AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 Empty
MesajKonu: Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2   Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 EmptySalı Ağus. 04, 2009 10:30 pm


Zaman & Mekan Kütüphane ( Yasak bölüm) & Geceyarısına dakikalar var.
Oyuncular Laetitia Prevensie - Caprice Anna Folwer
Konu : Yeni bir affedilmez lanetin buluşuna tanıklık eden iki öğrenci, tehlikeli sularda yüzmeye başlarlar.

.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 Empty
MesajKonu: Geri: Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2   Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 10:23 pm




Kapıyı yavaşça kapattı. Arkasından birinin gelip gelmediğini anlamak için birkaç saniye kapanan kapının ardında sessizliği dinledi. Çık yoktu. Derinde gelen bir hüzünle ellerine baktı, acıyorlardı. Gözlerinde akmaya hazır yaşlara dur, dedi. Şimdi zamanı değildi. Elleri kapanan kapının kulubunu bırakmak istemiyordu. Korku muydu? Şu an bir aşığının kollarında olması gerekirken, burada ne işi vardı! Bu soruların sorulma zamanının çoktan geçmiş olduğunu biliyordu. Mantığı ona kendini ve onu sorgulamasını söylüyordu, diğer yanı ise kabaran öfke ve inancına hizmet ediyor, intikam istiyordu.

Usulca kapıyı bıraktı. Titreyen ellerinin asasına ulaşması birkaç saniyesini aldı. “Lumos” ve işte dört tarafı karanlık duvarlarla çevrilmiş kasvetli odanın içindeydi. Boş kalan sağ eliyle duvarları yokladı. Tutunacak ne çok çıkıntı vardı, sanki birileri buraya yıllardır kullanmaktan aşınmış, her dokunuş bir iz bırakmıştı. Kapıdan uzaklaşıp sırtını duvara dayadığında asası öne doğru eğilmiş, hafif bir pırıltı eşliğinde ortalığı aydınlatıyordu. Usulca karşıya baktı. Odanın tam ortasında demirden kepenkler vardı. En önemlisi de kepenklerin yere değdiği düz alanda kocaman bir kilit duruyordu. Kilidi kırıp kıramayacağını düşündü. Ya alarm verirse! Kötü düşüncelerini bir yana bırakmak için, içindeki intikam ateşinden bir parça ödünç aldı. İleride bu kararlılığa ve cesarete çok fazla cesareti olacaktı.

Beklemeye başladı. Gelecekti, geçen yıl araştırmalarına kaldığı yerden devam edeceklerdi. Belki sınıf başkanı bu dönem seçilmemişti, lakin kendince edindiği ayrıcalıkları sonuna kadar kullanacaktı. İyi ya da kötü, bu iş bu yıl bitecekti.

Oda hala kasvetli gözüküyordu, asasından çıkan yumuşak tonlar gölgelerin daha da uzamasını sağlamış, sessizliğin güçlü etkisini yüreğinin derinliklerinde duymaya başlamıştı. Sırtına değen duvar soğuktu. Gözlerini kapamış kendine bir çıkış yolu ararken bir çığlıkla irkildi. “Lanet olsun kim var orada?” ardından gelen sessizlik daha da sinir bozucuydu. Bir çığlık daha… Ardından; “Yeni gelen ziyaretçi, kapağı aç, hadi, aç ve bana gel… Bana gel… Bana gel…” Kulaklarını iki eliyle kapadı. Elinden düşen asası yerde yuvarlanırken çığlık attığının farkında bile değildi. Bağırıyordu, ama sesi kimsenin kulağına gidecek kadar yüksek değildi. Yoksa bu büyü müydü?

