AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Bazı geceler daha da karanlıktır.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Meryl Adélia Streep

GezginGezgin
Meryl Adélia Streep



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyÇarş. Şub. 10, 2010 9:15 pm

Oyuncular: Elfron John Dorion& Meryl Adélia Streep
Saat: Gece yarısını geçmiş
Hava: Sisli ve soğuk
Ay Dönümü: Dolunay

----------------------------------------------------


Gece ayazını sever misiniz? Hani hava buz gibi olur. Arada bir de sisli. Nefes aldınız mı kanınızın bile donduğunu hissedersiniz. İşte aynen öyle bir akşamdayım.Saat mi? Emin değilim. Sanırım gece yarısını geçeli bir kaç saat oldu. O ışıksız an'a doğru ilerliyorum. Mezarlık her zamanki gibi kasvetli havasıyla geceme neşe katıyor. Gözlerim tek tek mezar taşlarında gezinirken düşen yapraklarla benden başka hiçbir canlının olmama ihtimalini düşünüyorum. Cevap sizin de bildiğiniz gibi sıfır... Sağa dönerek bir araya giriyorum. Mezar taşındaki ismi okuyorum. "Edward..." Zihnimin beni yine yanıltması içimi sıkıyor. Çantamı açarak içinden siyak renk deriyle kaplanmış ortasında büyük bir taş bulunan defteri alıyorum. İçinden kaldığım sayfayı açıyorum ve haritaya bakıyorum. Sol taraf... Daha çok balık yemem lazım diye kızıyorum kendime. Tekrar geriye döndüğümde gözüme sarı bir safran çiçeği çarpıyor. Kopararak elime alıyorum ve çantama sıkıştırıyorum. Bir kaç adım atmama kalmadan küçük bir ses; Çıt... Paranoyakça ama sakin bir şekilde gözlerim büyüyor. Hafifçe irkilip arkama bakıyorum. Sadece küçük bir kediymiş. Ne şeker! Tekrar önüme dönüp yürümeye koyuluyorum. Bu sefer doğru mezara geldiğime eminim. "
Delmy Adolpha
..." Gülümseyerek mezar taşının yanına oturuyorum. Elime defteri alıp Delmy'nin hikayesinin bulunduğu sayfayı okumaya koyuluyorum ve "Pat!". Yazı mürekkeplerinin akmaya başladığı eski defterin üstüne kuş pisliği düşüyor. "Merlin'in naciz sakalı!"

Aslını isterseniz o akşam yapmak istediğim gayet basitti. Eski bir Seherbaz'dan satın aldırttığım "Öldürülen Karanlık Üyeleri'nin Hayat Hikayeleri" adlı hatırattan bizden önceki nesli tanımaya devam edecektim. Garip mi geldi? Herkesin garip yanları vardır. Fakat o küçük kuş hediye paketini bıraktığı için Delmy ile aramda hep bir boşluk kalacaktı. Yine de sinirimi bozmamaya çabaladım. Defteri yavaşça kapatarak tekrar çantama koymuştum. Gözlerimi bir anda eteğimin ucuna kaydı. Zaten mini olan siyah küpür işlemeli eteğin yanından ip sarkıyordu. Canımı sıksa da küçük bir asa hareketiyle halledilemeyecek birşey değildi. Çantadan asamı alarak ipe doğrulttum ve küçük bir kıvılcım yakarak daha fazla sökülmesini engelledim.Bu en sevdiğim takımımdı fakat bu gece benim üşümeme neden olacaktı. "Fuwww..." Rüzgarın narin bir hareketle beni ürperttiğini hissettim. Tüylerim diken diken olmuştu. Küçük bir kız çocuğuyken beni ürpertenin rüzgarlar değil de ruhlar olduğunu düşünürdüm. İçimden geçerlerdi sanki. Her bir kan hücremi titretirlerdi. Korkardım belki de ama bu ürperti hoşuma giderdi. Korkuyla karışık bir haz... Büyüdükçe bu hissi bir daha hissedemedim. Nedense kimse başaramadı bunu. Aslında soğuk güzeldi ama hasta olmamam gerekiyordu. Çantamda bulunan siyah pelerini aldım elime ve hızlı bir hareketle üzzerime geçirdim. Sadece gözlerim açık kalacak biçimde bütün vücudumu örtüyordu. Küçükken kuzenimle oynardık. Bu pelerine benzer belki de onlarca renk ve desende pelerinimiz vardı. "Sen mazoşist bir katilsin." dediğini hatırladım kuzenimin. Kendime acı çektirmekten veya duyularımı harekete geçirmekten zevk duymuşumdur her zaman. Acı demek yaşam demektir... İnsan duyularını hissediyorsa yaşadığını anlamaz mıydı? Arkadan gelen ikinci bir "Çıt" sesiyle bir kez daha irkildim. Bu kadar hassas duyulara sahip olmak bazen sinir buzucu olabiliyordu. Gözlerimi kapattım. Bu kez de bir kedi çıkarsa paronayaklığım şerefine okkalı bir kahkaha atacaktım. Fakat gözlerimi ve kendi nefesimi devreden çıkardığım anda benden başka birinin daha olduğunu hissettim. Gözlerim kapalı olsa da onu görebiliyordum sanki. Bu işi Çin'de olduğum sıralarda eski bir ustadan öğrenmiştim. Ya da genelde olduğu gibi abartıyordum. Kendi kendime tehlikeli kurgular çıkarmayı hep sevmiştim. Sanki... Sanki kendinizle hırsız-polis oynamak gibi. Fakat bu sefer yanılmıyordum. Geriye döndüğümde gecenin o karanlığını bile delecek kadar siyah bir gölge gördüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elfron John Dorion

