AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Açılış Şöleni (I.Dönem)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3 ... 10, 11, 12
YazarMesaj
Vivien Taylowski

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Vivien Taylowski



Mücadele Tarafı : Aydınlık
Rp Sevgilisi : Staples Cromwell
Kan Durumu : Melez.
Patronus : Serval.

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 EmptyPerş. Tem. 10, 2008 4:43 pm

İşte yeni bir yıl daha başlıyordu. Her zamanki gibi dostlarıyla bu yılında üstesinden geleceklerdi. Eğlence ve hüzünle birlikte. O anda gözünü 1. sınıflar takıldı. Hepsinde bir heyecan bir merak vardı. Etraflarına kocaman gözlerle bakıyorlardı. Mel hafifçe gülümsedi ve onları izlemeye başladı. Aralarından bazıları Gryffindor'a seçilecekti. Küçük Gryffindor'lular... Biran aklına Hogwarts'a ilk geldiği gün geldi. Zaman ne kadar da hızlı geçmişti. İlk Büyük Salon'un o ihtişamlı büyük kapılarını gördüğünde ne kadar heyecanlandığını düşündü. O küçüklerin hepsinde de o heyecanı görebiliyordu. Bütün 1.sınıfların arasında ilk olarak o Seçmen Şapka'ya çağırılmıştı. Ne kadar da heyecanlanmıştı. Kıpkırmızı kesilmişti,titreyerek ilerlemişti. Seçme Şapka kafasına konulduğu anla "Gryffindor !" diye haykırması bir olmuştu. O anda bütün Gryffindor masası ayağa kalkmış onu aralarına almıştı. Bunların hepsi Mel'in gözlerinin önünden kısa bir film şeridi gibi geçip gitmişti. Şimdi büyümüştü ve 3.sınıf olmuştu. Birçok arkadaşı olmuş bunun yanı sıra nefret ettiği insanlarda olmuştu ama o mutluydu. Gözleri küçüklere takılmıştı.

*Acaba aralarından kimler Gryffindor'a seçilecek.*

Kafasını iki yana salladı ve Evanna'nın kulağına birşey fısıldamasıyla kahkahayı bastı. Hafiften o büyük kahkaha yüzünde minik bir gülümseme bırakmıştı. Bu güzel düşünceler arasından arkadan gelen çığlıklarla gözleri kocaman oldu. Hogwarts Ölüm Yiyenler'in saldırısına uğruyordu. İnanılabilir gibi değildi. Mel direk kafasını küçük çocuklara çevirdi. Ne kadar da korkmuşlardı. Çığlık çığlığa kaçışıyorlardı. Mel'in gözleri dolmuştu. Bu iğrenç kötüler küçüklere hiç acımadan zarar verebilirdi. Gözleri dolu dolu cüppesinin üzerindeki Gryffindor amblemine baktı ve sinirli bir şekilde cüppesinden asasını çıkarttı.

"Bu cüppe benim üzerimde bulunuyorsa...Bunu başarabilirim." dedi ve Sam'in ona " Hadi şu işi bitirelim " anlamında bakan gözleriyle birlikte koşmaya başladı. Etrafında bir sürü Ölüm Yiyen vardı. Hemen gözüne takılan bir Ölüm Yiyen'e doğru nefret dolu gözlerle ilerledi ve asasını ona doğrultarak "Sersemlet" diye bağırdı. O anda ona doğru hızla ilerleyen Ölüm Yiyen gözüne çarptı ve ona doğru doğrulttuğu asasını sıkıca kavradı.

