AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 VI. Sezon Ortak Salon

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyC.tesi Tem. 25, 2009 6:03 pm



Bu bina, çalışmaya, eşitliğe ve adalete değer verir. Ambleminde porsuğu kullanan bina, renk olarak da sarı ve siyahı benimsemiştir. Pomona Sprout, Hufflepuff'ın başkanıyken, Şişman Keşiş binanın hayaletidir. Binanın ortak odası zindanların yakınlarında, mutfaklara yakın bir yerdedir. Büyük bir olasılıkla binanın prensiplerinden gelen bir nedenle Hufflepuff'ın öğrencileri genellikle birbirlerine benzerler. Bu tek düzelik, binanın savunduğu kabullenmenin getirdiği bir şey olarak görülebilir.

~ RPG İN ~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Paula Lilith Silimauré

Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu LideriUluslararası Büyücüler Konfederasyonu Lideri
Paula Lilith Silimauré



Mücadele Tarafı : Silimauré.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Anka.

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: Geri: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyCuma Ağus. 21, 2009 11:21 pm

Kolundan tutmuş olan profesöre baktı Flavio’nun odasından çıkarken. Hala aklı bir karış havada olanları anlamaya çabalıyordu. Tılsım profesörü Galadriel’in odaya gelişi, onu apar topar alıp götürmesi sırasında da pek bir şey hissetmiyordu. Aklından geçenleri anlamlandıramayan genç cadı, sadece arkasına bakmak istiyordu. Galadriel’in buyruğu ile Eleonora dışarı çıkmıştı. Kendisiyle birlikte hastane kanadına gelen sınıf başkanı ve arkadaşı, bir diğer yanında Tılsım Profesörü hastane kanadına ilerliyorlardı. Lizz sürekli olarak kendisine ‘’ Her şey geçecek tatlım. İyileşeceksin. ‘’ deyip duruyordu. Ancak Paula zaten kendini hiç olmadığı kadar iyi ve anlamlandırılmış hissediyordu. Bu yüzden sürekli olarak ‘’ İyiyim ben. ‘’ diyordu. Tılsımdan zehirlenmiş olduğunu düşünen tılsım profesörü Paula’yı hafifçe iterek hastane kanadına soktu ve oradaki bir şifacıyla görüşerek durumu anlattı. Kadının ‘’ Vah vah…’’ şeklinde ilerleyen cümlelerinden sıkılan Galadriel tek bir cümle sonra Lizz’i yanına çağırdı ve bir şeyler söyledi. Şifacı da o meyanda Paula ile ilgileniyordu. Kadının kendisine içmesi için verdiği iksirden iyiden iyiye midesi bulanan Hufflepuff’lı cadı, şifacının bakmadığı bir sırada iksiri hemen arkadaki bitkiye dökmeye başladı. Caprice o an karşısında belirmeseydi iksirin tamamını yan taraftaki bitkinin saksısına boca edebilirdi. Karşınında aniden belirmesinin verdiği şok ile elindeki iksiri ağzına dikiverdi. Ardından da oturduğu yerden kalktı. Lizz Paula’ya yaklaşıp iyi olup olmadığını sorduğundaysa oldukça iyi görünen Paula cevap verdi. ‘’ İyiyim tatlım. Hadi gidelim. ‘’ Aklında Flavio’nun hayaliyle, ona müthiş bir çekim hissederek hastane kanadından ayrılmaya davrandılar. Lakin Paula attığı ilk adımda kusmaya başladı. Profesör Galadrîel, Caprice ve Lizz kızın başında neler olduğunu anlamaya çalışırken baş şifacı olaya el koymuş Paulayı bir sedyeye yatırmıştı. Diğerlerini dışarı çıkaran baş şifacı on dakika sonra dışarıda bekleyen cadıların yanına geldi. “Zehirlenmiş, ama bu verdiğimiz panzehirden dolayı. ” Caprice’nin teni bembeyaz olmuştu. Attığı yalan yüzünden dostu ölümle yüz yüze gelmişti. Soluk almaya bile korkarken baş şifacı kullanmaya devam etti: “ İçtiği bir sıvı yüzünden kanına karışmış zehirle, verdiğimiz panzehirden ayırmak zor oldu ama başardık. Profe sör bu arada Tılsımınızı büyülemek için değişik bir taktik izlediğinizi kabul etmeliyim” herkes şaşırmıştı. Lizz neden söz edildiğini bilmemenin verdiği merakla arkadaşının yüzüne bakıyordu. Profesör ise sorgulayıcı keskin bakışlarını Caprice üzerinde deniyordu.

