AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kızlar Yatakhanesi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki
YazarMesaj
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Mayıs 02, 2009 6:42 pm

Elindeki yüzük ile hayaller alemine dalmışken; kızların erkeklere yaptıkları planı umursamıyordu bile. Hayallerini o Ravenclaw’ lı çocuk süslemişti yeniden. Ta ki; bir kardeş kadar sevdiği can dostu Audreanna gelip onu ayıltana kadar. Yerinden sıçradı ve parmağını ağzına doğru götürerek kıkırdamaya başladı. “ Beni korkuttun. “ dedi ince bir ses tonu ile. Yüzündeki masum ifade etrafını yumuşatmaya değerdi adeta. Canı sıkılmıştı ve bu durumda Audreanna’ n gelmesi gerçekten çok iyi olmuştu. Ona anlatacak çok şeyi vardı. Daha henüz bir güncük görüşememişlerdi fakat; bu bile onu özlemesine yetiyordu sanki. İlk önce iri gözlerini bir yere toplanmış olan kızlara doğru yönelterek onları süzdü , ve kendi alemlerinde eğlendikleri kanısına vardıktan sonra Audreanna’ ı sağ eliyle omzundan tutup pencere kenarına doğru çekti. “ Seninle konuşmam gereken şeyler var. “ dedi kısık bir ses tonu ile. Oldukça sessiz olmaya çalışıyordu ki; kızların duymasını istemiyordu. Gerçi böyle topluluk yerde kulaktan kulağa konuşulmazdı ama neyse! Audreanna’ n daha cevap vermesini beklemeden ona doğru eğildi ve oldukça sessiz bir şekilde anlatmaya başladı, “ Şu Ravenclaw’ lı çocuk , sanırım bana karşı çok ilgili.. bilmiyorum kafam karışık. “ sonra bir an duraksadı. Aklına yine eski aşkı gelmişti. O aşktan yediği vurgun gelmişti.. Kendini birkaç saniyeliğine kötü hissediyor olsa da bunu arkadaşına belli etmemeye çalışarak toparlandı ve yutkunduktan sonra devam etti, “ Ama bilmiyorum, off Audreanna nasıl güvenebilirim ben birine daha?.. “ Bu konuda kendine hak veriyordu. Önceden yediği vurgunu bir daha yaşamak istemiyordu. Eğer bu olay tekrarlanırsa herhalde kendini bir daha toparlayamamaktan korkuyordu. Derin derin düşünürken bir anda aklına Caprice’ n söylediği ev cini geldi ve kıkırdamaya başladı. Bunu Audreanna’ ya kesinlikle söylemeliydi. En azından bu konu bittiğinde..

Böyle konularda tek danışacağı dostu oydu. Çünkü Audreanna küçüklüklerinden beri hep Rosalie’ e öğütler verip, onu desteklerdi. Böylece kendini hiçbir zaman yalnız hissetmiyordu . Bir şeye kalkışırken de mutlaka ona danışırdı. Gözlerinin dolduğunu hisseder hissetmez hemen daha yaşlar akmadan elini götürüp temizledi. Gülümsedi ve “ Kahretsin hep bu konuları açtığımda böyle oluyor. “ diyerek ona baktı. İçinden ‘ kesin şimdi öğüt vermeye başlar bir tanem ‘ diye geçirdi inceden. Mavi gözleri onun kahverengi gözlerine odaklanmıştı. Aklına kızlar geldi ve başını tekrardan kızlara doğru çevirdiğinde; onların eğlenceye yoğunlaştığını görünce derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı çünkü şimdi kimsenin nazını çekecek hali yoktu. Zaten bu konuyu konuşur konuşmaz kızlara yönelmeyi planlıyordu. Sonuçta bu gece eğlenmek için bir araya gelmişlerdi. Fakat; erkeklerin onları pek yalnız bırakmayacağı kesindi. Rosalie erkeklerden daha çok Profesör Schwanhild’ in odayı basmasından korkuyordu. Alacakları cezaları hayal ettiğinde ; bu hayalin içinden çıkması bile o kadar zordu ki!


