AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Her Sonda Bir Başlangıç

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyC.tesi Ocak 31, 2009 3:33 am




Sabahtan beri ayakta olmanın verdiği yorgunlukla sırtını soğuk duvara dayadı. Neydi bu koşturmanın gereklilikleri, anlamsızlıktan başka? Kafasını geriye doğru bıraktı ve tavana işlenmiş ufak biçimleri gözlemledi şuursuzca. Düşüneceği ne kalmıştı ailesinden başka? Kendini bitik, yoksun, güçsüz hissediyordu. Kapadı yavaşça gözlerini tekrar açmamak ne çok isterdi. Bazıları için zafer, bazıları için üzüntü mü olurdu yokluğu? Bilmek isterdi. Derek’ten haber almasına rağmen isteğini yerine getirmemişti. Bir anda kuzeni için yerine getirmediği sorumluluğu düşündü. Aklında geçen birçok soruya bu gece mi cevap verecekti? ‘Başka soru yok!’ Hızla açtığı göz kapaklarıyla anlamsız bir biçimde bakışlarını duvara yöneltti. Tabloların çoğu uykuya dalmıştı ve birkaçının ise hala onu gözlemlediğinden emindi. Aldırış etmeden vücudunu doğrulttu ve sessiz koridorda büyük salonun girişinin olduğu kısma doğru yürümeye başladı. Her ilerleyişle garipleşen ses dalgasını belli belirsiz duyar gibiydi. Hafif bir çığlık Eileen’ı hızlanmaya zorlamıştı. Çığlığın nedenini öğrenme arzusu vücudundaki tüm adrenalini harekete geçirmiş; eli cüppesindeki asasına gitmişti. Koridoru dönüp Büyük salonun gölgesinde kalan ufak hole çıkarken karşısına çıkan ikili onu şaşırtmıştı. Kadın kırmızı gözlerle Eileen’a etkileyici bir bakış attı. Taze cildi loş ışıkta dahi göz alıcı gibiydi. Bu kadının okula ilk geldiği zamanda şimdi de yeteneklerinden ziyade güzelliğini ve çekiciliğini kullanarak geldiğini düşünüyordu bu konuma. Bu düşünceyi geriye iterek sorgu dolu bakışlarla kadına baktı. Asasını hafifçe indirmiş, cebine sokmuştu.

“ Bayan Aufaniae, gece kontrolüne çıkacağınızı bilmiyordum.”

Bakışları kadından solgun yüzlü kıza hafifçe kaydı. Müdür Aufaniae’in sıkıca tuttuğu kolu normalden biraz havada kalmasından dolayı yamuk vücudu acıyla kıvranır gibiydi. Yüzünü buruşturmuştu ve gözleri korku doluydu. Yerinde olmayan, ters giden bir şeyler vardı. Eileen yorgunluğun bir etkisi olduğunu umuyordu. Şuan için tek aklına gelen Lorraine’in gecenin bir vaktinde müdüre yakalanmış olmasıydı. Ve cezası sert bir tepkiydi. Narin bir kadın olan ve öğrencilere hep yakın davranan biri için farklı bir davranış sergiliyordu. Tekrar ağzını açtığı sırada kadın arkasına sakladığı kolunu hızlıca görünür kıldı ve haykırdı.

“Stupfy!”

İşte o an her şeyi kavramıştı. Kilitlenen vücudu ile neye uğradığını şaşırmış; hiçbir yerini oynatamıyordu. Kendine lanet okumanın anlamı yoktu bir anlık güven ve kontrolsüzlük onu bu yola sevk etmişti. Buxenus kendinde değil gibiydi. Kin dolu gözleri ile Eileen’a doğru yaklaştı, yanındaki Mae’yi sürükleyerek. Eileen oynatamadığı ağzıyla bir şey demeye çalışsa da konuşmayı beceremedi. Lanetin etkisinde olduğunu anlamak için Buxenus’a yakından bakmaya gerek yoktu şimdi; ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Asasına ulaşamayacak durumda eğik kalmıştı kolları. Buxenus sert sesini Mae’ye yöneltti.

“ Yürü!”

Her şey gözlerinin önünde gidiyordu, tüm hayatıydı sanki giden. Çaresizlik miydi, bu duyguyu hissettiren bilmiyordu. Tek tesellisi ona yaptığı büyünün şiddetiydi. Çözüleceği zamanı beklemek elbette zordu ve o çözüldüğü vakit iş işten çoktan geçmiş olacaktı ve Müdire Buxenus Shonéy Aufaniae ve Lorraine Mae McDown ortada kaybolmuş; kim bilir nerede olacaklardı. Onların arasındaki bağlantı da neyin nesiydi? Neden Mae’yi götürmek için seçmişti? Hızlı hızlı çalışan beyni hiçbir soruya cevap bulamamıştı. Ayak sesleri duyuyordu şimdi; gelen kişi onu bu durumdan kurtarabilir ve Müdireyi durdurabilirdi belki de! Tanıdık ses ile yinede irkilmişti.

