Aaron Darius Dolohov'un Odası

Gezgin

Aaron masasına oturmuş ve Sarah'a da oturmasını işaret etmişti. Sarah'da oturdu. Biri ile en azından kormayan biri ile konuşmaya ihtiyacı vardı. Ve iilk izlenim olarak Aaron'nun korkmayan biri olduğu gözüküyordu. "En azından titremeden konuşacak biri. Son günlerde bakanlıkta bunlardan bulmak zor" diye geçirdi içinden.

Aaron'nun sözleri onunda öyle düşündüğünü gösteriyordu. Korkmayan biri daha vardı. Ama sonraki sözü üzerine içinden "Ah hayır çevrelerinde ne kadar ben olsam da onlar akıllanamaz" diye yakındı sesizce.

Aaron'nun konuşurken yüzü ciddileşmiş olabilirdi ama hala alaycı bakışları vardı.

"Zaten bende birşey aramak amacı ile gireceğimi sanmıyorum." dedi hafifce gülümseyerek.

"Bay Dolohov veya Aaron mu demeliyim. Hangisini tercih edersiniz?"

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

"Aaron tabii ki resmi biri gibi mi gözüküyorum"dedi Aaron

Anlayışlı gününün tekrar kurbanı olmak üzereydi. Eskiden karşısındakinin her sözüne en azından ucundan alayla cevap veririken bir anda fazla ciddileşmişti. Karşısındaki belli ki hemfikir birini bulduğu için mutluydu. Ama bu Aaron'u çok ilgilendirmiyordu. O buraya kimseyi memnun etmek için gelmemişti. Kızın bir şey arayacağımı sanmıyorum sözleri Aaron'un tekrar gülümsemesine neden olmuştu.

"Beni de mi aramayacaksın yani?"dedi sesinde sanki çok şaşırmış gibi bir ton vardı.

Bir şekilde karşısındakiyle daha sık sık görüşeceği hissine kapılmıştı. Seherbaz gibi durmuyordu ama çekingen gibi hiç durmuyordu. Anlayışlı ve düşünceli günlerin birinde Aaron onun ihtiyacı olan şeyin kendini zorlayacak biri olduğunu düşünmüştü. Bugüne kadar kimsenin karşısında ezilmemeiş ya da eksik konuma düşmemeişti. Belki de onu ezik hissettirecek brine ihtiyacı vardı. Sonunda düşüncelerden sıyrılarak tekrar misafirine baktı

"Hangi bölümdensin?"diye sordu

Gezgin

Beni de mi aramayacaksın sözü Sarah'ı şaşırtmıştı. Elinde olmadan gülümsedi. Karşısındaki seherbaza baktı. Şu ana kadar hiç boyun eğmemiş, ezilmemiş gibiydi. Dik duruyordu. Duruşu, bakışları sert olmakla beraber bazen alaycıydı.

Seherbaz olması Sarah'ı mutlu etmişti. Seherbaz olmayı bir ara o da istemişti çünkü. Belki hala istiyordu. Çünkü iyi olduğunu düşünüyordu. Ama Seherbaz olmaktan vazgeçmişti. Nedenini hala bilmediği bir soruydu bu...

Aaron'un sorusu ile seherbaz olma düşüncelerinden çıktı.

"Ben Uluslar arası sihirsel işbirliği dairesinde çalışıyorum. Güzel bir bölüm. Eğer zekanı kullanabiliyorsan. Yoksa insanların kölesi olabilirsin. Ayak işlerine bakmak gibi. Yani güçlü olan ezer. Aslında sırf bizim departmanda değil heryerde böyle. Güçlüysen ezersin."

dedi ve durdu. Bu hayat felsefesini kafasına koyduğu günleri hatırladı. Okuldan yeni mezun olduğu günler. Onu ezmeye çalışan çok olmuştu. Ama o kendisini hiç bir zaman ezdirmemişti. Ezdirmezdi de. İnsanları kolaylıkla zekası ile alt edebilirdi ama bunu fazla kullanmayabilirdi de. Şu ana kadar hiç kimseyi de ezmemişti. Hem ezilmemiş hem ezmemişti. Güçlüydü ama adildi.

