AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Yağmurlu günün ardında

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2, 3  Sonraki
YazarMesaj
Trace Bill Cyrus

GezginGezgin
Trace Bill Cyrus



Mücadele Tarafı : Rock Müzik
Rp Sevgilisi : Olivia bir gün benim olacaksın.
Kan Durumu : Safkan.

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyCuma Tem. 24, 2009 1:58 am

Kendimi hiç bu kadar berbat hissetmemiştim. Sesi kulaklarımda çınlıyordu. Duymak istemiyordum ama hala devam ediyordu çınlamalar. Yorulmuştum bu ilişkide, kendimi taşıyamıyordum. Öte yandan onu öyle seviyordum ki, bir yandan da nefret ediyordum. Maalesef nefretim ona karşı duyduğum sevginin önüne geçemiyordu. Ne olmuştu bize böyle? Bir zamanlar çok iyiydi aramız. Sadece Berlin'e gitmiştim bir aylığına ve oradan dönüşüm de bana büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştı. Kendimi çok değersiz hissetmiştim o zaman. Beni özlediğini sanmıştım...Oysa ki buluştuğumuz ilk günde tek lafı "Ayrılalım" demek olmuştu. Neye uğradığımı şaşırmıştım bir anda. Berlin'de olduğum sürece çok iyiydik. Telefonla konuşuyorduk her gün. Ama ne değişmişti bir anda?

Acı gerçeği öğrenmem uzun sürmemişti. Telefondaki konuşmalar sadece oyalamaktan ibaretmiş meğer. Onun gözünde hiç bir değerim yokmuş. Bir arkadaşından öğrenmiştim üstelik ne olduğunu. Sadece ondan öğrensem bile bana saygu duyduğundan emin olabilirdim ama hiç sagısı yokmuş çok geç olsa da farkettim. O olayı öğrendiğim anda nefretim sevgimle yarışıyordu. Açık ara farkla kazanıyordu; nefret. Ama istemiyordum nefret etmeyi. Büyük bir tutkuyla bağlanmıştım ona. Şimdi bağlandığım yerden kopup ani bir şekilde yere düşmüştüm. Bedenim sağlamdı, ama yüreğim paramparça. Gözyaşlarımı silmedim. Yanağımdan aktılar hep. Ağlıyordum çaresizliğime, saflığıma ve aptallığıma. Bir daha bir erkeğe kolaylıkla güvenmeyecektim demek ki. Yoksa aniden yere düşüp parçalanıyordu kalbim. Bir gün delik deşik olacaktı kalbim ve hiç bir şey yapamayacaktım o zaman.

Ellerimi göğsümde birleştirmiş yürüyordum. Londra'nın ıslak sokaklarında, hüzünlü şekilde. Şehri hüzün kaplamıştı zaten. Yalnız değildim Londra vardı. Beraber kaç kere ağlardık onu bilmiyorum? Ama ağlamayı yakıştırdığım tek şehir; Londra. İyi ki Los Angeles'a gitmemişim. O kadar eğlence dolu bir alanın ortasında yüzümü somurtup oturmaya niyetli değildim. Yürüyordum sadece. Yol nereye gidiyor bilmiyordum. Yalnızlık, sessizlik, ben ve benim favori şehrim Londra. Harika bir ekiptik biz. Eve gitmek anlamafığım bir şekilde uzak geldi bana. Hayır eve gitmeyecektim. Gözüm birden az ilerideki Marian Pastanesi'ne kaydı. Bir an içimde çikolatalı pasta yeme isteği oluştu. Hem yorulmuştu bacaklarım biraz dinlenirdim hem de pastamı yerdim. Ayrıca camdan şehrin ağlamasını izlemek ne güzel olurdu.

