AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Davetsiz Misafir

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Achille Matteo D'Aloise

BüyücüBüyücü
Achille Matteo D'Aloise



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sfenks

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptySalı Eyl. 30, 2008 11:04 pm

"Kendilerini bir şey zanneden, et yumakları! Bir de kendilerine profesör diyorlar! Fincanı fareye dönüştürdüm. Al ne oldu? O fare senin.." Bağıra bağıra geçtiği koridorlarda şaşkın bakışlar kendisini izliyordu. Kızgınlığının vermiş olduğu o güçlü enerji, etrafındaki insanların çekinmesine ve çekilmesine yol açıyordu. Daha önceden keşfetmiş olduğu ve kimsenin kendisini rahatsız edemeyeceği bir yer biliyordu. Belki de yatakhanesindeki yatağından daha iyi biliyordu, bu gitmiş bulunduğu yeri. Boş duvarın önünde durduğunda kimsenin kendisini izlemediğine dair bir güvencesi olmalıydı. Bunun için de koridoru baştan sona kadar bir kez dolaştı. Kendi ayak sesinden ve soluğunda başka hiçbir ses yoktu. Tekrar eski yerine geldiğinde soğuk, taş duvara bir kez sağ elini sürdü. Evine gelmişti. Kimsenin bildiğini tahmin etmediği, sadece kendisine ait olan yere. "Kendime, kendim ile kalacağım ve içinde aradığım her şeyi bulabileceğim bir salon istiyorum. Buna çok ihtiyacım var."

Odaklanma, hayal etme. Odanın açılması için gerekli iki şeydi. Bunu farketmesi uzun sürmemişti. Bir gün ders çıkışında siniri bozulmuş ve öfkesini kontrol altına alamayacağını farketmişti. O sırada içinden geçirmiş olduğu, "Şu lanetlerin gelemeyeceği bir yer olsa!" sözleri ile boş duvar içeriye göçmüş, dışarıya tahta ve oldukça eski bir kapı çıkmıştı. Merakına yenik düşerek kapıyı açmış ve içeride rafları tıka basa kitap ile dolu bir kütüphane, ateşi yanan bir şömine, oldukça rahat gözüken zümrüt yeşili puf yastıklar ile karşılaşmıştı. Gözlerinin parıldadığını hissetmiş ve tüm sinirinin geçtiğini farketmişti. Ardından kendisini elinde kitap ile koltuğun üzerinde bulmuştu. O günden beri, burası kendisine aitti. Tıpkı şu an cebinde bulunan asası gibi.

Sessizce içeriye gömülen duvarların arasından çıkan bilindik kapıyı araladı. İçeride bir değişiklik yoktu. Fakat hisleri ona bugünün farklı olacağını söylüyordu. Kapıyı yavaşça kapıdı ve emin adımlar ile içeriye girdi. Kitaplığa doğru gitti. Okumaya başlamış olduğu "Karanlığın Sesi" adlı kitabı, ikinci rafın beşinci sırasından aldı. Kıvırmış olduğu sayfayı açarak, eskimiş kitabın o nahoş kokusunu içine çekerek ciğerlerine dolmasına izin verdi. Kitabı kapadı ve çıtırtılar eşliğinde yanan şöminenin karşısındaki koltuğa gitti ve oturdu. Bir süre alevleri izledi ve bu kadar zaman harcamanın yeterli olacağını düşünerek, kitapta kalmış olduğu sayfadan itibaren devam etmeye başladı.

"Karanlık sanatlar, kendisini kullanmasını bilenler için en iyi silahtır. Kullanamayanlar ise öldürücü derecede etkili bir zehir. Kullanabilirseniz size ölümsüzlüğü, gücü verir. Kullanamazsanız, lanetli bir yaşamı ve zayıflığı verir. Hiç bulaşmamakta bir tercihtir elbette. Ama bir yerler hedefleniyorsa, doğru kitabı okuyorsunuz."