Elleri kulağında yere çömeldi, göz ucuyla asasının parlayan ışığını fark edip bir çırpıda eline aldı. Hızlıca kapıya doğru koştu. Sallıyor, çekiyor, tüm gününü kapıda deniyordu. Ensesindeki tüyler diken diken olmuş, yüreği boğazına kadar gelmiş, tek soluk alamaz durumunda kendini bir adım geriye attı. Kapı yavaşça hareket etmeye başlamıştı. Caprice bir adım daha geriye gitti. Kulağı tırmalayan, yüreğe acı veren o tiz ses şimdi kesilmişti. Bir an düşündü, ölüm nereden gelecekti; arkasından mı, kapıdan mı? Asasını elinde sıkıca tutup öne doğru uzattı. Ölümü karşılayacaksa cesaretin en büyük maskesini takmalıydı. Kafasını kaldırdı ve kapının açılışını izledi. Burası yasak bölümdü, kütüphanenin en mahrem yeri. Şimdi de mezar olacaktı. Ama kime?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
Laetitia Prevensie

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : R.S.P
Rp Sevgilisi : Jackson Sparks
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Unicorn

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 Empty
MesajKonu: Geri: Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2   Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 EmptyÇarş. Ağus. 05, 2009 11:36 pm

Karanlık koridorlarda ilerlerken asamın ucundan çıkan ışık tomarı tabloların şikayet etmesine neden oluyordu. Bu saatte herkes ya çoktan uyumuştu ya da uyumaya çalışıyordu. Sınıf başkanı olmak işime yaramıştı açıkcası. Adımlarımı hızlandırdım ve ışığı olabildiğince yere doğru tutmaya çalıştım. En azından şimdi daha azı şikayet ediyordu. Koridorlarda ilerlerken biriyle karşılaşmamak için içimden yalvardım. Özellikle de bir profösörler asla karşılaşmak istemiyordum. Kendimi hayal kırıklığına uğramak üzereymişim gibi hissettim; çünkü arkamdan gelen bir çift ayak sesi duyuyordum. Adımlarımı yavaşlatıp arkadama döndüm. Çok tuhaftı. Az önce arkamdan birinin geldiğine emindim; ama şimdi dar ve uzun koridor bomboştu. Şüphelenerek yoluma devam ettim. Nafile... Ne zaman yürümeye devam etsem arkamdaki de benimle hareket ediyordu. Gerçekten ürkmeye başlamıştım. Hızlı adımlarım birden koşar adımlara döndü. İlerideki kötüphane kağısını görünce oldukça rahatladım. Kapıya ulaşınca usulca açtım. İçeriye girmeden önce koridorlarda birileri var mı diye bir bakındım. Belki arkamdan gelen şey bana görünmeye karar vermiştir diye. Sadece yanılmışım.

Kafamı açıp kapıya çevirdiğimde ise asasını bana doğru tutan Caprice'i gördüm. Bembeyaz kesilmiş kızı görünce şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bir an için ne yapacağımı bilemedim. '' B.. Benim, Caprice. Lae! '' Kapıyı ardımdan kapatıp yanına gittim. Oldukça ürkmüş görünüyordu. '' Sen iyi misin, tatlım? '' Soruma cevap vermedi. Sanki bir çeşit şoka girmiş gibiydi. Kolundan tutup en yakın masaya otutturdum. '' Caprice! Korkmaya başlıyorum. '' Bir süre sesiz kaldıktan sonra ben gelmeden beş dakika öncesini anlattı. Oldukça ürkütücüydü. Kitapların ona seslendiğni öğrendiğimde aslında bir şey daha öğrenmiştim. Caprice, asla Zihnefendet büyüsüne karşı koyamazdı. En azından ben onda bu gücü göremiyordum. '' İstersen bu işi sonraya bırakalım. '' Cümlem biter bitmez hiddetle bana karşı çıktı. Bu işi bu gün bitirmeye kararlı olduğu çok belliydi. Birlikte yasak bölüme doğru yürümeye başladık. Bir çok zaman ödevlerimi yaptığı, o çok sevdiğim kütüphane şimdi gözüme çok ürkütücü görünmüştü. Camdan sızan ay ışığıda cabası. Bu gecenin dolunay olduğu aklıma gelince içime bir ürperti girdi. İrkilerek kendime geldiğimde Caprice'in demir parmaklıklarla cebelleştiğini gördüm. Alahomora büyüsü asla işe yaramazdı. Peki ya nasıl açacaktık bu kapıyı? '' Hadi Lae. Umarım bildiğin bir büyü vardır. Beynini zorla. O zekana gerçekten ihtiyacımız var. '' Beynimi gerçekten çok zorlamaya başlamıştım. Caprice haklıydı. Kesinlikle bildiğim bir şeyler olalıydı. O anda aklıma geldi. '' Portus. Buna ne dersin? Herhangi bir nesneyi anahtara çevirmeye yarıyor. Belki işe yarar. Saç tokanı bana ver. '' Tokasını çıkartıp bana verdi. Nerdeyse bir sinek vızıltısı kadar çıkan sesimle büyüyü tokaya uyguladım. Sonra ikimiz aynı anda tokaya dokunup kendimizi parmaklıkların teki tarafında bulduk. İşe yaradığına çok sevinmiştim. Şaşkınca bakınmaya başladım. Caprice, elimdeki tokayı alıp kapının yanına bıraktı ve beni dev kitaplıkların arasında sürüklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/laetta-p-r-e-v-e
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 Empty
MesajKonu: Geri: Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2   Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 EmptyPaz Ağus. 16, 2009 5:29 pm



