Aşka Dönüşen Gizemli Dostluk

Gezgin

İkiside derin bir nefes aldılar . Büyük bir sınavdan geçmiş gibiydiler . Sonunda Jess gitmişti . Konuşmasındaki umursamaz tavır Loisayı etkilemişti . Tabii , Edwardın konuşmasıda aklını kurcalamıyor değildi . Şimdi , herkes yerli yerindeydi . Olması gereken yerde ... Tek karışıklık vardı , ikisi arasında dostluk bağımı kuvvetlenecek , yoksa ''aşk'' mı yeni güne merhaba diyecekti ? Öyle heyecanlıydıki konuşmaya başlasa tökezleyip yere düşecek , belkide dili tutulacaktı . Edward ona hiç böylesine değerli görünmemişti .
“ Bende seni kırmak istemem. Çünkü değerli birisin Loisa. Sanırım ikimiz de zor günler geçiriyoruz ve bu bizi etkiliyor. Aramızdaki sorunu çözüp tatlıya bağlayalım.”
Bakışlarından bir anlam çıkarmayı denedi , ama göz göze gelince hemen gözlerini kaçırdı . Sebebini bile bilmediği bir kuvvetten korkuyordu . Acaba onunla burada oturup yıldızları seyrederken diledikleri kadar göz göze gelebileceklermiydi ? Yada , böyle bir şey olacakmıydı ? Loisa bunları düşünürken zaman onları kovalıyordu . Saat Kulesinin çanı , müthiş bir gürültüyle çınladı . İkiside birbirine bakıp gülmeye başladılar .
'' Sorunu önlemek için herhangi bir öneriniz varmı Bay Waltz ? '' Gülümseyerek Edwarda bakıyordu . Jess'in gitmesi onun keyfinide yerine getirmişti . Dalgalı saçlarını savurarak Edwardın karşısına geçti . Her an her şey olabilirdi . Bu olasılığı göze alıyordu , yalnızca bu sorunun bir an önce çözülmesini diliyordu . Şu an kimsedende korkmuyordu . *Ne olacaksa olsun * Mavi gözleri Edwarda karşı ışık saçıyor , onunda gözleri yalvarır gibi Loisaya bakıyordu . İkisininde başka şöyler düşündüğü olasıydı . *Kim olabilirki Edwardın kalbinde , hem öyle biri olsa bahsetmezmiydi ? *

Gezgin

Artık Edward gözlerini hiç Elain’den kaçırmıyordu. Elain’in mimiklerini dikkatlice izliyor bir anlam çıkarmaya çalışıyordu. Arada o da Steven’a bakıyor ama hemen gözlerini başka tarafa çevirip oraya bakıyordu. Steven’ın saklayacak bir şeyi kalmamıştı. Şimdi tamamıyla her şey ortadaydı. Şuan bir şeyler söylemesini bekliyordu Loisa’nın. O sırada saat kulesinin çanı çınlamaya başladı. Oldukça yüksek bir ses çıkarmıştı. Sanki bu onlara bir işaretti. Saat zamanın geldiğini ifade ediyor gibi gelmişti Edward’a. Sonra Elain ona döndü ve ikisi birlikte gülmeye başladı. İlginç olmuştu bu. Şimdi her şey yoluna girmeye başlamıştı yavaş yavaş. Aralarındaki soğukluk geçmiş bütün buzlar erimişti. Yüzleri birkaç dakika öncesindeki gibi asık değildi.

'' Sorunu önlemek için herhangi bir öneriniz varmı Bay Waltz ? '' Bu söz üzerine Edward gülümsedi ona. Evet bir düüncesi vardı konuşmak ve aralarını düzeltmekti ve sonrasında ise Loisa’ya açılma kısmı vardı. Sonuç ne olursa olsun bunu söyleyecekti. Deneyecekti şansını. Sevdiği kız için en azından elinden geleni yapmış olacaktı. Elain, Edward’a iyice yaklaşmıştı ve saçlarını savurarak geriye doğru attı. “evet vevabını bekliyorum” der gibi bakıyordu.

“Evet ilk açılış konuşmasına başlıyorum. Son zamanlarda seni üzecek şeyler yaptıysam özür diliyorum. Bu aralar kafam gerçekten çok karışık ve kendimi garip hissediyorum bu yüzden de sana farklı davrandım veya biraz uzak durmaya çalıştım. Çünkü seni üzecek bir şey yapmak istemedim. Tabi uzak kalmaya çalışmak da bir çözüm değil. Ne kadar uğraşırsan uğraş bundan kaçışın olmuyor. Seni bir yerde tekrar yakalıyor. Bende bunu anladım ve en iyi yöntemin konuşmak ve gerçekleri açığa vurmak olduğunu düşündüm. Senden her şekilde çok özür diliyorum Loisa”

Evet şimdi başlıyordu. Acaba devamı gelebilecek miydi? Kendi sebebini kısmen de olsa söylemişti, şimdi Loisa’nın söyleyeceklerini bekliyordu. Heyecanı daha da artmaya başlamıştı ve kalbinin atışları da hızlanmıştı.

