Biri yardım edebilir mi?!

VI. Sınıf

Matthew’un sözlerine ve gerçek konusuna geri dönmesiyle Lazernia’nın kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı. Ona karşı hala bir şeyler hissettiği ortadaydı ve bir daha onu bırakmak istemiyordu. Kalbi hemen affedildiğini ve onu sevdiğini söylemesi için bas bas bağırırken aklı hala o günde kalmıştı. Gerçek, duyulmayı bekliyordu. Ama eğer bu konu bir kez daha su yüzüne çıkarsa sinire ve bu sinirle beraber gelen geri dönüşü olmayan sözlere dönüşürdü. Bu yüzden ilk kez demek istediklerini demedi ve sineye çekti. Sesinde ki heyecanı bastırdı ve onun yerine soğuk bir hava kattı. Duygusuzca söylediği sözler Matt’i üzecekti. ‘ Hayır, senden eskisi gibi hoşlanmıyorum! ’ Sözcükleri tane tane söylerken Matthew’un tepkisini ölçüyordu. Şok, üzüntü ve hayal kırıklığını hemen sezdi. Onun üzülmesini hiç istemesede bu güzel bir oyundu. Çok bilindik ama duyulduğunda, gerçekten seven biri için, içini öyle bir sarsardı ki! Şokun beraberinde getirdiği hüzünle baş etmek çok zor olabilirdi. Ve Lazern Matthew’un üzülmesini hiç ama hiç istemediği için çabucak aslında yarım kalmış cümlesini tamamladı. ‘ Evet, senden hoşlanmıyorum. Ah, ben… Seni… Seni seviyorum. ’ Bu sözcüklerin ardından gelecek tepki ne olurdu? Matt’in bir şeyler demesini beklerken çok heyecanlıydı. Sevinç o kadar büyüktü ki benliğinde.

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Matthew'un bekleyişini Lazernia'nın sözleri durdurmuştu.Ama...Lazernia ne söylüyordu öyle? Matthew'dan hoşlanmadığını açıkça söylemişti.Huh! Bu söz Matthew'da soğuk duş etkisi bırakmıştı resmen.Neden? Böyle olmamalı, lütfen duyduklarım yanlış olsun diye düşüncelere dalmıştı.İçinden haykırmak geliyordu.Lazernia, Matthew'un bu halini görmüş olacak ki.Tekrar konuşarak Matthew'un düşüncelerini birden dağıttı.Lazernia'nın bu sefer ki sözleri Matthew'un yüreğin su serpmişti resmen.Derin bir oh çekti.Biraz sesini yükselterek , alaycı bir tavırla :
‘‘ Hey sen! Beni öldürmeye mi çalışıyorsun şimdi görürsün sen ! ’’
Ayağa kalkarak Lazernia'ya son bir kez baktı ve gülerek yerdeki su birikintisine vurarak yerdeki suyun Lazernia'ya sıçramasını sağladı.Matthew hala gülmeye devam ediyordu.
‘‘ Peki bunu nasıl buldunuz Bayan Şakacı ’’
Gülmeye devam ederken tekrar Lazernia'nın yanına oturdu ve yanağına bir öpücük kondurdu.Uzun zaman sonra gelen o öpücük...Matthew'un yanakları kızarmıştı ve kalp atışları artık dahada hızlıydı.Lazernia'ya bakmak bile Matthew'u heyecanlandırıyordu.Hey , bu aşk değilde nedir ha...

