AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Sessiz Mabedin Misafiri

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Luigi Orfeo D'Aloise

GezginGezgin
Luigi Orfeo D'Aloise



Mücadele Tarafı : Bu ülke adam olmaz abi diyen kahvehane bitleri.
Kan Durumu : Onun Bunun Çocuğu.
Patronus : Kraken.

Sessiz Mabedin Misafiri Empty
MesajKonu: Sessiz Mabedin Misafiri   Sessiz Mabedin Misafiri EmptyC.tesi Mayıs 16, 2009 11:59 am

"Şşt! Daha sessiz olmalısın." dedi, şaşkınlıkla 'Nereye diye soran Artemis'e... Hızlı adımlarla saat kulesinin merdivenlerini yere iterken, dudaklarında gereksiz yere aksiyonu artırmanın verdiği hain bir tebessüm vardı. Bir ağaca dolanmış sarmaşıklar gibi kıvrılan merdiveni hızlı adımlarla çıkmanın ve baş dönmesinin etkisiyle yavaşladığında arkasındakini yan gözle belli etmeden süzdü. Yüzünde bir endişe ve alnında şaşkınlığın bıraktığı çizgiler ile daha bir çekici gelmişti Luigi'ye. Fakat bu etki kulenin tepesindeki çanın bulunduğu bölmeye ait ufak, balkonu andıran çıkıntının hizasına gelmeleriyle arka planda kalıp, aklından uçup gitti. Bu balkonumsu yere, kendisiyle olan bağını kurmak için devamlı buraya gelip, gecenin yumuşak serinliğini içinde hissederek, kimi zaman tatlı, kimi zaman karamsar, kimi zaman da tehlikeli düşüncelerini burada doğurduğundan dolayı "ruh köprüsü" adını takmıştı. Burası onun sessiz mabedi idi. Eskimiş olmasına rağmen hala gençliğini yitirmemiş kolon taşları, Luigi'nin kendi kendine sayıkladıklarını büyük bir sabırla yeniden Luigi'nin kulaklarında yankılanmasını sağlamış, yeri geldiğinde gözyaşlarının tuzunu tatmış, ara sıra da Luigi'nin mutlu ve umutlu tebessümlerle, başını başkasının omuzlarına dayamak yerine kendilerine yaslamasına şevkle şahit olmuşlardı. Fakat şimdi Luigi yanında bir de misafirle gelmişti emektar taşları.
Luigi, ruh köprüsünün önünde durdu, sessiz kolon taşlarını okşadı ve sanki hayatta alabileceği son nefesi alıyormuş gibi, doğa kokan havayı ciğerlerinin en ücra köşesine kadar taşıdı.
"İşte gerçek temiz hava ve huzur." dedi, tanıştıkları güne ithafen. Alp Dağları'na gittiğinde burayı özleyeceğini, hatta burası için tatilini kısa kesebileceğini bile düşünüyordu. Bundandır ki gitmeden önce değerli köprüsünü son bir kez ziyaret etmek istemişti. Saygıyla çıkıntının sağ ucuna kutsal bir ayindeymiş edasıya oturdu ve misafirini fazla ihmal ettiğinin farkına varır varmaz ağzını açamadan eliyle yanındaki boşluğa otur işareti yapar gibi vurarak onun da ayaklarını salıp, yerden metrelerce yükseklikteki çıkıntıda yaptığı ayine dahil olmasını istedi. Artemis, meraklı gözlerini kulenin gece manzarasının sonsuzluğunda gezdirdikten sonra, bakışlarını Luigi'ye odaklayarak soluna usulca oturdu. Bir süre konuşmaksızın ve kıpırdamaksızın kalmalarından sonra Luigi, bir şeyler söylemesi gerektiğini hissettiğinden fısıltılı ilk cümlelerini sarfetti:
"Hayat görüşümün nasıl olduğunu sormuştun. İşte cevap; çoğu kavram karşısında kesin hiçbir şey söylemekten kaçınmam, bunlar hakkında sorduğum sorular ve bu soruların zayıf, aynı zamanda aciz yanııtları. Dikkat et, belki buraya gelirken yaptığımız da hayatın bir yansımasıydı. Karanlığımızın arasında çıkıp gelen birilerinin peşine takıldık ve heyecanın yanında tereddütle yola devam ettik. Öte yandan başkasını peşine takan da olabilirdik. Amacımız hep çözmek, hep bu lanet oyunu kazanmanın verdiği istekle değil, kaybetmenin dayanılması güç cazibesiden dolayı oynamak."
Durdu, boğazını temizledi ve bu uzun nutku bitirdi:
Sorular sormak amacımız, sorduğumuz soruların anlık cevapları ise hayatımız."
Derin bir nefes aldı, sözlerini bitirdikten sonra boğulduğu öksürüğün ardından. Zihninde her daim bir şeyler oluşturuyor, onları birbiriyle çarptırıyordu. Daha şimdiden az önce söylediklerini aklında parçalamaya, onların hayatından tecrübe ettiği sözler olup olmadığına dair yargılamalara başlamıştı ki sarkıttığı ayaklarını birbirine vuran Artemis'e dikkat kesildi. Ne düşündüğünü her zamanki gibi yine çözemediğinden, ruhunu anın ihtişamına bıraktı. Çok sanatsal bir geceydi bu. Sessiz mabedindeki ayine katılan bu misafir, ayini yüceltmiş, farklı bir anlam katmış ve en önemlisi Luigi'nin tamamlamayı bilmediği ve istemediği eksik yanını doldurma görevini üstlenmiş gibi görünmüştü. İçini sarsan, çanın gonglamalarına ruhunun derinliklerini titretecek kadar kendini bıraktı.


