AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Madeleine M. Gregory

GezginGezgin
Madeleine M. Gregory



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : Yok, aranıyor... xP
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Kuğu

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyPaz Eyl. 14, 2008 3:16 pm

"O ölmüş olamaz, yalan söylüyorsun!"

Olmuş olamazdı. Ölemezdi Kylie, kuzeniyle yaşadığı o maceraların ardından hem de babasının ölümünden kısa süre sonra... Kıyamet yaklaşıyor muydu? Sonu olmayan bir kabusun içindeydi. Kendisini yere bıraktı. Elini yüzünü götürdü. Tırnaklarını yüzüne geçirdi, yüzünden akan kana eşlik eden gözyaşları kırmızı tona bürünüyordu. Cübbesinin üzerine akan kan ve gözyaşları her an daha da artıyordu. Dirseklerini başını altında birleştirmiş. Elini yumruk yapmıştı. Yüzünde ki çizikleri gören kız kardeşinin attığı çığlık kaplamıştı yatakhaneyi, oysa tiz kahkhalar atıp hıçkırıklarını bastırmaya çalışıyordu. Çığlıklar kesilmişti, kan hala mektuba damlarken, onu hastane kanadına götürmek hakkında ki fısıldaşmalar başlamıştı. Oysa, kendini gererek daha da sıkı yapışmıştı yere, mektuba yönelen meraklı gözleri farkeden Persiana, mektubu ters çevirmişti. Yumrukları sıkılmıştı. Kanlı eline batan tırnakları acısını daha da arttırıyordu. Sanki kendine zarar verdikçe acısının azalacağını düşünüyordu. Gözlerini sımsıkı kapayıp, kendini olduğu ortamdan soyutlamaya çalışıyordu. İç sesinin ahenkli tonu zihninde yankılanırken, titreyen ellerini kucağına bıraktı acı çekmek istemiyordu. Yeteri kadar çekmişti zaten, ayağa kalktı. Kafasını dağıtmak, şu an onun için en cazip fikirdi bu, aslında aklında ki tek düşünce... Göl, içinde ki kaderi sular boşaltmak istiyordu. Suya karışmasını v eondan uzaklaşmasını, her şeyi unutmak, yeni bir sayfa açmak. Sandığından çıkardığı mendille kanı sildi. Yatakhanedeki büyük aynaya baktığında yüzünün birkaç yerinde çizikleri farketti. Kan durmuştu , ama hala izleri duruyordu.

Boynuna dolamış olduğu Gryffindor atkısını çıkardı. Onun üzerinde de kan izleri olduğundan takmak istemiyordu. Mektubu sandığın içine tıkıştırıp sandığı kilitlerken, güvenmediği kızlara baktı. Mektubu alıp okumalarını istemiyordu. Kylie, onu tanımıyorlardı. Onun için ne kadar değerli olduğun asla anlayamayacaklardı. Sadece öldüğü için yüzlerine salakça bir ifade yerleştirmişlerdi. Kapıya yönelip sertçe kapadı. Şişman Kadın'ın ona bakıp attığı çığlığa küfrederek karşılık vermişti. Tiz bir kahkaha attı, hep böyle yapardı. Sinirlendiğinde kahkhalarla kendini yatıştırırdı. Mermer merdivenlerin sonun geldiğinde, arkasında ki fısıldaşmaları gerisinde bırakmıştı. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Yalnız kalmak, şu sıralar tek istediği şeydi bu. Yüzünde birikmiş kanı gölde yıkayıp yansımasına baktığında, izleri geçirmenin bir yolu olmadığına tatmin olmuştu. Yüzünü kapamak için, kullanabileceği bir şey getirmediği için kendi kendine küfrederken, çimlere götürdü elini.

Hırsını onlardan çıkarmak istiyordu. Avucuna aldığı birkaç çim telini suya bıraktı. Kayboluşlarını izledi.