VI. Sınıf

Son sözlerinden sonra Matthew’un yüreğine su serptiğini görebiliyordu. Matthew’un yanında haykırışını duymazdan geldi. Tabii ki onu öldürmeye çalışmıyordu. Ama son sözcüklerine bir anlam verememişti. Şimdi görürsün sen demek de ne oluyordu? Matt’in ayağa kalkışını izledi. Ne yapacaktı ki? Önünde duran su birikintisine ayağını uzattığında ne olduğunu ve ne yapacağını anlamıştı ama çok geçti. Çokta su üzerine sıçramıştı. Allahtan çok fazla gelmemişti. ‘ Ah, seni şapşal. ’ Dedi sadece. Ama bu şakayla karışık çıkan sözcükler insanın kalbini kıracak cinsten değildi. Matt’in Lazernia’nın yanağına kondurduğu öpücük ondan alacağı intikamı hafifletememişti. Ayağa kalktı. ‘ Bay Şakacı olmaya çalışan asistan, benim intikamım çok kötü olur. Bunu öğrenemedin mi? ’ Matt kafasına anca dank etmiş gibi bir hareket yaptı. Çok tatlı görünüyordu ama bu tatlılığı hiçte işine yaramayacaktı. Derin bir nefes aldı ve asasını çekti. ‘Aqua Erecto! ’ Söylediği büyülü sözcüklerle asasının ucundan çıkan sıcak su, serin havada Matt’i bayağı bir ısıtacak gibiydi. Suyun üzerine hücum etmesiyle Matthew’un hali görülmeye değerdi. Önce yerinden sıçradı sonra gözlerinde ve dudaklarında muzip bir gülümsemeyle Lazernia’ya odaklandı. Lazern yanına gitti. Yavaşça yanına oturdu ve bir kahkaha patlattı. ‘ Ya, nasıl oluyormuş? ’

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Bu bakışlar? A-ov...Sanırım bu sefer tehlikede olan Matthew'du.Lazernia'nın yapacağı şey her ne ise Matthew'un o basit şakasının kat kat daha büyüğü olacağı kesindi.Matthew'un acilen birşeyler düşünmesi gerekiyordu.Çaresizce masum masum Lazernia'ya bakarken bir yandanda düşünüyordu.Çok geçmeden Lazernia asasını çekmiş ve Matthew'u suya boğmuştu.Çaresiz Matthew'un yaptığı tek şey ise ellerini öne doğru uzatarak üzerine suyun biraz daha azalmasını sağlamaktı ve tabiki de başarısızlıkla sonuçlanmıştı.Şimdi Matthew sırılsıklamdı.Eliyle ıslanan saçlarını arkaya doğru attı ve bakışlarını yanında oturan Lazernia'ya doğru çevirdi.Bu sefer buna karşılık vermese iyi olacaktı.Bu işi uzatırsa başına daha da büyük şeyler geleceğini hayal etti.‘‘Pekala , tamaam.Hem bendende daha kurusun.Demek oluyor ki şuanda şampiyona bakıyorum.’’ Islak olmasına rağmen kendini biraz daha Lazernia'ya yaklaştırdı ve bir elini Lazernia'nın omzuna atarak onu kendisine doğru çekti.Muzip bir gülümsemeyle Lazernia'nın kulağına doğru eğildi ve : ‘‘Şampiyonumuz ödül olarak ne ister acaba ? Bir yemek ? Bir tatil yoksa bir hediye? Asistan olarak emrinizdeyim sayın şampiyon ’’ diyerek ıslak saçlarıyla Lazernia'nın omzuna kafasını koydu.Havanın serinliği Matthew'u hasta edebilirdi ama Matthew üşümüyordu.Sanki Lazernia'nın varlığı onu ısıtıyor gibiydi.

VI. Sınıf

Matthew işi uzatmaması gerektiğini biliyor gibi şampiyon olarak Lazernia’yı ilan etmişti. Bunu sadece gülerek karşılayan genç cadı, çok ama çok mutluydu. Ve tabii ki Matt’de kendisini asistanı olduğunu söylüyordu ve bir ödülden bahsediyordu. Lazern, içinden geçenleri bir çırpıda söyleyiverdi. ‘ Asıl ödül, asistanın yanımda olması. ’ İkisi beraber gülümsedi. Şimdi her şey çok güzel görünüyordu fakat ileride neler olacaktı? Lazern’in bunu düşünmesi yeteri kadar komik olmasına karşın bir o kadarda üzücüydü. Gülse mi ağlasa mı karar verememişti. İşte ironinin ağa babası! Lazernia mezun olduğunda ne olacaktı peki? Bu konuyu açmak istemese de zorla da olsa açılacaktı. ‘ Peki, ben mezun olduğumda ne olacak? ’ diye geveledi. Matt’in duymamasını diliyordu ama iş işten geçmişti. Aslında sorunun cevabı basitti. Lazernia mezun olursa olsun, iki dönem sonra da Matt mezun olacaktı. O kadarda uzun bir süre değildi ki bu. Dert edilmezdi. Ama karşınız da Lazernia gibi takıntılık abidesi duruyorsa işler değişirdi. En basiti bile en zora çeviren hayat değil, bu kızın ta kendisiydi!

