AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Felicio T. Montae

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Felicio T. Montae



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptyPerş. Ara. 17, 2009 3:58 pm

Zaman: Şubat ayının sonları, gece yarısı.

Oyuncular:
Tüm karanlık taraf müritleri.

Konu: Karanlık Lord geri dönmüştür ve herkesi etrafında toplayarak, hem durum değerlendirmesi hem de haberleri almak istemektedir ve alacakları yeni kararlarla büyücü dünyasını yakmaya gelmiştir. Zaman karanlık zamanıydı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felicio T. Montae

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Felicio T. Montae



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptyPerş. Ara. 17, 2009 4:06 pm

Şubatın en kör hali, kar yerde minik dalgalanmalar bırakarak yağmaya devam ediyordu ve bir adam tüm acımasızlığıyla Knocturn sokaklarında ilerliyordu. Zamanı gelmişti büyük suskunluk artık bozulmalı, saklı kalan tüm sırlar ortaya çıkmalıydı. Durgunlaşmış gözlerinde yazılı olan kader ölümdü ve ölüm tüm büyücü dünyası için bir kez daha yanmaya başlamıştı.
Bu ıssız yolda; ay ışığı sokak lambasının yanında sönük kalmış, karanlığın sarmaladığı gökyüzü, dans ederek yeryüzüne inen karlar için büyük bir cehennem ateşine dönüşmüştü. Nefreti kanının, bedeninin içinde taşıyan bu adama dokunamayan bir ateş çünkü ondan çıkan güç bu alevleri bile bastırabilecek kadar fazlaydı…

Attığı her adımda çıkan hışırtı, sokağın karanlık bir köşesine sinmiş ayyaşın kulaklarına vardığında tüm sokak zifiri bir yalnızlığa boğulmuştu. Sokağın üstüne çöken sisle beraber ayyaşın kıpırdanışı daha da bir rahatsız hal almıştı. Karanlık yüzlü adam ilerleyişini kesip ayyaşın önüne geldiğinde; ayyaşın titrek gözleri karşısındaki adamın üstünde bir süre kilitli kalmış ve kim olduğunu anladığında çürük dişlerinin tıkırdayışına aldırmadan;

* Lord’um!? Diye haykırmıştı.
* Büyücü dünyası aşkına bu gerçekten siz misiniz?

Sesinin bariton havası genç adamın yaralı yüzüne çok uygundu

“ Nasılsın Frozen?”

* Efendim, efendim… Bağışlayınız beni Lordum, bilmiyordum, gerçekten bilmiyordum… Geleceğiniz bana bildirilmedi. Ah, Lordumuz affediniz.

Adamın kirli yüzü endişeyle daha bir koyulaşmış ve çirkin yüzüne bakılmayacak bir hal almıştı. Buna rağmen karanlıktaki adam istifini hiç bozmadan hafif kısık ve üstten bakan gözlerle adama küçük bir el işareti yaparak;

“ Kimse bilmiyordu, Frozen. Etrafımda aptal bir sevgili gibi dolanmayı kes artık!”


Yükselen sesi adamın kendisini bile rahatsız etmiş gibi suratında hoşnutsuzluk ifadesi belirdi ve karşısındaki ayyaşa tekrardan bakarak;

“On dakikan var, herkesi Borgin & Burkes’a topla.”

Yine donuklaşmış yüz ifadesiyle son emrini vermiş ve karanlık dükkana doğru ilerlemesini sürdürmüştü. Ayyaşın hala yerinden kıpırdamayıp hayranlık ve sempatizeyanlıkla onu seyrettiğini görünce sinirlenmiş ve hışımla arkasını dönerek kükremişti;

“ Çabuk ol seni aptal zaten yeterince zaman kaybettik, herkese döndüğümü haber ver!”

Ayyaş sanki saatlerdir içmiyormuş ve sırıtmıyormuş gibi birden canlanmıştı ama son kez efendisinin sesini duyduğunda cisimlenmeden onun şimdilik vereceği son emri bekledi;

“ Ha bu arada, iyilerinde geldiğimi duymalarını sağla. Hatta onlara benim tarafımdan yollanmış bir yangın armağan et. Yıllardır içimde biriktirdiğim ateşin dinme zamanı geldi ve bunun için gerekli olan şeyi almaya geldim. Git şimdi!”


