AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Çelişkiler

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Margaux D'Aloise

GezginGezgin
Margaux D'Aloise



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : -
Kan Durumu : Safkan.

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyCuma Nis. 17, 2009 11:00 pm

Umurunda değildi. Bu kez başaracaktı. Sadece tek bir hamle ve sonra şah-mat. Oyun bitecek, taşlar kutunun dar gövdesinin içine sokuşturulacak, nefes bile alamayacak, nasıl yaşadıklarının farklarına varamayacak ve yeni bir oyun için hazır bekleyeceklerdi. Sorumluluklarını yerine getireceklerdi sonra da aynı şey tekrarlanacaktı. Kyros da Margaux gibi olacaktı. Belki de kızın istediğinin tam tersi olacaktı. Ondan uzaklaşacak, yeni avlar arayacaktı. Uzunca bir süredir birbirlerinin en yakınlarıyken, bu kez ayrılacaklardı. Aklını bile kaçıracak kadar kendini bu işe kaptırabilirdi. *O benim için sadece bir av değil! Çok daha fazlası, çok daha güçlüsü! O zaman bırakırsın gider? Zor mu? Sonsuza dek yanında olacak ya da olmayacak. Karar ver artık. Lanet!* Yeni bir katil yaratmak, sorumluluk duygusunun varlığını hatırlatıyordu Margaux’a. Şu ana kadar haberi olmadığı tek histi bu belki de. Öyle olmalıydı çünkü herkesin hayatı onun elinde olacaktı. İstediği zaman istediğini avlayacak ve sonra kendini yok edilemez sanacaktı. Denemekten ne çıkardı ki? Denerdi ve ne olacağını görürlerdi. Birlikte, hiç ayrılmadan. Zaten istediği de bu değil miydi? Hep yanında olsun istemiyor muydu?
Öyleyse yapması gereken şey de belliydi.
Gecenin somut siyahlığında, düşündüklerinin tesiriyle nefes alış-verişi de hızlandı. Yeni bir katil daha yaratma fikri pek cezp edici olmasa da sonsuza dek onunla olma fikri ilgi çekiciydi, hem de fazlasıyla. Nemli toprağın keskin kokusu burun deliklerinde dondu. Soğuktu. Üzerine siyahlığın gölgesi düşen ağaçlar, koyu yeşilin albenisiyle kendilerini belli ediyorlardı. Uzun ve ince gövdeleri sanki sonsuza uzanıyormuş gibiydi. Kararsızlık sanki küçücük parçalara bölünmüştü ve kıymıkları kızın bedeninde binlerce delik açıyordu. Arkasında sessizce onu takip eden çocuğa baktı yan gözlerle. Buraya gelmelerinde ısrar etmişti, önemli bir sürprizi olduğunu söylemişti ve sonra çocuk da dayanamamıştı. Neler olacağını merak ediyordu, belliydi. Ama kızın ona zarar vermeyeceğinden emin olmasaydı burada olmazdı da. Nereden bilebilirdi ki? Nereden bilebilirdi?
Her zaman yanında olan bu insanın, onun için farklı şeyler planladığını?
İtalyan kız, aniden arkasına döndü ve buzlaşmış bedeni çocuğunkine çarpınca aceleyle geriye çekti kendini. Paniğe kapılmadan önce, belki de söylenmemesi gereken birkaç sözcük döküldü dudaklarından.
“Mabel. Sonsuza dek yanımda olmak ister miydin?” Ona sadece Margaux böyle derdi. Yalnızken. Farklıydı onların ilişkileri. Ne sıradan birer dosttular ne de sevgili. Hayır, onlar bunlardan çok daha fazlasıydılar. Margaux ondan nasıl vazgeçemezse, Kyros’un da ondan vazgeçemeyeceğini bilirdi. O, Margaux’un ‘Mabel’iydi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/c-e-l-i-
Ignatius Fiorenza

BüyücüBüyücü
Ignatius Fiorenza



Mücadele Tarafı : Bludger
Rp Sevgilisi : Cynthia Seymour
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Aslan

