AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kaçış

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3
YazarMesaj
Aaron Marcus Darwyn

GezginGezgin
Aaron Marcus Darwyn



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Rp Sevgilisi : .......
Kan Durumu : safkan
Patronus : Anka kuşu

Kaçış - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kaçış   Kaçış - Sayfa 3 EmptyPerş. Tem. 30, 2009 3:51 pm



Konuşmasını bitirir bitirmez etrafı süzmeye başlayan Marcus karşısında duran arkadaşlarının cevap vermesini beklerken ani bir hızla dönen Rose Marcus’u görmüş. Ve dayanamayıp ona iyice sarılmıştı. Bunu beklemeyen Marcus ise daha kendini toparlayamadan bu sarılma ile karşılaştığı için şaşırmış ve az daha yere düşecek duruma gelmişti. Rose’un bu gücü nereden aldığını bilmeyen Marcus kızın onun yanağına bir öpücük kondurmasından sonra bu düşüncelerini ertelemiş. Ve alev alev yanmakta gibi hisseden yanağına elini koyarak kızdan gelecek cevabı beklemeye başlamıştı. “ Aslında konu Alexis ile ilgili ve biraz uzun. Kısacası o ailesiyle kavga etmiş, şey yani karanlık tarafta olmamak için… Babası da katı bir insan tabi… Alexis evden kaçtı annesi zaten perişanmış sürekli ağlayıp yakınıyormuş.Rose’un kulak okşayıcı sesini hisseden Marcus ciddi olmayı hç sevmese de ciddi durara Rose'un söylediklerini dinlemeye başladı. Neden çağırıldığı konusndada biraz ipucu veren sözleri dinleyen Marcsu kendini hiç hareket ettirmeden düşünmeye başladı. Yine bir karanlık taraf problemiydi. Ve çözüm olarak onu görüyorlardı. Bir harekete geçmelilerdi. Bu yüzden kafasını kaldırarak duyulmayan bir fısıltıyla *Karanlık Taraf ha?* dedi. Ve ellerini birbirine kenetleyerek. Onşların fikirlerini dinlemek isteyen bir bakışla onları süzerek tekrar Rose’a döndü.Caprice’in arkadan gelerek Marcusla el sıkışmasının ardından yine aynı konuya dönüldü. Düşünmeye başlamalıydı. Peki onlar ne yapacktı. Bunları düşünen Marcus Rose’un sesiyle irkildi. Bir fikir ortaya atmak istiyordu. Ve Marcus’ta kıza odaklanarak konuşmasını dinlemeye başladı. Bende diyorum ki acaba bir süre benimle yani bizim malikanede kalsa… Annemler izin verir zaten iki sene sonra mezun oluyoruz istediğimiz gibi yaşarız. Fakat bir sorun var Alexis’ in koruma altında olması lazımmış..Rose’un değişik bir ses tonu ile konuşmasının ardından bu ses tonuna iyice şaşıran Marcus şaşkınlığını gizlemek için bir çok hamlede bulunsa bile bunu başaramadan bedenine şaşkınlık hissinin yaılmasına izin vermişti. Belki de ondan kesinlikle onay almak isteyen gruba doğru bakışlarını yönelten arcus donuk bir ifadeyle çenesini eli ile kavrarken Rose gözlerini Marcus’tan ayırmadan aynı ses tonu ile bir kısa konuşmaya başlamıştı. “ Benimle kalması mümkün mü? Rose'un umutla parlayan gözlerinin bakışlarına maruz kalan Marcus düşünmeye başladı. Zor bir durumdu. Ve karar hakkı yine ona tanınmıştı. Rose’un evine Alexis taşındığında Alexis’in babası ve ölüm yiyenler kesinlikle oraya bir baskın yapacaklardı. Rose ve ailesini öldürülebilirlerdi. Kendisi kesinlikle bundan sorumlu olmak istemesede belki de ölümü kendi göze alacak ve Alexis ve Rose’ukorumak için savaşaçaktı. Yaptığını pek onaylamayan bir bakışla Rose’a dönen Marcus fikrini değil de vicdanını kullanarak cevabını Rose’un kulaklarına iletti.”Rose sizde kalabilir. Ama tek bir şartım var. Fidelius büyüsü yapmamız lazım. Eğer bu büyüyü yapmayacaksak ben bu teklifini kabul etmem”Rose’un memnun olmasına sevinen Marcus onun daha vereceği cevabı beklemeden Alexis2in kulaklarını dolduran masum sesini dinlemeye başladı. Bir kahve içmek isteyen grubu kırmak istemeyen Marcus’ta onların peşinden giderek karşıdaki kafeye girdiler. Ve herkesin tam siparişini söyleyeceği anda düşüncelere dalmış olan Marcus bir anda Caprice’in sesiyle irkildi. Yarım yamalak duyduğu şeyi onaylayan Marcus”Caprice kahvemi söyleyebilirsin. Profesör Steve benim akrabam olduğu için onu bulmak zor değil birazdan görüşürüz” dedi. Ve masadan kalkarak yürümeye başladı. Kalabalık caddelerin arasında boş bir yer olduğunu gördüğüne sevinen Marcus beynini Steve’in bulunduğu bir odaya odakladı. Ve bir dakika sonra basınç artmış ve Marcus’ta Steve’in yanına cisimlenebilmişti. Profesör Steve’in bir an irkilmesine hafif bir tebessüm ile bakan Marcus gülümsemesini ciddi bir tavıra dönüştürerek Steve’e döndü.”Steve sana ihtiyacımız var. Gelmen lazım. Önemli bir konu.”dedi. Ve bakışlarını Steve’e yöneltti. Bakalım bu önemli konu hakkında düşüncesi ne olacaktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/aaron-ma
Steve Raymond Peakes

