AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 XI. Kompartman

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
William Theodore Crawford

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Yok.

XI. Kompartman Empty
MesajKonu: XI. Kompartman   XI. Kompartman EmptyPaz Ekim 19, 2008 8:28 pm

Koca bir yıl okul öğrencileri tarafından devrilmiş, Hogsmeade'de bulunan istasyondan kalkacak olan tren bir aradan sonra yerini almıştı. Alelacele, kompartman kapabilmek için Ekspres'in içine doluşan öğrencilerde beklenmedik bir hareketlilik vardı. Belki de o öğlen için normalinden fazla yavaş hal ve hareketlere bürünmüş olan William böyle düşünüyordu.

''Tekrar söylüyorum; İnferius sürüsü gibi yürümeye devam ederseniz, lanetlerimi yemeye başlayacaksınız!'' Boş tehditlerinin o an için tek etkisi boğazının ağrımasını sağlamaktı. Kalabalığın hareketliliği dolayısıyla kulaklara doluşan fena bir ses, kendi sesinin duyulmasına büyük ölçüde engel oluyordu. Kendine bir iyilikte bulunmak istiyorsa sessiz ve usulca kalabalıktan sıyrılarak, boş bir odacık kapmalıydı.

Düşüncelerinin ateşiyle birden hareketlendi. Üzerinde Hogwarts damgası taşıyan, meşe yapımı sandığını arkasından sürüyerek ve sol elindeki baykuşunun kafesini tam önünde tutarak ilerleme çabalarına girişti. İşe yaradığı açıktı; dördüncü sınıf olmaya hazırlanan cüssesinden mi, çatık kaşlarının suratında oluşturduğu ifadeden midir bilinmez İnferius benzetmesinde bulunduğu öğrenci sürüsü, birer ikişer kenara çekilirken William'ın duymak için kulaklarının yormadığı birtakım şeyler söylemekten çekinmiyorlardı. Yaptığı şey, gösterdiği başarıya çarpık bir gülümsemeyle ödül vermekti. Hey, deliriyor muyum?

''Aha!'' O kalabalıkta bile düşüncelerine dalabilmişken, beyni içinde bulunduğu saniyelerde dikkat etmesi gereken şeye yönelmişti. Göründüğü kadarıyla boş bir kompartman ve cam kaplamalı kapıyı açamayan küçük bir öğrenci. Büyük balık, küçük balığı yutar.

''Çocuk, hangi binadansın bakayım sen?'' Gözlemlediği kadarıyla ilk yılında olan bu çocuk, hafif ürkmüş tavrıyla başını William'a çevirmişti. Sesinin bu küçük velede ulaşmasına sevinmeyi bırakarak, uzunca adımlarla kompartmanın kapısına doğru ulaştı. Olaya el koyan bir polis şefinin edasıyla sağ kolunu kapının kolu ile buluşturdu ve çocuğun verdiği cevap üzerine sırıtmamak için kendini zorlayarak ona kaybolmasını söyledi. Kendisinden boyca küçük olan velet, bir an bile tereddüt etmeden arkasını dönmüş ve trenin arka taraflarına doğru hızla yürümeye başlamıştı. Tebrikler, büyük balık.

Suratına yayılmış olan gülümseme, sandığı ve kafesi eşliğinde boş kompartmana daldı. Bir kompartmana sahip olmak fena bir duygu değildi. Ancak yalnızlıktan haz etmeyen bir bünyeye sahip olduğundan, aklı başında bir öğrencinin içeriye dalmasını umdu. Derin bir nefes alırken, kafesini sol taraftaki koltuğun üzerine koydu. Sandığını da kompartmanın üst bölümünde bulunan rafa yerleştirmesinin ardından cam kaplamalı kapının siyah perdelerini çekti ve rahat koltuklardan, kafezsiz olan sağ taraftakine oturdu. Kafesinde sessizce duran Juan'ın rahatı yerinde görünüyordu. Üç yıldan bu yana şımartılarak büyüdüğü hayvanın yerinde olmak gibi saçma bir duygu beynine ilişti birden. Sonrasında bu düşüncesine saniyelik, çarpık bir sırıtış koyvererek henüz hareket etmemiş olan trenin bu kompartmanının büyükçe camından dışarıya bakmaya başladı. Dışarıda bulunan her büyücü, kendisine bir şeyi iş edinmiş gibi görünüyordu. Aman ne güzel...