Ayyaş cisimlendiğinde, Lordun yüzündeki sinsi gülümseme geldiği gibi kayboldu ve son kez gökyüzüne bakıp müritlerini beklemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptyPerş. Ara. 17, 2009 8:44 pm

Kuzgun rüyadaydı, kuzgun düşlerde ve gelecek seçimlerin karartısından ibaretti. Günler şuursuz bir bilinçle geçiyordu ve toplumun boş çabalarıyla sadece alay ediyordu, neydi kötü olan yada iyi? Benliğinde taşıdığı zehir herkesi çürütecek kadar kuvvetliydi, her şey bir hiçti ve hiç ise sadece su zerreciklerindeki yansımasıydı.
Ursula bu saatte onu rahatsız eden kişinin ya canına susamış olduğunu yada çok acil bir şey olduğunu düşünerek sol elindeki asasını, ipek kırmızı sabahlığının içine koydu ve kapıyı açmaya gitti. Merdivenlerden inerken çıplak ayaklarına vuran ay ışığı ona eşlik etti. Granitten yapılmış kapı vakur bir tavırla geriye doğru esneyerek açılmıştı karşısında uzun süredir görmediği bir uşak vardı. Frozen…

* Güzeller, güzelimiz… Ursula kısık mavi gözlerinin karanlığında sertçe adamın sözünü kesti ve

“Kanın damarlarına fazla gelecek kadar yoğun herhalde Frozen, bu saatte cürettini mazur kıl gözümde!”

*Ah, yüce gönüllü hanımım… Elbette elbette kılarım. Lord’um, karanlığın ve dünyamızın en yüce hükümdarı geri döndü ve sizleri bekliyor. Burgin & Burkes… Adam sözlerini tamamlar tamamlamaz küçük bir reverans yapmış ve gerisin geri giderek cisimlenivermişti.

Ursula bedenini saran karıncalanmayı neyin dindireceğini bilmiyordu, bedenini kapıya yaslamış sadece düşünüyordu. Bu kadar erken mi? Bu kadar çabuk mu gelmişti zaman? Seçimi ne olacaktı, ayakları onu bilinçsizce yatak odasına doğru götürürken her düşüncesiyle tek tek savaşıyordu. Bedenini saran haki renkli bir elbise giymişti, yere kadar uzanan eteği bileklerinin inceliğini göstermek için ayak kesiminde bitmişti. Sarı saçlarını açık bıraktı ve aynadaki görüntüsüne boş gözlerle baktı genç kadın. Yıllardır bedenini aydınlık ve karanlık arasında hapsetmişti ve görüyordu ki duran beyni kabullenmişti sonunda ziftini içine çektiği, işlediği karanlığı. Eline aldığı kağıda bir şeyler karaladı ve Lorénzo’ya yolladı, sanırım Şili’de ki tatilini yarım bırakmak hoşuna gitmeyecekti ama yanında Angélique vardı ve kadim dostu her zaman yanında olacaktı. En korkunç ve acı şeyleri yaşasalar bile…

Kadın evinin terasına çıktı ve o mide bulandırıcı yolculuğa çıkmak için bedenini gevşetti. Birkaç saniye sonra gözlerini açtığında lanetli dükkan önünde yükseliyordu, adımlarını yavaşlatarak bekledi tokmağa uzanan eline baktı ve içeri girmek için çevirdi. Göreceği şeye artık hazırdı çünkü dostlarının sesi kulaklarına geliyordu. Herkes bir bir toplanıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eileen Garcia

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Eileen Garcia



Mücadele Tarafı : Doğduğundan beri Ölüm'le
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sırtlan

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptyCuma Ara. 18, 2009 12:28 pm



