AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Doğum Günü Partisi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
YazarMesaj
Angela Evelyn D'Amore

GezginGezgin
Angela Evelyn D'Amore



Mücadele Tarafı : Karanlığın Ordusu
Rp Sevgilisi : Marshall Bruce Mathers [forever]
Kan Durumu : Safkan

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Haz. 27, 2009 2:48 pm


    Partiye geç kalmıştım.
Aslında bilerek gecikmiştim, daha doğrusu gelmek istememiştim. Neithan denen kişilik burada olacaktı ve Caprice'e yavşamaya devam edecekti. Buna katalabilir miydim? Yaşamadan öğrenemezdim. Aslında yaşayarak öğrenmeyi hiç sevmiyordum, başıma ne geldiyse bu fikir akımından dolayı gelmişti. Asla çevremde olanlardan ders çıkartmazdım. Kendimi çevremdikelerin yerine koyupta, yaşadıklarını anlayamazdım. Belki de korktuğum içindir. Kendimi onların bulunduğu o halde bulmaktan korkardım ve sanki gözlerimde at gözlüğü varmış gibi sadece önümü görürdüm. Çevremdekileri değil...

Gidip-gitmeme konusunda bulunduğum ikilemden kurtulmaya çalışırken ailemin bana gönderdiği televizyonu açtım. Muggle'ların kullandıkları aygıt sayesinde onların her türlü kanallarını izleyebiliyordum. Uydu alıcısı, sihir ve büyü bilmeyen sıradan tiplerin icat ettiği bir araç. Böylesine sıradan kişiliklerin böyle bir şey bulmasına şaşırmıştım ama işime yarıyordu. Bir müzik kanalı açtıktan sonra şu sıralar sevdiğim şarkının çıkması yüzümde bir tebessümün oluşmasını sağlamıştı.James Morrison ve Nelly Furtado'nun düeti olan 'Broken Strings' adlı bir şarkı. Nedenini bilmediğim bir şekilde beni etkiliyor. Müzik... Ruhumun notalardan oluştuğuna inandığım zamanlar çok olmuştur, bu yüzden müziğe aşık gibiydim her zaman. Tüm düşüncelerimi bir müziğe sığdırabilirdim. Ancak bunları sözlerle ifade etmektense ezgilerle ifade ederdim...

Müziğe dalmamdan dolayı bir anda her şeyi unutmuş ve beynimin içini saniyelikte olsa boşaltabilmiştim. Şimdi ne yapmalıydım? Asıl sorulması gerek soru buydu. Ama sanırım cevabını biliyordum. Güçsüz olan Angela'yı artık geride bırakıp eskisi gibi olmalıydım. O orada diye neden ben gitmiyorum ki?! Ben de gitmeliyim. Ve rahatsız olan kişi Neithan olmalı, ben değil!

Tüm gardolabı yatağımın üzerine boşaltmıştım. Siyah, bu renk giymemeliydim. Zerafeti simgelesede güzelliğimi ön plana çıkartmalıydım. Ve buna en uygun renkte beyazdı. Daha önce giymeye fırsat bulamadığım elbisemi buldum ve onu giydim. Eteğin çok kısa olması umrumda değildi, ama bu şekilde dikkatleri benim üzerime çekeceğimden emindim. Biran önce oraya gitmeliydim. Onlar çoktan partiye başlamıştır ve cisimlenerek gitmeliydim. 'Aklapakla' odamın toplanmasından sonra bir 'pot' sesi yankılandı ve restoranta cisimlendim ...

Bu da neydi? Bir kavga? Mahallenin koca karıları sözü bu karşımda duran ve konuşurken durmadan tükürük saçan kadın için söylenmiş olmalıydı. Peki kime konuşuyordu? Oh, aman tantım Bill! Ona böyle konuşamazdı kimse. Ama ilk önce dinlemeliydim konuşmaları, böylelikle onu kurtarabilirdim bu koca yaşlı budaladan. Olanları dinlerken gülmemek elimde değildi. Ama kendimi zor da olsa tutuyordum. Kadının arkasında olmam, beni kimsenin görmemesine neden olmuştu. Kimisi gülüyor, kimisi Bill'in sanki buradan nişanlanıpta çıkacağını düşünür gibi şaşkınlıkla bakıyordu. Söze başlamak için ortaya çıkmaya hazırlanmıştım ve ardından Bill'in gergin sesini duydum.

