AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Sırrımı Koru

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Lorenzo d'Arrìgo

BüyücüBüyücü
Lorenzo d'Arrìgo



Mücadele Tarafı : Karanlık.

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyCuma Ağus. 21, 2009 8:03 pm

Katılanlar: Eileen Garcia, Ivana Melor, Lorenzo d'Arrìgo

Güneşli ama bir o kadar da soğuk geçen bir salı sabahının ardından bulutlu ve ara ara yağışlı bir hava hâkim olmuştu tüm İngiltere’ye. Soğuk hava giderek keskinleşmiş, ilikleri donduracak dereceye gelmişti. Burnu ve yanaklarının çoğu kısmı soğuktan kıpkırmızı kesilmişti. Soluduğu havayı çıplak eline veriyordu, biraz olsun ısınmak için. Kendini bıraktığı İngiltere sokaklarında ilerlerken dün Eileen’a yazdığı bir mektupta bu yakınlardaki bir dükkâna gelmesi gerektiği ve Lorenzo’nun ona vereceği haberler yer alıyordu. Ellerini ısıtmak için siyah ceketinin ceplerine soktu. Kafasına siyah, kulaklarının arkasından hepsini kaplayacak kadar geniş bir bere, boynuna siyah ve kırmızı desenlerde bir atkı sarmış, üstüne bir siyah tişört ve ceket, altına da aynı tonlarda bir pantolon giymişti. Borgin & Burkes’dı dükkânın adı. Aylar öncesinden oraya birkaç gitmişliği vardı. O ve onun gibi karanlık yanlıları için iyi bir yerdi. Dükkân yakınlarında birkaç dakika bekledi. Ardından dükkânı dikkatlice dışından süzdükten sonra kapıyı ileriye doğru itti. Açılan kapıyla birlikte iliklerine kadar işlemiş olan soğuğu eriten derece sıcaklık bedenine yayılmıştı. Ellerini cebinden çıkarması gerektiğini anlamıştı. İçerisi adı gibi ilginçti.

“Güzel,” İlerledikçe gördüğü şeylere yorumunu hemen yapıştırıyordu. İksirler ilgisini çekiyordu. İçeride ondan başka bir de sahibi olan güzel bir bayan vardı. Göz ucuyla hemen onu süzmeye başladı. Giydiği elbise onu şimdiki halinden daha fazla sert göstermişti. Elinde bakmaya çalıştı iksiri yerine bıraktığında açılan kapıyla ayak seslerini işiten Lorenzo hemen Eileen’ın geldiğini anladı. Lorenzo biraz daha köşeye doğru ilerledi, arkasından da Eileen. “Gelmene sevindim Eileen. Aradığımız iksirleri ve diğer istediklerimizi de buradan temin edebiliriz. Bu arada şu ilerideki iksiri beğendim. Güçlü bir iksire benziyor. Ama ondan önce büyük bir haber vereceğim,” Kafasındaki bereyi çıkardı. Saçları şimdi özgür kalmıştı. Gözlerini dükkân sahibinden ayırarak Eileen’a çevirdi. “İki gün önce gece yarısı Flavio’yla birlikte Haylaz Şakalar Dükkânı’nı yerle bir ettik. Karanlık işaretimiz her yere yayıldı. Büyük bir olaydı bu. Daha büyükleri de sonra olacak. Haberdar olmanı istiyorum olaylardan. Sen bu konudan haberdar olmuşsundur gerçi. Gazeteler hemen yayımlar.” Anlattıklarından sonra derin bir soluk alan Lorenzo gözlerini tekrardan çaktırmadan satıcı kıza çevirmişti. Şüpheli bir hâli yoktu şimdilik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Delgree Langloise

GezginGezgin
Delgree Langloise



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : Yok, PM.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Puma

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyCuma Ağus. 21, 2009 9:05 pm

