AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Eski Defterler

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyC.tesi Mayıs 22, 2010 5:01 pm

Güneşin gökyüzüne yeni veda ettiği vakitti asıl olan. Oysa yılların yorgunluğunu üstünde taşıyan narin bedeni için çoktan gece olmuştu. Gecesiyle gündüzü yer değiştiren sarışın cadı yatağına kıvrılmış, rüyalarının içinde kaybolurken eve büyük bir sessizlik egemendi. Zaten tek başına yaşadığından dolayı genelde tüm odalara örtülen sakinlik, o gün için daha belirgindi. Perdeler tek bir güneş ışınını geçiremeyecek şekilde kapanmıştı. Duvardaki saat bile sanki bir hafta boyunca deli gibi çalışan Mia’yı uyandırmamak için durmuştu. Her şey huzurlu bir sükunet içinde ilerlerken başucundaki camdan takır tukur sesler gelmeye başladı. Uykusunu bölmemek için her şeyi yapmaya razı olacak bir ruh halindeydi oysa ki. Tekrar gökyüzünde rahatça süzüldüğü rüyasına dönmek için gözlerini sımsıkı yumdu; ama ne fayda. "Aa, yeter be!" sesleri boğazından sinirle çıkarken yastığı kafasına bastırdı hiçbir şey duymamak için. Ama alacaklı gibiydi camdaki şey, bir an bile beklemeden beynini tırmalayan sesleri çıkarmak için canla başla çalışıyordu. Daha fazla dayanamayıp, koyu mavi perdelerine yöneldi güzel cadı. “Hah, bir tüy yumağı yüzünden uyandım. Ne kadar güzel.”

Camı ardına kadar araladı. İçeriye temiz havayla beraber kömür gibi tüylere sahip bir baykuş girdi. Odada bir tur atıp, Mia’nın kollarına bir parşömen parçası bıraktı ve yatağının üstüne tünedi. Yüzüne buruşturarak baykuştan gözlerini alıp, parşömene gözlerini dikti. “Biliyorum bu akşamı beraber geçirecektik, ama ben gelemeyeceğim. Gerçekten çok üzgünüm. Ama bana hak vereceğine eminim, Robert çıkma teklifi etti. Bunu geri çeviremem. Telafi edeceğim tatlım, hoşça kal.” Gözlerini devirdi ve sessizce küfretti. Sürtük. O kızla vakit geçirmeyi sevmese de, geceyi yalnız geçirmek istemiyordu. Ama ekilmişti, hem de Robert gibi bir erkek için. Parşömeni avunucun içinde buruşturup, camın yanına ilerledi. Baykuşa eliyle ‘gidebilirsin’ işareti yaptı. Linda gibi bir kıza cevap vermeye bile gerek yoktu. Ne sitemden anlardı ne de iyi dilekten. Tüm geceyi yalnız geçireceğine göre önünde iki seçeneği vardı; tüm geceyi uyuyarak geçirmek -ki uykusu kaçmıştı- ya da tanıdık birilerine rastlayabileceği bir yere gitmek. Uzun zamandır uğrayamadığı bara uğramak için iyi fırsattı onun için. Güzel. Plan hazır olduğuna göre geriye hazırlanmak kalıyor.

Yarım saat sonra bir az önceki mahmurluğundan eser kalmamış, üzerine uygun bir şeyler giyinmiş, saçlarını bakılabilecek bir hale getirmişti. Yatak odasının kapısının hemen yanında olan aynadaki siluetine baktı ve cansız gözüken dudaklarına kırmızı bir ruj sürerek canlandırdı. Yapacak bir şeyi kalmayan cadı evden çıkıp, bir iki kedinin birleşip ciyak ciyak sesler çıkardığı bahçesinden geçti. Kedilerden nefret etmesine rağmen, bahçeyi kendine yuva eden yavrulara kıyamıyordu. Yufka yüreği yüzünden bir de besliyordu onları. Kedilerin miyavlamalarına karışan topuk seslerini dinleyerek bahçe kapısını da geri bıraktı. Yürümeye olan ihtiyacından dolayı cisimlenmeyi düşünmemişti bile. Ağır adımlarla, kafasında düşüncelerle müdavimi olduğu bara doğru yürümeye başladı. Gecenin serinliği Mia’yı ürpertse bile beynine dolan oksijen kendine gelmesini sağlıyordu. Değişen hayatını, verilen ama tutulmayan sözleri, görmediği arkadaşlarını düşünürken uzun olan yol bitmişti bile. Daha kapıdan girerken duyduğu müzik sesini takip ederek barın içine girdi. Tanıdık yüz arama olayına girmeden önce yüksek bar sandalyelerinden birine kuruldu. Kafasını kaldırıp bardakları kurulamakla meşgul olan barmene odakladı kendini. Sarı saçlı birisi. Daha önce burada sarışın bir barmen çalıştığını hatırlamıyordu. Yeni olduğunu düşündüğü çocuğa seslendi susuzluğunu dindirmek amacıyla:
“Bir ateş viskisi alabilir miyim lütfen?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
Alain Paul Dixie

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Alain Paul Dixie



Mücadele Tarafı : Fıratizm ~
Rp Sevgilisi : Mia ^^.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyC.tesi Mayıs 22, 2010 5:48 pm