En son Rosalie Mariélla McAdams tarafından C.tesi Mayıs 02, 2009 7:38 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Clementine Delacrousé

GezginGezgin
Clementine Delacrousé



Mücadele Tarafı : Tarafsız
Kan Durumu : Safkan

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Mayıs 02, 2009 6:52 pm

Ortalık gir gide şenlenmiş ve hin fikirler kızların kafasını kurcalamaya başlamıştı. Clementine bir köşede durup onları izliyor bir yandan da kendine bir kadeh daha ateş viskisi dolduruyordu. Boğazındaki hafif yanma hissi artık geçmişti. Normalde Clementine yaramazlığı seven bir kız değildi ama bu tip şeylerde yaramazlık yapmamak olmazdı. Diğer kızları takip etti.


Anna erkekler yatakhanesinin önünde bir şeyler yapıyor diğer kızlar da onu izliyordu. Akıllıca diye düşündü Clementine onun tablolara yaptığını izlerken. Şimdi ise aynayla bir şey yapıyordu. Aradan bir süre geçip Anna birkaç büyü yaptıktan sonra kızları çağırdı. Clementine elindeki boş kadehi bir yere bıraktı ve aynanın önüne geçti. ''Anna çok kötüsün!'' Clementine yüksek sesli bir kahkahayı önleyerek hafifçe gülümsedi. Diğer kızlarda da şok ifadesi hakimdi. Acaba onlar da bize böyle bir şey yaparlar mıydı? Düşüncesi bile korkunçtu. Clementine kendine bir kadeh daha doldurdu ve Anna'nın yanına kuruldu. Kadehini onunkine tokuşturdu ve büyük bir yudum aldı. Bir yandan da sabahki derslerde halinin nasıl olacağını düşünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/clementi
Nevinovat Sacrél Creatura

GezginGezgin
Nevinovat Sacrél Creatura



Mücadele Tarafı : Tarafsız
Rp Sevgilisi : Aranıyor ^^
Kan Durumu : Safkan
Patronus : -

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Mayıs 02, 2009 7:06 pm

Yüzüğü kızın parmakları arasında inceliyordum. Her halde o yüzüğü takmayı düşünmüyordun Rosalie! Umarım öyledir, çünkü şu aralar durum karışık. Geçenlerde kıza yaptıklarını hatırlıyorsundur umarım. Alice miydi? Evet oydu. Hala St. Mungo'da! Ah, tamam annelik iç güdülerim yeniden canlandı. Ancak bu, o yüzüğün elinde durması anlamına gelmez. Uyarıları dikkate almalısın. Ahh nerde... Bunları duysan veya, duymadan uygulasan keşke. Neyse, fazla mı abarttım ne?! Rosalie'nin sıçraması ve elini ağzına götürüp o neşelendiren kıkırdaması kulaklarını doldururken tebessüm ettim, dudaklarım açılmış ve bembeyaz dişlerim ortaya çıkmıştı. Sağ elini omzuma koydu, bu her zaman anlatacağı bir şeylerin olduğu göstergesindeydi.

Her zaman iyi bir dinleyici olmuşumdur. Karşımdaki çok sıkıcı bir konuda konuşsa bile onu, dikkatle dinlerim. iç de sıkıldığım söylenemez. Dİnlemek; bir erdemdir doğru ancak...
"Seninle konuşmam gereken şeyler var." dedi ben pencere pervazına yerleşirken. Oldukça sessiz ve titrek ses tonu beni endişelendirdi. Gözlerim kısıldı ve kaşlarımın arasındaki o bilindik çizgi yerini aldı. Kalbimin ritmi ise, oldukça hızlıyıdı. Rosalie her bu duruma girdiğinde heyecanlanırdım ben. Çoktan beri görüşmemiz de cabasıydı. Geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı yarı dönemi kaçırmıştım. Acaba neler olmuştu? Daha cevap vermeden Rosalie bana eğildi ve sessizce anlatmaya koyuldu.

"Şu Ravenclaw’ lı çocuk , sanırım bana karşı çok ilgili... Bilmiyorum kafam karışık."


Konuşmak için ağzımı açtım ancak Rosalie'nin cam gibi buğulanmış gözleri susmamı söylüyordu. Ahh, şu çocuk. Ross'umun anlatmaktan, benim dinlemekten usanmadığım. Gerçi hiç görmemiştim onu ya... Eğer Rosalie'min gönlünü çaldıysa elimden geçmesi gerekir. Ross, kendini toparladı ve yutkundu. Bulunduğu durumun farkına varmıştı elbet. Benden kaçar mı biriciğim?