GezginGezgin
Elfron John Dorion



Mücadele Tarafı : Light Side
Rp Sevgilisi : Meryl Adélia Streep
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Simurg

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyPaz Şub. 14, 2010 8:03 pm

Seslerin kilit altına alındığı, konuşmanın, nefes almanın;
yaşamanın yasak olduğu bir cehennemdeyim bu gece. Karanlığın kendi içindeki
sinsi konuşmasını dinliyorum. Ağır ağır yürüyüşümün ardında, ayaklarımın
altında ezilen kurtçukların ince çıtırtısının ötesinde, yoluma bir anda atlayan
kedinin korku ve hiddetinin ötesinde bir şeyler var bu cehennemde. Duygu yüklü
şeylerden faklı, duygusuz, hissiz, anlayışsız bir şeytan geçmiş bu yollardan
sanki. Yüzüme sert vuruşlarını, bir çocuğa ders verir gibi, indiren rüzgârın
acısının ötesinde bir şeyler hissediyorum bu alev kırmızısı toprakta.
Adımlarımı hızlandırıyorum, sanki ölüme koşarcasına koşuyorum. Adımlarımın
ardındaki gizemi duymaya her gayret gösterişimde ürperen bedenim, bir şeyler
fark ediyor. Toprak üzerinde ince, zayıf birinin ayak izleri parlıyor,
yıldızların parıltısında. “Lumos” ve ardındaki parıltının dehşetiyle kaçışıyor
izler yoldan, apaçık belli oluyor. Sırıtıyorlar gizlenmek istedikçe. İzleri bir
süre takip etmem gerektiğini düşünüyorum. “Ya yolumun ucu ölümdür, ya da
dayanılmaz bir acı”
diye düşünmekten kendimi her alışımda, ayaklarım beni
sürüklüyor izlerin kökenine.

Duruyorum. Aklımı kurcalayan tüm serzenişleri atıyorum bir
köşeye. Asamı söndürüyor ve daha yavaş hareketlerle, toprağı uyandırmadan
yürüyorum. Edward Darkmile adlı bir
ölünün mezarının üstüne basıyorum. “Bundan etkileneceğini hiç düşünmüyorum.” diyen
zihnimi sorguluyorum bir süre. “Neden buradayım” demekten de geri kalmıyor
zihnim. Bazen gerçekleri yüzüme çarptığında hiç gerekli bir uzuv olmadığını
düşünsem de şuan bu soruya çok ihtiyacım var.


Büyükçe bir lahit odasının yanından döndüğümde karşımda
duruyor, belki biraz korku, biraz şehvetin vücud bulmuş hali. Gece karanlığında
belli belirsiz savrulan siyah saçlar geliyor gözüme; ay ışığında parlayan
saçların sahibi; arkası dönük bir siluet. Ve fark etmediğim bir şeyi fark
ediyorum. Zihnimin bir saattir bana kabullendirmeye çalıştığı gerçeği apaçık
görüyorum. Gözüme vuran siluetten gözümü kaçırıyor ve hemen önünde duran mezar
taşına bakıyorum. Tamamen Fransız usulü, gül kakmalı, Ceviz ağacından oldukça
dayanıklı ahşap bir mezar. Ve üzerinde altın kaplama harflerle “ La inda nikrem
endoslifa Delmy Adolpha Jacénia”
yazan tabela, ayın parlak ışıklarında
parlıyor.