Güneş kendi yerini aya bıraktığında Kevin ile işlettikleri barın yuvarlak masalarından birinde oturmuş konuşuyorlardı. Konu oldukça basitti. Çalıştırdıkları barmenlerden biri, kendi barını açmak üzere onlardan ayrılmıştı ve şimdi ise yerine başka bir barmen bulmaları gerekiyordu. Bulana kadar da eski barmenin yerine Alain bakıyordu. Önünde duran ateş viskisinden bir yudum daha alıp kendini, geceye biraz daha uyandırdıktan sonra Kevin’e dönüp biraz umutsuz bir ses tonuyla konuştu.
“Çoktan bir barmen bulmuş olmamız lazımdı. Neden bu kadar seçici davrandığını anlamıyorum Kevin?”
“Burası bana miras kalan bir yer Alain, tabii ki seçici davranacağım. Ayrıca sen gayet iyi yapıyorsun barmenliği, aramaya gerek olmadığını düşünüyorum.”
Olumsuz bir şekilde başını iki yana salladı. Bu fikirden hoşlanmıştı ama işletmeci konumundan birden barmen konumuna gelmek hiç hoş bir durum değildi. Gerçi Kevin sözlerini alaylı bir ses tonuyla söylemişti ama yine de barmenlik yapma fikri ona pek de iyi bir fikir gibi görünmemişti. Tamam, dünya turundayken Vegas’ta birkaç yerde barmenlik yapıyordu ama sadece para biriktirmek ve biraz daha fazla kumar oynayabilmek için yapıyordu bunu. Kumar tutkunu değildi, ama Vegas’ta isen kumar oynamama gibi bir hataya düşmemek gerektiğini biliyordu. Bazı günler barda kazandıklarını kumar masasında bıraksa da bazı günler üç hatta dört katını kazanıyordu. İşte böyle bir günde de Kevin, artık eve dönme vakti olduğunu söylemişti. Başta çok şaşırmış, ancak nedenini sorduğunda ise aldığı mantıklı yanıt karşısında yapacak şeyi kalmamıştı. İç geçirdikten sonra ateş viskisinden bir yudum daha aldı. Barın en çok sevdiği özelliği bedavaya içtiği ateş viskileriydi. Kevin’a dönüp “Aslında dünya turunu yarım bırakmak biraz saçmalıktı. Profesör Eileen” tam da burada Kevin, Alain’e tehditkâr bir bakış fırlattı. “Tamam, dostum sadece ağız alışkanlığı. Demek istediğim, halan burayı yıllardır güzelce işletmiş. Şimdi niye sana devrediyor ki?” Cevabını Kevin’ın bilmediğini biliyordu. Ancak başı sıkıştığında bu sitemi savuruyordu havaya ve Kevin buna iyice alışmıştı.

Ateş viskisinden bir yudum daha aldı ve saatine baktı. Barmenlik yapma saati gelmişti. Oturdukları masadan kalkıp Kevin’a
“Barmenlik yapmalıyım, yoksa patronum beni işten kovabilir.” demiş ve şen bir kahkaha patlatmıştı. Ateş viskisini de eline alıp barın arkasındaki yerini almıştı. Diğer barmen Carl’a “Carl, dostum senin bugünlük işin tamamdır. Bundan sonrasına ben bakacağım.” dedikten sonra bar taburesinde oturan yaşı kırklarına yaklaşmış adama istediği içkiyi hazırlamaya başladı. Birkaç saniye sonra adamın içkisi hazırdı ve bardakaltlığı ile adamın önüne koymuştu. Neyse ki bu gece bar pek bir sakindi. Ayyaş sayısında azalma olacağını umarak ateş viskisinin son damlasını da içti. Barmenlik yaparken kafasına geçirdiği şapkasını düzeltti ve kim olduğuna bakmadığı –ki ses tonundan bir bayan olduğunu çıkarmıştı- müşterinin ateş viskisini bardağa doldurdu. Adama yaptığı gibi ona da bardakaltlığı ile içkisini verirken başını kaldırıp afiyet olsun diyecekti ki şaşkınlıktan sadece “Mia…” diyebildi. İçkiyi isteyen Hogwarts’taki ilk aşkı Mia idi ve okuldan kaçtıklarından beri onu dâhil kimseyi görmemişti. Gaby ile çıkarken bile bazen kendini Mia’yı düşünürken bulurdu ve bu düşünceleri beyninde yer ettiği için kendini yerin dibine sokmak isterdi. Hafifçe öksürüp kısa süreli şokunu atlattıktan sonra “İçkiniz güzel bayan.” dedi ve göz kırptı. Ardından gelen konuşma isteğini bastıramayarak; “Seni burada görmek ne hoş bir sürpriz Mia. Hogwarts’tan sonra neler yaptın bakalım?” Şapşal bir şekilde soru yağmuruna tuttuğunu düşünüyordu Mia’yı. Ancak yıllar sonra böyle bir yerde karşılaşmayı beklemediği gün gibi ortadaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/alain-pa
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyPaz Mayıs 23, 2010 6:15 pm