"Bakın bayan. Kızınızın eteğine tutundum diye beni torununuzla mı evlendireceksiniz yani. Sorun sadece eteğini tutmuş olmamsa yenisini alayım giysin kızınız. Üstelik çok da çirkinmiş. Kimbilir Torununuz nasıldır. Eğer size benzemişse hiç şansı yok. Evde kalacağından korktuğunuz torununuzu bana vermeye kalkıyosunuz. Bunun başka hiçbir açıklaması yok. Caprice, sende gülmeyi kes artık. " Ağır konuşmuştu fakat yaşlıı budalanın buu umursayacağını sanmıyordum. Olaya el atmanın zamanı gelmişti sanırım. Yaşlı kadın hiç durmadan yine konuşmaya, azarlamaya devam ediyordu. Ve her defasında Bill'in suratı tükürükle kaplanıyordu. Asamıı çıkartarak yaşlı kadına doğrulttuktan sonra birkaç söz fısıldadım ve kadının sesinin alçalmasından sonra karşısına geçerek tip tip bakmaya başladım. Kadın şaşırmıştı, ve bağırmaya çalışır gibi bir haldeydi. Yan masadan aldığım bir sandalyeyi kadının önüne koyarak oturdum ve onu izlemeye devam ettim. Bir süre son pes eden kadın bana bakmaya başlamıştı.

imdi, konuşman bitti sanırım. Kendini yorma bu kadar. Suçu Bill'de arayacağına ilk önce kendi torununa da bak. Merhaba! bir nezaket örneğidir. Ama senin gibi mahalle kavgasına girişen, koca karılar pek bilmez bu nezaketi. İzninle burada bir arkadaşımızın doğumgünü partisi yapıyoruz. Ve unutmadan. MARHABA!" bu Merhaba demem Bill'eydi. Kadın bir bana, bir de Bill'e bakıp duruyordu. "Tekrar Merhaba, Bill. Seni seviyorum" Hiç utanma yok mu bende? Hayır, kesinlikle yoktu. Yaşlı kadına baktım ve Bill'in dudaklarına dudaklarımı tatlı bir şekilde değdirdim. Ardından kadına baktım. Yaşlı budala sinirden köpürmüş gibiydi. "Şimdi gider misin? Sence torununa mı ait Bill?! DEFOLUN!! " Çok kaba bir şekilde onları def ettikten sonra kadının sesini normale dönmesini sağladım ve ardından herkesin bana baktığını farkettim. İşte şimdi utanmış ve kızarmıştım. Bill'i tepkisi ne olacaktı? Neithan bunu görmüş müydü? Banane! Alexis'in neşesini yerine getirmeliydim. Sahneye çıktıktan sonra bir ıslık çaldım ve Hgwarts'ta kurduğum gruptan olanları çağırdım. Ve tabiiki de Neithan da vardı.

"Bu şarkıyı Alexis'e, biricik dostuma ve binadaşıma armağan ediyorum! İlk şarkımız, uzun zamandır üzerinde çalıştığımız,muggle'ların dünyasında olan bir şarkıdır. Lady Gaga- Love Games. Bundan sonraki şarkıyı Alexis seçerse çok memnun olurum" Güzel bir ses, geri vokal ve gitaristtim.Şarkının bitiminden sonra sahneden inerek mikrofonu Alexis'e devrettim. O söylese daha iyidi, bu onun partisiydi. Onlar şarkı söylerken benim yapacağım şeyler olacaktı. Bunlarıdan ikli Bill'in yanına gitmek ve onunla konuşmaktı. Tepkisi ne olacaktı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/angela-d
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Haz. 27, 2009 7:04 pm