Yavaş bir adım atıyorum. Ve bir dal bölüyor sükûnet-i şahane’yi.
Bir anda fırlıyor, siyah siluet. Asamın havada çizdiği bir saldırganlık ifadesi
gösteriyorum, adeta bir kaplanın, düşmanına saldırmadan diş göstermesi gibi. Ve
sükûnet yeniden doğuyor aramızda. Yüce kaplanın ölümü gibi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Meryl Adélia Streep

GezginGezgin
Meryl Adélia Streep



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyPaz Şub. 14, 2010 8:42 pm

Gecenin karanlığında bana doğrultulan bir asa sakin geçmesini beklediğim akışı değiştirecek gibiydi. Bir an için nefesimin kesildiğini hissettim. Garip bir şey... Bilemiyorum uzun zamandır hissetmediğim korkuyla karışık bir mutluluk. Mezarlıkta birini görmek seni neden bu kadar mutlu etti derseniz; ben de bilmiyorum. Belki de benim gibi asosyal bir karakterin bile bazen canlı bir insan nefesine ihtiyacı olduğundandır. İlginç mi geldi? Sıradan cadılardan ilginç şeyler duymak o kadar da sıra dışı değil artık. Neyse, eğer düşüncelerimi analiz etmeyi o an da kesseydim bu mutluluğu bir kenara bırakmam gerektiğini fark etmem uzun sürmezdi.

Sessizliği bozmadım. Uzaklardan bir kaç karganın bağırışları geldi. Ardından yaprakların rüzgarda sürüklenme sesi... Siyah kedi her zamanki gibi etrafımda geziniyordu. Bu akşamki hediyesini vermemiştim. Her gece buraya geldiğimde ona biraz yiyecek getirirdim. Bilemiyorum, siyah rengine karşı bir yakınlık duyduğumdan sanırım. Adam hala karşımda dikilirken elimi çantama attım.Belki de o anki savunmasızlığımdan yararlanıp beni öldürebilirdi. Fakat bu gece ölümden korkum yoktu. Mezarlıkta gezinmenin yararları... Elimi çantaya attığımda küçük bir keseyi kediye uzattım. Ölü fare bedenlerinin kokusunu almış olacak ki mutlulukla miyavlamıştı. "Dükkanın geçici misafirleri için son durak." dedim gülümseyerek.Kedi ise keseyi ağzına alarak mezarın öbür tarafına geçmişti. Sakinliğimden hiç birşey kaybetmeden başımı kaldırdım. Ayağa kalkarak pelerinimi düzelttim ve bir kaç adım yaklaşarak karşımdaki siluetin yüzünü görmeye çabaladım. "Gecenin bir yarısı savunmasız bir bayana asa mı uzatacaksınız bayım?" dedim kendimden emin bir şekilde. Dik bir duruşu, kendinden emin bir görünümü ve içinde ilginç bir gizem barındıran gözleri vardı.Yansıyan ay ışığından saç renginin koyu olduğunu görebiliyordum. Gecenin bir yarısı mezarlıkta gezinen bir serseri olması imkansızdı şayet oldukça düzgün giyimliydi. Asası hala bana doğrultulmuş bir şekilde duruyordu. Benimse bu gece savaşmaya niyetim yoktu. En kötü ihtimalle öldürülürdüm. Zaten buraya alışıktım. Gecenin bir yarısı burada derin bir uykuya dalmak canımı yakmazdı. Ölüm güzeldir, ardından ağlayan olmayacaksa. Arkamdan ağlayacakları terk edip gideli çok olmuştu. Artık bu güne odaklanmalıydım. Bir anda silkinerek kendime geldim. "Asanızı hala indirmeyecek misiniz bayım?" dedim sıkılmış bir tavırla. Gözlerim doğrudan gözlerinin içindeydi. Ona saldırmaya da korkmaya da niyetim olmadığını fark etmiş olmalıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elfron John Dorion

GezginGezgin
Elfron John Dorion



Mücadele Tarafı : Light Side
Rp Sevgilisi : Meryl Adélia Streep
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Simurg

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyPaz Şub. 14, 2010 9:46 pm

Karşımda duruyordu. Narin yüzünü bana çevirmişti. Elbette bu
yüzün altındaki şeytanı görmek için zamanın olacaktı, fakat o günler çok
uzakta, geleceğin içerisindeydi. Ve ben içindeki şeytanı gördüğümde, o, bana
çoktan sahip olmuş, bedenimi esaret altına almış olacaktı. O günlere daha çok
varken, o günlerden bahsetmenin manası yok.

