- Su Sesleri -

Mitoloji

"Eğlenmek için böyle şeylere ancak aptallar bulaşır tatlım. Ve bende aptal değilim. Hufflepuff daha çok aklı karışık olanların binası Myra. Unutma, bizim de ölüm yiyenlerimiz var. Hem burda olanın Hufflepuffla alakası yok. Sadece Paula'nın kendi gerçekleri ile alakası var. Öğrenmek istediği, kendisine ait olan gerçekler. ''

Myra, bakışlarını şimdi Paula'dan hiç ayırmıyordu; fakat bu dik dik bakmak gibi değildi. Myra, kıza bakarak düşünüyordu. Kızın kendine ait gerçekleri olduğunu anlamıştı ve şimdi de Slytherinli kız onun bu gerçekleri elde etmek için harekete geçtiğine emin gibiydi. Üstelik kendi gerçeklerine başka kimseyi bulaştırmayacakmış gibi duruyordu; ama Myra onunla işinin bitmediğini de hissediyordu. Başka bir zaman olsaydı onu ispiyonculuk ile ilgili tehdit eder ve tuvaletten ayrılırdı ama bu o başka zamanlardan değildi.. O anda Myra çok nadir yaptığı bir şeyi yaptı ve fark etmeden kendi kendisine konuşurcasına:

"Nasıl bir gerçek bu kadar çok öğrenilmek istenebilir ki?"

diye sordu ve sonra hemen kızardı. Kızarması utanmasından çok içten içe kendisine kızmasından kaynaklanıyordu. Bakışlarını, Hufflepufflı kızdan ayırıp kazanla ilgileniyormuş gibi yaptı ve Paula'nın duymamış olma ihtimali üzerinde düşünmeye başladı..

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Önündeki iksire konsantre olmuş fakat bir yandan da içten içe yanında duran Slytherinli kızın cevabını merak eden Paula, arada bir kendisine hakim olamayarak, kızın yüzüne bakıyordu. İfadesinden birşeyleri anlamaya çabalıyor ve endişelerini dindirmek için bahanesini Myra'nın yüzünde yakalamaya çalışıyordu. Kaynamaya devam eden kazandan çıkan ağır koku ortalığı sararken, arada bir hunharca aşağılanan Myrtle'ın sesi duyuluyordu. Konuşmak ve tuvaletine giren öğrencileri bezdirmek için gününde değildi anlaşılan. Duydukları sesler, ufak tefek homurdanmalardan ibaretti ve öyle kalıyordu.

Paula elindeki ufak kepçeyle, az evvel fokurdamaya başlayan kazanı karıştırmaya başladı hızlıca. Kazandaki sıvı yükselmeye başlamıştı ve yavaş yavaş taşmak üzereydi. Tam taşmak üzereyken altındaki üçayağın ateşini söndürdü. Kazanın üzerindeki köpükleri yanında getirdiği kabın en altına yavaşça kepçeyle doldurmaya başladı. Bu sırada kulağı tamamen Myra'da olduğundan kızın hafifçe mırıldandığını duyar gibiydi ama sadece ses tonundan bir soru olduğunu anlayabilmişti. İçinde '' gerçek '' sözcüğü geçen bir soru. Tahminlerinde yanılmayacağını umarak '' Tehlikedesin desem ve bu tehlikeden kurtulmanın tek yolunun benle konuşmak olduğunu söylesem, sen de benimle konuşmak istemez miydin? '' dedi Myra'ya bakarak. '' Peki ya ben konuşma taraftarı değilsem, o zaman ne yapardın? ''

Sır dolu sorulara Myra'nın vereceği cevabı bekliyordu. Belki de göstereceği mantıklı başka bit yolu izleyebilir ve iksiri içirme zahmetinden kurtulurdu. Yapmak zorunda kalacaklarından sonra çıkacak karmaşayı düşündü, sıkılmış bir şekilde iç çekti. Aslında bir dersten sonra defterinin arasında bulduğu uyarı kağıdını Myra'ya gösterebilirdi. Belki de o yazının sahibini tanırdı. Fakat bir Slytherin'e güvenmek ne kadar akıllıcaydı? Birbirlerini bile satacak kadar kötü olabilirler miydi?