"Ama bilmiyorum, off Audreanna nasıl güvenebilirim ben birine daha?"

Irh! Erkekler! Yİne hatırladım işte! Gözlerim! Of, acaba dışarıdan nasıl görünüyorum ki? Ekşimiş bir suratım ne kadar gülünçtür acaba? O olaydan sonra Rosalie'den çok ben sinirlenmiştim. Gözlerimin dolduğunu hissettim ve o damlacıkların akmaması için kırpmamaya çalıştım. Ancak nefretim kolayca anlaşılabilirdi. Gözlerimi tekrar ona diktiğimde kıkırdadığını gördüm. Çok mu komik halim hanım efendi? Ha-ha gerçekten de öyle! Konuşmak için ağzımı açtım, ancak kızın gözyaşlarıyla kapanmıştı. Kendimi tutamıyacağım, birisi ağladığında rezalet hissediyorum. İstemesem de gözyaşlarım akıveriyordu. İşte, sağ yanağımdan süzülen damla ayın pırıltısıyla parlamış ve iz bırakmıştı. Elimi, kızın beline koydum ve yanıma çektim. Birlikte olduğumuzda hep bunu yapardık. O duygusallaştığında, ben sinirlendiğimde. Yanağımı, kızın sapsarı saçına koydum. Bu bir-iki saniyemi aldı. Öğüt verecek durumda değildim, veremezdim. Rosalie'nin hissettiği acıyı anlıyabiliyordum ancak yaşamadığım için, öğüt verdiğimde kötü bir şey yapmasından korkuyordum.

"Bir tanem, kendini üzme. İlgisini yakında anlarız, hem kolay mı benden öyle izin almak?" dedim ve kıkırdadım. Sesim çatlak çıkıyordu. Rosalie'nin yaptığı gibi karşıda eğlenen kızlara baktı. Sahi, ne yapıyorlardı orada? Merakım, bir anda *puff* olmuştu. Ravenclaw'lı erkek. Yeni adayımız... Aklım soru işaretleriyle dolmuştu...

Alice; NPC karakterdir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Mayıs 02, 2009 7:36 pm

Gülmeden edememişti son dediklerine. Ne durumda olursa olsun yine Rosalie’ i güldürmeyi başarabiliyordu ya pes doğrusu! Kendini tutamadan ona doğru eğildi ve içtenlikle sarıldı. Şimdi hıçkırarak ağlamayı ne çok dilerdi, ama yapamazdı. Kızları bir anda başına toplayıp ortamı germeye hakkı yoktu. Bu güzel geceyi berbat edemezdi; en azından yüreği buna el vermezdi. Kollarını onun sıcacık vücudundan ayırır ayırmaz yüzünde mutlu bir ifade belirdi ve sıcacık tebessümüyle ona gülümsedi. Gülümserken, dişlerini göstermemeye dikkat ediyordu. Çünkü kendini öyle beğenmiyordu hiçbir zaman . Ortam ne kadar istemese de gerilmişti. Konu yine Rosalie’ n acılı hayatı olmuştu birdenbire. Audreanna tüm neşesiyle yatakhaneye girdiğinde onu birden bire bu durgun hale getiren kendisiydi ve bu yüzden kendinden nefret ediyordu. Onu mutlu etmeliydi ve bunun içinde tek çözüm zor da olsa konuyu bir şekilde dağıtmak olacaktı. Beynini zorladı ve konu düşündü. Düşünüyordu, fakat aklına hiçbir şey gelmiyordu . ‘ Tanrım kafam durdu herhalde ‘ diye geçirdi içinden sinirli bir şekilde. Bu sinirli tavrını dışarıya yansıtmamaya özen gösteriyordu her zaman ki gibi. İşaret ve baş parmağını alnına doğru götürerek düşünmeye yoğunlaştı sadece birkaç saniye .. Odada li kimseyi dinlememişti adeta. Ve daha sonra hiçbir konu bulamayacağının düşüncesine varıp öylesine konuştu, “ Eee tatlım, bu gece ne yapıyoruz bakalım? “ İşte olmuştu. Gözleri hiç olmadığı kadar parlamış, onunkilere odaklanmıştı. Yüzünde masumca bir gülümseme belirmiş bekliyordu. Gece daha yeni başlamıştı ve bir an önce kızlara katılmaları gerekiyordu; yokluklarını fark ettirmeden. Ancak nedenini bilmediği bir şey sadece Audreanna ile kalıp dertleşmek istiyordu. Bu gece dedikoduya ayıracak hiç havası kalmamıştı doğrusu. Düşünürken, Kim’ i de aklından geçirmişti tabi ki. Acaba o şuan ne yapıyordu? Onu da bayağı özlemişti. Küçük, narin ellerini ; sırtına uzanan sarı ve dalgalı saçlarına doğru götürüp havalandırdı. İçinde bulunduğu bu pijama onu terletmişti. Ya da, oda da ki kişi sayısı çoğaldıkça Rosalie bunalmaya başlamıştı.