En son Madeleine M. Stephard tarafından Çarş. Eyl. 24, 2008 6:45 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyÇarş. Eyl. 24, 2008 12:40 am


Günlük rutin kontrollerden birkaçını bitirmiş ve geriye Hogwarts bahçesi kalmıştı. Gezinirken arada bir selamlaştığı diğer başkanlarla kısa sohbetlere katılıyordu. Yaklaşan ayak seslerinin profesörlerden birine ait olduğuna karar veren herkes görev başına geri dönmüştü. Üst katlardaki birkaç köşeyi de gezindikten sonra dışarı çıkmak üzere merdivenlere yöneldi. Aşağıya inerken Gryffindor yatakhanesi ve ortak salonuna açılan kapıdan bir çarpma sesi geldiğini duydu. Arkadaşlarından biri aşağıda olduğundan pek umursamadı. Yavaş yavaş merdivenleri inerken Gryffindor yatakhanesinin olduğu kattan konuşmalar geliyordu.

‘’Bence fazla tepki veriyor. ‘’
‘’Yüzündeki yaraları gördünüz mü, vahşi şey. ‘’
‘’Sonuçta hepimizin başına böyle şeyler gelebiliyor. ‘’
‘’Onun için çok zor olmalı…’’

Paula bu konuşmaların ardından birleştirdiği parçalara göre, Gryffindor salonuna giden kapıyı kimin neden çarpmış olabileceğini yorumlamıştı. İstemsizce yere çevirdiği bakışları birkaç damla kırmızı sıvıya takıldı. İyimser olmaya çalışarak içinden ‘’ Resim yapmak için çok geç bir saat. ‘’ dedi. Fakat elini yerdeki sıvıya değdirip ardından da çok hassas olan burnuna götürdüğünde bütün iyimserliği yok olmuş, hisler yerini korkuya bırakmıştı. Adımlarını dışarı doğru hızlandırdı. Gidebileceği çok fazla yer olmayan kızın, yasak ormana fütursuzca dalmaması için dua ediyordu. O zaman onu Paula bile kurtaramayabilirdi.

Aramaya önce gölden başlayacaktı. Arada bir ufak engebelerle dolu olan yol göle yaklaştıkça yeşil çimenlerin serili olduğu bir düzlüğe dönüşmüştü. Soğuk hava rüzgarla kendini beslediğinden gözleri yaşaran Paula’nın görüşü kısıtlanıyordu. Fakat göl kenarında beklediği gibi biri vardı. Yerde duran atkıdaki renkleri gören Paula aradığını kötü bir kaza olmadan bulduğuna sevindi ve kıza doğru yürümeye başladı. Her zaman yanında taşıdığı çantası, biraz ağırlık yapıyordu. Büyük olasılık geldiğini önceden anlayacaktı kız da. Neredeyse yalpalayarak yürüyordu. Omzundaki çantanın kayışını biraz geriye alarak kendini rahatlattı ve kızın yanına yaklaştığında adımlarını yavaşlattı. Birkaç adım sonra yüzündeki yaraları görebilecek kadar yakındı. Dizlerinin üzerine çöküp hemen çantasında sürekli taşıdığı mendillerden birini aldı.

‘’ Bunu kendine yaptığına inanmak zor. Al, yüzünü temizle. ‘’

Mendillerle birlikte, her zaman yanında olan bir başka eşyayı, cam su şişesini çıkardı. Gözlerinde hem merak hem de endişe parıltıları vardı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Madeleine M. Gregory

GezginGezgin
Madeleine M. Gregory



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : Yok, aranıyor... xP
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Kuğu

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyÇarş. Eyl. 24, 2008 6:43 pm

Üşümüştü. Esen rüzgar giderek artıyordu. Elini cübbesinin cebine koydu. Neden daha erken göndermemişti ki mektubu? Merdivenler buz tutmuşken Baykuşhane’ye tırmanmak da harika bir uğraştı gerçekten… Gün yavaşça sona ererken, dalmış olduğu düşüncelerinden sıyrılayarak yapması gerekene yoğunlaşmıştı. En kısa zamanda cevap almak için baykuşhaneye gelmeliydi. Yazacağı o kadar çok şey vardı ki, yumuşak bir ses çehresini çevirmesine neden olmuştu. Kızın yeşil gözlerine kenetlediği buz mavisi gözleri, az sonra ağaçlara yönelmişti. Kızın meraklı ses tonu yüzünde ki yaraları gördüğünü netleştiriyordu. Kızın uzattığı şişeye uzattı elini, her şeyi açıklamak istiyordu. İçini dökebilirdi. Konuşsa bile sesinin çıkmayacağına garanti verebilirdi. Gözleri dolmamıştı bu sefer; belki de şakaydı? Olabilir miydi? Kendini avutmak içindi bunlar...