Mitoloji

Paula durumunu Myra'ya öyle bir açıklamıştı ki bu durumdan etkilenmemek elde değildi. Myra etkilendiğini pek göstermek istemese de yüzünün ifadesinden bu mutlaka anlaşıyordu ve içinden kızın yanına oturup yardım etmek geçer gibi oldu. Böylelikle Myra uzun zamandır yoksun olduğunu düşündüğü empati yeteneğine sahip olduğunu da anladı. Çünkü Paula'nın durumunda olan kendisi olsaydı şu an onun yerinde oturup o iksiri yapıyor olması işten bile değildi ve Myra'yı o iksiri yapmasından hiçbir şey vazgeçiremezdi. Ses tonunu tüm şaşkınlık tınılardan arındırdı Myra ve:

"Benim de başvuracağım tek yol bu olurdu sanırım."

dedi ve Slytherinli kız ne kadar sesini şaşkınlık tınılarından arındırmış olursa olsun içerisinde asla arındıramayacağı bir tını olduğunu fark etmişti. Myra'ya göre artık daha açık konuşma vakti gelmişti yoksa daha fazla söylenecek bir şey kalmamıştı ve Myra Hogwarts'taki herhangi birinin neden bir Hufflepufflının hayatını tehdit ettiğini merak ediyordu. Daha doğrusu tam olarak merak ettiği şey bu kişinin kim olduğuydu; ama Myra asla bunu, olduğu gibi soracak biri değildi. Daha özele inen, kısık bir ses tonuyla konuşmaya başladı Myra:

"Belki bana bu işi kimin çevirdiğini söylersen sana yardım edebilirim, Paula? Hem o iksirden söz verdiğin gibi payıma düşeni almak için sabırlanıyorum."

dedi. Bu biraz nabza göre şerbet vermekti ama Myra içten içe Paula'nın böyle bir gaza gelmeyecek kadar zeki olduğunu da biliyordu; fakat denemek çok da kötü bir seçenek gibi durmuyordu şimdilik.

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.

Myra’nın dürüst cevabı, kişiliğinin anlık çözülmelerinden birini ifade ediyordu. Paula, Myra’nın içten içe kendisine güven duyduğunu düşündü. Hufflepufflı dürüst bir sınıf başkanıi güven duymak için en ideal kişiydi ne de olsa. Yapmış olduğu karışıma birkaç tutam nane yaprağını ekledi ve güzel kokunun dağılmaması için, tüpün ağzını sıkıca kapattı. Kendisine yetecek kadardan fazlasını doldurduğu tüpte, Myra için söz verdiği miktar da bulunuyordu. Kazanda geri kalan, köpükten arınmış, işe yaramaz kısmı döktükten sonra, ufak bir asa hareketiyle, kazanı hiç kullanılmamış gibi kupkuru yaptı.

Sapını sağ eliyle tuttuğu kazanı yere indirdi. Cübbesini bozulmadığı halde şöyle bir düzeltti. Myra’nın gözlerine gözlerini diktikten sonra az evvelki cümlelerine karşılık verdi:

‘’ Aslında işi kimin çevirdiğinden henüz emin değilim, ama senin bana başka bir konuda yardımın olabilir. Başlangıç için bir Slytherinliye ihanet etmeni istesem, çok mu olurdu? ‘’

Paula içten içe çok zor bir döngünün içine gireceğini biliyordu. Myra’nın en ufak bir hatası ya da ispiyonlaması, bütün Slytherinlilerin düşmanlığını kazanmasına sebep olabilirdi. Fakat kendisine yardım etmeyi bıraksın, bu kadar muhatap olduğunu anlarlarsa, o da çok dışlanırdı. Her ikisi için de zor bir seçim olacaktı.