AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 ÇAY PARTİSİ

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
YazarMesaj
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptyPtsi Tem. 20, 2009 5:01 pm

Ursula karşısındaki genç kadının tüm içini görmek istercesine göz bebeklerinin içine bakıyordu orada saklı olan milyonlarca sır var gibiydi ve içinde karşı koyamadığı bir dürtüyle bu sırların hepsini çözmek istiyordu. Nedendir bilinmez ilk kez ailesi haricinde biri bu kadar dikkatini çekmişti, ona göre insanlar önemsiz varlıklardı. Kendi değerlerini ve yetkilerini bilmeyen sadece nefes alarak bu hayatta yer işgal eden varlıklar…
Ursula’nın merhabasından sonra iki genç kadın birbirlerini tartar gibi bir süre bakıştılar ve bulundukları yerin tek aydınlatıcısı olan ay’ı bir iki dakikadır sinsi bir gölge gibi karartan bulutun ayın önünden çekilmesiyle Ursula karşısındaki profesörün gözlerinde yanıp sönen ışığı gördü. Demek ki bu tek taraflı bir etkileşim değildi. Ursula genç kadının dizlerinde başı dayalı yatan adama baktı ve tek kaşını kaldırıp, başını yavaş ama anlaşılır bir şekilde sallayarak adamı işaret etti ve kadına sorarcasına baktı. Minyon profesör’ün tepkisi daha da ilginç olmuştu.

“O çok ağır onu içeri taşımalıyız.”

Ursula başka zaman olsa bu cevaba hırçın bir cevap verebilirdi çünkü ona selam bile vermeden yardım istemesi, komikti ama kadında ki gizem Ursula’yı durduruyordu. Gecenin soğuğu tenine değen bir kalıp buz gibiydi her dokunuşta hücreleri farklı ve uyarıcı bir tepki veriyordu kaldı ki yerde cansızca yatan adam gölün içinden çıkmıştı, anlaşılan. Dağınık saçlarında küçük buz parçacıkları vardı, takımı vücuduna ikinci bir deri gibi yapışmış ve kalıplaşmıştı. Yakışıklı olmasa da çarpıcı ve karizma sayılabilecek yüzü soğuktan morarmaya başlamıştı. Ursula ölümün insanları yavaş yavaş nasıl sardığını görmüştü, tüm bedene sızmasını ele geçirmesini ve bundan da zevk almıştı. İlk kez bunu fark ettiğinde kendinden tiksinmiş, ölmesi gerekenin kendisi olması gerektiğini düşünmüştü ama yaşam değişiyordu ve o da değişip bunu bir oyun haline getirmişti, seherbazlık sayesinde. Genç kadının ona baktığını biliyordu ama o durmuş her an durumu kötüleyebilecek adamı inceliyordu. Kendi kendine güldü ve ikilinin yanına yaklaştı.

“Sağ kolumu fazla iyi kullanamam, ben soluna geçiyim sizde sağına.”

Kadının baş işaretiyle onaylaması üzerine adamı yerden kaldırdılar, çay evinin salonundan Happy Death diye bir şarkı çalıyordu, bulundukları ortama kadar gelen bu şarkı Ursula’nın kafasına yine aynı düşünceleri getirdi. Kim onları bu hale ve neden sokmak istiyordu, göz ucuyla yanında ki kadına baktı. Kendi vücudundan ağır adamı büyük bir zarafetle omuzlamıştı, tabi adamı taşırken adamın kendine gelmesi de işlerine gelmişti, iki kadının vücut ısısı biraz olsun adamı kendine getirmişti anlaşılan. Ve diğer profesörün müdahalesi…
Başka çaresi yoktu bu sessizliği bozacak ve çınara ulaşmadan aklındakileri söyleyecekti, yanlarında ki adam onları duyabilecek ama anlayacak konumda da değildi. Boğazını temizledi ve bir çırpıda aklındakileri söyleyiverdi.

“Ruh emiciler benim okuldan mezun olduktan sonra ki en büyük avlarımdılar ve sihir bakanlığını da iyi tanırım, burada olanlar bir mahkûm için olan şeyler değildi!”

Sözleri bittiğinde tüm cümleleri gecenin içine karışıp havada ki sisle kaybolmuştu, kadına dönüp bakmak istiyordu ama adam bunu engelliyordu ama bakmasına gerek kalmadan kadından tepki geldi.

“Akıllısınız hem de çok, sizinle iyi anlaşacağa benziyoruz.”