Yasaların gölgesinde kalmış hayatında en sevdiği şey tılsımların hikayesiydi. Denemelerine uzun zamandır ara vermişti. En son yaşadığı talihsiz kaza bir karar vermesi zorunda bırakmıştı Eileen’i. Şifacılarla geçirdiği bir hafta ve kendinde olmadığı iki hafta artık bildikleri ile yetinmenin zamanın geldiğini söylemişti. Kütüphanenin loş ışığıyla başbaşa kalmış bedeni uykuya dalmak üzereyken ufak kapı çalışını keskin kulakları işitmiş hızla doğrulmuştu. Ezberlediği merdivenleri karanlıkta inmiş doğruca kapıya ilerlemişti. “Lorenzo?” Eli kapı tokmağında, karşısında uzun saçları rüzgarlarla savrulan adam yüzünde bir parça gülümsemeyi oturtmuş gözlerinin içine bakıyordu. Eileen onu kitapların arasından alan adama ismiyle hitabının içindeki anlam bu saatte evini neden şereflendirdiği sorusuydu. İki saniyelik suskunluk Eileen’in kalkan tek kaşı soruyu yinelemeden Lorenzo’nun konuşmaya dahil olmasını sağladı. “ Seni almaya geldim.” Kapıda onun girişini engelleyen Eileen yavaşça çekildi ve adam içeriye hızla süzüldü. Onun buraya gelişindeki nedenin ne olduğunu az çok tahmin ediyordu. Bu mümkün müydü? Kalın elbisenin üzerine vücudunda örtmeyecek tek bir yer kalmamasını sağlayan siyah cübbeyi omuzlarına atarken gözleri adamda sordu. “ Döndü mü?” Lorenzo sahiplendiği ufak barın kenarında avucuna iliştirdiği kadehe viski koyarken yavaşça bakışlarını ona döndürmüştü. “ Ursula’nın gönderdiği pusulaya göre Borgin & Burkes’ta toplanılacak.” Hazır olduğunu gösterir gibi kollarını iki yana açtı. Lorenzo artık Eileen’in hareketlerini hızla yorumlayacak biriydi. Kısa kurdukları cümlelerden derin anlamlar çıkarabilecek yakınlığa kavuşmuşlardı. Lorenzo elindeki viski dolu kadehi hızla boğazından aşağıya gönderirken başı hafifçe arkaya kaydı ve bitirdiğinde kadehin dolapta bıraktığı ses salonda yankılandı. Reese’ye ufak bir not yazarak kapıya doğru ilerledi. İki eliyle referans yapar gibi çıkışı gösterirken aklında binlerce soru uçuşuyordu. Sorularını bölen ise salondan kapıya kadar ulaşan saatin on ikiyi vurduğu gösteren çandı. Lorenzo birkaç adım sonra kapısının önünde kaybolurken Eileen yavaşça cübbesini düzeltti. Gideceği yerin hayali gözlerinde çabucak oluştu. Neredeyse hergün uğradığı bir yeri zihninde canlandırmak bir hayli kolaydı. Zihninin kontrolü ile cisimlenme başladı. Görüntüler kayboldu, bedeni yuvarlandı; midesi sukünetini yıllardır olduğu gibi korudu. Gözlerini açtığında Borgin & Burkes’in şahane vitrini önündeydi. Bakışları yavaşça kapıya dönerken örtülme hareketi camları ufak sarsıntıya uğrattı. İçeriye yeni girenin Lorenzo olduğu şüphesizdi. Elleri tokmağı kavradı, ufak aralığından duyulan fısıltılar içerinin dolduğuna işaretti. Artık Lord’la karşılaşma zamanıydı. Cübbesinin başlığını açtı ve saçlarını tek eliyle geriye savururken içeriye süzüldü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Morrígan Belenus

GezginGezgin
Morrígan Belenus



Mücadele Tarafı : Spes Salutis
Patronus : Pantalaimon

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptyPaz Ara. 20, 2009 1:35 pm

Açlık, bedenindeki kavurucu tuzaktı… Ay ışığını gören beden kaçtığı onlarca yoldan sadece birini izliyordu. Ve Ormanın sisli havasına çok daha yoğun işkencesi arttırıcı bir şey katlanmıştı, koku bir yerden tanıdık olsa da beden bunu tanımayacak kadar hayvanlaşmıştı. Kılların üzerinden damlayan ceylan kanı ay ışığında zümrüt bir kolye gibi parıldıyordu. Koşmak ayaklarının yaptığı en iyi şeydi, gözleri karanlık ormanda radar görevi görüyordu, duymadığı ses, koklamadığı felaketti.
Kurdun önüne aniden çıkan karanlık onun teslimiyeti değil, sadece yıllardır hizmet ettiği bir gerçeğe çağrıydı.

