal adımlar…Adamın kahkahasını duydu. Asa ona doğrultulmuştu ki tam göğüslerine sert bir tekme yiyen adam yere yığılmıştı.

-Bu sana küçüklere saldırmamayı öğretir lanet herif dedi. Gözleri yavaş yavaş eski dinginliğine kavuşmuştu. Adamın öldüğünü düşünmüyordu. Ama göğsündeki yaralar iri yarı biri için önemsiz olabilse de soluğunu kesecek kadar sert bir tekme onu etkisiz hale getirmişti. Adamın kara cüppesinin altındaki gömlekten akan kana Robert şaşkınlıkla baktı. Hayalet istediğini almışa benziyordu. Kargaşanın içinde etrafa lanetler savurmaya ve kendisine arkadaşlarına savrulan lanetleri karşılamaya devam ederken ne elbisesinin dağılmasına ne de bedeninden akan kanlara önem veriyordu.


En son Robert Brolin Langdon tarafından Paz Haz. 22, 2008 9:05 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ernést Kunz Monaghan

BannedBanned




Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 8 EmptyPaz Haz. 22, 2008 8:52 pm

Etrafına şaşkın gözlerle bakan Ernést içeri aniden girmiş olan ölümyiyenlerle yakın dostu John'u panik halinde görmesiyle oturduğu yerden sıçradı. Gözleri kocaman açılmış bir halde hemen masanın altına girerken üstünden kırmızı ve yeşil renkte büyüler uçuyordu. Hogwarts'ın yeni açılmasıyla bunlar olmak zorunda mıydı? Masanın altından kalkarak hemen bir ölümyiyene doğru asasını aceleyle çıkararak ''Petrificus Totalus!!'' diye haykırdı. Oradan koşarak kaçmaya başlarken büyük salonda büyük bir telaş ve endişe hakimdi. Masmavi gözleri irice açılmış bir şekilde Ernést, oradan oraya koşuyordu. Sırtına göremediği bir büyünün çarpmasıyla resmen birkaç metre uzağa uçtu. Düşmenin verdiği ağrı ve sızıyla omurgaları ağrıyordu. Etraftaki çocuklara baktı hızlıca, hepsi ağlıyordu. Telaşlı ve acı bakışlarla çevresindeki süzerken zorlukla ayağa kalktı. Kalkmasıyla sarı saçlarından hızla kara bir büyü geçti. Duvara çarpıp orayı resmen kül eden bu büyüyü zorlukla atlatabilmişti Ernést. Ortalığa yaşla dolmuş gözlerle bakındı tekrar. Hiçbir işe yaramıyordu, bu zalim ölümyiyenlerden kimse ölmüyordu.

Büyük bir ağrıyla koşmaya devam ederken etrafından geçen büyüleri umursamıyordu bile. Hatta takılıp düştüğü zaman tamamen yırtılmış cüppesini. Sadece aniden yere yığılmış olduğunu gördüğü Slytherin'li bir öğrenciye koşuyordu. Hayır, o ölmüş olamazdı! Yanına hızla varmış çocuğu ayıltmaya çalışırken tam yanına çarpmış olan büyüye karşı ani bir refleksle kolunu gözünün önüne doğru savundu. Kılpayı kurtuluyordu bu bütün büyülerden. Kendine gelmeyen kızın ölmüş olduğunu anladığında gözlerinden yavaş yavaş damlalar süzülmeye başladı. Kaybedecek vakit olmadığını bildiği için ıslak gözlerle kıza bakarak uğurladı onu ve koşmaya devam etti. Neden asasını kullanmak aklına gelmiyordu? Kendisini sıyırıp geçen büyülere karşı neden savunma yapmıyordu? Hiç kimseden korktuğu yoktu. Ayrıca ortalıktan kaybolmuş bazı kişiler vardı. Telaşla onları ararken koşmasını daha da hızlandırdı. Kendisine doğru atılan bir büyüye karşılık haykırdı belli belirsiz bir yere doğru : ''Expelliarmus!!'' Kendisini korumak isteyen öğrencilere yardım etmeye çalışıyordu ama kimin yanına gideceğini de kestiremiyordu tam olarak. Gryffindor'lu öğrenciler cesurdu gerçekten ortalığa büyüler yolluyordular. Ravenclaw'lı öğrencilerin de onlardan kalır bir yanı yoktu fakat güçsüzdü hepsi, daha çok hamdılar.

