AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Sadece Bir Başlangıç

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kevin Néil

GezginGezgin
Kevin Néil



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık*
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Gümüş Güvercin

Sadece Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Sadece Bir Başlangıç   Sadece Bir Başlangıç EmptyÇarş. Eyl. 30, 2009 4:47 pm

Saat: 17:20
Mekân: The Rocks Mahallesi Civaları
Kişiler: Ed Kelvin Q'loax & Paula Lilith Silimauré.


Güneşin sıcaklığı artık her şeyi yakıyor gibiydi. Siyah arabanın arka camından çıkan iki göz sahildeki insanlara bakıyor, rûhen kendini yerine getiriyordu. Sıcaktan denize atlayan insanlar, kumsala çıplak ayaklarını dokundurmasıyla havaya zıplayan çocuklar, suyun içinden çıktıktan sonra ailelerinin yanına çıkan insanlar. Sankî bütün Londra’daki mugglelar etraftaydı. Yaz mevsiminin gelmesiyle plajlara, sahillere dökülmüş insanlar sadece ferahlamak ve sulanmak istiyorlar gibiydi. Arabada çalışan klima bile güneşin etkisini götüremiyordu. Şimdi arabadan fırlayan o iki göz düşünüyordu. Peki yürüyecek hâli olmayan, durumu iyi olmayan insanlar nerelerde ? Durumu olmayanlar ıssız, yasaklanan artık kimsenin gitmeyeceği, pislik içindeki sahillere gitmekte. Yerinden kalkamayanlarda sadece ter içinde can vermekteydi. Bu düşünceler on yedi yaşındaki bir genç çocuk için fazlasıyla iyi niyetliydi. Oysaki o lüks plajdaki kızların her birini kendine aşık edip, onlarla istemediği kadar vakit geçirebilirdi.

Delikanlının ucu görünmeyen mavi sonsuzluğa bakışları son bulmuştu. Araç bir ara sokaktan içeriye girmiş, sadece hislerinin götürdüğü yere doğru ilerliyordu. Bedeni sarsılan gencin bu kadar lüks yaşantının içinde, böyle kuytu mahallelerde ne işi olduğu belirsiz gibi görünüyordu. Bir anda arabanın kulakları delecek bir biçimde fren sesi duyulmuştu. Arabanın kapısını büyük bir naziklikle açan Kelvin aynı naziklikle kapatmıştı. Kapının kapanmasıyla araba harekete geçmiş, beş, on saniye sonra gözden kaybolmuştu. Gölgeydi. Üstündeki kırmızı tişörtün bedeninin sarması ve vücudunu göstermesi daha iyi bir hâl olacakki altındaki siyah kot tarzı pantolon değişik bir hava katıyordu. Güneş ileride kendini göstersede, ikişer, üçer katlı binaların verdiği gölge her şeyi götürüyordu. Yaşamlarını kazanmaya çalışan dükkân sahipleri bomboş sokağın başlarında, aralarında beraberce oturmuşlar muggle oyunları oynamaya koyulmuşlardı. Kelvin’ın ses yapmayan beyaz spor ayakkabası bir saatin güneş ışığını yansıtmasıyla parlamıştı. Güneş buralardada yavaş yavaş etkisini gösterecek gibiydi. Kelvin’ın gözleri geriye ve hafif yukarı doğru gittiğinde güneş gözünü çarpmıştı. Aynı hızda geriye dönen gözlere Kelvin’ın cebinden çıkan siyah bir güneş gözlüğü geçmişti. Adımlarını şimdi rahat rahat atarken, bugün bu mekânları gezmenin tadını çıkarmaya başlayacaktı.