“ Eileen, ne oldu? Finite Incantatem!”

Uyuşmuş bedeni yere savrulduğu sırada Eragon onu yakalamış ve yavaşça yere bırakmıştı. Asası hala elinde olan Eragon’un sorgu dolu bakışları Eileen’ın çaresizliğini dile getirir gibiydi. Hala uyuşuk bedeni hareket etmekte zorlansa da konuşmaya çalıştı; gözlerini anlatmak istediği endişeyi tarif etmek için kocaman açarak.

“ Ormana doğru gitmiş olmalılar!”

Dudakları arasından çıkan kelimeler o kadar sığdı ki, Eragon’un duymuş olmasını istiyordu. Eragon soru sorarak zaman kaybedilmemesi gerektiğini çabuk kavramıştı. Anladığını ifade eden bir şekilde başını sallamış ve onun farkında olmadığı ya da duyamadığı bir şeyler fısıldayıp yanında koşarcasına ayrılmıştı. Tek düşüncesi bu durumun iyi sonuçlanmasıydı. Lélia’dan sonra başka kötü bir olay istemiyordu. Eragon’un yeteneğine de son derece güveniyordu. En azından onun gibi çaresiz kalmayacağında emindi. ‘Kendini suçlamaktan vazgeç!’ Olan olmuştu nede olsa! Dikkatsizliğinin bedelini ödemesi gerekiyorsa ödeyecekti işte. Yavaşça yerden doğruldu ve ayaklarını sürüyerek avluya doğru çıktı. Gözlerini etrafta dolaştırdı ve yasak ormana gelince orada sabitledi. En kısa çıkış yolu orasıydı. Oraya gitmek için bir adım attı ama diğerleri için kendinde güç bulamadı.



Rol Dışı:
Kurgulu Beklenen var...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyÇarş. Şub. 04, 2009 12:15 am

Sıcak kanın bir kısmı, ince dudaklarının arasından ağzına geçmişti. Bir kısmı ise, çenesinin sağ tarafından aşağı inmeye başlamıştı. Birkaç saniye dişlerinin arasında gezinen kan boğazlarını ıslatarak midesine yol almıştı. Tekrar bu tadı almak istercesine adamın üzerine eğildi ve boynundan çıkmaya devam eden kanı tekrar ağzına doldurdu. Yanında duran büyük bıçağı sağ eline alarak adamın boynuna götürdü. Bıçağı hızla çekmesiyle beraber kopan kelleye bir bakış atarak onu duvara bir tablo gibi yasladı. Elindeki bıçağı hızla üzerine götürerek duvarda asılı kalmasını sağladı. Odanın her yeri kan olmuştu, genelde buna alışık olduğundan fazla şaşırma tepkisi vermemişti. Adamın bedenini yerde bıraktı öylece. Ellerinden akmaya devam eden kanların bir kısmı yere damlıyordu, bir kısmını da parmaklarını yalayan adamın ağzına giriyordu. Odadan çıktığında lavaboya yöneldi. Çeşmeyi açarak ellerini ve kan bulaşıklarını yıkamaya başladı. Hep böyle işini kirli yaptığından temizleme gibi bir endişeye düşmüyordu. Muggle’lar arasındaki manyakların olduğunu herkes biliyordu. Bunun bir büyücü işi olacağı kimin aklına gelebilirdi ki? Cüppesinin cebinde duran asa, şimdi adamın parmaklarının arasında gezinmeye başlamıştı. Derin bir nefes aldı ve biraz önce yaptığı şeyin verdiği rahatlıkla gözlerini kapattı. Evin zemini ayaklarının arasından kaymaya başlamıştı. İlk önce boşluk sonra ise, sert bir zemine değmişti. Yasak ormanın yakınlarındaydı. İlerlemeye başlamıştı. Ağzına gelen demir tadını dudaklarını yalayarak giderebiliyordu.

Ön kapıdan girmenin sağlıklı olmayacağından emindi. Bakışlarını gizli geçite çevirdi. Çocukluğundan beri o bölmenin ormanın içinde olduğunu biliyordu; fakat uzun zamandır kullanmamıştı. Şimdi kullanacağından emin olamıyordu. Ormanın üzerine çökmüş soğuk, iliklerine doğru yavaş yavaş kaymaya başlamıştı. Düşüncelerini eline geçirmeye çalışıyordu. Anlaşılan başarılı da olmuştu. Yine onu düşünüyordu, kalbinin bir kıyısına sıkıştırmıştı onu. Çilek dudaklarını, yumuşak tenini özlemişti. Kokusunu, sarılmayı arzuluyordu, her gece. Elleri, tatlı saçlarının arasından gezinirken ne kadarda keyif alıyordu. İşte yine başlamıştı onu istemeye.. Bakışlarını, düşüncelerinden kurtulmak amacıyla hızla geçitten geçti. Asasından çıkan ışık, karanlık yolda önünü görmesine yardım etmiş, kafasının içinde oluşan boşluğu yok etmişti. Adımlarını sıklaştırarak çıkışa ulaştı. Portreyi yavaşça arkasından açarak kendisini uzun koridora attı. Asasını tekrar cüppesinin cebine attığında derin bir nefes alıyor. Bakışları saatine iliştiğinde fazla geç olduğunu fark etti. Belki bu saate yatağında olmayan yaramazlardan bir kaçını bulup onlarla eğlenebilirdi. Bu düşüncesi dudaklarının sağ tarafa kayıp, sinsi bir gülümseme ortaya çıkarttı.