Bedenim hâlâ burada, bu mezarlıkta. Zihnim ise gelecekle
geçmiş arasında sıkışmış, inliyor, çırpınıyor, lâkin faydası yok. Bu kapanın
içerisinde sıkışmış haldeyim. Beni kurtaracak kişide önümde, beni mahvedecek
olan kişi de o.

Siluet yavaş yavaş doğrulduğu
halde hâlâ yüzünü göremiyordum. Ama bedeninin ince hatları bedenimle
birleşiyordu; zihnimde. Şehvetle dokunuyordu elim göz kapaklarına ve aşağıya
iniyordu, önce ufak burnundan aşağı kıvrılıyor ve ardından ellerimi
dudaklarında gezdiriyordum. Görmediğim bu yüzün ardında, ruhların şehveti
canlanıyordu bedenimde.

Biraz ara verelim. Bazı
huylarımdan bahsedeyim sizlere; bazen dalıp gidiyorum işte böyle. Uzunca ve
konuşmadan... Sessizliğin sonsuz boşluğuna dalıyorum ve görmüyorum ışığı,
duymuyorum sesleri, hissetmiyorum ince dokunuşları. İşte böyle bir hal
içerisindeyim yalnızca, dolunaya 1 saat içerisinde dönecek olan ayın
aydınlattığı bu mezarda.

"Gecenin
bir yarısı savunmasız bir bayana asa mı uzatacaksınız bayım?" "Asanızı
hâlâ indirmeyecek misiniz bayım?"


Önümdeydi. 50 santim uzağımda
duruyordu. Ayağımın altında siyah bir kedi, kırmızılar içeren bir şey yiyordu.
Hayatımdaki boşluklara bir yenisi daha eklenmişti. Elim hâlâ havadaydı ve o
benimle konuşuyordu.


“Efendim, hıı, özür dilerim. Bu
saatte burada ne arıyorsunuz? ”


Sessizce yağan yağmurun hemen
öncesinde indirmiştim asamı. Ve yavaş yavaş bizi ıslatmaya başlayan yağmur
şiddetini artırdığı sırada, dolunayın yaklaştığı sırada, ikimiz, mezarlıkta baş
başa duruyorduk. Ne yapıyorduk? Niye buradaydık…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Meryl Adélia Streep

GezginGezgin
Meryl Adélia Streep



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyPtsi Şub. 15, 2010 6:15 pm

Yağmur yağıyor, kimine umut kimine felaket getiriyordu. Kedi o geceki yemeğini çekilmiş önce ayağıma sürtünüyor sonra da usulca kendi yuvasına dönüyordu. Bakışlarımı yukarıya çevirdim. Tenime değen her bir damla beni harekete geçiriyordu sanki. Bir an için gökyüzünde kendimi kaybettiğimi zannettim. Neden sonra kendimi toparlamak istecesine ellerimde saçlarımı düzelttim. Bakışlarım tekrar karşımdakine yönelmişti. Bu sefer de onun bakışlarında kayboluyordum. Derin, içten ve büyüleyici... Zihnim her zamanki gibi bana oyunlar oynamaya başlıyor. "Ruh ve beden bir olunca samanlık seyran olurmuş" diye saçma sapan bir şey geliyor aklıma. Bana yakışan bir cümle değil. Ben daha derin cümleleri severim.

Herneyse. Konuya dönecek olursak hava yağmurluydu ve ben karşımdakinin çekiciliği karşısında kendimi her an kaybedebilirmiş gibi hissediyordum. Hafifçe silkindim. "Size bir açıklama yapmak gibi bir zorunluluğum yok bayım. Ama madem bu gece aynı meskeni paylaşıyoruz, sanırım sorunuzu cevapsız bırakmak gibi bir terbiyesizlik yapmayacağım. Adım Adélia. Antikacıyım diyebilirim. Peki ya siz?" dedim.Sesimde ilginç bir tını vardı. Nasıl anlatabilirim ki? Alaycı fakat içten, yabancı lakin yakın ya da yok yok sanırım en doğrusu içinde cazibemi barındıran fakat laubali olmayan... Garip bir şekilde hakkında herşeyi öğrenme isteği duyduğumu fark ediyorum. Bir rüzgar esintisi ile titriyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elfron John Dorion

GezginGezgin
Elfron John Dorion



Mücadele Tarafı : Light Side
Rp Sevgilisi : Meryl Adélia Streep
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Simurg

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyPtsi Şub. 15, 2010 10:09 pm

Yağmur tepemizde bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Bir an
bile kesmemişti üzerimize kusuşunu, içindeki kini ve nefreti. Yıldızların
parıltısı çok narin bir parıltıyla huşu* bir kadın bakışıyla göz kırpıyor bize.