Bazı anlar vardır hayatta milyonlarca şey tek cümlelere ve bir iki saniyeye sığdırılabilir şimdide o anlardan biriydi. Çınarın kapısına ulaştıklarında Ursula kaderinin bu profesörle kesiştiğini tamamen emin olmuştu. Bilgiç bir şekilde gülümsedi kendi olağanüstülüğüne çıkabilecek biri daha vardı belki bu dünyada bunu zaman gösterecekti ama kadının onu hemen anlaması ve can sıkıcı sorular sormaması çok hoşuna gitmişti çünkü gereksiz sorular soranlarla bir ikinci kez asla konuşmazdı. Kadının sesini kapıda bir kez daha duydu;

“Bu arada ben Tılsım profesörü, Galadriel.”

Gülümsemesi içtendi ve içten bir gülümsemeye Ursula’nın dudakları ilk kez aynı şekilde kıvrılarak cevap verdi.

“Bende Karanlık Sanatlar profesörü, Ursula.”

Kadın başına hafif sağa doğru yatırarak muhteşem bir gülümsemeyle karşılık verdi

“Memnun oldum, Ursula,”
“Senin şu fikrini bir konuşsak ve çözüm bulsak iyi olacak ama önce Sihir Tarihi profesörüne yardım edelim.”

dedi ve muzırca göz kırptı. Kollarında tuttukları profesör bayağı kendine gelmişti ama yinede kontrol edilmesi gerekti ve Ursula kıyafetinin iyice rezil olmasına deli olmuştu, bir an önce bu kıyafetten kurtulmalıydı. Onları fareden bir iki kişi yanlarına yaklaşmaya başlamıştı bile…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nymphetia J. Silimauré

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Nymphetia J. Silimauré



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Yarasa

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptyPtsi Tem. 20, 2009 11:57 pm

Asasından çıkan dev kanatlı yarasanın gölgeleri nasıl kovaladığını izlemek, mücizevi bir olaya şahitlik etmek, ve hatta bu mucizenin sebebi olmak büyüleyiciydi. Kolu yere indikten sonra yaptığı espriye gülenlere aldırmadan yavaşça hareket etmeye başladı. Ne yapacağına kendisi de karar vermişti ki, profesörlerden biri ondan benzer bir ricada bulundu. Tatlı ses Beatrice’inkiydi. Kadının ince ve cilveli sesi kualkarına dolduğunda daha fazla direnmeden asasının ufak hareketlerinin barı toplamasını seyretti. Her şey yeniden birleşiyor ve düzenleniyordu. Kusursuz olmaları Nymphetia’yı hala şaşırtıyordu. Genç kadın yüzündeki ifadeyi bir gülümseme ile tamamladı son cam parçası da hasar vermeden bütününe geri döndüğünde. Ve bakışlarını pencereden tarafa çevirdi az evvel dışarı çıkan profesörleri görmek için.

Gölün yanında bir adam ve iki kadın görebildi, normal bir insandan daha iyi görebilen gözleriyle. İçeride yapması gerekenler bittiğinde, Galadriel ve diğer kadının ne ara dışarı çıktığını düşünmeye başladı. ‘’ Onları göremedim bile.’’ Ancak daha fazla sorgulamadan, adamı içeriye almalarına yardım etmesi gerektiğinin farkındaydı. İki çift güçsüz kolun dayanışmasının nereye kadar süreceğini bilemiyordu. Yaptığı büyünün etkisinden biraz da olsun kurtulan ve soğuk gölün kırılmış buzlarından anıları hala eritememiş olan adamı içeriye alırlarken kolundan tuttu. Galadriel ve diğer profesöre gülümserken, zaten yavaş yavaş ayaklanmakta olan adamı kendisine doğru çekti. Sol yanına yaslanan adamın köşeli yüzüne bakıp derin bir nefes aldı sıkıntıyla. Soğuktan morarmış dudaklarındaki rengin yerine gelmesi için serbest olan sağ eliyle, becerikli bir kurutma büyüsü yaptı. Yüksek sandalyelerden birine oturması için yardım ederken, adamın kaslı sırtından tutuyordu. Ağırlığını taşıyamayacağını bildiğinden, adamın kontrollü bir şekilde yerleşmesine minnettar kalmıştı. Artık her ikisi de oturuyorlardı.

