> Çayla Mutlu Olmak <

Gezgin

Dün yeterince zorluydu Lizzie için.Bazen girdiği yalnızlık komasına dünde girmişti.Babası bunun saçmalık olduğunu söylesede yalnızdı işte.Bir ikizi olması hiç birşeyi değiştirmiyordu.Eğer ikizinizle çok farklı kişilikler içersindeyseniz yalnız kalmamanız mümkün değildir.Alex çok soğuktu.Konuşulmaktan sıkılınılacak derecede soğuktu hemde.Dün yaptığı hareketin hoş olup olmadığı üzerine baya bir tartışmışlardı.Tabiki de Alex bunun herkesin yapabiliceği birşey olduğunu savunmuştu.Bir bakıma şanşlıydı en azından Liz.Odaları farklıydı.Kendi dünyasına açılan o kapıdan girince herşeyi dışarı bırakır ve içini boşaltmak için kendini en güvende hissedttiği yatağına yatar doyasıya ağlardı.Ağlamaktan nefret ediyordu ama inkar etmiyordu ki bu iş ayda bir yapılınca rahatlatıyordu.Bütün bunları düşüne düşüne çıktı her sabah olduğu gibi evden.Bugün birşey farklıydı.Herkesten önce o uyanmış giyinmiş kahvaltı etmeden -ki zaten böyle bir alışkanlığı yoktu- cıkmıştı.Evet birazda Alex onu arasındı bakalım..İlk defa bu kadar erken saatte çıkmanın huzuruyla etrafına bakına bakına yola koyuldu.Dükkan sahipleri'nin esneyişleri neredeyse iç organlarını göstericek büyüklükteydi.Kendi kendine sırıttı Liz.

Sonunda biraz içini ısıtabilicekti.Madam Puddifoot'un o güzelim çaylarından biriyle tabikide.Daha kapısında içerisinin nasıl olabiliceğini tahmin edebilirdiniz bu dükkanda.O kadar temizdir ki heryer basmadan bile düşünürsünüz yerlere.Liz'de herkes gibi bunları düşünerek açtı kapıyı.İçeri girdiğinde şaşırdı çünkü tek bir boş masa bulmak için biraz etrafa bakmanız gerekiyordu.Sabah sabah içini ısıtmak isteyen herkes burda almıştı soluğu.Kuytu bir köşede 2 kişilik bir masa bulup oturabildi sonunda.Oturur oturmazda siyah saçlı 25 yaşlarında bir kadın güler yüzüyle geldi ne içmek istediğini sormaya.Liz'de tebessümle bekletmeden kararlılıkla söylediği istediğini ;

-Kremalı Çay ve bir dilim kek lütfen ''

Gezgin

Jack sabahtan kaLktığından beri bir oraya bir buraya koşuşturuyordu. Ne için mi? Tabii ki de okuL için aLışveriş yapıyordu. Üzerindeki mini siyah eteği ve büyük siyah botLarı yüzünden doğru düzgün yürüyememişti zaten! KahroLası ayakkabıLarı neden giymiştiki? O da biLmiyordu. AsLında üçüzLerinin ısrarı sonucu gitmişti aLışverişe. Hiç gidesi yoktu. Keşke gitmeseydim diye düşünürken yüzüne vuran rüzgarLa ürperdi. Hava sabahki kadar sıcak değiLdi artık. Rüzgar esiyordu ve jack askıLı bir buLüzLe sokakLardaydı haLa!. ÜçüzLeri aLışverişten sonra ondan ayrıLmıştı. Jack ise biraz daha yürümek istediği için şuanda burada üşüyordu.

Etrafına bakınmaya başLadı. Hiç insan yoktu ve bütün kapaLı mekanLar tıkLım tıklım doLuydu. Hava zaten kapamış, kocaman gri buLutLar gökyüzündeki sapsarı güneşi engeLLemişti. Jack etrafına bir kez daha bakınca en uygun yerin Çayhane olduğunu düşündü. Hem içerisi hemde çay sıcaktı . En iyi ısınabiLeceği yer diye düşündü ve sıkıca kavradığı koLu ittirdi.

Boş masa denen şeyden yoktu ortaLıkta. İnsanLar birbirLerinin masasına oturmuştu. Jack bir kaç adım attıktan sonra iLerideki bir masada sarı-siyah saçLı ve koca gözLü bir kız gördü. Dışardan bakınca acayip güzeLdi. Hiç tereddütsüz onun yanına gitti. BeLkide yeni bir arkadaşı daha oLacaktı..