En son Luigi Orfeo D'Aloise tarafından Cuma Haz. 05, 2009 10:01 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adonis Liona

GezginGezgin
Adonis Liona



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : Yılmaz Morgül.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ölürüm hasretinle. Bekle beni *-*.

Sessiz Mabedin Misafiri Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Mabedin Misafiri   Sessiz Mabedin Misafiri EmptyPaz Mayıs 31, 2009 10:07 pm

Yanındaki Luigiye bakıyor ve bir yandan da onu takip ediyordu. Nereye gittiklerini tam olarak biliyordu evet, saat kulesi. Yıllar öncesinde gelmişti buraya. İlk kez. Fazla bir ayrıcalığı sayılmayacak bir yerdi. Ama güzeldi, en azından sessiz ve sıradandı. Yinede nereye gittiklerini sorma gereği duymuştu Luigiye. Ona sessiz olmasını söylemişti. İşte şimdi merak ediyordu, neden sessiz olacaktı ki? Belki de gizli kalan şeyler vardı burada, belki de saklanan şeyler... Saçmalıyordu Artemis. Bunu farketmesi uzun sürmedi neyse ki. Kıvır kıvır giden merdivenleri çıkmaya başladılar sessizce. Artemis neredeyse ayakkabılarının sesini duymuyordu bile. Narin bir biçimde ve sessizce yürüyordu. Etrafa bakınıyordu. Yukarı doğru çıkıyorlardı. Yukarı çıktıklarında Luigi’ye baktı. Süzdü onu. Düşünceli görünüyordu. Sanki buraya daha önce bir çok kez gelmiş gibiydi. Sanki burada çok özel şeyler yaşamış gibiydi. Onu henüz tam anlamıyla çözememişti ama bir şeyleri gizlediğini düşünüyordu. Evet bu düşüncesini zaman zaman ona belli etmese de onu suçmalıyordu. Herkesin gizlediği bir şeyler vardı... Her zaman da olacaktı.

"İşte gerçek temiz hava ve huzur."

