Cüppe Dükkanı

Gezgin

"Hadi ama Hana. Alışveriş çok zevklidir. Büyüyüp güzel bir genç bayan olduğunda sen de bayılacaksın."

Hana hiç sanmıyordu.

Babası ve onun tuhaflıkları... Yoshiro Iwasaki kızına göre oldukça sevecen ama bir o kadar da garip zevklere sahip bir adamdı. Hana'ya göre bir erkeğin alışverişten hoşlanması çok tuhaftı, babası ise bunun gayet doğal olduğunu savunuyordu. Alışveriş gibi hoş bir şeyi nasıl sevmezdi Hana? Babası başını sallayıp nutuk atmaya başlıyordu. Her zaman böyle olurdu.

Böylece 13 yaşındaki Hana ve babası Yoshiro Cüppe Dükkanı'na girdiler ve Hana'nın sıkıntı dolu saatleri başladı. Hana somurttu, homurdandı ve doğal merakının onu dükkanı her tarafını didik didik incelemeye zorlamamsı için kendiyle boğuştu.

15 dakika sonra -merakına bu kadar süre karşı koyabilmek Hana için bir rekor olmalıydı- babası dükkan sahibiyle fazla parlak renkli bazı cüppelerin yanında durup tartışırken, Hana da tüm mekanı gizli geçitler, okunabilcek kitaplar ve maydanoz olunabilecek insanlar arayarak dolaşıyordu.

Dükkan büyük sayılırdı, en azından Diagon Yolu'ndaki diğer dükkanlara göre. Hana absürd renklere ve desenlere sahip bazı pelerinlerin önünden geçerken saatine bakmayı akıl etti ve geldiklerinden beri 2 saat geçmiş olduğunu farketti. Eğer hesaplamaları doğruysa 1,5 saat daha burada kalmak zorundaydı..

İçinden babasının asla tolere etmeyeceği bir sürü renkli(!) sözcük sıraladı ve asla ama asla giymeyeceği cırtlak pembe bir resmi cübbeyi çekiştiren babasının yanına doğru ilerledi.

"...sevgili Hana'm bu tür renklerden hoşlanmaz ama bence çok şeker ve ona çok yakışır, ne yazık ki ona bu güzelim cübbeyi giydirmek neredeyse imkansız, madam ve- HANA! Neredeydin sen?"

Hana inledi. İşte, sorgulama başlamıştı bile.

"Dükkanı 'keşfediyordum', baba. Çok merak etmiştim de.." Yavru köpek gözleri etkisini kullanmak iyi fikirdi. Hana kendisini ve dehasını tebrik ederek hemen uyguladı.

Şanssızlığına, babası yemedi.

"Pekala küçük hanım, gözlerinle bana garip garip bakmaya son ver, şu cüppeleri bir denemeni istiyorum. Gardırobundaki o uygunsuz kıyafetlerden hiç memnun değilim, düzgün cüppeler ve pelerinler en kısa zamanda onların yerini alacak. Anlaşıldı mı?"

Hana tekrar inledi ve zorla gülümsedi. Sen öyle sanmaya devam et baba...

Böylece Iwasakiler -daha doğrusu Yoshiro- zavallı dükkan sahibinin başını ütülemek üzere görev başına geçti. Kadın neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyordu. Hana da bilmesini istemezdi, kadına acımıştı.

Tam da Hana'nın tahmin ettiği gibi 1,5 saat sonra çıktılar ve Hana kendisini içinden muhteşem hesaplamaları için tebrik ettikten sonra diğer gereksinimlerini almaya gittiler. Daha önceki iki sene gibi, bu sene de "Okula Hazırlık Günü" sorunsuz ve normal geçiyordu.

Sorunsuz, tabi ya. Zavallı dükkan sahibi kendine bir Ağrı Dindirici Büyü daha yaparken hiç de öyle düşünmüyordu.

Gezgin

Melodia, anne babasıyla Baykuş dükkanından, kar beyazı bir baykuşla yeni çıkmışlardı. Sıra Hogwarts için bir cüppe almaya gelmişti. Babası orada zaman geçirmek istemediği için baykuşla beraber işleri bitene kadar Çatlak Kazan'da oturmaya gitti.

