AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Yağmurun Sesi..

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Maglor Silimaurë

GezginGezgin
Maglor Silimaurë



Mücadele Tarafı : Chlebos
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptySalı Ağus. 05, 2008 10:18 pm

Arazinin kokusu. Derin bir nefes alarak içine çektiği toprak kokusu, arazinin tümünü kaplıyordu. Dışarıda hafif bir yağmur hüküm sürüyor, gecenin karanlığında gri taneler olarak yere düşüyorlardı. Bedeninin tamamı kapı dışarısına çıkınca üstüne düşen yağmur taneleri onu serinletiyor ve içerisinin sıcak, uyumaya müsait ortamından kurtulmasını sağlıyordu. Toprakta oluşan küçük gölcüklere her bastığında çıkan ses ona bir ezgi havası yaratıyordı. Sihirli yaratıklar ağılından çıkan ışık, arazide yükselen tek ışıktı. Başını yukarıya kaldırdığında gözüne isabet eden birkaç damlaya aldırmadan, gökyüzünün karanlığında belirsiz gri bulut kümelerini görebiliyordu. Derslerin yoğunluğundan henüz hava almaya fırsat bulabilmişti. Dar patikada ilerlemeye devam ediyordu..

Göl kenarına geldiğinde, gölün üzerine düşen yağmur tanelerinin şapırdısını dinliyor ve hafifçe kulaklarında yankılanan rüzgarın sesine dikkatini veriyordu. Kıyıda bir süre yürüdükten sonra yassı ve büyük, sanki oturulması için oraya konmuş kayanın üzerine oturdu ve dizlerini karnına kadar çekip, elleri ile ayağını tutarak uzaklara, gölün ilerisindeki sıradağların ardını görmek istermişcesine dikkatle bakıyordu. Henüz bir ses yoktu okulda çıkan olaylardan beri. Fırtına öncesi sessizliği gibi. Birden esen rüzgar dağınık saçlarını daha da dağıttı ve içinin ürpermesine yol açtı. İleride, gölün iç kısımlarında ise gördüğü bir parıltı dikkatini çekti. Fakat merakına yenik düşmeyecekti..

Not: Anlaşmalı değildir. İsteyen dalar, bozar vs. Beklerim xD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/maglor-s
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyÇarş. Ağus. 06, 2008 1:19 am

Paula yatakhanede yattığı yerde duramıyordu. Fırıldak gibi bir sağa bir sola dönüyordu. Canı o kadar sıkılmştı ki iştahı açılmıştı. Çekmecesine elini atıp biraz şekerleme çıkardı sabahki kahvaltıya sıra gelene kadar. Bu aralar oburluğu üzerindeydi. Eline biraz daha şekerleme sıkıştırıp muzur bir küçük çocuk gibi yatakhaneden çıktı. Üzerine çıkmadan önce geçirdiği kot ceketinin cebine de elindeki şekerleri doldurdu. Her zamanki gibi içindeki yaramazı serbest bırakmıştı. Günlük hayatta asil ve fettan havasından ödün vermese de şimdi yalnızdı. Belki bu hafif çiseleyen yağmurun altında saçlarını ıslatmak ona iyi gelebilirdi. Uyuyamadığı saatleri ruhuna huzur vermek için kullanabilirdi. Yavaş yavaş okulun kapısından bahçeye çıkan kısma geldi ve çıkması ile birlikte burnuna düşen yağmur damlası onu neşelendirdi.


Garip bir şekilde Hogwarts' daki herşeye aşırı güven duyuyordu. Etrafında ona zarar verebilecek hiçbirşey olmadığı düşüncesi ile göl kenarına doğru çevirdi adımlarını. Yağmur sebebiyle geçtiği bazı yerlerde ayağı kaysa da yavaş yavaş ilerlemeye devam etti. Parfümünün kokusu hala geçmemişti. Her zamanki muzurluğu üzerinde, duyduğu çiçek ve meyve karışımı kokusu burnuna dokunan parfüm ona tatlı bir melodi söylettiriyordu. Göle yaklaştığında yalnız olacağını düşündüğü tatlı anlar geride kalmıştı. Suyun kenarında kendisi gibi kaçak bir öğrenci gördü. Birden içinden bir ses '' Korkutmak eğlenceli olabilir. '' dese de olabilecek riskli bir reflekse karşılık bu düşüncesini erteledi. Ta ki göl kenarındakinin Maglor olduğunu anlayana kadar. Şimdi daha beter dürtüyordu şeytan. Yavaş yavaş onun olduğu yere doğru yaklaştı. İyice yakınlaştığından emin olduktan sonra bulunduğu yerden bir taş alıp Maglor' un hizasında göle fırlattı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maglor Silimaurë