Pastaneye doğru gitmek için adımlarımı hızlandırırdım. Bir süre sonra oraya varmıştım. Camdan içeri girdiğimde kulaklarıma gelen slow ve klasik bir müzik bana güzel gelmişti. Bir masaya oturduğumda garsondan bir çikolatalı pasta isteyip izlemeye devam ettim şehri. Kendimi en çok sevdiğim an; aynı ruh hali içinde bulunduğumuz bir kişi veya bir şehir. Bir süre sonra pastam gelmişti. Çikolata parçacıkları ve kremasıyla harika görünüyordu. Acaba burada şarap içiliyor muydu? Sordum ve evet yanıtını alınca çok sevindim. Şarabın kadehteki dansını izlemek için sabırsızlanıyordum. Aklıma bir söz gelmişti. Belki de doğruydu; "In Vino Veritas."Gerçek acaba şarapta saklı mıydı denildiği gibi? Bekleyip görecektim. O sırada kapıdan biri daha girdi ama kim olduğunu seçemedim. Yüzü tanıdıktı ama ben camdan dışarıyı izlemeye yönelmiştim tekrar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Senta Proswan

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Georgina Senta Proswan



Mücadele Tarafı : Rujları
Kan Durumu : Melez
Patronus : Kelebek

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyCuma Tem. 24, 2009 2:22 am

Her zamanki gibi bir gündü bugünde. Uyanmış, ayna karşısında saçlarımla oynuyordum. Çeşitli modellere sokup, dil çıkarıp kendi kendime eğleniyordum. Kardeşim genelde beni böyle yakaladığında hep on dokuzda takılı kaldığımı söylerdi, kapıyı kilitlemiştim bu sebeple. Artık kimse odama giremeyecekti. Saat tam 11:30'du. Herkes uyanmıştı. Dolabımı açtım ve beyaz askılı bir elbise aldım. Üzerime bir hamlede geçirdim ve aynada saçlarımla oynamaya devam ettim. İki eşek yapıp, dilimi çıkarmıştım. Çocukluğumu belkide kardeşime annelik yaparak geçirdiğim için şimdi dışa vurabiliyordum. Daha fazla saçmalamamaya karar verdim ve saçımı düzelttim, hiç toplamadan yıldızlı tokamı saçımın yanına iliştirdim. Annemin sesini duymuştum. '' Stephanie hadi tatlım kalk, Demi bitanem sende!!... Sally sen hala uyanmadın mı? Bıktım senden hadi kalk!'' diyordu. İşte bu sesi duyunca bugünün sıradan bir gün olduğu kesinleşmişti. Annem Stephanie'yı ve kuzenimin Demi'yi severdi. Benden üvey çocuğu olsam bu kadar nefret edeceğini sanmıyordum. ''Geliyorum anneciğim!'' diye seslendim. Annem her ne yaparsa yapsın benim annemdi ve ben ona hiç kızamazdım.

Aşağıya indiğimde beni elleri belinde, tek ayağı yerde ritim tutan annem bekliyordu. Bu sorgu zamanı demek oluyordu. Sabahın beşinde eve gelmiştim. Bana kalsa daha da duracaktım ama orada uyumayı göze alamazdım. Yatağımın üzerinde bulduğu ceketi almış ve tek elinde bana ceketi gösteriyordu. Annemin yanına hiç bir şey olmamış gibi yaklaştım ve gülümsedim. '' Hala gülümsüyorsun öyle mi? Ne bu? Otel mi burası? Ne sanıyorsun sen burayı? Bıktım senin peşinde koşmaktan! Her sabah uyandırmaktan! Yirmi yaşındasın , yirmi! '' diyordu ve bir yandan Max'in ceketini gözüme doğru sokuyordu. ''Ne bu?! Kimin?! Napıyorsun sen! Sabaha kadar ne yaptın?! Yoksa paranı başka yollarla mı kazanıyorsun sen?! Bana bak küçük hanım, eğer bir daha saat üçten önce evde olunmazsa bu eve bir daha giremezsin!'' sözlerini bitirdiğinde gözlerimde yaşlar birikmişti. Anneme dönerek Max'in çeketini elinden çekip aldım. ''Sana da , evine de ihtiyacım yok benim! Söylesene ben senin kızın değil miyim? Neden Stephanie kadar değerli olamıyorum! Bir daha bu eve adımımı atmayacağım! Kafanda kızının başka şeyler yaptığını kuruyorsun ya pes doğrusu! '' dedim ve Max'in ceketiyle günlüğümü alıp evden çıktım. Tek aklıma gelen yer olan pastahaneye cisimlendim. Kapıyı yavaşça araladım ve içeriye girdim. Gözlerimden akan yaşlar günlüğümün üzerine damlıyorlardı. Oturmak için boş bir masa aradım ve karşımda kimi göreyim? Kuzenim orada yüzü asık bir şekilde oturuyordu. Beni anlayacağını düşünüyordum ama ona Max'ten söz etmeyecektim. Yanına ilerledim ve sırtına elimi koydum.
'' Masa arkadaşı kabul eder misin kuzen?'' bunu söylerken ellerimle ceketi arkama almıştım. Bir sandalye çektim ve yanına oturdum. Yüzündeki üzüntünün nedeninin bilmek istiyordum. Benim kuzenimi benden başkası üzemezdi, küçükken hep şımarıklıklarımla üzerdim onu ama artık akıllanmıştım.''Neyin var tatlım?'' dedim ve kendi gözümden bir damla yaş daha akıttım. Ellerimle elini tuttum ve ona destek olduğumu hissetmesini istedim.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trace Bill Cyrus