"Rictusempra"

Ölüm Yiyen'e sert bir darbe indirmişti. O anda küçük bir çocuğun çığlıklarını duydu. O da ne ÖlümYiyen küçük bir kıza saldırıyordu. Mel asasını ona doğru doğrulttu. Tam büyü yapacakken Sam'in Ölüm Yiyen'i hakladığını gördü ve anlamlı bir şekilde gülümsedi ama bu o kadar da uzun sürmedi. Ölüm Yiyen arkasından gelmiş Sam'e asasını doğrultmuştu. Sam ise hiçbir şey yapamıyordu. Yapamazdı da... Mel'in gözleri sinirden alev alev yanıyordu. En sevdiği dostu,kardeşi... *Sam...!* Mel bütün hızıyla koşmaya başladı. İlk defa bu kadar hızlı koşuyordu. Tam zamanında Sam'in üstüne çullanmıştı. Onu sola doğru fırlatmıştı. Bu hızla ikiside düşmüşlerdi ve büyüde üstlerinden geçmişti. Mel korkulu gözlerle Sam'in üzerinden kalktı. Yanlarına Evanna'da gelmişti. Elini uzatarak Sam'i kaldırdı ve Ölüm Yiyen'e sinirle dönerek "Iska !" dedi alaycı bir tavırla. Bütün Salon karışmıştı. Havada uçuşan onlarca büyü...Küçük sınıflar...Onlar için berbat birgün olmuştu. Şimdi ise bütün hızlarıyla koşmaya başlamışlardı. Biran önce bu kargaşadan kurtulabilmek için...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evanna Alaina Swam

GezginGezgin
Evanna Alaina Swam



Mücadele Tarafı : ZümrüdüAnka Yoldaşlığı
Rp Sevgilisi : ... {Den Danger }...
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Yabani Tavşan (Olcak xD )

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 EmptyCuma Tem. 11, 2008 9:32 pm

Uzun bir yolculuktan sonra Hogwarts'a gelmişlerdi. Oldukça zevkli geçen bu yolculuk sonradasında Hogwarts gibi görkemli bir yere gelmek çok güzel bir duyguydu. Arkadaşlarıyla geçireceği günler ne kadar da güzel olacaktı kim bilir... Ne kadar da eğlenceli günler yaşıyordu Evanna arkadaşlarıyla. Arada bir üzüntüler olsada onlar bir aradayken hep mutlu oluyordu.

İşte Hogwarts yeniden karşısında duruyordu. 1. sınıfların heyecanları gözlerinden belliydi. Aralarından kendisi gibi Geyffindor'lu olacaklarda vardı. Evana şimdiden onlarla guru duyuyordu. Aniden aklına gelen şeyi Shél'e söyledi ve gülmeye başladılar. Kahkalarına şaşkınlıkla bakan Sam hiçbir şey anlamamış gibi görünüyordu.

Salona girdiklerinde 1. sınıfların heyecanları, gülüşleri Evanna'nın yüzünde ufak bir gülümsemeye yol açmıştı. Ancak bu o kadar uzun sürmedi. Aniden gelen çığlık sesleri Evanna'nın korktuğunu başına getirmişti. Ölüm Yiyenler baskın yapmışlardı.

Gördüğü manzara karşısında donup kalan Evanna Sam'in attığı bakış karşısında harakete geçti. Savunmasız olan bir çocuğa saldırmakta olan Ölüm Yiyen'e cüppesinin cebindeki asasını çıkartıp kavradı ve :

-"Sersemlet!"

diye bağırdı. Ölüm Yiyen aniden geriye doğru fırladı. Daha fazla mücadele edemedin Shél ve Sam'in oratalarda olamadığını gördü. Aniden Shél Sam'im üzerine atlayıp Ölüm Yiyen'in yaptığı büyüden kurtarmıştı. Son anda bunu yapmıştı...

Evanna hemen yanlarına gidip onlara ayağa kaldırdı. Gördüğü manzara hiç de hoş değildi. Eli kolu bağlanmış bir şey yapamıyordu. Shél'in Ölüm Yiyen'e karşı bakışı Evanna'yı korkutmuştu. Ama Shél haklıydı. Ayapa kalkar kalkmaz ortamdan uzaklaştılar. Dışarıya çıktıklarında yaşadıklarının şokunu hala atlatamamışlardı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/evanna-a
Rox Renske

BannedBanned



Mücadele Tarafı : ff

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 EmptyCuma Tem. 11, 2008 10:38 pm

Uzun ve sıkıcı yolculuğun ardından sonunda varmışlardı Hogwarts'a.Geçen seneki günlerini yaşadıklarını düşündü.Güzel şeylerdi.Güzel şeyler yaşamış ve paylaşmıştı arkadaşlarıyla.Üzüntüler sevinçler.Evet o seviyordu burayı.Buradakileri.Pekiya aşk acba bu sefer bu duyguyu tadacak mıydı?Geçen sefer hazır değildi.Öyle hissetmiyordu en azından.Ama pekiya bu sefer?