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyC.tesi Nis. 18, 2009 12:06 am

“Margaux, beni nereye götürüyorsun?”
“Fazla soru sorarsın hep, değil mi? Evet, sadece beni izlesen, nasıl olurdu?”
Kısa bir an için bembeyaz tenli cadıya kısılmış, kuşku dolu gözlerle baktı. Ardından bu savaşı kazanamayacağını anlamış olacak ki omuzları düşmüş bir halde, İtalyan cadıyı başıyla onayladı ve onun arkasından ortak salondan çıktı. Nereye gideceğini, ne yapacağını bilmemek onu delirten iki eylemden başkası değildi ama konu Margaux olunca, Kyros can sıkıcı bir şekilde sorularının yanıtlarını bulamıyordu. Bu delirme durumu, işin içine Margaux girince sessiz isyanlara dönüyor, ancak inatlaşması tutup da bu sorularının cevabını hiçbir şekilde istemiyordu. Belki de onun üstüne gitmek istemiyordu. Her ne olursa olsun, Margaux ile olan ilişkisi dostluktan öte bir şeydi ve onun geçiştirmek istediği konular, Kyros için bir daha lafı bile edilmeyecek konulardı.

“Margaux, hâlâ emin misin beni nereye götüreceğini söylemeyeceğinden?”
“Tabii ki.”
Derin bir nefes verirken ilk adımını Hogwarts arazisine atmıştı. Gecenin serinliği yüzünü yalayıp, saçlarında dolaştıktan sonra, bedeni soğuğa alışmıştı. Diğer insanların kaçtığı soğuk, Kyros için bulunmaz bir ganimetti. Eh, Yunanistan gibi sıcak bir ülkeden gelen büyücü için biraz soğuk yüzü görmek mükemmel sayılırdı, doğrusu. Soğuk havayı derin bir nefesle ciğerlerine doldurdu. Gözleri dalgınlaşmıştı, ayakları ise kendi himayelerinde hareket ediyorlardı. Bir süre daha yürüdükten sonra görmeyen gözleri ormanın başlangıcı olan, seyrek ağaç topluluklarının sıklaştığı alana takıldı. Demek oraya götürüyordu Margaux, ormana. İyi de orada ne işleri olabilirdi ki? Aklından bin bir türlü senaryo yazıp, tek olan sorusuna en iyi yanıtı bulmaya çalışıyordu.

“Pardon.” Dudaklarından dökülen sözcükler bilinçli olarak söylenmemiş, bir anda ağızdan çıkan laflardı. Belki de bu dalgınlığı yüzünden İtalyan cadının teninin soğukluğunu hissetmemişti, bir anlık temaslarında. Margaux’un dudaklarından dökülen ilk kelimeyle kendisine gelmişti. Mabel… Ona sadece Margaux böyle derdi ve sadece yalnız kaldıklarında kullanırdı, bu sözcüğü. *Sonsuza dek? Şaka mı yapıyorsun, Margaux?* “Tabii ki de. Fakat sonsuzluk biraz… Biraz imkânsız değil mi, M?” Ölümsüzlüğün formülünü mü bulmuştu? Yoksa tüm bunlar birer şaka mıydı? Bilemiyordu. Ancak sonsuzluğa Margaux ile ulaşma fikri oldukça cazipti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Margaux D'Aloise

GezginGezgin
Margaux D'Aloise



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : -
Kan Durumu : Safkan.