En son William Theodore Crawford tarafından C.tesi Ekim 25, 2008 4:05 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

XI. Kompartman Empty
MesajKonu: Geri: XI. Kompartman   XI. Kompartman EmptyPaz Ekim 19, 2008 11:07 pm

Güneş yeryüzündekilerin sıcaktan bunalmasını umursamadan, Hogsmead’in ısısını gittikçe artırıyor, dışarıda durulmayacak bir hale getiriyordu. Havada tek bir bulut yoktu; yaz gerçek manada gelmiş, Hogwarts öğrencileri de bugünden itibaren başlayan tatile merhaba demişti. Okullarından, az sonra kalkacak trene hücum etmiş çocuklar, etrafındakileri umursamadan ilerlemeye çalışıyorlardı. Dışarıdan göründüğü kadarıyla tek dertleri sandıkları ve yanlarından ayırmadıkları hayvanlarıydı. Kendilerini Londra’ya götürecek trenin açık olan kapılarının önüne dizilmişler, ağır bir şekilde içeriye atıyorlardı adımlarını. Ne tuhaf ki hepsi içeriye girmek için acele etse de, sıra çok yavaş ilerliyordu. En azından Mia böyle düşünüyordu.

Eşyalarının bulunduğu tahta sandığı bir eliyle çekmeye çalışırken, diğer elinde çırpınmakta olan beyaz tüylü baykuşu Lumiére’in bulunduğu kafesi taşıyordu. Neredeyse beline uzanan sarı saçları güneşin yakıcı ışınlarıyla parlak bir hal almış, ensesine yapışmıştı sıcaktan. Bu durumdan her ne kadar rahatsız olmuş olsa da ellerinin dolu olmasından dolayı çaresizlik içinde ilerlemeye çalışıyordu sarışın cadı. Üzerine deniz mavisi askılı tişörtünü ve dizlerinin biraz üstünde kalan siyah kot eteğini giydiğine şükrediyordu şimdi. Bu sıcakta başka bir şey giymek delilik olurdu herhalde. Rahatsızlılığını mimiklerine fazla yansıtmıştı; dudaklarını ısırıyor ve kaşlarını çatıyordu ilerlediği her adımda. Tamamen trenin içine girdiği anda ise yüzüne ferahladığının bir belirtisi olan gülümsemesini yerleştirmişti.

Uzun koridorda etrafına bakarak yürürken biraz ileride Sintié’nin bir kompartımana girdiğini görmüştü. Diğerlerinin de orada olduğunu düşünerek kompartımana doğru yürümeye başladı. Bir anda aklına gelen bir şeyle yerinde durdu. Şuan için oraya gitmek istemiyordu, evet. İçeride oturabilecek kişileri az çok tahmin edebiliyordu. Verdiği kararın doğruluğundan emin bir şekilde boş bir yer aramaya koyuldu. Ama açtığı kapıların ardında genelde grup halinde büyücü ve cadılar ya da rahatsız edilmek istemeyen çiftler vardı. Az önceki kompartımandan Sintié’nin çıktığını görene ve kendisiyle göz göze gelene kadar yürümeye devam etmişti. Ama en yakın arkadaşının kendisini yanına çağırdığını anladığı an; oraya gitmemek için kızı görmezlikten gelip en yakındaki kompartımana attı kendini. İçeride kimin olduğuna bakmamıştı bile; eğer yine kendisine ters ters bakan bir çift görürse bu sefer dışarıya çıkmayacaktı. Ama rahat bir nefes alabilirdi ki karşısında kendisine merakla bakan yalnızca bir çift göz vardı.