Bir saat sonra Paula taburcu oldu. Caprice’nin aklı tilgi gibi çalışmaya başlamıştı. Yalan, yalan olmalıydı, gerçek değil. Peki bu gerçek neydi? Araştırmak için elde edilmiş bir ipucu vardı, suskunluğunu takınarak paulanın bir koluna Lizz diğer koluna Caprice girerek yatakhaneye geldiler. Profesör baş şifacı ile özel konuşmak istemiş onları yalnız başına göndermişti.

Kısa süren yolculukları bittiğinde Hufflepuff ortak salonundaydılar. Kanepelerden birine oturan Paula iyiydi. Kızlara sürekli gülümsüyordu. Bu onun en doğal haliydi. Bir süre sonra kendisiyle konuşan Caprice ve Lizz’e cevaplar vermeye başladı. Önce Caprice’e hesap verdi.
‘’ Yaptığım şey çok riskliydi. Bizi ne duruma soktuğunun farkında mısın Paula?! ‘’
‘’ Tamam tatlım geçti artık. ‘’
Ardından Lizz.
‘’ Paula iyi misin peki şimdi? Yani iksir iyi geldi mi? ‘’
‘’ Tabii ki iyi geldi Lizzy. Baksana turp gibiyim. O nasıl? ‘’
İkisi bir ağızdan:
‘’ O da kim?! ‘’
‘’Flavio.’’

Herkesi bir şaşkınlıktır almıştı. Paula’nın bir profesör hakkında böyle konuştuğuna rastlamamış olan kızlar hemen şakaya vurmuşlardı. Caprice sinirliydi. Aralarında bir tek Rosalie kontrollü olarak dinliyordu. ‘’ Paula! Şimdi de ona adıyla mı hitap ediyorsun? Ne oldu odada. Çok eğlendiniz bakıyorum. ‘’ Paula bir anda gözlerini açmak istedi büyüterek. Zaten açık olan gözlerini. İçinde çığlık çığlığa bağıran biri vardı. Onu kimse duymuyordu. Kimse anlamıyordu. Bir anlığına silkelenir gibi olup yeniden düzeldi. Susadığını hisseden cadı yerinden kalktı. Masalardan birinin üzerindeki bardağa yöneldi. Bardağın yanındaki sürahiye uzandı. Elleri titriyordu. Oysa Paula her zaman büyüyle suyu ve sürahiyi yanına alırdı.



Caprice olanlardan rahatsız yerinden kalkarak Paula’nın yanına giderek koluan girdi ve kulağına fısıldadı:

“O odada neler oldu?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/paula-lilith-sil
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: Geri: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 3:23 pm

Tılsım profesörü Galadriel'in buyruğu ile Eleanora kendisini dışarıda bulmuştu. Paula'nın zehirlenmesi onları çok üzmüştü. Yanında Caprice, Paula ve Tılsım profesörü ile hastane kanadına ilerliyorlardı. Eleanora, Paula'nın yanına girerek onu teselli etmeye çalışıyordu. Zaten o da kendini hiç hasta hissetmeyerek hep ' İyiyim ben. ' diyordu ve kendini yatıştırmaya çalışıyordu. Zorla da olsa hastane kanadına gelmişlerdi. Fakat Paula'nın hiç de gölnü yoktu içeriye girmeye. Ama tılsım profesörünün onu iteklemesi sonucunda içeriye zar zor da olsa girmişti. Tılsım profesörü orada ki bir şifacı ile görüşerek Paula'nın durumunu nasıl bu hale geldiğini teker teker anlatırken baş şifacı ona bakarak '' Vah vah '' diyordu. Bu sözlerden sıkılan tılsım profesörü tek bir cümle söyledikten sonra Eleanora'yı yanına çağırdıktan sonra bir şeyler söyledi. Bu söylediği konu ile ilgisi olan şeylerdi. Onlar konuşurlarken baş şifacı Paula'nın iyileşmesi için ona bir iksir hazırlıyordu. Onu yüzünde kötü bir tavır sergileyerek zar zor da olsa içti ve ayağa kalktı. Eleanora onun ayağa kalktığına göre iyi olmasını umuyordu. Yanına girerek '' Kendini nasıl hissediyorsun tatlım? '' dediğin de Paula hiç beklemeden iyi olduğunu söyledi ve hemen oradan uzaklaşmak istedi. Fakat bir adım attıktan sonra Paula aniden kusmaya başladığın da Eleanora ve diğerleri şaşkın bir tavır sergileyerek ona bakıyordu. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Hemen Şifacı geldi ve onu yatırdıktan sonra Eleanora, Caprice ve Tılsım profesörünü dışarıya çıkarmıştı. Fakat Eleanora istemiyordu ama mecburdu. İstemeye istemeye dışarıya çıktı. Dışarıda onu düşünürken hiç zaman geçmiyordu. Sonunda şifacı odadan çıktı ve durumu ile ilgili bir şeyler anlatmaya başladı. Herkes onu dikkatle dinliyordu. Fakat Eleanora hiç bir anlamıyordu sadece baş şifacının sözlerinden sonra Caprice'ye şaşkın gözlerle bakıyordu. Demek her şey onun başının altından çıkmıştı. Buna inanamıyordu.