Masanın başında oturuyordu. Kafasını sağa sola sallayarak kendine geldi. “Sen miydin Lea? Kurabiyeler aşkına seni şey sandın, şey işte. Neyse, geldin ya gerisi önemli değil. Bir an burada çıldırdığımı sandım. Hemen kapıyı kapat yeterince enteresan bir gece yaşıyoruz zaten.” Kızın kolundan tuttuğu gibi içeriye doğru sürükledi. Kilitli kapının önüne geldiğin de, bir an tüm umutlarını kaybetmişlerdi. Kapı açılmıyordu. Hadi Lae. Umarım bildiğin bir büyü vardır. Beynini zorla. O zekâna gerçekten ihtiyacımız var diyerek kızın yüzüne baktı. Bir çare olmalıydı, buraya kadar gelmişlerdi. Ve mucize; insan aklının sınırları nereye kadar uzanıyordu, bu iki cadının akıl çizgileri, ne kadar uzağa gidebilirdi? Bulunan çözüm, ne kadar basit gözükse de, bir toka gibi, sonuçları kimi akıllara durgunluk verecekti.

“Toka Lea, sen müthişsin kızım” Tokasını çıkartarak kıza uzattı. Portus ile anahtara çevrilen toka çılgın zekânın ilk göstergesiydi. Ellerini tokaya dokundurarak kendilerini yasak kitapların bulunduğu alanda buldular, birkaç saniye sonra da gözden kayboldular. İkinci toka çoktan büyülenmiş dışarı çıkış için kapının yanına konmuştu.

“Lea, son olayları duydun mu? Profesörler birlik olmuş köşe başlarında gölgelere fısıldıyorlar, iksir profesörü özel bir şeyler hazırladı. Hatırlamıyor musun? Derste hani. KS profesörü yasak ormanda ders yapıyor, biçim değiştirme profesörünün ne yaptığı belli değil. Kızım sana diyorum ortalıkta pis bir koku var, biz bu laneti bulmak için acele etmeliyiz.” Lea, Caprice’ye bir bakış atarak sessiz olmasını istedi. Konuşma aralarında elleri kitapların üzerinde gidip geliyordu. Kütüphane içinde bir çığlık duyuldu. “Lea, sakın bana duymadığını söyleme” duymuş muydu? Caprice elini dokunmak üzere olduğu kürk kaplı kitaptan çekti. “Bu canlı!”