Her şey sadece onun olsun hissi bütün beynini kavramışken zaman akıp geçiyordu. Birçok şey, kimsenin alamayacağı birçok şey onun olmuştu. Belkide bu mekânlardan alışveriş etmesi tamamıyla buraların yoksul bölgesi olmasındandı, bir parça mutlu etmiş iki güler göz Kelvin için her şeye değsede, okul içerisinde kendini beğenmiş bir yapısı olarak görünürdü. Aslında bu beğenmişlik işi seçmen şapka ve Kelvin’in arasında sadece bir sır olarak kalmıştı. Ellerine artık ağır gelen poşetlerle köşe başına doğru ilerliyordu. Uzun siyah saçların altından alnına değen ter suyu onu biraz sarsmıştı. Ama güneş artık geri çekilmiş, sıcaklık yerini yavaştan yavaştan esen bir yaz rüzgârına bırakmıştı. Siyah araç biranda köşe başında durmuştu. Kelvin’ı bırakan araç orada bekliyordu. Kelvin elindeki poşetleri nazikce taşıyor aynı anda emin adımlarla arabaya doğru yöneliyordu. Tam arabanın önünde durduğunda kapı açılmıştı. Gözlerini yavaşca aralayan küçük bir çocuk bütün poşetleri Kelvin’ın elinden alarak arabanın içine koymuştu. Arka koltukta sanki Kelvin’e yer açarmış gibi gerileyen çocuk Kelvin’in sertimsi sesiyle durmuştu. “ Ben şimdi gelmiyorum. Bir, iki saat ilerideki mahalleleri gezeceğim. Zaten istediğim zaman dönebileceğimi biliyorsun. “ Ses bittiği anda Kelvin’in elleri arabanın kapısına gitmiş, sert kapıyı yavaşca çocuğun üstüne vurur gibi kapatmıştı. Araban yavaşca hareket etmiş, ilerideki aradan dönmüştü.

Çocuk sesleri kesilmiş, sadece ufukta görünen kızıllık ve Kelvin baş başa kalmıştı. Uçsuz, bucaksız bir mavilik önünde seyre başlamıştı. Yüksek, denize sıfır bir yamaçta ayaklarını uzatmış bir şekilde oturuyordu. Zihnindekileri artık bütün bedeniyle ortama yansıtmak istermiş gibi görünüyordu. Zengin mahallelerde, yoksul mahallelerde geride kalmıştı. İpsiz, sapsız bir ortamdı ama manzarasına diyecek bir söz bulunamıyordu. Kimi böyle bir şey için ne kadar para veriyor, ne kadar gününü harcıyordu. Ama o sadece buraya çıkmak için onlarca metre yürümüş ve gelmişti. Sadece tek bir saniyedede buraya gelebilirdi, bunu yapabilecek bir güce sahipti. Ancak o herkesin olduğu bir toplumda herkes gibi davranmayı seviyordu. Belkide kanındaki melezlikten ona mugglelar büyücülerden daha yakın geliyordu. Güneş hâlen geriliyor, kızıllık biraz daha kaybolmaya başlıyordu. Kelvin uzattığı bacaklarından destek alarak kendini bir anda geriye atmıştı. Kafasını yeşilliğin içine koyduğu an ellerini iki yana açmıştı. Üstünde büyük bir mavilik daha göz önüne çıkmıştı. Yeşilliğin içine yatmış delikanlı bugün ne yaptığını bilmiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Paula Lilith Silimauré

Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu LideriUluslararası Büyücüler Konfederasyonu Lideri
Paula Lilith Silimauré



Mücadele Tarafı : Silimauré.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Anka.

Sadece Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Sadece Bir Başlangıç   Sadece Bir Başlangıç EmptyÇarş. Eyl. 30, 2009 10:17 pm

Uzun zaman sonra evde olmak güzeldi. Birlikte yaşadığı insanlar, arkadaşları. Her birinin kalbindeki önemi ayrıydı Paula için. Oldukça zor bir sene olmuştu kendi adına. Bir yığın sorun yaşamışlardı. Pek çok güvensizliği aşmıştı kendinde. Olduğundan daha güçlü görünmek zorunda kalmıştı. Bir bir ödemişti yaptıklarının bedelini ve sonunda daha sağlam dostluklar kurabilmeyi başarmıştı. İçinden söylendiği sırada evdeki yardımcı kadın kendisine seslendi. ‘’ Neredeymiş benim yaramazım? ‘’