Genç kadın gözlerini açtığında, vücudunu kaplayan kılların yok olduğunu ve gözlerini kavururcasına yanan şömineyi görmüştü. Birisi veya birileri arkasında mırıltıyla konuşuyordu, derin bir nefes alıp odanın içindeki tüm kokuları ayrıştırdı. Antikalar, karanlığın malzemeleri ve ebedi bir karanlık güç. Ceylanın masumluğunu avladığı için mi yoksa kalbinde taşıdığı çocuksu yan için mi kazanmıştı, bilinmiyordu ama gözlerindeki saf bakış bir kişiyi olduğu yere çivilemeye yetiyordu. Şeklini ve görüntüsünü her zaman değiştirse de değiştiremediği tek bir gerçek vardı, dolunayı gören bedeninin değişimi. Onu da bu sayede bulmuşlardı anlaşılan…

“Uyanman uzun sürdü.”


Bu ses bu sesi tanıyordu, onu sınırsız bir işkence ve bekleyiş veren bu ses… Rüyalarının karartısı olan bu beden, gerçekti! Lethe olduğu yerde toparlanıp, dizleri üstüne çöktü ve saygıyla başını eğdi.

“Uzun zamandır, bekleniyordunuz Lordu’m… Lakin benim aciz bedenim için fazla olan bir akşamda bize katıldınız.” Kızın sesi ürkek olduğu kadar mağrur ve güçlüydü. Öne eğdiği başını hiç kaldırmadan sessizce beklemeye devam etti. Adamın yüzüne dokunan eliyle, başını kaldırdı ve masum gözüken ama sinsiliğini saklayan gözleriyle baktı. Lordun sesi olabildiğince soğuk ve duruydu;

“Kalk, önümde eğilecek bir şey yapmadın.” Adam gerisin geri dönerek odanın içine doğru ilerledi ve kızın acıyla kısılan gözlerini fark etmedi yada fark etmek istemedi. Kız sarı saçlarının ve bedenin soyutluğunu her zaman kırmızı giyerek kapatırdı, kırmızı ona göre ateş ve tutkuydu… Şimdide bu duyguların yoğunluğuyla odanın içine doğru ilerledi Lordu, Büyüceşura Baş Hâkimi ile konuşuyordu, hemen yanlarında Karanlığın en keskin yüzlerinden Ursula ve Lorénzo duruyordu. Onların ne konuştuğu belli değildi, daha çok Angélique konuşuyor, Lorénzo kelimelerin sonunu tamamlıyor, Ursula’da beyninin derinliklerinden cevap veriyordu.

İlginç ve yoğun bir topluluktu, ayrıcada hepsi alanlarının en başarılı ve güçlüleriydi. Kızın aklındaki düşünceler yeni gelen konuklarıyla biraz dağılmıştı, küçük bir ses çıkararak geri doğru sıçramıştı ama bu gerçekti onlarda buradaydı…
Karanlık tüm hakimiyetini yaymak için en güçlü haliyle toplanıyordu ve bu gecenin sonunda sessiz bir ölüm başlıyor olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/vslm-t6767.htm#2
Lorenzo d'Arrìgo

BüyücüBüyücü
Lorenzo d'Arrìgo



Mücadele Tarafı : Karanlık.

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptyPaz Ara. 20, 2009 5:04 pm

Santiago, Şili; Café de Dominiqué. 18:30-19:00 saatleri arası.

Sıcak ve güneşli bir günün ardından kara bulutların çöküşüyle insanlar inlerine çekilir gibi sokakları bomboş bırakıyorlardı. Gökyüzü giderek kararırken iki siluetli kişi gördükleri ilk kafeye girivermişlerdi. İçerinin soğuk havası hissedilir derecede etkiliydi. Lorenzo gözleriyle etrafı yoklarken yanındaki Angélique hemen kendine yer edinmişti. Gülümseyerek Lorenzo da yanına ilerledi. Her zamanki gibi siyah bir şapka ve onu tamamlayan siyah palto, siyah gömlek ve pantolon giymişti. Çıkardığı şapkasıyla birlikte saçlarının gözünün önüne gelmesine kısa süreli bozulmuş olsa da bunu bir el hareketiyle düzeltmiş ve Angélique’in karşısındaki sandalyeyi kendine doğru çekerek oturmuştu. O sırada ileride görünen garsona seslenerek yanlarına gelmesini sağladı.
“Podemos tomar dos de café?”
“Por supuesto, señor.”