Gülümserken yavaşça adama yaklaşıp, kurutma büyüsüne rağmen hala nemli olabileceğini düşündüğü paltosunu almak üzere uzandı. Arkasına geçtiği anda paltoyu ustaca ve kibarca sıyırışının ardından yanına bırakıvermişti adam. Nymphetia, onun bu kibarlığına daha büyük bir gülümsemeyle karşılık verip karşısına oturdu. ‘’İzninizle.’’ Garsona dönmeden önce nezaketen gerekeni yaptı. Ardından kıvrımlı bedenini sandalye üzerinde çevirerek garsonlardan birine üç parmağını kaldırdı. Listedeki üçüncü numarayı işaret ediyordu. Bir ateş viskisi masaya gelirken, halinden daha memnun görünen Nymphetia garsona söylemeyi unuttuğu kendi içkisini de ısmarladı. Bu ikinci birası olacaktı. Hala kim olduğunu öğrenemediği yüzün sahibine bakarken endişeli değildi. Başını birden Galadriel’den tarafa çevirdi. Yanındaki diğer profesör ile birlikte üzerlerini temizliyorlardı. Nymphetia başını yeniden adamdan tarafa çevirdiğinde fazla beklemeden sordu. ‘’ Daha iyi misiniz? ‘’ Ardından içkisinden bir yudum aldı ve buğulu bir ifadeyle yeniden hareket etti dolgun dudakları. ‘’ Ah, bir yudum alın, iyi gelir. Bu arada ben Nymphetia, soyut bilimler profesörüyüm. Siz? ‘’ Artık konuşabilecek kadar renk geldiğine inandığı dudakları hareket etmek için aralanmıştı. Nymphetia masalarına doğru yaklaşan diğer profesörlerden bazılarının gelişini hissetti. Başını çevirmeden gülümsemeyi sürdürdü, merak ediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kenneth James Morgan

GezginGezgin
Kenneth James Morgan



Mücadele Tarafı : -
Rp Sevgilisi : Darya Meadow
Patronus : Düğmeli Domuz

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptySalı Tem. 21, 2009 10:44 am

Kendisini iki ruh emici arasında öpülürken gören ve daha sonra öldüğünü, geriye doğru duraksız bir ölüme gittiğini görmüş Flavio bakakalmıştı. Ruhunu dünyaya veren ve yok olmaksızın yaşama süreci içerisine girmişti. Bu rüyadan uyanmak isteyen ancak uyanamayan Flavio rüyada ölüyordu. Duraksızca öpülüyor, kafası geriye doğru düşüyordu. Bu parti onun ölümünü sağlamış, nefesini bitirmişti. Bu düşünceler arasında kayboluyordu. Bu rüya artık bir son bulmalı, Flavio yaşadığının farkına varmalıydı. Rüyadan biranda soluk almaksızın çıkan Flavio iki kadının kolları arasındaydı. Beklenen hâli almaksızın üşüyordu. Soğugun içinden çıkan Flavio’nun başıda buza çarpma etkisiyle ağrıyordu. Gözlerini yavaş yavaş açıyor, etrafa bakınıyordu. Bir anda içine giren büyü onu sıcaklaştırmış, ürperti geçmişti. Elleri hareket kazanırken gözleri açılıyordu. Vücudunun rengi yerine gelirken üstündekilerin kaydettiği hava kendisini sınıyordu. Flavio bir yere oturduğunun farkına vararak bakınıyordu. İyice keyfi yerine gelmişti. Bir kadın karşısına doğru oturmuştu, gözleriyle kadını süzerken kim olduğunu anlamaya çalışan Flavio kafasını her iki yana doğru bükerek, bedeninin yerine gelmesini sağlamıştı.