"seLam .. Oturmamın bir sakıncası varmı? .. yani bütün masaLar doLu ve .. ah tatLım söyLemem gerekiyor gözLerin ve saçLarına bayıLdım"

Küçük bir güLümsemeyLe kıza baktı. Kız da bir an şaşırmış ardından da güLerek başını saLLamıştı. Jack sandaLyeyi çekeren oturdu. Ortamın sıcakLığından doLayı artık hiç üşümüyordu.

"Ben JacquaLine .. JacquaLine BeLLatrix L'moné .. Jack diyebiLirsin "

Tekrar güLümseyerek kıza eLini uzattı. Siyah ojeLi tırnakLarı ve yüzükLü parmakLarı kızın dikkatini çekmiş gibiydi ..

Gezgin

Etrafına bakınıyordu Liz kekle çayı gelene kadar.N kadar çok çeşit insan vardı.Kendiside bunlardan birtanesiydi.Belkide bütün bu insanlar onun hakkında farklı farklı şeyler düşünüyorlardı.Sıkılınca saçlarıyla oynardı Liz.Bu huyunu sevmezdi ama malesef huydu işte.O sırada yanından tatlı bir ses duydu.

''seLam .. Oturmamın bir sakıncası varmı? .. yani bütün masaLar doLu ve .. ah tatLım söyLemem gerekiyor gözLerin ve saçLarına bayıLdım"

Siyah saçlı ,yeşil gözlü bir kız duruyordu yanında.İri gözleriyle süzdü kızı.Kendisine bakmıyordu galiba hiç.Liz hiç istememişti saçlarının sarı olmasını.Mavi gözleriyle birleşince sanki dışarıya aptalmış görüntüsü veriyor demişti Alex ona.Bu yüzden 4 ay önce saçlarını siyaha boyamak istemiş ama başarılı olamamış sadece uçları siyah kalmıştı.Liz gülümsedi ve başıyla ''Tabikide'' der gibi bir işaret yaptı.Kız sandalyesini çekip tam karşısına oturdu Liz'in.

"Ben JacquaLine .. JacquaLine BeLLatrix L'moné .. Jack diyebiLirsin "

Kendisine uzatılan eli sıktı Liz.Kızın tırnaklarında siyah ojeler vardı.Ve birçok yüzük vardı gülümsemesi daha da yayıldı yüzüne.İlk defa yanında Alex olmadan bir kızla konuşabilicekti.Sonunda ağzını açıp ibrşeyler söyleyebildi ;

''Merhaba Jack,bende Liz.Lizzie Gabriella Tanaquil.İstediğini kullanabilirsin.'' dedi.O sırada gelen keki ortaya çayı ise önüne koydu.

''Sende birşeyler ister misin?''

Gezgin

Jack kıza baktı. 'demek adı Lizzie' diye geçirdi içinden. Hayattaki tek tuahf soyadLı insanın kendisi oLmadığını anLayınca kendi kendine güLdü. Soyadını sevmiyor değiLdi. Tuhaf oLması da hoşuna gidiyordu zaten..

"Memnun oLdum Liz .. "

Kıza tekrar baktı. Çay ve kek istemiş oLacak tı ki siyah saçLı, somurtkan bir kadın ona siparişLerini getirmişti. Ne huysuz bir tip diye geçirdi içinden. Siyah bir etek üzerine buruşuk bir gömLek giymişti. ReziLLik ! diye düşünürken gözLerinin kadının ayakkabıLarına kaydığı esnada siyah sivri burunLu ince topuk ayakkabıLarını görünce bundan beteri oLamaz heraLde diye düşündü. Kadın baştan aşağıya rüküştü. KesinLikLe bir moda danışmanına ihtiyacı vardı.

"ah tabi bende bir meLisa çayı istiyorum"

Liz'in sorusu üzerine ona güLümseyerek kadına bu sözcükLeri söyLedi. Kadın kendinden bezmiş bir surat ifadesiyLe arkasını dönüp gitti. Liz çayı ve kekiyLe iLgiLenirken jack masanın üzerinde eLLerini birLeştirerek konuştu.

"ee Liz anLat bakaLım neden burdasın? .. sende mi hogwartséa gideceksin yoksa?"

Sağ eLiyLe siyah saçLarını kuLağının arkasına sıkıştırıken bacak bacak üzerine atarak arkasına yasLandı. Bir cevap ve bir de çay bekLiyordu..