Göz ucuyla Caprice’ e baktı ve onların hala eğlendiklerini gördüğünde içinin azda olsa rahatladığını fark etti. En azından bu odadakileri üzmemişti. Bir anda elindeki kadehini içmeyi unuttuğunu fark edip hemen bir yudum aldı. Yüzündeki ifade her ne kadar istemese de ekşimişti. Audreanna’ a baktı ve içtenlikle gülümseyerek sordu, “ Al tatlım iç benimkinden, sanırım bitiremeyeceğim. “ Gülmeye başladı. İçki konusunda ki bu zayıf yönü onu deli ediyordu. Dışarıdan biri görse kesinlikle ona *süt ya da bebek * yakıştırması yapardı. Rosalie her ne kadar içmeyi denese de midesi bunu bir türlü tam anlamıyla kabul etmiyordu ve her defasında aynı surat ifadesine bürünmek zorunda kalıyordu. Gerçi Audreanna buna artık fazlasıyla alışmıştı ve pek tepki vereceğini sanmıyordu. Bu aptalca huyundan bir türlü vazgeçememişti ve bunun aileden genetik olarak geldiğini düşünüyordu. Çünkü annesi de her içkiden bir yudum aldığında aynı tepkiyi veriyordu . Her ne kadar istemese de annesine çekmişti ve bundan hiç memnun değildi. Olamaz, düşüncelerine kendini yine o kadar kaptırmıştı ki Audreanna ‘ n konuştuğunu bile fark edememişti. Arkadaşının dürtmesiyle kendine geldi ve kıkırdadı. Her zaman ki haliydi işte.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Nevinovat Sacrél Creatura

GezginGezgin
Nevinovat Sacrél Creatura



Mücadele Tarafı : Tarafsız
Rp Sevgilisi : Aranıyor ^^
Kan Durumu : Safkan
Patronus : -

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Mayıs 02, 2009 7:53 pm

Mutlu muydum? Bilmiyorum. Hayatım gerçekten muhteşemdi. Aşk yok erkek yok! Derslerim mi? Fena sayılmazdı. Belki de şuradaki tüm kızlardan daha mutluydum. Normal bir hayata sahiptim ne de olsa. Hiçbir zaman olağanüstülerde gözüm olmamıştı. Tek farkımi fazla titiz olmamdı tabi ki de. Ancak, mutluydum. Abartıyorum ancak; mutluyum mutlu ve mut-lu! Rosalie gülümsemişti ve yine o bembeyaz dişlerini ortaya çıkarmamıştı. Nedenini hiç sormasam da alışkanlık olduğunu biliyorum. Hani tel tahar ya insan? Başıma gelmemiş değil. Muggle kentinde büyüdüm ben, ailemle. On yaşıma kadar o iğrenç şeyleri dişlerimde barındırıdm. Kesinlikle iğrençti. Tam 4 kere dudağımı yarmam da cabası. Eh neyse, Rosalie. Gülmek sana yakışıyor tatlım! İkimiz de susmuştuk ve karşıdaki kızları izliyorduk. Gizli bir şeyler yapıyor gibi gözüküyorlardı. Merak duygusu yeniden canlansa da belli etmemiştim. Edemezdim de. Şu durumdan mutluydum. Rosalie, sen de bir mutlu olsan ve bu ağdan elini çeksen, ne güzel olurdu ha! Bana bak, hiç bir erkek için ağlıyor muyum? Çok saçma değil mi sence de? Gerçi hiç aşık olmadım, bilemiyeceğim. Belki anlattıkları gibi göklere uçuracak seni o erkek. Ancak dur, bana göre değil. Cidden...