Gezgin

'' Gerçekleri açığa vurmak ? ''
Edwardın Loisadan gizli ne gerçeği olabilirdiki ? Rüzgar uğultusu dışında neredeyse kendi kalp atışlarını bile duyuyordu . Edwardında fark etmesinden korkuyordu . Düşünecek hiçbir şey kalmamıştı . Saat bile onlara alarm veriyordu . Konuşmak zorundalardı . Nereye kadar gidecektiki ?
'' Bende bunun sebebini merak ediyorum Edward . Seni benden çalan ne ? ''
Edward hiç onun olmamıştıki , çalan bir şeyler olsun . Ancak , aşk kum saati gibiydi . Onun karşısındayken heyecanın artıyor , beynin tamamen boşalıyordu . Hissetmek imkansızdı . Diğerlerinin konuşması uğultu gibi geliyordu . Tüm bunlar ; aşktı . Yıldızların altında , saat kulesinin başında ve sevdiğiyle ... Daha ne isteyebilirdi ? Edwardın düşüncelerini okuyabilmek , hemde şu anda . Ne kadar güzel olurdu ... Ondan uzaklaşmak istemiyordu , bu anın bitmesinide . Yalnızca rüzgarın durmasını diliyordu . Belkide , Jess'in gitmesi gibi rüzgarda durabilirdi , şansı varsa . Söylemesi gereken şey bu değildi aslında .
Ancak her şeyin bir zamanı vardı , ve beklemeliydi . Sabretmeliydi ... Edward , kaçmıyorduya ? Peki ya biri gelip bu büyülü anı bozarsa , işte o zaman tüm emekler boşa gitmiş olurdu . Bir daha bu anı
yakalayamazlardı belkide ...

Gezgin

Elain’den gelen soru Steven’ı zor durumda bırakmıştı. Eğer nedenini anlatırsa aşkını hemen itiraf etmesi gerekecekti. Her ne kadar konuşmaya çabalasa da bunu yapamıyordu. Gerçekten çok zorlanıyordu. Ona olan aşkını şimdi söylemeyecekse ne gibi bir sebep ortaya atabilirdi? Planları istediği gibi gitmiyordu. Kafası karışmıştı ne cevap vereceğini bilemiyordu. Sanki beyni durmuştu. Biraz etrafına bakındı. Gökyüzündeki yıldızlar, etraftaki doğal güzellik harikaydı. Her bir yıldız onlara göz kırpıyordu. Nedense her olanın bir anlamı vardı sanki bugün. Her gördüğü işaretti. Belki de söylemenin zamanıydı. Bu sırrı sadece bir yere kadar saklayabilirdi. Çünkü her defasında Edward bir açık veriyordu. Bunları aklından geçirirken aniden Elain’in son cümlesi şimdi dikkatini çekmişti. “Seni benden çalan ne?” demişti. Bunun ne anlama geldiğini tartmaya başladı. Eğer dost iseler bunu söylemesi normal miydi? Evet ona aşık olması hem Loisa’dan uzaklaşmasına neden oluyor hem de ona yakınlaşmasına neden oluyordu. Bu yüzden Elain onun dostluğunu kaybetmekten endişelendiği için böyle demiş olabilirdi. Ya da o da ona karşı bir eyler hissediyor ve başkasının Steven’ı ondan uzaklaşmasına neden olduğunu düşünmesine sebep oluyor da olabilirdi. Peki bu ikisinden hangisiydi? Bu durum karışık da olsa, az da olsa bir umut aşılıyordu. Evet bu Edward’ın bir görüşü olma açısından yeterli bir şeydi. Zaten daha fazla ipucu alma imkanı yoktu. Son nokta buydu. Ki Elain’in sorusuna da doğru cevabı vermesi gerekiyordu. Sonunda açıklama vakti gelmişti. Her ne kadar onu kaybetmekten korksa da doğrusu buydu. Çünkü bir gün her şey için geç olabilirdi ve bu da hiç iyi olmazdı. Baya düşünmüştü. Yüzünü tekrardan Elain’e çevirdi. Elain sabırsızlanmıştı. Haklıydı da.

“ Şuan eminim sana sorunumu neden açıklamadığımı merak ediyorsundur. Haklısın bizim dostluğumuz önemli ve hep her şeyimizi birbirimize açıklarız. Ama bu seferki durum çok farklıydı Loisa. Bu yüzdende ne yapacağımı bilmiyordum. Sana ya söyleyecektim ya da sonsuza kadar içime gömecektim”Biraz yutkundu ve bekledi. Rüzgar da artık hafif esiyordu.