"Sanırım bunu benden iyi biliyorsundur. Sizin işte güç gösterileri daha fazla oluyor gibi"

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Aaron kızın düşüncelere dalıp dalıp geri gelmesini izledi bir süre. Aaron'un söylediklerini yorumlayıp kendiyle çatışma içine giriyor gibiydi. Aaron'a göre basit bir bölümü çok komplike anlatmaya çalışmış ancak Aaron'u etkileyememişti. Aaron bunu belirtmek için alaycı bir "yaa" koyuverdi. Bununla beraber kızın mesajı aldığından emindi. Dışarıdan zeki olduğu görülüyordu. Aaron ukalalık belirtileri de seziyordu ve bu her geçen dakika daha çok hoşuna gidiyordu. Aaron bunları düşünürken kız kendi departmanıyla ilgili öyle bir yorum yaptı ki Aaron neredeyse kahkahayı patlatıyordu:

"Seherbazlıkta kendi içinde çatışan yok olur"dedi Aaron

Sesini biraz korku hikayesi anlatıyormuş tonuna getirdi ki söylediği kızın için işlebilsin. Kız seherbazlığı yalnış anlamış ya da öğrenmişti. Seherbazlıkta rekabet çabuk ölüm demekti. Düşmanlara karşı iş birliği ise Seherbazların en önemli silahıydı

"Savaşı politikayla karıştırma"dedi.Artık sesindeki alay elle tutulur hale gelmişti.

Gezgin

Sarah konuşurken Aaron'nun araya "yaa" demesi Sarah'ı kızdırmıştı. Ama o kadar da kızmamıştı. Aaron çatışma olmadığını söylesede Sarah'ın karşılaştıkları hiç böyle olmamıştı. Özellikle çocukken karşılaştığı üstünlük mücadeleri. Seherbazların birlik olduğundan şüphesi yoktu ama güçlü-zayıf ilişkisi olmadığını düşünmekte saçmalıktı.

Aaron'nun sesindeki alaycılığın iyice artması üzerine Sarah'da daha bilmiş bir tavır takındı. İnsanlarla zıtlaşmayı seviyordu. Özellikle karşısında kendisi gibi biri olunca. Bazen karşısında ezilen büzülen insanlar olurdu. Sarah daha bir iki laf edince altında kalanlar. Ne kadarda sıkıcıydı. Sarah kendisini zorlayacak birini arıyordu. Ukala belki de olmalıydı.

"Savaşı politika ile malesef ben değil savaşanlar karıştırdı. Belli ki sen hiç denk gelmemişsin. Ben seherbazların birlik olmadığını söylemiyorum. Bilakis birlikler. Ama üstünlük mücadelesi olmadığını söyleme. Ayrıca güçlü olanların daha düşüklere hor davranmadığını da söyleme. Bunlar oluyor. Bakanlıkta çok kez karşılaştım malesef bunlarla. Tamam dışarda bir bütün olabilrsiniz ama mücadele hep devam eder"

Sözlerini ciddiyetle söylemişti. Aaron'nun alaycığına inat ciddiydi. Eli ile yüzüüne gelen saçını arkaya itti. Tekrar eski sıcakkanlılığı ile konuşmaya başladı.

"Sanırım sen buraya başka bir yerden geldin. Hangi ülke acaba?"

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Aaron kızın ani ifade değişikliğine aldırmadan ülke sorusunu es geçmeyi tercih etti. Kızın fikrinde diretmesi onun inatçı olduğunu gösteriyordu. Aaron da alaycı tavrında inat etmeye kararlıydı. Yüzüne o en sevdiği ince gülümsemesini yerleştirdi. Aaron yaklaşan tartışmanın kokusunu alabiliyordu. Kavganın içine zıplamaksa onun uzmanlık alanıydı. Aaron ona öğretilenler ve yaşadıkları doğrultusunda yorum yaparken karşısındaki bilmeden yaptığı yorumun doğruluğunu kanıtlamaya çalışıyordu:

