Yaşamın verdiği dersler, kurallar, başkalarının fikirleri tamamen uçup gitmişti aklından. Hayatı boyunca her hareketini düşünerek yapan adam, aniden alışkanlıklarını bir kenara bırakmıştı. Mantık olarak tanımladığı kurallar sanki hiç olmamış gibi kaybolmuş; düşünce yetisi bir süreliğine hayatından çıkmıştı. Aklı sadece birine takılırken, gözleri de sadece tek bir yere odaklanmıştı. Kulaklarına ulaşan ve beynini uyaran sözler, bir hayal hissi yaratıyor ve Lesse'nin heyecanlanmasına neden oluyordu. Bugüne kadar kendini bir düzene göre yaşatan felsefesi kaybolmuş; aşkın güçlü kırbacı, tek bir hareketle Lesse'yi esiri yapmıştı. Zaten bu ani değişimini başka bir şekilde yorumlamak mümkün de değildi. Gözlerinin içindeki farklı parıldama; kalbinin kontrolsüz atışı... Aşkın kendine özgü cilvesi, açık açık tüm bedenini ele geçirmişti işte. Yazın tatlı esintisi altında daha farklı, daha hoş ve içe işleyen bir esinti geçmişti üzerinden. Tüyleri hafif bir ürpertinin ardından sertleşmiş ve diken misali sivrildi.
Kızın tatlı sesinin can verdiği sözleri idrak etmesi biraz zaman almış ama hemen ardından toparlanmıştı. Eli üzerinde kayan tatlı dokunuşun hissi, belki de bugüne kadar kalbine dokunan en büyük dokunuş olmuştu. Lesse ise bu dokunuşun yarattığı haz ile birlikte konuşmaya çalıştı. Ancak becerememiş; heyecanı yüzünden kurumuş olan dudakları ve damağı, onu yüz üstü bırakmıştı. Bu yüzden bir süreliğine sessizliği tercih ederek bu durumu kurtarmaya çalıştı. Gözleri Jackie'nin gözlerine odaklanmış bir şekilde dururken ve kızın narin parmakları elinin üzerinde dolanırken, pek konuşabileceğini de sanmıyordu. Zaten tekrar şansını denediğinde ağzından çıkan kısa söz bunu kanıtlamıştı. "Rahatsızlık duymuyor musun!" derken sesi kısık ve anlaşılması zor çıkmıştı. Ancak büyük bir heyecan ve arzuyuda içinde barındıran bir sesle konuşmuştu. Belli ki saatlerdir kafasında dolanan hayallerin gerçek olma ihtimali, genç profesörü engel olamayacağı bir heyecana sürüklemişti.
Artık her şey gerçek bir hale bürünüyordu. Hiç beklemediği bir şekilde hayalleri somutlaşıyordu yavaş yavaş. Jackie son sözleriyle birlikte, duygularına son noktayı koymuştu. Başkalarının düşüncesini umursamadan, saf duygularını söylemişti. Tüm olay Lesse'nin üzerine geçmiş ve bu olayı gözlemleyen yıldızlar olacakları beklemeye başlamıştı. *Hadi artık hareket zamanı Lesse!* Kafasının içindeki ses, olayın yöneticisi gibi Lesse'yi harekete geçirmişti bile. Özgüveni geri gelmiş bir şekilde karşısındaki gözlere bakarken, yüzüne bir gülümseme yerleşti. Elinin üzerinde dolanan narin eli kibarca kavradı. Diğer eli ise bakmaktan bıkamadı yüze yaklaştı. Parmakları yavaş ve titreyerek kızın yanağına dokundu. Sanki elinden kaçacak bir kuşa dokunuyormuş gibi ürkek yaklaşıyordu. Tüm sevgisini bulduğu kızın sıcak teni, avcunun içine temas etmişti. Gerçek anlamda kendini mutlu hissetmesini sağlayan dokunuştu bu. Aşk ve arzunun karışımından oluşan bir dokunuş... "Seni seviyorum Jackie." Sözler ağzından sadece Jackie'nin duyabileceği şekilde çıkmış ve Lesse biraz daha yakınlaşmıştı."Başkalarının fikirlerini umursamadan seviyorum seni." Aynı tonu kaybetmemişti. Sadece dudakları kızın dudaklarına neredeyse temas edecek kadar yakınlaşmıştı.
Anasayfa 