Kızın yüzüne bakmsayı reddiyordu. Göle bakıyordu, iyice durulaşmıştı. Her geçen saniyede durulaşıyordu. Kızı tanıyordu sanki, çehresine dikti gözlerini, Hufflepuff sınıf başkanı olan kız değil miydi? Azarlamaya mı gelmişti yoksa, yaşıtıydı. Eğer böyle bir şey yaparsa onu lanetlerdi. Yüzüne dostça bir gülümseme yerleştirdi.

Gryffindor yerinde Hufflepuff'ta olmak, Seçmen Şapka Gryffindor'dan başka bir bina düşünmemişti. Aslında bir ara zekayla ilgili laflar söylemişti ama. Binasıyla gurur duyuyordu. Cesur olduğunu buraya gelene kadar bilmiyordu. Buraya gelirken trende Ravenclaw'da olabileceğini düşpünmüştü. Ama olmamıştı. Kızın porsuk olan amblemine baktı. O binya girecek özelliklere layık değildi. Asıl anlamadığı, bu yardımsever binada olup ölüm yiyenler için savaşanlardı. Bir insan hem yardımsever hem de nasıl kötü olabilirdi ki? Çok ilginç geliyordu ona...


"Biliyor musun önce beni azarlamaya geldiğini sandım. Bina başkanları her zaman kibirli olur diye düşünürüm, neyse saçmaladım işte, evet! Kendime zarar verip acımı azaltacağımı sandım. Ama yanıldım, kendime daha fazla acı vermekten başka bir şey yapmadım. Üzüldüğüm zaman ne yaptığımın farkında olmam."

Yüzünde ki gülümseme genişlemişti. Dostlarının onu yalnız bıraktığı bu iğrenç gün, giderek güzelleşiyordu. Yüzünde ki yaraları artık önemsemiyordu. Alışması gerekiyordu. Profesörlerden birisi bunu gördüğünde olacaklar onu biraz ürkütmüştü. Durulaşmış gölün huzurnu bozmak istermiş gibi elini suya soktu. Az sonra ıslanmış ve donmuş elini çıkarmıştı. Soğuk bir havada bunu yapmak çok saçma olsa da kızdan cevap beklerken sıkılmak istemiyordu.

"Paula, adın buydu değil mi?

Kıza çevirdi gözlerini. Dostça bakıyordu artık ona, ön yargılarından kurtulmuıştu. Sınıf başkanlarının bile isnan olduğunu hatırlamıştı sanki; her zaman kendini beğenmiş budalalar olduğunu düşünürdü hep... Hayat onu da değiştirmişti ha… Bakalım daha neler değişecekti daha?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyCuma Eyl. 26, 2008 3:47 pm


Paula uzattığı şişeyi alan kıza baktı. Ruhundaki yorgunluk bütün görüntüsüne yansımış olsa da, gözlerindeki mavi ışıklar hala sönmemişti. Her ne kadar göle bakmayı sürdürse de, içten içe bağırıyor ve yaşadıklarını anlatıyor gibiydi. Üzerinden attığı Gryffindor armalı atkının yanına oturdu Paula. Atkıyı alıp katlamaya başladı. Bir yandan da kızın dostça gülümsemesine karşılık verdi. Atkıyı ona uzatırken sözlerini dinliyordu.

"Biliyor musun önce beni azarlamaya geldiğini sandım. Bina başkanları her zaman kibirli olur diye düşünürüm, neyse saçmaladım işte, evet! Kendime zarar verip acımı azaltacağımı sandım. Ama yanıldım, kendime daha fazla acı vermekten başka bir şey yapmadım. Üzüldüğüm zaman ne yaptığımın farkında olmam."