"Benim anlatmak istediğim de bu"dedi Aaron karşısındakini artık ezmeye hazırdı."Anlayamıyor olabilirsin ama seherbazlarda güçlü güçsüz ayrımı yapılmaz. 'Birlik' derken güçlü güçsüz herkesin birbirni korumasını kastetmiştim."sesini artık karşısında küçük bir çocuk varmışçasına abartılı anlayış tonuna getirdi."Ayrıca acaba sen Karanlık Lady'le falan mı konuştunda o sana savaşın asıl nedeninin politika olduğunu söyledi. Yoksa daha bu genç yaşında çok bilmiş yaşlı kadınların düzeysizliğine mi ulaştın"

Aaron amacna ualştığını biliyordu. Muhtemelen son cümle bardağı taşıran cümle olacaktı. Gülerek arkasına yaslandı.

Gezgin

Aaron'nun deminki konuda ısrar etmesi ve söyledikleri Sarah'ı sadece güldürmüştü. Aaron'un gerçek bir seherbaz olduğu belliydi. Ama Sarah'ın neler bildiğini bilmiyordu. Seherbazların birbirini öldürdüğüne şahit olduğunuda bilmiyordu.

"Senin anlattıkların gerçek seherbazlık. Bunu senin kadar bende biliyorum. Ama sen sanıyor musun ki her seherbaz böyle?Her seherbazın ölümüne birbirine kolladığını mı sanıyorsun? Ayrıca politika için Karanlık Lady ile konuşmaya ihtiyacım yok. Tüm bu savşların gelecek olan bu savaşın içinde hiç politika olmadığını mı sanıyorsun? Pembe gözlüklerinle bakıyorsun sanırım etrafa."

Sesi sinirli değil tersine oldukça sakindi. Hemde aşırı sakindi. Böyle durumlarda sakinlik insanların sinirlerini bozabilirdi. En azından bir çoğunun.

Arkasına yaslandı yavaşça.

"Bilmiş olmak güzel birşeydir. Bu huyumla övünüyorum. Karşımdaki kişinin bilgisizliğine karşın aşırı bilgili olmak güzel birşey."

Sesinde övünmeden uzak bir ton vardı. Gözleri direk Aaron'nun gözlerine bakıyordu. Sarah sinirli değildi. Ama hayatının belli bir kesitinde gördükleri gerçekten tüm kavramlarını değiştirmişti. "Ah bende sanırdım seherbazların öyle olduğunu. Ama malesef değil. En azından hepsi değil" diye geçirdi içinden. Şu an için karşısında gerçek bir seherbaz gördüğüne mutluydu.

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Aaron tüm konuşması boyunca kızın gözlerinin içine bakıp gülmüştü. Görmüş geçirmiş bir havası vardı ve Aaron'a göre bu hava çok da boş değildi. Bundan sonra sözlerini kızın deneyimlerine saygı gösterdiği izlenimi yaratmak amacıyla dikkatli seçmeyi planlıyordu. Ancak kızın kabullenmediği iki şey vardı.

"Brincisi; anlamamakta diretsen de o gerçek olmayan seherbazların çoğu ya ölü ya da ecellerine yakınlar. İkincisi; -ki bunu tamamen bir çok şey yaşayıp gördüğünü farzederek söylüyorum- politika büyücülük dünyasında hiçbir zaman amaç olmamaıştır. Şu anda olduğu gibi her zaman bir araç olmuştur. Bu yüzden savaşın nedenini politikaya bağlamak ancak sizin gibi uluslararası bilmem neyle kafayı bozmuş olanların söyleyeceği bir şey"dedi.

Uzun konuştuğunu biliyordu. Yüzündeki gülümseme tüm gıcıklığıyla yapmacık bir anlayış belirtisi olarak dursa da sesi ciddiydi. yine de boşa kürek çektiğini biliyordu. Karşısındaki az sonra tekrar pembe gözlük gerçek seherbazlık gibi şeyler zırvalayacaktı. Aaron için hava hoştu. Ona eğlenc çıkmıştı.

Aaron Darius Dolohov'un Odası

Aaron Darius Dolohov'un Odası

Similar topics

Similar topics