GezginGezgin
Maglor Silimaurë



Mücadele Tarafı : Chlebos
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyÇarş. Ağus. 06, 2008 12:05 pm

Gördüğü parıltıya birde gölün görüş alanındaki kısmına atılan bir taş eklenmişti. Ellerini geriye yasladı ve hafifçe başını sağa çevirerek gelenin Paula olduğunu gördü. "Sen miydin?" dedi gülümseyerek. Ardından tekrar önüne döndü ve gözlerini bulutlara çevirdi. Her bulut farklı şekildeydi. O onları anlamdırmaya çalışıyordu. Saçından akan yağmur damlaları boynundan kayıp giderek cüppesine çarptığı an yok oluyor ve o da arada bir saçındaki suları sağ eli ile silkelemek zorunda kalıyordu. Ardından gülümseyerek kuzenine baktı ve "Yanıma gelsene. Korkma yemem!" dedi.

Kuzeninin yanına yaklaşmasını izledi. Koca aileden sadece ikisi Hogwarts'taydı ve o ikisi de en çok anlaşan ikiliydi. Çocukluklarından beri birbirleri ile anlaşan, birbirleri ile yaramazlıklar yapan o iki küçük çocuğun yerinde şimdi daha büyümüş, olgunlaşmaya başlamış iki kişi olsada temelde durum aynıydı. Yaramazlık konusu.. Yerdeki bir taşı aldı ve yanlamasına tutup fırlatarak, gölün suyunun üzerinde üç kere sekip, suyun karanlığına gömülmesini izledi..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/maglor-s
Norah Edlyn Hawkins

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyPerş. Ağus. 07, 2008 4:32 pm

Yeşil gözlerindeki yorgun bakışları, Sintié’nin üzerinde sabitledi Norah. Ortak salonda, ortak bir can sıkıntısını paylaşıyorlardı. Onlardan başka kimse kalmamıştı bu sıkıntıyı paylaşacak. Pencerenin önündeki çalışma masalarında, Norah sandalyesinde giderek aşağı doğru kayıyor; Sintié ise yeterli uzunluğa ulaşan bir ödevi, gereksiz şekilde uzattıkça uzatıyordu. İkisinin de uykusu yoktu. Norah bulutlarla kapalı gökyüzünde izleyecek yıldızlar bulamayınca, çöreklenmişti Sintié’nin başına. Tek yaptığı öylece oturmaktı ve bundan rahatsız oluyordu. Tembellik artık ona çekici gelmiyordu; bu sene neşeli olmaktan tiksinecek kadar eğlenmeli, gülmeliydi. Seneye SBD sınavları için yoğun bir çalışma temposuna karışacak; belki bahçedeki tatlı rüzgâra, dostlarıyla uzun muhabbetlere hasret kalacaktı.

Birdenbire yerine geldi tüm neşesi. Pencereden görünen karanlık gökyüzünde bulutlar çekiliyor, yağmur diniyordu. Aklından bir çılgınlık geçirdi, daha önce yapmaya cüret edemediği bir şeydi bu...
“Sintié, biraz bahçede dolaşmaya ne dersin?” Gözlerinde bir ışıltı vardı, ayağa kalktı, Sintié’nin cevabını bile beklemeden. Uzun parşömeni elinden çekip kuruması için bıraktı masaya. Her şey çok ani olmalıydı Sintié için. Ortak salondan çıktılar, karanlık koridorlardan sessizce geçtiler. Karşılarına ne bir hademe, ne bir profesör ne de bir hayalet çıkmıştı. Sonunda bahçeye çıktılar birlikte.

Her şey olması gerekenden daha sessizdi. Bulutların dağılmasıyla, ay ışığı daha canlı ve parlak hale gelmişti. Az önce yağan yağmur yüzünden yerler ıslaktı, Norah’ın çimenlere her basışında küçük şıpırtılar duyuluyordu. Göle yaklaştıkça serin meltem güçlenmiş ve saçlarını iyice dağıtmıştı. Kollarını birbirine kenetledi Norah. Ardına döndü; Hogwarts ay ışığında muazzam bir görüntüye sahipti, kulelerdeyse hâlâ ışığı yanan pencereler vardı. Derin bir nefes aldı... Her soluğunda ıslak toprağın kokusunu tüm gücüyle çekti içine. Aceleyle kendini dışarı attığı için botlarını giymeyi akıl edememişti – çorapları bu yüzden az da olsa ıslanıyordu.