“ Kararımı bugün seni burada görünce verdim. Şimdi saklamam için hiçbir neden yok. Benim için hep önemli biri oldun ve hep öyle kalacaksın. Seni ilk gördüğüm günden beri sana karşı kendimi yakın hissettim. Normalde kimseye bu kadar çabuk yakınlaşmam fakat sen herkesten farklıydın. Kısa bir zaman geçtikten sonra seninle dost olduk. İyi ki de olmuşuz. Günler geçtikçe seni daha yakından tanıdım, sana olan güvenim sağlamlaştı. Tabi bunlar olurken farkında olmadan sana karşı hislerim değişti ve yerini başka bir şeye bıraktı. Ne zaman bu hisler gerçeğe dönüştü işte o gün hayatımda değişti. İşte sana karşı davranışlarım bu yüzden değişti. Kararsız kaldığım için ne yapacağımı bilemedim. Sanki artık dost değilmişiz gibi bir görünüm vermiş olabilirim ama öyle değildi. Açıkçası korku vardı içimde. Bu ilk kez oluyor bende. Seni hiçbir şekilde kaybedemem buna katlanabilir miyim bilmiyorum Loisa. Sana karşı davranışlarım yanlıştı, dürüst olmalıydım. Bunu ancak şimdi başarabiliyorum ve doğrusu da bu. Seni çok seviyorum Loisa ve sana olan sevgim çok büyük. Benim için çok değerlisin ve başka erkeklerin senin peşinden koşması kıskandırıyor beni. Ne zaman görsem onlara ilgi duymamanı diliyorum. Buna dayanamam. Sana söyleyebileceğim o kadar çok şey var ki. İşte benim için o kadar çok değerli birisin. Seni seviyorum. Sonunda söyleyebildim”

Sonra gözlerini devirdi. Tekrar baktı o ışıldayan güzel kıza. Belki bu ona son bakışı olacaktı beklide olmayacaktı. Uzun konuşmuştu ama içindekileri dökmek zorundaydı. Steven, Elain’in onunla ilgili düşünceleri bilmesini istiyordu. Daha söyleyebileceği çok şey vardı ama bunları nasıl dile aktarabilecekti bilmiyordu. Daha fazla konuşamadı ne kadar istese de. Acaba konuşmayı başarabilmiş miydi? Söylemek istediklerini dile iyi bir şekilde aktarabilmiş miydi? Hiç bilmiyordu. Konuşmaya başladığında kelimeler otomatik olarak gelmeye başlamış ve ağızdan çıkmıştı. Steven da kendini bu akışa bırakmıştı. Şuan açıldığı için hem rahattı hem de endişeli idi. Umut dolu gözlerle Elain’e baktı ve sonra gökyüzüne baktı. Başını tekrar sevdiği kıza çevirdi ve gözlerini yumdu. Tek dileği Loisa’nın da onu sevdiğini söylemesiydi.

Gezgin

'' Seni seviyorum . ''
Bundan sonrası onun için bir hiçti . Duymak istediği iki sözcük . Rüyada gibiydi . Sabah yaşadıklarını yokladı . Her şey aniden gelişmişti . Cümleleri tekrar toparladı . * Beni seviyor , Tanrım ! Bu büyük bir şans ! *
Uzun bir süre düşünmeye ihtiyacı vardı . Edwarda ne söyleyebileceğini bilemiyordu . Sonunda ne olacakki , diye düşündü . Edward gözleri kapatmış onu dinliyordu .
''Gözlerini aç lütfen . '' Gülümsedi , hemde öyle içten gülümsediki , Edwardın gözünde bu kadar değerli olduğu bilmiyordu .
'' Şu an hangi kelimeleri kuracağımı bilmiyorum . Benden mantıklı cümleler bekleme . Söyleyeceğim tek bir şey var ; Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum . ''
Böyle saçma bir konuşma yapmak onu güldürmüştü . Öyle ilginç bir akşamdıki , sanki bu sabah doğmuş , bu gece ölmüştü . Yıldızlar şarkı söylüyor , ay onlara gülümsüyordu . Masmavi gökyüzü Loisanın kendinden geçmesine sebep oluyordu . Gözlerini daha fazla gökyüzünde tutamadan Edwarda baktı . Bu daha zevkli görünüyordu . Hayatında ilk defa böylesine güçlü şeyler hissediyordu birine karşı . Daha önce hiç böyle duygular içerisine girmemişti . Bulutların üzerinde gibiydi . Artık önlerinde hiçbir engel yoktu .
Bir an Jess'in bu haber karşısında vereceği tepkiyi gözlerinin önüne getirdi . Bir kutu mendille yatakhanede oturmuş ağlıyor olabileceğini , yada Edwardla aralarını bozmaya kalkabileceği olanakları vardı . Ama kimin umrundaydı . İstediği olmuştu , artık dünya Muggleların eline geçse bile umrunda değildi . Onlar sonsuza dek birlikte olacaklardı ...

» Gizemli Notalar

Aşka Dönüşen Gizemli Dostluk

Aşka Dönüşen Gizemli Dostluk

Similar topics

Similar topics