Biraz soluklandıktan sonra Caprice'nin o nazik ve tatlı ses tonunu duydu. O yöne baktığında sandalyesinden yavaşça kalktı ve onların yanına gitti. Çok mutlu görünüyordu. Herkes çok eğleniyordu. Caprice, Eleanora daha yanına gider gitmez onu kolandan çekti ve pistin ortasına götürdü. Eleanora bir an şaşırmıştı. Sabahın köründe bu ne dansıydı. Ama pistin ortasına geldiğin de yanında Caprice ve Rosalie deli gibi dans ederken kendini tutamayarak o da onun gibi dans etmeye başladı. Müzik son ses açıktı. Sabah sabah dans etmek çok eğlenceliydi. Caprice'ye bakarak gülümsüyordu. Üçü de çılgınlarca dans ediyordu. Bir kaç dakika sonra Caprice eline mikrofonu aldı. O sıra da Eleanora da biraz yorulmuş bir vaziyette kenara çekilerek onun konuşmasını zevkle dinledi. Caprice bir vokal istediğini söyleyince bazı kişiler hemen masalarının altlarına saklandılar. Bunlardan birisi de Bill'di. Bill, Caprice'nin kendisini kaldıracağını sanmıştı. Aslında bu korku gerçekten gerekliydi. Çünkü Caprice onu kaldırabilirdi. Eleanora gitmek istemiyordu. Çünkü sesini hiç beğenmiyordu. Arkadaşlarının da bunu düşündüğünü sanıyordu. Caprice elinde mikrofon sahnede beklerden Gryffindordan yakışıklı bir çocuk gitarist olmak isteğini söylediğin de Caprice ona bakarak gülümsedi. Sadece vokalist kalmıştı. O sırada Doğum günü çocuğu Alexis vokalist olmayı teklif etti. Doğru bir şey yapmıştı. Çünkü onu herkes istiyordu. Eleanora, Caprice, Rosalie ve daha orada ki herkes. Çünkü o gün onun en mutlu günüydü. O isterse o yapılacaktı. Caprice, Neithan ve Alexis'i sahneye aldığın da ikisi de biraz heyecanlı görünüyordu. Herkes Alexis'in hangi şarkıyı söyleyeceğini merak ediyordu. İkisi sahnede beklerlerken Caprice elindeki mikrofon ile birlikte sahnenin ortasına gitti ve elindeki mikrofonu ayaklı korkuluğa yerleştirip kızların yanına geldi. O sıra da kapıdan yaşlı bir bayan ve yanında kız ile içeriye girdi. Orası şuan özel ayrılmış bir yerdi. Yabancılar giremezdi. Caprice de Rosalie birlikte bayanın yanına gitti ve durumu izah etmek istediğin de bayanın kötü davranışıyla karşılanan Caprice sinirlenmişti. Bir anda ortam negatif elektrikle dolmuştu. Yaşlı bayan Caprice'yi dinlemeden sahnenin ortasına yürümeye başladı. İçeri de ki erkekleri teker teker torununa göstermeye başladı. Belli ki birisini iyi bir benzetecekti. Ama kimiydi? Yaşlı bayan yanında ki kıza teker teker erkekleri gösteriyordu. Torunu da gösterdiği erkeklerin olup olmadığını söylüyordu. Ta ki Bill'i gösterene dek. Yaşlı kadın, torununa Bill'i gösterdikten sonra torunu kekeleyerek konuştu ve sonunda o olduğunu söyledi. Bill'in ne yaptığını kimse bilmiyordu. Bu çok garipti. O şirin ve nazik kıza ne yapabilirdi ki bu! Bill bir karıncayı bile incitmeyen biriydi. O narin kıza ne yapabilirdi ki. Parti de ki herkes Bill'in ne yaptığını çok merak ediyordu. Caprice dayanamayıp yaşlı kadının yanına gitti ve herkesin merak ettiği soruyu sordu. Yaşlı bayan da olanları bir bir anlattı. Yaşlı bayanın anlattıklarından sonra Caprice kendini tutamayarak kahkahayı bastı. O sıra da herkes Bill'e ve o yaşlı bayana bakıyordu. Bill'in böyle bir şey yapmayacağını herkes gayet iyi biliyordu fakat bunu o yaşlı kadına anlatmak biraz zordu. Cadalozun tekiydi. Herkes Bill'i savunmaya geçmişti. E herkes haklıydı tabi. Onu bu durumdan kurtarmak için bir şeyler söylemelilerdi. Alexis kendini tutamamıştı. Yaşlı bayana nazik bir tavırla da olsa gitmelerini söylediğin de o yine cadalozluğuyla herkesi çileden çıkarmıştı. Alexis'in konuşmalarından sonra Angela herkes gibi kendini tutamamıştı. Kadına yaşlı, büyük demeden konuşmaya başlamıştı. E haklıydı da. Konuşmalarını sinirli bir şekilde bitirdikten sonra Bill'in yanına giderek dudaklarını onun dudaklarına deydirdiğin de yaşlı bayana baktı. Yaşlı bayan sinirinden köpürmüş bir vaziyette onlara bakıyordu. Angela en iyisini yapmıştı. Onu tebrik ediyordu. Kadına gününü göstermişti. Sözlerini bitirdikten sonra sahneye çıktı ve eline mikrofonu alarak Lady Gaga’dan Loves Games şarkısını Alexis'e ve tüm binadaşlarına armağan etti. Angela'nın sesi gerçekten muhteşemdi. Herkes şarkısını söylerken ona eşlik ediyor el şaklatıyordu. Şarkısının bitimin de Eleanora kendinden geçmiş bir halde onu alkışlıyordu. Ona bakarak bir göz kırptı. Sıra da Alexis vardı. Hangi şarkıyı söyleyeceğini herkes merak ediyordu. Parti aniden neşelenmişti. Yanında oturan Caprice'ye bakarak ona gülümsedi ve '' Eğleniyor musun canım? '' tabi ki eğleniyordu. Eleanora'nın ki de soru muydu şimdi? Saçma sapan bir soru sormuştu fakat biraz konuşmak istiyordu. Dans etmek ta istiyordu tabi ki. Fakat kiminle edecekti?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Alexis J. Blanchefleur

GezginGezgin
Alexis J. Blanchefleur



Mücadele Tarafı : Darkshine
Rp Sevgilisi : Yok =(
Kan Durumu : De race
Patronus : Balbasar seni seçtim xP