İkisi de halinden memnun görünüyordu, özellikle Norah’ın dudakları muzur bir tebessümle gerilmişti. Biraz üşümüştü fakat aldırmadı. Gözlerini kıstı, gölden sesler duymuştu. Biraz daha yaklaştılar göle... Gördükleri iki karaltıdan başka bir ifade edememişti onlar için. Asasını çıkardı Norah, yasak ormanın bu kadar yakınında herhangi bir yaratık bulunabilirdi. Aklından çok şey geçmişti, ama aslında onların da Sintié ve kendisi gibi iki öğrenci olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. Üstelik bu iki öğrenci de Maglor ve Paula’dan başkası değildi…
“Ah, siz miydiniz?” Asasının cübbesinin iç cebine geri soktu. İkisi, burada olmasını beklediği son iki kişiydi. Maglor yalnız kalmaktan hoşlanırdı evet, yağmurda ıslanmak da ona göreydi. Fakat Paula, kendine değil, Hogwarts’a güveniyor olmalıydı. Sintié’ye baktı, o da Norah’a güvendiği için buraya kadar hiç sızlanmadan gelmişti. Başkaları onun dışarıdan soğuk biri olduğunu düşünebilirdi; ama o kesinlikle çok iyi bir dosttu. Ona muzur bir tebessümle baktıktan sonra, kıyıdaki taşları göle aktarma konusunda oldukça çaba sarf etmiş iki kuzene döndü.

“Bu saatte burada ne işiniz var?” Kendi hatası hiç yokmuş gibi pişkince sırıttı. İkisiyle de, sadece takıldığını anlayabilecekleri kadar samimi olduğunu biliyordu. Sallanarak Maglor’un yanına doğru yürüdü. Canı çok sıkkın görünüyordu. Her şeye kolay kolay aldırmayan biri olduğu için, çok normal bir durum değildi bu. “O kız yüzünden böylesin değil mi? Gloria anlattı, bugün yine koridorda takışmışsınız. Senin neredeyse ayaklarına kapanmış, sen de yelkenleri suya indirmişsin. Böyle mi oldu gerçekten?” Söylediklerine kendi de inanmıyormuş gibi bir hali vardı. En yakın arkadaşlarından birinin üzerine fazla gitmek istemedi o an için. Göle doğru birkaç adım attı. Baykuşların çıkardığı kulak tırmalayıcı uğultu sayılmazsa, göl kenarında yine sessizlik hâkimdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/norah-ed
Maglor Silimaurë

GezginGezgin
Maglor Silimaurë



Mücadele Tarafı : Chlebos
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyPerş. Ağus. 07, 2008 7:56 pm

"Gulp!" Göle düşen taşların çıkardığı ses, otomatiğe bağlanmış gibi eş aralıklarla çıkıyor ve dalgalarda oluşturduğu titreşimler, beyaz bulutların altında hoş bir görüntü oluşmasını sağlıyordu. Bir süre böyle devam ettikten sora, bulaşıcı olan sıkılma hastalığını anlaşılan kuzenine de bulaştırmıştı ve ondan da ses çıkmıyordu. Tam olarak yüzünü seçemediği birinden gelen ses üzerine irkilerek kuzenine baktı. Bu saatte göl kenarı hiç popüler bir mekan değildi, hele yağmurlu bir günde etrafta öğrenci olması küçük bir ihtimaldi. Tüm bu nedenler bir profesörün Paula ve kendisini görmüş olabileceği ve büyük ihtimalle ceza alacakları anlamına gelmekteydi.

Arkasını dönerken eli istemsiz bir şekilde cebindeki asasına gitmişti ve gördüğü yüzler karşısında bunun saçmalığını farketmesi uzun sürmedi. Karşısında Norah ve Sintié vardı. Onların bu saatte burada olmasının verdiği şaşkınlık, yüzündeki ifadeye de yansımıştı. Üzerine oturmuş bulunduğu yassı kayadan kalkarak gülümsemeye çalıştı. Bir süre içinde bunun uğraşını verdikten sonra pekte başarılı olamayarak gülümsemeyi başarmıştı. Gölün üzerinden gelen esinti, ıslanmış kıyafetlerine çarparken ürperdiğini hissetti. Ellerini cebine soktu ve Norah'ın sorusu ile gecenin sessizliğinin bölünmüş olduğunu farketti. "Bu saatte burada ne işiniz var?"