Gözlerinin önünden geçen son hatırladığı anı havadan aşağı hızlı bir şekilde düşüşüydü. Ancak böyle bir düşüş gerçekleşse bütün iç organları yerle bir olurdu. Birisinin onu yavaşlattığını düşünmüştü. Duraksayan bakışlarla ayağa kalkan kadın arkasına doğru gitmişti. Onu arkasına yaklaşmadan yapacağı şeyi tahmin eden Flavio elleriyle paltoyu sıyırmıştı. Kadının gülümsemesiyle, izin istemsi bir olmuştu. Flavio kafasını sallayarak onayladıktan sonra kadın sandalyeye oturmuştu. Ellerini havaya kaldırarak nazik parmaklarıyla üç parmağını kaldırmıştı. Flavio ne olduğunu anlamıyordu, üç parmağıyla ne işareti gösteriyordu. Bilinmeyenlerin içerisinde garsonun getirdiği ateş viskisi masaya konmuştu. Bedeni üç işaretinin ne olduğunu anlamış, belirsizlikle gelen ateş viskisinin yanına bir bira gelmişti. Karşısındaki kadın ona doğru bakarken, arada bir başını başka yere çevirirken Flavio’yu taşıyan iki kadına bakıyordu. Onlar üzerlerini temizliyor gibi görünüyorlardı. Kadının başını ona doğru döndürüp iyi olduğunu sormasıyla duraksamıştı. Şu an eskisinden iyi görünüyordu. Bu düşünce ferahlatmıştı. Kadının içkiden yudum alması ve eklemesi bir olmuştu. Soyut bilimler profesörü, Nymphetia’ymış. Gözlerinin rengi iyice içine çöken Flavio karşısında gülümseyen kadına doğru bakmaya başlamıştı.

“ Artık daha iyiyim, ilk çıktığımda biraz ürperdim ancak şimdi çok daha iyiyim. Sizlere ne kadar teşekkür etsem az. Sizlere çok minnettarım. “ Dudaklarından dökülen sözlerden sonra önünde duran ateş viskisini dudaklarına doğru götürmüştü. Belirsizdi, bedeni onu kabul ederken vücudu ısısına ısı katıyordu. Gözleri ateş viskisiyle iyi belirlenirken Flavio ekleyeceği bir şey olacağını düşünüyordu. “ İsmim Flavio, sihir tarihi profesörüyüm. Memnun oldum Nymphetia. “ Dudakları karşısında gülümseyen kadına doğru ince laflar dökerken keyfi yerine gelmişti. Kadının ona bakan gözlerine karşılık veren Flavio kafasını arada diğer taraflara çeviriyordu. Kadına doğrultup gülümseyişleri yanına gelen birilerine doğru dönmüştü. Bir kaç bayan yanlarına doğru geliyorlardı. Geneliyle temizlikle uğraşanlar işleriyle hâla uğraşıyor, etrafa bakınmıyorlardı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ophélia Daphne Morales

GezginGezgin
Ophélia Daphne Morales



Mücadele Tarafı : Darkness. I'm angel of Darkness...You've got any problem, haven't you?
Rp Sevgilisi : Şarap, geceler ve içkiler xD
Kan Durumu : De Race-Pureblood

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptySalı Tem. 21, 2009 2:24 pm

Yüzündeki ifade hayal kırıklığından başka bir şey değildi. Hangi partiye katılsa mutlaka bir olay çıkardı. Sıkılmıştı bundan, gözleri etrafı gözlemliyordu. Sırtını duvara yaslamış olan biteni sessizlik içinde izliyordu. Sadece normal bir gün geçirmek istemişti. Ne yazık ki her istenilen şey gerçekleşmiyordu. Bu arada aklında başka bir fikrin olduğunu farketti. Artık daha dikkatli olmalıydı. Ruh emiciler her yerdeydi ve Ophélia karanlık taraftaydı. Öyleyse niye kovacaktı onları. Karanlık bir gün ele geçirecekti her yeri. Aydınlık karanlıktan asla üstün değildi. İyilik meraklısı, iyi niyet delisi korkak öğrenciler mi karşı koyacaktı? Saçmalıktı. Karanlığın sonsuz bir gücü vardı. Tarafına geçirdiği kişiyi içine hapseden bir güç. Hırsın doruklarda olduğu zaman, öldürme hissinin ,acı çektirme isteğinin karşı koyulmaz olduğu taraf. En sonunda ise kazanıldığında büyücünün gözlerinde beliren; gizemli mutluluk, hırs ve daha fazlası. Kendini bu karanlığın içinde buluyordu Ophélia. Ailesine karşı gelmiş olmasına rağmen. Sırf annesinin hatrı için Hufflepuff bölümünde okumuştu. Şimdi annesi yoktu yanında ve bu yolda tek başına ilerlemek zorundaydı. Kalbinde annesinin varlığını hissediyordu. Onun verdiği sevgiyi, gücü , neşeyi. Babasından son zamanlarda çok haber almıyordu. Zaten araları her zaman çok iyi değildi. Köşeye sırtını yaslamış dururken bunlar nereden gelmişti aklına hiç bilmiyordu. Belki de ruh emicileri görünce canlandı geçmişi gözlerinin önünde.

