AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Açılış Şöleni (I.Dönem)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3 ... , 10, 11, 12  Sonraki
YazarMesaj
Kyndra Gregoraci

GezginGezgin
Kyndra Gregoraci



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : isteyen pm atabilir

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPaz Haz. 29, 2008 6:22 pm

Kyndra merdivenleri koşarak indi.Geç kalıyordu!Ne zaman öğrenecekti zamanında uyanmayı?Annesinin ısrarlarını duymazlıktan geliyordu.Kahvaltı edemezdi,vakti yoktu.Treni kaçırması işleri karıştırırdı.Koşarak kapıdan dışarı çıktı.Annesiyle babasına yolladığı küçük öpücükten sonra koşmaya başladı.

İstasyona geldiğinde herkes trene binmişti.Neyse ki henüz hareket etmemişti tren.Bazı öğrenciler uyuyordu,bazıları pencerelerden başlarını çıkartmış,aileleriyle kucaklaşmaya çalışıyordu.Çoğunun yeni olduğu belliydi.Çantasının içinden ufak bir fotoğraf çıkardı.Küçük erkek kardeşi,annesi,babası ve Kyndra vardı fotoğrafta.Gülümsedi.Düşüncelere dalmıştı ki bir çocuğun ona çarpmasıyla irkildi.
"Özür dilerim!"
Kyndra ise gülümseyerek konuşmuştu.
"Teşekkür ederim!"
Yoksa treni kaçıracaktı.Trene girdikten sonra şans eseri boş bir yer buldu.Oturduktan sonra başını pencereye yasladı ve dışarıyı seyretmeye başladı.

Okul binasını görünce gülümsedi.Burası onun için ayrı bir ev gibiydi.Doğrusu,burayı çok özlemişti.Yatakhaneyi,büyük salonu,her yeri!Aslında evde bulamadığı huzuru burada buluyordu.Kendi kendine burayı özlediğini mırıldandı ve büyük salona ilerledi.

Oturduğu masada etrafına bakıyordu.Demek müdür yardımcıları şimdi müdürdü.Harika!Her zaman sevmişti Bay Nicholas'ı.Harika bir müdür olacağını biliyordu,emindi.Gerçi bir önceki müdürden şikayetçi değildi.Bu düşüncelerini Seçmen Şapka'nın şarkısı böldü.Ardından 1.sınıf öğrencilerinin seçimi başladı.Kendini hatırladı.Ne kadar korkuyordu.Kendinden büyük yüzlerce kişinin önünde Seçmen Şapka onun özelliklerini sayıyor ve bir karar veriyordu.Çok geçmeden Bay Nicholas konuşmaya başladı.Gülümseyerek dinledi onu.Ancak gülümsemesi çok geçmeden söndü.Bir şeyler oluyordu!Ölümyiyenler!

Endişeyle kıpırdandı yerinde.Şansa bak ki ölümyiyenlerin büyülerinin bir çoğu Gryffindor masalarına geliyordu.Ve tekrar şansa bak ki,kolundan yaralanmıştı Kyndra.Dişlerini sıktı.Yine güçlü görünecekti.Hayır,çığlık atmayacaktı.Sol kolunu hareket ettirmemeye çalışarak sağ eliyle asasını çıkardı.Onu ölümyiyenlerden birine doğrulttu ve haykırdı.Doğrusu düşünmeden haykırmıştı.İşe yarar mıydı bilmiyordu.
"Reducto!"
Asanın ucundan çıkan turuncu kıvılcımlar masanın ucundaki cam bir kaseye gelmişti ve cam parçaları her yana saçılmıştı.Harika!Panik anında düşünemiyordu işte.Tekrar denemeliydi belki de.Yine ölümyiyene doğrulttu asasını.
"Wingardium Leviosa!"
Yerinden kalkan sandalye ölümyiyene çarpmıştı ve iyice yukarı çıktıktan sonra hızla aşağı inmiş,bir ölümyiyene daha çarpmıştı.

Hızla masadan kalktı.Ne yapmalıydı,savaşmaya devam mı etmeliydi?O bunu düşünürken aynı koluna bir darbe daha aldı.
"Ah,lanet olsun!"
Geriye doğru sendelediğinde bir bayanın yanında olduğunu farketti.
“Beni takip etseniz iyi olur.”
Büyülerden kaçmaya çalışarak çıkışa doğru ilerlediler.Salondan çıktıktan sonra hızla ilerlemeye devam ettiler.Ya saklanmaya gidiyorlardı ya da revire.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ages Columbus

GezginGezgin
Ages Columbus



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Rp Sevgilisi : İlgilenenler PM atabilir ;)
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Kartal

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPaz Haz. 29, 2008 9:32 pm

Ages aldığı baykuşun ardından aceleyle evden ayrıldı ve hemen okulun önüne cisimlendi daha kapının önünde birden varolunca içerideki ışık parlamalrını görünce hızlandı ve soğukkanlılıkla kapıların efsunlarını çözerek ilerledi kapılar açılınca koşarak büyük meşe kapılara doğru koşmaya başladı dev kapıların önünde asasını salaldı ve kapılar kendiliğinden açıldı içeri girdiğinde etrafta koşuşan öğrencileri gördü hemen büyük salona koştu ve içeri girdiğiinde maskeli ve kara pelerinli ölüm yiyenleri gördü nefretle en yakındakine asasını doğrulttu ve..