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyC.tesi Nis. 18, 2009 9:33 pm

Yanıtını zaten bildiği bir soruyu ne diye sormuştu ki? Alacağı cevap daha Kyros’la ilk tanıştıkları andan beri biliniyordu. Herkesçe kabul edilmiş ve tersi düşünülemez hale gelmişti. Onlar birbirlerinin dudaklarından dökülecek her sözcüğü, düşünebilecekleri her şeyi ve yapabilecekleri olağan her hareketi önceden tahmin edebilirlerdi. Asla fazladan zaman harcamalarına ya da boş ilgilere ihtiyaçları olmamıştı. Doğuştan ayrılamaz iki varlıktı onlar. Yine de bunu duymak rahatlamasına yol açmıştı. Biraz olsun rahatladı, sakinleşti. Karanlık ormanda, karanlık düşüncelerin ele geçirdiği beyni vermiş olduğu karardan memnundu. Sonuç olarak asla ayrılmayacaklardı. Sonsuza dek onunla birlikte ve hiç ayrılmadan… Fakat bunu yaparken nasıl dayanacaktı? Onun acı çektiğini görmek, ona zarar verdiğini bilmek nasıl bir duyguydu ki bunu tadabilirdi, her zaman arkasında olup onu korumuşken?
Fazlasıyla zor olacaktı.
Zar zor nefes alarak, çocuğun boynuna koydu parmaklarını. Birbirlerine geçen enerjiyi yakaladı. Damarlarının içinde akan kırmızı ve taze kanı duyumsadı, derinbir nefes alarak kokuyu içine çekti. Bedenleri soğuğu paylaşırken, Kyros’un gözlerine bakıyordu. Korku? Merak? Heyecan? Hayır, hiçbiri değildi. Kızın hareketlerini büyük bir ilgiyle izliyordu. En azından Margaux öyle düşünmek istedi. Korkmadığını biliyordu. Margaux’dan değil, ondan korkmazdı. Ya da korkar mıydı? Parmaklarının yardımıyla, çocuğun siyah tişörtünün boyun kısmını sıyırdı. Artık gözleri boynuna odaklanmıştı. Ürperdiğini hissetti. Karşılıklı. Şaşkınlık vardı gözlerinde Kyros’un.
“Elbette mümkün.” Sustu. Konuşamadı belki de. Şimdiden pişmanlık duymaya mı başlamıştı? Hayır, hayır. Sadece fazla heyecanlanmıştı. Kyros yanına geliyordu. Az kalmıştı. “Bana güveniyor musun Mabel?” Parmaklarını çocuğun pürüzsüz boynuna bastırdı, kanı fışkırtmak istercesine. Gözleri gözlerine odaklanmış, nefesi nefesine karışıyordu. Damarlarında akan kanı hissetti. Dakikalar sonra, asla ayrılmayacaklardı, asla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/c-e-l-i-
Ignatius Fiorenza

BüyücüBüyücü
Ignatius Fiorenza



Mücadele Tarafı : Bludger
Rp Sevgilisi : Cynthia Seymour
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Aslan

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyC.tesi Nis. 18, 2009 10:38 pm

Sonsuza kadar Margaux ile olmak, kendi parçasından biriyle sonsuzluğa ulaşmak… Düşüncesi bile bu kadar inanılmaz iken yaşaması apayrı bir olay olmalıydı. Dikkatli bir şekilde Margaux’u izliyordu. Rahatlamış görünüyordu, bir nedenden dolayı sakinleşmiş… Onun bu ifadesi karşısında Kyros’ta sadece kafa karışıklığı vardı. Kendisinden habersizce kalkmış olan tek kaşı, çehresine sorgular bir ifade veriyordu. Ancak o, tüm bunları sorgulamayı değil anlamayı tercih ediyordu. Derinden gelen bir iç çekişle bakışlarını kendi boynuna gelen, Margaux’un ellerine yönlendirdi. Bakışlarını tekrar İtalyan cadının yüzüne kaydırdığında zorlanıyormuş gibi bir ifade görünce, yüzünü ekşitip boynunu biraz geriye çekse de Margaux’un elleri çoktan onun boynundaydı.