Tanrım... Tanıdık birilerini görmeyi umarken, bu kadar tanıdığına rast geleceğini kesinlikle tahmin etmiyordu. Biraz önce tanıyamadığı barmen gerçekten de buralarda yeni olan biriydi; Alain. Defalarca uğradığı, saatlerini geçirdiği bu barda bir kez olsun onu görmediğine emindi. Yoksa hala uyanamamış mıydı? Hayır, kendindeydi ve doğru kişiyi gördüğüne emindi. Bir anlık şaşkınlığı sözlerine yansımıştı. “A-Alain?” Midesine sıkı bir yumruk yemiş gibi olmuştu bir anlığına. Önüne konan içkiden koca bir yudum aldıktan sonra üstündeki şaşkınlığı attı zorla da olsa. “Teşekkürler.” dedi ve içten bir şekilde gülümsedi. Gözlerini en son yıllar önce görmüş olduğu ilk aşkından ayırmayıp, onun ne kadar büyümüş olduğunu düşünürken, O da içten bir sohbet ortamı kurmaya çalışıyordu. Hogwarts’tan sonra neler mi yapmıştı? Kendi bile bazen neler yaptığını unutuyordu. Çok fazla şey yaşamış, büyük değişiklikler olmuştu hayatında. Nerden başlayabilirdi ki? Ailesi dediği insanlarla tüm ilişkisini kesmesinden mi, kendini en iyi şekilde ifade edeceği yöntemi bulduğundan mı, bir baltaya sap olamadığından mı? Aslında Alain’le konuşmak için garip bir istek doğmuştu içinde. Tüm gece boyunca anlatacak bir şeyler bulacağından emindi.

“Seninle burada karşılaşmak da büyük bir sürpriz benim için. Sanırım çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim.” dedi gülerek ve önündeki içkiden bir yudum daha aldı. “Hogwarts’tan ayrıldığımdan beri çok şey değişti Alain. Ben değiştim, hayatım değişti, etrafımdakiler değişti. Nerden başlayacağım hakkında pek bir fikrim yok.” Düşünceli bir şekilde söyledikleri gerçekten de doğruydu. Üstelik yıllar sonra karşılaşıp da onu hayatıyla sıkmayı düşünmüyordu. Tabi bunlar Mia’nın paranoyakça düşünceleriydi. Alain’in öyle düşünmediği, kendine bir içki koyarken söyledikleriyle ortaya çıkmıştı. “Aslına bakarsan daha sabaha yaklaşık yedi saat var. Sizi dinliyorum Roseen.” Yaşanan o kadar şeyden sonra bu içtenlik Mia’yı çocukça sevindirmişti. Anlatmak için bir yerlerden başlamaya karar verdi ardından. “Pekala, Mia ile sıkıcı saatlere hoş geldiniz.” Gülerek söylediği bu sözlerin ardından kuruyan dudaklarını ıslattı ve başladı. “Hogwarts’tan yüksek sayılabilecek bir ortalamayla mezun oldum, e tabi bunun verdiği heyecanla güzel bir meslek arayışına girdim. Sihir Bakanlığında çalışmaya başladım. Ama bir sene ancak dayanabildim. Tanrım, ne kadar sıkıcı ve boğucu bir yer olduğunu anlatamam! Nasıl kaçacağımı bilemedim.”

O günlerini düşünüyordu da depresyon eşiğindeydi. Monoton ve yoğun bir süreçti. Sabahın ilk ışıklarıyla soluğu Bakanlıkta alıyor, ardından akşama kadar deli gibi dosyalar arasında kayboluyordu. Hogwarts’tayken hayal ettiği yetişkinliğin bu olmadığını anlaması biraz geç olmuştu, ama en sonunda istifayı basmıştı. “Kendi ayaklarımın üstünde durmayı çok istememe, böyle bir yer açıp işletmek istememe rağmen annem ısrarla bizim gibi bir ailenin çocuğunun yüksek mevkilerde olmasını düşünüyordu. Ama o da çok sürmedi. Biliyorsun, annemle çok zor günler geçirdim. Çok soğuk bir kadındı, sen de pek sevmemiştin hatta.” O günü hala hatırlıyordu. Alain’i ailesiyle tanıştırmıştı. Babasıyla iyi anlaşmasına rağmen, çoğu arkadaşın da olduğu gibi o da Mia'nın annesine pek ısınamamıştı. Nasıl ısınılabilirdi ki? Buzdan bir duvardı o hep. “İşte aslında o kadının ve hatta babamın gerçek ailem olmadığını öğrendim. Evlatlık olduğum gerçeği bir süre beni kendime getirememişti.” O günleri hatırlamanın verdiği üzüntü yine kendini bulmuş olacaktı ki, mavi gözlerinde bir buğulanma kendini göstermişti. Ama gözlerindeki bu nemlenmenin devamının gelmemesi için bitmek üzere olan içkisine yöneldi. İçindeki son yudumu yemek borusundan gönderirken, kafasını kaldırdı. “Bence daha fazla devam etmeden önce bir içki daha alabilirim.” dedi boğuk bir sesle. Üstünden bir yıl geçmesine rağmen bu hassaslık niyeydi, kendi bile anlamıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
Alain Paul Dixie

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Alain Paul Dixie



Mücadele Tarafı : Fıratizm ~
Rp Sevgilisi : Mia ^^.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyPtsi Mayıs 24, 2010 7:38 pm

