AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Bir Kadeh Martini

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Frank Xavier Benjamin

GezginGezgin
Frank Xavier Benjamin



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sırtlan.

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 12:43 am

Mekân-> Üç Süpürge
Zaman-> 03.15
Kişiler-> Frank Charles Benjamin, Dorés Nydeln


Bar tezgâhında sızan George'u yumrukla dokunma arası bir hareketle uyandıran Frank saatin ilerlediğini yeni farkediyordu. "Kalk, seni lanet olası! Artık evine gidebilirsin." Ne hikmetse kedi gözü gibi hiç kırpılmadan duran ve mekânın loş ışığında parıldayan gözlerinde uykusuzluktan eser yoktu. Başını tezgâhtan zorla kaldıran George, homurtu şeklinde çıkan birkaç kelimenin ardından önlüğünü çıkararak kendini dışarı attı. Son günlerde sıklıkla başına gelen uykusuzluk tekrar baş gösterirken hâlâ dinç olan bedenini bar tezgâhına sürükleyen Frank kendi özel karışımı olan kokteyli bu saatte hazırlamak bir yana gözü kapalı bile halledebilirdi. Dudaklarının arasına götürdüğü bardaktan dökülen sıvı, ruhunu beslerken bedenine her geçen saniye biraz daha hasar verdiğini bilmesine rağmen Frank'i hiçbir güç bundan alıkoyamazdı. Ve bu eşsiz tat ile muhteşem bir kombinasyonu olan sigarayı tezgâhta duran paketten têmin ederek dudaklarının arasına sıkıştırdı. Bir antika niteliği taşıyan 1744 muggle yapımı çakmakla alev alan küçük çubuğun loş ışığa saldığı dumanlar ortamı tamamlar nitelikteydi. Bedenini her saniye biraz daha yiyip bitiren dumanı çiğerlerine kaygısızca çekerken kömür karası gözleri dağınık gibi gözüken mekânı tarıyordu. Birkaç saattir gözünden kaçan, köşedeki masada sızmış sarhoş, şu anda dünyanın en güzel yeri olarak gördüğü tezgâhın önünden kaldırmıştı öfkesini dizginlemeye çalışan Frank'i. Diyalog kurma gibi saçma sapan bir uğraş vermeden asa yardımıyla sürükleyerek dışarı attı ölü gibi kıpırdamadan duran bedeni. Loş ve dumanaltı ortama geri döndüğünde tek bilek hareketi bütün masaların üzerlerini ve yerleri temizlemeye, sandalyelerin düzenli bir şekilde masaların üzerlerine ters çevrilerek sıralanmalarına ve boş şişe ve bardakların ortadan kaybolmalarına yetmişti. Uyuşuk adımlarla tezgâha, leziz kokteyline dönerken zihnini kurcalayan düşüncelere yavaş yavaş teslim olduğunu hissediyordu. Her zaman tutkulu ve doyumsuz karakterini dizginlemekle uğraşmıştı. Ama bu gece, bunun böyle olmasını istemiyordu. Hem de hiç!


En son Frank Charles Benjamin tarafından Çarş. Haz. 10, 2009 2:56 am tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dorés Nydeln

GezginGezgin
Dorés Nydeln



Mücadele Tarafı : Samet Abi'min, Sedağ Ablam'ın yanı *.*
Rp Sevgilisi : Hayden bakışlı Furkan *.*
Kan Durumu : Melez
Patronus : Jigglypuff Razz

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 1:38 am

İçi dışına çakarcasına, sarhoş gibi gülüyordu. Sarsılan bedenini güçlükçe duvara yasladı, Sweliné’e yaptıklarını düşündükçe kendinden geçiyordu Dorés. Kendi kendinden korkuyordu bazen, yaptığı onca çılgınca şeye Sweliné’den başka kim katlanırdı ki? Halsiz vücudunun duvar ile temas eden her yüzeyi soğuktan donuyordu adeta, azıcık içkili olsa da bunu fark edebiliyordu. Hogsmade’de bu saatte bulunmak normal bir cadının yapacağı bir şey değildi elbette. Dorés için kural dışına çıkmak hayatının parçası haline gelen bir şeydi. Tekrar kahkahalara boğulurken iri, mavi gözleri tabeladaki ‘Üç Süpürge’ yazısını seçmişti bile. İşte olması gereken yer burasıydı, ışıklar hâla açıktı ve Frank’ı elinde kadehle seçmişti gözleri. İki parmağı ile istemsiz bir şekilde dudaklarını sıkıştırırken bu gece olacaklar için kendini şimdiden hazırlamaya başlamıştı. Uzun, bakımlı tırnaklarının süslediği elleri kapının demir kolunu kavrarken Frank’ın onu fark etmiş olabileceğini düşünüyordu. Ne de olsa bakışları bu yön çevrilmişti. İçindeki heyecan durmak bilmeden yükselirken Dorés, ablasın verdiği ‘ev erken gitme’ sözünü çoktan çiğnediğini anımsadı. Koca kız olmuştu artık, ne zaman eve geleceğine rahatlıkla karar verebilirdi. Başını sözlerini onaylarcasına hafifçe sallarken içeri girmişti bile.