Paula kızın yüzüne bakıp az evvel yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyi biraz değiştirdi. Sınıf başkanları hakkında edinilen bu önyargının asıl sebebi ispiyoncu Slyhterinlilerdi. Kendi üzerilerine vazife olmasa bile bir şekilde başka binadan birini olmaması gereken bir yerde görseler, uyarı bile yapmadan direk müdüre gidiyorlardı. Paula bundan nefret ediyordu. Herkese verilmesi gereken ikinci bir şans vardı; ki kişinin içinde bulunduğu durumun ne olduğunu bile bilmeden şikayet etmek hiç de adeti değildi. Bu yüzden kendisini savunma ihtiyacı duydu iyi düşüncelerle. Söze başlamadan önce adını bildiğine memnun olduğu Gryffindorlu kıza yeniden gülümsedi.

‘’Umarım adımı bilmenin sebebi kötü bir şöhretim olmasından kaynaklanmıyordur. Ben bugüne kadar kimse için şikayette bulunmadım, sadece uyardım birkaç kişiyi. Bu saatte, yüzünde yaralarla, bu halde burada ne işin var diye seni de azarlamayacağım. Sınıf başkanı olduğumuzda bu karakterimizi değiştirmiyor ki. Ben aslında bu işin sorumluluğunu sadece kendi binamdakiler için iyi bir şeyler yapmakta kullanıyorum. Ama görüyorsun ki bu başkanlıktan ayrı olan kişiliğim, şimdi senin neden bu kadar üzgün olduğunu bilmek istiyor. Şimdi lütfen o atkıyı tak, hava çok soğuk çünkü. Ve eğer anlatmak istersen, seni dinlerim,şeyyy, adın neydi bu arada, sürekli derslerde karşılaşıyoruz ama?

Paula bir an isim hafızasının ne kadar zayıf olduğuna hayıflandı içten içe. Kimbilir derslerde kaç kez adı söylenmişti karşısında duran kızın. Ama bir türlü beceremiyordu hatırlamayı. Bu ufak sorun için kendisini affedeceğini düşündüğü kızın genişleyen gülümsemesi ile mutlu oldu. Şimdi tek yapılacak şey onu dinlemek ve gerekiyorsa sorunlarına çözümler bulmaktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Madeleine M. Gregory

GezginGezgin
Madeleine M. Gregory



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : Yok, aranıyor... xP
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Kuğu

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyCuma Eyl. 26, 2008 4:35 pm

Paula'nın katlayıp uzattığı Gryffindor atkısına yönelmişti. Atkıyı boynuna sararken, üşümüş boynunun ısındığını hissediyordu. Yosun tutmuş ağacın gövdesine yaslanmıştı. Marveill'in kaldıramayacağı yükler bindirilmişti omuzuna; pes etmesini bekleyen maskeli insanlar vardı sanki etrafında, gece gördüğü kabuslar son günlerde azalsa da, uykusuzluktan güçsüz düşmüş gözleri uyku özlemiyle yanıp tutuşuyordu. Kabuslar'ın yok olmalarını diliyordu her akşam yatmadan önce, sabah ise 'bu gece yok olacaklar...' diye umut veriyordu kendisine. Bir gün eskisi kadar huzurlu olacağını düşünüyordu. Son günlerde umutsuzluğa kapılmıştı. Pes etmemek için kendisini zorluyordu. Somut olmayan maskeli insanlarla savaşmaktan bıkmıştı. Ama, son günlerde bütün kötü haberler üst üstte bindiğinden; başka bir kötü haberin gelemeyeceğini umuyordu. İçinde kalan tke şey buydu. Bir parçacık umut... Rüzgar hafifçe eserken, gözlerini gök yüzüne dikmişti. Kızın neler düşündüğünden habersiz, sessizce yıldızlara bakınıyordu. Umudunu yitirdiği zaman hep böyle yapardı. Kendini olduğu ortamdan soyutlamaya çalışırdı. Ama bu sefer yıldızlara bakmasının sebebi bu değildi. Hiç değilse yanında içini dökebileceği bir arkadaşı vardı.