"Eee tatlım, bu gece ne yapıyoruz bakalım? "

Sesi canlanmıştı ve bu damarlarımdaki kanın hılanmasına neden oldu. Senin böyle hemencicik toparlanmanı seviyorum. Ne de olsa, biz Hufflepuff'lıyız değil mi? Doğamızda var. Ne güzel yaratıklarız öyle. Ellerini sapsarı saçlarına götürdü ve havalandı. Mis gibi koku ortamı yaydı ve uykum açıldı. Saçlarım aklıma geldi, çoğu zaman Kim'in yaptığı gibi kalem geçiriyordum. Bu sefer sadece tek ince bir toka vardı. Hemen bir tüy kalemi kaptım ve dağınık topuzuma yerleştirdim.


Kız elindeki kadehten yudumlarken onu elinden atmamak için kendimle savaştım. Nereden geliyordu acaba? Bilinmedik bir yerden mi? Ah, tabi buna izin verilmezdi ancak ne yapayım. O kadar... Uhm, fazla titizlik kötü bir alışkanlık, diye geçirdim. "Al tatlım iç benimkinden, sanırım bitiremeyeceğim." Kadehi aldım ve kokladım. Rosalie, yine gülüyordu. Ah, gülünecek ne var küçük hanım? Kedi gibiyim, kabul ediyorum! Sitemimi bir kenara bıraktım ve dilimin ucuyla içkiyi tattım. Pek sevdiğim söylenemezdi. Yanıma yerleştirdim ve ellerimi önümde birleştirdim. Kahverengi gözlerim ise Rosalie'nin bakışlarını yakalamaya çalışıyordu. Gözlerim açılmıştı.

"Anlat bakalım han'fendi. Neler oldu ben yokken buralarda?"

Geçirdiğim kaza sonucu dönemin yarısını St. Mungo'da geçirmiştim. Neler olduğunu merak ediyordum. Gerçi, Kim bazı şeyleri kulağıma fısıldadı ancak tatmin olmadım. Her şeyi ilk kaynaktan öğrenmek istiyorum ben. Ayaklarım bir öne, bir geriye giderken kedinin gözleri ışıldıyordu. Bu terliği seviyordum. İncecik bacaklarımda hoş gözükmese de."Hmm, öncelikle şu Ravenclaw'lı baydan..." İmalı bir bakış attım. Şimdi tam anlamıyla sırıtıyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyC.tesi Mayıs 02, 2009 8:16 pm

Rosalie konuyu dağıtmak istese de bunu pek becerdiği söylenemezdi. Çünkü yine konu dönüp dolaşıp Ravenclaw’ lı çocuğa gelmişti. Aslında onun hakkında konuşmak istese de bir an Audreanna’ n canını sıkmaktan çekindiği için kapatmıştı konuyu. Ve Audreanna konuyu tekrardan açınca pekte memnun görünüyordu. İster istemez gülümsedi ve bu kez bembeyaz dişlerini de sergilemişti. Derince bir iççektikten sonra gözlerini pencereye doğru kaydırdı ve uzun uzun düşündükten sonra ona her şeyi anlatmaya karar verdi. Oldukça sessiz bir şekilde konuşmaya başladı, “ Biliyorsun Chuck gittiğinden beri yalnızım ve onun gidişi bana büyük bir darbe oldu. “ Yutkundu.. Aklında hemen o gün canlanmıştı. O çocuğun yanına gelip konuşması. Şimdiden kalbinde kelebeklerin uçuştuğunu hissedebiliyordu. Etrafını hızla taradıktan sonra kimsenin onlara bakmadığını görünce deva etti, “ Şey, bir gün dersten çıkmıştım.. Bilirsin kafa dinlemek için göl kenarına gittim; bir çocuk yanıma geldi ve tabi ben ağlıyordum o sırada. “ Şimdi kalbi daha hızlı çarpmaya başlamıştı. O çocuk aklına gelir gelemz hayaller alemine dalmadan yapamıyordu sanki. Hayatında ikinci kez böyle aşık olmuştu ve kendin kontrol edemiyordu. Adeta bütün kontrolü karşısındaki çocuğa bırakmış gibiydi. Audreanna’ n heyecanlı bakışlarını sezinledikten sonra onu daha fazla bekletmemek istercesine konuşmasına sessizce devam etti, “ Geldi benimle tanıştı; daha sonra neden ağladığımı sordu bende anlattım o uzun hikayemi.. Çok ince davrandı bana bir görsen. “ Kendine o ana o kadar çok kaptırmıştı ki neredeyse içinden avaz avaz *onu seviyorum* diye bağırmak geliyordu. Gözleri yine her zaman ki gibi ister istemez ışıldamıştı gecenin pırıltısıyla. Tekrar yutkundu ve devam etti, “ İşte o gün bayağı konuştuk; iki gün sonra tekrar rastladık birbirimize tabi bu sefer koridorlarda.. “ Duraksadı bir an. İçini kötü bir his kaplamıştı. Kendini sanki suçlu gibi hissediyordu. Acaba bu yaptığı Chuch’ a bir ihanet miydi? Ama suçlu olan Rosalie değildi ki? Chuck onu çok sevseydi eğer, haber vermeden gitmezdi buralardan.