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyPaz Haz. 28, 2009 11:24 pm

Parti gitgide daha karışık bir hale geliyordu. Alex te dahil olmak üzere büyükannenin ettiği laflar herkeste sinirleri bozmaya yetmişti. Aslında başta çok eğlenmişti Alex ama Bill'in tarafından düşününce kendini kötü hissetmişti. Bunun yanında güzel bir olay da vardı tabii; Angela gelmişti. Çok severdi onu ve partisine gelmesi çok sevindirmişti onun. Tabii o da herkes gibi bu tiz sesli büyükanneye bir şeyler söylemişti. "Şimdi, konuşman bitti sanırım. Kendini yorma bu kadar. Suçu Bill'de arayacağına ilk önce kendi torununa da bak. Merhaba! bir nezaket örneğidir. Ama senin gibi mahalle kavgasına girişen, koca karılar pek bilmez bu nezaketi. İzninle burada bir arkadaşımızın doğumgünü partisi yapıyoruz. Ve unutmadan. MARHABA!" Bu kadın artık dersini alsa iyi olurdu. Yoksa artık Alex için işler çığrından çıkabilirdi. Ama Alexis gördüğü şey karşısında şaşırmıştı. Angela dudaklarını Bill'in dudaklarına değdirmişti. Ama bunu galiba yaşlı kadına göstermek amacıyla yapmıştı...Gözleri Angela'yı takip ediyordu. Ang, sahneye çıkmıştı ve "Bu şarkıyı Alexis'e, biricik dostuma ve binadaşıma armağan ediyorum! İlk şarkımız, uzun zamandır üzerinde çalıştığımız,muggle'ların dünyasında olan bir şarkıdır. Lady Gaga- Love Games. Bundan sonraki şarkıyı Alexis seçerse çok memnun olurum" diyerek şarkısını söylemeye başlamıştı. Love Games...Bilirdi bu şarkıyı Alex. Angela şarkısını söylerken Alex'te "Hold me and love me...Just wanna touch you for a minute..Baby,three second is enough for my heart to quit it..." diyerek şarkıya eşlik etmişti. Angela sahneden indiğinde şimdi kendini gösterme sırası Alex'teydi. Mikrofonu eline aldı ve;
"Angela şarkı için teşekkürler harikaydı ve tabii sende. Şimdi düşündüm de ben hangi parçayı söylesem. Genelde rock türü dinlerim ben ama bugün sizin için farklı bir tarz seçtim. Slow gibi görünen ama neşeli bir şarkı söyleyeceğim. Büyükanne olayından sonra biraz sakinleşmeye ihtiyacımız olduğunu düşündüm..Ben de dahil. Aaa evet lafı çok uzattım. Şarkıma geçiyorum.."

I keep on fallin in love with you
Sometimes I love ya
Sometimes you make me blue
Sometimes I feel good
At times I feel used
Loving you darling
Makes me so confused
*

Şarkıyı söylerken kendisinden geçiyordu adeta. Bu şarkıyı çok seviyordu...Muggle sanatçı tarafından yazılmış bir şarkıydı...Annesine yazılan bir şarkı. Ama Alex'in amacı annesi için söylemek değildi. Yine de özlemişti onu ama bu yüzden değildi. Evet buna kendini inandırmıştı. Hissederek söylediği için şarkı söylemek onun için bir hobiydi. Bir de piyano olsaydı tam olurdu. Şarkı bittiğinde ise karşısındakilere gülümsemişti...


*Alicia Keys- Fallin'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/alexis-jasmin-bl
Fëanor Ian Úmarth

GezginGezgin
Fëanor Ian Úmarth



Mücadele Tarafı : Apocalyptique
Rp Sevgilisi : Nadja ^^.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Mantikor