Paula sonunda bir saat sonra taburcu edilmişti ve sapasağlam hastane kanadından çıktı. Buna en çok Eleanora sevinmişti. Hemen bir koluna girdi ve öbür koluna da Caprice girerek onu yavaşça yatakhaneye götürdüler. Kısa süren yolculuğun ardından ortak salona gelmişlerdi. Paula'yı ikisi birlikte rahat bir yere oturtturduktan sonra yanına oturdular. Paula'nın iyi oluşu gözlerinden ve etrafa saçtığı gülümsemeden belli oluyordu. Onu gören kızlar da yüzlerine küçük bir gülümseme yerleştirdiler ve kızlar ona bir takım sorular sormaya başladı. İlk olarak Caprice'nin sorusuna yanıt verdikten daha sonra Eleanora ona '' Paula iyi misin şimdi peki? Yani iksir iyi geldi mi? '' sorusundan sonra iyi olduğunu söyledi ve son sözünde ' O nasıl? ' diye bir soru sormuştu. Caprice ve Eleanora Paula'ya şaşkın bir yüz ifadesi ile bakarak iki birlikte '' O da kim?! '' dediler. Yüzlerinde kocaman bir şaşkınlık ifadesi vardı. Eleanora bir Caprice'ye bakıyor bir de Paula'ya bakıyordu neden bahsettiğini anlamamıştı. Bu merakı Paula'nın Bir zamanlar Sihir tarihi profesörü olan Flavio'dan bahsetmesinden sonra son bulmuştu. İkisi de şaşkındı. Paula'yı ilk defa bir profesör hakkında böyle konuşurken bulmuşlardı. Bu biraz şaşırtıcıydı. Caprice buna çok sinirlenmiş olsa gerek Paula'yı soru yağmuruna tutuyordu. Eleanora' da merak ediyordu oda da neler olmuştu acaba? İçeri de bulunan Rosalie olaylardan habersiz sadece onları dinliyordu. Caprice'nin sorusundan sonra Paula hiç bir şey söylemeden ayağa kalktı ve bir bardağa su doldurarak içmeye koyuldu. O sıra da cevabını alamayan Caprice, Paula'nın yanına giderek bir şeyler fısıldadı. Ne söylediğini duyamayan ve merak eden Eleanora da yerinden kalkarak yanlarına gitti ve onlara bakarak;

'' Neler olduğunu bize de anlatır mısın Paula'cım? ''

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: Geri: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyC.tesi Ağus. 22, 2009 7:16 pm