"Çatırt!" Kitabı yanına koyduğu gibi, yüzünü kapıya döndü. Daha kapı aralanmadan asasını çekmişti bile. Çatılmış kaşlar ve gergin bir ifade ile kapıdan girecek kişiye bakıyordu. Aralanan kapıdan ilk olarak, yeşil ağırlık cüppenin bir kısmı gözükmüştü. Aklından geçenleri uygulasa ne olurdu? En azından kapıyı hızla girene çarpabilirdi. Kim onun evini rahatsız edebilirdi ki? Ayağa kalktı ve sert adımlar ile içeri gelen kıza doğru yöneldi. Tanıdık bir yüz ile karşılaşması kötü olmuştu. Asasını cebine soktu ve soğuk bir ifade ile konuşmaya başladı. "Sen miydin?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Myra Frances Meadows

MitolojiMitoloji
Myra Frances Meadows



Mücadele Tarafı : Renegade

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptySalı Eyl. 30, 2008 11:45 pm

"İşte orda! okula doğru süzülüyor"

Myra bu sesi duyar duymaz başının sağ tarafını muhtemelen içine çam kozalağı sıkıştırılmış bir kar topu sıyırarak geçti. Ardından sert bir tane Myra'nın koluna çarptı. Bunun son olmadığını bilen Myra gizlice hareket etmekten vazgeçip okulun kapısına doğru koşmaya başladı. Bir yandan da içinden sıkı küfürler savuruyordu. Hem kendisine hem de kendisini öldürecekmişçesine kar topu saydıran her sınıftan Gryfindorluya..

Neden çıkmıştı ki böyle işe yaramaz bir günde dışarı.. Kalsaydı ortak salonunun şöminesi karşısında.. Biraz sıkılırdı tabi ama en azından şimdiki gibi sırıl sıklam ve kaçacak yer arayışında olmazdı. İhtiyacı olduğundan bir tane kendi binasından bulamaması da cabasıydı tabi.

Okula girdikten sonra ardından kapıyı sıkıca çarpan Myra zindanlara doğru koşmaya başladı: fakat sonra bir terslik olduğunu anladı ve olduğu yerde -Zank- diye durdu. Geçtiği zindan-sınıflardan kahkahalar geliyordu. Myra pusuya düşürüldüğü biraz geç de olsa fark etmişti ve ortak salona onların bakışları altında gidemezdi. Zaten oraya varıncaya kadar kar topu darbelerinden dolayı çoktan şuurunu kaybetmiş olurdu.

"Oyun istiyorsanız..Gelin ve alın b*k kafalılar!"

diye bağırdı Myra ve ses tonundan ne kadar sinirli olduğu anlaşılıyordu. Zindanları geldiği gibi koşarak terk etti ve üst katlara doğru arkasından gelen kartopları eşliğinde tırmanmaya başladı.. Herhangi bir planı yoktu ama en azından onun icabına bakmaya çalışanlar bunu bilmiyordu.

Myra kaçıncı kata tırmandığını bilmiyordu ve hala onu takip edenlerin seslerini duyabiliyordu. İlk gördüğü aralığa doğru sapan Myra'nın yorgunluğundan dolayı hızı kesilmişti. Kendisini yakınlarda bulduğu bir heykelin arkasına sakladı ama onu bulamayan Gryffindorluların geri döneceğini biliyordu. O yüzden saklandığı yerden hızlı adımlarla çıkan Myra artık bir planı olduğunu biliyordu ve bu planda takipçilerinden bir an önce kurtulmaktı. Sadece yalnız kalmak istiyordu hepsi bu!.

O gün ikinci kez yerinde -Zank- diye durdu Myra. Tam yanında daha önce orada bulunmadığına yemin edebileceği bir kapı duruyordu. İkinci bir kez düşünecek halde değildi Slytherinli kız. Islak ve yorgundu. Düşünmeden kapıya davrandı ve arkasından kapattı. O anda bir ses işitti. Yabancı olmayan bir ses..

"Sen miydin?"

dedi, Achille. Myra cevap vermek istedi ama koşmaktan kesilmiş nefesi ve çoktan ayaklarının dibinde bir su birikintisi oluşturmuş damlalar bunu engelledi.. Myra sadece başını sallayabildi ve daha fazla ayakta duramayacağını düşünerek olduğu yere bıraktı kendini.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Achille Matteo D'Aloise