1960'ın Arlalığında ,İngiltere'nin o sinir bozucu, ayak uydurmanın mümkün olmadığı hava durumu, yine kendi rotasını çizmiş, her bir canlı varlığı da bu rotanın çizgisinde ezip büzmekteydi. Buna biz cadılar ve büyücüler de dahildik. Londra'nın o bol ışıklı sokakları, zayıf insanlarının zayıf benlikleriyle hesaplayarak kurdukları ilişkileri de, tıpkı havası gibi soğuk ve değişkendi. Ama en nihayetinde, umrumda değildi.
Her nedense, muggle gibi giyinmeyi seviyordum. Dükkanımda sahip olduklarımın aksine; cüzdanları, çağın aracı olan otomobilleri, insanların yaya geçidinden geçerken yeşilin yanmasını beklemelerini etrafta görmekten tuhaf bir haz duyuyordum. Bana kendimi özel hissettiriyordu.
Londra'nın muggle dolu sokaklarında tek başıma, pardesümün altında asa taşımanın verdiği güven duygusuyla gezmeyi, alışkanlık haline getirmiştim. Yaya geçitlerinden geçiyor, tıpkı bir muggle gibi sıradan davranarak sağdaki kaldırımdan yürüyor, sağdaki o sokağa sapıp, çatlak kazandan içeri giriyordum. Arnavut kaldırımlarından yürüyüp, o eşsiz yere geliyordum, artık benim olan yere; Borgin & Burkes'e.

Anahtarı delikte üç kez sola çevirip tokmağı kendime doğru çekerek -muggle yollarıyla- kapıyı ittim ve içeri girdim. Şömineyi yaktım ve pardesümü askıya asıp ilerledim. Bir muggle mağazasından aldığım mavi, bedenimi saran kısa bir elbise giymiştim. Bana, gözlerimle farklı bir uyum yakaldığımı düşündürtmüştü. Derin bir nefes aldım. 'Bu lanet kokuyu seviyorum.' dedim ve ilerledim.
Her gün yaptığım gibi, iksir dolabını açıp hepsini tek tek kontrol etmeye başladım. Dükkanımı büyüyle koruyordum, ama yine de kontrolü elden bırakmamam gerekiyordu. İksirlerin hepsi yerinde duruyordu. Daha sonra tılsım dolabına yöneldim. İçinde türlü türlü kolyelerin, sahipsiz yüzüklerin, biçimsiz taş parçalarının, zincirlerin, anahtarların bulunduğu rafları dikkatle inceledim. Hepsi tamdı. Ufak tezgahın başına geçtim, para çekmecesini kontrol ettim. Dünkü sayımla aynıydı.

Ben günlük kontrollerimi yaparken kapının önünde bir büyücü belirdi. Genç görünüyordu. Heyecanlı ve afallamış bir ifadeyle içeri girdi. Bir yerden gözüm ısırıyordu ama hatırlamaya uğraşmadım. Muhtemelen karanlık taraftaydı ve bu iyi birşeydi. Adam; etrafına, dükkanın derinlerine, bana ve tavana dikkatle baktıktan sonra gözlerini cam kapıdan dışarı dikti ve beklemeye başladı. Beklediği biri olduğunu düşünmeye başladım. Soru sormadım ve günlük kontrollerime devam ettim.

Çok geçmeden, aynı heyecanlı yüz ifadesiyle kapıya doğru yaklaşan bir kadın gördüm. İçerideki adam, onu görünce, kapının önünden bir iki adım geri çekilip, kadının içeri girmesi için yer bıraktı. Kendi aralarında hararetli birşeyler konuşmaya başladılar. Henüz kapıdan içeri girip, dışarının soğuğundan içerinin sıcağına afallamış bir yüzle alışmaya çalışan adam, hararetle bir şeyler anlatmaya başladı. Kulak vermedim, yalnızca göz ucuyla adamı süzdüm. Hoş birine benziyordu. Bir anlığına göz göze geldim, ama rahatsız etmemek ve onları dinlediğimi düşündürtmemek için gözlerimi kaçırdım. Dükkanımda herhangi birşey satın almadan ne kadar süre kalacaklarını merak ediyordum. Eğer benimle herhangi bir işleri yoksa ve benden birşey satın almayacaklarsa, neden burada duruyor ve duymamam için kısık sesle konuştukları bir konuyu benim dükkanımda tartışıyorlardı bilmiyordum.