GezginGezgin
Trace Bill Cyrus



Mücadele Tarafı : Rock Müzik
Rp Sevgilisi : Olivia bir gün benim olacaksın.
Kan Durumu : Safkan.

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyCuma Tem. 24, 2009 2:37 am

Kendimi çikolatalı pastaya ve şaraba vermiştim. Bu hafif sesli sessizliğe alışmıştım ki birisinin sesiyle irkildim;
'' Masa arkadaşı kabul eder misin kuzen?'' bu ses tanıdıktı. Başımı hafifçe kaldırdığımda karşımdakinin Sally olduğunu gördüm. Onu gördüğüme sevinmiştim aslında. Her zaman dertleşeceğim biriydi o. Olanları rahatlıkla anlatabilirdim. Pek iyi görünmüyordu Sally. Sıratındaki o hüznü görebiliyordum. Ne olmuştu acaba? Ailevi bir sorun muydu yoksa başka bir şey mi? Ama ben sormadan o hızlı davranıp sormuştu bile;
''Neyin var tatlım?'' Ah nasıl anlatsam bilemiyordum. Kahrolası aptal gözlerim yanmaya başlamıştı. gözyaşlarım akacaktı. Konuyu biraz olsun unutabilmiştim ama şimdi hafızalarımda tekrar yerini almıştı bile. İstemiyordum, hepsini unutmak istiyordum. Bütün bu olanları yaşamamış olmayı. Hatta onunla tanışmamış olmayı diliyordum şimdi. Dileklerim ne zaman gerçekleşirdi ki benim? Bu hayat beni neden sevmiyordu? Başkalarına özeniyordum. Küçük bir çocuk gibi...Keşke çocuk olsaydım, koşup oynardım hayatımda hiç bir şeyin farkında olmadan. Acının, yaşam mücadelesinin farkında olmadan oynamayı. Ama çocukluk anılarım artık çok uzaktaydı ve ben maaelsef büyümüştüm. Çocukken çok istiyordum büyümeyi. Ama şimdi büyümüştüm ve değişen hiç bir şey olamamıştı. Gerçek mutluluklar yerine sahteleri, gülücükler yerine gözyaşları gelmişti. Sadece biraz daha özgürdüm. Ama tutsak bir özgürlüktü bana göre.