Kendi suratındaki şaşkınlık ile kızın suratındaki şaşkınlık arasında fark yoktu. Yıllar sonra böylesi bir karşılaşmayı kim yaşayabilirdi ki? Alain, yaşamının ona sunduğu çokça şakalardan biri olduğuna karar vermişti bu karşılaşma hakkında. Nasıl Alain gözlerini Mia’dan alamıyorsa, karşı taraf içinde aynı şey söz konusuydu. Mia, tüm güzelliği ile barın diğer tarafından ona gülümserken, bir zamanlar bu güzel cadı ile birlikteliğini sürdüremediği için kendini suçladı. Oysaki onu eğlendirmek ve güldürmek için tüm şebeklikleri yapıyordu. Hatırlamak istemediği bir gün Mia, aralarındaki ilişkinin bitmesini istemişti. Hiçbir şey diyememiş, kütüphane de öylece saatlerce oturmuştu. Uzun bir süre de konuşmamışlardı. Tâ ki Alain ile Mia, Ravenclaw sınıf başkanı seçilene kadar… Aslında o zamanlarda da pek konuşmuyorlardı ama konuştukları kısa süreleri uzatmak için elinden gelen her şeyi yaptığını hatırlıyordu. Suratına silik bir gülümseme yerleşti. Geçmiş, beyin kıvrımlarında gezinirken karşısındaki kızın anlattıklarını dinliyordu. Aslında Alain de nereden başlayarak dinlemek istediğine karar veremiyordu. En iyisi seçimi Mia’ya bırakmaktı ve o da öyle yapmıştı. Suratındaki silinmiş gülümsemeyi belirgin hâle getirip kızın fark etmesini istediği bir şeyi söyledi. “Ben de nereden başlayarak dinlemek istediğimi bilmiyorum. Aslına bakarsan daha sabaha yedi saat var ve sizi dinliyorum Bayan Roseen.” Belki de en sevimli tavrını suratına işlemişti. Kendine bir ateş viskisi koyarken Mia, Alain’i güldüren sözlerini söylemekten geri durmamıştı. Kendine bir sandalye çektikten sonra viskiden bir yudum aldı. Canlandığını hissediyordu.

“Hogwarts’tan yüksek notlarla mezun olmana şaşmamalı. Hogwarts’tayken ne kadar çalışkan olduğunu görmemek körlük olurdu herhalde. Profesörlerin gözde öğrencisi Karyn Mia Roseen.” Eliyle havaya bir tabela açarak sözlerini destekledi. Dünya turundayken Londra’da hayatın devam ettiğini o sırada fark etti. Merak ettiği birkaç kişi arasından biriydi Mia. Hiçbir zaman onu üzmeyeceğine yemin etmişti ikizine. Acaba, Hogwarts’tan kaçtıklarında karşısındaki kız meraklanmış ya da üzülmüş müydü? Bu soruyu daha sonra sormak adına kafasından sildi. Kızın anlattıklarını dinlerken bir yandan da içki hazırlayıp başka müşterilere sunuyordu. Carl’a izin vermenin yanlış olduğunu anladığında ise iş işten geçmişti. İlgilenmek istediği tek müşteri Mia idi. *Sanırım biraz yardım almam gerekecek.* diye düşündü. Ancak karşısındaki kız konuşurken onun konuşmasını bölmek istemedi. Büyük bir kabalık olacağını annesi ona öğretmişti. “Ah, evet. Annen çok soğuk bir kadındı. O kadar soğuktu ki onunla konuşmaya bile çekiniyordum.” Mia’nın annesi ne kadar soğuk ise babası o kadar sıcakkanlıydı. Bu yüzden Mia’nın babasına çektiğini düşünürdü her zaman. Kız konuşmasına devam ettikçe şaşkınlıkla yukarıya kalkan kaşlarına söz geçirememişti. Mia, evlatlık mıydı yani? Ne yapacağını şaşırmıştı. Mia’nın gözleri buğulanmış, biraz da kızarmıştı. Ağlama belirtileri gösteriyordu ama Alain kadar kötü bir teselli edici de bulamazdı. İçinden ağlamamasını umarak kıza sevecen bir tavırla baktı. O anda barda sadece ikisinin olduğunu düşünüyordu. Birden içine barın diğer tarafına geçip Mia’yı kucaklama isteği doğdu; ancak Mia’nın sözleriyle gerçek hayata geri döndü. Bir anlık şaşkınlıktan sonra başını iki yana hafifçe sallayarak düşüncelerinden sıyrıldı. “Tabii.” Kızın bardağını alıp yerine dolu olarak yenisini koyunca konuşmaya başladı. “Bunları konuşmak seni etkiliyorsa başka şeylerden bahsedebilir Mia. Seni üzmeyi asla istemem, biliyorsun.” Elini alnına vurarak bir süreliğine izin istedi ve Kevin'ın yanına gidip bir süreliğine bardaki diğer müşterilerle ilgilenmesini istedi. Kevin, Alain'e tek kaşını kaldırarak baktığında ricasını kabul etmişti. Alain, minnet duygularını dile getirdikten sonra tekrar barın arkasındaki yerini almıştı. Mia'ya "Dediğim gibi, bunlardan bahsetmek zorunda değilsin Mia." demişti içten bir ses tonuyla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/alain-pa
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptySalı Mayıs 25, 2010 6:25 pm