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
Laetitia Prevensie

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : R.S.P
Rp Sevgilisi : Jackson Sparks
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Unicorn

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 Empty
MesajKonu: Geri: Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2   Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 EmptyCuma Ağus. 21, 2009 11:25 pm

Bu kasvetli yer beni biraz ürkütmüştü. Birden aklıma burada olcak bir partinin çok eğlenceli olabileceği geldi; ama bu fikrimi kesinlikle Caprice'e söylememeliydim. Hemen hazırlıklara başlardı. Neyse... Aklımdaki bu düşünceyi dağıtmak iki saniyemi aldı. Hemen kitapları incelemeye başladım. O sırada Caprice başımda bir şeyler söylüyordu. Aradığım şeye çok yoğunlaştığım için ne dediğini yarım yamalak anladım. Sonra bu konuşmanın dikkatimi dağıttığını fark ederek Caprice'e bir bakış attım. Anında sustu. Bazen çok konuşup sinirimi bozsada ona kızmaya kıyamıyordum. Hemen ardından duyulan tiz çığlık kütüphanede yankılandı. Buna hiçbir tepki vermedim. Aksine gerçekten normal bir durumdu. '' Lea, sakın bana duymadığını söyleme. '' Gözlerimi devirdim. '' Bu kadar paniklemene gerek yok. Sonuçta yasak bölgedeyiz. Eğer tehlikeli olmasaydılar yasak bölgede olmazlardı, değil mi? '' Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Bir süre söylediklerimi kafasında tartar gibi sadece bir yere bakarak düşündü. '' Teknik olarak haklısın; ama ya bize saldırırlarsa? '' Gözleri büyüdü. İşte bunu hiç düşünmemiştim. Bir kitap ne kadar zarar verebilirdi ki? O an elime aldığım ve zincirlerle tahta kitaplığa bağlı olan kitabı açıp şöyle bir baktım. '' Sanırım başedebiliriz. Ne kadar zarar verici olabilirler ki? '' Boş boş bana baktı. Sonra kitabın sayfaları arasında belirginleşen bir çift göz gördüğümü fark ettim. Sonrada bir yüz şeklini aldı. '' Aaaaaa... '' Çığlığım tüm kütüphanede yankılandı. Kitapla girdiğim savaşın sonunda kapağı kapatabilmiştim. '' Oda neydi öyle!? '' Caprice, elimden tutup yerden kalkmama yardım etti. '' Belkide başka bir yerde aramalıyız. Daha az saldırgan olanlarda... '' Caprice bu sözüme gülmüştü. '' Ahh... Sanki diğerleri daha az tehlikeli gibi... '' Aradığımızı nerede bulacağımızı bilmiyorduk. Ayrıca yakalanma tehlikeside hızımızı azaltıyordu. Tüm gece bunu arayamazdık.