Bir tane ateş viskisi aldı eline. Gözleri sürekli kahkahalar atan bayana çevriliyordu. Kimdi bu? Sanki bir yerlerden tanıdık geliyordu. Kahkahası sinir bozucuydu. Eski bir tanıdığınınkine benziyordu. Ama kim olduğunu getiremiyordu. Dilinin ucundaydı ama bir türlü dışarı çıkamıyordu. Kim bilir belki de benzetmişti. Yalnız bu kahkaha atan genç bayan arkasını döndüğünde beklediğinden daha farklı bir manzara ile karşılaştı. Geonna Romia Bianca idi bu. Aynı okuldan mezun, yalnız birbirilerini bir türlü çekemeyen iki kız. Ophélia ve Geonna. Sırf aynı tarafa hizmet etiklerinden dolayı az buçuk katlanıyorlardı birbirlerine. Hiç değişmemişti Geonna. Yine aynı soğuk ifadesi vardı. Herkesle alay eden bakışı yüzünden bir kez olsun ayrılmıyordu. Bu sefer saklamaya çalışsa da şaşırdığını anlamıştı Ophélia. Geçmşte yapılan kavgalara gitmişti bir anda. Sürekli sonu gelmeyen atışmalar...Ayaklarının yavaş yavaş onun yanına götürdüğünü farketti. Dur demiyordu. Sadece ne yapacaüını ne söyleyeceğini bilmiyordu. Tek bildiği eskisi gibi içine kapanık değildi Ophélia. Zaman onu çok değiştirmişti. Yaşadıkları, çektiği acılar. Daha olgun biriydi artık. Az da olsa mantıklı davranabiliyordu. Geonna’nın sesi ile irkildi bir anda “Senin ne işin var burada? Ah, yoksa sende mi Profesör olarak atandın? “ Biraz eğlenmek güzel olacaktı. “Ah evet tatlım ben de profesör oldum. Senle karşılaşmayı hiç ummazdım ama hayat bu. “ diyerek alaylı konuşmaya başladı. Çocukluğundaki ona karşı olan siniri bir anda tekrar alevlenmiş ve durdurulamaz bir hal almaya başlamıştı bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Geonna Romia Bianca

GezginGezgin
Geonna Romia Bianca



Mücadele Tarafı : Darkness
Rp Sevgilisi : Where is my original man ?
Kan Durumu : Safkan[dibine kadar safım]

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptySalı Tem. 21, 2009 6:51 pm



İnanamıyordu… Yıllar önce kavgalı ayrıldığı o kız karşısında duruyordu. Ve maalesef ki bu dönemi beraber geçireceklerdi. Onun yüzünü bir dönem daha görmek Geonna’ a adeta bir işkence gibi gelecek olsa da katlanmak zorundaydı. Kızın mavi gözlerinden fışkıran alaycı ifadeyi anlaması fazla uzun sürmemişti ki; Geonna da ona aynı tiksinti ile bakıyordu. “ Evet ne demezsin hayat işte, demek ki bizi ısrarla karşılaştırmaya çalışıyor. “ dedi alaycı bir ses tonu ile. Tıpkı öğrencilik yıllarındaki gibiydi. Yine aksiyon, yine öne çıkma çabası… Aslında artık kavga edip, tartışmanın bir manası yoktu. Nede olsa artık öğrenci değillerdi ve bina ayrımı da yoktu. İkisi de karanlığın yoldaşlarıydı. Peki neden hala birbirlerini ezmeye çalışıyorlardı ki? Herhalde alışkanlıktandı tüm bunlar. Yılların verdiği alışkanlık işte deyip geçmek en iyisiydi belki de ama Geonna geçmişi silip atabilecek biri değildi. Onun için geçmişi geleceğine yön verirdi daima. Geçmişini unutup silerse, gelecekte e yeni bir sayfa açması gerekecekti. Böylece her şey alt üst olacaktı. Onlar böyle yaratılmıştı belki de. Birbirleriyle itip kakışmaları için. Geonna’ ın ortamın sessizliğe bürünmesi ile birlikte daldığı düşüncelerden yavaşça sıyrılması hiçte zor olmamıştı. Hemen konuşmaya başladı, yine sözlerinde aşağılayıcı bir ton seziliyordu. “ Hiç değişmemişsin hala içindeki o iyiliği sezebiliyorum, her ne kadar kendini kötü biri olarak yargılasan da… “ Sinsi bakışlarını onun üzerine yönlendirip hınzırca gülümsedi. Onunla tartışmak artık onun hayatının bir parçası olmuştu adeta. Ama şu bir gerçekti ki Ophélia asla onun bir düşmanı olamazdı. Çünkü düşman olacak kadar ondan nefret etmiyordu. Hatta aslında ondan nefret etmiyordu . Yani sadece tartışmak konusunda saplantılıydı ve bunu Ophélia ile gidererek kendini avutuyordu. Belki de bu sadece bir alışkanlıktı kim bilir? Karşısında duran sarı saçlı kız, ona eski yıllarını hatırlatmıştı. Her ne kadar o lanet yılları hatırlamak istemese de eski bir film gibi gözlerinin önünde canlanmıştı. Bunalmıştı yine… O eski aşkını hatırlayınca. Nasıl bu kadar ezilmişti? Geonna’ ın kalbinde aşka yer yoktu, olmayacaktı da. O hep yalnızlığa mahkumdu. Karanlık belki de onun alın yazısıydı…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptySalı Tem. 21, 2009 8:01 pm



