Gölün Kenarındaki Kayalıklar

Gezgin

Sessiz geçen bir gündü, onun için. Her şey normaldi. Buraya ilk geldiğindeki tepkisini hatırlıyordu da her şey ne kadar değişik gelmişti, ona. Etrafına meraklı gözlerle bakıyor, sürekli bir heyecan taşıyordu, o zamanlar. Alışmaya çalışıyordu. Derslere, binasına... Şimdi sıkıcı gelmeye başlamıştı, bulunduğu konum. İçinde ne heyecan vardı ne herhangi bir yere geç kalma telaşı.. Lanet olası derslere giriyordu ve çalışıyordu, işte. Bir an önce mezun olmaya uğraşıyordu. Ancak zaman ona oyun oynuyormuş gibiydi. Olabildiğince yavaştı..

Andie tüm bu düşüncelere dalmış göl kenarındaki düz bir kayalığın üzerinde duruyordu. Havada ılık bir meltem vardı. Hiçbir etkisi yoktu, aslında bu küçük rüzgârın... Güneşin titrek ve çekingen ışıklarının yüzüne vurmasına izin veriyordu. Az da olsa rahatsız oluyordu bundan ama hiçbir şey yapmıyordu, engellemek için. Stephen yeşil gözleriyle güneşin gölü ikiye ayıran yansımasına bakıyordu.

Gezgin

Son ders olan Kehanet dersinden çıktıktan sonra o dersi almayan arkadaşı Ashley'yi aramak için okulu dolanıyordu. Aşağı katlara kadar onu arayarak indikten sonra onun bu saatte Ortak Salon'a gitmeyeceğini düşünerek son çare olarak göl kenarına bakmaya karar verdi. Merdivenlerden hızlıca inerken birinin omzunun kendisininkine çarptığını hissetti. Kim olduğuna bakmak için döndüğünde gördüğü kişinin Tom olduğuna şaşırmadı. Bu çocuk olur olmadık zamanlarda hep karşısına çıkıyordu zaten. Silvia çocuğun bir şey demesine bile izin vermeden "Seninle uğraşacak vaktim yok!" diyerek oradan uzaklaştı.

Göl kenarı her zamanki gibi öğrencilerle doluydu. El ele tutuşan çifte kumrular, Gryffindorlulara haddini bildiren Slytherinliler... Kendi kendine sırıtarak göl kenarında ilerlemeye başladı. Gözleri Ashley'yi ararken gölün tam kenarında bir kayalığın üzerinde tel başına oturan Stephen'a takıldı. Yine düşünceli görünüyordu. Silvia Ashley'yi unutarak, yüzünde hafif bir gülümsemeyle çocuğun yanına gitti.

"Stephen!" dedi heyecanla. Stephen gözlerini gölden kaldırıp Silvia'ya çevirdiğinde çocuğun yeşil gözlerinin parlayan güneşin altında daha da belirginleştiğini fark etti. "Nasılsın?" diye sordu tebessümle. "Sana katılmamda bir sakınca yoktur heralde?"

Gezgin

Heyecanlı bir ses tonuyla kendisine seslenen kişiyi duyduğunda afallamıştı, az da olsa. Kimseyi beklemiyordu şu an. Kendisine seslenen kişinin ses tonunu anımsıyordu ancak kim olduğunu çıkartamıyordu. Yeşil gözlerini büyüleyici manzaranın etkisinden kurtardı ve seslenen kıza baktı. Solgun teni, siyah saçlarıyla hemen belli oluyordu. Stephen'in yüzünde küçük bir tebessm oluşmuştu. Şu an konuşabilecek birini görmek hoşuna gitmişti. Kız ona nasıl olduğunu sormuş ancak cevaplamasına izin vermeden orada oluşunun rahatsızlık verip-vermediğini sormuştu. ''Ah, hayır. Hiçbir sakınca yok.'' dedi. Rahatsız olması için bir sebep yoktu. Aksine yanında birilerinin olmasından mutluydu. ''İyiyim.'' dedi kısaca, Slivia'nın sorusuna. ''Sen?''

Gezgin

Şaşkın bakışlarını ona çevirdiğinde Silvia beklenmediğini anlamıştı ama buna takılmamıştı. Zaten Stephen'ın yüzünde, Silvia'yı gördükten sonra, oluşan ona yeter de artardı bile. Silvia'nın az önceki sorusuna ''Ah, hayır. Hiçbir sakınca yok.'' diyerek cevap vermiş ve hemen ardından diğer soruya cevap olarak ''İyiyim. Sen?'' demişti. Silvia "Ben de bugün beklenmedik bir şekilde iyiyim." diye cevap verirken kayalığın üzerine -Stephen'ın yanına- oturdu. İkisinin de gözleri gölün üzerindeydi. Esen hafif rüzgarla oluşan hafif dalgalanmaları izliyordu. Yatağının üzerindeki çarşaf gibiydi. Kimi yerlerinde küçük dalgalanmalar vardı ama genelde düzdü. Olması gerektiği gibi...

Stephen'a döndüğünde tam gözüne gelen güneş ışığından dolayı gözlerini kısmak zorunda kalıyor, çocuğun yüzünü görmekte zorlanıyordu. Elinin başının hizasına kaldırarak gözlerine siper etti. Ona doğru döndüğünü fark eden çocuk da Silvia'ya döndü. Belli ki onun bir şey söylemesini bekliyordu ve yanılmıyordu da.

Silvia'nın -normalde olmayan- gülen yüzüne zıt olarak Stephen'ın yüzü hiç gülmüyordu. Sadece Silvia onun yanına geldiğinde kibarlık olsun diye gülmüştü, biliyordu. Bunu hissedebiliyordu. Stephen iyi değildi. İyi olduğunu söylese bile öyle değildi. Ciddi bir şey olmamış olmasını umuyordu.