Rosalie tüm olanları sadece uzaktan izlemekle yetiniyordu. Çünkü arkadaşının zehirlenmediğinden emindi. Paula’ın o masum yüzüne baktığında, çok değişik bir kız görüyordu derinliklerinde. Sanki tutkun, hayran kalmış gibi… Rosalie derin bakışlarla zavallı kızı süzüyor, onun düştüğü durumu anlamaya çalışıyordu. Aslında anlaması da pek güç bir durum değildi. Salonda telaştan bağrışan Caprice, ve neler olduğunu öğrenmek için Paula’ın üstüne giden Eleanora’ı da susturmak istercesine ayağa kalktı ve “ Yeter kızlar biraz susun! Paula’ın üstüne yeteri kadar gitmedik mi sizce? Lütfen susup biraz düşünün. Böyle yaparak bir şey elde edemeyiz. “ Dedi burnundan soluyarak ve kaşlarını çatıp kızların hepsine tek, tek baktı. Artık birinin onları sakinleştirmesi gerekiyordu ve anlaşılan bunu yapacak tek kişi Rosalie idi. Çünkü diğerleri birbirlerine dert yanıp, telaşlanmaktan başka bir şey yapmıyordu. Son çare olarak ters suratını göstermek zorunda kalmış, ama en azından diğerlerini de susturmayı başarmıştı. Elini ağzına doğru götürerek öksürüyormuş gibi yapıp, sert ifadesini biraz olsun yumuşattı. Paula’ın yanına doğru eğildi ve onun kıvırcık saçlarını narin elleriyle okşamaya başladı. Genç cadının yüzündeki hafifmeşrep ifade Rosalie’in canını sıkmıştı. Paula’ın kulağına doğru eğildi ve fısıldadı. “ Bunun zehir olduğundan emin misin tatlım? “ Kızın yüzündeki şaşkın ifadenin üstüne gitmemek için yerinden kalktı ve Eleanora’ın yanına doğru yürüdü. Hep terslikler Rosalie ve arkadaşlarını mı bulmak zorundaydı? Geçen dönem Rosalie’in amansız hastalığı; şimdi de Paula’ın düştüğü durum. “ Bunun zehir olduğunu sanmıyorum Eleanora. İnan bana bunun altında başka bir gizem yatıyor. “ Diyerek Eleanora’a sessiz bir ses tonuyla söyledi. Tek kaşını kaldırıp ona dikkatlice baktı ve bakışlarını tekrardan bitkin durumda görünen Paula’a yönlendirdi. Aşk, tutku, hoşlanmak... Bunlar Rosalie'in bir diğer adı gibiydi. Paula'ın bakışlarında sezdiği tutkuyu anlaması o kadar zor olmamıştı. Acaba düşündüğü şey miydi? Bu bir çeşit... Yoo, olamazdı. ' Ne düşünüyorum ben, tabi ya bunu neden düşünmedim. ' dedi kendi kendine içinden geçirerek. Ama kızlara belli etmedi. Şimdi konuyu açmak istemiyordu belki de; onların vereceği tepkiden korkmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: Geri: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyPaz Ağus. 23, 2009 10:46 am



“Havada uçuşan kurabiyeler aşkına!” arkasını dönerek Rose’un gözlerinin içine baktı. "Okumayı öğrendiğin günden beri buradasın değil mi? Ve kaç yıldır onu tanıyoruz, cevap verin hadi? Ben söyleyeyim tam 5 yıl. O kadar yıl boyunca Paula’nın yanındaydım, ya o adamı ne kadar tanıyoruz, kaç kere gördük? Bu işte bir iş var.” Paula’nın tekrar koluna girerek onu yakındaki sarı siyah çizğili rahat bir kanepeye oturtturdu. Ellerini eline alarak yüzüne tatlı bir ifade ekledi. “Seni asla bırakmayacağım tatlım, buradaki hiçbirimiz, ne yaparsan ne söylersen hatta bize sövsen dahi seni gözümüzün önünden ayırmayacağız. İyi ya da kötü umurumda bile değil, şimdi gözlerini kapa ve bana izin ver.” Ne yapmak istediğini anlamış mıydı?

Lizz yanlarına oturmuş, Rose ölümcül bakışlarını onun üzerine dikmişti. Caprice sakince konuşmaya devam etti: “Lizz sen e duydun, Paula zehirlenmiş, hem de iki kere. Aldığı panzehir ve ilk içtiği de bir zehirmiş.” Panzehirin onu neden zehirlediğini anlatacak değildi, gereksiz ayrıntılarla akıl karıştırmanın bir anlamı yoktu. “Ne dedi Lizz? Sen de vardın. İçtiği bir sıvıyla vücuduna işleyen bir zehir! O zehirli sıvıyı burada biz ona içirmediysek, ortak salonla profesörün odası arasında kim içirdi?” Tek tek kızların gözlerinin içine baktı. Paula’nın gözleri kapalıydı, onun göğsünün üzerine yatırarak kızı sıkıca tuttu. “Ne kadar iyiyim derse desin, şifacıyı duydum, zehirlenmiş ve hemen yatakhaneye gidiyor. Bu işi çözümleyeceğim beni iki dakika bekleyin döneceğim.” Sözlerinin bitiminde Paula’yı Rose’un güvenli ellerine bırakarak ortak salonun kapısından kayboldu.







Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
Paula Lilith Silimauré

Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu LideriUluslararası Büyücüler Konfederasyonu Lideri
Paula Lilith Silimauré



Mücadele Tarafı : Silimauré.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Anka.

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: Geri: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyCuma Ağus. 28, 2009 3:03 am

Neredeyse hayatına mal olacak dakikalar eşliğinde yaşayıp gidiyordu. Kısa süre içerisinde kanından çıkan zehri bütün hücrelerinde duyumsadı. Gücünü tüketmişti, hem de fazlasıyla. Düşüncelerinde iğrentisini hissettiği pek çok şey vardı kafasında. Bir yanı hala pişman değildi yaptıklarına. Diğer yanı Kevin’ın adını bağırıyordu. Gözleri dolar gibi oluyordu ara ara. Onu salona getirip kanepeye oturtan arkadaşına baktı. Ne sevgi dolu, ne minnettardı bu binada edindiği dostluklara. Yavaş yavaş büyüyordu yaşadıkları her anı belleklerinde. Birlikte çok fazla şey yaşamışlardı. Şimdi her birinin kendisi için üzüldüğünü görmek canını sıkıyordu. İçeri girdiğinde yanına gelen Caprice’den sonra, Lizz^de aynı soruyu sormuştu. Yavaş yavaş kendine gelen bünyesi, artık sorduğu sorunun saçmalığını anlıyordu. Mırıldandı kendi kendine. ‘’ Bir şey olduğu yok. Artık kapatalım şunu. Başım ağrıyor. ‘’

Arkadaşlarının yumuşak tavırları ve korumacı sesleri arasında gözlerini bir kapatıyor bir açıyordu. Uykulu gibi olan hali artık iyice kendini belli ediyordu. Yatakhaneye gelene dek Lizz’i üzmemek için iyi olduğunu sayıklayan Paula, artık pişmanlıkla özgürlük arası hislerde bocalıyordu. Caprice’nin sorusuna cevap verememiş, Rosa’ya teşekkür edememişti. Yalnızca ölü gibi bakınıyordu. Kanını terk eden zehre rağmen hala hafif bir havadalık hissediyordu yüreğinde. Pişmanlığın yan etkileri olduğunu düşünerek geçiştirdi. Can sıkıntısından yeniden gözlerini kapadı. Dışarı çıktığını söyleyen Caprice’nin arkasından inledi:

‘’ Caprice, nereye? Of… Biri bana biraz su verebilir mi? Sürekli susuyorum. İçim yanıyor. ‘’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/paula-lilith-sil
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

VI. Sezon Ortak Salon Empty
MesajKonu: Geri: VI. Sezon Ortak Salon   VI. Sezon Ortak Salon EmptyC.tesi Ağus. 29, 2009 7:25 pm



Tüm öfkesiyle açtı ortak salonun kapısını.

“Mark, neredesin tatlı cinim benim. Mark!“ birkaç saniye bekledi. Asır gibi geçen zaman diliminde sırtını duvara yaslayarak gözlerini kapadı. Çok yorulmuştu, arkadaşını koruyamamanın verdiği hüzünle içini çekti.

“Güzel efendim siz miydiniz, siz ağlıyor musunuz?”

Ellerini gözlerine siper eden Caprice hemen kendini topladı. Bir evcinini karşısında zayıflığını gösteremezdi.

“Hayır elbette, şimdi onu bırak bana Sihir tarihi profesöründen söz et” , diyerek evcinini yanına yere oturdu. Etrafa göz atarak yanlız olduklarından Mark’ın yanağına dokundu. Nazikçe okşadı.

“Şey, ama”

“Hadi ama Mark, bana ona ne olduğunu söyle. Müdür yardımcısın bakışlarını gördüm, hastane kanadından ayrılırken öfkeli ve düşünceli gözüküyordu” hafifçe gülümsedi. Eli hala yanağındaydı, hafifçe burnuna dokundu, sonra yanağına. “Beni izlediğini biliyorum Mark, ama bilmediğim ben oradan ayrıldıktan sonra ne oldu?”

“Yapamam”

“Mark”

“Ama, ama…”

“Hadi ama yorma artık beni, anlat” Evcini, baskılara dayanamayacak hale gelmiş, sarışın cadının narin dokunuşlarıyla kendinden geçmişti.