Annesiyle birlikte içeri girdiler. Melodia, şok olmuştu. İçerisi şimdiye kadar gördüğü bütün dükkanlardan daha kalabalıktı. Fkata şanslıydı ki annesi, Madam Malkin'le önceden tanışıyordu ve sıra beklemesi gerekmedi. Madam Malkin'in yanına ilerlediler.

"Tıpkı annen ve baban gibi Gryffindor'dasın değil mi canım?" dedi Madam Malkin.
Melodia şaşırmıştı, hızlıca başını salladı.

Madam Malkin ona yandaki tabureye çıkasını söyledi ve ölçülerini aldı. 10 dakika beklediler ve Madam Malkin eninde yepyeni bir Gryffindor cüppesiyle geldi. Melodia armaya baktı, gurur duyuyordu. Annesi:

"Bir de resmi cüppe lütfen."
dedi ve Melodia bunu duyunca hemöen o tarafa yöneldi. Biraz bakındıktan sonra istediğini buldu. Madam Malkin onu yeniden tabureye çıkarrttı ve cüppenin boyunu ayarladı. Kasaya doğru yöneldiler.

"Ne kadar efendim?" dedi Melodia.
"50 galleon canım." dedi.

Melodia parayı çıkardı ve Madam Malkin'in paketlediği cüppeyi alarak annesiyle beraber dükandan çıktı.

Gezgin

"Uyan tatlım!"
"Uyumak istiyorum!"

Annesinkine rakip olan bir ses tonuyla bağırmıştı. Zar zor uyandı Marv, kapanmaya meyilli gözlerini ovuşturup. Bavuldan gözüne ilk ilişen cübbeyi çıkardı. Siyah cübbeyi üzerine geçirdi. Birkaç gündür Çatlak Kazan'da kalıyorlardı. Annesinin elinde tuttuğu tarağı yakalayıp, açık kahverengi saçlarını taramaya başlamıştı. Annesi zeytin yeşili bir cübbe giyinmişti. Sarı uzun düz saçları her zaman ki gibi parlaktı. Zümrüt yeşili gözleriyse, her zamanki gibi ışıl ışıldı. Saçlarınını taramayı bitirmişti. 3. sınıfa geçmiş olmasına rağmen, annesiyle gidecekti yine Londra'ya, her yıl yeni cübbe alırlardı. Marv ise bunu çok sıkıcı bulurdu. Annesi çantasını kapıp çabuk olmasını söylerken, elinde ki tarağı bırakıp, annesinin peşinden hızla yürümeye başladı.

"Anne, ne zaman sensiz Londra'ya gideceğim?"
"Büyüyünce tatlım."
"Öf..Peki ne zaman büyicem?"
"Hiç bir zaman benim için hep aynı kalacaksın..."

Londra'nın meltem bürümüş sokaklarında hızlı adımlarla yürüyorlardı. Bayan Stephard kızının sıcacık elini tutmuştu. Zaten sokakta yürüyen çoğu çocuğun elini tutmuş bir yetişkin vardı. Sihirli Hayvanevi'nin önünden geçerken, hayvanlara göz gezdirdi. Kendi kedisini malikanede bırakmışlardı. Hogwarts'a gitmeden önce oraya gidip alacaklardı. Annesi hergün Londra'ya gelmek istemediğinden malzemeler tamamlanıncaya kadar Çatlak Kazan'da durmaları gerektiğini söylüyordu. Babası öldüğünden beri annesi hep yalnız olduğundan, Marv onun her dediğini onaylıyordu. Abisi Sihir Bakanlığın'da çalıştığından çok meşguldü ama zamanı oldukça onları görmeye geliyordu.

Ara sıra annesini ağlarken görüyordu Marv, ama annesi konuyu sapıtıyordu. Marv düşüncelerinden sıyrılıp Cübbe Dükkanı'nın küçük merdivenlerini çıktı. Annesi dışarda durmayı yeğlemişti. Cebine yeterli Galleon konulmuş Marv, hızla dükkana girdi. Kasvetli bir hava bürümüştü dükkana, her yıl olduğu kadar sesliydi. Kimi zaman bir çocuk çığlık atar. Kimi zamansa dükkan sahibinin homurdanmaları duyulurdu dükkanda... Sessizce ölçü almak için gelmiş bayana bıraktı bedenini. Ölçüleri alan kadının omuzunun üstünden öğrencilere bakıyordu. Çoğusu küçük öğrencilerdi, ama aralarında büyük öğrencilerden kişilerde çıkıyordu.