"Crucio" dedi sessizce..

ölüm yiyen acıyla kıvrılarak asasını doğrultmuş halde yere düştü halen acıyla kıvranıyordu Ages ona tiksintiyle bakarak sendeleyen bir öğrencinin yanına koştu onu kucağına alarak büyük salondan çıkıp onu oradan uzaklaştırdı... Öğrenciyi güvenli bir yere bıraktıktan sonra büyük salona geri döndü ölüm yiyenlerden çoğu yerde yatıyordu geri kalanlarda hızla uzaklaşmayı tercih etmişti... Ages büyük salondan ayrıldı ve kapılara doğru ilerleyip cisimlendi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chloe Blair Sanderson

GezginGezgin
Chloe Blair Sanderson



Mücadele Tarafı : TarafsıZ
Rp Sevgilisi : Nok aRanıyoR
Kan Durumu : Safkan

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPaz Haz. 29, 2008 11:09 pm

Ash trenden kurtulduğuna çok sevinmişti.Çünkü ne zaman trene binse midesi bulanırdı.Midesini tutarak trenden indiğinde o eşsiz yapıyıyla karşılaştı.Simsiyah gecenin ardından gözünen esrarengiz yapı...Orada neler yaşayacaktı kim bilir...Ashley gölden geçerken kafasında bin türlü düşünce vardı.Acaba gerçekten Slytherin'de olacak mıydı?O kadar soylu bir binada bulunmak.Dünyanın en büyülü düşüncesiydi.Gölden geçtikten sonra okul müdürü eşliğinde büyük salona gittiler.Yüce masanın önünde Şeçmen Şapka duruyordu.Ashley bu şapkanın onları binalarına ayırdığını babası okul anılarını anlatırken duymuştu.Ne kadar da eskiydi.Müdür John kısa bir konuşma yaptıktan sonra Ashley şapkaya bakarken şapka kenarında ağız gibi bir boşluktan şarkısını söylemeye başladı.

"Bu şapka, derseniz, çirkin mi çirkin!
Ama öyle hemen karar vermeyin.
Toz olurum varsa benden güzeli,
Eşsizim kendimi bildim bileli.
Ne kasket dinlerin ne de silindir,
Şampiyonluk kaçmaz, hep bana gelir.
Hogwarts okulunda Seçmen Şapka'yım,
Her gün, her ay, her yıl başka başkayım.
Karşımda şöyle bir ürperin biraz
Dünyada hiçbir şey gözümden kaçmaz.
Eğer geçirirsen beni başına
Gideceğin yeri söylerim sana.
Seni Gryffindor'a yollarım belki,
Zamanla olursun aslanın teki,
Yiğittir orada kalan çocuklar,
Hepsinin yüreği, nah, mangal kadar.

Belki de düşersin Hufflepuff'a
Haksızlığı hemen kaldırıp rafa
Adalet uğruna savaş verirsin
Her yere mutluluk götürmek için.
Ravenclaw kısmetin belki,
Oradakilerin hiç çıkmaz sesi,
Mantıktır onlarca önemli olan,
Öyle kurtulurlar tüm sorunlardan.
Düşersin belki de Slytherin'e sen,
Bir başkadır sanki oraya giden,
Amaçları için neler yapmazlar
Açıklasam bitmez sabaha kadar.
Giy kafana beni! Çekinme sakın!
Birinci koşul bu: Korkmayacaksın!
Hiç kimseye gelmez kötülük benden,
Şapkalar içinde en uysalım ben."




Şapka şarkısı söyledikten sonra isimlerine göre şapkayı kafalarına geçirip binalarına ayrıldılar.Ash daha şapkayı kafasına geçirir geçirmez şapka Slytherin diye haykırdı salona..Ash hızla Slytherin masasına doğru ilerledi.Hemen birkaç kişi onu tebrik etmek için oturduğu yere gelmişlerdi bile.Ash mutluluğunu anlatamazdı.Hep hayal ettiği binaydaydı en sonunda.Hayal ettiği insanlarla okuyacaktı.Müdür John ayağa kalkıp tekrar bir konuşma yaptı.Ash yeni arkadaşlarıyla konuşurken konuşmayı dinlemedi bile.Önlerinden yemekler belirince Ash ne kadar acıktığını farketti.Hemen önünde duran patates püresine uzandı ve tabağına biraz koydu.Çevresine baktı ne kadar çeşitli şeyler vardı.Ev cinleri iyi iş çıkarıyor diye düşündü Ash.