Bir ses duymuştu.. Aslında bir den çok ses.. Koridorda yankılanıyor, neredeyse bütün okulu kaplayacaktı. Adımlarını hızlandırmayı bırakıp; koşmaya başlamıştı. Asasını çıkartıp eline almıştı. Neler oluyordu böyle? Nerede olduklarını anlayamıyordu. Tekrar gürültülü bir ses duymuştu. Birkaç saniye durup koridorun sonuna çevirdi bakışlarını. Eileen, hareketsiz bir şekilde orada duruyordu. Endişe, bütün vücudunu eline geçirip; duygularını yönetmeye başlamıştı. Gözlerini kısarak tekrar koşmaya başladı. Bu sefer kadının yanına geldiğinde durdu ve asasını ona doğrultarak konuşmaya, ağzında biriken sözcükleri dışarıya atmaya başlamıştı;


“-Eileen, ne oldu? Finite Incantatem!”

Kadın, büyünün vücuduna vurmasıyla beraber yere düşünüyordu; tam o sırada Eragon, kadını hızla tutarak yavaşça yere bıraktı. Sorgularcasına bakışlarını kadının üzerinde gezdirmeye başlamıştı, Neler oluyordu böyle? Neden gecenin bir yarısı gürültüler yükseliyordu okuldan? Ve neden Eileen yerdeydi? Bütün bunların cevabını kadının gözlerinin içerisine bakınca unutup gidiyordu. Çaresizce bakış, bütün duygularını alt üst etmişti. Kadının kocaman açılan gözleri, bütün endişelerini zorlanarak anlatmasına yardımcı olmuştu. *Ormana gittiler ha?* İyi ama kim? Bunları kadına daha sonra sorması gerekiyordu. Şimdi ormana gitmeliydi. Kadına güven veren bakışlarından sonra koşar adımlarla ormana doğru ilerlemeye başladı. Kapıdan dışarıya adımını attığı anda bütün vücudunu tekrar ele geçiren soğuk, yavaş yavaş düşüncelerine kaymaya başlamıştı tekrar. Ormanın girişinden içeriye giren iki gölge görmüştü. Onları az farkla kaçırdığının farkındaydı. Asasını iyice kaldırarak, bir saldırıya karşı her zaman için hazırlıklı olmalıydı. Burun deliklerinden içeriye giren soğuk hava, ormanın içinde de etkisini gösteriyordu. Buz tutmuş birkaç yerin üzerine basarak geçti. İleride koşmaya devam eden iki kişinin kim olduğunu bilmiyordu; önemlide değildi zaten. Eileen’e bunu yapan dost olamazdı. Gözlerini kısarak asasını kaldırmış, tam laneti yapacakken birden ikisinin de yok olduklarını fark etti.

Sinirli bakışlarını, ellerinden kaçırdığı kişilerin üzerinden çekip tekrar şatoya çevirdi. Kadının yanına gidip, olanları ondan öğrenmesi gerekiyordu. Işıksız asasını, yere çevirerek adımlarını okula yöneltti. Arada hızlanıp yavaşlayan, James kendini kötü hissetmeye başlamıştı. Elinden iki kişiyi kaçırmıştı, hem de okuldan birine saldırmışlardı. Neden laneti, onları gördükleri zaman yapmamıştı ki? Şimdi kendine daha fazla kızmaya, bütün sinirini kendisinden çıkarmaya başlayacaktı. En iyisi düşüncelerini dışarıda bırakarak sadece adımlarını hızlandırmaya çalışmalıydı. Şatoya vardığında, tekrar kadının yanına gelerek kendisine gelmeye çalıştığını gördü. Kolundan tutarak onu duvara yasladı. Biraz dinlenmesi gerekiyordu; fakat bu iş bekleyecek türden değil gibiydi. Onların kim olduğunu bilmeliydi. Bakışları, tekrar sorgularcasına kadının üzerinde gezinmeye başlamıştı. Bu sefer, biraz önce düşündüklerini soracaktı. Aklından geçen her soruyu tek tek sözcüklerle ona ifade edip; cevaplarını vermesini bekleyecekti. İnce dudaklarının arasından kayıp dışarıya çıkan, kadına ulaşan sözcükler her zamankinden daha meraklıydı.