“Ani bir giriş yaptım ama gelmemin bir sakıncası yoktur umarım.” Ses tonu soru sormuş gibi çıkmasına rağmen ukalalık yaptığını düşünüyordu. Ama her defasında Sintié’nin keskin bakışlarına maruz kalınca bir süre düşünmeden konuşuyordu. Ama şuanda karşısında buz mavisi gözlerin yerine onlardan daha sıcak bakan kristal mavi tonunda gözler vardı. Tuhaf bir şekilde küçük kızı rahatlatmıştı bu bakışlar. Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirdi ve göz bebekleriyle çocuğu rahatsız etmeyecek bir şekilde incelemeye başladı. Düz siyah saçlarıyla beyaz teni birbirlerine zıtmış gibi gözükse de hoş duruyordu. İlk bakışta dikkatini çeken en belirgin nokta ise çocuğun kristal mavisi gözleriydi. Ama meraklı bakışlarından ne tepki vereceğini çıkaramıyordu. Daha önce Hogwarts sınırları içerisinde görüp görmediğini düşünürken, gözlerinin önüne bir Quidditch maçı gelmişti. Onu süpürgenin üzerinde hayal etmekte zorlanmamıştı ve kafasındaki parçalar gittikçe tamamlanıyordu. Yüzleri aklında tutmak da çoğu zaman zorlansa şuanda hafızasında yanılmadığını düşünüyordu. Karşısındaki büyücü Gryffindor takımının kaptanı olmalıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
William Theodore Crawford

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Yok.

XI. Kompartman Empty
MesajKonu: Geri: XI. Kompartman   XI. Kompartman EmptyC.tesi Ekim 25, 2008 4:54 pm

Bulunduğu yerden bakıldığında, istasyonun balkonu gibi görünen bölüme göz atmayı sürdürüyordu. Fark ettiği kadarıyla dışarıda duranların büyük bir kısmı içeriye doluşmuştu. Gözüne ilişen öğrenciler ise takımlar halinde trene doğru yürüyorlardı. Bir an için aklından geçen kötücül bir düşünce; William’ın ruhunda oturduğu yerden kalkıp, Ekspres’den dışarı çıkarak son kalanları ite kaka içeriye sokmak için büyük bir arzunun oluşmasına sebep olmuştu. Ancak trenin kalkış saatinin sabit olduğunu bildiğinden, beynindeki bu saçmalık birkaç saniye içerisinde yok olmuştu. Beklemek, üstelik yalnız başına bir kompartımana tıkılmış durumda beklemek fazlasıyla sıkıcıydı. Zaman kavramını fark etmeyi hiç sevmemişti ve sevmeyecekti.

Kollarını göğsünün üzerinde birleştirerek baykuşuna şöyle bir bakıyordu ki, hafiften irkilmesine sebep olacak bir olgu gerçekleşti. On-bir numaranın kapısı aniden açılmış, içeriye nazik bir bedene sahip olan, alımlı ve genç bir cadı girivermişti. Suratında utandığına dair herhangi bir işaret belirmemiş, aksine sorgulayan tavırlarını sesine yansıtarak birkaç kelime döktürmüştü. Normal şartlarda bu kızı odadan def etmeyi isteyebilirdi, ancak yalnız kalmanın hissettirdiği huzursuzluk içine epey yayılmış olduğundan şuan için istediği bu değildi. Daha önce karşılaşmış mıydık?

Kısa sürecek olan bir inceleme faslı başlamış olmalıydı. Alınganlık ve çekingenlik denen duyguların, ruhunun herhangi bir yerinde barındığını düşünmese de, o an için röntgeni çekiliyormuş gibi bir hisse kapılabilmişti. Bu düşüncesini bir kenara bırakarak, bedeninin gözlemlenmesine müsaade verdi. Aynı şeyi kendisinin de yapmasının, karşısında dikilmiş olan kızda nasıl bir etki yaratacağını düşünmeden merak dolu bakışlarını biraz daha fazla dikkatle doldurarak ateşledi. İpeksi sarı saçlar, kayarcasına omuzlara kadar inmiş, askılı tişörtün açık bıraktığı bölümleri zorlanmadan kapatmıştı. William’dakilerle fark edilecek kadar benzeyen gökyüzü mavisi gözler, kompartımanı aydınlatıyordu sanki. Oğlum, kendine gel!