“Marveill... Bana ikinci adımla hitap edilmesinden hoşlanırım; ama karar sana kalmış.”


Gözlerini kapatıp açarken kendini yine göl kenarında bulmuştu. Sanki, kuzeninin sesi, üzülmemesini söylecekti. Gözlerini kapatırken bunu umut etmişti. Ama çoğu şey gini; bu da gerçekleşmemişti. Vücudu rahatsız bir şekilde kıpırdanmıştı. Çimenlerden geçen küçük bir hayvan dikkatini dağıtmış ve onu rahatsız etmişti. Bir kediydi büyük ihtimalle ya da bir fare, kahverengi saçlarını kendisine doğru çekip, bedenini ağacın sert gövdesinden ayırdı. İğrenmiş bir ifadeyle elini, düz ve her zaman ki gibi yumuşak olan saçlarında gezdirmişti. Tamamen durgun olan gölün rahatlığını bozmak istercesine bir taş fırlattı. Sanki onun da huzursuz olmasını istiyormuşçasına yapmıştı bunu.

" Her şey üst üstte geldi tatlım. Ama bitecek az kaldı, sabret bebeğim. Her şey eskisi gibi olacak çok yakında..."

Annesinin sesiydi bu, okşayıcı ve hoş gelmişti kulaklarına, birkaç saniyeliğine kapanan gözlerini açtı. Tekrar kapadığındaysa, annesinin sesinden eser yoktu. Karanlıktı her taraf... Paula'ya baktı. Acaba o duymuş muydu? Tereddütle arkasını döndü. Annesinin orada olmasını umuyordu. Ama tek görebildiği büyük bir ağaçtı. Bir anlık bir yanıltıydı belki de bu sadece bir yanıltı. Gece bu okşayıcı sesle uyumak şu an en çok istediği şeydi. Çok yakında içinden mırıldandı. Evet çok yakında bitecekti bunlar... Belki de babasını da görebilirdi! Harika bir düşünceydi bu. Son günlerde düşündüğü her şeyden daha iyiydi. Zihninde ki kanlı babası veya kuzeni, içini fena halde bulandırırdı çoğu zaman. Tek düşünce bu olurdu aklındaki; ama şimdi annesinin okşayıcı sesi vardı bir tek zihninde..

Elini göle daldırdı. Yine eski duruluğyu kaybolmuş göl de, elini sürtüp geçen bir şey elinin hızla kendine dönmesine neden olmuştu. Büyük ihtimalle bir yaprak ya da bir balıktı. Islanmış elini cübbesinin koluna silerken, içinde mırıldandığı şarkı onu daha da mutlu kılıyordu. Tiz bir kahkaha atmak istese de, bu isteğine karşı gelip; ışıl ışıl bir gülümsemeyle baktı Paula'ya şu an en çok istediği şeylerden birisi; haşarılık yapmaktı. Eskisi gibi yaramazlıklarla başını derde sokmak istiyordu. Muzip gülümsemesine yanıt vermesini bekliyordu Paula'nın, ön yargılarından kurtulmuştu artık; sınıf başkanlarının kendi hitabıyla 'Salak Başı' olmadığına emindi.

Bir yaprak daha, belki de çok uzaktan yollanmış bir yapraktı bu, sürüklenecekti. Sürünecek ve acı çekecekti. Tıpkı son günlerde Marv'ın yaşadığı gibi, acımış bir ifadeyle ona gelen yaprağa bakıyordu. Acı çekmek, ona o kadar yakındı ki, sanki onu anlıyor gibiydi. Empati değildi bu, onun acı çekip sürüklenmesini istemiyordu. Başka bir canlının acı çekmesi... Acı çekmenin ne demek olduüunu anlamıştı artık; hiç değilse kötü bir şey olduğunu, yaprak ona iyice yaklaştırdığın da tereddütsüz bir biçimde yaprağı yakalayıp çimlere bıraktı. Emin di ki Paula bunu anlardı. Kısa sürede bu kızı sevmişti. Hiç değilse adil ve sevecendi. O pis sadist ölüm yiyenlerden olmadığına karar vermişti. Bir ölüm yiyen bu kadar iyi ve sevecen olamazdı. Zaten kızın yeşil gözlerine baktıkça buna daha da çok emin oluyordu. Uzun süredir ikisi de sessiz kalmıştı. Son sözü söylemiş olan Marv, yeni bir başlangıç yapmaya karar verip, sessizce fısıldadı.