‘’-Neler oluyor, Eileen? Onlar kimdi?Neden sana zarar verdiler?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyÇarş. Şub. 04, 2009 11:52 pm

Elini yavaşça bahçeye açılan kapıya dayadı. Orada dikili kalmak bile başlı başına bir ıstırap gibi geliyordu bacaklarına. Büyünün etkisi çoktan gitmişti üzerinden atamadığı bu duruma düşmüş olmasıydı. Nasıl olurdu da temkinli davranmaktan vazgeçerdi. Ona bu zamana kadar güvenmemişti neden onu gördüğünde her şey yolunda olduğuna inanmıştı. Yavaşça dizleri üzerine çöktü ve bir süre sonra kapıya dayanıp; kenara yığıldı kaldı. Aklında ki sorular çoğaldıkça çoğalıyordu karanlıktan James’in gidişini görememişti. Onları yakaladığını umuyordu. Gözlerini yavaşça kapadı ve etraftaki derin sesleri idrak etmeye çalıştı. Rüzgarın neden olduğu dal hışırtılarından başka bir şey duymuyordu. ‘Ne zamandan beri burada öylece kalakaldım.’ Gözlerini aralamak istemiyordu. Farklı bir ses, her adımda hafif toprak uğultusu! Gelen ayak sesi yakınlaşıyordu. ‘Tek kişinin ayak sesi; Bu James olmalı. Ya diğerleri? ’ James’in soluğunu yüzünde hissettiği an bakışlarını ona çevirdi. Kolundan tutan kuvvete karşılık vermekte gecikmedi. Ayağa yavaşça kalmaya çalıştı. Sorgu dolu bakışlar sabırsızlığını ele veriyordu. Ama Eileen kendinde konuşacak ne güç ne de cesaret buluyordu. Gecesi tam bir fiyasko ile sonuçlanmıştı. Duyduğu ses ve arkındaki kelimeler beklediğinden de merak doluydu.

‘’Neler oluyor, Eileen? Onlar kimdi? Neden sana zarar verdiler?’’

“ Hava almaya ihtiyacım var avluya doğru ilerlesek!”

Bakışlarını avluya doğru yöneltti. Bir eline destek veren Eragon’un eli buz kesiyordu ya da onun eli fazlasıyla sıcaktı. Yavaşça ilerdiler; serin hava gensizine doğru okşarcasına girerken Eileen kendini daha iyi hissediyordu. Eragon’un yanında sabırla beklemesi garipti ama Eileen’ı zorlamak istemez gibi bir hali vardı. Arada ona bakışlarını yönelttiğinde hep bakışlarını kendi üzerinde buluyordu. Suskunluğunu ne zaman bozacağına Eileen da emin değildi ki! Eragon’un elini bıraktı; avluda aşağıdaki vadiyi gören pencere tarzı boşluğa sendeleyerek ilerledi. Arkasından gelen soluğu hissedebiliyordu. Onun tekrar soruyu sormasını fırsat vermeden boşluğa otururken suskunluğunu bitirdi.

“ Neler olduğunu inan bilmiyorum James, tek bildiğim Müdirenin Gryffindor öğrencisi olan Lorraine Mae McDown ile okulu terk ettiği!”

Devamı neydi bu olayın Eileen’da bilmiyordu. Bilmek istediğinden de pek emin değildi. Kıza yardım edememesi miydi; yoksa kadının gitmesine engel olamaması mıydı kızdığı bilemiyordu. Bu geceki durumu tahlil etmekte zorlanıyordu. Şimdi ne olacak? Gözlerini yavaşça kapadı ve başını geriye doğru yatırdı. Sözlerini söylerken de bitirirken de Eragon’a bakmamıştı. Bittik bir gün! Huzur bulmak ne kadar çok isterdi ki aklını kemiren birçok şey olmasaydı belki de başarırdı. Birden boşalan müdür koltuğu aklına geldi. Ona laik olmadığını bu gece kanıtlamıştı. Sorumluluk almaktan da hiçbir zaman hoşlanmamıştı. Şimdi de daha fazlasını istemiyordu. O kendi halinde olduğu günleri özlemeye başlamıştı. Yavaşça araladı gözlerini ve etrafı aydınlatan aya öylece gitti bakışları. İçine aydan gelen güçle ve verdiği karar doğrultusunda döndürdü bakışlarını karşısındaki genç adama. Güçlü ve yetenekli, üstelik oldukça yakışıklı çehre! Hafifçe yüzüne yayılan garip gülümseme ile baktı Eragon’a ne diyeceğini merak ediyordu. Onunda gidenleri öğrendiği vakit hülyaya dalmış hali dikkatinden yinede kaçmamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyCuma Şub. 06, 2009 1:04 am

Avluya gitmek istediğini söylediğinde bakışlarındaki merak gitgide artmaya başlamıştı; fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu. Yavaşça ilerlediler. Elleri kadının elleriyle birleştiğinde hissettiği sıcaklık kadının bedenini sarmış gibiydi. Her attığı adımın sonunda bedenini ele geçirmeye devam eden soğuk, ellerinde etkisini göstermeye devam ediyordu. Buz tutmuş parmaklarından yavaş yavaş yukarıya doğru çıkmaya devam eden, soğuk şimdi biraz rahatlamış gibiydi. Düşüncelerini, üşümesinden başka bir yöne çevirdiği zaman hiçbir şey hissetmiyordu. Tek düşündüğü sorduğu soruların cevaplarıydı. Başka bir şey düşünmemeksizin sadece kadına bakıyordu; fakat bakışlarındaki sorgulama değil, zorlamama ifadesiydi.