Ursula yağmuru severdi her damlanın ona tekrar hayat verdiğini düşünürdü, bahşedilmiş özel bir hayat ve bu gece buralarda birileri huzursuzluk yaratarak bu hayatı huzursuz etmişti. Üstünü değiştirmek için girdiği odada olanları kafasından tekrardan geçiriyordu. Pusulanın gelişi, o günkü sıkıntı ve yapacak hiçbir şey bulamaması. Aradığı hiçbir kimseye ulaşamayarak sabah gitmemeye karar verdiği çay davetine gitmeye karar vermesi, her şey önceden start verilen bir film gibiydi. Sihir Tarihi profesörünü bıraktıktan’ tan sonra çevresine göz gezdirme fırsatı bulmuştu. Bir iki profesör etrafı topluyor bir tanesi yaralanan kişilere yardım ediyordu ama Ursula’nın gözleri hep Galadriel’e kayıyordu, onu neden bu kadar çözmek istiyordu. Kafasınında ki karışıklığın içinden birden kadının boynundaki güneş şeklindeki kolye sıyrılıp gün yüzüne çıktı. Üstündeki kabarık balık desenini parlak altınımsı rengini ve kenarlarındaki sivri taşları başka bir zamanda başka birinde daha görmüştü, çok güçlü birinin boynunda. Daha küçücüktü onu gördüğünde ama unutulması imkânsız anlardan birindeydi de...

Ursula üstüne rahat bir şeyler giymişti, bu salonda durmaya hiç niyeti yoktu, aklında ki gecenin o koyu tüm karanlık yaratıkları içinde barındıran havasıyla bütün olmaktı ve şenliğe devam etmekti. Çünkü buradaki onca profesörü rahatsız eden biri bunu bilerek yapmıştı ve kim yaptıysa da Ursula’yı ve diğerlerini iyi tanıyor olmalıydı ve peşinden gelineceğini biliyordu ama Ursula bu partiye tek başına gidemeyeceğini biliyordu çünkü ruh emicilerin takip ettiği bir kişi daha vardı. Tılsım profesörü…
Yalnızca kadının dikkatini çekmeden yapmalıydı bunu belki onu yem yapacaktı ama onu koruyabilirdi sanırım ya da biraz önceki profesörlerden birinden yardım isteyebilirdi ama hangisinden?

Ursula küçük bir tilkinin salınışları ve kurnazlığıyla profesörler grubunun yanına yaklaştı, Galadriel sağında ki bir koltukta üstünü değiştirmiş oturuyor ve ataş viskisini yudumluyordu. Dediklerini düşündüğü kesindi, mavi gözleri etrafına sonsuz bir sükûnet saçan kolyeye gitti. Tılsım profesörünün bunu nasıl ele geçirdiğini bulmalıydı ama ondan önce onu ondan almalıydı ya da onunla beraber küçük bir av oyununa katılmalıydı.
Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı sesini kısarak konuşuyordu çünkü aklındaki düşüncelerin fark edilmesini istemiyordu.

“Merhaba, rahatsız etmek istemem ama ben biraz dışarı çıkacağım etrafı kolaçan etmek istiyorum.” Sinsilik gözlerinin tam içinde oyunlar oynayarak dolaşıyordu ama bunu yılların tecrübesiyle masum bir bakışa çevirebiliyordu ve bu bakışlar şimdi karşısındaki diğer mavi gözlü kadındaydı.