BüyücüBüyücü
Achille Matteo D'Aloise



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sfenks

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 12:11 am

Kız kafasını sallamış ve ardından ayakları bedenini taşıyamayacak derecede yorgun olmalılardı ki yere yığılmıştı. Onaylamayan bir ifade ile kıza bakıyor ve durumu anlamaya çalışıyordu. Kızı muhtemelen birileri kovalamıştı ve o da aklından geçenler ile buraya girmişti. Üzerindeki ıslaklığa ve yerdeki sulara bakılırsa dışarıdan geliyor olmalıydı. "Ah Myra! Çocuk gibisin." Kıza doğru yöneldi ve eğilerek sıcak ellerini, kızın buz gibi yüzüne değdirdi. Açık gözleri her an bayılacakmış gibi bakıyordu. Kızı kucağına alarak az önce oturduğu yere götürdü. Belki de bir anda bu kadar sıcak kendisine iyi gelmeyecek, vücudunun yanmasına yol açacaktı. Fakat bu acının sonunda ancak kendisine gelebilirdi. Bir süre kızı izledikten sonra kendisine arta kalan kısma oturdu ve kitabına kaldığı yerden devam etmeye başladı. Sessizliği bozacaktı fakat şimdi sırası değildi.

"Kimler kovaladı seni? Yoksa birinci sınıflar ile yakalamaca mı oynuyordunuz?" diye sordu, yanında duran kıza. Kitabını kapattı ve kızın doğrulmasına yardım etti. Elleri ilkine göre daha sıcaktı fakat üzeri ıslak olduğundan hasta olabilirdi. Aklından kıyafet dolabı fikri geçtiği an kitaplığın çaprazındaki boşlukta, eski bir dolabın belirdiğini gördü. Gözlerini oraya çevirdi, fakat buna izin vermeyecekti. Alaycı tonunu bırakmış bir şekilde tekrar kız ile konuşmaya başladı. "İstersen giyinebilirsin. Evimde istediğin her şey bulunmakta." dedi hafif bir gülümseme ile. Kızı süzüyordu. Pencereye konan ıslak bir kuş gibi duruyordu karşısında. Arkadaş olmasalardı ve buraya böyle gelseydi, muhtemelen Achille, o gelecek kişiyi soğuğun yanında kendisi de dondururdu.

Evimde kelimesini vurgulamaktan hoşnuttu. Gizli şeyleri öğrenme merakı, okulda da kendisini göstermişti ve gizli bir şeyi bulduğu an, kendisi sahipleniyordu ve bu da bencil yapısına çok uygun düşüyordu. Bugünlük bencilliğini bir kenara bırakmıştı. Tabi önce, kızın bunu kimseye söylemeyeceğini kanıtlaması gerekiyordu. Kimseye gü
venememe takıntısı, en yakınlarında bile boy gösteriyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Myra Frances Meadows

MitolojiMitoloji
Myra Frances Meadows



Mücadele Tarafı : Renegade

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 12:57 am

"Ah Myra! Çocuk gibisin."

Myra güçlükle nefes alırken Achille'in kendisine doğru yaklaştığını gördü.. Achille, Myra'nın yüzüne dokunmuştu ama Myra bunu hissetmedi. Sanki her yani soğuktan felç geçiriyor gibiydi ve Archille onu az önce olduğu yere taşırken kendini yine her türlü histen yoksun hissediyordu. Bir süre hareketsizce olduğu yerde oturdu ve Achille'in ne yaptığını algılayabilecek hale gelene kadar bekledi. O anda aklında bir sürü soru belirdi. Neresiydi burası!? Achille'in burada tek başına ne işi vardı?

"Kimler kovaladı seni? Yoksa birinci sınıflar ile yakalamaca mı oynuyordunuz?"

diye sorduğunu işitti Slytherinli çocuğun.. Ardından okuduğu kitabını kapayan Achille Myra'nın doğrulmasına yardım etti. Artık ona dokunduğunda teninin sıcaklığını hissedebiliyordu, Myra. Böylece içten içe yaşadığı şoku atlatarak derin bir nefes aldı Slytherinli kız. Tam cevap vermek için hazırlanıyordu ki Myra, tekrar Achille'in sesini duydu:

"İstersen giyinebilirsin. Evimde istediğin her şey bulunmakta."

dedi, Achille Myra'ya ve Myra bakışlarını, onun ciddi olup olmadığını anlamak için Achille'e doğru çevirdi. Gayet ciddi duruyordu, Slytherinli çocuk ki zaten Myra, Achille'i pek de şaka yaparken görmemişti. En fazla ince alaylara yer verirdi konuşmalarında.. Myra, bakışlarını Achille'den dolabın durduğu yere doğru çevirdi. Bu mümkün olabilir miydi? Bu sorunun da sırası gelecekti mutlaka ama Myra önce sorularının cevaplarından başladı:

"Gryffindorlular..her sınıftan..pusuya düşürüldüm.."