‘ Gecelerin prensi yine ayakta ha? ’ Yüzünde öyle muzur ve çapkın bir ifade oluşmuştu ki Frank’ın yüzünde hafif bir tebessüme yok açmıştı bu. Gözlerini uzun bir süre onun şehvetli bakışlarından alamamıştı. İlk birliktelikleri aklına geliyordu, Dorés dördüncü sınıfa giden bir yeni yemeyken Frank son sınıf öğrencisiydi. O zamanların mahcup iki genci birbirlerini, bedenlerini yeni yeni tanımaya başlamıştı. Dorés’in ilk deneyimi ve ilk partneri olmuştu. Aşk veya sevgi kavramları bu ikili için uzak ve gereksizdi. Aşk fedâkarlık isterdi; Dorés ise bir erkeğe sağdık kalamayacak kadar hızlı ve doyumsuz, hiçbir şey feda edemeyecek kadar bencildi. Frank için de benzer özellikleri taşıdıkları söylenebilirdi elbette, onun doyumsuzluğunu tatmak farklı bir duyguydu. Dudaklarında duran sigarayı kibarca dudaklarından çekip kendi dudaklarına götürürken yaramaz bakışları Frank’ın üzerindekileri süzmeye başlamıştı bile. Alışkın olmadığı bu yakıcı tat boğazlarında inanılmaz bir yanmaya sebep olsa da aldırmıyordu. Aklı bedeninin acısını düşünemeyecek kadar bulanıktı.

‘ Sweliné’in atlatmak zor oldu. Yine de buradayım, bir şeyler ikram etmeyecek misin? ’
Frank ile takılmadığı zamanlar Hogwarts Müdürüne ilgi duymaya başlamıştı. Onun da boş olmadığının farkındaydı. Bunları düşünmenin sırası mıydı? Kendi kendine aşklarını hatırlatmaktan vazgeçti, Frank’ın dudaklarına ıslak ve etkili bir öpücük kondurdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Frank Xavier Benjamin

GezginGezgin
Frank Xavier Benjamin



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sırtlan.

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 2:09 am

Gece kadar karamsar olan düşüncelerinden sıyrılmayan çalışan Frank'in ilacı duruyordu şimdi, ahşap kapının önünde. Onu her gördüğünde kalp atışlarını hızlandıran ve terleten Dorés'in mankenlere meydan okuyan yürüyüşüyle üzerine doğru salınışını hayranlıkla seyretti. Dudağını acıtacak sertlikte ısırmıştı ister istemez. Kömür karası gözlerindeki kurnazlık daha fazla dışa vuruyordu. Ama bu dakikadan sonra herşey önemini yitiriyordu Frank'in gözünde, tabii karşısında salınan Dorés hariç. İlk birliktelikleri geliyordu hemen aklına. Boş zindanlardan biri, 17'sinde doyumsuzluğunun zirvesinde bir Frank ve daha yeni yeni serpilen körpe ve arzulu Dorés! Hiç unutamadığı bir kesitti bu hayatından. Karşısındaki cadının ipeksi saçları ve teni! "Ooo! Mekânıma şeref verdiniz Bayan Nydeln!" Hiçbir şeyi kafasına takmıyormuş gibi gözüken alımlı vücudun karşısına kurulmasını sükûnetle seyretti, hormonlarının izin verdiği ölçüde. Yine aynıydı Dorés, umursamaz ve ateşli. Elindeki sigaranın hunharca alınmasını tepkisiz seyretti. Cadının dolgun dudaklarının sigarayı çekerkenki büzülüşü Frank'i yerinde zaptedemesede biraz daha dayanmaya çalıştı, bu arzu ve şehvet dolu kadına. Dudaklarına konan sıcak ve bol sulu öpücük bütün iplerinin kopmasına neden olmuştu Frank'in. "Hazır deneyimli bir şifacı bulmuşken şu yaramı bir göstersem iyi olacak galiba!" Oturduğu tabureden ayaklanan Frank gömleğinin düğmelerini yavaş yavaş çözmeye başlamıştı. Tezgâhı dolaşarak cadının yanına ulaştığında bu işi seve seve devralan Dorés kaslı karnını bir çırpıda ortaya çıkardı. 3-4 senelik bir yara olan ve Dorés'in de yerini ezbere bildiği birkaç karış uzunluktaki kesik biçimindeki yarayı gösteren Frank'in yüzündeki muzip ifadeyi ateşleyen şey Dorés'in istekli bakışlarıydı.