Bu sefer gerçekten gülümsemeyi başarmıştı. Tek kaşını kaldırıp sorgulayan bir ifade ile Norah'a baktı ve hiçbirşey söylemedi. Onunda sırıtmasını izledikten sonra derince bir nefes alıp arkasını döndü ve göle doğru bakmaya başladı. Yanına doğru gelen ayak seslerini duyabiliyordu. "O kız yüzünden böylesin değil mi? Gloria anlattı, bugün yine koridorda takışmışsınız. Senin neredeyse ayaklarına kapanmış, sende yelkenleri suya indirmişsin. Böyle mi oldu gerçekten." Omuz silkti ve Norah'a doğru dönerek konuşmaya başladı. "Eski olan eskide kalır. Onun için böyle değilim elbette. Bilirsin ki, benimle çıkarken başkasını öpen biri yüzünden böyle olmam." dedi oldukça sakin bir şekilde. Ellerini cebinden çıkarttı ve göğüs hizasında kavuşturarak olduğu yerde bir ileri bir geri adım atmaya başladı.

"Yelkenleri suya indirdiğim falan yoktu. Sadece açıklama için bir şans istedi ve bende bu şansı ona verdim. Gerçi neden verdiğimi ben bile bilmiyorum ama." dedi ve sıkkınlıkla derin bir nefes daha alıp bıraktı. "Yani Gloria'nın anlattıkları teorik olarak doğru." dedi gülümsemeye çalışarak. Bu sırada gözleri Sintié'ye doğru kaymıştı. Ardından birkaç ayak sesi daha duydu. Paula da geliyor olmalı diye düşündü. Yalnız hissetmiyordu. Hem de hiç. Kuzeni, dostu ve yakın arkadaşlarından biri yanındaydı. Neşeli yanı içini kaplamıştı. "Sanırım size ceza vermem gerekecek Norah hanım. Bu saatte burada olduğunuza göre. Bir düşünelim. Gece dışarı çıkmayacağımı üçyüz kere mi yazdırsam." dedi sırıtarak. Ardından Sintié'ye doğru konuşarak, "Tabi Sintié ne düşünür bilmem ama.." dedi ve gülümsedi. Arkadaşları yanındaydı işte. Her zaman olduğu gibi..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/maglor-s
Audrey Autumn

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Audrey Autumn



Mücadele Tarafı : Beyim bilir.
Rp Sevgilisi : Castor.
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavus kuşu.

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyPerş. Ağus. 07, 2008 9:30 pm

"Bunu gerçekten yapmamız gerekli miydi?"

Kendisini Kehanet ödevinin son eklemelerini tamamen bitirmesini bile beklemeden, yeni dinen yağmurun ıslattığı çimenlere kadar getiren arkadaşına bakıyordu. Ortak salonda, rahatsız ama kuru bir sandalyede otururken Norah'ın kendisine sorduğu soruya hayır diyecek zamanı bulamamasının ve kızın zayıf görünümüne rağmen Sintié'yi kulelerden bahçeye çekebilecek denli güçlü olmasının sonucuydu bu. Norah'ın neden sadece soru sormak ve ardından soruya bir karşılık beklemeden düşündüğünü yapmak gibi bir geleneği vardı sanki. Kızın cevap gibi bir kavramdan tamamen yoksun bir aklı olmalıydı ya da henüz yeni konuşmaya başladığında geçirdiği bir travmayla aklından silinmişti bu iki hece. Ve sırf bu olası travma yüzünden Sintié'nin ödev ve ardından uyku olarak belirlediği planı bozulmuş oldu. Yine Norah'lığını yapmıştı işte...