“Bana eşlik etmek isteyen biri varsa zevkle kabul ederim?” ve rujun çoktan çıktığı dudakları bir kez daha gülümsedi, dışarıda onları neyin beklediğini biliyordu artık. Bilmediği bu oyuna o ve Galadriel haricinde kimlerin katılacağıydı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 2:40 pm



Üstündeki buz parçalarını temizlerken bir yandanda yeni KS profesörüne bakıyordu. Konuşmalarından çıkardığı sonuç canını sıkmıştı. Kadının kendine olan güveni, rahatsız edici boyuttaydı. Üzerinde şeffan bir elbise geçirmiş, tüm düşünceleri bu kadın tarafından okunuyormuş hissine kapılıp irkildi. Kendisiyle ilgili bu kadar çok konuşan bir yakını daha önce hiç olmamıştı. Onun yanında insanlar, tedirginlikten öte, huzursuzca hareket eder, kendilerinden bile gizlediği sırları ortaya dökerlerdi. Lakin bu kadında tedirginlikten eser yoktu. Ruh emicilerin efendisi gibi hareket etmiş, tereddüt bile etmeden korkunç yaratıklara hadlerini bildirmişti. Saygı duymalıydı, içinden bir ses elini sıkıp gülümsemesini söylese de, diğer yanı tedbiri elden bırakmamasını öğütlüyordu ve o daima iç güdülerini dinlerdi. Düşüncelerinden sıyrılmak için karşısında kibarlıktan kırılacak olan soyut bilimler profesörüne baktı. Bu naziklik onun midesini bulandırıyordu. Ne zannediyordu kendini, iyilik timsali bir azize mi? Yüzündeki küçümser ifadeyi silerek, okunaksız ifadesini takınıp yan koltuğa geçti. Üstünü değiştirmesi bir dakikasını almıştı. Dağılan saçlarının omuzlarına düşmesine izin vererek, gümüş çizğili tokasını, asasının tek bir hareketiyle odasındaki bavulun içine gönderdi. Huzursuzdu ve Ursula denen kadının onun ruh halini anlaması, içinin daha da kararmasını sağlamaktan başka bir işe yaramamıştı.

Yerinden kalkarak bara yöneldi. İlk adımda yaptığına pişman olup geri döndü, garsonlardan bir bardak ateş viskisi istemesi ise hareketini maruz göstermek adına yapılmış göstemelik bir eylemdi. Yakalanmıştı. İçinden bir küfür etti. Onca çaba boşa mı gidecekti? Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirdi! Eli, boynunun soğuk tenine değmesi gereken ama şuan hissetmediği kolyesine gitmesi an meselesiydi. İradesini zorlayarak yavaşça koltuğa oturdu. Saçını düzeltme bahanesiyle usulca, koyesini elbisesinin altına yerleştirdi. İş işten geçmesinin öfkesiyle gözleri Ursula’nın bakışlarıyla birleşti. Görmüştü, meraklı gözleri ona hesap soruyordu. Dostluğa tiksintiyle baksa da şuanda kadının ne bildiğini öğrenmesi gerekiyordu. Tebessümü iç huzuru değil, zaferini ilan ediyordu. Yakınlaşmak mı, diye düşünmeden edemedi. Bir yere kadar bu kadına iyi davranmak zorundaydı, belki de o da kendisi gibi bir arayış içindeydi! Bunu öğrenmek için kendini ateşe atacağının bilincinde, okunaksız yüz ifadesini takınarak ayağa kalktı. Kadının teklifini kendi çıkarları doğrultusunda nasıl kullanabilirdi, nereye gideceklerdi, onu aptal sanması için belki de bu iyi bir fırsattı! Kadının sinsi bakışlarında yakaladığı pırıltının, anlık da olsa onu heyecanlandırmasına kendi bile şaşırdı. Kadının masum bakışları onun kullanmadığı bir ifade olsa da, böylesine kurnaz ve güçlü bir kadının bu kadar masum olabileceği ihtimali sıfırdı. O da bir şeyler saklıyordu. Ava giderken kimin avlanacağı şimdilik bir muammaydı.
Kim bilir bu basit gibi görünen Çay Partisi ona umduğundan daha fazla bilgi edinmesini sağlayabilirdi. Kadının gözlerinin içine bakarak elindeki ateş viskisini şerefe kaldırdı.