En son Ivana Melva Melor tarafından C.tesi Ağus. 22, 2009 3:28 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 6 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/imogen-g
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyCuma Ağus. 21, 2009 11:26 pm



Masaya dirseklerini koymuş, oldukça dik oturan kadın önündeki viski bardağının ucunda işaret parmağını gezdiriyordu. Bakışlarını tek bir doğrultuda ileriye doğru çevirmiş yoldan geçenleri takip ediyordu. Son günlerde olan olaylar umurunda bile değildi. İşini arttırmaktan başka ne işine yaramıştı. Ölenlerin olması, dükkanın harabeye çevrilmesi onun sorunu değildi. İçkinin sonuna gelmişti ki beklediği kişinin Knockturn yoluna saptığını gördü. Sarındığı kadarıyla yüz hattı tam seçilmeyen adamın mavi gözleri siyahların arasında bir anlık parlamıştı. Yüzüne yayılan çarpık gülümseme adam görüş açısından çıkana kadar asılı kaldı. Mektupta yazılanlar merak uyandırsa da az çok konunun ne olduğunu sezebiliyordu. Yine de duymak istediğine doğru yol almakta gecikmedi. Önündeki kadehi kibarca parmakları arasına aldı; dudaklarına götürerek kadehi sonuna kadar kaldırdı. İçkinin hızla ve gereğinden fazla yudumu boğazını acıyla yaktı. Saniyeler sonra son bulan acıyla ayağa kalktı ve masanın üzerine bıraktığı Galleon’lara bakmadan Rollifhen isimli bardan ayrıldı. Tek düşündüğü olayların açığa kavuşmasıydı. Ne olduğunu az çok gazetelerden takip etmişti. Düşüncelerini bölen soğuğu engellemek ister gibi siyah cübbesinin yakalarını tutarak iyice önünü kapadı. Cübbeden geçen soğuk üzerindeki kalın giysilere çarpsa da bir süre sonra tenine temas etmeyi başarıyordu. Arada duvarları yalayan rüzgar onun saçlarında hayat bulmak ister gibi kumral saçlarını geriye doğru savuruyordu. Tek tük insanlar arasından geçerken bakışlarını dükkanın kapısına çoktan dikmişti. Hızlı adımları birkaç dakika içinde onu kapıyla buluşturdu. Sol eli ile yavaşça iteklediği kapıyı araladığında dükkanın farklı kokusu burnuna çalındı. Kapıda bir an durdu ve dükkanın sahibesi olduğunu bildiği kadına, ardından eşyalara göz ucuyla baktı. Görüş açısının ortasında kalan adama bu süre zarfında hiç bakmamıştı. Adımını atmasıyla direk Lorenzo’ya doğru ilerledi. Dükkanda yankılanan adımının sesleri adamı harekete geçirdi. Dükkanın daha da köşesine ilerlerken Eileen’ın yakınlaştığını anlamış; konuşmaya başlamıştı. Lorenzo’nun iksirlerle başlayan konuşmasına uyarak yavaşça tezgahtaki iksirlere göz attı. Üzerinde ne olduğunu anlatan etiketleri incelemek fazlasıyla iç karartıcıydı. İksirler için kız kardeşi Reese’yi göndermeyi düşünebilirdi ama Reese ondan biraz daha iyi yürekliydi. Onun bu iksirleri istemesiyle gereğinden fazla soru soracağını düşünmüştü. Reese’nin hayatı şu aralar kendi hayatından daha beter ve karmaşık bir hal almıştı. Hem Eileen’ın işleri ile kafa yoramayacak kadar meşguldü, hem de Eileen kardeşini kendi işine alet edecek kadar aptal. Adamın el hareketleri düşüncelerine ara vermesini sağladı. Çıkmış beresi ile ortaya çıkan saçlarından yayılan hafif koku iksirlerin kokusuna çabucak karıştığında Eileen kendini iksirlerden uzaklaştırmış bakışlarını Lorenzo’ya çevirmişti. İşte ağzından dökülenler duyduklarını doğrulmaya yetmişti. İsimlere olan tepkisi sesini alçalt der gibi elini aşağıya doğru salladı. “ İsim kullanmayı keser misin? Bu konuda fazlasıyla rahat davranabilirsin! Kontrollü davranmalıyız, kimseye güvenimiz yok biliyorsun! Konsey’de işitmemiş olamazsın. Seherbazlar gereğinden fazla tetikte bu aralar, hiçbir dönem olmadıkları kadar. Hem o gece biri ölmüş, bir seherbaz?” Tek kaşını kaldırmış Lorenzo’nun gözlerine bakarken kurduğu düz cümlenin soruca tamlamasını anladığını biliyordu. O veya Flavio Eileen için kimin yaptığı önemli olmasa da bilmeliydi. Başkasına atacağı palavraları şimdiden düşünmeye ihtiyacı vardı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lorenzo d'Arrìgo