Marv birkaç arkadaşıyla karşılaştı. Kendi omuzundan baktığına göre annesi, kahverengi saçlı şık bir kadınla sohbete girmişti. İkisi de kahkahalarla gülüyordu. Annesinin Sihir Bakanlığı'ndan bir tanıdığıydı büyük ihtimalle... Zaten her yerde bir tanıdık görürlerdi. Marv bunu çok sıkıcı bulurdu. Kadın ölçülerini bitirip cübbeyi hazırladığında, Marv'a parayı vermesi için gelmesini işaret etti. Cebinde bolca para olan Marv sıkıntıyla kadına yaklaşmıştı.

"Ne kadar bayan?"
"28 galleon yeter küçük hanım."
"İyi günler"
"Size de, Hogwarts'ta başarılar!"

Kadın gülümseyerek Marv'a bakıp göz kırpmıştı. Kadın işe yeni başlamış gibiydi. Daha önce hiç görmemişti. Koşar adımlarla elinde büyük bir poşetle annesinin yanına gitti. Yanında ki zarif bayan iyi günler dileyip giderken; Marv'ın yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu. Kadın giderken, onun arkasından alayla dudak büktü. Bayan Stephard bundan pek menun kalmamıştı, ama Marv ona gizlice göz atınca gülümsediği belli oluyordu. Annesinin eli küçük elini avucuna aldığında kendini tekrar güvende hissetti. Sessizce yürüyerek oradan ayrıldılar...

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Emma Cüppe Dükkanı'na girdiğinde dükkanın diğerlerinden daha değişik olduğunu fark etti.Hemen söze başladı ''Hufflepuff''dedi heyecanla.Üstüne Hufflepuff formasını denettirdiler.Tam olmuştu.Babası gereken galleonu verdi ve çıktı.

Gezgin

Harry cüppe dükkanına girdi.Heyecanlıydı.Harry:
lütfen bir hogwarts cüppesi verir misiniz diye sordu
Harry e cüppeyi verdiler Harryye tam olmuştu cüppeyi aldılar on galeon ödeyip dükkandan çıktılar.

Gezgin

Harry Alen demiş ki:: Harry cüppe dükkanına girdi.Heyecanlıydı.Harry:
lütfen bir grifindor cüppesi verir misiniz? diye sordu.
Harry e cüppeyi verdiler Harryye tam olmuştu cüppeyi aldılar on galeon ödeyip dükkandan çıktılar.

Gezgin

İçeri giren Cyborn hemen koştura koştura cüppelere bakmaya başladı.Her renkten Cüppeler almıştı sonra onları kasaya bırakıp yine bir sürü Cüppe getirdi kasaya.20'ye Cüppe almıştı.O anda babası nefes nefese dükkana girdi ve gördüğünün karşısında şoke oldu satıcıya sordu ne kadar olduğunu o an başka bir Şok daha geçirdi 420 galleon Demişti satıcı hemen parayı ödeyen baba bütün cüppeleri aldı.

Gezgin

Bir cüppe... Hogwarts'ta sahip olmanız gereken şeylerden bir olduğu kesin. Her gün bu cüppelerden giyiliyor sonuçta. İkinci sınıfla üçüncü sınıf arasıında inanılmaz boy atan Loress'in yeni cüppeye ihtiyacı vardı. Ve dükkandan içeri girdi.

"Gryffindor cüppesi. Üçüncü sınıfım"

Satıcı hızlı bir asa hareketiyle ölçüyü getirdi ve boyunun ölçüsünü aldı. Başını salladı ve başka bir asa hareketiyle bir sürü cüppe getirdi. Bakınca bunların aynı olduğu belli oluyordu. Loress gülümseyerek kadına baktı.

"Ne kadar?"

"55 Galleon"

"Buyrun"

Loress parayı öder ödemez hızla dışarı çıktı.

Cüppe Dükkanı

Cüppe Dükkanı

Similar topics

Similar topics