Tekrar oturduğu yerdeki masanın altına girmeye çalışırken kısa bir dinleme arası vermek istiyordu koskoca resmen ilan edilmiş savaşın ortasında. Fakat istediğini yine başaramadı, aynı noktaya isabet etmiş bir büyü daha yemişti. Aslında bunlara rağmen şanslı sayılırdı. Kendisine isabet eden büyüler lanet değildi. Ama yine düşmüş olmanın verdiği hüzün vardı içinde. Yine aynı noktaya çarpmış büyünün vücuduna vermiş olduğu ağrı... Çok büyüktü. Kafasını ağır kaldırmasıyla elindeki yüzüğü gördü. Annesinden kalmış tek hatıraydı. Onu da ölümyiyenler acı bir şekilde öldürmüştü. Gözünün önüne geldi tüm geçmişi. Bir film gibi değişip durdular. Yine annesinin hediye etmiş olduğu ağaç rengindeki piyanosu geldi aklına. Almanya'daki geniş ve güzel evinde onu başarılı bir şekilde çalarkenki, Ernést'in annesinin yüz ifadesi... Maskeli ölümyiyenlere ağlayarak bakarken daha da hırslandı. Dişlerini kırarcasına sıkarak ayağa kalktı tekrar. Umursamadan haykırdı etrafına : ''Sectumsempra!!!'' Dört bir yana büyüler yolladı. Gözü dönmüştü, kime çarptığını bile görmek istemiyor, umursamıyordu.

Koşmaya devam ediyordu, sarı saçları bir o yana bir bu yana dağılırken. Bazen baş belası oluyordu saçları gerçekten, görüş alanını daraltıyorlardı. Mavi gözlerinin üstüne düşmüş olan sarı perçemini geri atarken bir büyü daha yeme tehlikesini atlatıyordu. Çığrından çıkmıştı bu iş. ''Hogwarts basıldı!!'' Kendini çığlık çığlığa daha da korkutan öğrenciler bu sözle daha da deliriyordu gerçekten. Bu sırada kendisine doğru hızla yaklaşmakta olan bir ölümyiyen farketti. Asasını sıkıca kavramış olan bu ruh gibi maskeli adam Ernést'in peşinden hızla koşuyordu. Aniden şaşırtıcı bir şekilde Ernést geriye doğru yani ölümyiyene doğru hızla koşarken asasını cüppesine sokar gibi yapıp ölümyiyenin tam suratının ortasına okkalı bir yumruk indirdi. Yüzündeki sert ve demirden maske ellerindeki damarları incitmiş olsa da daha çok şeyin olacağı kesindi. Bunlar daha alıştırmaydı. Asasını tekrar hızla çıkarıp ölümyiyenin gırtlağına dayadığı anda sinirle konuşuyordu ki ani bir büyü saldırısına uğradı. ''Protego!'' Otomatik olarak ağzından çıkmış bu büyü kendisine gelen büyüyü bin parçaya ayırıp yoketmişti. Bu sırada yoğun bir ışık demeti patlaması oldu. Masmavi gözlerinin renk değiştirdiğini farketmezken yere yığılıp kaldı öylece fakat ani bir göz yorulmasından kaynaklanıyordu.

Gözlerini tekrar açtığında saniye farkının olmadığını yani bayıldığı gibi uyandığını farketti ama masmavi gözleri karşısında bir maske görüyordu. Ardından bu sefer kendi gırtlağına dayanmış bir asa hissi... Dehşet ve korkuyla ölümyiyene bakarken bir an için öleceğini farketti ama ölümyiyenin gözleri önünde bir fırlatma büyüsü tarafından metrelerce uzağa fırlamasıyla derin bir nefes aldı Ernést. Hızlı ve dirençli olmaya çalışarak ayağa kalktı ve tanıdık birisini aradı ortalıkta. Öğrencilerin attığı tabak çanaklar havada uçuşuyordu bu sefer. Sol eliyle asasını tutarken sağ eliyle kafasına kalkan yapıyordu. Büyüler tüm eşyaları patlatırken yanında kocaman bir koltuğun havaya uçtuğunu farkedince şok oldu Ernést. Daha da hızlı koşarak asasını gözüne kestirdiği bir ölümyiyene yöneltti ; ''Rictusempra!!''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Açılış Şöleni (I.Dönem)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
8 sayfadaki 12 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3 ... 7, 8, 9, 10, 11, 12  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-