Tam pes etmek üzereydim ki üzerinde Lanetler yazan bir kitap gördüm. Çok kalın değildi. Üstelik zincirlerle bağlı felanda değildi. '' Hey, Caprice. Buraya gel. Sanırım bir şey buldum. '' Heyecanla yanıma geldi. Asamı ona verdikten sonra kitabı raftan indirdim. Birden kitap hareket etmeye başladı ve kendi kendine açılıverdi. Ne olduğumuzu şaşırdık. '' Gecenin ortasında, kim bu küstah? '' Kitabın ortasından hayeleti anımsatan saydam bir görüntü yükseldi. Yaşlı bir dede gibi görünüyordu. Kekeleyerek cevap verdim. '' Şe...Şey biz... Biz bir şey öğrenmek istemiştik. '' Gözlerim kocamandı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir ruh muydu yoksa bir çeşit büyü mü? Anlaması gerçekten güçtü. '' Ah! Öğrenciler... İlk defa beni bir öğrenci rahatsız ediyor. Niye bu günü seçtiniz. Tamda uykumun en güzel yerinde. '' Az önceki kibirli dede yerini bize isyan eden biri almıştı. Camprice dayanamadı. '' Hadi ama bunak. Sadece bir şey soracağız. '' Onu kolumla dürtdüm. Saydam varlığın kaşları çatıldı ve ardından tüm kütüphaneyi inleten bir bağırma... '' Ne dedin seeeeenn!? '' Bağırırken görüntüsü büyümüş ve nefesi saçlarımızı uçurmuştu. Yüzüme doğru gelen rüzgarı ellerimle engellemeye çalıştım. Tabi hiç bir işe yaramadı. '' Öyle demek istemedi. '' Sesizce Caprice fısıldadım. Çaktırmamaya çalışıyordum. '' Bişeyler söylesene. '' İrkilerek kendisine geldi. '' Ben demek istemiştim ki... Iııı.. Biran önce söyle ve bizden kurtul. '' Son cümleyi jet hızında söylemiş ve sonrada derin bir nefes almıştı. Öfkeli adam bir süre düşündü. '' Aslında haklısın. Sonrada istediğim kadar uyuyabilirim. '' Caprice ve ben evet anlamında kafamızı salladık. '' Ne bilmek istiyorsunuz? '' Caprice hemen atladı. '' 4. bir affedilmez lanet var mı? '' Adam şaşırdı. '' Hıı? '' Hemen araya girdim. '' Kritus büyüsü hakkında ne biliyorsun? '' Görüntünün gözleri büyüdü. '' Hıııh? O çok tehlikeli bir büyüdür. Onu engelleyebilecek tek bir büyü vardır. '' Biraz duraksadı. Hangi büyünün onu engellediğini duymka için sabırsızlanıyorduk. '' Hem siz bunu nerden biliyorsunuz. Bir öğrencinin bunu bilmemesi gerekiyor. '' Caprice inledi. '' Kritus'u engelleyen büyüyü söyle ve bizden kurtul. '' Hemen cevapladı. '' Ahh! Bu sandığın kadar kolay değil, küçük hanım. Ben yaşlı ve unutkan birisiyim ve bu kitapta benim için oldukça kalın. Yani biraz araştırama yapmam gerek. Bunu bu gün öğrenemeyeceksiniz gibi görünüyor. '' Caprice'in bu işi bu gün bitirmke istediğini biliyordum; ama bazen her şey istediği gibi gitmez. Vereceği tepkiyi merakla bekledim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/laetta-p-r-e-v-e
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 Empty
MesajKonu: Geri: Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2   Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2 EmptyPaz Ağus. 23, 2009 2:34 pm



Karşısındaki bu yaşlı bunak ne zannediyordu kendini. Derin bir nefes aldı ve aklının son kırıntısına kadar küfür etti. Canlı kitaplar, zincirlenmiş yazıtla, bu kütüphanede aradıklarını bulabilecekler miydi? “Bakın efendi ihtiyar, pardon Lord efendi ama bizim acilen bir…” cümlesi yarım kaldı. Ortalığı kesen bir çığlıkla beyin hücrelerinin yerinden eridiğini hissetti. “Lae!” ağzından çıkan tek kelime bu idi. Başladı derde girmek üzereydi. Bu çığlık da neyin nesiydi! Kızı kolundan tutuğu gibi sürüklemeye başladı. Yarı yolda dönerek lanetler kitabını kolunun altına aldı. “Bizimle geliyorsunuz bayım” yaşlı şeklin ne diyeceğine aldırmadan şiddetle kapağı savurdu ve kapattı. Lea şaşkın gözlerle ona bakıyordu. “Hiçbir şey deme, bu kitabı ateşe verecek olsam dahi o laneti bu sayfalar arasından söküp çıkaracağım.”

Parmaklıklara geldiğinde ikisi de tokaya dokunarak diğer tarafa geçtiler. Caprice boynundaki atkıyı çıkararak anahtara dönüştürülmüş iki tokayı da sol cebinden çıkardığı poşete koydu. Tene temas etmemesi gerekiyordu. “Lea bu anahtarları sen al. “ Kızın koluna yapışarak fısıldadı “Binana git Lea, bu çığlıktan hiç hoşlanmadım hem de hiç” kütüphanenin kapısını açarak kolunun altında kitapla hızlı merdivenlere koştu. Binasına hemen ulaşması gerekiyordu. Hem de hemen!



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
 

Söylemiş olmalısın, yoksa ölü olmazdın! Affedilmez Lanet-Bölüm 2

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-