Garsonun uzaklaşmasıyla birlikte karşısında oturan genç bayanı süzmeye başlamıştı Lorenzo. İlk gözüne çarpan şey hafif dalgalı gibi görünen saçlarının kapattığı askılı uzun beyaz elbisesi oluyordu. Dikkat çekiyordu direkt. Tanışıyor olmasalar bu bayanın karanlık için çalıştığını düşünemezdi. Ama başka dikkat çeken noktaysa yüzündeki derin hatlardı. Su yeşilini andıran gözlerini tamamlayan buğday teni kusursuz yaratılmış bir varlık olduğunun göstergesiydi resmen. Bazen ondan etkilenmemek bile mümkün değildi, ki bu ara sıra başına gelmiyor da değildi. Aynı şekilde Lorenzo’nun da yüzündeki o donuk ifade yaşını olduğundan daha küçük göstermesini sağlıyordu. Kalın ve çatık kaşlarının kendini ifade eden en can alıcı şey olduğunu biliyordu. Onu tamamlayan diğer şeyse mavi gözleri oluyordu. Sağ kolundaki saate göz ucuyla baktıktan sonra sol kolunu masaya koyarak çenesini eline dayadı. Az sonra sipariş ettikleri kahveler gelmişti. Bir el hareketiyle onları içerken cama yakın olduklarından Lorenzo’ya gönderilen baykuş postası direkt ona ulaşmıştı. Garipsemişti bu durumu. Birkaç saniye hareketsizliğini koruduktan sonra postayı eline alıp okumaya başladı. O sırada da Angélique’in meraklı bakışları Lorenzo’nun gözünden kaçmamıştı. Sinsi gülümseme Lorenzo’nun yüzünde belirmişti. Notu paltosunun iç cebine sıkıştırarak şapkasını kafasına taktı. Sandalyeyi geriye doğru iterek ayağa kalktı. Henüz yarılayamamış olduğu kahveleri masada bırakacaklardı. “ Gitmemiz gerek, hadi.” diyerek Angélique’inde kalkmasını sağlamıştı. Masaya birkaç peso bırakarak dükkândan çıktılar. Çıkar çıkmaz meraklı gözlerle Angélique soru yağmuruna tutmuştu Lorenzo’yu.
“Ne oldu? Neydi o? Kimden gelmiş?”
“Ursula’dan… Beklenen an gelmiş. Borgin & Burkes’da… Toplanmamız gerek. Sen git, benim uğrayacak bir yerim daha var.”
“Tamam.” Angélique’in onayıyla birlikte iki büyücü gözden kaybolmuştu.