Sally'ye anlatsam mı anlatmasam mı karar veremedim. Anlatabilirdim ama bir yandan da bu konuyu konuşacak halim yoktu. Ama duygularım benden önce davranmıştı. Çok geçmeden Sally'ye kelimeler ulaşmıştı. Titrek sesimle;
-Ayrıldık Sally. Ben ve O. Ayrıldık, inanabiliyor musun? Bitti her şey...Bitti deyip kadehimdeki şarabı bir içişte bitirdim. Sally ise neye uğradığını şaşırmış gibi görünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Senta Proswan

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Georgina Senta Proswan



Mücadele Tarafı : Rujları
Kan Durumu : Melez
Patronus : Kelebek

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyCuma Tem. 24, 2009 2:57 am

Kuzenim ne olduğunu anlatmak için epey düşünmüştü sanırım. Aklında binlerce şey kurduğu kesindi. Biraz daha yaklaşarak burada olduğumu, onu bekliyor olduğumu hatırlattım ona. Parmağımla garsono işaret yaptım ve her zaman geldiğim bu mekanda kırmızı şarap istediğimi anladılar. Şarabımı beklerken kuzenimin konuşmasını istiyordum ve sonunda dudakları kıpırdamıştı. ''Ayrıldık Sally. Ben ve O. Ayrıldık, inanabiliyor musun? Bitti her şey...Bitti.''
dedi ve gözlerinden akan yaşlara mani olmadı. Kuzenim bana birinden bahsetmişti, çok mutluydu, deli gibi aşıktı. Neden böyle olmuştu? Kuzenimden güzeli ve anlayışlısı yoktu bana göre ve herkesin böyle düşündüğünden emindim. Birden aklım sandalyenin arkasına astığım cekete gitti, hala orada duruyordu. Max, o gece saçmalayıp durmaktan başka bir şey yapmamıştım. Hiç bir şey hatırlamıyordum ama günlüğümde okuduklarımı varsayarsak aşırı saçmaladığımı kabul ediyordum. O anı yaşamak isterdim tekrar ama aklım başımdayken. Nasıl olurda o kadar yaklaşırdım ona? Şimdi kim bilir hakkımda neler düşünüyordu şimdi? Kafamda oluşan düşünce baloncuğunu bir an olsun dağatmaya çalıştım. Kuzenim ağlarken ben kendimi düşünemezdim. Ama aklımdan çıksa kalbimden çıkmıyordu. ''Şu bahsettiğinden mi? Yok artık. E hani her şey harikaydı? Neden ayrıldınız?'' diyerek, büyük hıçkırıklar içerisinde ağlayan kuzenimi sakinleştirmeye çalıştım.

Çok geçmeden kırmızı şarabım gelmişti. Şarabımı aldım, bir yudum içtim. En son içki içtiğimde halim duman olmuştu. Artık gidecek bir yerimde yoktu, ben ne yapacaktım? Anneme karşı çıkmıştım bir kez, bir daha geri dönemezdim. Buna yüzüm yoktu. Olsa bile onunla aynı evde olmamam onun içinde iyi olacaktı. Bana müzisyenlik yapmadığımı, kötü bir iş yaptığımı ima etmişti. Bir anne kızı hakkında nasıl olurda böyle düşünebilirdi? Bana kalırsa ben babamın yetimhaneden aldığı bir çocuktum, annem ise babam ölünce benden nefret etmeye başlamıştı. Yok artık ama o kadar da olamazdı. Öyle olsa annem dakikasında beni kapının önüne koyardı. Neden bana bu kadar acımasız davandığını bilemiyordum. Nereye gideceğimide bilemiyordum. En iyisi bunları düşünmemekti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trace Bill Cyrus

GezginGezgin
Trace Bill Cyrus



Mücadele Tarafı : Rock Müzik
Rp Sevgilisi : Olivia bir gün benim olacaksın.
Kan Durumu : Safkan.