Tanıdık bir sesin verdiği yumuşak okşayış hissi yüzünü güldürdü. Oturduğu yerden kalkıp aşağı kata inmek üzere terliklerini geçirdi ayağına. Kadının kokusunu alabiliyordu bir üst kattan. Her zamanki gibi parfümü üzerine boca edişine güldü. Yaklaştığında daha dayanılmaz bir hal alan koku yüzünden yüzünü buruşturdu. ‘’ Nathalie, bu kokuyu böyle üzerine boşaltmak zorunda mısın? Her geçen gün tarçından nefret etmeye başladım sayende. ‘’ Tatlısının üzerinde bir tutam varken iyiydi elbette bu kahverengi tozun kokusu. Ancak bu yaşlı kadının üzerinde her zamankinden daha yoğundu. Bazı kokulara taklmış olan kadının bu süsüne anlam veremese de, cevabını bekledi saygıyla. ‘’ Hadi oradan seni haylaz. Hem bu seferkini çok ucuza aldım. Hatta bir tane de sana aldım. Bu zambaklardan alınmış bir koku tatlım. Seni bunun için yanıma çağırdım. Sen de, benim küçük haylazım, o dışarıdaki kafasız erkeklerin her biri için zehirli ama bir o kadar güzelsin. ‘’

Başarmıştı yine gönlünü almayı. ‘’ Bunu kokuyu kullanmam için söylüyorsun değil mi Nathalie. Ah, seninle ne yapacağım ben. Her geçen gün daha şirin bir kadın oluyorsun. ‘’ Yaşça kendisinden büyük olmasına rağmen adıyla hitap ettiği bu kadın, halası Nymphetia’nın genç kızlığından beri yanında olan yardımcısıydı. Daha çok anne kız ilişkisi içerisinde olan iki kadının yanına taşındığından beri, Nathalie Paula’nın da teyzesi gibiydi. İsteği üzerine ona isminden başka bir sıfatla hitap etmiyordu ve bundan mutluluk duyuyordu. ‘’ Şirinliğim senin yüzünü güldürmek için. Yine odanda neler düşünüyorsun da sesin çıkmıyor? Küçük yaramazım, artık biraz dışarı çık. ‘’ Haklıydı. Uzun süredir dışarı çıkmıyordu Paula. Elinden geldiğince kendisini engelliyor; ancak sonunda hep düşüncelerini Kevin’a odaklamış halde buluyordu. Kendisinden tek bir haber bile alamayışını anlamıyordu. Bir mektup ile bitmişti her şey. Geriye ne zaman döneceği belli olmayan ve Paula’nın sinirlerini kaldırmaktan başka bir şeye yaramayan bir kağıt. ‘’ Herneyse. Tamam, bu seni bu kadar üzüyorsa, biraz gezebilirim. ‘’ ‘’ Aferin, işte böyle küçüğüm. Git biraz hava al. Cildine de iyi gelir. ‘’


Hazırlıklar için yukarı çıkmak üzere gülümseyip merdivenlere yöneldi genç cadı. Hemen ardından da aşağı indi çıktığı birkaç basamağı. Getirdiği parfümü Nathalie’nin elinden aldı ve yanağına koca bir öpücük kondurdu. Ardından ikişer ikişer çıktı merdivenleri odasına dek. Beyaz bir bluz geçirdi üzerine. Yaz rüzgarının etkisiyle serinlemesini sağlayacaktı açık omuzlarına değen hava. Rahat olmasına rağmen bacaklarını saran bir kot ve en sevdiği ayakkabılarını giydiğinde aynada kendisine baktı. Huzurlu olduğunu hissetti. Sakin bir periye benzetmek istedi halini. Ancak fazla megaloman olacağını düşünüp aynanın karşısından ayrıldı. Uçarak indiği merdivenlerin sonuna geldiğinde, yeniden dudaklarını büzerek odasına döndü. Parfümden birkaç kez sıktı üzerine. Zambak, Nathalie’nin söylediği gibi, zehirleyecek kadar etkili ve güzel kokuyordu. Omuz silkerek yeniden aşağı indi, kapıdan çıkarken sadece gittiğini haber verdi. ‘’ Rocks’ın içinde olurum.’’