Ash tam yanında oturan kıza ketçap uzatacakken avizeler sallanmaya başladı.Ash elindeki ketçabı masaya bıraktı.Neler oluyordu?Sallantı şiddetini artırmıştı.Buranın güvenli olduğunu sanıyordu Ash.Büyük Salon'un kapıları savrularak açıldı.İçeriye ölüm yiyenler girmeye başlamıştı.Ash herkes gibi kaçmaya başladı.Büyüleri bakmadan yolluyorlardı.O büyüler ona da isabet edebilirdi.Ash deli gibi zindanlara koşmaya başladı.Kapıdan geçerken babasının sesini duyduğunu sandı.Eğer o babası ise niye onun haberi yoktu ki.Ash bir an durakladı babası sandığı adama büyü isabet edip maskesi düşmüştü babası değildi ama babasının en yakın arkadaşı Tom'du.Ash ona yardım etmek için onun yanına yere eğilecekti ama tam arkasında Ölüm Yiyen'e isabet ettirilmek istenen büyü onu sıyırdı.Ash yardım etmekten vazgeçip arkasını döndü ve koşmaya başladı.Merlin Aşkına niye böyle birşey yapmışlardı ki Ölüm Yiyenler?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/jessica-
Amaranthiné J. Cross

GezginGezgin
Amaranthiné J. Cross



Mücadele Tarafı : Dark Side
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Yılan

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPtsi Haz. 30, 2008 12:51 pm

Okula ayak bastığı andan itibaren sıkıcı bir tören geçireceklerini tahmin ediyordu Niña. Her zamanki gibi aptal bina seçimleri sürecek sonra yemek yenecekti. Ortak salonlara çekilme saati geldiğinde ise can sıkıntısından patlamamak elde değildi. Sıkıntıyla iç çektikten sonra boş boş masalara bakınmaya devam etti. Kendine seslenen bir arkadaşına cevap vermek için yüzüne yerleştirdiği küçük tebessüm aynı saniye içinde yok olmuştu. Cüppesinin rahatsızlığından kaynaklanan sertçe kımıldanmadan sonra başını konuşan okul müdürüne çevirdi. Her zaman olduğu gibi yine açılış konuşmasını uzattıkça uzatıyordu. Kısa bir sessizlikten sonra salonda seçmen şapkanın sesi çınlamaya başlamıştı. Her ne kadar sessizce söylüyormuş gibi görünse de Niña bu gürültüden bile rahatsız olmuştu. Kulağını kapatarak bir şeyler mırıldandıktan sonra şarkının bitmesini bekledi. Şarkı bittiğinde büyük salonda bir değişiklik olmuştu. Salonu aydınlatan büyük avizeler sallanmaya başlamıştı. Öğrencilerden bazıları etrafa korku dolu bakışlar atarken Amaranthiné’nin çehresine sert bir ifade yerleşmişti. Kapılar patlayıp içeri ölümyiyenler gelince bir çığlık attı küçük kız. Bu sevinç çığlığı okuldaki diğer bağrışlar arasında kaybolup gitse de ne hissettiği zaten yüzünden belli oluyordu. Bir sıçrayışta koltuğundan kalkıp kargaşanın içine yöneldi. Hedefi tabii ki ölümyiyenlere zarar vermek değildi. Onlardan sonra içeri girmiş olan seherbazlara da saldırmayacaktı. Sadece kendini koruyacak kadar büyü yapması yeterliydi. Dikkatli davranırsa yaralanmazdı.