Sesinin hala yerine gelemediğini fark eden Myra, söylediklerinin yeterli olcağını düşünerek sustu ve kısık bir öksürüğün ardından devam edebilecek gücü toplayıp kıyafetlerini göstererek:

"Bana göre bir şeyin olabileceğini zannetmiyorum.. Aslında bir havlu şimdilik idare eder."

dedi. Apaçık bir yalandı, bir havlu ile bu kadar ıslaklığın giderilebileceği ama Myra gerçekten Achille'in kendisine göre bir şeyi olduğunu düşünmüyordu. Ardından kız oturduğu yerde biraz daha doğrularak havadan sudan konuşurmuşçasına sordu..Sesi hala kısıktı:

"Burası..gerçekten..senin.?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Achille Matteo D'Aloise

BüyücüBüyücü
Achille Matteo D'Aloise



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sfenks

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 2:30 am

"Gryffindorlular..her sınıftan..pusuya düşürüldüm.." Kızın sesi, muggle icadı olan radyonun doğru frekansı bulamayıp kesik kesik ses vermesi gibi Achille'in kulaklarından içeriye giriyor ve beynine ulaşıyordu. Beyni bu sözcükleri birleştirdikten sonra bedenine kahkahalar atmasını emrediyor, bir yandan da bunu bastırması gerektiğini iletiyordu. Kahkahasını bastırdıktan sonra boğazını temizledi ve olayı bir an gözünün önüne getirdi. Tüm Gryffindor'lular birleşmiş bir şekilde, Myra'yı kartopu yağmuruna boğuyorlardı. Düşüncede komikti fakat birden ciddileştiğinin farkına vardı. İçindeki tüm komik düşünceler, bir fırtınanın yaprakları yerden kaldırması gibi zihninden kalkmışlardı. İçinde nedensizce yanan bir intikam ateşi vardı.

"Bana göre bir şeyin olabileceğini zannetmiyorum.. Aslında bir havlu şimdilik idare eder." Bu sözler üzerine kaşlarını çattı. İnsanlar neden böyleydi ki? Kolay yoldan yarar sağlamak varken zoru tercih etmek. İki adım ileriye gidip, üzerine kalın bir cüppe alabilecek iken havluyu tercih etmek. Nasıl bir saplantıydı bu? Düşünceli halinin, yüzünü solgunlaştırdığını biliyordu. Aslında karşısındaki kıza iyi bir ders vermeliydi. Şömineyi söndürüp, içeriyi buz ile doldurmak. Neyse ki Myra'ya bunları yapmazdı. Yakınım dediği nadir insanlardan biriydi o.

"Burası..gerçekten..senin.?" Düşüncelerinden kurtulmasını sağlayan sözler kulağına ilişmişti. Yüzüne nahoş bir gülümseme, gözlerinde tehlikeli bir parıltı vardı. Sağ elini koltuğun üst kısmına koyarak tamamiyle kıza doğru döndü. "Orta Çağ'dan bir gelenek. Fırtına yüzünden kıyıya vuran gemiler ve gemilerdeki ganimeti ele geçiren köylülerin hikayesi. Ganimeti bulan alırmış. İşte benim durumum da bu. Burası kayıp ve ben buldum. Bu yüzden de burası benim." Ciddiliğini biraz daha arttırarak konuşmasına devam etti. "Bu benim sırrımdı. Artık sırrımız olacak."

Dedikten sonra kısa bir süre kızın gözlerinin içine baktı. Birşeylerin yolunda gittiğine kanaat getirmiş olmalıydı ki, ayağa kalktı. Kıyafet dolabına doğru ilerledi ve gıcırdayan eski kapağı açtı. İçinden kalın, siyah bir cüppe çıkardı ve tekrar kapağı kapatarak koltuğun yanına geldi. Cüppeyi kıza uzattı ve "Giy. Yoksa hasta olacaksın." dedi. Kızın elini uzatmasına fırsat bırakmadan cüppeyi hafifçe kucağına bıraktı ve tekrar eski yerine döndü. Oturdu ve kitabının kapağına bir süre baktı. Zamanı gelmediğini düşündüğünden dolayı ağzını açmadı ve tekrar kıza döndü. Alaycı ses tonu yine yerindeydi.