Önündeki boşalan bardak tekrar doldurulurken Alain tarafından, Mia da bakışlarını yere sabitlemişti. Karşısındaki çocuğun ağlayan birini gördüğünde elinin ayağına dolaştığını bildiği için ağlamayacaktı. Yıllar sonraki sürpriz sohbetlerini mahvetmeye niyeti yoktu. Gözlerinden akmak üzere olan damlayı, ondan önce davranıp sildi. İçkisi tekrar dolduğunda Alain’den sevgi dolu bir söz gelmişti. Evet, her şeye rağmen Mia’yı üzmek istemeyeceğini iyi biliyordu. Tam cevap vermek için ağzını açmak üzereyken kısa bir süreliğine izin istemişti çocuk. Anlayışlı olmaya çalışarak, “Tabii, bekliyorum.” dedi Mia gülümseyerek. O, bir iki dakikalığına ortadan kaybolduğunda Mia içi dolu bardağına yöneldi. Biraz önce iyice tatsızlaşmaya başlayan konuşmayı hareketlendirmeye karar vermişti an itibariyle. En azından kendine göre bir hareketlenme olacaktı bu. Alain’in okuldan kaçtığından beri neler yaptığını deli gibi merak ediyordu. Gaby’e hiçbir zaman soramadığı, ama Paula’dan az çok öğrendiği kaçış nedeni ona yeterli gelmemişti. En azından Alain gibi hayatında büyükçe yer edinen birinin neler yaptığını daha çok merak ediyordu. Kendi hayat hikayesini bitirdiğinde onla ilgili bir sürü soru sormayı kafasında kararlaştırdıktan sonra, nereden kaldığını görmek amacıyla onu aradı gözleriyle. Kevin miydi o? Şaşkınlıktan hakim olamadığı kaşları havaya kalkarken, bir anlığına göz göze geldi eski dostuyla. İçtenlikle göz kırpıp, selam verdi arkadaşına. Anladığı üzere Alain’le Kevin bir süreliğine yer değişikliği yapacaklardı. Bu durumdan mutlu olduğunu itiraf etmeliydi kendine.

“Haklısın, tatsız şeylerden bahsetmeyelim. Ama söz konusu benim Hogwarts’dan sonra yaptıklarım olunca anlatacak pek iyi bir şey bulamıyorum.” Dudakları viski dolu bardağında, gözleri ise Alain’in ‘eminim vardır bir şeyler’ bakışındaydı. “Pekala. Resim yapmaya başladım. Ama bu yıllar önce küçük Mia’nın yaptığı amatör resimler gibi değil. Artık bu işi profesyonel olarak yapıyorum. İki yıl oldu nerdeyse, adımı duyuracak kadar iyi değilim henüz ama ilk sergimi geçenlerde açtım. Hem kendimi daha rahat ifade edebiliyorum artık. Biliyorsun, hiçbir zaman duygularımı dile getirmekte başarılı olamadım.” Bir an duraksadı. Alain’e zamanında ‘seni seviyorum’ demek için ne kadar zorlandığını hatırladı. İçinde bin bir türlü şey oluyordu, fakat Mia bunları dışarı vurmakta, dillendirmekte gerçekten çok çaba harcıyordu. Ve hala aynı Mia idi, hayatında değiştirmek istediği milyonlarca şeyi dışarıya vuramıyordu. Kimseye anlatamıyor, bir kitap yazamıyor ya da notalara dökemiyordu. Fırçalar ve boyalar bir araya geldiğinde ise Mia kendisi oluyordu. Bunu keşfettiğinde, dünyalar onun olmuştu ya zaten. O bunları düşünürken, Alain’in de geçmişe ya da düşüncelere daldığını fark etti. Biraz önce Mia’ya dikkatle bakan renkli gözler artık başka şeyler görüyordu. “Hey! Ben buradayım, nerelere gittin öyle?” Sağ elini Alain’in gözleri önünde sağa-sola salladı kendine gelmesi için. Bir an için şaşkınlığı yüzüne yansıyan çocuk o ifadeyi çabucak silerek, yerine içten bir gülüş getirdi. “Dünyada mısın? Az önce Kevin ile konuştum.” Alaylı ifadeyle söylenen sözler Alain’in büyüyen bedeninin içindeki çocuğun hala yaşadığını gösteriyordu. Hala çocuk, hala umursamazdı. “Ah, ne olur ki beni biraz ciddiye alsan? Yıllar geçti, hala aynısın. Hiç değişmemişsin.” Karşılıklı kısa bir gülüşme olmuştu. Sessizliğe bürünen bedenleri hareketlendirmek için tekrar ağzını açtı Mia. “İşte benim yaptıklarım aşağı yukarı böyle. Biraz da siz bahsedin Bay Dixie. İtiraf etmeliyim ki, Hogwarts’tan kaçtığından, kaçtığınızdan beri gerçekten merak ediyorum. Neden kaçtın? Neler yaptın ardından? Ah, tamam biraz fazla oldu sorular.” Utanarak sustu. Bu kadar şeyi merak etmesi gerçekten doğal değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
Alain Paul Dixie

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Alain Paul Dixie



Mücadele Tarafı : Fıratizm ~
Rp Sevgilisi : Mia ^^.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyÇarş. Mayıs 26, 2010 10:38 am