"Sürekli bir acıma hissi veriyor. Galiba ıslaklık ve neme ihtiyacı var." Zarif ellerini büyücünün yapılı karnında dolaştırmaya başlayan kadının çoktan baştan çıktığı söylenebilirdi. Aralarında çok az bir mesafe kalmıştı artık. Oturduğu taburede başında dikilen Frank'e doğru dönen Dorés'in elleri büyücüyü kendinden geçiriyordu artık. Sihirli eller! Kömür karası gözleri bir saniyeliğine bile tapılası vücuttan ayrılmazken içinde biryerlerde, adını aldığı dedesi Charles'a benzeyen tutkulu ve doyumsuz yanının uyandığını hissedebiliyordu. Gözlerini kapatarak göğsündeki dokunuşları tam anlamıyla algılamak isteyen Frank'in tam da yara izinin üzerinde hissettiği ıslaklık hissi şüphesiz baştan beri planladığı şey olan; Dorés'in mahareti sınırsız dili olmalıydı. Birkaç dakikalık bu tedavinin* sonunu getiremeyecek olan Frank cadıyı boğazından sertçe kavrayarak kendine çekti. Dolgun dudaklara kenetlenmişti. Hem de kendine has doyumsuz tavır ve hâlleriyle! "Emin ol bu gece, boş zindandakinden bin kat daha iyi olacak." Dudaklarının ayrıldığı sırada yüzlerine yerleşen sırıtmalar içlerindekş arzu ve şehvetin dışa vuran başka bir formuydu adeta.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dorés Nydeln

GezginGezgin
Dorés Nydeln



Mücadele Tarafı : Samet Abi'min, Sedağ Ablam'ın yanı *.*
Rp Sevgilisi : Hayden bakışlı Furkan *.*
Kan Durumu : Melez
Patronus : Jigglypuff Razz

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 3:06 am

Ellerini kayıtsızca adamın dizlerine yerleştiren genç kadın Frank’ın gömleğini sıyırması ve birkaç kadeh şarabın etkisi ile parmak uçlarını nazikçe Frank’ın yara izi üzerinde gezdirmeye başladı. Dorés içkiyi dudaklarına götürdüğünde sarhoş olan biri olmasına rağmen bunu asla kabullenmezdi. Frank’ın doyumsuz bakışları Dorés’in içindeki çılgın kızı ateşliyordu. Bu yara onun için yeni bir şey değildi, daha önce gördüğü de olmuştu. Nedense buraya dokunmak Frank üzerinde tuhaf bir etki yaratıyordu, hafif bir acı ve fazlasıyla memnuniyet. Frank için tanıdığı diğer erkeklerden daha farklı olduğunu söyleyebilirdi. Dudaklarını onun bedenin yaklaştırırken bir eliyle gözünün önüne gelen altın sarısı saçlarını geriye çekiyordu. Genç adamın sıcak teninin tadını aldıktan sonra gri çekildi. Sarhoş bir gülümsemeyle üzerindeki pelerini çıkartıp barın üstüne fırlattı. Frank boğazını sertçe çekip dudaklarına yapıştığında Dorés –bilerek ve isteyerek, kesinlikle- ellerini onun dizlerine koydu. Frank’ın o delici bakışları bile Dorés’ı kendinden geçirmeye yetiyordu. Saçlarından yavaşça tutup Dorés’in yüzünü kendisine çeviren Frank onun dolgun dudaklarına tekrar gömülmüşken Dorés genç adamın bedeninin sıcaklığını duyumsuyor ve bununla mutlu oluyordu. Dorés için Frank yalnızca bu tür şeyler yaşadığı bir erkek değildi, bazen onu öğretmeni olarak gördüğü de oluyordu. Bu saçma şeyler zihninde uçuşurken Dorés geriye çekilip sırtını sandalyeye verdi.