Gezgin

''Memnun oLdum Liz .. ''

Liz'de memnun olmuştu tabi.Sonra Jack gülümsedi..Liz neden olduğunu bilmesede bu gülüşün jack'e çok yakıştığını biliyordu en azından.Çayından bir yudum aldı.İçindeki krema tadı hayatta ona mutluluk veren çok az şeyden birisiydi.Sonra kekinden bir parça kopardı ve onuda ağzına götürdü.Çikolata..Kim çikolataya hayır diyebilirdi ki?Ağzındakileri bitirince ve Jack'te siparişlerini bitirince gülümsedi Jack'e.Jack sipiarişleri alan kadını sevmemiş olucaktı ki onu baya süzmüştü.

"ee Liz anLat bakaLım neden burdasın? .. sende mi hogwarts'a gideceksin yoksa?"

Evet hogwarts'a gidicekti.Ne zamandan beri bunu hiç düşünmüyordu.İlk duyduğunda çok heyecanlanmıştı oysa.Zamanla orayada alışacağını bildiği için bu heyecan yerini sıradan bir olaymış gibi davranmasına bırakmıştı.Kekten bir parça daha alıp Jack'in önüne koydu ve gülümsedi.

''Yemelisin mükemmel.Evet Hogwarts'a gidicem ve nede burada olduğuma gelince sanırım biraz evden uzaklaşmak için.Peki sen?'' dedi ve kremalı çayından bir yudum daha aldı.

Gezgin

Jack önüne konuLan keki hiç tereddüt etmeden ağzına attı. ÇikoLata .. Gerçekten LezzetLi bir kek diye düşnüdü. Zaten jack'in ÇikoLataya zaafı vardı. Şimdi bütün keki yemek istiyordu. Kocaman gözLerini devirerek yere baktı. Ne eski bir yer diye düşündü parkeLer birbirinden ayrıLmış, küm biLir kaç kişi yürümüştü ki böyLesine aşınmış ve yıpranmıştı. Parkenin üzerinde bir sayak beLirince başını kaLdırarak ayağın sahibine baktı. Az önceki rüküş kadın siparişini getirişti. ELindeki yuvarLak tepsinin üzerinde duran beyaz fincanLı çayı yavaşça aLdı. ELLeriyLe sıkıca tutarak hem eLini ısııyordu hemde tutuyordu. Çayı yavaşça önüne bıraktı.

" anLadım .."

Jack iLk defa birini dinLemiyor gibi ögrünmüş ama dinLemişti. Kız yanLış anLamasın diye dişLerini göstererek sırıttı.

"dinLemedim sanma dinLedim seni .. Bana geLmişken " dedi gözLerini çayına çevirdi. ParmağıyLa fincanın ağız kısmına dokunuyordu " Sabahtan beri bir oraya bir buraya koştum ve sokakta üşüyünce buraya geLdim.. Çay insanı ısıtır ya hani .. Ve evet hogwarts'a gidicem.. Umarım sLytherin'e girebiLirim .. daha doğrusu üçüzLerimLe birLikte girebiLirim "

Tekrar kıza baktığında kız şaşkın duruyordu. Üçüz Lafını duyunca yüzü değişmiş ve şaşırmış gibi ..

Gezgin

Jack Liz'in verdiği keki yemişti.Yüzündeki ifadeye bakılırsa beğenmiştide.Böylece Liz kekini yarıya böldü ve yarısını o sırada gelmiş olan Jack'in çayının tabağına koydu ve gülümsedi.Anlattıklarını dinlemiyor gibi görünüyordu Jack ama dinliyordu.Liz bunu hissedebiliyordu.Çünkü Alex ona genelde birşeyler anlattığında iri gözleri bir yerlere dalardı.Alex her seferinde onu sert bir dille uyarsada Liz'in hiç umrunda olmazdı.

Jack Liz'e cevap verirken bir yandan da fincanın ağzında parmaklarını gezdiriyordu.Fincandan çıkan duman bir evin bacasından çıkan dumana benziyordu.Liz böyle şeyleri küçüklüğünden beri başka şeylere benzetmeye bayılırdı.Jack'in umudu Slytherin'e girebilmekti.Liz'inki ise tabiki Ravenclaw.Babasının kitaplarından Hogwarts'ın binalarıyla ilgili öğrendiklerine bakılırsa kendisine en uygun bina Ravenclaw'du.O sırada Jack üçüzlerinden bahsedince şaşırdı.Liz biraz şaşırdı biraz sevindi.Sevinci merakından dolayıydı.Üç tane aynı insandan görmek güzel olmalıydı.Onunda bir ikizi olmasına rağmen çift yumurta ikizleri oldukları için pek benzemiyorlardı.

''Ne kadar güzel..Benimde bir ikizim var Adı Alex..'' diyebildi sadece.Alex çoktan kalkmıştır ve dolaşıyordur diye geçirdi içinde..Umuyorduki buraya gelmesin..

Gezgin

Rp Dondu *