Kendine koyduğu ateş viskisinden bir yudum daha alınca karşısındaki cadı anlatacak iyi bir şeyler bulamadığını söylemişti. Tek kaşını kaldırarak ‘emin misin’ bakışını fırlatmış, ardından Alain’in bakışlarının kazandığını öne süren bir ifade genç cadının çehresine yerleşmişti. Hafifçe gülümseyerek devam ettiği sözlerinde en sonunda istediği işi yapabiliyor olmanın gururu seziliyordu. “İlk sergini açtıysan bence adın çoktan duyulmuştur. Hem sen Hogwarts’tayken bile iyi çizim yapıyordun.” Gülümseyerek söylediği sözlerde sahtelikten eser yoktu. Mia’nın çizimlerini biliyordu. Kendisi düzgün bir şeyler bile çizemezken Mia, karmaşık dediği manzaraları çok kısa süre içinde çiziyordu. Söz konusu duygulara gelince de kâğıda hislerinin tamamını aktarabiliyordu. Ancak Hogwarts’tayken duygularını nadiren çizerdi. Bu da Alain’i deli etmeye yetiyordu. Aklına Mia’nın ilk defa seni seviyorum demesi geldi. Basit ama manevi olarak çok değerli iki sözcüğü dudaklarının arasından çıkarana kadar kaç dersi kaçırdıklarını bilmiyordu. Ders aralarında Kevin gelip bir şeyler yapıp gidiyor, ama onlar sadece birbirlerine bakıyorlardı. Eskiyi hatırlamayı pek sevmezdi, fakat söz konusu güzel anıları olunca dudaklarına silik bir gülümseme yerleşmeyi ihmal etmemişti.

Kendine gelmesi Mia’nın gözlerinin önünde iki yana sallanan eliyle oldu. Önce kısa bir şaşkınlık, ardından da samimi bir gülümseme çehresinde belirmişti. Alaylı bir ses tonu ile
“Dünyada mısın? Az önce Kevin ile konuştum.” demiş ve Mia’nın sözleri üzerine kısa bir kahkaha patlatmıştı. “Ciddiye alsaydım, çoktan büyürdüm. Bunun bana olmasını istemezsin değil mi?” Yavru köpek bakışları attığı kızı kandıramayacağını biliyordu, ama karşısındaki cadının da Alain’in büyümesi gibi bir yanlış düşünceye kapılması şaşırtmıştı. Bardağında kalan son yudumu da büyük bir yudumla içtikten sonra “Hayatın hiç de sıkıcı değilmiş. Hatta benimkinden daha aksiyonlu geçmiş bile denebilir.” dedi eğlenceli bir ses tonuyla. Herkes gibi Mia da Kevin ile Alain’in okuldan neden kaçtığını merak ediyordu. Kızın gözlerindeki merak pırıltıları da bunu destekleyen yöndeydi. Aslında çok kısa ve basit bir açıklaması vardı; okul cezaları. Son zamanlarda yaptıkları şakaları birileri ispiyonlayıp ikisinin de ceza almasını sağlıyordu. Hâlâ kim olduğunu bilmiyorlardı. Biraz da bilmek istemiyorlardı, çünkü bilmek bu saatten sonra bir işe yaramayacaktı. Kendi içkisini tazelerken konuşmasına devam etti. “Hiç de fazla olmadı, merak ettiğini gözlerin söylüyor.” Kısa bir gülümseme molası vermiş ve ardından devam etmişti. “Aslında neden kaçtığımın, daha doğrusu kaçtığımızın çok basit bir sebebi var; verilen ağır cezalar… Son zamanlarda, biliyorsun ki Şarlatanlar olarak pek çok faaliyette bulunmuştuk ve birisi bizi sürekli ispiyonluyordu. Biz de verilen cezalara dayanamadık ve kaçtık.” En kısa anlatımı buydu, işin özü de buradaydı. Sorunun ikinci kısmını yanıtlamak için biraz durdu, viskisinden bir yudum aldı ve devam etti. “Pek bir şey yaptım denemez, senin açıklamanla. Dünya turundaydık diyebilirim. Dikkat çekmesin diye de muggle yöntemlerini kullanıyorduk. Bilirsin, uçmayan arabalar, otobüsler falan… Her tarafını gezdik diyemem, çünkü yarı da bırakmak zorunda kaldık.” Neleri anlatacağına bir türlü karar veremiyordu. Bütününe bakıldığında gerçekten de hiçbir şey yapmamışlardı ama ayrıntılarda bütün bir dünya gizliydi. “Tamam, detaya iniyorum biraz. Öncelikle, yani okuldan kaçtığımızın ilk günlerinde bizim eve gittik.” Alain, Dixie malikânesinden hep bizim ev diye bahsederdi. “Rahat olacağını düşündük. Sonuçta ne annem ne de babam evdeydi. Açıkçası saklanmak ve biraz düşünmek için ideal bir yerdi. Sintié’de ortalıkta fazla görünmüyor, zamanının çoğunu bakanlıkta geçiriyordu. Böylece istediğimiz hayatın ilk kısmını yaşamış oluyorduk.” Sözlerini bitirip viskisinden büyük bir yudum daha aldı. Okuldan kaçtığı günlere geri dönmüştü. Koca malikâne de Kevin ile yapacaklarını planlıyorken suratından silinmeyen rahatlık ifadesi gözlerinin önüne geldi. Hafifçe gülümsedi ve tekrar konuşmaya başladı. “Merak etmen çok normal aslında, çünkü ben kimseye baykuş postası yollamadım. Gaby’ye bile…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/alain-pa
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyÇarş. Mayıs 26, 2010 7:28 pm