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyPtsi Haz. 29, 2009 1:51 pm

Etraftaki kasvetli havanın içinde boğulur gibi oldum. Şarkılar ise benim kafamda çalan aptal bir gıcırtı sesi gibi geliyordu. Nedense buradan hoşlanmamıştım. İçimdeki ses ve genzimdeki hücreler gri ve beyaz tonların hakim olduğu sigaranın tadını hissetmek istiyordu. Ama bu mümkün görünmüyordu. Bu fazla süslü ve her güzelliği yapılmasına rağmen bana kasvetli bu yerde ve buradaki bu kadar insanın içinde o zehirli dumanı içime çekebilecek miydim?
Bilmem ama bunu burada yapamaya bilirdim. Dışarısı benim için en iyi yer olabilirdi. Hızla yerimden kalkarken restoranın ortasında oluşan gürültülü bir bulutun içinden Angela'nın sesini duydum. Kadına sesi yüksek bir şekilde konuşuyor gibiydi. Bu hiç ama hiç olumlu bir şey değildi. Yüzümü ekşittim. Ardından Angela'nın Bill'nin dudaklarından öpmesi beni dahada şoka sokmuştu. Neden bilmiyorum ama içimdeki öfke alevi dağlanmıştı. Birden yerimde mıhlandığımı hissettim. Etraftakilerin oraya odakladıkları dikkatleri benim durumumu önemsiz hale getiriyordu. Birden orada oturmayı istedim. Yavaş bir şekilde sandalyeye tekrar oturdum. Zavallı kulaklarım beni zayıf hale getiriyordu. Bilmiyorum ama buradan sıkılmış ve gitmek istiyordum. Belki beş dakikalığına buradan uzaklaşmak bana iyi gelebilirdi. Yüzümde oluşan ifade yüz hatlarımın sinirli bir vaziyet aldığını gösteriyordu. Önüme döndüm. Ardından kulaklarımda yine Angela'nın sesini duydum. Bu sefer sahnedeydi ve birazdan şarkı söyleyecekti. Zavallı kulaklarım buna nasıl dayanacaktı peki?.. Yüzümü oraya çevirmeye gayret etmedim. Aksine olduğum yerde oradan uzaklaşmak istiyordum. Birden kulaklarımda oluşan lanet patırtılar beni mahvetmeye yetmişti. Lanet olsun!.. Neden böyle partilerde böyle olması gerekir ki. Önümde duran su dolu bardağı bir dikişte içtim. Boğazımdan geçen ılık sıvı beni rahatlatmamıştı. Tekrar içmek için sürahiye uzandım ve bardağı ağzına kadar berrak sıvıyla doldurdum. Ardından bir dikişte yine hepsini bitirdim. Yine rahatlamamıştım..
Aradan geçen zaman zarfı beni öldürmüştü resmen. Birden patırtılar kesilmişti. En azından benim kulaklarıma patırtı gibi geliyordu. Ardından ayak sesleri ve garip çıtırtılar duydum. Sonra birden restoranda kullanılan mikrofondan Alexis'in sesini duydum. Arkama döndüğümde onunda şarkı söylemek için hazırlandığını gördüğümde içimden isyan tonunda bir çığlık attım. Homurdanmıştım belki. Ama kim bile bilir ki? Tekrar önüme döndüm. Yanlız oturuyordum. Bu iyi bir şeydi. Çünkü fazla kalabalıktan nefret ederdim. Kulaklarıma gelen ses dalgaları karşısında yüzüm yine ekşimiş pozisyonunu aldı. Bu şarkılardan nefret ediyordum. Ama Alexis söylüyordu. Bunun için beklemeliydim. Ve şarkısının bitirdiğinde dışarı çıkmalıydım. Bu ortamdan uzaklaşmalıydım..

I keep on fallin in love with you
Sometimes I love ya
Sometimes you make me blue
Sometimes I feel good
At times I feel used
Loving you darling
Makes me so confused


Şarkısını söylüyordu. Ben ise buradan çığlıklar atarak onu duymazdan gelmeye çalışıyordum içimden. Bu kadar zor duruma düşebileceğimi hiç bir zaman hayal edememiştim. Bir süre sonra şarkı bitmişti. O patırtı dinmiştim. Hemen arkama döndüm. Alexis gülümseyerek onu alkışlayanlara bakıyordu. Hızla sandalyemden kalktım. Ayaklarım isyan eden o sesini çıkartırken etrafa pis bakışlar atıyordum. Ve ilk bakış attığım Angela ve Bill olmuş olmalıydı. Fark edmemiştim. Çünkü çoktan kapıdan dışarıya çıkmıştım. Soğuk havayı ciğerlerime çekerken genzim yanmıştı. Ama garip isteği hala sürüyordu. Hızla cebimde duran gümüş kutuyu çıkardım. Ellerim titriyordu. Bunun sebebini anlayamamıştım. Hızla ve zorluklarla sigarayı gümüş kutudan çıkardım. Ağzıma koydum ve kıvrak bir hareketle cebimde duran anka ve basilisk süslemeli bitmeyen ateşi ile çakmağımı çaktım. Ateş sigaranın ucunda alevlenince içime hızla çekmeye başlamıştım o zehirli gri ve beyaz tonlarıyla etrafa zaralılık saçan dumanı. Genzimdeki hücreler şimdi daha mutlu gibiydi. Ciğerlerim ise şimdiden duman altı olmuş olmalıydı. Ağzımdan ve burun deliklerimden çıkan kasvetli dumanın o muhteşem yakıcı hissi beni gerçekten büyülemişti. Şimdi ellerim titremiyordu. Belkide sigaram bitinceye kadar o patırtıları dinleye bilirdim. Ama burada durup o sigarayı bitirmeliydim. Çünkü içerdekilerin benim yokluğumu fark etmeleri uzun sürmezdi. Sürer miydi? Çünkü benim değersiz bedenimin oradaki önemi ne olabilirdi ki? Sigaramı bir kere daha ağzıma götürdüm. İçime hızla çektiğimde zehirli duman içeriye girmişti. Ciğerlerim duman altında olmaktan mutlu gibi görünürken genzimdeki hücreler bayram ediyordu. Ama ben şu anda mutluluğun o ufacık etkisini bile hissedemiyordum..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-kart-f86/ryan-o-ba
Bisaltes Lachowski