‘ Her zamanki gibi doymak nedir bilmiyorsun, Frank. Bana mükemmel bir gece yaşatacağından şüphem yok. ’ İçindeki muzurluk kıvrılmış dudaklarından kaşlarına kadar tüm yüzüne yayılmıştı. Kızaran yanakları sarhoşluğun mu yoksa Frank’a yaklaşmanın verdiği heyecanın mı belirtisiydi, kestirilemezdi. Kesin olan tek şey bu iki bedenin daha fazla dizginlenemeyeceği gerçeğiydi. Bir eli hala dizinde olan Dorés diğer elini bara yaslamıştı, başı şimdi ağrımak ile ağrımamak arasında kalmış gibi bir hâl içine girmişti. Frank’ın siyah gözleri zaman zaman onu yokluyor, aceleci bakışlar atıyordu. Ah, yaramaz Frank. Yirmi beş yaşına gelmiş olması içindeki yaramaz ruha etki etmemişti. Buna pek şaşırmıyordu Dorés, çoğu zaman onu kendine benzetiyordu zaten. Belki de ikisi de birbirlerini bu yüzden tercih ediyorlardı, fazlasıyla ortak yönleri vardı. Bacak bacak üstüne atan Dorés –kabul ediyordu- karşısındaki adamı baştan çıkartmayı çok iyi biliyordu. Frank’ı kemerinden tutup kendine çekerken dudakları anlamlı bir ifade ile kıvrılmıştı.

‘ Bir kadını mutlu etmeyi iyi biliyorsun, tartışmasız. Ancak içkimi getirmezsen, bu kadın seni mutlu etmeyecek. ’
Ardından sarhoşça bir kahkaha patlatırken Frank’ın barın arkasına doğru ilerlediğini gördü. İşte, serin bir içki ikisine de iyi gelecekti. Dünyayı iyiden iyiye flu görmeye başlayan Dorés, yüksek sesle –sanki sağır varmış gibi- birkaç kelime telaffuz etmişti. ‘ Benim için ne hazırlayacaksınız Bay Benjamin?’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Frank Xavier Benjamin

GezginGezgin
Frank Xavier Benjamin



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sırtlan.

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 11:07 am

Dorés'in arzulu fısıltıları büyücü fazlasıyla baştan çıkarmaya yetiyordu, muhteşem bir vücut ve kusursuz vücut hatlarının yardımı da tartışılmaz tabii ki! Arzu ve şehvet. Cadının dudaklarından hissedilenler bulardan ibaret değildi. İşte Frank'i kendine çeken şey de buydu. O güzel vücudun altında yatanlar; umursamazlık, şımarıklık... Frank'in vücudu cadının muhteşem tedavi* seansının üzerine sanki alev almıştı ve hâlâ alevlenmeye devam ediyordu. Az önceki sihirli eller dizlerine doğru inerken büyücü bundan, bu tahrik edici güzellikten kaçışı kalmadığını anlamış gibi Dorés'i ipeksi saçlarından birkez daha kendine çekerek dudaklarına yumuldu. Bir ara kendi dudaklarını çevreleyen ve yüz hatlarının önemli bir parçasını oluşturan top sakallarının üzerinde de bir dilin dolandığına yemin edebilirdi. Tabii şehvet ve arzudan kendinden geçtiği için kapalı gözlerle bunu görmesi imkânsızlaşıyordu. İki istekli ve dolgun dudak ayrıldığında, sanki sırt Frank'i baştan çıkarmak için yaratılmış olan Dorés'in sandalyesine yaslanarak bacak bacak atması bile büyücünün içindeki yangınları besliyordu. Ve yine Frank'a bir klasik müziğin doruk noktasındaki ezgiler gibi rahat ve dinlendirici gelen kadife ses! Ancak Dorés'in içindeki muzurluk bütün vücut ve yüz hatlarıyla dışa vurmuşken Charles'ın ister istemez, içindeki yangınları dışa vurmamak için dudağını acıtacak derecede ısırması doğal sayılabilirdi. Cadının al al olmuş yanağına giden elleri sevgi ve aşkın bir göstergesi miydi? Hayır, bu iki bedenin sonsuz arzularını vücut diliyle dışa vuran bir kısımdı sadece. Kemerinden tutularak çekilmek şüphesiz Frank'in istediği türden bir cevap olmuştu. Ve kadının fısıltısı kendini güçlükle dizginleyen büyücüyü harekete geçiriyordu. Ellerini pes ettiğini göstermek için havaya kaldırırken yüzünde sinsi bir sırıtış vardı. Seri adımlarla tezgâhın arkasına, çalışma ve uzmanlık alanına döndü. Gerçi bir diğer uzmanlık alanı da tezgâhın öteki tarafında durmaktayd; cinsellik ve seks!