“O kadar belli mi?” dedi Alain’in gülümsemesine eşlik ederek. Yüzündeki utangaç ifadeyi silmeye çalışarak çocuğun söylediklerini dinlemeye başladı. Tahmin ettiği kaçış sebebini dikkatle dinlerken yüzünde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu. Şarlatanlar tüm okulun baş belasıydı. Onlar onlarca şaka yapıp eğlenirken, o şakalara maruz kalan kişiler de bir hayli şikayet ediyordu. Mia bile o şakalardan bir iki tanesine denk gelip, payını almıştı. Yıllar önce okulun düzenlediği bir noel balosunda, herkesin büyük salona akın ettiği zamanda süs için asılmış balonlar bir bir patlamıştı. İçlerinden ise hoş bir toz dökülmüştü. Ama görüntüsü kadar hoş değildi o toz. Salondaki ışıklar gitmiş bir anlığına, ardındansa geri geldiğinde herkesin ağzı açık kalmıştı. Salondaki herkes palyaço kıyafeti içine girmişti, Mia dahil. Salonun tavanında parlayan harflerle bir kelime yazıyordu; Şarlatanlar. O gün için bir sürü kişi kızmıştı onlara, aralarından birinin şikayet etme olasılığı gerçekten yüksekti. “Bilmez miyim, yaptıklarınız dayanılmazdı. Siz de tam Şarlatanlar’a uygun bir davranışta bulunmuşsunuz. Peki ya sonra?” diyerek sorusunu tekrarladı sarışın cadı. Alain’in dünya turuna çıkışını anlatırken çıplak omuzlarında bir soğukluk hissetti. Yanında taşıdığı kahverengi ceketini üstüne geçirirken imrenerek baktı sarışın büyücüye. Dünya turuna muggle yöntemleriyle çıkmak gerçekten ilgi çekiciydi. Alain konuşurken aklına binlerce soru geliyor, ama hepsini onun sözünü kesmemek için erteliyordu.

Onun da Mia gibi neyi anlatıp anlatmakta kararsız kaldığını görünce üsteledi.
“E hadi ama, bu kadarcık şey yaşamış olamazsın. Genel olarak anlatmayabilirsin. Aslına bakarsan detaylarda saklı şeyleri daha çok merak ediyorum.” demişti içtenlikte. Mia’ya onay verip, tekrar başlamıştı karşısındaki çocuk. O yaşadıklarını anlatırken gözünde canlandırmaya çalışıyordu. Daha önce defalarca bulunduğu Dixie malikanesinde kimsenin bulunmaması, görünen o ki Alain’ler için bir nimetti. Kuralsız yaşamaktan büyük zevk alan yılların dostları güzel bir mekan seçmişti anlaşılan. “Ardında bıraktıklarınızı düşünmezsek eğer, okuldan kaçmanız güzel olmuş bence. Rahat bir hayat, istediğin şeyler arasındaydı sonuçta.” Mia’nın bu sözlerine gülümseyerek yanıt veren Alain, bir cümle daha aktarmıştı karşısındaki cadıya. İstemsizce devrilen gözlerini Alain’in görmemesi için tekrar ona odakladı. Sarışın büyücünün ağzında Gaby’in ismini duyunca huzursuz olmuştu. Hiçbir zaman onay vermediği bir ilişkiydi bu, ama ikisine de asla duygularını belli etmemişti. Gaby ona gelip her şeyi zorlanarak anlattığında bile normal bir tepki vermeye çalışmıştı. Aslında ilk kez o kadar zorlanmıştı, hissetmediği gibi davranmak çok güçtü onun için. En yakın arkadaşı ile eski sevgilisi. Pek de etik değildi Mia’ya göre. Kendine bile hiçbir zaman itiraf edememişti ama bazen kıskandığı olurdu onları. Birbirlerini mutlu ettiklerini biliyordu, bu yüzden pürüz çıkarmamıştı hiç. Zaten buna hakkı yoktu. O hakkı kütüphanedeki o gün kaybetmişti. Bazen kendini suçlardı, bazen pişman olurdu; ama her şey bitmişti.

“Eh, Gaby bile haber alamadığına göre benim haber alamamam doğalmış.” dedi sesindeki alınganlığı gizlemeye çalışarak. “Bu kadar gizem Hogwarts’ta kalanlara haksızlık değil mi sence de?” Belki de bunu sorabilme hakkını da o kütüphanedeki günde yitirmişti. Yıllar sonra ilk kez bu kadar uzunca konuşabiliyorlardı ve bu ilk konuşmalarında gereksiz şeyler sorup huzur bozmak istemiyordu. Geçmişe dönmek Alain'i huzursuz edecekti. Her şeyin üstüne kalın bir örtü çekilmişken, tekrar yaraları deşmeye ne gerek vardı? Ama her zamanki gibi bitmez tükenmez merakına engel olamıyordu. Gabriella ile mezun olduktan sonra neredeyse hiç görüşememişlerdi. İkisi de hayatlarını yoluna koymak için çabalarken, unutmuşlardı birbirlerini. Bundan dolayı hala karşısındaki büyücü ile herhangi bir şeyler yaşıyorlar mı, bilmiyordu. Ve deli gibi merak ediyordu. Yanlış anlaşılmamayı umarak dudaklarını araladı. “Sahi, Gaby nasıl? İkimizin de uğraşması gereken bir sürü şey olunca görüşemedik. Yıllardır görmüyorum onu. Yani herhalde siz görüşüyorsunuzdur.” Son kelimesi dudaklarından fırladığında onu tutamadığı için bir anlığına pişmanlık duydu. Normal bir soru, sakin ol. Yanlış bir şey demediğine kendini ikna ederken Alain’den gelecek cevabı beklemeye başlamıştı bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
Alain Paul Dixie

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Alain Paul Dixie



Mücadele Tarafı : Fıratizm ~
Rp Sevgilisi : Mia ^^.