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyCuma Tem. 24, 2009 3:57 pm

Gözyaşlarım dinmek bilmiyordu. Sally'ye bütün olanları anlatıp içimi dökmek istiyordum. Öfkemi dışa vurmak istiyordum. İçimdeki bitmeyen yangın ancak yavaş yavaş sönecekti. Acımı içimde tutarsam olacakları düşünemiyordum. Belki basitçe terkederdim burayı. Ama bunun düşüncesi bile içimi ürpertiyordu. Nefessiz kalmaya başlamıştm. Garsondan bir su istedim. Hemen geldi ve içtiğimde biraz olsun rahatlamıştım. Sally ise sorularına devam ediyordu. ''Şu bahsettiğinden mi? Yok artık. E hani her şey harikaydı? Neden ayrıldınız?'' Her şey harikaydı gerçekten de. Rüya gibi gerçek olamayacak kadar güzeldi. Aşkın anlamını onunla bulmuştum. Artık yaşama sebebim olmuştu. Berlin'de çok güzel teklif almıştım ve her müzisyenin hayali olan bir teklifti bu. Sevgilimi canımdan öte sevmiştim. Ama bir yandan da bu teklifi kaçırmak büyük bir saygıızlık olurdu müzisyen kişiliğime. Çünkü müzik benim hayatımın vazgeçilmeziydi. Bir ay sürecekti sadece. Bunu pek kolay söyleyemedim ona, söylediğimde sustu sevinmedi bile. Ama o kadar körmüşüm ki gideceğim için sustuğunu sanmıştım. Aptalmışım, inanmıştım ona. Evet bunları Sally'ye anlatmalıydım.
- Berlin'e gittim biliyorsun. Orada bir ay kaldıktan sonra tekrar Londra'ya geri döndüm. İlk buluşmamızda bana "ayrılalım" dedi. Neden diye sordum. Hiç bir şey demedi. Seni haketmiyorum falan filan. Tabii ben arkadaşından öğrendim. Arkadaşı hep beni sevmiş. Ben onla hep konuşuyordum fırsat buldukça. Benim biricik salak sevgilim bizi yanlış anlamış. Olanlar olmuş kavga falan etmişler. Arkadaşı beni sevdiğini aşık olduğunu söylemiş. Onu inandırmaya çalıştım ben seni seviyorum diye ama inanmadı pislik. Hep aptal olmak zorunda mı bütün erkekler? Sözlerimi bitirdiğimde burnumdan soluyordum adeta. Sally'ye ne olduğunu merak ediyordum daha fazla dayanamadım;
-Senin neyin var kuzen? Pek iyi görünmüyorsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Senta Proswan

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Georgina Senta Proswan



Mücadele Tarafı : Rujları
Kan Durumu : Melez
Patronus : Kelebek

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyCuma Tem. 24, 2009 4:30 pm

Sözlerini bitirdiğinde nefes almakta güçlük çeken kuzenim, bir parmak hareketi ile garsonu yanına çağırdı. Gelen garsondan su rica etti , kısa sürede gelen suyu içti. Daha sonra sorumun cevabını vermek için zihninde bir şeyler kurup durdu. Yutkunduktan sonra konuşmaya hazır hale gelmişti. Sanırım sözlerine nasıl başlayacağını bilemiyordu, yüz ifadesindan ağlamamak içni kendini tuttuuğunu anlayabiliyordum. Elini biraz daha güçlü sıkarak ona olan desteğimi hatırlatmaya, onun yanında olduğumu hissettirmeye çalıştım. Gücünü toplamış olacaktı ki sözlerine başladı.''Berlin'e gittim biliyorsun. Orada bir ay kaldıktan sonra tekrar Londra'ya geri döndüm. İlk buluşmamızda bana "ayrılalım" dedi. Neden diye sordum. Hiç bir şey demedi. Seni haketmiyorum falan filan. Tabii ben arkadaşından öğrendim. Arkadaşı hep beni sevmiş. Ben onla hep konuşuyordum fırsat buldukça. Benim biricik salak sevgilim bizi yanlış anlamış. Olanlar olmuş kavga falan etmişler. Arkadaşı beni sevdiğini aşık olduğunu söylemiş. Onu inandırmaya çalıştım ben seni seviyorum diye ama inanmadı pislik. Hep aptal olmak zorunda mı bütün erkekler?''