GezginGezgin
Bisaltes Lachowski



Mücadele Tarafı : DVPD-Deli Ve Psikopatlar Derneği
Rp Sevgilisi : Reiné,sonsuza dek ^^
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Anakonda

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyÇarş. Tem. 01, 2009 2:05 pm

Restorandaki kasveti takip eden garip bir duygu vardı. Dışarıdaki havada kasvet sıfatını görmek mümkündü. O sıfatı üstüne giymişti. Sahnede bekliyordum. Birazdan söyleyeceğimiz şarkı için bekliyordum. Kendimi bir an önce iyi hissetmek ve bir şeylerle uğraşmak istiyordum. Burasının havası boğucu geliyordu benim. Belki başka bir sebebi vardı ama içimde bu cevabı alamamıştım. Aaron Rose ile birlikte oturuyordu. Sevgili oldukları herhallerinden belliydi. Bu düşünce benim yüzümde oluşan garip bir gülümsemeye neden olmuştu. Caprice tam Rose'un yanına gidiyordu ki içeriye giren yaşlı bir kadın gözüme ilişti. Yüzündeki öfke okunmayacak türden değildi. Belli ki gerçekten öfkelenmişti peki kime?

Birden bağırarak ses tonundaki tehditkarlığı belli ederek konuşmaya başladı. Caprice hızla onun yanında bitmişti. Kadının hitap ettiği kişiye bakmak için başımı çevirdiğimde Bill olduğunu gördüm. Bir an için yüzümdeki öfkeyi belli etmek istercesine ona tehditkar bir şekilde bakıyordum. Kadının ona bağırmasını ve Bill'in surat ifadesinin garip bir hal alması beni mutlu etmişti. Garip bir his içime dolmaya başlamıştı. Kulaklarımda ölüm çığlığını duymak istiyordum. Acı hissini yaşatmak,yaşamak istiyordum. Asam bana sesleniyormuş gibiydi. Bir düello için kıvranıyordum. Buradan iyi bir yer olamıyacağını düşünüyordum. Birden Caprice'in sesi kulaklarımdaki asamın sesi diye sıfatlandırdığım sesi bastırmıştı. Kadınla konuşuyordu. Onun Bill'e karşı bağırmasını engeller gibiydi. Bu hoşuma gitmemişti. Elimdeki siyah bass gitarımı sıkıca sıktım. Arkamı döndüm ve sahnenein sonundaki duvara doğru yaslandım. Olan biteni seyrediyordum. Bir an önce bunun bitmesini istiyordum. Bu sırada içeriye Ryan girmişti. İşte tam benim kafamdan konuşan birisiydi. Tarafsızlığı kafama sokan kişi oydu. Onun fikirlerini benimsemiştim. Oda benim felsefelerimi benimsemişti. Yzümde onu gördüğüme dair ufak bir sevinç belirtisi oluşmuştu. O şaşkın gözlerle Caprice,Bill ve yaşlı kadının yanında geçmişti. Alexis'in şaşkın bakışları karşında bedeni gösterircesine durmuştu. Bunları izlerken birden kulaklarıma gelen bir ses kalbime bıçak gibi bir şeyin saplanmasına neden olmuştu. Bu Angela'nın sesiydi. Onun sesini duymuştum. Birden gözlerim onu bulmak istercesine aradı ve buldu. Kadına benimle konuştuğu gibi öfkeli bir şekilde konuşuyordu. Bill'i savunuyordu. Savunmasa şaşrdım zaten. Yüzümdeki öfke belirtisi daha fazla yükselmeye başlamıştı. İçimdeki öfke gitgide yayılıyordu. Alev sıfatını kaybetmeye başlıyordu. Yangın sıfatını üstüne giymiş gibiydi. Bu durum işleri dahada güç hale getiriyordu. Onu engellemek için zorlanıyordum. Angela'nın öfke dolu sesi kulağımda yankılanıyordu. Kadına bağırışı ve kadının sus pus olması hoşuma gitmemişti. Bill'i azarlamasını ve ona bağırması hoşuma gidiyordu. Ama Angela'nın sevgili Bill için korumasını öne sürmesi hoşuma gitmemişti. Onlara bakarken Angela'nın Bill'e yakınlaştığını gördüm. İyice yaklaştı ve dudaklarını onunla buluşturdu. Ne yapıyordu bu ?! İçimdeki öfke artık yangın sıfatını bile aşmıştı. Bir an için asamı çeker gibi oldum. Ama kendimi tuttum. Gözümü başka bir yöne çevirdim. İçimdeki öfke yayılmaya başlamıştı. Vücudumun kontrolünü alıyordu. Bende buna severek izin veriyordum. Ama şuanlık için buna izin veremezdim. Angela'nın o sesini duymamak için şarkı mırıldanmaya başlamıştım. Kafamda en yüksek sesle çalmayı becerdiğim şarkıyı kulaklarımda duymaya çalışıyordum. Bunu yapamıyordum. Ama göz önüne getirdiğim anı ve ardını takip eden çığlıklar bunu engelliyordu. Angela sahneye çıkmıştı. Artık çalmamız gerektiğini biliyordum. Ona bakmadım. Caprice'te gelmişti. İşte başlıyorduk. Kendimi dizginlemeye çalışmalıydım. Arka tarafta durdum ve şarkıyı çalmak için hazırlandım. Love Games.. Bunu çalacaktı. Angela sevgili Bill'e hediye ediyordu bu şarkısını. Yüzümdeki öfke yayılmaya başlamıştı. içimdeki öfke yüzünden Gitarın tellerine fazla sert vuruyordum. Birazda hızlı çalıyordum. Bunu önemsemiyordum. İçime çektiğim oksijenin kasveti ciğerlerimi yakıyordu. Bunu umursamadım.