Temiz hava ve huzur. Olağandı, evet öyleydi. Etrafın manzarası gerçekten güzeldi hem de çok güzel. Etrafı donatan eski taşlara dokundu hafifce. Tozlandıkları gerçekti, ama hala eskisi gibi sapasağlam duruyorlardı. Kırılmamışlar ya da çatlamamışlardı. Artemis meraklı gözlerini Luigi’ye çevirdi. Gülümsüyordu. Sevmişti bu süprizi, bu geziyi. En azından okulun kalabalık ve monoton havasından dışarı çıkmıştılar. Manzara sonsuz gibi görünüyordu. Uçsuz bucaksız. O kadar güzeldi ki. İnsanı içine çekiyordu. Albenisi vardı bir bakıma. Kendisini boşluğa bırakmak istiyordu. İşte bu tür anlarda aklına Carmina geliyordu şüphesiz. Manzaralardan korkması gerektiğini hissettiği anlarda. Ya da boşluk. Yo hayır düşünmek istemiyordu. İstemiyordu artık.

Sessizliğini korumaya devam ediyordu. Neden sustuğunu o da bilmiyordu ama susuyordu işte. ‘’Güzelmiş.’’ Diye mırıldandı sessizce. Daha sonra Luigi’ye döndü tekrar. Onun soluna oturdu. Ona bakıyordu. Onu çözmeye çalışıyordu bazen de.

"Hayat görüşümün nasıl olduğunu sormuştun. İşte cevap; çoğu kavram karşısında kesin hiçbir şey söylemekten kaçınmam, bunlar hakkında sorduğum sorular ve bu soruların zayıf, aynı zamanda aciz yanııtları. Dikkat et, belki buraya gelirken yaptığımız da hayatın bir yansımasıydı. Karanlığımızın arasında çıkıp gelen birilerinin peşine takıldık ve heyecanın yanında tereddütle yola devam ettik. Öte yandan başkasını peşine takan da olabilirdik. Amacımız hep çözmek, hep bu lanet oyunu kazanmanın verdiği istekle değil, kaybetmenin dayanılması güç cazibesiden dolayı oynamak."

Artemis belirgin gülümsemesiyle karşılık verdi bu sözlere. Daha sonra bakışlarını uzaklara çevirdi. Düşünüyordu bir bakıma.
‘’ Hayat görüşün. Ne herkes gibi ne de farklı. Asıl ilginç olan gerçekleri fazlasıyla farkında olman. Yalan söyleyemem. İlginçsin. Sen de görüşlerin de. Bu yüzden seni suçlamıyorum. Hayat görüşün herkes gibi değil belki. Felsefeyle pek aram yoktur, bilir misin bilmem. Hayatı felsefe olarak görmüyorum. Belki bir bakıma mantık. Devamı yalan. Yaşadıkça anlıyorsun. Mesela benim gibi 2 yıldır sınıfta kalsan sende anlarsın.’’ Son sözlerini söylerken gülüyordu. Luigi’nin uyuşturucu yüzünden Artemis’in tedavi gördüğünü bildiğini düşünüyordu. Atlatmasına rağmen hala tam anlamıyla düzelememişti. Bu durumdan haberdar olduğunu düşünüyordu. Kısa bir sessizlik olmuştu ancak Luigi’nin şiddetli öksürükleri sessizliği bozuyordu. Artemis uzaklara bakmaya devam ediyordu. Ayaklarını birbirine vuruyordu. Amaçsızca. Öylesine yapıyordu bunu. Sıkılmamıştı aslında. Sadece oyun oynuyor kendisiyle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Luigi Orfeo D'Aloise

GezginGezgin
Luigi Orfeo D'Aloise



Mücadele Tarafı : Bu ülke adam olmaz abi diyen kahvehane bitleri.
Kan Durumu : Onun Bunun Çocuğu.
Patronus : Kraken.