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Rp Sevgilisi : Olabilir.Şu anlık yok
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Acromantula


Kaçış - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kaçış   Kaçış - Sayfa 3 EmptySalı Ağus. 04, 2009 4:11 pm



Yazın mükemmel sıcaklığı Romadaki evlerin üstüne bir karabasan gibi çökerken, insanlar bu sıcaktan baygınlık geçirecek kadar etkilenmiş ve bu yüzden dışarıda olan insanlar muggleların icat ettiği klima denen yere giderken diğerleri ise evlerinin serin gölgesine çekilmiş. Havanın biraz soğumasını bekliyordu. Aşırı sıcaklık yüzünden tatsız bir yorgunluk yaşan insanlar bu çareyi yatakta uzanarak bulurken yatmayı sevmeyen insanlar ise bu yorgunluğun sadece beyinlerindeki bir düşünce olduğunu kendi kendine mırıldanıyor ve bu düşünceyi beyinlerinden sildiği anda bu yorgunluğun da kalkacağına inanıyordu.Bu düşüncelleri tek mugglelar değil aynı zamanda büyücüler de bu sıcağı yaşadığı için kafalarında değişik çözümler üretmeye çalışıyordu.Bu büyücülerden biri olan Steve ise kendi evinin gölgesine çekilmiş ve bir büyücünün değişik farklı yöntemler aramasına karşı o evdeki ortamı soğutmuş ve masasına oturup saatin geç olmasına bakmayarak kahvaltı etmeye başlamıştı. Güneşe karşı aldığı garantili yöntemlere rahat bir ortam bulan Steve kahvaltı faslını uzatarak kahvaltıdan daha büyük bir zevk almasını sağlarken diğer eliyle’de Gelecek Postası gazetesini almış okuyordu.İlginç haberlerin yerine daha çok büyücülük dünyasının genel eylemlerinden bahseden gelecek postasını artık içinde hiçbir heyecan uyandırmasa bile biraz haber okumanın zararı olmadığını düşündüğü için alan Steve bugün okuduğu gazeteden dolayı bu fikrini değiştirmiş. Ve bu gazeteyi almanın bir gereklilik olduğunu kabul etmişti.Daha Hogwarts Büyücülük okulunda kendisinin yeni Gryffindor Bina SORUMLUSU OLDUNU ÖĞRENEN Steve bu haberi okuyunca içinde garp bir his duyduğundan bu kararı vermişti. Beyninde bu kadar çatışma dolayısıyla rahatszlık duyan Steve daha okul başlamadan düşünceleri ile çatışıyorsa okul başlayınca nasıl bir düşünce karmaşası yaşayacağı düşüncesini beyninden iterek sadece önüne oynamak için koyduğu yiyeceklerden bir kaçını atıştırarak ayağa kalktı. Öğlen saatlerinden yoğun sıcağı Steve’in soğuk büyüsü ile bir savaş yaşarken Steve odasına giderek çalışma kağıtlarını aldı. Okulun açılmasına yakın bir zaman kaldığından daha önce sadece 1 kez öğretmenlik deneyimi yaşayan Steve Hogwearts’a gittiği andan itibaren kendi dersi olsada onlada ilgilenmeyeceğini düşündüğünden ders planlamalarını yaza bırakmış. Ve evinin serin gölgesinde daha mantıklı düşüneceğinden buraya çalışmaya karar vermişti. İlk dersi için planlamalar yapmaya başlayan Steve yine kendini çalışma ortamına kaptırırken zamanın hızla geçtiği fikrini unutmuş ve resmen hayattan bağını çekmişti. Kapının ani açılmasıyla kendini yine hayata bağlayan Steve komşusu Cris’i görerek ona sakince asasını oynatarak kapıyı açtı. O da bir büyücü olduğu için asasıyla açan Steve içimdeki merakı bastıramayarak sabırsız bir ses tonuyla konuşmaya başladı.