Ortalıkta dolaşmamak için salonun bir köşesine sinmişken kendi binasından bir kızın başının dertte olduğunu gördü. Kendisini hedef almayan büyü onu sıyırıp geçse de yaralanmış gibiydi. Kız yere çökerken ona çarpmak üzere olan başka bir büyüyü durduracak zamanı vardı Amaranthiné’nin. ‘Depulso!’ Kız geriye doğru savrulurken ona çarpacak olan büyü başka birine vurmuştu. Şimdi kimin yaralandığını önemsemiyordu. Binasından birini kurtarmış olması kendine yeterdi. Üzerine gelen bir büyüyü fark edince kısa kısa soludu. Bir an önce salondan uzaklaşmaları gerekiyordu. Öğrencilere gelmememsi gerekliydi bu büyülerin. Sonuçta ölümyiyenler asla saldırmazdı bir Slytherin öğrencisine. Gelen büyüler de başkalarına yapılmış olmalıydılar. ‘Protego.’ Büyüden kurtulurken kendini son anda yana atıp kalkanıyla yaralanmayı da önlemişti. Kulakları uğuldarken gözlerini kapatıp yere düştü. Hiç istemediği bir büyü çarpmıştı kendisine. Neden bu kadar dikkatsizdi ki? İnleyerek kalkmaya çalışırken kendi kendine lanetler yağdırıyordu. Aklına kendini koruması gereken aile dostu Mstislava gelince birden yüzünü buruşturdu. Hem canı acıyordu hem de savunmasız kalmıştı. Ölümyiyen olan Mstislava’yı ailesi vaftiz ablası ilan etmişti her ne kadar öyle bir şey olmasa da. Zor durumlarında aynı ortamda olduklarında hep kendisine yardım etmişti. Ama bu sefer o da savaşıyordu, küçük kızın varlığını unutmuş olmalıydı. Onu maskeli olsa bile tanıyacağını bildiğinden etrafına bakındı. Uzak bir köşede duvara yaslanmış sinsi bir gülümsemeyle etrafını seyrediyordu genç kadın. Neden savaştan çekildiğini anlamaya çalışarak onunla göz teması kurmayı denedi. Kadının kendini fark etmesi uzun sürmemişti, ani bir tepkiyle yaralı kızın yanına gelmeye çalıştı. Ama gelemeyeceğini anlayınca yeniden savaşa döndü. Amaranthiné’nin umudu daha sönmemişti. Hogwarts yüksek müfettişinin sözlerini duyduğunda ise daha iyi görünmeye çalışarak ayağa kalktı. Gerçekten bir an önce gitmeleri gerekiyordu. En sonunda dengesini sağlayarak yürümeye başladığında çoğu öğrenci de kendisi gibi çıkışa yönelmişti. Sonuçta bu savaş kendilerinin savaşı değildi, ölümyiyenlerin tarafında olsa bile daha üçüncü sınıf öğrencisiydi. Bilmediği birçok büyü karşısında savunmayı öğrenmesi uzun sürecekti, bu nedenle bir an önce bulundukları yerden uzaklaşmaları iyi olmuştu. Gittikleri yeri bilmese de bir an önce tedaviye ihtiyacı vardı. Kendini hiç iyi hissetmiyordu. Kulağındaki uğultu da geçmek yerine daha fazla şiddetlenmişti. Elleriyle kulağını kapatarak yürürken bir an önce kendine gelmek istiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sarah Lyra Carson

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Sarah Lyra Carson



Mücadele Tarafı : Karanlık
Rp Sevgilisi : Aranıyor...
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Anka kuşu

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyC.tesi Tem. 05, 2008 3:19 pm

Tatyana Hogwarts'ta olanlara inanamıyordu. Ölümyiyenler bu kadar çıldırmış olamazlardı. Burası bir okuldu ve birçok öğrenci vardı. Bu kadar acımasız olabileceklerini hiç düşünmemişti Tatyana. Bu düşünce onun dahada öfkelenmesine ve hırslanmasına yol açıyordu. Ortalık karışmış durumdaydı. Öğrenciler de ellerinden geldiğince ölümyiyenleri durdurmaya çalışıyorlardı. Biraz önce masalarda duran altın tabaklar işmdi havalarda uçuşuyordu. Yemekler etrafa saçılmıştı ve herkes telaşlı bir şekilde ölümyiyenleri geri püskürtmeye çalışıyordu. Bunu başarabiliyorlar mıydı? Tatyana bunu şimdlik kestiremiyordu.

Yara almış, yerde yatan bir sürü kişi vardı ve bunların bazıları ölmüştü. Tatyana öğrencilerin hala neden salondan çıkarılmadığını merak ediyordu. Gerçi birçok birinci sınıf öğrencisi çıkarılmıştı fakat büyük sınıftakiöğrenciler kalıp, savaşmayı tercih etmişlerdi. Tatyana öğrencilerin gösterdiği bu cesaretten dolayı mutluluk duyuyordu. Etrafa büyüler yollarken ve kendini korumaya çalışırken kimlerin geldiğini görmemişti. Bu karışık ortamda düşündüğü tek bir şey vardı o da bu gözünü hırs bürümüş olan ölümyiyenlerin işini bitirmek! Fakat bir an için gözleri sihir bakanını görür gibi oldu. ''Protego'' büyüsüyle kendisine kalkan yaptıktan sonra daha dikkatle baktı. Evet oydu ve ölesiye ölümyiyenlerle çarpışıyordu.