Eski Defterler Empty
MesajKonu: Geri: Eski Defterler   Eski Defterler EmptyÇarş. Mayıs 26, 2010 10:44 pm

Gaby’den bahsetmenin yanlış olduğunu biliyordu, en azından Mia’nın yanında… Her ne kadar ilişkilerine ses çıkarmasa bile onaylamadığını hissedebiliyordu. Aslında Alain de büyük bir hata olan ayrılıklarının hemen ardından Gaby ile çıkmış olmasını anlamıyordu. Belki de sadece Mia’yı unutmak için Gaby ile çıkmıştı ama pek de işe yaradığı söylenemezdi. Tamam, Gaby ile mutlulardı ama bu, Alain’in iki arkadaş arasına girdiğini hissetmesine engel değildi. Gerçi hâlâ aynı duyguları hissediyordu ama en azından şimdi Gaby ile ayrılardı ve bu durum biraz daha az suçlu hissettiriyordu. Gaby’den bahsetmemesi gerektiğini düşündü bir an için. Mia’nın devrilen gözlerini yakalamıştı ve hâlâ ikisinin ilişkisini onaylamadığı tavırlarından bile anlaşılıyordu. Görmemiş gibi yaparak ateş viskisinden bir yudum daha aldı. Cadının konuşması üzerine suçluluk duygusuyla dolu bir bakış attı. Kesinlikle yanlış zamanda dökülmüştü sözcükler dudaklarından. Mia, hâlâ onaylamıyordu ve hâlâ ikisinin ilişkisi olduğunu sanıyordu. Bu, açıkça belliydi. Kızın sorusuna karşılık omuzlarına biraz daha suçluluk duygusu binmişti. “Eh, ne desen haklısın. Bu kadar gizem herkese fazla gelirdi, ama sanırım biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı.”

O zamanlar yalnız kalmaya ihtiyacı olduğu kesindi. En azından yanında onu dinleyip mantıklı açıklamalar getiren Kevin olmasa suçluluktan psikolojisini bozabilirdi. Gaby’yi bırakıp gitmek zordu, ancak o zamanlar bile kendine itiraf edemediği bir gerçek olan Mia’dan tamamen kopmak dayanılmazdı. Tamam, o gün kütüphanede Alain’i öylece bırakıp gitmiş olabilirdi ama bu demek değildi ki Alain’in içindeki her şey bitmişti. Gaby ile yakınlaşmalarının ilk günü aklına bomba gibi düşen isimlerin ilki Mia idi. Günlerce kafa patlatmıştı ama en sonunda her şeyi umursamayarak Gaby ile ilişkilerine başlamıştı. Yaptığının bir hata olduğunu hâlâ biliyordu ve arada kendine hâlâ kızıyordu. Sintié bile kızlarla ilişkilerine karışmazken Gaby ile olan ilişkisine sürekli burnunu sokardı ve bu hiçbir şeye yardımcı olmazdı. Düşüncelerinden sıyrılmasına yardımcı olan güzelliğinden bir şey kaybetmemiş cadının sesi olmuştu. Ona bakınca içinde bir şeylerin hâlâ bitmediğini hissediyor ve bu hissi tüm kalbiyle onaylıyordu.

“İyidir herhalde.” Cadının çok şaşırdığını görünce suratına samimi bir gülümseme yerleştirdi. “Biz, Hogwarts’tan kaçtığımdan iki hafta sonra ayrıldık Mia. Biliyorum, çok garip bir durum, yani çok iyi görünüyorduk, ama aramız günden güne açılıyordu. Öyle sanıyorum ki kaçışım, bu süreci hızlandırdı.” Üstelik ayrılıkları sadece bir baykuş postasında yazılıydı. O posta da Kevin’a Paula tarafından gönderilen bir mektuba ilave olarak gönderilmişti. Gaby’yi suçlamıyordu. Sonuçta Kevin ile Paula mektuplaşırken Alain’in hiçbir şekilde haber vermemesi kızı zor bir duruma sürüklemiş olmalıydı. Hogwarts’tan kaçacaklarını bile Gaby’ye kaçmadan iki gün önce söylemişti ki bu her şeyi berbat etmişti. “Belki de hiç başlamamalıydık.” Suratını ekşiterek söylediği sözlerde daha önce olmadığı kadar içtendi. “Yani, senle henüz ayrılmıştık ve bu, seni de onu da zor bir duruma sürüklemiş olmalı.” Pişmanlık gözlerinden okunuyordu, ancak geçmişe etki edecek bir şey yapamazdı. Olan olmuştu ve olayları başa sarıp tekrar yaşama gibi bir şansı da yoktu. “Birçok hata yaptım ve sanırım en büyüğü Gabriella oldu.” Hiçbir zaman kendini affetmeyecekti. Bunu biliyordu. İki iyi arkadaşın arasına girdiğini bildiği gibi… Birçok kere kendini Mia’nın yerine koyup olayları değerlendirmişti. Sonuç hep aynıydı; Alain pisliğin tekiydi. “Şey… Sanırım özür dilemem gerekiyor. Yani, ikinizin arasına girdiğimi düşünüyorum ve yaptığım ahmak kafalılıktan başka bir şey değildi.” Elini, barın üzerinde duran Mia’nın eline koyup yavru köpek bakışlarıyla karşısındaki cadıya baktı. “Özür dilerim, her şey için.” Ses tonunda hissedilen pişmanlık neredeyse somuttu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/alain-pa
 

Eski Defterler

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-