“Evet Cris buraya neden teşrif ettiğini öğrenebilir miyim?
“Steve dostum biraz ara vermenin fena olmayacağını düşündüm,satranç turnuvası düzenleyelim diyoruz ne dersin”
“Güzel fikir , katılırım belki”
“Hadi dostum katıl yapma bize bu-“

İkili arasında geçen konuşmasının daha tamamlamasına fırsat vermeyen bir ses odada yankılanırken daha yeni cisimlenmeyi öğrenmiş uzun sayılabilecek kadar uzun saçlı bir çocuk Steve’in çalışma odasında belirmişti. Bir an için düşmanlarının evi bastığını düşünen Steve’in boş eli ile asasını kavramış diğer eli de yumruk biçimini almıştı. Karşısındaki çocuğu ördükten sonra asası tutan elini yere döndürürken akrabası olan Marcus’a dönmüş ve meraklı bakışlarla çocuğu süzmüştü. Yazın son ayında neden Marcus buraya gelmişti. Burayı nereden biliyordu?Gibi düşünceler zihninde bir bir belirirken zihnindeki trafik yerine Marcus’un söyleyeceklerini düşünen Steve gözlerini ona kitlemiş ve ne diyeceğini bekliyordu. .”Steve sana ihtiyacımız var. Gelmen lazım. Önemli bir konu.”Çocuğun telaşla çıkan sesinde hiçbir tereddüt bulunmadığını anlayan Steve çocuğa eliyle koltuğu işaret etmiş. Ve Cris’e de sen gidebilirsin işim biter bitmez gelirim ifadesiyle kapıyı göstermişti. Odasına hızla koşan Steve birkaç eşyasını bedenine aceleyle geçirdikten sonra çalışma odasına dönerek Marcus’a olayları sormuştu çocuğun aceleyle olayları anlatmasından sonra bunun gerçekten ertelenmeyecek bir iş olduğunu anlayan Steve Marcus’a dönerekKolumu tut. Hızlı bir şekilde gitmemiz lazım” demiş. Ve çocuğa sağ kolunu uzatarak onun tutmasını istemişti. Çocuğun kolunu kavramasından sonra beyninin her zerresine o cafeyi yerleştirmiş. Ve bir an sonra burnuna dolan deniz kokusu ile oraya vardığın anlamıştı. Steve’in gelmesine sevinen öğrencilere bakan Steve yüzüne hafif bir tebessüm yerleştirerek önünde bulan boş iki sandalyeden birine oturdu yüzünün her tarafını aydınlatan güneş ışıklarına önem vermez bir tavırla bakan Steve sonra çocuklara dönerek ifadesiz ir ses tonu ile konuştu.

Evet beni önemli bir konu için çağırdığınızı biliyorum konuyu anlatmanıza gerek yok biliyorum yalnız tek öğrenmek istediğim benim ne yapmamı istediğiniz?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

Kaçış - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Kaçış   Kaçış - Sayfa 3 EmptyPerş. Ağus. 06, 2009 9:31 am



Karışında Profesör Steve’yi görünce, içindeki küçük cadı harekete geçmiş istem dışı ayağa kalkmasına sebep olmuştu. Elindeki kahvesini az daha düşürecekti. Tatlı tebessümüyle gelen konuklarını ayakta karşıladı. Garsona el işareti yaparak bir sandalye istedi. Konuşacakları konular önemliydi.

“Hoşgeldiniz profesör, lütfen oturun, kahve?”

Zamanın dar olması ve Profesörün değerli vaktini çalmamak için hemen konuya girdi:

“Aaron size anlattığı her ayrıntı doğru. Sizden ricamız efendim, Alex’in okulda kalabilmesi için ona gözetmen olarak kefil olmanız. Yaş tutmuyor okulda kalması için; ailesinden izinli olmasının dışında bir profesörün gözetiminde olması da yeterli." Sessizlik eşliğinde Profesörü izledi. Tepkilerini ölçüp biçerken bir yandan da kızları inceliyordu. Kahvesinden bir yudum alıp beklemeye başladı. Bekleyiş fazla sürmedi, gülümseyen Profesör Steve teklifi kabul ettiğini açık yüreklilikle söylemişti. Geriye güvenlik kalıyordu. Aarona’a döndü:

“Aaron, ben kendi kulubümü harekete geçirdim. Ağızlar sıkı. Senden ricam kendi kulübünü güvenlik için organize etmen. Harika, evet kızlar kahvemizi içip sevgili Rose’un annesine merhaba demeye ne dersiniz?”

Teşekkür az gelirdi, bu güzel insanın bir büyük olarak öğrencisine sahip çıkması alkışlanacak bir davranıştı. Bir kaç dakika sonra Profesör Steve yanlarından ayrıldı. Rose ve diğerlerinin gülücükleri kahkahaya dönüşürken Caprice aklına gelen tatsız bir ayıntı ıile ayağa fırladı.

“Lanet! Büyükbabamla satranç oynamaya söz vermiştim. Kızlar, Aaron, beni affedin gitmek zorundayım. Sizinle olmak güzeldi ama biliyorsunuz işte; büyükbabam.” Arkadaşlarının yanağına minik bir buse bırakarak kendine kuytu bir köşe aradı. Cisimlenmesi uzun sürmese de, büyükbabası onu gördüğünde hiç de erken gelmiş havası yoktu. Çatıkkaşlara uzaktan bakarak seslendi:

“Merhaba büyükbaba, ben geldim...”



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
 

Kaçış

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-