"Hmm! Size bir kadeh martini iyi gider diye düşünüyorum, Bayan Nydeln." Elleri en hızlı olabileceği şekilde martiniyi hazırlarken oraya bakmaya bile tenezzül etmeyen Frank, Dorés'in mavi gözlerinin içine bakıyordu. "Yalnız çekindiğim nokta kollarımda sızmanız, hanımefendi! Emin olun, bunu siz de istemezsiniz." Estetik kadehin içindeki martiniyi kadına uzatırken içmeyi unuttuğu kendi kokteyline tekrar döndü. Fakat aralarındaki tezgâh bedeni arzudan yanıp tutuşan büyücüyü fazlasıyla rahatsız ettiğinden tekrar Dorés'in yanına döndü. Kadehlerin ruhu serinleten tokuşma sesinden sonra bardağındaki kokteylin çoğunu içen Charles'ın içindeki şehveti körüklemek için biraz alkole ihtiyacı olduğunu kim bilebilirdi ki! Kendi içkisini oldukça beğenmiş gibi duran Dorés'in martiniden ıslanan dudaklarındaki tadı merak eden Frank, dilinin fazlasıyla ön planda olduğu bir öpücük kondurdu. Elinden kayarak tezgâha düşen kadehinin kırılıp kırılmadığını bile umursamayan büyücünün güçlü kolları yavaşça kadını sarıyordu. "İçkimin rahatlattığından eminim. Şimdi, sıra bende!" Küstah ve arzulu dudakları Dorés'in boynuna çoktan inişe geçmişti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dorés Nydeln

GezginGezgin
Dorés Nydeln



Mücadele Tarafı : Samet Abi'min, Sedağ Ablam'ın yanı *.*
Rp Sevgilisi : Hayden bakışlı Furkan *.*
Kan Durumu : Melez
Patronus : Jigglypuff Razz

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 2:57 pm

Frank’in sağlam bir işletmeci ve içki zevkine güvenilir biri olduğunu düşünüyordu. İşte bu yüzden burada olmaktan mutluluk duyuyordu. Kaliteli içki servisi ve hoş bir beyefendi ile güzel bir gece… Kendini kaybediyor, damarlarında gezinen alkolün tüm bedenini uyuşturmasını sakince seyrediyor ve yine gülümsüyordu. Kusursuz sayılabilecek güzellikte, tescillenmiş dudakları kadehe her değdiğinde kenarına kırmızı lekeler bırakıyordu. Aldığı tat hoşuna gitmişti, memnuniyet ifadesi yüzüne iyice yayılmıştı. Bedenine karşı koymak istese de fazlasını yapamıyordu, Frank’in yapacağı tek bir harekete bakardı her şey. O da zevkini çıkarmak istercesine yavaş hareket ediyordu, Dorés’in gözlerini vücudundan alamadığını fark ettiğinde çapkınca gülümsemişti. Kendi içkisini yudumlarken genç kadını süzmekteydi, Dorés onun bedeni üzerindeki planlarını zihninde gözden geçirmekte olduğunu düşündü. Soğuk sıvının boğazlarından akıp gitmesine izin veren genç cadı sandalyeye yayılmışken genç adamın kendisine yaklaşmakta olduğunu fark etti. Bir an için hayal görüp görmediğinden emin olamadı, hiçbir şeyi eski netliğinde göremiyordu. her şeye rağmen umarsız ve rahat tavırları, uygunsuz görünümüne aldırmayan davranışları Dorés’i özüne döndürüyordu. Onun için mühim olan keyfiydi, daha önemli bir şey var mıydı? Anın tadını çıkartmak, bu ateşli adamın kolları arasına tekrar girmek onu mutlu edecekti. Eskiden olduğu gibi…