O sırada kendisine doğru gelmekte olan bir lanetten kıl payı kurtuldu. Lanet ilerideki goblene çarptı ve onu paramparça etti. Tatyana durmanın bir anlamı olmadığını düşünerek arkasını döndü ve ileride bir Ravenclaw öğrencisiyle çarpışmakta olan ölümyiyene '' Levicorpus '' diye bağırdı. Yerde yatan öğrencileri gördükçe, gözyaşlarına engel oalmıyordu. İlk açılış gününde hiç beklemedikleri bir olaydı bu. Hazırlıksız yakalanmışlardı. Fakat yinede iyi mücadele ediyorlardı. Asalarda çıkan kırmızı, yeşil ışık huzmeleri salonun bir başından öbür başına uçuyordu. Bazen bir öğrenciye isabet ediyordu. Ölümyiyenlerin hedefi an çok Gryffindorlu öğrenciler ve yoldaşlık üyesi olan profesörlerdi. Tatyana önünde bir yoldaşlık üyesinin boğazına asa dayamış olan, ölümyiyeni gördüğünde kan beynine sıçradı ve ağzından otomatik olarak ''Sersemlet'' kelimesi çıktı. Yerde yatan arkadaşının kalkmasına yardım etti ve tekrar çarpışmaya başladı. Önündeki ölümyiyenlere büyü yollayıp, duruyordu. Fakat bu büyülr oların sadece canlarını acıtıyordu yok olup, gitmelerine neden olamıyordu ne yazıkki. O sırada bir lanet omuzunu sıyırıp geçti ve derin bir çiziğe neden oldu. Tatyana omuzundan akan kanı önemsemeden arkadasını döndü ve ''Sectumsempra '' diye bağırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Samara Y. Laura D'Owen

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : //-Tarafsız-//
Rp Sevgilisi : //-.......-//
Kan Durumu : //-Safkan-//
Patronus : Albatros

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPerş. Tem. 10, 2008 12:48 pm

Gece... Karanlığın ağma gibi çöktüğü vakit içinde dolaşan bir bilmeceydi hayatı. Uyku akan gözlerindeki çığlıkların derin inleyişi kulaklarını tırmalıyordu Samara'nın. Karabasanların çağrısı gecikmiyordu yine, kapanan göz kapaklarında fısıltılarla uyumasını bekliyorlardı. Karanlık odasının verdiği huzursuzluk yakıyordu bedenini, ruhu ışık görmenin umuduyla yanıp tutuşuyordu. Hiç bitmeyecekmiş gibi lanetini sürdüren gece... Karabasanların dilediği sonunda gerçekleşiyor, Samara uyuyordu.

Gözünde ilk canlanan kendisine sırılsıklam aşık olan Jhon'un mavi gözleriydi, onu hayata bağladığını söylediği zaman ki çığlıklar, hıçkırıklardı... İsyan ettiği o an gözüne çöktüğünde gözünden akan bir damla yaşın bedelini ödüyordu. "Bakma... " diyordu sadece, içine düşen ateş küllesinin ağırlığına boğulmuştu yeşil benzi. Git gide solarken küle dönen gözlerinde bir kaç bakış birikiyordu, Jhon... Çığlıklarla geçirdiği o geceyi anımsar oldu, canı yandığı sırada gördüğü rüyanın serseri haykırışı, boğuluyordu... Boğuluyordu...

Erkeklerden tırsar olmuştu artık, aşktan korkak bir tavşan gibiymişcesine kaçıyordu. Yakalamasına izin vermeden varacağı güzel eğitimler kazandıracağı günleri düşünüyordu. Hogwarts... Aşkın uzak olduğu bir yer, yalnızca disiplin karışabilirdi kanına, ama aşk asla... Jhon'un kendisini terkettiği sıralar içindeki acıya yüklediği mutlulukların sesini işitiyor gibiydi. Koca kapının açıldığı sırada profesörlüğünün şerefine bir kutlama gibi, aşk onu bulmadan... Yalanlardan sıkılmışa benzer hali yüzünden bal gibi de okunuyordu, korktu. Hogwarts'da bu halinin nedeni merak edilir, aşık olabilir diye korktu.

Titreyen ellerine son kez baktı uzun koridorda, karabasanların tuzağına düştüğü geceyi anımsadı. Bakıldığı zaman görülmeyen hayalimsi yaratıkların pençesine takıldığı günü. Uzun gecenin ardından tekrar ışığa kavuştuğu zamanla bastırdı aşka yenilme korkusunu, dindirmeye çalıştığı hıçkırıkları çok geçmeden ona acı yerine mutluluk kazandıracaktı, inanıyordu. "Bunların hepsi geçecek, eminim..." Daha 19 yaşındayken tattığı aşkı unutamayacaktı, ama unutmalıydı. Jhon yanlış kişiydi, yanlış aşktı...