Sonunda avluya ulaştıklarında Kadın, Eragon’un elini bırakarak; büyük pencereye doğru sendeleyerek yürümeye başladı. Ulaştığında ise pencerenin üzerine oturarak uzunca sessizliği bozdu ve konuşmaya başladı. Okulu terk etmek mi? İyi ama neden bunu yapsınlar ki? Okulun en yüksek mevkisindeyken bunu yapmak.. İyi bir nedeni olmalı. Aslında böyle bir şey olduğu için araştırmaya değer bir konu çıkabilirdi altından. Bir çok düşünce, kafasının içerisinde dolaşmaya devam ederken cümlesini sonlandırdıktan sonra bir daha konuşmayan kadına bakmaya başladı. Büyük bir şok geçiriyor olmalıydı. Bir çok şeyi birden düşünmeye başlamıştı, endişe bedenini ele geçirirken öylece beklemek istemiyordu; fakat yapacağı fazla bir şey yoktu. Sadece; Eileen’ın sakinleşmesini beklemek ve olayı çözmeye başlamaktı.


‘’-‘Terk etti’ de ne demek oluyor şimdi?’’

Kadın’ın sağ tarafına geçerek sol omzunu duvara yasladı. omzundan bedenine süzülmeye başlayan soğuk hava, hemen etkisini göstermiş gibiydi. Normal bir zamanda tepki göstermesi gerekiyordu; fakat oda olayın etkisi olduğu için başka bir şeyle ilgilenmiyordu. Yine kendisine kızıyordu. Neden aptalca bir zevk uğruna okuldan ayrılmıştı ki? Şimdi çok daha önce olanları görebilecek ve hatta kaçanları yakalayabilecekti. Kızgınlık ifadesi ve öfke biranda vücudunu sarmaya başladı. Düşüncelerini etkiliyor, bakış açısını değiştiriyordu. Bunları bir kenara bırakmak istercesine sağ eliyle saçının arka tarafının içinde gezdirmeye başladı. Biraz böyle durduktan sonra bakışları kadına gitmişti; ona gülümsüyordu. Ne var dercesine kadına bakıyordu; fakat bazı şeyleri anlamış gibiydi. Yada yanılıyor muydu?

‘’-Neler oluyor? Neden gülüyorsun, sen?’’

Bakışları kadının üzerinde gezinirken istemsiz olarak yüzünde beliren tebessüme engel olamamıştı. Yüzünde git gide belirginleşmeye başlayan tebessüm, sağ yanağına doğru kaymaya başlamıştı bir an için. Cüppesinin cebindeki asa kendisini belli edip, bedenine batana kadar. Sonra yüzü yine ciddi bir hâl almıştı. Asasını düzelttikten sonra tekrar kadına döndüğünde gülümseye devam ettiğini gördü. Bu sefer oda gülümsedi ve mimiklerini kullanarak neler olduğunu sormuştu tekrar. Kadın sonunda konuşmaya başlamış, sessiz ortamı, büyüsünden uzaklaştırmayı başarmıştı. Bakışları kadınınkilerle birleştiğinde onu dinlemeye hazırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyCuma Şub. 06, 2009 12:26 pm

Terk etti işte demek istedi yüzünde gülümsemeden bir nebze ödün vermeden. Neler olduğunu bilseydi keşke ama bilmiyordu. Önemli olan sadece şuan ki durum gibi geliyordu. Onların peşinden gitmek ya da onların neyin etkisinde olmak önemli değil gibiydi şimdi. Eragon’un yavaşça yanına doğru ilerleyişini göz ucuyla seyretti. Gökyüzünü kaplayan ayın loş ışığı yüzünün kıvrımlarını görmesine engel olsa da parlak gözleri seçmek için ışığa gerek yoktu. Okulda boşalan koltuğa oturmak isteyecek mutlaka birileri vardı ve garip bir şekilde istemediği bu konum onu lehinde sonuçlanmıştı. Şimdi yapması gereken birilerini göreve getirmekti. Ona yakın birini seçmek ise oldukça akılcı olurdu. Onunla tekrar buluşan gözleri ne var der gibi bakıyordu.

“Neler oluyor? Neden gülüyorsun, sen?’’

Soru gecikmemişti ve yüzündeki tebessümü unutmuştu. Kim bilir neler gelmişti aklına tabi gelenleri tahmin etmekte o kadar zor değildi. Soruda ki kelimler aralarındaki yakın arkadaşlığı ifade eder gibiydi. ‘Biraz kinayeli biraz meraklı ve biraz da…’ Ona ne söyleyeceğini tam kestiremiyordu. Kelimeleri seçerken temkinli mi davranmalıydı yoksa ne dediğine önem vermeden konuşsa mıydı bilemedi. Ciddi bir tavır takınmaya çalışarak sakin konuşmaya çalıştı.