Bir ay var. Unutulmaz, mütevazı*, münhasır* bir ışıltıyla aydınlatıyor
karşımdaki yüzü. Ve göz kırpışların ardından gelen bir çığlık misali yırtılıyor
gecenin karanlığı; müthiş bir parıltı görüyor gözlerim evvel, ardından
kulaklarımı yırtıyor o ses.

Asam hala elimde lakin unutuyorum benliğimi, sözlerimi,
seslerimi. Karşımdaki yüze odaklanmışım, düş kuruyorum hiçliğimle. Ardımda koşan hayalleri geçiriyorum zihnimden,
neyim, nerdeyim, nasılım? Cevaplayamadığım sorular çevremi sarıyor, ve hissediyorum
tüm âlemdeki yokluğu.

Asamı sallıyorum ve kesiliyor üstümüzde yağmur. Çevremizi
saran geçici şemsiyenin ardından geliyor, yağmurun ince, kalın sesi. Sorduğum
sorulara cevap beklerken ben, duyduğum bî-gâne* yanıtlar, sorguluyor benliğimi.
Sezdiğim akılcı, cevapsızlıklar, dolambaçlı karakter tahlilleri karşısında
şaşırıyorum.
Adım Adélia.
Adélia. Güzel Adélia. Şarkın şairleri kadar belâgat* bir
güzelliğe sahip Adélia.

“Ben Elfron Jey Dorion. Ve şuan annemin mezarı üzerine
basıyorsun.”


Hafifçe gülümsüyorum. Elini zarifçe ve dostça bana uzatıyor
öpmem için.

“Ayrıca bir
antikacıya hiç yakıştıramadım;

Mesken* değil, efendim, mekân* (!) olacak o dediğiniz.”

Kendime doğru uzanan eli zarifçe öpüyorum. Ve gülümsememi çoğaltıyorum erafeti kesmeden. Küstahlığımın nedenini düşünüyorum, bulamıyorum. Asam belimde ve
annemin mezarındaki altın tabelaya vuran ışık yansıyor yüzüme…

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Meryl Adélia Streep

GezginGezgin
Meryl Adélia Streep



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyPtsi Şub. 15, 2010 10:47 pm

Kelimelerin kifayesiz kaldığı bir andır kimi zaman alınan nefes. Üstümdeki sihirden kalkanın altında garip bir şekilde boğulduğumu hissediyorum. Sonrasında gözlerim gözlerinde buluşuyor yine. Beni boğan ipler yok oluyor aniden kirpiklerinde. Küstahlığına kızmam gerekirdi belki ama bir şey diyemiyordum. Dilim tutulmuştu belki de, ardından ciğerlerim; nefes alamıyordum. Elime değen bir ten soğuk geceyi bölerken kalbimin hızlandığını fark ettim.

"Kes,kes,kes!" Kendime bu kelimeyi üç kere tekrarlamam gerekmişti normale dönmek için. Benliğimi tekrar olması gereken yere koyduğumda gözlerim mezara çevrilmişti. "Hisseder mi dersin?" dedim gülümseyerek. Sonra onu incitmiş olabileceğimi düşündüm. Ne kadar yumuşak bir kalbim var değil mi? Eminim gözleriniz yaşarmıştır, benim de. Gülümsüyorum. Bunları anlatırken bir gülümseme var yüzümde. O günü hatırlamak hep mutlu ediyor beni. Her neyse konuya dönelim. Mezardan inerek yanına yaklaştım tekrar onun. "Afedersin, seni üzmek istemem." dedim sakince. Garip... Aslında pek umurumda değildi. Ama öyle demek istedim içimden.