Ortak salonda 1. sınıfları gördü.Ne kadarda heycanlılardı."Kim bilir neler hissediyorlardır?"diye düşündü Rox.Pekiya o o ne hissetmişti.Garip bir duyguydu.Hangi binaya seçilecekleri hep merak konusuydu.Ve binasını çok istemişti.Zekasıylada elde etmişti istediğini.Seviyordu binasını ve Hogwarts'ı Rox.

O böyle düşlere dalmışken duyduğu çığlıklarla aniden yerinden fırladı.Olamaz!"diye düşündü.Ölüm Yiyenler baskın yapmışlardı.Ortalık birbirine karışmıştı.Zar zor ilerleyerek koridora giderken kolunu sıyıran lanetle kaskatı kesildi.Ve aniden arkasına dönüp ölüm yiyenle göz göze geldi ve


"Sectumsempra!"

diye haykırdı olanca gücüyle büyü ölüm yiyeni çok küçük bir farkla ıskalamıştı."Kahretsin Iskaladım"diye düşündü.Ve olanca gücüyle ordan koşmaya başladı.Koşarken bir ölümyüyenin küçük bir çocuğa doğru yolladığı büyüü gördü ve hemen

"Protego!"

diye haykırdı.Neyse ki çocuk kurulmuştu.Ölümyiyn ise ordan kayboldu.Bahçeye varığında yaşadıkları karşısında şok olmuştu.Öylece hiç bir şey yapamadan durdu.Daha ilk günden böyle bir şey çok çok kötüydü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ernést Kunz Monaghan

BannedBanned




Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 12 EmptyPaz Tem. 20, 2008 12:53 am

Dayanılmaz savaşın tüm kasveti, Hogwarts'ın damarlarına işliyordu her saniye. Çığlık çığlığa bağıran öğrenciler tüm okul çalışanlarının içine kor düşürüyor, yüreklerini yakıyordu. Minicik bedenlerin bu kadar güvenli bir yerde bunu hakedecek olması hangi akla, mantığa sığardı? Hogwarts'ın herkese açık olan ve tüm öğrencilerini güvenle saran saf kanatları, hiçbirini koruyamayacak kadar bitkin düşmüştü şimdi. Yıllardır geniş ve kuvvetli bir emniyet içinde yaşattığı anlar, belki de bini aşmış lanet sayesinde son bulmuş gibiydi sanki. Herkesin aklında bu olayların, Hogwarts için büyük darbeler oluşturduğu yatıyordu hiç şüphesiz. Mantıklı ve sakin davranmak isteyenlerin bu dehşet dolu ortamdan dolayı çıldırdığı çok açık görülebiliyordu. Bunların içinde Ernést de vardı. Dakikalardır çektiği işkence gözlerini doldurmuş, tüm bedeninde manevi bir ağrı yaratmıştı. Zayıflaşmış bünyesi olanları kaldıramıyordu, bu onun için fazlaydı. Yedi yılın verdiği bilge gözlemle böyle bir şeyin kâbus olduğuna inanıyordu ama gördüğü her şey gerçekten başka bir şey değildi. Dehşete kapılmak istemiyordu ama vücudu onu bu konuda çoktan yalnız bırakmıştı bile.