Eski günleri depreşmeye başlamıştı ki buna izin vermemeliydi. Chuck onun ilk aşkı olsa da onu unutmayı başarmıştı ve tekrardan gündeme getirmek mantıksızlıktan başka hiçbir şey olmazdı. Kısık bir ses tonu ile devam etti, “ Koridorda yürürken bana eşlik etti , uzun uzun konuştuk .. Bana oldukça bu konuda destek olacağını söyledi; sanırım ona aşık oldum. “ Sözünü bitirdikten sonra suratı ilginç bir ifadeye bürünmüştü. Aşık olmak? İlk defa birine karşı bu kadar içtenlikle –aşığım- demişti. Sanırım gerçekten aşık oluyordu. Bu tattığı duydu tekti ve paha biçilemezdi . Neredeyse tanıştıkları ilk günden beri rüyaları onunla süsleniyor, duyguları onunla neşeleniyordu. Sanki Rosalie’ i mutlu etmek için yaratılmış gibiydi. Onu seviyordu ve bunda gerçekten çok ciddiydi. Tek korkusu bu duygularının karşılıksız olduğunu bir gün öğrenmekti. Büzüşen surat ifadesini zorda olsa düzeltip Audreanna’ a doğru eğildi ve fısıldadı, “ Ya o beni sevmiyorsa? “ İşte bu gerçekten çok kötü olurdu. Bu yüzden son günlerde ondan biraz uzak tutmuştu kendini; belki kendimi fazla kaptırmam hesabı.. Ama nafile ; bütün bedeninde hissettiği o karmaşık duygu Rosalie’ i ona her an tetikler gibiydi. Onunla yaklaşık üç gündür karşılaşmamışlardı ve içinden bir ses yarın karşılaşacaklarını söylüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Staples Cromwell

VII. SınıfVII. Sınıf
Staples Cromwell



Kan Durumu : Muggle Doğumlu
Patronus : Keme

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptyPaz Mayıs 03, 2009 9:05 pm

‘’Tamam, tamam Eddie! Lanet olsun. Dikkat et düşürüyorsun.’’