Gideceği yeri biliyordu. Her zaman manzarasına doyamadığı o yamaca gidecekti. Denizin dalga sesini kulaklarından içeri doldurup, derin nefesler alarak içini açacaktı. Uçsuz bucaksız manzarayı izlerken her zamankinden daha fazla huzur bulacaktı. Gökyüzünün suyla birleştiği ufka bakıp hayallere dalabilecek ve belki de döktüğü birkaç damla gözyaşı ile sıkıntılarından sonsuza dek kurtulacaktı. Adımları varacağı yere yaklaştığında oturmadan önce birkaç minik taş aldı eline. Uzaklara fırlatmak niyetinde iyice gerildi. Atmak için bütün gücünü kullandığında ayağı birden bire kaydı ve yere kapaklandı bileğini burkarak, büyük bir çığlık eşliğinde. Kendi aptallığına gülmeye başladığında, bir yandan da ağladığının farkında değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/paula-lilith-sil
Kevin Néil

GezginGezgin
Kevin Néil



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık*
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Gümüş Güvercin

Sadece Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Sadece Bir Başlangıç   Sadece Bir Başlangıç EmptyPerş. Ekim 01, 2009 3:43 pm

Sessizlik tüm ruhuna işlemiş bir genç yeşilliğin arasında uzanmış bir şekilde dalıp gitmişti. Okul hayatındaki sessizliği ve düşüncesizliği düşünüyordu. Hep kavgacı bir tip sergilesede, onun için sadece içine girebilecek cürette sahip olan kişiler biliyordu. Babasının ölümünden sonra o muggle eniştesinin pis kokusunu çekmesi onu için çok kötüydü. Alışveriş olsun Kelvin, iş olsun Kelvin, her şeye Kelvindı. Ama eniştesinin karışamadığı tek nokta Hogwarts’tı. Rûhen Hogwarts’ı sevmesede, orasını gırgıra dayalı bir şekilde kullansada sadece eniştesinden onu kurtardığı için oraya tapabilirdi. Serinleşmeye başlayan rüzgar ruhuna meydan okurcasına değiyor. Ortamı yavaş yavaş iyileştiriyordu. Gözlerini kapamış bir şekilde başka dünyalara giden Kelvin kulaklarını yerinden oynatacak bir çığlıkla gözlerini açmıştı. Şaşkındı, yakından gelen bir ses basınç ile beraber kulaklarını neredeyse sağır edecekti. Gözlerini her iki yana çevirdiğinde gördüğü sadece toprağın doğaya kattığı en güzel şeylerden birisi olan güzellikti. Böyle olmayacağını düşünerek bacaklarında tutunup doğrulmuştu. Kafasını her iki yana çeviriyor, ama hiçbir şey görünmüyordu. Geriden gelen tiz bir ses kulağına işliyordu. Bir ağlama sesi ya da bir gülme sesimiydi. Suratını ekşiterek ayağa kalkmıştı.