“Şişşşt, Paula? Burada saf saf oturmak istemiyorum!"


Dedi.


En son Madeleine M. Stephard tarafından C.tesi Eyl. 27, 2008 11:45 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyC.tesi Eyl. 27, 2008 1:07 am


Paula, verdiği atkıyı boynuna saran kızı izlerken, kendisini sözünü dinleten şefkatli bir abla gibi hissetti. Karşısındaki, istediğini hiç itiraz etmeden yapmış, sevimli ama yaramaz bir kardeş gibiydi. Aynı yaşta olmalarına rağmen kızın sürekli etrafı tarayan gözleri ona muzur bir hava veriyordu. Şimdiyse meraklı bakışlarını gökyüzüne dikmiş, dikkatini çekecek bir şey arıyor gibiydi. Arada bir değişip, yorgun yaşlı bir kadının ifadesine bürünen yüzü Paula’yı şaşırtıyordu. Benliğinin derinliklerinde büyük sırlar saklıyor gibiydi tavırları. Yılmış ama güçlü, üzgün ama umutlu bir havası vardı. Bu tezatları bünyesinde barındırmanın zorluğu ile olsa gerek, pek konuşmuyordu. Adını söylediğinde, Paula, unutmamak için aklında birkaç kez tekrarladı bu ismi. Ardından da ‘’ Nasıl istersen Marv. ‘’ diyerek onu onayladı.

Hayal dünyasında gibi gözlerini kapattığında Paula bir an için onun yanına gelip özel zamanını bozduğunu düşündü. Neden her şeye burnunu soktuğu konusunda pek bir fikri yoktu ama; bunu büyük olasılık başkanlık bilincinden yapıyordu. Bir şekilde mutlu görmediği herkesi mutlu etmek için kendini engelleyemiyordu. Neyse ki ilerleyen zamanlarda kızın ışıl ışıl gülümsemesi Paula’nın da düşüncelerini aydınlattı. Elini göle daldırışı sırasındaki haylazlığı görülmeye değerdi. Sürekli bir şeylerle uğraşan yaramaz çocuklara benziyordu. Bu sefer ilgisini çekmeyi başardığı göl de kendi yöntemleriyle Marv’ı korkutmuştu. Eli büyük olasılık bir yosuna değen Gryffindorlu kız, ani bir hareketle irkildi. Paula bir an için ne olduğunu anlamaya çalışsa da, Marv’ın iyi olduğunu gördüğünden üzerinde fazla durmadı. Kendisi de yaslandığı ağacın gövdesine iyice sırtını birleştirdi. O sırada kendilerine doğru kontrolsüzce gelen bir yaprağı, Marv’ın alıp çimlere koyuşundaki narinliği izledi. ‘’ Bu kızın içinde bitmek bilmeyen bir merhamet var. ‘’ diye içinden geçirdi. Yavaş yavaş onu ilk gördüğü halinden sıyrılmış olan Marv’a baktı. Doğrusu sorunlarını dinlemek için yanında oluşunun, ona da iyi hissettirdiği aşikardı. İşe yaramış olmak duygusuyla mutlu olan Paula’nın yüzündeki gülümseme Marv’ın haylaz fısıldayışından sonra büyüdü. Kendisi de oturup durmaktan sıkılmıştı.