Sessiz Mabedin Misafiri Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Mabedin Misafiri   Sessiz Mabedin Misafiri EmptyC.tesi Haz. 06, 2009 2:20 am



İçini parçalayan çanın gonglamaları durmuştu fakat yankıları zihninin ucu bucağı olmayan duvarlarına çarparak, sonsuza dek sürecekmişçesine devam ediyordu. Vücudunu bir titreme ele geçirmiş, bu zamansız titreme Luigi'nin takırdamasına engel olmaya çalıştığı dişlerini
neredeyse porselenimsi parçaların fırlayıp gideceği sertlikte birbirine seri darbelerle çarptırarak bütün durumu kontrol dışına çıkarmıştı ki yüzüne bakmaktan korkuları nedeniyle çekindiği Artemis'in, kıvrımlarındaki çizgileriyle insanı sonsuzluğa yolculuğa çıkaran dudaklarından dökülen sözleri, zamanı durdurarak, yankıları da, titremeleri de kuleden aşağı, yerin yedi kat dibine gömercesine Luigi'nin kulaklarını doldurdu:

‘’Hayat görüşün. Ne herkes gibi ne de farklı. Asıl ilginç olan gerçekleri fazlasıyla farkında olman. Yalan söyleyemem. İlginçsin. Sen de görüşlerin de. Bu yüzden seni suçlamıyorum. Hayat görüşün herkes gibi değil belki. Felsefeyle pek aram yoktur, bilir misin bilmem. Hayatı felsefe olarak görmüyorum. Belki bir bakıma mantık. Devamı yalan. Yaşadıkça anlıyorsun. Mesela benim gibi 2 yıldır sınıfta kalsan sende anlarsın.’’

Artemis'in o ruhu teslim alan sesiyle hayat verdiği tümceleri dinlemiş fakat sadece son tümcesi aklında kalmıştı. O'nun yanında tutuk kalıyordu, zihninde kahrolası muggle'ların yeni çıkan teknolojik bir oyuncağı satın almak için girdikleri kilometrelerce uzunluktaki sıralara benzeyen düşünce sıraları oluşuyor, birini aklından savdıkça bir başkası matkap olup zihnini delerek Luigi'nin düşünce kanserlisi zihninde yarattığı köşküne yerleşiyordu. Bütün bu bulanık suyun içinde yüzen Luigi nefes alacak fırsatı bulduğunda, muhattabına cevap vermeye çalışıyordu. Ve şimdi aklında kalan son tümceyi kanlı, paslı ve kasvetli tezgaha yatırmış, onu, kalbine giden damarların patlarcasına pompaladığı kanların yarattığı baygınlık etkisi arasında incelemeye koyulmuştu. Artemis'i anlamak için bir yıl daha mı sınıfta kalması gerekiyordu? Yolun yarısı bitmişti fakat kalan yarısı hiç bitmeyecek gibi görünüyordu. Bir an gerçekten hiç bitmemesini düşündü. Bu şahane tören hiç bitmesindi. Gözünü kulağını kapadığı şeyleri kırıp döken bu sersemletici etki sonsuza dek sürmeliydi. Yakın zamanda tanımış olduğu, bu sözde yabancı -O'na yabancı demek yanlıştı çünkü O, bütün acziyetini engellenemez bir hisle sunduğu birisiydi- bu sessiz mabedde duymak istediği tek sesin sahibiydi.
Artemis'in yüzündeki ifadeden, O'na bir şeyleri söylemekten çekindiğini farkettiğini farketmişti. Artık tutukluğunu bir kenara atması gerekiyordu. Artık, yaşadığı büyük acılardan dolayı hayatındaki bazı şeylere ket vurmaması gerekiyordu. Düşünmesinden ötürü her şeyin çözümsüzlüğe saplandığını biliyordu ve şu an yapmak istediği şeyi, bunun sonuçlarını düşünmeden gerçekleştirmesi gerektiğine inanmıştı. Yorgun başını Artemis'in huzur dolu omzuna yasladı ve söylemesi gereken tek sözü
ağlamaklı bir sesle sarfetti:

Hayatı bilmem ama seni anlamak için bir yıl daha sınıfta kalmayı bekleyemem!