BüyücüBüyücü
Lorenzo d'Arrìgo



Mücadele Tarafı : Karanlık.

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 12:55 pm

Beklediği kişi nihayet gelmişti. Birkaç saniyelik kadının içeriye süzmesinden sonra Lorenzo’nun yanına gelmişti. Konuyu iksirlerden açarak birkaç şişeyi de eliyle göstermişti Lorenzo; satıcı kızın şüphelenmesini istemiyordu. Ardından diğer konuyu da hemen ona anlatmaya başlamıştı. Bitirdiğinde Eileen’dan hafif azarlayıcı bir tepki gelmişti. Suç Lorenzo’daydı tabii ki. Dikkatsizce davranmıştı. Ama satıcı kızın duyduğunu sanmıyordu. Seherbazları bir an olsun aklından çıkarmıştı. İçinden ‘Kahretsin!’ diye kendine kızmıştı bir an. Ardından Eileen’a doğru baktı kısa bir süre. “Ah, aklımdan tamamen çıkmış. Benim hatam. Bu kızın onlardan biri olmadığına bahse girebilirim. Ama gene de güven olmaz. Ha, o yaşlı bunak bir seherbaz mıymış?” Bir an olduğu yerde donakaldı. “Ölme zamanı çoktan gelmiş o zaman.” Sinsi gülüşü gene boy göstermişti. Birkaç dakika iksirlere baktıktan sonra aklına giren bir düşünce içi içini yemeye başlamıştı. “Seherbazlar şimdi beni arıyorlardır. Görgü tanığı çok kişi vardı, ama kimse ne benim, ne de Flavio’nun yüzünü görmedi. İsmimi duymaları ya da bedenimi görmeleri bir şey değiştirmez. Değil, değil mi?” Eileen’ın yüzüne doğru baktı. Ardından saatine bir göz attı. Elindeki iksir şişesini aldığı rafa geri koydu. Az sonra arkasında bir ayak sesi işitti. Satıcı kız olduğunu düşünerekten arkasına döndü Lorenzo. “Uhmm… Veritaserum var mı?” Satıcı kıza sorusunu yöneltmişti kararsız bir şekilde. Kız birkaç saniye bekledikten sonra onaylar şekilde başını yukarı-aşağı salladı. Özel bir iksirdi, bu yüzden dükkânın ilersindeki küçük odaya doğru ilerledi. Saklanılan yerdi galiba orası. “Ha, gitti. Gelmişken birkaç iksir alalım. Hem bu iksir bizim işimize çok yarayacak.” dedi sinsi gülüşüyle. Sahibi olmadan içeriyi biraz daha inceleme fırsatı bulan Lorenzo, dağınık olan saçlarına eliyle biçim verdikten sonra girişten itibaren dizili duran iksirlere göz gezdirme şansını yakalamıştı. Eileen’da kendi bulunduğu yerde etrafı inceliyordu. Kadın az sonra eliyle bir şişe ile geldi. Siyah uzun saçlarını savura savura Lorenzo’ya doğru yaklaştı. Şişeyi elinden yavaşça aldı. Kadına bakarak teşekkür etti. Ardından Eileen’ın yanına doğru tekrardan ilerledi. Ona gösterecek ardından da iksiri alacaktı. “İksiri getirdi.” dedi, şişeyi Eileen’a uzattı bakması için. Kadın, dikkatle iksire baktı. Gelmelerinin amacı onlara lazım olacak bir iksir almalarıydı. Şu an o da ellerinde bulunuyordu. Eileen’a bakarak, “Alalım,” dedi, satıcı kızı birkaç saniyelik süzerken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Delgree Langloise