Duygusuz ve katılaşmış bakışlarla bir oraya bir buraya koşarken son derece ruhsuz ve bitkindi. Bir yandan öğrencilerin güvenliği için onları telaşa sokmadan çıkarmaya çalışırken, bir yandan da ölüm yiyenlerin acımasız lanetlerinden kaçıyordu. Sürekli bunun bir skandal olduğunu düşünen beyni tüm vücudunda dayanılmaz bir acıya sebep oluyordu. Binbir türlü zorlukla çoğu öğrenciyi dışarıya çıkarmaya uğraşırken, açık mavi gözleri şiddetle Mia'yı arıyordu. Onu kurtarmalıydı, yoksa o böyle bir ortamda nasıl yaşayabilirdi? Ya ölürse? Buna kesinlikle dayanamazdı. Her zaman utandığı bu aşkından dolayı gözü dönmüş bir Ernést boy gösterirken, asasını kendisine gelen büyülere yönelterek koşmaya başladı. ''Mia! Mia!'' Avazı çıktığı kadar bağırırken her sesin birbirine karıştığı kesindi. Hızla asasını sallayarak ''Sonorus!'' diye haykırdı. Sesinin yükseldiğinden emin olduğu bir anda tekrar Mia diyerek bağırmaya başladı. Onu bir an önce bulup çıkarmak istiyordu fakat Ernést'in bu bencilliği diğer zavallı öğrencilerin aleyhine işliyordu her saniye, hatta salise. Fakat o gözü dönmüş bir şekilde Mia'yı aramaya devam ediyordu. Etrafına şişmiş gözlerle nahoş bir şekilde bakınırken, sonunda Mia'yı gördüğünde fazlasıyla sevinmiş bir ifade geldi yüzüne. Parlayan gözleri korkudan titreyen kıza kenetlenmişken, hızla onun yanına koştu. Hiçbir şey söyleme gereği duymaksızın onun ensesini nazikçe tutarak koşmaya başladı. Onu bu dehşet dolu yerden çıkaracak kapıyı arıyordu gözleri. Artık öyle bulanık görmeye başlamıştı ki her an bayılabilirdi. Farkına varmadan Mia'yı buradan çıkarabildiğinde aceleden yemiş olduğu büyü, kolunda büyük bir yara bırakmıştı. Küçük Ravenclaw'lı kızı kurtarabildiği için mutluydu ama ya diğerleri? Koluna aldırmayıp koşmayı bırakmadan diğerlerine çıkın diye haykırırken, tümüyle ölüm tehlikesi taşıyan bu ortamda şiddet son raddedeydi artık. Hızdan görülmeyen parlak ışınlar bazılarının tam kalp hizalarına isabet edip, onları yere yığıyordu. Bunlar öğrencilere de olmamalıydı, bu yüzden Ernést son hızıyla diğer profesörlere yardım etmeye çalışarak herkese çıkma işareti verdi ve biraz olsun dinlenmek için kuytu bir yere atıverdi kendini. ''Selvia Hexia!''

Birkaç dakika görünmez bir yerde kalmak her ne kadar büyük bir bencillik de olsa ölmek istemiyordu. Nasıl bir Gryffindor mezunuydu? Savaşın verdiği şaşkınlık tüm karakteriyle olan iletişimini kesmişti sanki. Acılar bedenine Crucio büyüsü yemiş gibi yükleniyordu kimin yaptığı belli olmaksızın... Gördüklerinin hepsi bir işkenceydi kesinlikle. Az önce gördüğü minik cansız bedenler aklından asla çıkmayacaktı. Hiçbir yerde olmayan bu olaylar en güvenli yer tarif edilen Hogwarts'ta mı olmuştu yani? Dayanamayıp hüngür hüngür ağlamaya başlayan Ernést, cansız minik bedenleri aklına getirdikçe daha da çökmüş bir hale bürünüyordu. Yerde yatan, artık yaşamayan küçük öğrencilerin en güvenli yer diye güvenip geldikleri bu koskoca, şöhretli (!) okul, nasıl böyle bir savaşa tanıklık edebiliyordu? ''Nasıl ha... Nasıl!!!'' O an tüm sinirini boşaltabilmek için salonu inleten bir çığlık koparmak istedi fakat dilini yutmuş gibiydi. Boğazında düğümlenen hıçkırıkları, kendisini daha da kötü hissetmesine neden oluyordu. Kim bilir Gelecek Postası okul hakkında neler neler yazacaktı. ''Skandallar! Ölümler! Hogwarts basıldı! Minicik bedenler cansız yatıyor! Herkesin güvendiği Hogwarts nasıl bir komplo hazırladı!'' Tüm manşetleri şimdiden tahmin edebiliyordu, zor değildi. Olayları büyüttükçe büyüten gazetenin daha nasıl şeyler yazacağı belki tam bir muammaydı ama şu an tek sorun ortadaki bitmeyen savaştı. Dakikalardır hiçbir şey yapmayan Ernést James'e yapılan haksızlık gibi adaletsizlik yaratmak istemiyordu. Olanca gücüyle ayağa kalkarak görünmez yaptığı alandan çıktı ve savaşa tam hazır bir pozisyonda dik durmaya çalıştı, her ne kadar zor da olsa.