“- Çok fazla endişeleniyorsunuz, bu saglığınız için hiç de iyi değil.” İçkisinden bir yudum daha alarak ağzında oyaladı. Yutmak için bir iki saniye bekledi. Bu içkiden nefret ediyordu. “Lakin içimizde, davetinizi reddedecek kadar kaba birin olduğunu da düşünmüyorum. Arkamızı kollayacak birilerinin olması hiç de fena olmaz, değil mi? Biz önden gidelim.” cümlesinin bitimiyle koltukta kendine yeni gelmeye çalışan Sihir Tarihi profesörüne baktı:

“-Döndüğüm de bayım, bana bir vals ile borcunuzu ödeyebilirsiniz?” hınzır bir göz kırpma ile asasını kaldırdı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Kapıya yaklaştığında kendisine doğru süzülülen pelerinini havada yakalayarak hızlıca, olabildiğince nazik bir hareketle üzerine geçirdi. Kapının yanında bekleyen görevliyi yok sayarak hızlıca sağnağa dönüşen yağmurun esiri olmuş sokağa adımını attı. İçi kıpır kıpırdı, yoksa gülümsüyor muydu?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ophélia Daphne Morales

GezginGezgin
Ophélia Daphne Morales



Mücadele Tarafı : Darkness. I'm angel of Darkness...You've got any problem, haven't you?
Rp Sevgilisi : Şarap, geceler ve içkiler xD
Kan Durumu : De Race-Pureblood

ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 Empty
MesajKonu: Geri: ÇAY PARTİSİ   ÇAY PARTİSİ - Sayfa 4 EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 2:49 pm

“ Evet ne demezsin hayat işte, demek ki bizi ısrarla karşılaştırmaya çalışıyor.” demişti Geonna o meşhur alaycı ses tonu ile. Ophélia gülmemek için kendini zor tutmuştu. Niye güleceğini de bilmiyordu? Geonna’nın bu cümlesi Ophélia’nın komiğine gitmişti. Anlaşılan Geonna büyümemişti. Ona karşı oluşan siniri tekrar ortaya çıkmıştı. Tüm bedenini esir almıştı. Gözlerinden çıkan ateş yalnızca Geonna’ya yönelikti. Sadece o görebiliyordu bu ateşi. Karşı karşıya duruyorlardı işte. Ophélia’nın içinde bilinmez bir hırs vardı. İntikam almak istiyordu bu bayandan. Geçmişte tüm yapılanlar için. Ama bu ne işe yarayacaktı? İşler daha da büyüyecek ve olay içinden çıkılmaz bir hal alacaktı. En azından bu çay partisinde ortalık zaten karışmıştı bir de Ophélia Geonna ile tartışıacak belki de büyüleri söylemeye başlayacaktı. Hayır olmayacaktı böyle bir şey.


Ne kadar zor olsa da kendini kontrol etmeyi öğrenmişti. Geonna’nın sesi düşünceleri böldü; Hiç değişmemişsin hala içindeki o iyiliği sezebiliyorum, her ne kadar kendini kötü biri olarak yargılasan da…” Sesindeki bu ton Ophélia’nın damarına basılmasına neden oldu. İyilik lafını sevmiyordu. Bu bayan haddini aşıyordu ona gore. Ophélia dayanamayıp konuştu; "Bak Geonna. Tartışmak istemiyorum bugünlük. Ama inan bana hiç iyi biri değilim. Beni çok fazla tanımıyorsun, ailemde neler olmuş bitmiş bilmiyorsun. Sırf Hufflepuff bölümünde okuduğum için belki bu. Ben oradan hiç memnun değildim ama mecbur okudum. Anlıyor musun? Mec-bur. O yüzden bana iyilik deme lütfen." Konuşması bittiğinde nefes nefese kalmıştı. Her ne kadar sinir olsa da Geonna ile tartışmak ayrı bir zevk veriyordu ona. Belki alıştığı içindi belki de başka nedenden dolayı. Hiç bilmiyordu. Bu sezon onlar için nasıl geçecekti? Ophélia bu konuda en ufak bir tahmin bile yapamıyordu. Tek bildiği; yaşandıkça görülecek olduğuydu. Şu an bunları düşünmek istemiyordu o yüzden gidip bir ateş viskisi aldı ve bir içişte bitirdi kadehteki viskiyi. Tekrar almaya başladı. Ophélia'yı durdurmak mümkün değildi. Tekrar canlanmıştı bütün anıları çünkü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

ÇAY PARTİSİ

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
4 sayfadaki 6 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-