“ Hiç belli bir nedeni yok, James.”

Gülümseyişinin nedenini söylemek gereksiz gelmişti. Bakışlarının onun üzerinden alıp bahçeye doğru çevirdi. Birkaç odanın ışığı yanıktı. Bazı profesörlerin hala ayakta olduğu bariz belliydi. Yatakhaneler ise karanlığa gömülmüştü. Ayakta olan birkaç öğrenci olduğuna emindi ama önlem almaya gerek duymuyordu. Zaten kurallar çiğnenmek için yaratılmıştı ve buna uymak öğrencilerin doğasında yoktu. Kendi için olmadığı gibi! Başka şeyleri düşünmeye çalışsa da yine boşalan görev aklına geldi. Çok mu aceleci davranacaktı Eragon’a danışırken ilk önce ikizine söylese daha mı iyi olurdu. Ama olaylara karışan Eragon olmuştu. Onunla konuşmak en iyisiydi. Bakışlarını yavaşça döndürdü ve sinsi, alaycı bir tavırla Eragon’a baktı.

“ James, şey! Bu geceki duruma göre boşalan koltuğa benim oturmak istemediğim kesin! Buna laik olmadığımı gösterdim. Müdür olacak birini biliyor musun?”

Sesi de bakışları kadar alaycı ve sinsi çıkmıştı. Aklındaki isimler dönüp dolaşmaya sorusuyla birlikte başlamıştı ama karar vermek zordu. İçlerinden biride karşısında duran adamdı. Onun bunu başaracağına emindi ve kendine yakın biriydi. Diğer müdireye nazaran aralarında daha fazla konuşma geçmiş biri olurdu en azından. Ama okulda başka bu göreve laik arkadaşları da vardı. Gözlerini kaydırıp kendine yöneltti, elleri hala sıcaklığını koruyordu ama yüzü soğuktan donmuş gibiydi. Değişmeye elverişli bir hal almıştı yavaşça ciddi tavrı yok olup yerini tekrar gülümsemeye bırakmıştı. Aklından Mae çıkıp gitmişti; müdireyi zaten hiçbir zaman umursamamıştı. Tek sorun bunu bakanlığa bildirmek olacaktı. Eragon’u müdür seçerse de bu yükten de kurtulabilirdi. Müdür olarak sorumluluk paylaşılmış olurdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyPtsi Şub. 09, 2009 11:07 pm

Mükemmel bir vücut, çekici bakışlar ve inanılmaz bir fiziğe çarptı gözleri. Tahta bir taburenin üzerinde, bacaklarını öne doğru uzatmış oturan bir kadını fark etti. Beline kadar inen simsiyah dağınık saçları; esmer tenini daha da belli eden ve sanki üzerinden çıkarmıyormuşçasına sık girdiği, önden düğmeli, yakası omzundan kayan, şile bezinden, beyaz mini elbisesiyle aztekleri andıran genç kadın, ay ışığının çarpmasıyla parıldayan kahverengi gözlerini sanki hiç evcilleşmemiş gibi yırtıcı bir edayla bakıyordu. Kafasını hemen kadından alarak ellerinin başının arasına aldı. Bir şey kafasına yükleniyordu, dört bir yandan baskı uygulayarak onu etkisiz hâle getiriyordu. Hızla dizlerinin üzerine düştü. Kafası, hâlâ avuçlarının içinde duruyordu. Kalbine gelen derin acıyla beraber irkildi ve kendisini gerçek hayatta buldu.

Neler olmuştu? Buda neyin nesiydi? Biraz önce gözlerinin önünde canlanan ortamın tekrar gelmesini istercesine gözlerini kapattı birkaç saniye; fakat hiçbir şey olmadı. Neden böyle bir şey görmüştü ki? Şu durumda anlamı neydi? Saçmalamaya başlamıştı çoktan. Soğuk havayı, ciğerlerine doldurarak karışmış bakışlarını gerçek hayattaki kadına çevirdi. Eileen.. Kadının sempatik suratına baktıkça insanın içi gülüyor, kendisini huzurda hissediyordu. En azından kendi hissettikleri böyleydi. Kadının gülümsemeyi kestiğini fark ettiğinde aynı şeyi hızla yapmıştı. Kimsenin yanında ciddi değil dedirtmiyordu kendisine. Çünkü ciddi birisi olduğunu savunuyordu.

Kadın, bakışlarını Eragon’un omzunun üstüne çevirmişti. Okula baktığından adı gibi emindi. Evet, zaten bu onun göreviydi. Artık daha da büyük bir görevi üstlenmek zorunda kalacaktı. Büyük; ama güzel bir görev. Müdürlüğü başından beri istemişti. Eğer böyle bir imkanı olsaydı sonuna kadar değerlendirirdi. Yani hiçbir şeyi yapmaktan çekinmezdi. Fazla mı abartıyordu? Sadece bir rütbe. Ah, kesin öyledir! İçini kemirmeye devam eden düşünceleri fırlatıp atmak, içinden sökmek istiyordu artık. Hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Sadece anın tadını çıkararak gökyüzünde zirveye ulaşmış ayı ve beraberinde gelen sessizliği izlemek istiyordu. Tabiî bu güzel manzara yine bozulmuştu; Eileen, alaycı ve düşüncelerindeki sinsi tavırla konuşmaya başlamıştı.