GezginGezgin
Delgree Langloise



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : Yok, PM.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Puma

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 2:10 pm

Iva, hareketlerinden anladığı üzere, dükkanında bulunan bu cadı ve büyücünün karanlık tarafta olduğunu hissediyordu. Bakışlarını onlara çevirmemek için kendiyle mücadele ediyordu. Yavaşça arkalarından dolanıp üst kata çıkmayı planlarken, büyücünün ona yönelerek "Uhmm, Veritaserum var mı?" dediğini duydu ve aynı anda gözlerini adama sabitleyerek başını salladı. Veritaserum, öyle her önüne gelenin istediği türden bir iksir değildi. Büyücüler genelde bunu kendileri yapmayı tercih ederlerdi, çünkü oldukça gizli işlerde kullanılan türden bir iksirdi.

Eşyaların arasında kalan dar alanda ilerleyerek dükkanın arka bölümündeki mahzene ilerledi. Mahzende, daha tehlikeli ve korunması gereken eşylar ve bilimum iksirler bulunuyordu. Mahzeni güçlü büyülerle koruyordu ama tek başınayken bu pek önemli olmuyordu. En kısa zamanda daha güçlü korunmalar ve kalkanlar gerekiyordu. Çünkü içeride bulunan her bir malzeme, büyü dünyası için oldukça değerliydi. Arkasına bakmadan kapının mühürlerini kaldırdı ve yavaşça kapıyı iterek çıkan gıcırtının içeride bıraktığı iki karanlık gölgenin kulaklarına ulaşmasına izin verdi. Kapıyı arkasından kapatıp, tozlu sandıklara, yerde duran eski ve yıpranmış kilime gözünün taklmasına engel olmaya çalışarak, odanın içersinde ilerledi. Birbiri üzerinde duran sandıkların en üstte bulunanının içinde hemen hemen sekiz şişe veritaserum olduğunu hatırlıyordu. Sandıklara doğru yürüdü ve en üstteki küçük olanı alıp arkamı döndü ve yavaş adımlarla kapıya yöneldi.

Kapının kolunu çivilenmiş olduğu yerinden tutup kaldırınca, kapı da olduğu gibi yerden bir iki santim yıkarı kalkıyordu ve bu gıcırtıyı önlemek için yeterliydi. Gürültü çıkarmak istemiyordu; çünkü kötü bir şeyler hissediyordu. Tedbiri elden bırakmamalıydı.
Kapıyı ses çıkarmadan araladıktan sonra, birbirinin üzerine bindirdiği eşyaların, dolapların arasından, içerideki iki tuhf müşterisini izlemeye başladı. Yalnızca konşuyorlardı. Kapıyı, içeri girdiğini belli edercesine ardına kadar açarak, aynı dar alandan onlara yaklaşmaya başladı. Yanlarına geldiğinde konuşmalarını kesip ona döndüler.

"Şansınıza birkaç şişe varmış." dedi ve gülümseyerek ödeme tezgahının arkasına geçti ve kürsüye benzer bu eski tahta tezgahın üzerine elindeki sandığı yerleştirip kapağını kaldırdı. İkisi de hala ona ve iksirlere bakıyorlardı.
"Kaç şişe istiyorsunuz?" Gözlerini adamın gözlerine sabitlemişti. Aklından geçen soruları anlayıp cevap vereceklerini ümit ederek eline bir şişe aldı. Çok geçmeden adam tezgaha yaklaştı ve Iva'nın elinde tuttuğu şişeyi alıp teşekkür edercesine başını salladı ve şişeyi arkasındaki kadına götürdü.