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Heh, tam beklemediği gibi bir cevap gelmemişti Lazernia'dan.Aslında bir istekte bulunacağını düşünüyordu ama böylesi çok daha iyi olmuştu bu sözleri duyan Matthew'un neşesi bir kat daha artmıştı.Bunun tadını çıkarmalıydı.Her ne kadar ıslak olsada bunun farkında değildi sanki.Zaten onu etrafta görecek pek kimse yoktu.Lazernia'nın yanında gelen geçen insanların onunla alay etmesini istemezdi.Bu yüzden pek belli etmesede arada sırada sağı solu gözetliyordu ve işte o sırada Lazernia'dan Matthew'u şaşırtan bir soru geldi.Matthew ile Lazernia'nın geleceği...Aslında bunu hiçbir zaman konuşmamışlardı.Matthew'da gelecek hakkında iyi düşünceleri vardı.Matthew'da yeteri kadar bu konuyu düşünmemişti.Şimdiden bazı olaylara çözüm bulmak ya da hayal etmek çoğu zaman iyi olmayabilirdi.Çünkü başlarına neler geleceği belli değildi.Şimdiden birşeyler söylemek zordu ama Matthew yinede kendi kurduğu düşünü Lazernia ile paylaşmak istedi. "Aslında gelecek konusunda ne diyeceğimi tam kestiremiyorum.Senin benden önce mezun olman işleri biraz karıştırsada sabırlı olursak eğer aşamayacağımız bir engel olmaz.Daha önümüzde uzun yıllar var Eminim çok harika vakit geçireceğiz.Peki ya sence? Uzun süre görüşmeden yürütebilecekmiyiz? "
Bu sorunun ardından kafasını Lazernia'nın omzundan çekti ve gözlerini Lazernia'nın gözlerine kilitledi ve hala ıslak olan elleriyle Lazernia'nın elini sımsıkı bir şekilde kavradı.Ondan gelecek cevabı büyük bir heyecanla bekliyordu.

VI. Sınıf

Matthew’un cevabını büyük dikkatle dinledi. Sesinde ki tını yüzünden sıkıntılı bir iç geçirişi zoruna bastırdı. ‘ Tabii sen ben yokken başka birilerine ilgi duymaya başlamazsan! ’ Diyerek yarı-şakacı yarı-ciddi bir sözde bulundu ve tetiklemesi için dirseğini Matt’in karın boşluğuna vurdu. Bu şakalaşmayı kesen keskin ses o kadar kötüydü ki insanın kulaklarını acıtıyordu. ‘ Sende duyuyor musun? ’ Matthew’un anlam veremeyen ve şaşkın gözlerinden anladı ki bu sesi sadece kendisi duyuyordu. Ve sonunda ne olduğunu hatırladı. Nyks’ı görmeden önce ya keskin bir acı hissediyor ya da garip garip sesler duyuyordu. İşte şimdi kötü şeylerin olabileceğini hissedebiliyordu. Gözünden bir damla yaş süzüldü. Matt’in elleri gözyaşlarını silerken Matt’in neler olduğunu soran sesini duyabiliyordu. Titrek ve cılız bir sesle cevap verebildi. ‘ O, geliyor. ’ Onun kim olduğunu soran Matthew’un hiçbir şey anlamadığı her halinden belliydi. Titreyen sesiyle konuşmayı sürdürdü ama sonlara doğru sesi duyulmaz olmuştu. ‘ Nyks… ’ Ve önlerinde beliren gümüşi ışıklarla sarılı bir kadın belirdi. Biçimli dudakları, simsiyah geceyi andıran gözleri ve düzgün kaşlarıyla çok güzel biriydi. Sesi yumuşacık bir anne gibiydi. ‘ Lazernia, son günlerde görüş yeteneğine karşı bir tavır almış durumdasın. Neden? ’ Ve ondan hiç beklenmeyecek bir şey yapıp banka, Lazernia’nın yanına oturdu. Cılız değil de daha güçlü bir sesle cevap verdi genç cadı. ‘ Son zamanlarda akıl almaz şeyler görüyorum ve bu beni çok yoruyor. ’ Diyebildi. Nyks’ın bakışları iyice şefkat doluydu. ‘ Çocuğum, sen ve yeteneğin birbirinizle bir bütünsünüz. Senden onu alırsam sende olmazsın… ’