’’Yok tabii. Oturmaz mısın? Burada olmana memnun olurum.’’ Ağzından dökülen kelimelerle birlikte, beyninin derinliklerinde bir düşünce şeridi açılıvermişti. Dalgın bir halde baykuşunun kafesini yere, ayaklarının dibine indirirken, görme seviyesi gittikçe azalıyordu. Etrafı daha puslu ve bulanık görüyordu. Bir dakika kadar ayakta dikilmiş olmalı. Aptal mısın sen? Hadi Slytherin ise? O zaman da memnun olacak mısın bakalım? Eh, küçük bir kavga, yalnız kalmaktan iyidir Will.

Dünya yeniden görüş alanındaydı. Kızın William’ın tam karşısına oturmasına seyirci kalıyordu. Az öncesinde ona hitaben bir şeyler söylemiş olmalıydı. Eh, önemsenmeyecek müteşekkir sözleriydi muhtemelen. Suratına, yanaklarının hafifçe şişmesine sebep olacak, dişlerini göstermeyecek bir gülümseme yerleştirdi. Londra’ya kadar epey uzun bir mesafeleri olduğuna göre, geç olmadan kendini tanıtsa fena olmazdı. Gelecek için belki yeni bir düşman, belki de yeni bir dost kazanacaktı; kim bilir?

’’Ben William, Gryffindor’danım ve nihayet üçüncü senemi devirdim. Ya sen?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

XI. Kompartman Empty
MesajKonu: Geri: XI. Kompartman   XI. Kompartman EmptyC.tesi Ekim 25, 2008 7:11 pm

Uzun bir yolculuk süresince aynı kompartımanı paylaşması muhtemel olan çocuğu bir müddet inceledikten sonra; onun ince dudaklarından dökülen kelimelerle kafasını kaldırdı. Genç büyücüden gelen karşılığın olumlu olmasından dolayı yüzündeki gülümsemeyi biraz daha belirginleştirip, teşekkür etti ve ahşap sandığını ince kollarına alıp, boyunun oldukça üstünde olan rafa yerleştirdi hafifçe zorlanarak. Daha sonra da, biraz önce kafesinde usluca duran baykuşun bulunduğu yere bıraktı narin bedenini. Kendi baykuşunu ise, diğerinin yanına bıraktığında; çırpınmakta olan Lumiére'in duraksadığını gördü. Baykuşuna şaşırdığını belli eden bir bakış attıktan sonra -onun anladığını hiç sanmıyordu- kafasını yerden kaldırdı. Ensesinde hissettiği sıcaklıkla ellerinin boşalmış olduğunu aklına geldi. Omuzlarına dökülen sarı saçlarını tek eliyle toplayıp arkasına atmasıyla; içinde bulunduğu daracık kompartımana rağmen bir ferahlık hissetmişti ensesinde.

Kadife kumaştan koltuğun üstüne gövdesini iyice yerleştirdikten sonra; mavi gözlerini, hemen yanındaki camdan dışarıya yöneltti. Az önceki kalabalıktan eser kalmadığını görmüş ve içi rahatlamıştı. Dışarıdaki ıssızlık trenin kalkmasına çok az kaldığına bir işaretti. Bu kadar sabırsız olmamalıydı belki de ama daracık bir alanda boğulacakmış gibi hissediyordu kendini. Zaten her zaman ferah ve geniş ortamlar tercih ederdi. Tren en sonunda harekete geçerken, tepeden kendilerini izleyen güneş, parlak ışınlarını kompartımana gönderiyordu ve gözlerini rahatsız ediyordu. Güneşi severdi ama bu denli rahatsız edicisini sevmezdi. Gözlerini kısarak kafasını tekrar karşısındaki çocuğa çevirdi.