Karanlıkta bir çift göz parladı. Ay ışığından parlak, şahinden keskin. Yüzümde o gün de bir gülümseme belirmişti. Yavaşça yere çömeldim. Engellenen yağmur içimi bir daraltıyor bir ferahlatıyordu. Üzerimdeki pelerini çıkartarak yere serdim. Hiç tereddüt etmeden pelerinin üzerine yattım ve gökyüzünü izlemeye başladım. Yeniden Hogwarts gibiydi. Büyük salon, görkemli yemekler ve güzel sohbetler...

Geçmişimin toprak yığınlarına gömülmüşken durumun onun açısından pek eğlenceli olmadığını düşündüm. Gece uzun, gözlerimi kapattığımda o her zaman gördüğüm rüyadaki kolidor daha da uzundu. Bir türlü o kolidorun sonuna gidemediğimi düşündüm. Gözlerim hala kapalıydı. "Sûkutunuz devam edecek mi bayım?" dedim hafif bir gülümseme eşliğinde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elfron John Dorion

GezginGezgin
Elfron John Dorion



Mücadele Tarafı : Light Side
Rp Sevgilisi : Meryl Adélia Streep
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Simurg

Bazı geceler daha da karanlıktır. Empty
MesajKonu: Geri: Bazı geceler daha da karanlıktır.   Bazı geceler daha da karanlıktır. EmptyC.tesi Şub. 20, 2010 11:22 pm

Karanlık gece üzerimize bürüdüğü o yırtıcı vahşet
çığlıklarını salıyordu. Dört bir yanda Tanrının gazab dolu bakışları
görülüyordu. Parlayan bir çift göz derinliğinde yırtılıyordu gökteki yıldızlar.
Ve susuyordu, bu taş ve toprak. Ölüme inanmadığım kadar içine çekiyordu beni bu
mahzen. İnanmadığım o tanrının ellerinde kayboluyor, beni gazabının ayyuka
çıktığı cehennemin derin bir köşesine atıyordu. Ruhum sıkılıyordu. Yalnız
uzaklarda bir ışık vardı önceleri, şimdi yakındı o parlak nuranî. Karşımda,
yarım metre ötemde konuşuyordu;

"Hisseder mi dersin?
...Affedersin, seni üzmek
istemem."


Benimle konuşuyor, benden özür diliyordu. Benden bağışlanma
dilediği zamanlar göklere hükmeden bir Tanrı, bana kızdığı o gelecek zamanlarda
o varlığıma hükmeden yaratıcı moduna giriyordu…

Kısık bir ses işitti kulaklarım, dilimin altında yuvarlanan
birkaç kelime… Belki duymamıştı bu kelimeleri, beklide duymuştu.
"Ne ölüme, ne de ayaklarımızın altında yatan cansız cesetlere
inanırım.”

Bir galibiyet havası çalıyordu semada. Uzaklardan gelen bir
ölüm marşı. Tanrı ( o inanmadığım rezil yaratıcı) bir kez daha gazab ediyordu
toprağa. İnsanı yarattığı gün etmişti bu azabı, bir de her defasında bin bir
acı çektirişlerinde inanılmaz bir gazab peydah ediyordu. Toprağı yalayıp
geçiyordu kızıl yıldırımlar. Susan gözlerinde bir çocuk edası, ay ışığı
vuruyordu gözlerine.

Tek hatırlayamadığım an hayatımdan, işte şimdi aklımda. O
gülüyordu. Bir çocuk gibi yere pelerinini atmış, gülüyordu. Bir çocuk gibi
şendi. Bir çocuk gibi hür. O bir çocuktu benim kalbimde oynayan en saf çocukluk
oyunlarını, o bir çocuktu, Hogwarts anılarımdan arta kalan…

Susuyordum, susuyorduk. Gözleri kapalı yerde oturuyordu.
Kendimi yere atmamak için zor tutuyordum. Annemin mezarı önünde âşık oluyorduk.
Sessizliğimi sorguluyordu, bana bayım diyor, resmiyetine âşık ediyordu. Beni
sorguluyor, meraklı güzelliğine âşık ediyordu. Bana bakıyor, bana gülüyor, bana
zihnimde dokunuyor; kendine âşık edecek sebepler sunuyordu yüreğime. Beni
kendine âşık ediyordu, beni esir ediyordu ömrüne…

“Geç bir saat. Bu vakitte burada olmak için ya çok deli
olmak gerekir ki benim gibi, ya da insanlara saçma gelen birkaç hobi gibi. Siz
hangisine dâhilsiniz?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Bazı geceler daha da karanlıktır.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-