‘’ Al benden de o kadar. Biraz yaramazlığın kimseye bir zararı olmaz. Zindanları öneriyorum, başka fikir var mıdır? ‘’





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Madeleine M. Gregory

GezginGezgin
Madeleine M. Gregory



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık
Rp Sevgilisi : Yok, aranıyor... xP
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Kuğu

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyC.tesi Eyl. 27, 2008 2:38 pm

Kız hakkında ön yargılarından kurtulmuştu. Ama planları tersleyebileceğini göz önüne almıştı bir an için. Bir saniye sonra ise içinden kendine küfretmişti. Alnında sicim sicim biriken teri sildi. Kulaklarında net bir şekilde annesinin sözlerini duyduktan sonra; her an o yumuşak ve derinden işleyen sesi duyma isteği ve heyecanıyla yaşıyordu. Buz mavisi gözleri, duru suyla bütünleşmişti adeta. Yorgun göz kapakları kapanmaya meyilli olsa da, yüzüne serptiği birkaç damla su yorgunluğunu almıştı. Ne acı vardı aklında ne de nefret. Şimdi aklında olan tek şey muzipçe planlardı. Paula kabul ederse hangilerini kullana bilecekleri; öyle uzun zaman olmuştu ki. Şu sıralar tek gezdiği yer göl kenarıydı. Ama artık eskisi gibi olmaya karar vermişti. Annesine her zaman güvenirdi. Ve çok yakında her şeyin eski haline döneceğine emindi. Kulakları ona yalan söylüyordu belki de, ama o derinden işleyen ses onu çok etkilemişti. Yalan olsa da ona güveniyordu. Belki yarın annesine bir mektup yollayabilirdi. Ona duyduklarını ve burada çok mutlu olduğunu anlatırdı. Ama yüzünde ki yaralar? Bunu anlatınca annesinin üzüleceğini biliyordu. Yalan... öyle çirkin geliyordu ki kulağına.

Ne annesinin, ne de kendisinin sinirini bozacak kimseyi ya da hiçbir haber duymak istemiyordu artık, büyük ihtimalle annesi de bunu diliyordu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğinden çıkar çıkmaz kendisini parşömenlerle birlikte kütüphaneye atmıştı. Sonra akşam yemeğinde gelen iğrenç bir posta sinirini bozmuştu. Yıldızların tam ortasında bir görüntü hayal etti. Kuzeni Kylie ile şakalaşan 10 yaşları civarında ki Marv, ama o zamanlar fazla zaman önce olmuş gibi geliyordu ona. Hayali görüntü kaybolup yerini yıldızlara bırakırken Paula'nın sesi kulaklarında çınlamıştı. Evet! İşte eski günler başlıyordu. Annesi haklıydı.


“Harika! Ama umarım iksir profesörüne yakalanmayız, şahsen ona yakalanmaktansa bir ifrit tarafından boğulmayı yeğlerim.”

Nefes almadan dizdiği kelimelerin ardından derin bir nefes aldı. Zindanların burada daha sıcak olmadığı kesindi. Ama daha hoş geliyordu göze, iksir profesörü-ki Slytherin bina sorumlusu olduğundan pek hoşlanmıyordu- büyük ihtimalle onları okuldan attırmak için elinden geleni yapacaktı. Suç sicili temizdi. Nasıl olduysa, hiç yakalanmamıştı bir profesöre ya da hademeye, oysa kaç kere kuralları çiğnemişti.. Oturduğu çimde esen hafif rüzgâr, Marv'ın saçlarının dalgalanmasına, arada bir yüzüne çarpmasına neden oluyordu. Kahverengi saçının bir tutamı önüne geldiği anda Marv saçı sinirle arkasına itti.

Paula'nın bir şeyler düşündüğü kesindi. Belki o da orada ne yapacağımızı düşünüyordu. Sessizlik bürümüştü etrafa 'tik tak' sesleri yine sinir edici bir şekilde kulaklarında çınlıyordu. Arkadan gelen çimlerin hışırtısı yüzünden çehresini çevirip gelen sevgililere bakmıştı. Onlar uzaklaşırken, Marv hala göle bakıyordu. Dalmıştı yine, en son yaptığı haşarılıkta, kendisini bir Slytherin öğrencisinin üzerine düşmüş bulmuştu. sözde saklanmak için gelmişti. Görünmez bölüme girdiğindeyse 'pat' kendini yerde bulmuştu. Oradan sıvışması fazla zaman almıştı. Ama değmişti. Hiç değilse bir Slytherin'li öğrencinin kafasına ona yakın kitap yemesini sağlamıştı.