Birkaç metre ilerideki kayanın ardına geçmişti. Kayanın üstünden başını çıkarttığında düzlükte bir kız gülüyor gibi görünüyordu. Kelvin’in zıtlaşmış yüzü iyice değişmişti. Üstüne çeki düzen verirken kayanın yanından geçmişti. Yavaş yavaş yürüyor ve aynı zamanda söyleniyordu. “ Şurada iki dakika kafa dinleyemeyecek miyiz ? “ Yürüyüş gerçekleşiyor kız hâlen gülüp, ağlama seyrinde devam ediyordu. Süreç sanki bitmiş gibiydi, kız ile arasındaki hafif uzaklıktaki mesafeye bakmadan kıza doğru bağırmalar başlamıştı. “ Sen hangi akıla hizmet ederek beni rahatsız ediyorsun. “ Kızın daha cümleleri söylemeden arkasını dönmesi onu kavramsallaştırmıştı. Beğeni ve eda kızın yüzünü Kelvin’in zihninde bir anda canlandırmıştı. İçinden ilk ses deneyimi gerçekleşmişti. “ Pislik. “ Bu ukelâ kızı hatırlamamak mümkün değildi. Gözleri dahada bir kızgın bakan Kelvin bir serinleyişe sanki dur demişti. Gözlerini kızın gözleriyle birleştirdiğinde kızın kafa bulayan sesi ve hâin gülümsemesi ruhuna işlemişti. “ Sen, sen o sun. Sadece ufacık bir kağıt parçası için neredeyse tepeme çıkacak kızsın. Buradada karşıma çıktın değil mi ? Ama orada kurtuldun, Burada kurtulamayacaksın. Bugünden sonra bu ukelâ tiplemendende vazgeçeceksin. “ Sözleri bittiği anda kıza doğru ilerlemiş, hiç çekinmeden ellerini havaya doğru kaldırarak kızın sol yanağına doğru doğrultmuştu. Elleri kızın yanağına değdiğinde arazide yankılanan büyük ses kızında sağa doğru düşmesini sağlamıştı. Büyük bir kahkaha patlatan Kelvin, duraksayarak yerden kalkan kıza bakmıştı. Yüz hatlarını değiştirmiş, sinirli bir şekilde üstüne doğru geliyordu. Kelvin geri geri gitmeye başlamış, biraz daha ilerleyince geriye dönüp koşmaya başlamıştı. Kızın bağırışları kulağında çınlıyor, biraz eğlenceli tarzda kızdan kaçıyordu. Onun kadar hızlı koşuyordu. Şakaklarına soğuk soğuk değmeye başlayan rüzgar, arada bir Kelvin’in arkaya dönüp kıza bakmalarında kızın saçlarını havaya kaldırıyor, ona daha bir değişim saçıyordu. Kelvin iyice işi gırgıra sarmaya başlamış başını hep kıza doğru doğrultarak ilerliyordu. Bir yandanda eli arka cebindeki asasındaydı. Ani bir müdahalede asayı kullanmak zorunda kalması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Kız durmuştu. Kelvin hâla koşuyor kızın neden durduğunu anlamıyordu. Kızın ellerini göğüs hızasında kaldırması ve dur işareti yazması onu şaşırtmıştı. Yine bir oyun diyerek koşarken bir anda boşluğu hissetmişti. Ayakları boşluktaydı, olmayan bir boşluk. Nerede olduğunu bir anda düşüşe geçmesi anlatmıştı. Takla atarak düşerken arka cebindeki asa bir türlü çıkmıyordu. Mesafenin daralması ve kayalara çarpıpı bir o yana bir bu yana sallanması daha düşmeden üstünü kana bulamıştı. Derinliğe doğru düşerken asa cebinden çıkmış ve kısıklayan ses coşmuştu. “ Aresto Momentum. “ Büyü etkisini kısa süreliğin göstermiş ve bir anda yavaşlamış bir şekilde uçsuz bucaksız okyanusa düşen Kelvin’ın son bağırışı ortada yankılanmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Paula Lilith Silimauré

Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu LideriUluslararası Büyücüler Konfederasyonu Lideri
Paula Lilith Silimauré



Mücadele Tarafı : Silimauré.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Anka.

Sadece Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Sadece Bir Başlangıç   Sadece Bir Başlangıç EmptyPaz Ekim 04, 2009 3:40 am

Sandığından fazla canının yanması düşüşünden değildi. Yaşadıklarındandı. Bilerek ve isteyerek gözyaşlarına dönüştürdüğü tepkisi birden bire kesiliverdi duyduğu sesle. Uzaktan gelen sesin sahibini görebilmek için döndüğünde karşılaştığı sürpriz hiç de hoş olmamıştı. Kafasında yankılanan ismi gözlerinden çıkan alevlere yükledi ve sessizce fısıldadı sinirle. ‘’ Kelvin. ‘’ Lanet olası gecesini mahveden bir gereksiz büyücü. Yorumlarını yüzüne de yapmak için yanına gelmesini beklemek istedi önce. Ardından da ayağa kalktı bedeninde duyduğu acıya aldırmadan. Bir anlık göz kırpmasının ardından yanağında karşısındaki büyücünün elini hissetti. Kendisini iterken yeterince sabit duramadığı bileğinin üstünden destek alamadan yere kapaklandı.