Norah aklına gelince düşüncelerinden uzaklaşarak 3 yıldır çok yakın arkadaşı olan kıza baktı. Sinir bozucu noktaları olsa da asla ona kızamazdı Sintié, tavır bile alamazdı hatta. Norah gerçekten dost olunulmadığı takdirde insanın kendini yeteri kadar şanslı hissedemeyeceği türden biriydi. Yine de uçuk noktaları vardı tabi. Sürekli mantıklı biri gibi dursa da ara sıra yaptıklarıyla uzun zamandır arkadaş olduğu insanları bile şaşırtmayı başarıyordu. Bugünün de o anlardan biri olduğuna inanıyordu Sintié. Acele etmeleri hatta buraya gelmeleri için bile hiçbir neden yokken o kadar hızlı davranmışlardı ki -hatta son merdivenin yerine tam olarak yerleşmesini beklemeden düşme tehlikesini göze alarak atlamışlardı.- Sintié cüppesini almayı unutmuştu. Uzun süre aynı şekilde oturmak ve çalışma masasının üzerindekilere doğru eğilmek için cüppe pek rahat bir giysi sayılmazdı. Bu yüzden çıkarıp yanındaki koltuğa koymuş olduğu cüppesini Norah'ın çekiştirmeleriyle şaşkınlık sınırlarında bir yerlerde atlayıvermişti işte. Bu yüzden esen rüzgar gömleğini ve eteğini uçuşmasına neden oluyor ayrıca üşümesini de kolayca başarıyordu. Kendisine acırken, Norah'ın da ayakkabılarını unuttuğu son anda fark edebildi. Her ne kadar sadece ay ışığının aydınlatığı ortamda herhangi bir şeyi seçebilmek çok kolay olmasa da Norah'ın ıslak çorapları seçilebiliyordu. Kızın muhtemelen ayakları ıslak çimenlerin istilasına uğramış, donmuştu. Yağmurlu bir günde unutulmaması gereken ilk şey ayakkabı olmalıydı. Ve tabi çok soğuk olmasa da hafifçe titremesine neden olan rüzgardan kendisini koruyacak bir cüppe de ikincisiydi.

Aslında oldukça maceraperest biri olan Sintié; normalde olsa ay ışığının aydınlattığı hoş bir gecede, ıslak çimenlerde yürüyüp, gece karanlığında tatlı bir sohbette bulunmayı ve eğer şanslılarsa birkaç küçük canavar pataklayıp üzerine ceza da almayarak yatakhaneye dönmeyi oldukça cazip bir fikir olarak görürdü. Tabi cüppe ve ayakkabı ikilisinin atlanmadığı bir zamanda. Ama uyku çok daha uygun bir seçenekmiş gibi geliyordu şu anda- aslında o koşuşturma ve üşüme hissi uykusunu fark edilir biçimde kaçırmış hatta ard arda beş fincan kahve içmiş etkisi vermiş olsa da. Ayrıca yakalanma korkusu da vardı bir nebze. Sonuçta tek başına değildi, yanında bu saatte uyuyor olması gereken biri vardı. Eğer bir profesör etrafta dolaşıyorsa, Norah'ı gördüğü anda Ravenclaw'dan puan kırılması en olağan şey olurdu. Hem de sınıf başkanlarının yanında bulunan bir öğrenciden... Binasına karşı olan sorumluluğunu yerine getirememek bir anda en büyük korkuları arasına girmeyi başarmıştı. Zaten böyle mantıklı ve düşünülmesi gereken korkuları olmasa Gryffindor olurdu. Tüm bu nedenler Norah'ı geri dönmeye ikna etmeyi ve sakin bir gece geçirmeyi işaret ediyordu. Yine de gitmek istemiyordu o sıkıcı salona. Böyle bir risk almak hoşuna bile gitmişti hatta. Hem koca şatoda onları inerken gören tek bir canlı bile olmamışken göl kenarında nasıl olacaktı ki?

Bu fikri iyice benimseyerek, endişelerini azaltan Sintié gülümseyerek; ıslak çoraplarına rağmen oldukça mutlu görünen Norah'ın yanına yaklaştı iyice. Kız karanlıkta bir yere bakıyordu. Sintié, kızın asasının doğrultulmuş olduğu yeri asanın koyu renkli olması nedeniyle net olarak seçmese de aynı yere çevrilmiş olduğunu düşünerek buz mavisi gözlerini o noktaya kenetledi. Ravenclawlı kız karanlığın içerisinde bir şey görmüş ve tedirgin olmuş olmalıydı, ya da sadece Sintié'nin eteğiyle aynı kaderi çeken bir dalın sallanışını abarttığının farkında değildi. Tabi bunu yapan Norah'sa sırf Sintié'yi korkutmak için bir numara çeviriyor olabilirdi. Ki eğer sonuncu ihtimal tam da Norah'ın aklında olan şeyse biraz sonra kızın sadece çorapları değil tüm vücudu göle itilmek suretiyle ıslanacaktı. Kızın yüzüne baktığında bu üç ihtimalin de olması durumunda oluşabilecek türden bir ifade yakalayamadı. Ne bir korku ya da kaygı ne de muzip bir gülümseme... Daha çok içten bir tebessüme benziyordu, Sintié'nin biraz zorlanarak seçebildiği ifade. Kızın asasını doğrulttuğu noktaya şimdi de yaklaşmaya başladığını görünce arkasına takıldı o da.