"Gece yarısı 4. kat koridorunda buluşalım."

Uyumak... Gece yarısına kadar uyumalıydı. Zindanlar da uykusuz gezemezdi. Acaba gerçekten iksir profesörüyle karşılaşacaklar mıydı? Gece yarısı onları zindanlarda gezinirken yakalarsa profesörün alacağı ifadeyi gözünün önüne getirdi. Tüğlerinin diken diken olduğunu hissetti. Bir an önce uyumak istiyordu. Gece yarısı yapacaklarını düşündükçe içinde büyük bir kıpırtı oluşuyordu. Yüzünde ki yaraları iyileştirmesi için hastane kanadına gitmeli miydi acaba? Daha sorusuna cevap veremeden ayağa kalktı.

"Ben biraz uyumalıyım; unutma gece yarısı 4. kat!"

Dedi. Uzaklaşırken söylemişti bu sözleri, Paula'dan başka birkaç kişinin daha dikkatini çekmiş gibiydi sözleri,yüzü hafifçe kızarırken, Paula'ya her zaman ki gülümsemesiyle son bir kere baktı. Yıldızların eşliğinde sessize şatoya çıkmaya başladı. Belki giderken uzun zamandır söylemediği şarkılardan birini söyleyebilirdi. Ama bu sefer, şarkı bir felaketle bitmeyecekti. Hiç bir olay yatakhaneye gidene kadar şarkısının yarım kalmasına neden olmayacaktı. Yaşayacaklarını düşünüp adımlarını hızlandırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Simon Lorgoff

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
James Simon Lorgoff



Mücadele Tarafı : SD

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru   Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru EmptyPaz Eyl. 28, 2008 6:06 pm



Paula zindanları önerdikten sonra kendi cesaretine kendisi de şaşırdı. Cesaretten çok aptallığına da denebilirdi aslında. Bu önerinin hem Marv’ı neşelendireceğini hem de kendi üzerindeki sıkıntıları atacağını biliyordu. Daha önce yek başına zindanlara inmişti. Mızmız Mrytle tuvaletinde Myra ile karşılaşmasalardı iksirine devam edebilecekti de.Şimdi süresi geçen malzemelerden biraz alabilir ve yapmayı düşündüğü iksire de devam edebilrdi. Hem eğlenecekti de aynı zamanda. Marv kadar akıllı ve cesur biri yanında olacağı için de çok şanslıydı.

Marv iksir profesörüne yakalanma konusundaki endişesinden bahsettiğinde Paula’nın da içi birden bire soğumuştu. Eğer yakalanırlarsa bu okuldan atılmalarına bile sebep olabilirdi. İki kız aslında kendilerini oldukça tehlikeli bir oyunun içine atıyorlardı. Oynaması çok zevkli ama tehlikeli…Yine de hissedecekleri ve unutamayacakları adrenalinin yanında, korkuları hiç kalırdı. Paula zindanlara daha sessiz girmek için bir yol düşünürken Marv ‘’ Gece yarısı 4. kat koridoru…’’ diyerek Paula’ya buluşma yerini söylemişti bile. Büyük olasılık ufak tefek hazırlıklar ya da dinlenmek için yatakhanesine doğru gitmek üzere ayaklandı. Paula henüz daha onay vermek için ağzını açmıştı ki Marv uzaklaşırken de tekrarladı nerede buluşacaklarını. Paula elini ağzına götürüp sessiz olması için işaret yapsa da, Marv çoktan arkasını dönmüş gidiyordu bile.

Paula sadece başıyla onaylayıp olduğu yerden kalktı. Akşam sürekli gacırdayan zindan kapılarında kullanmak üzere bir yağdanlık ve biraz da ya bulmalıydı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Kötü Bir Günün Sonlarına Doğru

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-