Haksızlığın ve adaletsizliğin hat safhada olduğu böyle bir savaşta samimi dostu James'i hatırlamamak da mümkün değildi. Eşitsizliğe ve bakanlığın yanlış kararına kurban giden dostunu kurtarmak için elinden geleni ardına koymayacaktı güya. Ama ne yapabilmişti ki onun için? Koca bir hiç... Akabinde Robert'a da feci halde kızgın ve dargındı, haksızlık yapıp James'i Azkaban'a attığı için. Oysa ki James o gün boyu kendisi ve John Nicholas'la birlikte olmuştu ve fiyasko bir haber yüzünden Azkaban'a hapsedilmiş hatta kabaca bir deyimle 'tıkılmıştı!' Kim bilir o karanlık yerde neler yapıyordu. Arada sırada ruh emicilerin saldırısına uğramak da çok kötü olmalıydı. Yine dayanamayarak ağlamaya başlayan Ernést çok kötü olduğunu hissedebiliyordu. Tüm samimi arkadaşlarına bir şeyler olmaya başlıyordu. Hemen ardından kendisine de bir şeyler olacağını hissetmiyor değildi, endişeli ve panik atak oluyordu her kaçtığı büyüden sonra. En korkusuz Ernést şimdi kabusuyla boğuşuyordu istemeden. Hiçbir karakteristik özelliğini taşıyamıyordu bu savaş esnasında. Dalgınlıktan ve ne yapacağını bilememekten bir tek büyü ismi bile çıkmamıştı kurumuş dudaklarından. Artık hiçbir şey söylemek istemiyordu, elinden geldiğince bu savaş bitsin istiyordu.

Ortalık dinmiş, her yer büyük bir sessizliğe bürünmüştü. Hiç kimsenin ağzından tek bir harf bile çıkmıyordu artık. Ernést'in dilediği gerçekleşmiş, savaş dinmişti. Ardından tek kalanlar, yerde ölü bir şekilde yatan seherbazlar ve masum, ölmeyi haketmeyen öğrencilerdi. Skandalı yaşatan ölüm yiyenler çoktan kaçmışlardı bile, cesaretsiz ve alçakça. Geride bıraktıkları izler asla unutulmayacaktı. Hogwarts için derin bir şekilde darbeler oluşturmuşlardı. Kimin nasıl kendilerine ağır bir komplo kurduğu tam bir muamma idi fakat asla çözülmeyecek bir sırra kurban gitmişler gibi gözüküyorlardı. Akabinde samimi dostu John'a da çok üzülüyordu, daha ilk müdürlük yılında böyle bir savaşla karşı karşıya kalmıştı. Bu onun için büyük bir şansızlıktı her ne kadar herkes için olsa da. Savaşın bitmesinden yararlanarak John'u aramaya başladı. Kırık dökük yerleri zıplayarak geçen Ernést biraz olsun düzelemiyordu, gözünden akan yaşların hepsi kurumuştu. Sarı saçları birbirine karışmış ayyaş bir serseri görünümü almıştı. Artık tenha sayılabilecek büyük salonda John'u gördüğü ilk adımlarda yavaş bir koşma takındı kendine. Yanına vardığında : ''Odana çıkmalıyız John, hemen.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Açılış Şöleni (I.Dönem)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
12 sayfadaki 12 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3 ... 10, 11, 12

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-