Koridorlar, üzerine ağma gibi yenilen, çöken... Tabloların canlılığı, korkuluğu... Kendi kendine mırıldanıyorken tatdığı acıyla dönebilmişti önüne, karşısında kendisinden etkilendiği bir adam... Yerden düşen kitaplarını toplamaya çalışıyordu, oysa ki kaçamak bakışları onu aşka sürüklüyordu bilmeden. "Affedersiniz... Önüme bakmıyordum, benim hatam" Samara özürler yağdırırken karşısında duran adam sadece Samara'nın gözlerini izliyordu, telaşlı halini... Anlamıştı bu sefer, peşinden kovalayan aşkın rüzgarına kapıldığı vakit gözlerindeki ateşi.

Henüz ismini bilmediği adamın gözlerine baktı, kitaplarını kolunun altına sıkıştırıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığı zaman koşa koşa merdivenlere kavuşmaya çalıştığı sırada aşkla olan savaşı... Aşk onu yine yakaladı... Samara merdivenlere koştuğu sırada büyük salondaki açılış şölenini tamamen unutmuşken birde kendisini takip ederek kibarca onu baloya birlikte gitmeye teşvik eden daha emin çarpıştığı adamı görmek onu büüyk bir kabusun içine sürüklüyordu.



Çaresizce adamdan olabildiğince uzak yürümeye çalışsa da ayağındaki uzun topuklu ayakkabılar hızlı yürümesini engelliyordu. Arkasından kıkırdayarak gelen adamı görünce hızla büyük salona koşarken bile adamın arkadan doğru bağıran seslerini duymak içini ürpertiyorken ondan kaçmak, aşktan kaçmak için ne yapabilirdi. Büyük salon... Açılış şölenine yetişebildiği için mutluluk duysa da hala arkasından gelen büyük aşkını arıyordu. Etrafa baktı, birden önüne çıkıverince yapacağı tek şeyin koluna girmek olduğunu umdu.

İçeiye adımlarını beraber atarken bir kaç kavganın ve bağrışmanın dışında her şey çok güzeldi. Samara'yla, profesörler masasına oturdukları sırada ismini hala öğrenemediği adamın profesör olduğunu anlamak zor değildi. Kendisine selam veren bir çok kişi aynı zaman da Samara'yı da yeni meslek hayatı için kutluyorlardı. "Teşekkürler... " diyerek kestiği kısa kouşmaların ardından seçmen şapkanın şarkısı kulakların içine estirip ortalığı dumana veriyordu sanki.

"Bu şapka, derseniz, çirkin mi çirkin!
Ama öyle hemen karar vermeyin.
Toz olurum varsa benden güzeli,
Eşsizim kendimi bildim bileli.
Ne kasket dinlerin ne de silindir,
Şampiyonluk kaçmaz, hep bana gelir.
Hogwarts okulunda Seçmen Şapka'yım,
Her gün, her ay, her yıl başka başkayım.
Karşımda şöyle bir ürperin biraz
Dünyada hiçbir şey gözümden kaçmaz.
Eğer geçirirsen beni başına
Gideceğin yeri söylerim sana.
Seni Gryffindor'a yollarım belki,
Zamanla olursun aslanın teki,
Yiğittir orada kalan çocuklar,
Hepsinin yüreği, nah, mangal kadar.

Belki de düşersin Hufflepuff'a
Haksızlığı hemen kaldırıp rafa
Adalet uğruna savaş verirsin
Her yere mutluluk götürmek için.
Ravenclaw kısmetin belki,
Oradakilerin hiç çıkmaz sesi,
Mantıktır onlarca önemli olan,
Öyle kurtulurlar tüm sorunlardan.
Düşersin belki de Slytherin'e sen,
Bir başkadır sanki oraya giden,
Amaçları için neler yapmazlar
Açıklasam bitmez sabaha kadar.
Giy kafana beni! Çekinme sakın!
Birinci koşul bu: Korkmayacaksın!
Hiç kimseye gelmez kötülük benden,
Şapkalar içinde en uysalım ben."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maglor Silimaurë

GezginGezgin
Maglor Silimaurë



Mücadele Tarafı : Chlebos
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPerş. Tem. 10, 2008 2:12 pm

Yeni bir yıla,yeni bir maceraya atılıyordu.Büyü dünyası her zamankinden daha da karışıktı.Babası bile kendi görevi olan uluslararası komite yerine,ülke içinde bir göreve verilmişti.Bu yüzden babası ile uzun zamandır görüşememişti.Hogwarts istasyonunda kısa bir görüşme tüm özlemini yitirmesini sağlayamamıştı.İşte tüm bu olaylar onu daha düşünceli ve durgun hale gelmesine neden olmuştu.Neredeyse tüm yolculuğu başını pencere camına yaslayarak,dalgın bir şekilde dışarıyı izleyerek geçirmişti.