Dublin-İrlanda, Londra-İngiltere. Saat farkından dolayı 24:00 suları…

Aklında belirlediği yere çabucak gelmiş olması onu sevindirmiş ve tekrardan yüzünde sinsi bir gülüş hâkim olmuştu. Saat farkından dolayı daha bir karanlıktı burası. Kafasını birkaç adım ötede duran büyük malikâneye çevirdi. Rüzgârdan dolayı şapkasını eline aldı ve saçlarını rüzgârın hâkimiyetine bıraktı. Giriş kapısına kadar ilerledikten sonra gösterişli büyük evin kapısını birkaç kez tıklattı. Ardından bir iki adım geriye doğru adım attı. İçeriden gelen seslerle birlikte kendini hazırlamış, kaşlarını tekrardan çatmıştı. Belki de ciddi görünmek için yapıyordu bunların hepsini. Kapı açıldığında Eileen’in şaşkın ifadesiyle karşılaşmıştı. Direkt konuya girmek istiyordu Lorenzo. “Seni almaya geldim.” Eileen’in müsaadesiyle içeri giren Lorenzo, olayları anlatmadan Eileen Lorenzo’nun yüzündeki sinsi ifadeden ne olup bittiğini anlamış gibiydi. “Döndü mü?” Eileen’in sorusuna karşılık vermeden kadın hemen cevabı anlamış gibi cübbesini üzerine geçirivermişti. Formalite icabı da soruyu cevapladı. “Ursula’nın gönderdiği pusulaya göre Burgin & Burkes’ta toplanılacak.” Eileen’in hazır olduğunu fark edince gitme vaktinin geldiğini belli etmişti. Lorenzo dışarı çıktığında Eileen’in kâğıda birkaç şey karaladığını gördü. Merak etmiş olsa da görmemiş gibi yapıp onu bekledi birkaç saniye. Ardından gözden kayboluvermişti. Gözleri önünde canlandırdığı görüntüye bir çırpıda varmıştı. İçeriye girmek için kapıyı açtığında orada toplananlar, Lord’un dönmesine sevindiği ve yıkımın başlamasını istediklerinin göstergesiydi. İçeriyi biraz süzdüğünde Angélique’in de burada olduğunu görmüştü. Yanına doğru ilerlerken içeriye arkasından gelen Eileen’da girmişti. Şimdi tek yapması gereken Lord’un dediklerin itaat etmek olucaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sonja Silimauré

GezginGezgin
Sonja Silimauré



Mücadele Tarafı : Bütün yasaklara karşı, Lord'unun yanında.
Rp Sevgilisi : Ayık ol Sernius!

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptySalı Ara. 22, 2009 3:34 pm

Vicdanı tertemizdi. Bunun sebebi ise, onu hiç kullanmamış olmasından başka bir şey değildi.

Yavaş yavaş yağan kar, iç açıcı bir tablodan farksız görüntüsünü git gide çekici kılıyordu. Sonja Silimauré göçebeliğe alışmıştı ve hayatının hiç olmadığı kadar kusursuz ilerlediğini düşünüyordu. Alkol bağımlısı olmuştu, bir gecede dört tane adamla sevişmişti ve gözlerinin altı mosmordu. Sigara paketlerini cebinden hiç düşürmüyordu ve o ucube muggle fahişelerinden farksızdı. Bir cadı olduğunu unutmuştu, taa ki 15 Şubat'a kadar. Büyük dönüşe...

Bazen sesini duyurabilmen için; susman gerekir.

Güne viskiyle başlamayı ilke olarak benimsemişti, henüz on dokuzunda olan 'çömez' cadı. Hayattan az olan beklentisini, bir hiçe çevirmişti ve gün geçtikçe berbatlaşan hayatını zerre kadar umursamıyordu artık. Fahişelerin ne kadar üstün varlıklar olduğunu düşündü. Ne kadar özgürdüler... Tek suçları bakire olmamaları mıydı? Dört yıl önce bakireliğini kaybetmeyi başarmış bir genç-kadın için en uygun tanı fahişeydi o zaman. Çatlak Kazan'daydı artık, oraya yerleşmişti adeta. Hogwarts'ın açılmasına az bir süre kalmasına karşın, hâlâ orada olması onda zerre kadar suçluluk hissi uyandırmıyordu. Nihilist kişiliğinin, egoistlikle pekiştirildiğinin farkında değildi. Belki de bu yüzden hayat ona güzel geliyordu, bir canavara dönüştüğünü hâlâ algılayamadığı için.

Mutsuzluk parçalanmış bir yürekten daha fazla acıtamaz; gelip geçicidir.


Kolundaki işaret, saatler ilerledikçe daha çok yanıyordu ve alkollüyken bile döndüğünü anlıyordu. Büyük özlemi sona erecekti. Kendine her şekilde ulaşacağını biliyordu 'o'nun, hiç şüphesi yoktu ve ferah doluydu körelmiş ruhu. Parlak tüylü kuzgun garip sesler çıkarmaya başladı birden, adrenalin salgılamaya başladı birden vücudu. “Sonja, ben geri döndüm. İnanman güç olsa da Londra'da kalmaya karar verdim. Beni unutmadığını biliyorum ayrıca sensiz bir toplantı düşünemiyorum, gece yarısı Borgin & Burkes'te seni bekliyor olacağım.” Gözleri sonuna kadar açıldı genç cadının. Kuzgun konuşmayalı o kadar zaman olmuştu ki... Felicio'dan tam iki yıldır haber alamaması onu kırmıştı, bu doğruydu. Oysa şimdiki duygusuzluğundan, üzülecek hâli bile yoktu. Kendine çeki düzen vermek için, yumuşak yataktan doğruldu. Siyah cübbesinin içine, siyah bir elbise giydi ve ayaklarına deri topuklu ayakkabılarını geçirdi. Sarı saçları ise dümdüzdü, yosun yeşili ve okyanus mavisi arasında karar verememiş gözlerinin altına siyah kalem çekmişti makyaj nâmına. Çocukken gerçekten hoşlandığı adamın şimdi nasıl gözüktüğünü bilmiyordu, şimdi tek amacı güzel görünmekti nedensizce.