En son Ivana Melva Melor tarafından Ptsi Ağus. 24, 2009 1:22 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/imogen-g
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 3:20 pm



Kollarını göğsü üzerinde huzursuzluğunu gizlemek ister gibi kenetledi. Haber ona ulaştığından beri kendini birkaç yaş daha yaşlı hissediyordu. Bunun dışında başka önemli olaylarda duymuştu. Karışık üç gizemli olay bir gecede patlak vermiş ve tüm bakanlığı harekete geçirmişti. Hele de Esrar Dairesi’nde olanlar Eileen için en önemlisiydi. Diğerlerine nazaran en korunaklı yer orası değil miydi? Gözlerini yumdu ve gazetede okuduğu satır aralarından yakaladığı birkaç kelime gözleri önene dizildi. Kelimeleri yok eden Lorenzo’nun sesi oldu. Adam yaptığı hatanın farkındaydı. Bakışlarını onları izlediğini anladığı sahibenin üzerinden bir anlığına geçirdi. Kadının bakışları gel gitler arasında onlara çevrildiğinde Eileen bunu derinliklerinde hissediyordu. Lorenzo’nun seherbazla ilgili cümlesi tamamlandığında kısık sesle eline yeni aldığı şişeye yorum yapar gibi konuşmaya başladı. “ Adamın adı Gunther, seherbazlar arasında iyi bir yere ve saygıya sahip duyduğuma göre. “ Seherbazın adını duyduğunda Lorenzo’nun alaycı cümlesi Eileen’ı da çarpık gülümsemeye zorladı. Ölümü ne kadar hak ettiğini düşündü. Kendi de öldürülürse arkasından öldüren kişi ne söyleyebilirdi? Bu düşünce onu daha çok eğlendirdi. Şu anda öyle bir niyeti yoktu. Ölmek için biraz uğraşması gerekiyordu. Zira ne karşısındaki adam ne de Flavio kadar tedbirsiz davranıyordu. Ruh hali bir anda değişti ve içindeki huzursuzluğun yerini güven aldı. Lorenzo’nun devam eden panik cümlesi ile bakışlarını şişeden adama çevirdi. Bu sefer şişeleri inceleme rolü değişmişti. Cümlesinin sonunda bakışları birleşmişti. “ Aslına bakarsan Lorenzo, ismini net duyan iki velet var, bu aralar asanı korusan iyi edersin. Son yaptığın büyüleri çoktan silmişsindir. ” Lorenzo’nun evet der gibi başını sallamasının ardından rafa kaldırdığı iksir şişelerini gözleri ile takip etti. Biraz sonra kadının onlara doğru geldiği görüş açısına girmişti. Daha fazla burada kalmak istemediğini düşündüğü an Lorenzo kadından duyduğu gibi bakışlarını ona çevirecek bir iksir istemişti. Veritaserum mu?’ Bir şey diyemedi. Dükkana gelmek amaçları bu iksir olmasına şaşmamalıydı. Bunu mektubunda dile getirmemişti. Kadının gözlerinde daha da dikkat çektiklerine emindi ama nedense Lorenzo gereğinden fazla rahat davranıyordu. İstediği iksir başkalarının gözünde pek de tekin değildi. Kadının iksirler için gittiği tarafa bakmadan ayak seslerini zihninde takip etti. Ses yok olduğunda konuşan Lorenzo’yu umursamadı. Aklını sadece incelediği eşyalara vermek istiyordu. Birkaçına dokunuyor, üzerindeki tılsımları kontrol ediyordu. Tılsımlar onun hayat kaynağıydı ve en ufak bir tılsım onun gözünde büyük bir önem taşırdı. Kadının sesi odada tekrar işitildiğinde hala eşyaları inceliyordu. Neden sonra arkasını dönerek tezgahtaki kadına kaydı bakışları, bir hayli alımlı kadının yüzünde hiç de bu dükkana uygun bir izlenim uyanmamıştı. Lorenzo’nun eline uzattığı şişeyi almak için kadının üzerinden bakışlarını çekti. Rengi tamda Reese’nin yaptıklarına benziyordu. Şişeyi Lorenzo’ya bırakırken mavi gözlerine kısa bir an baktı. “ Kitap dükkanında buluşuruz, kadına dikkat et!” Lorenzo kadına doğru ilerlerken, Eileen kapıyı içeriye çekerek soğuk havanın dükkana dolmasını sağladı. Birkaç dakika içinde kendini Knockturn yolunun bitiminde bulmuştu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lorenzo d'Arrìgo

BüyücüBüyücü
Lorenzo d'Arrìgo



Mücadele Tarafı : Karanlık.