"Sen nasıl buldun burayı peki? Koridorda koştururken, 'Kuyruğumu sıkıştırıp girebileceğim bir delik bulabilsem keşke.' diye mi düşünüyordun." dedi hafif bir gülümseme ile. Daha sonra yerinden kalktı ve şömine başına geçerek, şöminenin yanında duran isten paslanmış ve başında yılan işlemeli bir tahta bulunan demiri alarak közleri kurcalamaya başladı. Sırrını artık birisi biliyordu ve bundan pek hoşnut olduğu söylenemezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Myra Frances Meadows

MitolojiMitoloji
Myra Frances Meadows



Mücadele Tarafı : Renegade

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 2:54 am

Myra, Achille konuşurken onun pürüzsüz ve bir o kadar da tok sesinin odayı doldurduğunu fark etti. Dinlemesi rahatsızlık vermiyor aksine Myra'nın üzerinde hafif bir nahoşluk etkisi yaratıyordu. Bu belki Myra'nın kendisini daha rahat hissetmesinden kaynaklanıyordu. Gerçi biraz ıslaktı ama en azından bu su damlacıklarıyla beraber koşuşturmuyordu şimdi.

"Bu benim sırrımdı. Artık sırrımız olacak."

diye bitirmişti sözlerini Achille ve son cümledeki -sırrımız- sözcüğü garip bir şekilde Myra'ya çekici gelmişti. Önce buna bir anlam yüklemek istemeyen Myra daha sonra aklından yakın bir arkadaşlarıyla sır paylaşmanın eğlenceli olmasına bağladı. Üstelik Hogwarts'ta kayıp bir odayı bulmuşlardı. Bu da oldukça keyifliydi. Myra bunları düşünürken kucağına bir cüppenin bırakıldığını fark etti ve bakışlarını minnet dolu bir şekilde Achille'e yöneltti ki böyle bakışlar Myra'nın çok sık yönelttiklerinden değildi. Cüppeyi sırtına geçiren Myra, Achille'in duymaktan zevk aldığı sesinin bir kez daha odayı kapladığını fark etti:

"Sen nasıl buldun burayı peki? Koridorda koştururken, 'Kuyruğumu sıkıştırıp girebileceğim bir delik bulabilsem keşke.' diye mi düşünüyordun?"

diye sordu Achille. Myra, sanki açığı yakalanmış bir ses tonuyla nefes dahi almadan

"Hayır!"

diye itiraz etti; fakat Achille, kız düşündüklerini ifade edilebilecek en güzel sözlerle ifade etmişti ve Myra bunu, ondan saklamanın hem mümkün hem de mantıklı olmayacağını düşünerek beyaz bayrak indirdi. Daha sakin bir ses tonuyla:

"Yani.. aklımdan ona benzer şeyler geçirmiş olabilirim..belki de tam olarak.."

fakat Myra cümlenin sonunu getiremedi ve nedensiz bir şekilde yüzünün kızardığını hissediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Achille Matteo D'Aloise

BüyücüBüyücü
Achille Matteo D'Aloise



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sfenks

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 3:12 pm

Közleri karıştırırken, arkasından gelen itiraz ve hemen ardından duyduğu kabullenme cümleleri üzerine istemsizce gülümsedi. Sonrasında demiri yere bıraktı ve tekrar koltuğuna dönerek oturdu. Kız, siyah cüppeyi üzerine geçirmiş bir şekilde oturuyordu. Yüzünün kızarıklığı belirgin bir biçimde göze çarpıyordu. Gülümsemesini yüzünden sildi ve kızın ıslaklığını yitirmiş, nemli saçlarına elini sürerek "Ah Myra! Ne zaman büyüyeceksin?" dedi. Kısa bir süre sonra ellerini kızın saçlarından çekti ve öksürmesine engel olamadan konuşmaya başladı.

"Şu Gryffindor'lular içerisinde, sima olarak hatırladığın veya tanıdığın var mı? Belki de bir kişiye karşı o kadar kişinin saldırmasının, ne demek olduğunu öğretiriz." dedi oldukça sakin bir ses tonuyla. Aklında dolaşan bir sürü düşünce vardı. Fakat en önemlisi de, kızın bu odanın özelliklerini artık öğrenmiş olmasıydı. Kendisi olmadan buraya girmemeliydi. Fakat bunu nasıl başaracaktı ki. Belki buranın tılsımını çözebilirdi ve kendisine özel tılsımlar ile bunu yapabilirdi. Tabi bunu başaracak güçte olduğunu sanmıyordu. En azından şimdilik. Öğretilmeyenleri öğrenme isteği o kadar fazlaydı ki, sırf onun için buradaki kitaplıkta bulunan tüm kitapları bitirmeyi düşünüyordu.