Üçüncü kattaki zulalarından, merdivenler aracılığı ile Ortak Salon’a doğru ilerliyorlardı. Edward Ryan Carrow, ya da Staples’in söylediği şekliyle ‘Eddie’, taşıdığı kolideki Lixéplosi Topları ve Tezek Bombalarını düşürdüğü için Staples ona yakınıyordu sürekli. Kızlar Yatakhanesi’ne olan baskınları kusursuz olmalıydı ne de olsa. Söylenişi bile kulağa hoş geliyordu: ‘Baskın!’. Her düşündüğünde, kızların pijamalı halleri ve suratlarındaki korku ve endişe geliyordu aklına. Bu da insana müthiş bir enerji ve neşe kazandırıyordu. Kızların böyle bir baskına karşı olası bir tedbirleri olup olmadığını bilmiyordu, gerçi pek de önemsemiyordu. İhtiyaçları olan her şey Edward ve Staples’in elinde taşıdıkları; nerdeyse suratlarını kapatan kolilerdeydi. Koli başına yaklaşık beş Lixéplosi ve yirmi Tezek Bombası düşüyordu. Bu da iyi bir miktardı. En azından bu gece için… Ellerindeki mühimmatın yeterli olup olmayacağını hesaplarken, kendisinden yaşça ve kalıpça büyük olan Eddie’nin attığı omuz darbesiyle sarsıldı. Bu darbenin amacını kısa sürede anlamıştı; Ortak Salonu geçip Sınav Salonu’na doğru ilerliyordu zira. Hemen kendine çeki düzen verip miskin adımlarla Hufflepuff’ların Ortak Salonu’nun önüne gelip orda durdu. Kolisini yere bıraktı ve içindekileri saymaya başladı. Kendisinde tamı tamına üç Lixéplosi ve on iki kadar da Tezek Bombası vardı. Tahminlerinden düşüktü fakat gene de iyi bir cephaneydi. O an, çehresine kurnaz ve hain bir sırıtış hâkim oldu. İçeri girmek için parolayı söylemeye yeltenen Eddie’yi eliyle dürtüp durmasını işaret etti. Kısık; ama muzip bir sesle, ‘’Sence Lixéplosi’ler işe yarayacak mı?’’. Bu, onları ilk denemeleri olacaktı. Bu nedenle uyuz edici bir endişe hâkimdi Staples’in üstünde. Çünkü, büyünün başarılı olmama ihtimali de vardı. Fakat, her zaman yardım beklediği Eddie’den olumlu bir yanıt alınca –kafasını ‘Evet’ anlamında sallamakla yetinmişti- büyülü toplarına olan güveni arttı. Hemen parolayı söyleyip içeri girdi. Edward da arkasından girdi.

Bu haince, belki de çocukça planı neden yapıyorlardı peki? Sadece biraz eğlence ve Hogwarts içinde ses getirebilmek için. Bu ve bunun gibileri Staples’in ‘Hogwarts’ın En Yaramaz Öğrencisi’ unvanı ile buradan mezun olmasını –ya da atılmasını- sağlayacak olan üç yıllık bir şakalar zincirinin ilk halkalarıydı. Tabii, Eddie’nin de kendine has nedenleri vardı fakat ortak amaçları eğlencede birleşiyordu. Bu yönden içi rahat olan Staples, sonucun da kendi lehlerine olacağından emin gibiydi. Hemen davranıp, kolisini Ortak Salon’un koltuklarından birine attı ve içindeki nerdeyse tüm mühimmatı, ceplerine; ellerine, koltuk altlarına tıkıştırıp paytak paytak adımlar atarak yatakhanelere doğru çıktı; fakat o da ne?! Bir yığın gerizekalılık ürünü orda onu bekliyordu. Etrafta bir sürü ayna ve tablo vardı. Staples’in bir an başı bile dönmüştü.
‘’Merlin’in Sakalı! Lanet olsun, hadi Eddie; Ateşoku Planı.’’ diyerek merdivenlerden aşağı indi ve Lixéplosi toplarından birini kaptığı gibi yatakhane merdivenlerinden birkaçını tırmanıp, topu kapıların önüne doğru fırlattı. Tam olarak nereye düştüğünü görememişti fakat kapıların mesafelerinin olduğu minik koridorda bir yerlere düştüğünden emindi. Ateşoku Planı buydu. Kızların savunmasına karşı bir ataktı. Şimdi de planın ikinci aşamasına geçecekti. ‘’Lixéplosi!’’ diye haykırdı, asasının ucu topu gösterirken. O anda Lixéplosi topundan dışarı muhteşem –ama küçük- bir havai fişek şenliği fırlayıverdi. Minik, rengarenk uçuşan toplar yakın çevrelerinde ne varsa ya toptan zarar veriyor ya da ufak çatlaklara yol açıyordu. Büyülerinin işe yaradığını görünce içine bir rahatlık gelen Staples, Eddie’ye acele etmesini söyleyerek ileri atıldı. Hâlâ ceplerinde duran Tezek Bombalarından ikisini ellerine aldı, kızların yatakhanesinin kapısına doğru yöneldi ve kapıyı açtı. Kapıdan dışarı Tezek Bombalarını fırlatırken, Eddie’nin de bu sefer içinde Muggle pomfetisi bulunan bir Lixéplosi’yi fırlatıp büyülü sözü söylediğini gördü. ‘’Merhaba kızlar!’’