Diğer yandan ailesine olan sorumlulukları aklına geliyordu, onlara bağımlı yaşamak nedense Sweliné’in düşündüğü kadar sevimli gelmiyordu Dorés’e. Zaten St. Mungo’ya sürülmesi tam bir felaketti, zerre kadar anlamadığı bir işti şifacılık. Neyse ki Sweliné vardı ve elini yüzüne bulaştırmasına izin vermiyordu. Bu gece nasıl eve erken döneceğine söz verebilmişti aklı almıyordu. Zaten annesindeki faturası epey kabarıktı, işler iyice sarpa saracaktı yine. Alkol bir anda yine geçmişini önüne sürmüştü önüne, gözlerinin önünde o tüylü koltukta oturan Jaska canlanmıştı. Duygusal bağlamda ait olduğu ilk erkekti. Tabîi sonradan bedenine de sahip olmuştu. Bu dönemler içinde Frank ile görüşmezlerdi, genelde Dorés Üç Süpürge’ye geldiğinde sevgilisinden yeni ayrılmış ya da kendini boşlukta hissediyor olurdu. Frank için durum farklıydı tabii, o istediği her kadınla her an birlikte olabilirdi. Sürekli ilişkiler ve duygusal şeyler kesinlikle ona göre değildi. Onun için her çiçeğin tadına bakan bir arı olmak daha eğlenceliydi. Dorés için bu iyi bir şeydi, ne de olsa pek çok arının tadabileceği bir çiçekti o. Yapraklarını kapatmadığı sürece…

Zihni kendisine sarılırken Frank’in kırdığı bardağın keskin sesiyle berraklaşmıştı birden. Bedeni bir anda Frank’in kollarında yerini almıştı. Frank’in sihirli dokunuşları vücudunu rahatlatırken genç kadın başın geriye atmıştı. Genç büyücünün dudakları boynunda gezinirken Dorés elleriyle Frank’in saçlarını kavramıştı. Sıcak nefesini tende hissettiği genç adamın bedenini kendi bedenine daha çok yaklaştırıyor, kulağına bu gece onun olmak istediğini söylüyor, adeta fısıldıyordu. Elbisesinin eteklerini yukarı kaldırıp bacaklarını genç adamın beline dolarken geri çekilen ve gözlerine bakan Frank’e tebessüm etti. ‘ Hey, sanırım camdan birilerinin bizi izlemesi keyif verici olmaz ha? ’ Frank’in dudaklarına yaklaşıp sertçe ısırdıktan sonra geceye hazırlanmak üzere parmağını Frank’in pantolonunun düğmesine yerleştirdi. Ancak önce daha rahat bir yere geçmeleri gerekiyordu. Daha sonra Dorés yine kendini bu genç adamın kollarına teslim edecekti, tabîi onu da teslim alarak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Frank Xavier Benjamin

GezginGezgin
Frank Xavier Benjamin



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Sırtlan.

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 4:08 pm

Dudaklarını Dorés'in kokusuyla kendine çeken teninde gezindirirken bütün yaşamsal faaliyetlerden yavaş yavaş kopuyordu, tabii cinsellik ve şehvet fonksiyonları dışında! Frank'in gözü bütün zerafetiyle önünde duran kadından başkasını görmemeye başlıyordu. Bunda bir dikişte bitirdiği sert kokteylin de etkisi yok denemezdi. Ustaca kullandığı dilini cadının boynunun her santimetre karesinde gezindirirken saçlarının arasında hissettiği parmaklar Frank'i daha çok ateşliyordu. O kadar kendinden geçmişti ki beline dolanan bacakları bile birkaç saniye sonra farketti. Elleri mankenlere taş çıkartacak müthiş bacaklarda dolanırken dudakları tekrar dolgun dudaklara yöneldi. Pantolonunda hissettiği dokunuş artık Frank'in dizginlerini elinden kaçırmasına neden oldu. Dudaklarının ayrıldığı kısa anlarda Dorés'in fısıltıları büyücüyü başka bir alême çekiyordu sanki. Biraz geriye çekilerek kömür karası gözlerini esir alan mavi derinliklere daldı... "Haklısın bebeğim! Hogsmeade'in dilencilerine yeterince göz ziyafeti verdik zaten." Başıyla kapının önünden geçen sarhoşları işaret etmişti. Ön düğmeleri açık olan gömleğini çıkaran Dorés'e göz kırptıktan sonra yarım kalan martiniyi dikti, tabii cadının vahşi* ısırıklarını büyücünün ıslak ve alev alev yanan dudaklarından çekince! Tezgâhın üzerinde duran asasıyla kapıyı ve bütün pencereleri kapattı. Boş handa inleyen çarpma seslerinin ardından dış dünyayla irtibatları kesilmişti artık. En çekici duruşunu aldığı sandalyeden kalkan Dorés'i hiç zorlanmadan kucaklayan Frank sakin adımlarla yukarı, hanın en geniş odası olan kendi odasına ilerliyordu. Bu sırada hâlâ dudakları ayrılamıyordu. Bu anın tadını çıkarmak için merdivenleri olabildiğince yavaş çıkan Charles'ın kolları arasındaki Dorés'e artık sahip olma isteği doruk noktasına ulaşmıştı. Birkaç kapının yer aldığı koridora ulaştığında yıldırım gibi en sondakine yürüyor, hatta koşuyor da denebilirdi. Öpüşürken bir kapıyı açmanın ne denli zor olabileceğini tecrübe eden büyücünün işini zorlaştıran bir diğer şey de adeleli vücudunda gezinen zarif ellerdi.