Şarkımız bitmişti. Hızla gitarı yere bıraktım ve bir boş masaya oturdum. Alexis'in şarkı söylemesini bekliyordum. Ondan sonra patlak verecek şeyi düşünmek istiyordum. Bill'e saldırmalıydım yoksa saldırmamlıydım. Evet bunu yapacaktım. Angela ve Bill'in yanyana oturduğu masaya pis bakışlar atmamaya çalışıyordum. Ama kendimi bir türlü dizginleyemiyordum. Alexis şarkısna başlamıştı. Sesi kulaklarıma çarpıyordu. Şarkıyı dinlemeye çalışıyordum. Ama kendi içimdeki öfkeyle uğraşıyordum.

******


Şarkı bitmişti. Alexis gülen gözlerle bize bakıyordu. Gitmeye karar verdim. Çünkü burada öfkemden deliye dönecektim. Ama gitmeden önce yapmam gereken bir şey vardı. Hızla masadan kalktım. Alexis'in Caprice ile birlikte konuştuğu tarafa doğru gittim. Yüzümden öfkeli olduğum belliydi.
-Alexis,Caprice. Üzgünüm ama gitmem gerekiyor. Birde birazdan olacaklar için özür dilerim.
Bunu söyledikten sonra cebimden çıkardığım asayı sıkıca tutuyordum. Kulaklarım duymaz olmuştu. Gözlerim görmez olmuştu. Tek bir noktaya odaklanmıştı bedenim. Bill'e asamı çektim. Ona doğrulttum. Angela'nın şaşkın gözleri karşında zayıf ve soğukkanlı bir ses tonuyla konuştum.
-Üzgünüm Bill. Sectumsempra!
Yapmam gerekini yapmıştım. Dayanmıştım,sabretmiştim,büyümü yapmıştım. Son aşamayı bekliyordum. Onun acılar içinde çığlıklar atışını..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Antonio Silimaurë

GezginGezgin
Antonio Silimaurë



Mücadele Tarafı : Holy Peace

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyÇarş. Tem. 01, 2009 2:36 pm

Kısa heyecanlı bir Londra gezisinin ardından bir şeyler yemek için duraklamıştım ki yandaki restouranttan Angela'nın olduğunu anladığım bir çığlık yükseldi. Daha ne olduğunu anlamadan Neithan'ın öfke dolu bağırışları ve şimdiye kadar duyduğum en kötü laneti işitmek zorunda kaldı kulakların ne yaptığımı bilmeden mekana girdim asamı Neithan'a çevirip haykırdım.

-Protego!

-Neithan ne yaptığını sanıyorsun sen. Hayır sakın bunu deneme!


Genç adam büyünün etkisiyle gerye doğru sendelemişti fakat asasını bana doğru çevirip bir büyü girişiminde bulundu neyseki zamanında davranıp onu etkisizhale getirmiştim.

-Protego Totalum!

Şimdi hem diğer insanları korumuş, hemde Neithan'ın yerde hareketsiz kalmasına çalışmıştım ama Bill o hala serbestti ve Neithan'a doğru ilerliyordu reflex olarak Baron'a seslendin.

-Baron! Bill'e dikkat et!

Asamı Neithan'a çevirdim ve asla karşı koyamayacağı birşey yaptım.

-Expelliarmus!

-Petrificus Totalus!