“Gitti”

“Kim gitti?”

“O işte, o gitti”

“Detaylar Mark”

“Detay yok. Müdür onu arıyordu ve çok öfkeliydi” Mark sağa sola bakarak tedirgin olmuş bir halde konuşmasına devam etti.

“O kötü biri, hem de çok kötü” fısıltıyla konuşmaya başladı.

“o gitti ve gelmeyecek, o çok, ama çok kötü, benim güzel cadım, sana bir şey yapmadı değil mi?” yüzünde acı ve endişe okunan cüceden daha fazla bilgi alamayacağını anlayan Caprice evcinini rahat bırakmaya karar verdi.

“Hayır tatlım ben iyiyim. Şimdi sen mutfağa dön ve kulaklarını açık tut. “ cini bir göz kırpmasıyla ödüllendirdi “Özlerim sonra seni” kendine yaklaşan dudakları son saniyede fark etmeseydi, evcininin minik dudakları çoktan kızıl canlı dudaklarda bulaşmış olacaktı. Lakin Caprice bu hamleyi geçiştirecek kadar hızlıydı. Ayağa kalktı ve ortak salonun kapısına yeniden yönlendi. Kapının eşiğinde arkasını dönerek o masım ve âşık surata son bir bakış attı.

“Hemen git, yoksa yakalanacağız” ve "pat" Cin ortadan kayboldu.

Son bir düşünce ile yerinde durdu. Olayları kendi gözüyle de görebilmeyi ne de çok dilerdi. Yüzüne muzip bir tebessüm takınarak usulca gölgelere sindi. Ne kadar süre beklediğini bilmiyordu. Kararı içgüdüleri verdi. Boş koridorlar, merdivenler ve hızla hareket eden profesörler. Köşeyi dönen Müdür yardımcısı değil miydi? Merdivenin gölgesindeki boşluğa sinmeseydi onu az daha görecekti. Herkesin gittiğinden emin olunca yeniden harekete geçti. Profesörün kapısına kadar gitti. Ve asasını kullandı. Yasak mıydı? Kimin umurundaydı o bir muhabir ve dosttu. Direkt asasını kapıya yönlendirerek fısıldadı, canlı var mı diye bakmak kötü bir şey değildi ki. Yemin etse yalan söylemiş olmazdı. Yoktu. Oda boştu. Bir kere daha denemeyi göze alamadı. Küçük bir büyü de olsa, durduğu kapı tehlikeliydi. Usulca gölgelere geri döndü. Hareketleri ölçülü ve sistematikti. Kimseye fark ettirmeden Ortak salonun kapısına vardı ve aynı sessizlikle kapıyı açtı, usulca içeriye süzüldü.


Ortak salon boştu. Kızlar çoktan yatmaya gitmiş olmalıydı. İçi rahat olsa da temkinli olmakta yarar vardı. Boynundaki atkısını düzelterek yatakhanenin yolunu tuttu. Gözleri etrafı taradı, uykusu kaçmış bir öğrenci görme arzusu yoktu. Çaktırmadan bir yatakhaneye varsa, her şey yoluna girecekti. Şanslı bir geceydi. İkinciye kanıtlamıştı kendini, yatakhanedeydi ve herkes mışıl mışıl uyuyordu. Yavaşça Paula’nın yanına gitti. Ellerini yüzünde gezdirdi. Ne de güzel uyuyordu. Lizz’in ona seslenen narin sesine kula verdiğinde az daha kızı uyandıracaktı.

“Uyandırdığım için üzgünüm canım. Lizz, bomba habere hazır mısın? O salak profesör okuldan ayrılmış. Nedenini henüz bilmesem de artık geri dönmeyecekmiş.” Eliyle kızı susturarak devam etti “Biliyorum işte, şimdi uyuyalım olur mu, zor bir geceydi. Yarın sakin kafayla konuşuruz. Sen kızlara anlat, kabus bitti.” Gülümseyerek Lizz'in yanına gitti ve ellerini tuttu. “artık uyuyabilir miyim?” kızın yanağına bir öpücük kondurarak sarıldı. Gözleri kapanmak üzereydi. Usulca yatağına sokuldu ve üzerini bile değiştirmeye gerek duymadan battaniyenin altına girdi. Lizz ardından bakarken o horlamaya başlamıştı bile.









Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
 

VI. Sezon Ortak Salon

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-