Artık Norah'ın tebessümünün nedenini net bir şekilde görebilecekleri noktaya gelince Sintié de yağmurdan ıslanmış iki tanıdık yüzü fark etti.
"Selam, umarım mutlu aile tablonuzu bozmuyoruzdur." Maglor'u ve Paula'yı görünce ard arda şaşkınlık, sevinç, utanç duygularını yaşadı hızlıca. Şaşırmıştı çünkü bu saatte göl kenarında kimse olduğunu düşünmüyordu, hem geldiklerinde bahçeden çıt çıkmıyordu sanki terk edilmiş bir yer gibi durmaktaydı. Sevinmesinin nedenini Sintié dürüstçe kendisine bile itiraf edemiyordu, yakın bir arkadaşı görmek olarak nitlendirip, utancının nedenini hiç açıklamadı kendisine. Buz mavisi gözleriyle eteğinin ıslanmayacağına emin olarak oturabileceği kuru bir yer ararken Norah'ın ve Maglor'un konuşmasını dinlemek adına bu işi erteleyerek ikisine bakmaya başladı. Konuşmayı düşünmüyordu bu konuda. Ne de olsa kendisini pek ilgilendirmezdi. Sadece Jessica gibi bir kızla çıkmasını bile onaylamadığı Maglor'un şimdi o kızla hala görüşmesi gibi bir olayı onaylamadığını yüz ifadesiyle belli etmekle yetindi. Maglor'un açıklamasının Norah'ta oluşturacağı etkiyi bilmiyordu ama Sintié'nin hoşuna gitmemiti.

Maglor'un konuyu değiştirmesiyle hava daha yumuşamış ve içten bir hal almıştı sanki. Maglor'un ufak şakasına karşılık vermeden geçmeyi düşünmüyordu Sintié de.
"Norah'ın bunu ceza olarak görmeyip üç yüzünü de farklı resimsel bir şekilde yazmak tarzı bir eğlence bulacağına eminim." yanındaki kıza göz kırptıktan sonra konuşmasına devam etti, "Daha sert bir şeyler bulmalıyız. Birkaç ay çikolata ve kaymak birasını yasaklamak gibi." diyerek sözlerini, yüzüne yayılan bir gülümsemeyle sonlandırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyCuma Ağus. 08, 2008 12:09 am

'' Aaa! Hayır ama. Korkutacaktım seni. Yine bütün planlarımı bozdun. '' Paula bunları söylerken yavaş yavaş da kuzeninin yanına doğru ilerledi. Gidip yanına oturduğunda kendini bu ıslak manzaraya kaptırmış olan Maglor oldukça düşünceli ama bir o kadar da umursamaz görünüyordu. Her zamanki anlaşılmaz hallerine alışkın olmadığından aldırmadı Paula. Maglor' un gölde sektirdiği taşa dikti gözünü. Gece karanlığına rağmen berrak suda dibi boylaşını hayal etti. Daha sonra diğerine göre daha ince bir taş alıp yerden '' O öyle yapılmaz, böyle yapılır. '' deiyp taşı suya fırlattı fakat taş 3 metre ötede, suyun pürüzsüz örtüsüne ilk değişte dibi boylamıştı. Utangaç utangaç kuzenine bakıp, kendisine gülmesine bozularak '' Aman, ailemizin gururu. Suda taş sektirme şampiyonu. '' diye söylenirken kalktığı yere oturdu yeniden. Tam yeniden konuşmaya başlayacaktı ve bugün olanlarla ilgili Maglor' a '' İyi yapmışsın... '' diyecekti ki sessizliği bozan diğer bir Ravenclawlı oldu. Norah gelir gelmez sorulara başlamıştı. O da Paula' nın yanıtını merak ettiği şeyleri sormuştu hemen hemen. Kuzenini aşk trafiği her ne kadar yetişilemeyecek kadar hızlı olsa da, Paula bununla çok eğleniyordu.