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Lazernia yine Matthew'a takılıyordu.Matthew gelecek konusunda Lazernia'dan tam bir cevap alamamıştı.Gerçekten zor bir konu olsa gerek.Matthew'da birşeyler söyleyebilmek için zorlaşmıştı kendini.Lazernia'dan tam bir cevap almak istiyordu.Hem konu açılmışken bunları konuşmak iyi olabilirdi.Matthew o sırada Lazernia'nın yüzünde acı dolu bir bakış görmüştü.Ne oluyordu böyle? Matthew'a bir ses duyup duymadığını sorduğunda Matthew biraz daha endişelenmeye başlamıştı.Etrafa biraz bakındı.Kimse görünmüyordu öyle belirgin bir seste duyulmuyordu.Matthew tekrar Lazernia'ya döndüğünde gözlerinden akan bir damla gözyaşını farketti ve çok geçmeden onu eliyle silip telaşlı bir şekilde :" Hey, Lazernia! Neler oluyor böyle? " Sürekli sağı solu kontrol eder hale gelmişti.Durup dururken Lazernia'ya ne olmuştu acaba? Matthew'un sorusunun üzerinden çok geçmeden Lazernia'dan bir cevap gelmişti ama pek açıklayıcı olduğu söylenemezdi.Birisinin geldiğini söylüyordu ama o kişi kimdi.Endişeyle beraber artan merakıyla tekrar Lazernia'ya : " O da kim ?" bunu söyler söylemez Lazernia korkmuş bir ses tonuyla Nyks diyebilmişti.Lanet! Birde bu eksikti.Matthew ne yapacağını bilemez bir durumdaydı.Sürekli etrafı kontrol etmeye çalışıyordu.Derken karşısında bir ışık hüzmesi görmüştü içinden bir kadın çıkıverdi.Herhalde bu Nyks olmalıydı.Matthew çok temkinli olmalıydı ne yapacağı pek belli olmayan bir görünüşü vardı.Lazernia'ya biraz daha yaklaştı ve bir elini belindeki asasına doğru yöneltti.Mecbur olmadıkça onu kullanmayacaktı fakat acaba herhangi bir büyü bu kadına işlermiydi? O konuda kararsızdı.O sırada Nyks,Matthew'un şaşkın bakışlar arasında gelip Lazernia'nın yanına oturmuş ve Lazernia'ya birkaç şey söylemişti.O son söylediği söz Matthew'u biraz sinirlendirmişti.Ne zırvalıyordu bu Nyks.Aslında konuşmanın sırası değildi ama Matthew kendini tutamayarak Lafa atıldı.
"Nyks! Yada herneyse.Hiç kimseyi istemediği birşey için zorlayamazsın Bu iradeyi sen bile kıramazsın"

» Uyan Hogwartst: Mutfakta Biri Var !

Biri yardım edebilir mi?!

Biri yardım edebilir mi?!

Similar topics

Similar topics