Soğuk…” diye mırıldanabildi sadece. Gereksiz bir tepkiydi; ancak tepkisiz kalmaktan çok daha iyiydi. Tüm dikkatini tekrar Margaux’un üzerinde yoğunlaştırdı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu ama son günlerde olduğu gibi Margaux, çehresinde hiçbir ifade belirtmiyordu. Şaşkın gözlerle karşısındaki cadıya bakıyordu, onun gözleri ise çoktan tişörtünden kurtulan boynuna odaklanmıştı. İrkildiğini hissetti ama irkilenin sadece kendi bedeni olmadığını anlaması çok uzun bir zaman almıştı. İtalyan cadının dudaklarından dökülen sözcüklerle dağılan dikkati tekrar Margaux üzerinde yoğunlaştı. “Nasıl?” Duygusuz ama bir o kadar da şaşkın bir tını sorusunu süslemişti. Fakat İtalyan cadı cevap vermek yerine başka bir soru sormuştu, cevabını çoktan bildiği bir soru. “Tabii ki de güveniyorum, M.” Tekrar boynunda hissettiği soğuk, ince parmakların baskısı biraz daha artmıştı. Acı, belki de ilk defa hissedilebilir düzeydeydi. Yüzünü buruşturup, biraz daha geriye çekildi. Baskıyı biraz daha azalttığında, karşısındaki cadının parmakları hâlâ boynundaydı. “Artık bir cevap verecek misin M? Neden buradayız?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Margaux D'Aloise

GezginGezgin
Margaux D'Aloise



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : -
Kan Durumu : Safkan.

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyPaz Nis. 19, 2009 4:16 pm

Geri çekilmeyi deniyordu. Margaux'un buz kesmiş parmaklarının dokunduğu boynunu taşıyan bedenini geriye doğru çekmeye çalışıyordu. Soğuktan mı ürpermişti, yoksa düşüncelerinden mi? Düşüncelerinden mi kaçmaya çalışıyordu? Yarım adım sayılabilecek bir uzunluk boyunca geriledi. Fakat kızın parmakları hala boynundaydı, hala onunlaydı. Yapacağı işe odaklanmaya çalışıyordu. Biraz sonra parmaklarını bastırdığı bölüm kızın keskin ve parlak dişlerine ev sahipliği yapacak, kanın yüksek bir basınçla fışkırmasını hissedecek ve bu lezzeti tadacaktı. Taptaze ve muhteşem kokulu kanın kızın bedeninin içine doluşunu bekleyecek, kendinden geçecekti. Kyros acı içinde kıvrılırken belki de yere yığılacak, Margaux'unkine göre fazlasıyla güçsüz olan bedeni kızın altında kalacaktı. Böyle olmaması için İtalyan kız, yere düşerken mabelini belinden kavrayacak ve yumuşak bir iniş sağlayacaktı. Çocuğun çektiği acıya her ne kadar aldırmıyormuş gibi gözükse de içi parçalanacaktı. Emindi. Fakat daha sonra geçeceğini bilmek de bir parça olsun rahatlatıcıydı. Bunların hepsi olacaktı. Olacaktı. Az sonra.
“Artık bir cevap verecek misin M? Neden buradayız?”
Sadece birkaç saniyeliğine düşündü. Söylemeli miydi, yoksa tamamen habersiz mi olmalıydı? Belki de çoktan farkına varmıştı. Parmaklarını çocuğun boynundan çekerken az da olsa boynun üzerindeki baskının kalktığından emindi. "Buradayız çünkü sonsuza kadar benimle olmalısın." Şimdi içinde bulundukları ortam fazlasıyla sessizdi. Kesinlikle sessiz. Sonu olmayan bir girdap kadar kadar boştu ve hatta sessiz. "Vampirler hakkında ne biliyorsun Mabel?" Tek kaşını sanki bir şeyle fazlasıyla ilgileniyormuş da sonradan ona ne olacağını biraz da sorumluluk duygusu katarak merak ediyormuş gibi kaldırdı. Yüzünde fazlasıyla sempatik bir ifade, dudaklarında merakın getirdiği hafif aralanmışlık, gözlerinde derin umut kırıntıları vardı. Karşı koymayacağını umuyordu. Yoksa zorlanırdı. Hatta belki de vazgeçerdi. Ama çocuk, sonsuza dek onunla olmak istediğini zaten söylememiş miydi? İşte Margaux'un yarı yarıya körelmiş duyguları bunu sezemeyecek kadar yetersizdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/c-e-l-i-
Ignatius Fiorenza