Okula geldiğinden beri anlayamadığı bir şey vardı. Neden sürekli bir Slytherin-Gryffindor çekişmesi vardı ki? Kurucuları ruhlarını binalara mı aktarmıştı? Elbette bu imkansız bir şeydi. Fakat neden böyleydi? Gelenekler diye düşündü bir süre. Ya da yazısız kurallardı bunlar. Ona göre büyücü dünyası, kendi içinde bir savaş vermemeliydi. Dışarıya karşı savaş vermeliydi. Özgür kalabilmek ve çekilmiş oldukları kabuktan çıkmak için. Dalgın gözlerini şömine alevinden çekerek kızın konuşmasını dinlemeye başladı. Şu an kendisine en yakın kişi, karşısında bulunan siyah cüppeli kızdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Myra Frances Meadows

MitolojiMitoloji
Myra Frances Meadows



Mücadele Tarafı : Renegade

Davetsiz Misafir Empty
MesajKonu: Geri: Davetsiz Misafir   Davetsiz Misafir EmptyÇarş. Ekim 01, 2008 3:37 pm

"Ah Myra! Ne zaman büyüyeceksin?"

dedi, Achille Myra'ya ve Myra o anda Slytherinli çocuğun dokunuşlarını saçlarında hissetti. Bakışlarını Achille çeviren Myra daha çok onu anlamak istercesine bakıyordu. Dalga geçiyor olabilir miydi Myra'yla? Bir insan hem bu kadar yakın hem de bu kadar uzak nasıl olabilirdi? Bakınca aralarında neredeyse ölçülebilir bir mesafe yoktu ama sanki aralarında kalın bir duvar örülüydü ve Myra'nın bir yanı o duvarın ardını merak ediyor diğer yanı ise bu merakın ona iyi gelmeyeceği konusunda ısrar ediyordu. Oysaki Achille'in şömine ateşinde aydınlanan çehresi gizemli bir biçimde davetkar duruyordu, Myra'ya göre. Achille'in çok uzaklardan gelirmişçesine odayı dolduran ses tonu Slytherinli kızı tüm bu düşüncelerinden çekip aldı..

"Şu Gryffindorlular içerisinde, sima olarak hatırladığın veya tanıdığın var mı? Belki de bir kişiye karşı o kadar kişinin saldırmasının, ne demek olduğunu öğretiriz."

dedi, Achille. Bunun üzerine Myra aklına kendini kovalayanları getirdi ama nasıl bir koşuşturma içine girdiyse hiçbirini net olarak hatırlayamadı; fakat bunun için herhangi birini hatırlaması gerekmiyordu. Tüm Gryffindorluların üzerine yıkabilirdi bunu. Hepsi aynı pisliğin parçalarıydı zaten Slytherinli kıza göre. Myra artık tamamen yerine gelmiş ses tonuyla:

"Birini hatırlamam gerektiğini zannetmiyorum. Öç öçtür!"

dedi ve konuyu kapattığını hissetti. Bir süre garip bir sessizlik oldu odada ve bu Myra'ya tarif edilemez bir huzursuzluk verdi. Herhangi bir şeyler söylemek istiyordu ama nedense konuşabilecek hiçbir şey bulamıyordu. Oysaki başka zamanlarda Achille'e anlatması gereken ne de çok şeyi olurdu.. Sonra Achille'in de buraya aynı duygularla gelmiş olabileceğini fark etti Myra ve şu büyük ihtimalle onun canın sıktığını düşünmeye başladı. Bunun üzerine çekingen bir ses:

"Kendimi daha iyi hissediyorum. Teşekkürler Achille. Aslında seni rahatsız etmek istemezdim...Bilirsin işte.. Ben gitsem iyi olacak.."

dedi ve yavaşça olduğu yerden doğruldu. Şimdi aklının gerisinde bir karmaşa vardı. Sert bir kartopu başına çarpıp Myra'yı bayıltmış olabilirdi. O zaman bunun da bir rüya olması kaçınılmazdı. Her şey zaten bir Rüyadaki gibi saçmaydı. Birden beliren kapılar ve Achille'in Hogwarts'taki evi.. Peki o zaman rüyanın içinde neden Achille vardı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Davetsiz Misafir

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-
» Beklenmeyen Misafir.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-