Ve Hogwarts'taydı.Bu belki iyi olabilirdi onun için.En azından arkadaşları yanındayken.Görünmeyez bir varlık tarafından çekildiği belli olan arabaya bindi ve Hogwarts'a giden yolda dalgın bir şekilde havaya baktı.Her zamankinden daha karanlık,daha boğucuydu.Bu kötü hava,aklında pis bir düşünce oluşturdu.Tehlike yaklaşıyor..

Büyük şölen yeni müdürün konuşmasıyla başlamıştı.Genç ve sağlıklı görünüyordu.Okula yararı olacağı aşikardı.Peki yeterince deneyimli miydi?Bunu zaman gösterecekti.Kulağına anlayamadığı sesler dolarken,birinci sınıfların seçim işlemini dalgınca izledi.Her zamanki neşesi yok olmuştu adeta.Yeni gelenleri tebrik bile etmiyordu.Ellerini başının arasına aldı ve birden salona dolan çığlıklarla hızla yerinden kalkması bir oldu.

Okul ölümyiyenlerin saldırısına uğruyordu.Hangi akla dayanarak bunu yapmaya göze almışlardı.Bir an için öylece ayakta kalktı.Olayı anlamaya çalışıyordu.Başının döndüğünü hissetti.Beynine pompalanmak istenen kan sanki alnında birikiyordu.Damarları şişmişti.Kırmızı bir ışının kolunu sıyırıp,cüppesini yırtması sinirlerini iyice germişti.Hızla asasını çıkardı ve salondan dışarıya çıkmış,bir Hufflepuff'lıyı kovalayan ölüm yiyenin peşine takılmıştı.


Sersemlet!Köşeyi dönerken hala kendisini farketmemiş olan ölüm yiyen doğru yapmıştı bu büyüyü.Ölüm yiyen ise bir hamle ile bunu savurmuştu.Az önceki Hufflepuff'lı donmuş bir şekilde yerdeydi.En azından ölmemişti.Amaçları farklıydı.Korku salmaktı anlaşılan.Bir terörist örgüt gibi.Sinirle asasını ölüm yiyene doğru kaldırdı.Fakat ölüm yiyen önce davranmıştı.Petrificus Totalus!Yerdeki Hufflepuff'li ile aynı duruma düşmek istemezdi.Yandaki goblin heykeline doğru tutundu ve bir hamlede üstüne çıktı.Ardından kendisine goblin heykelini siper aldı.Ölüm yiyen ise hiçbir tedbir almadan ona doğru yaklaşıyordu.Goblinin sol tarafından hızla çıktı ve asasını hedef alarak,adeta haykırdı.Expelliarmus!Ölüm yiyen ne olduğunu anlamadan asası elinden uçmuştu.Accio asa!Ölüm yiyenin asası artık elindeydi.Oyun oynama zamanı ona gelmişti.Maskesini açma vaktiydi.

Reducto!Fakat şans Maglor'dan yana değildi.Bir başka ölüm yiyen gelmiş ve yanındaki goblin heykelini parçalayarak,ondan çıkan taşlar ile Maglor'un düşmesine sebebiyet vermişti.Bu sırada ölümyiyenin asası sol elinden fırlamıştı.Tek sevindirici olay ise elinde kendi asasını tutuyor olmasıydı.Durum şimdi daha kötüydü.İkiye birdi ve iki taraftan da sıkıştırılmıştı.Az önce yenmeyi başardığı ölüm yiyenin bulunduğu yöne doğru koşmaya başladı.Ne de olsa hala asası yerdeydi.Petrificus Totalus!Adamı dondurmayı başarmış ve arkasını bakmadan salona doğru koşmaya başlamıştı.En azından bu lanet olasıca koridorlardan kurtulabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/maglor-s
Emmeliene Taylowski

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Redimus.

Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 Empty
MesajKonu: Geri: Açılış Şöleni (I.Dönem)   Açılış Şöleni (I.Dönem) - Sayfa 11 EmptyPerş. Tem. 10, 2008 4:00 pm

Yeniden Hogwarts... Yeni acılar, hüzünler, mutluluklar... Belki de aşk... Aşk bu yıl onu kalbini alabilirdi. Onu bir tutsakmış gibi kendine bağımlı yapabilirdi... Güzeldi belki de... Gerçi nereden bilebilirdi ki ?... Daha önce hiç tatmamıştı...