Yol arkadaşından gelen sözcüklerle az önceki hatırladıklarında haklı olduğunu anladı. Hafızası yanılmamıştı; Gryffindor’lu bir büyücü vardı karşısında. Şimdiye kadar o binadan olan hiç kimseyle bir sorunu olmamıştı Mia’nın. Gerçi iyi arkadaşı da olmamıştı onlardan. Yine de içindeki bir his, isminin William olduğunu öğrendiği çocukla iyi anlaşacağını söylüyordu.
Sabırsızlanma, zaman gösterecek bunu… Aynı yaşta olmalarına rağmen bu zamana kadar onunla tanışmış olmaması tuhaftı ona göre. Bu gözlerin dikkatini çekmesi lazımdı, şimdi olduğu gibi. Birden, aklından geçen düşünceleri gözlerini kırpıştırarak savmaya çalıştı. Saçmalama… Vermesi gereken bir cevap olduğunu hatırladı ve dudaklarını araladı küçük kız.

“İsmim Mia. Ravenclaw’danım ve benim de üçüncü senem bitti.” Bir an duraksadı ve minik elini çocuğa uzatarak; “Tanıştığıma memnun oldum William.” dedi gülümseyen bir surat ifadesiyle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
William Theodore Crawford

GezginGezgin



Mücadele Tarafı : Yok.

XI. Kompartman Empty
MesajKonu: Geri: XI. Kompartman   XI. Kompartman EmptyPaz Ekim 26, 2008 11:22 am

Kompartımanın sıcak ortamını kendi kendine şikâyet ediyordu ki; karşısında oturan kız, az öncesinde William’ın söylediklerine bir cevap iletmek üzere suratındaki minik yarıkları araladı. Dış görünüşüne uyumlu, ince ve kulağa hoş gelen bir sesi vardı. Konuşmaları gözlerine etki ediyormuşçasına, her kelimesinde gözleri biraz daha parlıyormuş gibiydi. William, herhangi bir fiziksel faaliyet göstermeden kızın söylediklerini bitirmesini bekliyordu. İsminin Mia olduğunu söylemişti. Bir kuzgundu ve kendisi ile aynı yaştaydı.

Mia söylediklerini bitirdiğinde birkaç saniyeliğine çenesini kapalı tuttu William. Daha önce bu binadan olan herhangi biriyle pek az münasebeti olmuştu. Onların kendisine bir zararı olmadığı kanısına ulaşmıştı. Bazen haddinden fazla zeki oluyorlardı, o kadar. Birden kompartımana ilk girdiğinde dilediği dileği hatırladı; bu küçük odacığa gelecek olanın aklı başında bir büyücü olmasını dilemişti. Mia, bu tabire uygun bir aday mıydı? Belki de.

Memnun olduğunu söylemek üzere ağzını açıyordu ki, kulakları sağır edici bir gümbürtü kopmuştu. Aslında trenin çıkardığı bu sese alışık olması gerekiyordu, berbat siren sesini tam üç yıldır işitiyordu çünkü. Ancak şimdiye kadar sözünün kesilmesine sebep olmamıştı. Aklında bir anlık beliren haylaz bir düşünce, sireni çalan adamı bulup pataklamayı önerse de, yüzünü buruşturmakla yetindi. Birkaç saniye sonra, William’ın umduğu gerçekleşmiş, siren sesi susmuştu. Yüz ifadesini değiştirerek, ağzını tekrar araladı.

Birden karşısındaki kızın elinin havada asılı olduğunu fark etti. Gözlerini devirerek sağ elini kızın eli ile buluşturdu. Bir kez daha konuşmak üzereyken konuşamama durumunda kalmıştı. Eh, bu seferki sebep çok daha hoştu. Belli belirsiz bir gülümseme ile kızın elini dudaklarına doğru çekiyordu. Yaptığı şeye Mia’nın bir tepki vermesini bekliyordu. Ama narin ve minik eller ile William’ın dudakları arasında santimetreler kalmışken bile, kızdan bir tokat yememiş, ağır sözler duymamış, sağ elinde duran el kendini geriye çekmemişti. Yumuşak ve beyaz deriyi dudaklarına değdirdi. Nedenini saptayamadığı bir şekilde midesinde bir kıpırtı hissetmişti. Ne? Bu yaptığımı benim haylazlığıma yorması gerekiyor; yüzsüzsem ne yapayım yani?