Dikkatlice onu dinlemiş, derdini anlamıştım. Kan bağının vermiş olduğu bir şey olacak ki gözlerim dolmuştu. Kimse bunu kuzenime yapamazdı. Cümlelerini bitirdikten sonra kullandığı en son ifade ile Max hakkında kendimi sorgulamama yol açmıştı. Kafamdan yeniden düşünce baloncuğu çıkmış, tüm fikirlerim içinde adeta dans ediyordu. Düşünürken önümde duran şarabımdan yudumladım. Melanie'nin yüzüne baktığımda acı çekmeye devam etmekte olduğunu anladım. Neden kızlar bu kadar takıntılıydı? Belkide suç bizlerdeydi? Aldatmasalar bile her dakika başlarınd olup saçma sapan endişelerimizle onları üzmüyor muyduk? Ama bu seferki durum farklıydı, kuzenim öyle biri değildi. Onu bulduğum yerde sonunu düşünmeden affedillmez lanetlerin hepsini uygulamayı planlıyordum. O sırada kuzenim sessizliği bozdu ''Senin neyin var kuzen? Pek iyi görünmüyorsun?'' dedi. Bir düşünelim bakalım neyin yok deseydi saymak daha kolay olabilirdi. Ev sıkıntım, uyuz bir annem, kalacak yer bulma zorunluluğum... Düşündükçe deliye dönüyordum. En iyisi en baştan herşeyi kuzenime anlatmaktı, beni anlayacağından emindim...
''Neyim olabilir? Senin bu teyzenden bıktım. Stephanie'ye o kadar iyi ki, banaysa üvey evladı olsam bu kadar kötü davranmaz. Kırk yılda bir geç geldim diye hakkımda müzisyenlikten başka, kötü yol işleri yaptığımı bile düşünmüş. Bir arkadaşlaydım, ceketi bende kalmış. Almış ceketi gözüme gözüme sokuyo...'' aşırı bir sinir vardı şuan üzerimde. Annemden nefret ediyordum. Ama son noktayı daha koymamıştım. Kuzenimin şaşıracağından emindim. ''Ve ben.... Evden ayrıldım. Bir daha o eve adımımı atmayacağım. Kendine işkence yapacağı başka bir çocuk bulsun! Aslında bir ev arkadaşı fena olmaz da, bu aralar kimse öyle bir şey istemiyor sanırım...'' Belkide kuzenim ev arkadaşım olabilir umuduyla Melanie'ye baktım. Ama ya ailesiyle arası açılırsa diye düşünerek beklentili bakışlarımı üzerinden çektim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Trace Bill Cyrus

GezginGezgin
Trace Bill Cyrus



Mücadele Tarafı : Rock Müzik
Rp Sevgilisi : Olivia bir gün benim olacaksın.
Kan Durumu : Safkan.

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyC.tesi Tem. 25, 2009 1:55 am

Kuzenim de anlattıklarıma dayanamamıştı. Gözleri dolmuştu. Onu üzdüğüm için ben bir kez daha üzülmüştüm. Ama daha fazla içimde taşıyamamış birine anlatmak istemiştim. Sorduğum sorudan sonra biraz düşünmüştü o da. Diyeceklerini merak ediyordum. Sally benim için çok özeldi. Farklı bir yeri vardı ve onu bu şekilde görmeyi hiç ummazdım.
''Neyim olabilir? Senin bu teyzenden bıktım. Stephanie'ye o kadar iyi ki, banaysa üvey evladı olsam bu kadar kötü davranmaz. Kırk yılda bir geç geldim diye hakkımda müzisyenlikten başka, kötü yol işleri yaptığımı bile düşünmüş. Bir arkadaşlaydım, ceketi bende kalmış. Almış ceketi gözüme gözüme sokuyo...'' Tahmin edebilirdim aslında. Konu yine teyzemdi. Herkesin teyzesi iyiyken benimki cadı birisiydi bunu anlattığımda kimse inanmazdı bana. Sally için çok üzülüyordm. Üzaerindeki sinirini anlayabiliyordum. Teyzem onlara kalmaya gittiğimde beni yük olarak görürdü. Hiç bir zaman şefkatle beslenmiş bir söz duymsmıştım ondan. Hep küçük kuzenimdi varsa yoksa. Teyzemin bana ne yaptırdıklarını düşünürken Sally'nin yüzüne bakıyordum bir yandan da. Bir şeyler daha söyleyecek gibiydi. ''Ve ben.... Evden ayrıldım. Bir daha o eve adımımı atmayacağım. Kendine işkence yapacağı başka bir çocuk bulsun! Aslında bir ev arkadaşı fena olmaz da, bu aralar kimse öyle bir şey istemiyor sanırım..." İşte ağzım açık kalmıştı burada. Sally evden ayrılmıştı. İnanamıyordum. Şoka girmiştim. Ona geri dön demezdim asla çünkü Sally'nin o kadının işkencesine mağdur kalmasına gönlüm hiç mi hiç razı olmazdı. Sally ben de kalmak istiyordu. Neden olmasın ki? Annem çok iyi davranırdı bize doğal olarak. Sally teyzesini severdi zaten. Şarabımdan bir yudum alıp konuştum ben de;
" Biz de kal Sally. Annemler bir kaç gün sonra babamla aşk tazelemeye gidecekler. Ne güzel evde ikimiz kalırız. İstediğin her şeyi yaparız. Hem başımızda bekleyen bir gardiyanımız da olmaz. Evin yardımcısından başkası olmaz zaten. O da sabah gelir akşam gider. Ne dersin?" Evet demesini umuyordum. Şarabımı bitirmiştim ama kesmemişti yine. Bir kadeh daha istedim. Çünkü bu sefer Sally'nin cevabı üstüne içecektim. Umarım evet derdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Senta Proswan