Hogwarts'a yaklaşırken karmakarışık duygular beynine hükmetmişti adeta. Hiçbirini kendine ait hissetmiyordu. Yabancıydılar ona.. Jamie'nin kahkasıyla mavi gözleri karşısında oturan, biri uzun sarı saçlı, biri kahverengi kıvırcık saçlı olan iki kıza kaydı. Bu ikisi onun en iyi dostuydular. Evanna ve Jamie... Sessiz havayı adeta yırtan kahkalarıyla çok tatlı gözüküyorlardı. Onlara bakıp gülmemek elde değildi. Ve Sam de testrallerin Hogwarts'a doğru çektiği araba da onlara katıldı...

Ortak Salon'a içinde anlayamdığı karışık duygularla girdi. İki yanında Jamie ve Evanna yürüyordu. İlerleyip, masalarına oturdular. Biraz sonra okula yeni atanan müdür konuşmaya başladı. Sam onu yarı dinliyor, yarı dinlemiyordu. O, müdürün az ilerisin de bulunan kalabalığı inceliyordu. Heyecan içinde kıpırdanan birinci sınıflar... Yaklaşık üç yıl önce o da onlar gibiydi...

Salon da yankılanan çığlıklarla ne olduğunu anlamak için başını kapıya doğru çevirdi. Siyah kukuletalılar Hogwarts'ı basmıştı. Bune büyük bir cesaretti ! Sam şaşkınlık ve kızgınlık dolu bir ruh haliyle ayağa fırladı. Onunla birlikte ayağa kalkan dostlarına ' Hadi şu işi bitirelim ' anlamın da bir bakış attı. Bakışının karşılığını alınca üçlü, üç ayrı yöne koşmaya başladı...

Birinci sınıfların savunmazsız görünüşü Sam'in kalbini acıtmıştı. Çığlıklar atarak kaçmaya çalışıyorlardı. Etrafta uçan büyüler onları feci korkutmuş gibiydi. Küçük kalabalığın hepsi daha dağılamamıştı; Ölüm Yiyenler önlerini kesiyor, onlara büyü yapıp, canlarını yakıyorlardı. Birkaç büyük öğrenci onlarla düello ediyordu. Cüppesinin içinden asasını hızla çekip, yavaşça kendini durdurdu. Kime nişan alacağını düşündüğü bir sıra da küçük bir öğrenciyi yakalayan kukuletalıyı gördü. Nefretle asasını ona doğru uzatıp, küçük insana gelmemesini umarak, büyülü sözlerini harekte geçirdi;

'' Levicorpus ! ''

Asadan fırlayan gümüşi renkteki ışık, kukuletalıya doğru ilerlerken, Ölüm Yiyen başını ona doğru çevirdi. Kaçmasına fırsat kalmadan, büyüyü göğsüne yemişti. Ölüm Yiyen kürsüye doğru fırlarken, Sam tekrar koşmaya başladı. Küçüğün yanına geldiği gibi onu kapıya doğru itip, olanca gücüyle bağırdı;

'' Kaç ! ''

Küçük kız ona gözleri dolmuş bir şekilde bakıp, kapıya doğru koşmaya başladı. Sam azıcık rahatlamayla, tekrar arkasını döndüğü bir sırada ileride düello eden çocuğu gördü. Hafif uzun ve sarı saçları boşlukta çırpınırken, yüzüne yayılmış öfke onu kahraman gibi gösteriyordu.. Saniyeler sonra kendine gelen Sam, az önce büyü yaptığı Ölüm Yiyen'in asasını ona doğrulttuğunu gördü. İşte şuan kaderi asadan çıkan ışığa bağlıydı. Hiçbirşey yapamadan öyle duruyordu. Gözleri kukuletalıya kilitlenmişti. Emindi ki onu öldürecekti. Üstelik cüppesinden de belli olan bir Gryffindordu o. Kukuletalıların en büyük düşman binası...

Asadan ışığın çıktığını görmesiyle, üstünde bir yük ile sola doğru fırlaması bir oldu. Yere yapıştığı anda asası elinden fırlayan Sam, öfkeyle üstündeki yüke baktı. Jamie'nin endişeli yüzünü gördüğü sırada, elinde onun asası, diğer elin de kendi asasıyla, kolunun yanında ki uzun sarı saçıyla Evanna'yı tanıdı. İstemsizce gülümseyerek doğrulduğu sırada, Jamie'nin onun elinden tutup ayağa kaldırmasını ve yanların da Evanna ile kapıya doğru koştuklarını film izler gibi izledi. Sanki olayları yaşayan o değil, bir başkasıydı. Koşarken biran olsun yüzünü geriye doğru çevirdi. Aradığı yüzü bulamayınca, üzüntüyle önüne döndü. Aradığının yaşamasını öylesine istiyordu ki...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Açılış Şöleni (I.Dönem)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
11 sayfadaki 12 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3 ... , 10, 11, 12  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-