"İşte burası da benim kral dairem! Bu akşam kraliçesi sen olacaksın Dorés." Kucağından inerek odayı dolaşmaya başlayan cadıyı kapıyı kapatarak takip eden Frank'in dayanma gücününü sınırlarında olduğu söylenebilirdi. Yatağın kenarından pencereye doğru ilerleyen Dorés'in peşinden ilerliyordu. Cadıyı belinden kavrayarak tekrar boynuna öpücükler kondurmaya başladı, ipeksi saçlarını önenden çektikten sonra tabii! Martininin verdiği sarhoşlukla olsa gerek, içindeki vahşi kedinin ortaya çıktığı Dorés peşinden gelen Frank'i avıyla oynarmış gibi kendine çektikten sonra yatağa fırlattı. Yüzüne yayılan kurnaz ifadeye engel olamayan Frank'in karşısındaki vahşi kediyi* davet edercesine yatakta yayılması şüphesiz avcısını tahrik etmişti. Yavaşça üzerine çıkan bedeni şehvetle karşılarken pantolonunun düymesinin çözüldüğünü hissetti ve yavaşça bedeninden kaymasına izin verdi. Dorés'in dolgun dudakları karnından başlayarak boynuna doğru çıkarken artık onu sabırsızlıkla bekleyen Frank, bir hamlede üste çıktı. Ve o tapılası bedeni daha da öne çıkararak sansürleyen ince elbiseyi yırtarcasına çıkardı. İç çamaşırlarıyla kalan iki vücudun birbirleriyle temas ettiği her yer terliyordu. Dudaklarını tekrar Dorés'in teninde gezindiriyordu, her santiminde! "Sanırım bu paçavralardan da kurtulmalıyız. Haksız mıyım?!" Dolgun göğüslerin ortasına kadar gelen dudakları Frank'e göre değersiz bir paçavra olan sütyene geldiğinde dişlerini kumşın altına da değirecek şekilde ısırdı. Onun altındakileri de istiyordu.


En son Frank Charles Benjamin tarafından Çarş. Haz. 10, 2009 7:00 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dorés Nydeln

GezginGezgin
Dorés Nydeln



Mücadele Tarafı : Samet Abi'min, Sedağ Ablam'ın yanı *.*
Rp Sevgilisi : Hayden bakışlı Furkan *.*
Kan Durumu : Melez
Patronus : Jigglypuff Razz

Bir Kadeh Martini Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kadeh Martini   Bir Kadeh Martini EmptyÇarş. Haz. 10, 2009 6:54 pm