‘’-Hmm, Müdürlüğün sana laik bir rütbe olduğunu biliyorum; fakat sana kalmış bir şey istemiyorsan erm… Isaac, Jack. Belki; ben.’’

Kadının konuşmasını dinledikten sonra konuşmalarını onaylamaz bir şekilde karşılık vermişti. Müdürlük için biraz düşünmüştü birkaç isim saymıştı; fakat bir şeyi unutmuştu, bu rütbeyi kendiside çok istiyordu. Ama karar Eileen’a kalmış bir şeydi tabiî. En doğru kararı onun vereceğini biliyordu. Bu yüzden hiç çekinmeden onun arkasında duracaktı. Onun seçmezse bozulacaktı tabiî. Kim bozulmaz? Ama onun kararlarına saygı duyup destekleyecekti. Alnından akan bir damla terin düşme sesini kafasının içinde canlandırıyordu şimdi. Bu sıralar hayallere dalıp çıkıyordu. Yada hayalleri yaşıyordu. Bunların hepsinin bir nedeni olmalıydı. Yada bir amacı..

İnce parmaklarını duvara değdirmekten vazgeçerek aşağıya doğru sallanmalarına izin verdi. Ay ışığıyla parlamaya başlayan kahverengi gözleri, kadının hafif rüzgârla dalgalanmasını izliyordu. Yasak Orman’dan okula doğru gelmeye devam eden soğuk hava, bedenini kaplamayı başarmıştı. Hafif bir irkilmeyle derin bir nefes alarak sessizlikte çıkardığı gürültünün ne kadar olduğunu fark etti. Kadının yüz ifadesindeki ince, sinsi ifadeye aynı şekilde karşılık vererek zaman ilerledikçe hafiften etkisini kaybetmesini sağladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptySalı Şub. 10, 2009 12:32 pm

Hayat ne kadar da garipti, her şey istediği gibi giderken bir anda tepetaklak olmuştu. Serzenişte bulunmuyordu kimseye veya hayata ama yoluna konulması gereken işlerin çabucak olmasını diliyordu. Gözlerini alamadığı aya bir kez daha çevirmişti bakışlarını. Aynı ayın altında olduğunu bilmekti sadece onu rahatlatan belki de! Kim bilir ne kadar uzaktı ona! Bilmek ister miydi nerde olduğunu. İstediğini biliyordu ama bunu dile getirmek zordu. Derin bir nefes aldı ve yavaşça ellerini omzuna döşen saçlarına götürdü. Dokunuşuyla her zaman aynı hisse kapılan Eileen saç tellerini sağ omzuna doğru hepsini çekti. Oturduğu yerden yavaşça kalkarak bedenini pencereye doğru dayadı ve aşağıdaki vadiye döndürdü bakışlarını; kollarını göğsünde bağlayarak.

Eragon’un biraz önce kurduğu cümle üzerinde yoğunlaşmaya çalıştı. Fazla nezaket içeriyor gibi gelmişti ya da düşünceleri yanlış yorumlamasına neden olmuştu. İsimler arasında dolaşan aklı karar vermekte zorlanıyordu. Belki de Nymphetia laikti bu göreve. Peki ya Isaac onun artıları nelerdi? Onun yakışıklı yüzü Eileen için her defasında farklı duygular uyandırsa da ve Isaac’la iyi anlaştığını düşünse de ona güveniyor muydu? Jack’i düşünmek istemiyordu. Ondan pek hoşlanmazdı. Bu yüzden onu es geçmeyi yeğledi. Nymphetia’nında yardımını istediği zaman çekinemeden yerine getirdiğini unutmamak gerekirdi. Ama bu kadını kendine ne kadar yakın hissederse hissetsin bir yanı da o kadar uzak olduğunu biliyordu. ‘Eragon hakkında ne düşünüyorum?’

Kollarının bağını çözdü ve pencerenin pervazına ellerini dayadı ve vücudu hafif bir şekilde öne doğru eğildi. Yüzüne çarpan serinlik şiddetini biraz daha arttırdı ve ani rüzgarla omzundaki tüm saçları geriye doğru savurdu. Bu beklenmedik hava değişimi içini ürpertmişti. Yön değiştiren rüzgar saçlarının sol taraftan yüzünü okşamasını sağlamaya başlamıştı. Arada gözlerini kapamasına izin vermiş, çekmek için hareket dahi etmemişti. Başını Eragon’a doğru çevirdi ve yüzünü yalayan saçlarından görebildiği kadar gözlerine bakmaya çalıştı.

“ Sanırım karar vermek zor, James! Seni neden seçmeliyim mesela; anlatsana!”