BüyücüBüyücü
Ignatius Fiorenza



Mücadele Tarafı : Bludger
Rp Sevgilisi : Cynthia Seymour
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Aslan

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyPaz Nis. 19, 2009 8:09 pm

Uzaklara dalan cadıdan gözlerini alarak ağaçların sıklaştığı yere doğru baktı. Soğuk parmakların uyguladığı baskıyı boynunda hissetmediğinde Margaux’tan sorusuna cevap gelmişti. Dudak uçları sol tarafa, kendisinden habersiz kıvrıldığında gözlerini tekrar Margaux’un gözlerine yönlendirdi. Onun istediği her dakika hatta her saniye yanında olabilirdi ki bundan da hiçbir şekilde çekinmezdi, ama bu sonsuzluk olayı kulağa her ne kadar hoş gelse de fikrin ana hatlarındaki imkânsızlık kokusu hissedilir derecedeydi. Sonsuzluk ve imkânsızlık… Son dakikalarda üzerinde oldukça fazla durduğu iki konu olmaktan öteye geçememişti. Normal, sıradan bir gününde bile bu kadar çok durmamıştı, bu iki kavramın üzerinde. Derin bir iç çekti ve sol eli saçlarını hızlıca karıştırdı.

Margaux’un bir başka sorusuyla kendisine geldi. Kısa bir an için düşündükten sonra cevabın oldukça basit olduğunu kendisine kanıtladı. Biraz kafa karışıklığıyla birlikte yanıtını verdi.
“Aslına bakarsan pek bir şey bilmiyorum. Sıradan bir büyücü ne kadar biliyorsa…” Cevabı oldukça netti ve doğruluk payı tüm kelimelerin üzerinde geziniyordu. Vampirleri kafasına dert etmemiş, işi olmadıkça –ki hiçbir zaman işi olmamıştı.- onlara bulaşmamıştı. Sadece kan tutkunu o varlıkların, insan kanına karşı koyulamaz biçimde bağlandıklarını biliyordu. Fakat vampirleri sorarak Margaux’un, bu konuşmayı nereye bağlamak istediğini anlamamıştı. Alnını kırıştırıp soran gözlerle karşısındaki vazgeçemeyeceği cadıya baktı ve aklını kurcalayan tek soruyu sordu. “M, bunun bizimle ne ilgisi var?” Alacağı bir cevap mıydı, yoksa yeni bir soruyla mı karşılaşacaktı? Bunu elbette bilmiyordu; ancak Margaux, artık sorularını yanıtlamaya başlamıştı ve Kyros, bu soruyu cevapsız bırakmayacağından neredeyse emindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Margaux D'Aloise

GezginGezgin
Margaux D'Aloise



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : -
Kan Durumu : Safkan.

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptyPtsi Nis. 20, 2009 2:07 pm

Merakın o albenili varlığı bulundukları bölüme hızla yayılıyordu. Onları eline geçirmeden önce henüz birkaç dakikası daha olduğu âşikardı. Çocuk, kızın ne demek istediğini anlamamış olacak ki henüz son derece sakin gözüküyordu. Elbette ki, bunu bilerek mi yaptığından yoksa iyi bir oyuncu mu olduğundan emin değildi. Margaux, sabırsızlığından keskin bir siyaha bürünmüş olan gözlerini kıstı. Görüş mesafesi çok azalsa da görüntü tam anlamıyla netti. Kuşkulu ve içinde biraz da olsa sabırsızlık bulunan gözlerle, Kyros'un sol yanından dolaşarak çocuğun arka tarafına geçti. Merakın vazgeçilmez çekiciliğini, aynı bir yem gibi ortaya atmıştı. Kyros kendini ya buna kaptıracak ve bir daha asla vazgeçemeyecek ya da yanından bile geçmeden doğruca çok uzaklara gidecekti. Seçim ona kalmıştı ancak Margaux da çoktan kararını vermişti ve bir şeyi yapmaya karar verdiğinde neredeyse geri döndürülemezdi.
Arkasında durduğu mabelinin boynuna parmaklarını değdirmeden önce, mırıldandı.