Zaman tekrar durmuş, Luigi, anın bütünlüğünü baltalayan baykuş sesleriyle bütün benliğini Artemis'e o vakit teslim etmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adonis Liona

GezginGezgin
Adonis Liona



Mücadele Tarafı : Dark Spirit
Rp Sevgilisi : Yılmaz Morgül.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ölürüm hasretinle. Bekle beni *-*.

Sessiz Mabedin Misafiri Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Mabedin Misafiri   Sessiz Mabedin Misafiri EmptyPaz Haz. 28, 2009 2:47 pm

Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Kendimi her zaman olduğumdan daha korkak ve endişeli hissetmemin asıl nedeni hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Luigi yanımda duruyordu. Ruhunun inceliklerini görebiliyordum az da olsa. Değişik birisi olduğunu onu gördüğüm ilk andan itibaren anlamıştım. Herkesden farklıydı o. Değişikti. Onu bu kadar yakından tanıyana kadar hayat görüşü hakkında bir şeyler bildiğim söylenemezdi. Hoş, o kadar mantıklı konuşuyordu ki şimdi bile ne anlatmak istediğini tam anlamış değildim. Diğerleri gibi pek arkadaşı yoktu onun. Bunun nedeni çok açıktı işte. O sıradan birisi değildi, o yanlızdı çünkü o farklıydı.

Yeşil gözlerimin biraz olsun dolduğunu hissediyordum Luigi’ye bakarken. Bana bir şeyler söylemek istiyor gibiydi. Tedirgin duruyordu biraz. Düşünceliydi, kararsızdı belki de. Buna ne ad verilirdi? Bilemiyordum. Onunla zaman geçireli çok olmamıştı ama ona kendimi çok yakın hissediyordum. Ondan yaşça büyüktüm, evet ama bu onu küçümseyeceğim anlamına gelmiyordu. Aramızdaki yaş farkı belli bile olmuyordu ki. Ben ondan birkaç yaş büyük olabilirdim ama emindim, ruhum hala 5 yaşındaki bir çocuktan farksızdı. Luigi yavaşça başını omzuma yaslamıştı, bu bana güven veriyordu. Ona olan hislerim netliğini bilemiyordum. Ona karşı ne hissettiğimi de bilemiyordum belki de. Ama tek bildiğim şey Luigi eşsiz bir değerdi benim gözümde. Bu saatten sonra onu kaybetmek benim için büyük bir yıkım olurdu ve buna izin veremezdim... Uzun bir sessizlik olduğunu ikimizde farkındaydım öyle ki Luigi ya kendini tutamamıştı ya da sadece söylemiş olmak için bana bazı sözler sarfediyordu.


Hayatı bilmem ama seni anlamak için bir yıl daha sınıfta kalmayı bekleyemem!

Bu sözler beni şaşırtmıştı, inkar edemem. Yine de bana olan tavırlarından ötürü bir şeyler sezmiştim. Benim davranışlarımdan da bir şeyler sezmesini ümit ediyordum. Bir süre hareketsiz bir biçimde böylece kalmıştık. Yavaşca omzumu Luigi’nin başını kaldırarak kurtardım. Onun anlamlı gözlerine bakıyordum. Dudaklarım adeta kilitlenmişti, ne söyleceğimi bilemiyordum. Bir elimle Luigi’nin yüzünü okşamaya başladım. Gözlerinin içine bakıyordum. Adeta yalvarıyordum ona. Ne için yalvardığımı bilmiyordum ama gözlerim yalan söylemezdi, bunu farkındaydım. Şu an ne yaptığımı bende bilmiyordum. Tek düşündüğüm şey iyi ki şu an burada ve onunlaydım. Bu anı hiçbir şeye değişmeyeceğim inkar edilemez bir gerçekti.
‘’İyi ki buradayım. Burada ve seninleyim.’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Luigi Orfeo D'Aloise

GezginGezgin
Luigi Orfeo D'Aloise



Mücadele Tarafı : Bu ülke adam olmaz abi diyen kahvehane bitleri.
Kan Durumu : Onun Bunun Çocuğu.
Patronus : Kraken.