En son Antonio Marcelyn tarafından Çarş. Tem. 01, 2009 2:38 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aaron Marcus Darwyn

GezginGezgin
Aaron Marcus Darwyn



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Rp Sevgilisi : .......
Kan Durumu : safkan
Patronus : Anka kuşu

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyÇarş. Tem. 01, 2009 2:36 pm



Müziğin etkisine kapılmış olan Marcus hayalindeki partiyi yaşıyordu. Okulda hiç böyle bir şeyin olmamasından dolayı şikayetlerini sadece beyninde tutan Marcus burada böyle gereksiz konularla vakit geçirmemek için öndeki yiyecek ve içeceklerin tadına bakıyor. Ve kendini müziğin ritmine bırakıyordu. Zaman ilerledikçe insanların kendisine baktığını gören Marcus önce bunu önemsememişti. Ama içini kaplayan panik ve kötü düşünceler bir şey olacağının ilk belirtisiydi. İlk patlak partiye giren yaşlı bir kadın ve kızından geldi. Hufflepuff’lı bir çocuğu ezen yaşlı kadın ve kızı partinin yarısında kesilmesini sağlamıştı. Böyleceilk patlak sona ermesinin uzun süreceğini zanneden Marcus Hufflepuff’lı bir kızın sorunu çözmesinin ardndan rahatladı. Şimdi eğlence zamanıydı. Ve bunun için müzik gerekliydi. En yakın arkadaşlarından Neithan’ın da gelmesinin ardından. Kapı tekrar kapandı. Ve eğlence kaldığı yerden devam etmek üzere başlamıştı. Ama bir şey daha vardı. Sanki raydan çıkan bir tren gibi insanların hareketleri de değişiyordu. Örneğin Neithan’ın müzik çalarken sertçe çalması üzerine artık beynini kötü düşüncelere kaptırmış olan Marcus yerinden kalktı. Bir olay olacaktı. Ve bu olay ne olursa olsun savaşacaktı. Ama Marcus’un önünde bir engel daha vardı. Yanında duran sarı saçlı cadı yani sevgilisi Rose’un yanında savaşmak zor olacaktı. Rose elbette onu engelleyecekti. Ama ikinci olay o anda patlak verdi. Neithan’ın sahneden hızla inip Bill denilen çocuğa büyüyü yapmasının ardından Marcus elinde duran kaymakbirasını yere attı. Elinden çeken Rose’un elini nazikçe geri ittikten sonra bacağına bulaşan kaymakbirasına önem vermeksizin yürdü. Ve karşıda onları engellemeye çalışan çıcuklara doğru asasını doğrulttu.



“Benle uğraşmayın çocuklar yoksa sonunu görecek kadar yaşamasınız.Expelliarmus”

Çocuklara büyüyü yapmanın ardından önüne bakmadan yürdü. Bill denen çocuğa saldırma hissi artık içinde oluşan bir duyguya dönüşmüştü. Ve artık o da bu duyguya uyacaktı. Hiç düşünmeden kaldırdığı asayı kırbaçlarcasına oynattı ve büyülü sözleri hızlıca söyledi.”Orgastre”



__________________________________________________



Expelliarmus:Rakibini silahsız bırakan büyü. Ayrıca öldürücüdür çünkü rakibin kalbine isabet ederse kişiyi öldürür

Orgastre:Bu Büyüde Asa Bir Tür Kesme İşareti Yapar Ve Mor Bir Alev Huzmesi Çıkar.İç Organlarda Büyük Hasara Neden Olurken Dışta Bir Şey Görünmez

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/aaron-ma
Fëanor Ian Úmarth

GezginGezgin
Fëanor Ian Úmarth



Mücadele Tarafı : Apocalyptique
Rp Sevgilisi : Nadja ^^.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Mantikor

Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Doğum Günü Partisi   Doğum Günü Partisi - Sayfa 3 EmptyÇarş. Tem. 01, 2009 2:45 pm

İçerdeki garip sesler dikkatimi çekmişti. Antonio gelmişti partiye birkaç dakika kadar önce. Ona selam vermiştim. Tamda sigaramın son kalan zehir bölümünü içiyordum. İçerden gelen çığlıklar kulaklarıma hücum ediyordu. Olanları anlamak için kapıyı araladığımda etrafta uçuşan büyüleri gördüm. Bu inanılmaz bir şeydi. Burada bir düello patlak vermişti. Hızla gri ve beyaz tonlarıyla duman saçan sigaramı yere attım. İçeriye hızla girdiğimde Antonio Neithan'nın Bille yolladığı büyüyü engellemişti. Aaron Yerinden kalmıştı. Büyüsünü yapmış gibiydi. Hızla asamı oraya çevirdim.
-Protego Totalum!
Birden mor ışık gideceği yere gitmeyi ve kendisine gelen büyüyü durdumuştu. Aaron üstüne gelen büyüden kurtulmak istercesine gibi görünüyordu. Ama ona şu anda bakmazdım. Bill Neithan'nın üzerine doğru yürüyordu. Asamı ona doğrulttum.
-Yerinde kal Bill! Petrificus Totalus!
Büyüm ona doğru ilerlerken bir bilek hareketi yaptım ve tekrar Bill' doğru bir büyü yolladım.
-Expelliarmus!
Büyüm ona doğru ilerliyordu. Buradaki sorun neydi? Bunu çok merak ediyordum. Ama şuanda bu işi bitirmek gerekiyordu. Buradaki atmosferi sakinleştirmek gerekiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-kart-f86/ryan-o-ba
 

Doğum Günü Partisi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 5 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-