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 5:25 pm

Gözleriyle etrafı süzmeye devam eden Lorenzo bir anda dikkatini Eileen’a ve cümlesine toplamıştı. Adamın adı Gunther’miş… Onun hakkındaki fikrini zaten biliyordu Eileen. O yüzden cümlesine cevap vermedi. Ondan bir sonraki konuşmasına da ancak kafasını sallamakla yetinmişti. Dikkatsizliklerini bir an önce düzene sokmalıydı. Birkaç dakika sonra içeriye, veritaserum bulması için gönderdiği kadının ardından, şimdi sessiz konuşmayı bırakabilirlerdi. İkili çok uzun sürmeden kadının gelmesiyle sessizliğe bürünmüştü. Ama nihayetinde iksirine kavuşmuştu. Elindeki iksire dikkatlice baktı Lorenzo. Kadının tezgâhın arkasına geçip önündeki uzun masaya şişeleri bırakmasıyla Eileen’da bir hareketlenme sezdi. Dükkânı terk etmeden önce, yanından geçerken kulağına doğru fısıldadığı son cümlesine Lorenzo karşılık olarak sessiz kalmayı tercih etmişti. Bir sonraki buluşma yerleri kitapçıydı. Ardından Lorenzo yavaşça satıcı kızın yanına ilerledi. “İki tane yeterli olacaktır.” Gülümser tavrıyla kadına bakmaya başladı. Fark ettiği kadarıyla kadının da gözleri kendisininki gibi maviydi ya da o öyle görmüştü. Kadın söylendiği gibi iki tane şişe çıkartıp tezgâhın üzerine bırakmıştı. Lorenzo şişelere dikkatlice baktı. Hemen ardından şişelerin ücretini ödedi. Gözleri dışarıda yağan yağmura kaymıştı. Az sonra kadının ağzını aramak istercesine lafı geçen günkü olaya getirmeye çalışacaktı. Ondan önce bu güzel bayanın ismini sormak geldi aklına. “Buraya birkaç defa geldim, ama ne yazık ki isminizi öğrenmek kısmet olmadı. Tanışalım.” dedi, yüzüne biraz sinsi, biraz sevecen bir gülümseme takarak. “Luigi…” İsmini söylemiş ve elini genç bayana doğru uzatmıştı. Buraya gelirken soğuktan buz kesen elleri şimdi biraz olsun ısınmıştı. Masmavi gözlerinin önüne gelen saçını da diğer eliyle düzeltirken bayanın elini sıkma ve ismini öğrenme şansını yakalayabilmişti. “Peki Ivana… Son günlerde olan olayları duydun mu? Haylaz Şakalar dükkânını basmışlar.” Ağzını ararcasına birkaç adım ona doğru yaklaşmıştı. Onun tepkisini merak ediyordu. Lorenzo ismini duymuş varsayarak ikinci adını söylemişti. Biraz dikkatli olmalıydı. Onun kim, nasıl biri olduğunu bilmiyordu henüz. Sadece birkaç bilgi öğrenip gidecekti. “Büyük bir olaymış duyduğuma göre. Gazetelerde bile yazıyordu.” Sesini biraz kısarak söylemişti cümleleri. Az önce söylediklerini biraz olsun düşündüğünde konuyu hemen ona getirdiği için şüpheyi kendi üzerine çekmekten korkmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kenneth James Morgan

GezginGezgin
Kenneth James Morgan



Mücadele Tarafı : -
Rp Sevgilisi : Darya Meadow
Patronus : Düğmeli Domuz

Sırrımı Koru Empty
MesajKonu: Geri: Sırrımı Koru   Sırrımı Koru EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 6:47 pm