Sessiz Mabedin Misafiri Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Mabedin Misafiri   Sessiz Mabedin Misafiri EmptyPtsi Tem. 13, 2009 2:07 am

Titrek bir sesle sarfettiği tümcesinin ardından Artemis'in huzur kokan omzunda sukunetin ve kargaşanın uzlaşmaz ama bir o kadar da ayrılmaz elim sende'si başlamıştı. Kontrolü kaybettiğinden dolayı aklını yolda gelirken nerede unuttuğunu sordu kendine. Yanıt hemen yanıbaşında olduğundan mıdır bilinmez, yanıtı bulması kısa sürmedi. Her şeyi alt üst eden, kendine o büyük yıkımdan sonra koyduğu ketleri aşması için aklını teslim alan, o çok güvendiği dilinin tutulmasına sebep olan, ustaca ard arda dizdiği şiirsel tümcelerle karşısındakinin zihnine işleme yeteneğini elinden alan Artemis'ti yanıt. Fakat bu yanıt, kendiyle yaşadığı bu soru cevaptan önce, Artemis'in kulaklarını dolduran üstü kapalı sorusunun yanıtı ile farklı boyutlara geçecek, farklı anlamlar yüklenecekti.

’İyi ki buradayım. Burada ve seninleyim.’’

Giderek soğuyan bir patlama olmuştu Luigi'nin içinde. Fiziki olarak oradaydılar ve Artemis ruhen de oradaydı. Ve en önemlisi sormadan, adeta sürükleyerek sessiz mabedini teşhir ettiği Artemis, Luigi ile olduğunu belirtmişti. İçindeki soğuk patlama, Luigi'nin ruh dünyasını Artemis'in yüzünde dolaşan narin elleri ile beraber artık tatlı bir kışa nakletmişti. Her kar tanesinin kıvrımlarını hissediyor, zerafetle türdeşlerinin yanlarına inişlerini seyrediyordu. Buz tutan ufak su parçacıklarında çocuklar gibi kayarak geçiyor, kara olan saygılarından dolayı eğilen ağaçların dallarını sallayarak düşmesine sebep olduğu yığıncıkların yüzüne düşmesiyle huzuruna huzur katıyor, içinde kıpırdayan şeyin daha da hareketlenmesine bırakıyordu kendini. Bu iç dünyaya yaptığı güzel yolculuktan döndüğünde, şekilsiz parmaklı ellerinin Artemis'in eline kilitlendiğini farketti. Refleksif bir hareketle ellerini çekti, yüzüne kocaman bir tebessüm taktıktan sonra ellerini birbirine kenetleyip, ayaklarını çapraz yaparak çocuklar gibi sallamaya başladı ve mabede girişlerinden beri en düzgün ses tonunu çıkarması içi ses tellerine emir verdi:

"İyi ki buradasın, buradasın ve benimlesin. Çok şey konuştuk çok şey hissettik, çok fazla tahmin ve çıkarımlarda bulunduk ama en önemli olan şeyi söylüyorum sana; İyi ki sana en çok ihtiyacım olan zamanda buradasın ve benimlesin"

Çıtlatmak istedilklerini Artemis'in anlaması için yalvarıyordu adeta kendine. O'nun nasıl bir zamanda nasıl karşısına çıktığını bilmesini, Luigi'nin gözünde ne kadar değerli olduğunun farkına varmasını istiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Sessiz Mabedin Misafiri

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» Sessiz gecenin esintisi ~

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-