Ek Bilgi: Lixéplosi Topu, Edward Ryan Carrow ve Staples Cromwell'in büyüledikleri sihirli şaka topları. Topun sihri, ''Lixéplosi.'' dendiğinde parçalara ayrılıp içinden pomfeti veya havai fişek çıkarmasına yarıyor.

NOT: Kızlar, lütfen Edward yazana kadar bir karşılık vermeyiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edward Ryan Schwanhild

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Dark Side.
Rp Sevgilisi : Claire.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Ejderha.

Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kızlar Yatakhanesi   Kızlar Yatakhanesi - Sayfa 3 EmptySalı Mayıs 05, 2009 1:36 am

“Kapa çeneni, velet!”

Merdivenlerden aşağı inerken iki elinde duran devasa kutuları taşımaya çalışırken –hiç zorlanıyor gibi görünmüyordu- bir yandan da cüppesini düzeltmeye çalışıyordu. Doğal olarak dengesini yitirir gibi olmuştu; ama sonunda kendisini toparlamıştı. İri yarı bedenini tekrar doğrultarak yürümeye devam etti. Önüne gelen saçlarına aldırmadan ilerlemeye çalışsa da, önünü görememe hissi oluşmuştu içinde. Kaygılı ama yaptığı işten zevk duyan bir şekilde tebessüm etti kendi kendine. Step, neredeyse boyunu geçen koliler yüzünden önünü göremediği için, ona ne yapması gerektiğini söyleyen genç adam, şimdiden eğlenmeye başladığı ortadaydı. Planladıkları şey gerçekleştiğinde, kızların suratını görecek ve yine o tatmin olmuşluk ifadesi her zamankinden daha fazla olacaktı. Step’in aklına uyup ne kadar çocuksu bir şey yaptığını fark ettiğinde, çok geçti. Gerçi okuldan mezun olmadan böyle bir şey yapmayı reddedemezdi. Ona cinsellikten sonra belki en çok haz veren şeylerden birisiydi çünkü. Derin düşünceler içerisinde kaybolurken çoktan Ortak Salon’un önüne gelmişlerdi. Bunu, önünü göremeyen Step’e söyleyerek onu uyardı. Yan yana geldiklerinde ondan ne kadar uzun ve iri yapılı olduğunu fark etti ve bundan tekrar bir zevk aldı. Step, bir şeyler söylemeye başlamıştı. Ses tonunda oldukça tedirgin bir ifade vardı. Ama güvence veren bir edayla bir şeyler fısıldadığında o tedirginlikten eser kalmamıştı.

“Tabî, oğlum. Ne zaman ben bir işe başladıktan sonra, o işin olmadığını gördün?”

Parolayı söyleyip, hızla içeriye giren küçük Hufflepuff’lunun ardından gelen genç adam, Ortak Salon’da birilerinin olup olmadığını kontrol etmek için kafasını sağa sola çevirdi. Kimsenin olmadığına kanaat getirdiğinde rahatlamıştı. Aksi olsa, birilerinin burnunu kanatarak çıkarmak zorunda kalacaktı. Her zaman kaslarına güvenen genç adam, ellerindeki kolileri Step’in yaptığı gibi koltukların birisine bıraktı. İki öğrenci de büyük bir hızla eşyalarını çıkartırken neşeli gibiydiler. Çıkarttıklarında ise Step, merdivenlere tırmandı. Birkaç saniye sonra yedek planlardan birisinin adını söylediğinde bir an duraksayarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Kafasında toparlaması fazla uzun sürmemişti, hemen bir tane Muggle pomfeti kaparak merdivenlerden yukarıya attı ve asasının ucunu attığı şeye doğrultarak bir şeyler fısıldadı.

“Lixéplosi!”

Out: Zamanım kısıtlı olduğu için, fazla ayrıntıya yer veremedim *-*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/edward-r
 

Kızlar Yatakhanesi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 4 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-