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Georgina Senta Proswan



Mücadele Tarafı : Rujları
Kan Durumu : Melez
Patronus : Kelebek

Yağmurlu günün ardında Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurlu günün ardında   Yağmurlu günün ardında EmptyC.tesi Tem. 25, 2009 2:08 am

Sözlerimin üzerine Melanie bana bir şey der gibi bakmıştı. Gözleriyle süzmüştü. Teyzesinin nasıl biri olduğunu çok iyi biliyordu. Annem , teyzeme hiç benzemezdi. Teyzem çok iyi biriydi annem ise korku filminden fırlamış gibiydi her zaman. Dudakları kıpırdamaya başlamıştı Melanie'nin , bir şeyler söyleyeceği belli oluyordu. " Biz de kal Sally. Annemler bir kaç gün sonra babamla aşk tazelemeye gidecekler. Ne güzel evde ikimiz kalırız. İstediğin her şeyi yaparız. Hem başımızda bekleyen bir gardiyanımız da olmaz. Evin yardımcısından başkası olmaz zaten. O da sabah gelir akşam gider. Ne dersin?" diyerek davetkar bir davırla gülümsemişti. Beklentim bu değildi ama evet bu akşam kalacak yerim yoktu. Kendime ev bulmam gerekiyordu. Ne yapmalıydım? Gülümseyen Melanie, bir şarap daha istedi. Şarabı gelmişti ama bir yudum bile almamıştı. Sanırım cevabımı bekliyordu. Yüzümde ister istemez bir tebessüm oluşmuştu, gözyaşlarım olduğu yerde donup kalmıştı. Gülümseyerek bir cevap vermem gerekiyordu. ''Aslında teyzeme yani size yük olmak istemem. Ama gerçekten bu akşam kalacak yerim yok. Daha sonra ev tutmayı düşünüyorum. Bakalım nolacak... Yani tamam kuzen. '' dedim ve arkama yasladım. O sırada cekete temas etmiştm. Ceket hikayesini aslında kuzenimle paylaşabilirdim, ona sonsuz güveniyordum ve paylaşacaktımda.

''Kuzen, ben birisine aşık oldum... '' dedim ve yanaklarımın kızarıklığından dolayı konuşamıyordum. Ateşim birden çok yükselmişti, konunun Max'e gelmesi bile beni deli gibi heyecanlandırmıştı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Aklıma o gece olanlar gelmişti. Düşünce baloncuğu çıkmıştı başımdan. O gece olan herşey tekrar ediyordu, hatırladığım kadarıyla...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Yağmurlu günün ardında

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : 1, 2, 3  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-