"Stephen... Gerçekten iyi misin? Yani çok iyi görünmüyorsun. Bir şey mi var? Paylaşmak istersen seni memnuniyetle dinlerim." diyerek içindekileri dışa vurmuştu Silvia. Artık tebessüm etmiyordu, yüzünde daha ciddi bir ifade vardı. daha çok kaygılı... Stephen ise yüzünü yine göle doğru çevirmişti. Bir şeyler söyleyecekti, Silvia sadece sabırla bekledi. Hazır olduğunda onunla paylaşacağını biliyordu. Belki de sadece her zaman olan sıradan problemlerdi ama yine de bunu ondan duymak istiyordu.

Gezgin

Silvia yanına oturdu. Şimdi sessizce, gölün o eşsiz & büyüleyici güzelliğine bakıyorlardı. Bir süre boyunca sessiz kalmışlardı. Sessiz olsalarda pek sıkılmışa benzemiyorlardı. Bir süre sonra Silvia'nın gözlerini üzerinde hisseden Stephen gözlerini solgun tenli kıza çevirdi. Silvia bir şey söyleyecek gibi duruyordu ve doğrusu onun bu hâli Stephen'i ne söyleyeceğine dair meraklandırmaya yetmişti. "Stephen... Gerçekten iyi misin? Yani çok iyi görünmüyorsun. Bir şey mi var? Paylaşmak istersen seni memnuniyetle dinlerim." Neden herkes aynı şeyi sorup duruyordu ki? Onun herhangi bir sorunu yoktu. Öyle görünmesine sebep olan bir etken olduğunu da sanmıyordu. Zaten öyle bir şey olsa da birileriyle konuşmak istemezdi herhalde. Her zaman yaptığı gibi kendisi halletmeyi tercih ederdi. Yardım almayı sevmemesinden, çoğu şeyi kendisi yapabileceğini düşünmesinden kaynaklanıyordu bu. ''Gayet iyiyim Silvia. Nereden çıktı şimdi bu?''

Gezgin

''Gayet iyiyim Silvia. Nereden çıktı şimdi bu?'' diyerek karşılık vermişti Stephen. Silvia birden kendisini salak gibi hissetmişti. Demek ki Stephen'ı tanıması için biraz zaman geçmesi gerekiyordu. Bir an için kendisini düşündü. Kendisi de bugün hariç genelde asık suratla dolaşırdı. Yani en azından çok mutlu gözüktüğü söylenemezdi ve onun da sorunları yoktu. Tabii kana ihtiyacı olması sorun sayılmıyorsa...

"Yok, yani üzgün göründün bir an gözüme. Saçmaladım. Neyse..."

Bir süre daha aralarında sessizlik oldu. Silvia bu sefer sadece gölü değil çevresini de izliyordu. Yine sessizliği bozan Silvia olmuştu. "Cadılar Bayramı şölenine katılacak mısın? Güzel olacağa benziyor." dedi Silvia heyecanla. Sürekli sessizliği kendisi bozmaktan biraz rahatsız olmuştu. Stephen'ı rahatsız ettiğini düşünerek rahatsız olmuştu ama onun bu tür şeylere takmayacağını düşünüyordu. Belki biraz sohbet konusu açılır diye sürekli bir şeyler sorma gereği duyuyordu.

Gezgin

"Yok, yani üzgün göründün bir an gözüme. Saçmaladım. Neyse..." Stephen belki olması gerektiğinden ağır bir tepki vermişti. Ancak bu sürekli aynı şeyin ona sorulmasından bıktığındandı. Onun bir sorunu yoktu işte. Uzatmaya gerek yoktu... Silvia'yla aralarında olan sessizlik içinde ister istemez az da olsa onu kırdığını düşünmüştü. Konuşurken fazla dikkat etmiyordu bunlara. Önemsizdi ona göre. Başkalarının takmasıydı asıl sorun onun için. Alınanlar oluyordu bazen. Bu da çoğu kez karşısındakiyle arasının bozulmasına sebebiyet veriyordu. Aralarında sessizlik biraz daha devam ederken birden Silvia'nın sesiyle irkilmişti. "Cadılar Bayramı şölenine katılacak mısın? Güzel olacağa benziyor." Ona biraz olsun saçma geliyordu bu şölenler. Olmasada olur dediklerindendi. ''Aslında katılmayı pek düşünmüyorum. Ya sen?''

Gezgin

Tam da Stephen'dan beklediği cevaptı. Aslında Silvia da çok meraklı değildi ama Cadılar Bayramı'nı Noel'den bile daha çok severdi ve üstelik daha önce Hogwarts'ta Cadılar Bayramı Şölen'i görmemişti. En azından denemiş olur, çevrenin nasıl olduğu hakkında bilgi edinirdi. Buna göre belki öbür seneler katılır ya da katılmazdı.

"Katılacağım. Ryan'la..." dedi ve birkaç saniye sessizlikten sonra devam etti. "Aslında sen de bizimle gelebilirsin. Üçümüz birlikte takılabiliriz. İyi olur ne dersin? Gerçi Ryan biraz kıskançlık yapabilir ama onun çenesini kapatmasını bilirim." dedi gülerek. William'la olan çekişmelerinden dolayı onunla konuştuğundan beri ona hiç bulaşmamıştı. Onun kadar başka kimseden nefret etmediğine göre bir sorun yoktu.

Gölün Kenarındaki Kayalıklar

Gölün Kenarındaki Kayalıklar

Similar topics

Similar topics