Maglor şakayla karışık sınıf başkanlığı taslamış ve Norah' a gece dışarı çıkması yüzünden yazdırmayı düşündüğü yazı hakkında asılsız tehditler savururken, Sintié oldukça insafsız davranmış ve çikolatayı yasaklamayı uygun görmüştü. Paula şakayla karışık arkadaşına karşı çıktı. '' Çikolata olmaz, evet çikolata asla olmaz. Sizler ne kadar gaddar sınıf başkanlarıymışsınız böyle. Merak etme Norah, hiçbir gücün seni çikolatasız bırakmasına izin vermem. '' derken diğerleri ile birlikte gülümsüyordu. Orda, yağmurun altında, hep birlikte olmaları Paula' yı çok mutlu etmişti. Küçüklüğünden beri dertlerini paylaştığı kuzeninin de bu kalabalıktan aldığı enerjiyi yüzünde görebiliyordu. Fakat anlayamadığı bir şey hissediyordu bu ortamda onu eğlendiren. Tıpkı Maglor' un aşkları gibi... '' Nedir bu?! '' diye düşünürken yanında getirdiği şekerlemeleri cebinden çıkarıp, biraz da muzur bir tavırla herkese uzattı:

'' Hımm, bu arada, şekerleme isteyen var mı? ''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Norah Edlyn Hawkins

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Yağmurun Sesi.. Empty
MesajKonu: Geri: Yağmurun Sesi..   Yağmurun Sesi.. EmptyCuma Ağus. 08, 2008 2:28 pm

Hava giderek soğuyordu sanki, yağmur suyuyla ıslanan ayakları buz kesmişti. Buna rağmen etrafına neşe saçmayı başarıyordu Norah. Maglor'un yanındaki daha küçük bir kayaya gözü ilişti. Batı Kulesi'nden buraya bir solukta ulaşma gayreti, onu yormuştu. Cübbesinin yeniyle kayanın üzerindeki yağmur damlalarını dağıttı ve kendini soğuk taşın üzerine bıraktı. "O kızı biraz fazla önemsiyorsun, yapma, ilk senesinden kendini Hogwarts erkeklerinin efendisi sanmaya başladı bile. Neyse..." dedi gittikçe alçalan bir ses tonuyla. Gözlerini önce göle, sonra dostlarına çevirdi. Sintié soğuktan titremeye başlamıştı. Bu soğukta onu buraya getiren kendisiydi, hasta olursa büyük vicdan azabı çekeceğini biliyordu. Cübbesini çıkardı, kabaca yuvarlayarak ona fırlattı. "Lütfen giy şunu Sintié..."

Gökyüzündeki yıldızların parlaklığı altında, kuralları çiğnemiş olmayı umursamayan ve işi şakaya vuran üç sınıf başkanıyla birlikte oturmayı garipsemişti doğrusu. Maglor'un sözleri üzerine,
"Hayır, hiçbir ceza beni uslandıramaz!" dedi kendinden emin bir tavır takınarak. Yazı yazma işi tamamdı da, şu çikolata ve kaymak birası yasağı kesinlikle caydırıcı bir özelliğe sahipti. Fakat bu altta kalacağı anlamına gelmiyordu. Paula'nın da desteğini almıştı nasıl olsa. Küskün bir tavırla omuz silkti, Maglor ve Sintié'de hiç acıma yoktu.

"Bunu asla yapamazsınız! Yaparsanız, mutfaktan pasta şekerlemelerini çalarım. Hem de şeker yemezsem, şeker biri olamam. Bakın bu Norah'ı çok özlersiniz..." İstediğini elde edemeyen bir çocuk edasıyla, başını öne eğdi. Paula'nın uzattığı şekerlemelerle, ortam biraz daha tatlılaşmıştı. Şekerleri alırken, herkesin yüzünde en muzurundan bir gülümseme belirdi. Bir profesörün gelişiyle ve cezayla bitse bile, bu geceyi hep böyle gülümseyerek hatırlayacaktı Norah. Maglor'un bitmeyen flörtlerini, Sintié'nin bitmeyen ödevlerini, Paula'nın bitmeyen şekerlemelerini...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/norah-ed
 

Yağmurun Sesi..

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-