Titreyerek dudaklarını geri çeken Dorés iyiden iyiye ısınan bedenindeki yangını söndürmenin yollarını yine bu genç adamın dudaklarında arıyordu. Sabırsız bedeni Frank’in kucağında çırpınırken Frank’ın kral dairesinin önüne gelmişlerdi bile. Uzun bacaklarını büyücünün vücudundan çözerken dudaklarını Frank’ın ıslak ve sıcak dudaklarından koparabilmişti. Frank’in odasını tanıtmasıyla yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşan Dorés geniş oda içerisinde yatağa doğru yavaşça süzülüyordu. Sarhoşlukla mırıldandığı bir Elvis parçası odadaki topuk seslerine eşlik ederken Frank’in bedenine uygulayacağı kuvvetin ne zaman başlayacağını kestirmeye çalışıyordu. Frank onun belini kavradığında gözleri gayrî ihtiyarî olarak kapıya çevrildi, kapalıydı şimdi o kapı. Kendisine sarılan adamı bir kuvvetle yatağa savururken elbisesinin askısı omzundan sıyrılmıştı. Halinden memnun gülüşüyle Dorés genç adamın karnında dudaklarını gezdirirken kıkırdamadan edemiyordu. İçki içtiğinde aşırı neşeli olan genç kadın bir süre sonra sadece bu ateşli, doyumsuz bedene ait olma isteği ile doldu. Dudakları tekrar boynuna ulaştığında derin derin nefes alan genç adamın yüzündeki o simsiyah bakışlar Dorés’in hem ruhunu okşuyor hem de onu bir nebze de olsa korkutuyordu. Daha önceki birlikteliklerinden öğrendiği çok şey vardı, Frank mızmız tiplerden çok cesur kadınları severdi. Adeta kadınlarla oynardı, ipleri elinde tutmak istemesi aslında her erkekten beklenebilecek bir şeydi. Bu sefer kim kiminle oynayacaktı, Dorés için belirsizdi. Onun pantolonunu düğmesine uzanan eli kibarca düğmeyi açtı, karşısındakinin tüm sabırsızlığına rağmen.

‘ Daha önce mükemmel bir vücudun olduğunu söylemiştim değil mi? ’ Dorés kıkırdayarak ellerini onun göğsüne dayamıştı. Elbette birlikte olduğu erkeğin vücuduna dikkat edecekti, sevgilileri için de aynı durum söz konusuydu. Bir kadın nasıl ki zarif bir bedene sahip olunda güzelliği anlamlanıyorsa , erkek de vücuduna iyi bakmalıydı. Uzun vücudunu henüz genç adamın bedenine yaklaştırmıştı ki bir anda sırtını yumuşak yatakla birleşmiş bir şekilde buldu. Üzerindeki genç adam elbiselerini hunharca çıkartırken Dorés dikiş yerlerinden yırtılan elbisesine tuhaf bir ifadeyle bakıyordu. Lanet olası elbise için üzülemiyordu bile. Bu sırada Dorés de kollarının uzanabildiği yere kadar Frank’in üstündekilerde tamamen kurtulmasını sağlamaya çalışıyordu. Eli -başta yanlışlıkla değdiyse de sonradan isteyerek yaptığı bir şey haline gelmişti- Frank’ın mahrem yerlerine değdikçe Dorés’in vücut ısısı artıyor, kolları ve yanakları kıpkırmızı kesiliyordu. Genç adam dişlerini Dorés’in narin vücuduna geçirirken Dorés gözlerini kapatmış, kısık sesle canının fazlasıyla yandığını söylüyordu. Oysa bu Frank’ın umurunda mıydı? Belki de bunu aparken büyük keyif bile alıyordu. Frank el çabukluğuyla çoktan Dorés’in giysilerini çıkartmıştı. İki sabırsız beden birbirine ait olma isteği ile temas ederken Dorés, genç adamın nefesini yüzünde her hissettiğinde sanki ilk kez olacakmış gibi heyecanlanıyordu.

‘ Pekâla, canımı yak. Karşılığında ben de seninkini yakacağım. Diğerleri gibi olmadığımı iyi bilirsin, Frank. Ve şimdi kudretini görmek istiyorum. ’ Bu birkaç cümle avını –ya da avcısını, her an her şey değişiyordu çünkü- harekete geçirecekti. Dudaklarını tekrar onun dudaklarına bastırırken oda Dorés’in nefes alıp verişi ve öpüşme sesleri ile kaplanmıştı. Odanın lambasının duvarlara ve yerlere düşürdüğü gölgelere bakınan Dorés, Frank’in boynu ve daha aşağısı için planladığı öpücükleri hayata geçirişini teninde duyumsuyor ve dudaklarını ısırarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Gözleri aniden kapanırken, Frank’ın sırtına ve omuzlarına dokunma zevki Dorés’e aitti. ‘ Daha fazlasını yapabilirsin, Frank. O küçük, körpe Dorés değilim artık. ’ Yüzündeki şımarık ifade ile gözlerini tekrar kapattı, sadece kendi mırıltılarını ve Frank’in hızlı nefes alışverişlerini duyuyordu şimdi. Gecenin karanlığı ve sessizliği bu ikilinin işine yaramıştı elbette, Nydeln ailesi de büyük ihtimalle kızları için endişelenip duruyordu. Aslında Dorés için bunun şu an hiçbir önemi yoktu. Tek istediği bu gecenin kraliçesi olmaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Bir Kadeh Martini

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-