’’Aynen, memnun olduğuma emin olabilirsin.’’ Sözleri ağzından dökülürken, elinde tuttuğu minik eli serbest bıraktı. Suratına bir gülümseme egemendi. Az önce yaptığını Mia nasıl değerlendirecekti? Aslında bunu umursamamalıydı, ‘uslanmaz Will’ damgası alnına vurulmuştu bir kere; kız kompartımandan çekip gitmezse, ileriki dönemlerde kendisini tanırdı elbet. ’’Ee, anlatacak bir şeylerin var mı?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Karyn Mia Roseen

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Karyn Mia Roseen



Mücadele Tarafı : Paletidir artık tek tarafı.
Rp Sevgilisi : Alain. ^^
Patronus : Kelebek.

XI. Kompartman Empty
MesajKonu: Geri: XI. Kompartman   XI. Kompartman EmptyPaz Ekim 26, 2008 12:43 pm

Sol kolunu karşısındaki çocuğa uzattığı anda, William’ın surat ifadesinde belirgin bir değişiklik olmuştu. Az önceki gülümseyen yüzden eser kalmamış gibiydi; somurtuyordu. Memnun olmayabilirsin tabi. Anlaşılan o ki; Mia, kafası onunla meşgulken trenin çıkardığı sesin farkında değildi. Kulaklarını ağrıtan ses kesildiği anda çocuğun yüz ifadesi eski haline dönmüştü. Bu somurtmanın kendisiyle alakası olmadığını anlayınca içi rahatlamıştı. Niye her defasında ön yargılı davranıp, kendini zorluyordu ki? Kendi kendine kızarken havada asılı olan eli, William’ın eliyle birleşiyordu ve çocuk beklediği gibi elini sıkıp bırakmamıştı. Kendine doğru çekiyordu. Çok mu yavaş ilerliyor bu an? Böyle bir durumda elini çekmesi lazımdı; daha yeni tanığı birinin elini dudaklarına götürmesi alışageldiği bir durum değildi. Ama minik eli, çocuğun dudaklarıyla birleşirken geri çekmek istememişti. Çok mu hoşuna gitmişti ki bu durum? Eh, bir anlığına hızlanan kalp atışları ona böyle söylüyordu.

William elini serbest bıraktığında, yüzünde bir sıcaklık hissetmişti; utanmış mıydı? Şuanda yanaklarında minik kızarıklıklar var mı diye merak ediyordu. Elini bir yelpaze gibi yüzüne doğru sallayınca, biraz olsun ferahlamıştı. Yüzündeki gülümseme daha da genişlemişti. Karşısındaki çocuğun da aynı durumda olduğunu görünce rahatladı; herhalde tek başına aptal aptal gülümsemek saçma olurdu. Dikkatini çeken bir nokta vardı; William'ın yüzündeki gülümsemenin aynısı gözlerinde de bulunuyordu. Neden bir çift göze bu kadar takılmıştı ki şimdi? Kendisine sorması gereken diğer bir soru ise; bu gözler diğerlerinden daha mı farklı geliyordu? Bu düşündüklerini karşısındakine belli etmemek için, bakışlarını iki baykuşun bulunduğu yere indirdi. Daha mantıklı düşünebilirdi böylece.

Anlatacak bir şeyim var mı?
Anlatmak istediğinden çok, merak ettiği şeyler vardı. Bütün yol boyunca konuşacağı kişiyi tanımak istiyordu ve buna kompartımana girdiği anda tahmin ettiği şeyi sormakla başlayacaktı. Bu kadar fazla meraklı olmasının karşısındaki çocuğu kaçırabilecek olma düşüncesi bir an aklından geçtiyse de; bu huyundan vazgeçemeyeceğini çok iyi biliyordu. On üç senedir bu huyunu bırakamamışken; şimdi bırakamazdı zaten. Bakışlarını tekrar yerden kaldırıp, William'ın yüzünde sabitledi.

“Merak ediyorum; Quidditch takımında var mısın Will?” Bir an kendini yanlış bir şey söylemiş gibi hissetmişti. Çocuğun cevap vermesine fırsat vermeden dudaklarını tekrar araladı. “Will dememde bir sakınca var mı?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/karyn-mia-t7423.
 

XI. Kompartman

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-
» I. Kompartman

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-