Son kelimeyi vurgularken sesinin sert çıktığının farkına vardı bir an. Sanki onu azarlıyormuş gibi konuşma yapmıştı. Davranmak istediği bu değildi, aklı başkasına kaymıştı ve bu tepki bir anda çıkmıştı. Öfkesinin nedeni Eragon olmamasına rağmen boyun eğmek zorunda kalan o olmuştu. Ama yinede durumu düzeltmek için konuşmaya devam etmedi. Belki de farkına bile varmamıştı. Ciddi çehresi ve bakışları aynı derece de Eragon’a dönüktü. Eğer zaten Eileen’ı iyi tanımaya başlamışsa derin bir nefes alıp konuşmaya sakin devam ederdi. Eileen sol elini onun sağ omzuna doğru uzattı ve hafifçe bastırdı. Ona güvendiğini bu şekilde göstermek istiyordu. Hafif bir şekilde genç adama yarım ağızla gülümsedi; sanki ondan fazlasını yapamazmış gibi! Elini yavaşça omzundan çekti ve yeniden vadiye doğru yüzünü çevirdi. Bazen kelimeler biter; davranışlar şahlanırdı. Şimdi sıra onlardaydı. Ta ki Eragon’un konuşmaya başlamasına kadar!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eragon James O'Learnot

BannedBanned



Mücadele Tarafı : Δαρκ ψιΔε ~
Rp Sevgilisi : Touch Me Marjoline.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Aslan.

Her Sonda Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Her Sonda Bir Başlangıç   Her Sonda Bir Başlangıç EmptyPerş. Şub. 12, 2009 1:28 am

Kahverengi gözleri, kadının gözleriyle tekrar birleştiği zaman; bakışlarını kaçırmaya çalışıyordu. Rüzgârın serinliği, yüzünü okşamaya devam ederken içine giren ürpertiyle titredi. Gözleriyle aynı rengi almış saçları, rüzgarın estiği yöne doğru yol almaya çalışıyordu. Fazla uzun olmamasından kaynaklanacak ki; o kadar çok savrulma olmuyordu. Kadının saçları ise tam tersine, rüzgârın egemenliği altına girmiş. Onun yöne vermesiyle yüzüne çarpıyordu. Sol elini hafiften kıpırdatarak kendisine doğru çekti. Kafası, kadının gözlerinden dudaklarına kaymaya başlamıştı. Kırmızı dudaklardan dökülen kelimeler, kulaklarının içini doldurmuştu kayıtsızca.

Ona ne söyleyebilirdi ki? Aslında böyle bir şeye girişmemek istedi bir an için; ama buna kalkışmadan derin bir nefes alarak gözlerini kadının üzerinden çekerek pencereden Yasak Orman’a baktı. Her zamanki gibi; sessiz, soğuk ve tehlikeliydi. Aşağı inmiş bir bulut, Ormanın üzerinde büyük bir sis tabakası oluşturmuştu. Rüzgâr, sisi oradan oraya sürüklese de ağaçlara tutunmayı başarmıştı bir kısmı. Devasa ağaçları, iri yarı köklerini ve Ormanın içine saklanmış tehlikeli bir çok yaratığı gizliyordu. Bunları düşünmeden geçirdiği birkaç saati de batırmak istemiyordu. Bakışlarını tekrar kadına çevirerek dudaklarının arasındaki kelimeleri bıraktı.


"Artılarımı sende gayet iyi biliyorsun, Eileen; Ama en önemlisi ikimizde birbirimize yakınız, iyi tanıyoruz ve güveniyoruz. Değil mi?’’

Ne konuşacağını bilmez bir şekilde çıkmıştı ağzından, kelimeler. Düşüncelerini, hissettiklerini mi ifade ediyordu yani onlar? Sanmıyordu, daha çok öyle konuşulması gerektiği için öyle konuşmuştu. Yüzündeki ciddi hatlar, kasılmaya devam ediyordu. Kadının sol eli, sol omzuna doğru gelmişti. Bastırarak ona bir şeyler söylemek istiyordu. Evet, ona güveniyordu. Pekiî, ama bu gerçekten olacak mıydı? Yani müdür. O ve müdür olmak, gerçekten garip geliyordu; fakat alışamayacağı bir durum yoktu. Her şeye hükmeden zekası her şeyin altında kalmasına yardım eden kurnazlığı ile bu işi de başarabilirdi. Hem de en iyi şekilde.

Kendisini fazla kaptırmıştı. Biraz rahatlamak istiyordu. Gözlerini kapatıp, kafasını duvara yaslayarak kadının elini çektiğini fark etti. Hafiften gözlerini araladığında kadının gülümsediğini gördü ve tekrar istemsiz olarak sağ yanağına doğru kaymaya başlayan sinsi sırıtmayı engelleyemedi. Bedenini saran karmaşıklık tutunabilecek bir duygu arıyordu; tabiî onda bulunmayan bir şey olduğu için boş bir arayış içine girmişti. Bunları düşünürken, ince parmaklarını tekrar duvara yaslayarak derin bir nefes aldı ve karşısındaki kadının konuşmasını dinlemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/eragon-j
 

Her Sonda Bir Başlangıç

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-