Anın hıncıyla kükreyerek olduğu yerden doğruldu. Hala avcunda düştüğünde eline batan taşların sızısını hissederken, bileğindeki acıya aldırmadan koşmaya başladı büyücünün arkasından. Kendisinden daha uzun boylu oluşuyla sağladığı avantajı, çevikliğiyle kapatmaya çalışsa da, zaten yorgun olan bedenini zorlamaktan ileriye gidemiyordu. Bir süre sonra onun kayalara gittiğini görerek yavaşladı. Büyük olasılık düelloya başlayacaklardı. Sürekli arkaya giden elinin açıklaması olarak o ihtimali düşünmüştü. Ancak Paula’ya bakarak ve mütemadiyen dalga geçerek gidişi sırasında hesaba katmadığı bir şey olduğunu fark etti genç cadı. Çocuk doğruca uçuruma ilerliyordu. Bütün yüz hatları birden bire değişerek kendinden geçmiş bir korkuyla ancak ellerini kaldırabildi. Umutsuz şımarıklığından önüne bile bakmayan büyücü için bir şey yapamadan korkudan ve şaşkınlıktan sabit kalan Paula, onun boşluğa düşüşünü dehşetle izledi. Son anda yapabildiği büyüyü duyduğunda ellerini ağzına götürebildi yalnızca. Şaşkınlığının ifadesi yoktu. Yalnızca bacaklarına inen felcin geçtiğini hissedip koşmaya başladı.

Kayaların sonuna vardığında tek düşünebildiği korkuydu. Fazla derin olmayan kıyıda ir ceset gibi hareketsiz duran çocuğa baktı hayretle. Ardından kayaların çıkıntılarına tutunarak inmeye başladı. Fazla dik olmayan yamaçtan aşağı kaydı zaman zaman, ancak toparlandı. Düşmek için en sinir bozucu yerlerden birini seçtiği için kızıyordu ona. Bir yandan da ne olduğunu delice merak ediyordu. Düşe kalka gelebildiği kıyıda suyun içine düşmüş bedene ulaşmak için sırılsıklam oldu. Zar zor kıyıya çekebildiği uzun boylu büyücünün adını söylüyordu sürekli. Bir şey olması halinde ne yapacağını şaşırmıştı.

Yere yüz üstü yatırdı elinden geldiğince. Başını yana çevirdi ve üzerinde yaralanan noktaları tespit etmeye çabaladı. Yüzünde, boynunda ve kollarında kesikler olan büyücüye ilk hatırladığı birkaç büyüyü yaptı. ‘’Ennervate! ‘’ Haykırışının duyulmamasını umuyordu. Yavaşça gözleri aralanan büyücünün başında diz çöktü hızla, yere düşer gibi.
‘’ Sakın hareket etme. Bir yerin kırılmış olabilir. Of! Derdin ne senin aptal şey?! Canın acıyordur umarım Ed Kelvin. Aksi takdirde bu yaptığın saçmalığı unutursun. ‘’ Hafifçe mırıldanmak için doğrulmaya kalkan büyücüyü durdurdu. ‘’ Hareket etme dedim sana. ‘’ Alnından akan kanı hafifçe temizlemek için bluzundan bir parçayı yırttı. Fazlaca kan kaybetmesini engellemek için tuzlu suyla ıslanan kıyafetini kullanmak akıllıca olmasa da, acı, onu kendisine getirebilirdi. Sağlıklı düşünemediğinden bir süre bekledi. Hala doğrulmak isteyen inatçı büyücüye bakıyordu kızgın kızgın ve ne yapacağını düşünerek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/paula-lilith-sil
Kevin Néil

GezginGezgin
Kevin Néil



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık*
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Gümüş Güvercin

Sadece Bir Başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Sadece Bir Başlangıç   Sadece Bir Başlangıç EmptyPaz Ekim 04, 2009 8:44 pm