Öğlenin karartısı üzerine düşmüştü. Flavio o kahverengi saçlarının örttüğü beyninde bir şeyler gizliyordu. Gözleri bir anda inlediğinde tek gördüğü şey ihanetti. Kafasını her iki yana sallayarak bir anda ayağa kalkmıştı. Gözlerini yavaşca kapattı. Gizemli bir dünyaya adım atıyorken ortadan kaybolmuştu. Çatlak Kazan’ın önünde duman bulutları oluşmuş, kudretini büyük bir kahkaha ile ilerletmişti. Bedeni artık karanlığa dönüşmüş, Lord olmanın yükünü kaldırmaya başlamıştı. Onu görerek kaçışan bir muggle topluğuna sinsice bakarak siyahımsı kapıyı büyük bir tekmeyle açmıştı. İçeriye girdiğinde birkaç yaşlı büyücü oturmuş, bir şeyler yapıyorlardı. Küçük bir veletin çıkardığı ses kulağında yankılanmıştı. “ Bu Flavio. “ Flavio hayır. Bu duymak istemediği en son kelimeydi. Küçük velete doğrulan gözler bir anda kararmıştı. Elindeki küçük asa parladığında çocuk bir anda ortadan kaybolmuş yerine küçük bir sinek vızıldamaya başlamıştı. Gözleri dönmüştü. Gerisine hiç bakmadan tam karşısında duvara yönelmişti. Asası bir kez daha sallandığında büyük bir patlama sesi ve dumanlar ortamı ele geçirmişti. Birkaç kişi duvarların altında kalırken Flavio Diagon yoluna doğru adımını atmıştı.

Büyük yolda tehlikeye giremezdi. Beyninden geçen düşünce, sadece görünmemekti. Gözlerini kapadığında karşısındaki kişilerin onu görmediğine emin olabilirdi. Büyük bir hayalbozan büyüsüyle kendini kaybetmişti. Olduğu yerden hareketlenerek yavaş yavaş Knockturn’una geçen caddeye doğru gidiyordu. Önüne bir anda çıkan adama omzuyla hızlıca dokunurken Knockturn’un girişinden geçmişti. Borgin ve Burkes evet tam orada, girişteki mekan. Lorenzo’nun burada olduğundan emindi. Gözlerini tekrara kapatan Flavio bir anda büyünün etkisini geçiştirmiş, görünür hale gelmişti. Ona karşı bakan sert bakışlar kaçıyor. Herkes dağılıyordu. Dükkanın tabelasına baktığında gözleri kendiliğinden parlamıştı. Elindeki asa bir anda ona kenetlenmiş ve dükkanın tahta kapısına haykırmıştı. “ Bombarda Maxima “ Asadan çıkan devasa büyü tahta kapıya çarpmış bir anda kapıyı içeriye doğru göçertmişti. Asasını yere doğru doğrultan Flavio adımlarını içeriye doğru atmıştı.

Borgin ve Burkes uzun zamandır gelmediği mekan iyice değişmişti. Girişte belli olan mekanın içindeki iki büyücü konuşuyorlardı. Birisi Lorenzo ama diğeri kimdi. Hiçbir fikiri yoktu. Onun buraya kadar gelmesi güvenliklerin bu kadar açık olmasını gösteriyordu. Şimdiden Çatlak Kazan’ı geçtiğinin haberini almışlardı. Flavio adımlarını Lorenzo’ya doğru atarken kadına sert bir bakış atmış ve onu ürkütmüştü. “ Burada ne yaptığını sanıyorsun sen. Hem de bütün şüpheler üstündeyken. Ah, hayır senin gibi bir kadın düşkünü aptalla işe girmemeliydim. Eileen nerede ? Onunla buluşacağını sanıyordum. Eğer şu bana karşı aptal aptal bakan kadın o değilse seni öldürürüm Lorenzo. “ Sözlerini bitirdiğinde arkasını dönmüş civara bakıyordu. Hızlı olmaları gerekirdi. Aslında gelecek seherbazları halledebilirlerdi. Ancak burada ne aradıklarının şüphesine katılırlardı. Flavio gözlerini Lorenzo’nun bakışlarına götürdüğünde gürlemişti. “ Biliyorum bu kadın Eileen değil. Hızlı olmalıyız. Sevgilinle vedalaş Lorenzo. “ Gözlerini Lorenzo’dan alırken ayaklarını kapıya doğru götürmüştü. Yavaş ve emin bir şekilde ilerlerken kapının eşiğinde durmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Sırrımı Koru

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-