"Elbette bizimle ilgisi var." Şimdi parmak uçları çocuğun boynunu gıdıklarcasına teninde geziniyordu. Kyros'un bedenine, bir adım daha yaklaştı. Biçimli burnunu çocuğun boynunun sağ tarafına yaklaştırdı. Taze kanın kokusu onu ele geçirmek için çıldırmasına yeterken, nefesi tenine çarptı ve parmaklarıyla birkaç tur attı çocuğun cildinde. İşaret parmağını, duyumsadığı damarın tam üzerinde kaydırarak konuştu. "Hissedebiliyor musun Mabel? Taptaze ve harika kokuyor!" O anda fark etti; Kyros artık her şeyin farkında olmalıydı ve bu işin geri dönüşünün olmadığı da kesindi. Tabii ki, bir şeyler uydurarak bundan kurtulabilirdi. Ama hayır, sonsuza dek birlikte olmalılardı ve Kyros söz konusu Margaux olduğunda, ondan vazgeçemezdi. Etkisi altında kalır ve ne derse yapardı. Yoksa... böyle olmaz mıydı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/c-e-l-i-
Ignatius Fiorenza

BüyücüBüyücü
Ignatius Fiorenza



Mücadele Tarafı : Bludger
Rp Sevgilisi : Cynthia Seymour
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Aslan

Çelişkiler Empty
MesajKonu: Geri: Çelişkiler   Çelişkiler EmptySalı Nis. 21, 2009 4:50 pm

Olduğu yerde çakılı kalmış durmasından olacak ki bacaklarında beliren isyan sinyalleri beynini meşgul ediyordu. Gözlerini karşısındaki cadıdan alarak ormanın nemli zeminine çevirdi. İhtiyarlamış ağaçların, ihtiyarlamış köklerinden farklı olarak toprakta ayrıkotlarının boyları uzamıştı. Acelesi var gibi görünen böcekler bir an önce yuvalarına kavuşmak için -ya da yuvalarından ayrılmak için- hızlıca yürüyorlardı. Gecenin karanlığına ayak uydurmaya çalışan orman, rengini koyulaştırmış, yeşil ve kahverenginin o muhteşem uyumunu bir de loş ışıkta gösteriyordu. Derin bir nefesle ciğerlerine tazelenmeye yeni başlamış serin hava çekti.

Ilık bir şekilde esen rüzgâr Margaux’un kendisine has üretilmiş gibi duran kokusunu, burun deliklerinden içeriye taşımıştı. Bilindik bir kokuyu tekrar hissetmek, yeniden evdeymiş hissi yaratıyordu. Sol tarafından arkasına dolanan cadının kokusu, durduğu yerde yoğunlaşarak Kyros’a geliyordu. Cadının dudaklarından dökülen kelimelerin altındaki anlamı şimdi biraz daha iyi anlayabiliyordu; ancak henüz ilişkiyi kurabilmiş değildi. Yoğun koku, cadının her hareketiyle dağılıyor, cadının yerini belli ediyordu. Sırtına değen saçların yumuşaklığını, soğuk, ince parmakların boynunda dolanması izledi. Soğuk, eskisi kadar rahatsız edici değildi; ancak tam anlamıyla da rahatlığı sağlamıyordu. İtalyan cadının, parmağı şah damarının üzerinde durduğunda, dudaklarından dökülen sözcüklerle düşüncelerindeki soru işaretleri belirlilik kazandı. Bir anlık kaskatı kesilmeden sonra yumuşayarak daha rahat bir pozisyonda durmaya devam etti, hâlâ arkasını dönüp Margaux’a bakmamıştı.
“Taptaze olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak neden ben M? Neden Dean değil de ben?” Konuşmasının başındaki ses tonunda hissedilen alaylı tını sonlara doğru yok olmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Çelişkiler

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-