Bütün ortamda yankılanan o ses alıp götürmüştü. Suyun altında bir, iki dakika kalıp yavaşca kıyıya vuran Kelvin’ın cansız gibi görünen bedeni öylece duruyordu. Kan büyük hırsıyla suya yayılıyor, Kelvin cansız cansız yatıyordu. Söylenerek gelen kızın sesi bütün ortamı sanki büyük bir şefkat ile ısıtıyordu. Kelvin’in hatırlayabildiği sadece kızın büyülü sözcükleriydi. Diğer konuşmaları ruhunu engelliyordu. Kapalı gözler yavaş yavaş açılıyor, onu sudan sürükleyerek çıkaran kızın konuşmaları beynine işliyordu. Hareket etmeye çalışsada kızın hırçın sesi engelliyordu. Acı hissetmeye başlamıştı, sankî içinde bir yangın çıkmıştı. Pis bir acı ruhunu ondan alıyordu. Bir anda şefkat dağıtan kızı ileriye yitmişti bütün gücüyle sadece bir sorumluluk yüzünden onunla ilgileniyordu. Zorda olsa ayağa kalkmış, ileriye doğru savrulan kıza doğru konuşmuştu. “ Senin yüzünden olmadı. Bu yüzden yardım etmene gerek yok, git buradan Lilith. “ Bu konuşma onu yormuştu. Sarsılan bedeninin toparlayarak geriye dönmüş bir şekilde ilerliyordu. Acıyı dişini sankî parçalayacak bir biçimde sıkarak ilerliyordu. Biranda aklına gelen en önemli şey bedenine işlemişti. Asası yoktu. Buralara bir yere düşmüş olması gerekirdi. Kıza doğru döndüğü an gözleri kapanmış, teslim olmuştu. Su gibi akıp giden kan ruhunu işgal etmiş, onu yere kapaklandırmış, sonsuz bir boşluğa daldırmıştı.

Rüya görüyordu, etrafında yüzlerini seçemediği insanlar vardı. Siyah giysili, simsiyah insanlar. Fısıldıyorlardı, sessizlik bozuluyordu. Kelvin’in kulak zarları artık yok oluyordu. Sadece tiz bir ses çok geriden geliyordu. ‘ Kelvin, Kelvin. ‘ Diye inliyordu. Gerilerden gelen ses yakınlaşmaya başlamış, arkasından ses ile beraber o hırçın kız çıkmıştı. Aslında yakınlaştığı bütün kızlardan farklıydı. Bir an için zaman durmuştu. Etrafındaki insanlar ve kız hareket etmiyor, sadece onun bedeni oynuyordu. Düşüncelerinde yoğunlaşan bir ses ile kız hareketlenmişti. Sadece söylediği iki kelime Kelvin’in beynine işlemişti. “ Seni seviyorum. “ Sözün bittiği an her şey kaybolmuş, kuş cıvıltıları ve bir parça hıçkırık kulağında yankılanmıştı. Gözlerini kendini yormadan yavaş açtı. Hâlen kumun üstünde olduğu batan taşlardan belli oluyordu. Kayalıklardan birisinin üstünde oturmuş olan Lilith kendi kendine konuşup, ağlıyordu. Ellerinden yardım alarak kalkmayı denemişti. Ama olmuyordu, acı ruhuna iyice işlemiş, artık onu kabullendiremiyordu. Kız onu fark etmiş oturduğu kayalıktan kalkarak koşup yanına gelmişti. Konuşmaları her şeyin başlangıcıydı.
“ Üzgünüm Kelvin, çok üzgün. Şimdi seni hastaneye götüreceğim. “
“ Bu kadar beklemen hata aptal şey. “
“ Haklısın, haklısın ama ben seni bir anda, yani öyle bayılınca gittin sandım. “
“ Sen korkma, ancak bir, iki dakikaya kadar buradan hastaneye yetişemezsek kan kaybından gideceğim. “
Kelvin haklıydı. Kahverengi toprak rengi siyahımsı bir renge dönüşmüş, beyaz taşların yerini hafif kırmızı taşlar almıştı. Kızın konuşmadan sonra gözleri parlamış Kelvin’ında direnciyle doğrulmuşlardı. Bir suçluluk hissiyle ona böyle bağımlı bakan kızda bir şeyler vardı. Sankî o hırçın kızın içinde bir merhamet belirmiş ona sıcak ellerini açmıştı. Oysaki bu durumda onu burada bırakıp gidebilen kişilerde olabilirdi. Kızın sesi ortamda yankılanmıştı. “ Kolumu tut. “ Zorda olsa kızın koluna sarılan Kelvin kendinden geçmişti. Gözleri biranda karanlığa dönüşmüş, daha sonra yokluğun içerisinde sürüklenmişti. Böyle bir buharlaşmayı şu an kaldırabilecek gücü olmadığını benimseyerek gözlerini tekrar kapatmış ve yere yığılmıştı.
Kafasında her şeyden önce o gördüğü rüya vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Sadece Bir Başlangıç

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-