Ruhunu kaybeden, dünyayı kazansa ne çıkar?

Bir şeyler içmemeye özen gösterdi, saçmalamayı istemiyordu çünkü. Gözlerinin altındaki morlukları ise kapatmayı becerememişti. İğrenç bir makyajcıydı, kabul ediyordu. Lord'una ise morluklarını açıklayacak ne mecâli, ne de açıklaması vardı. Kolundaki yara birden parladı ve ardından gece yarısı olduğunu belirten saati çalmaya başladı. Dudak uçları zevkle yukarı kıvrılırken, Knockturn'e cisimlendi. Göze çarpan vitriniyle, normal bir yer havası veren Borgin & Burkes'e girmek için tahta tokmağı çevirdiğinde ise çevik bir hamleyle perdeleri kapadı. Parkede topuklularının takırtılarının yankılanmasına izin vererek, yeri ezberinde olan büyük masaya doğru ilerledi. Dimdik yürüdü, tam bir sandalyeye yönelmişti ki karşısında gördüğü kişi duraksamasına sebep oldu. Çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmemişti Felicio. Donuk ve etkileyici bakışları aynıydı ve iliklerine kadar korku dolduruyordu insana. Sonja'nın hiçbir şekilde korkmadığı barizdi; çünkü zarar gelmeyeceğinden en emin olduğu kişiydi, o. Korkuyla ismi söylenen, hatta çoğu zaman ismi ağıza alınamayan insan en yakınıydı onun. Kötülerin de yakınları vardır... Ne hikmetse, tek yakını oydu. Yutkundu, zarif bir reverans sergiledikten sonra ince sesiyle mırıldandı: “F...” Felicio her ne kadar çocukluk arkadaşı olsa da, ona böyle hitap etmenin uygunsuz kaçacağını düşündü ve cümlesini düzeltme çabalarında dilinden dökülmek için can atan kelimeleri serbest bıraktı: “Lord'um...”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Felicio T. Montae

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Felicio T. Montae



Mücadele Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) Empty
MesajKonu: Geri: Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)   Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı) EmptySalı Ara. 22, 2009 4:55 pm


Yalnız anıların boşluğunda gezmişti Lord yıllarca ve zaman tekrar dönüş zilini çaldığında gizem dolu valizini toplamıştı. Parçalanmış onlarca hayatı incelemiş, kendi varlığını duyumsamış ve gözlerden uzak yerlerde dinlenmişti. Sırlarını her an korumayı öğrenmiş, yalanların gücünü belirlemiş, çıkış olan yolları iyiler için kapamıştı. Yürüyüşü divane bir labirent kuşundan farksızdı, acılarla yoğrulan bedenlerin ölümünü izlemişti, acımış mıydı, hayır. Yardım edenleri öldürmüş, onların kanlarının akışını izlemişti. Ölümler uzak gelirdi onun sadık bedenine ve çıplaklıklarıyla indirilen gecede, fahişelerin en figansız tadına bakmıştı.
Buhar olup çıkan nefesi gecenin içinde hep ışıldamıştı, feryatları tempolu bir şarkı gibi dinlemiş ve yalan sevgilinin ağına bırakmıştı. Kalanlarla ilerlemek için var olanları geride bırakmak gerekiyordu ve en acı kayıp Sonja’da olmuştu.
Ondan çıkmak en zor olandı, bir veda bile etmeden küçük kızı arkasında bırakmıştı. Ateş sözlerde buluşacaktı ve onun derinliğinin bedeninde açtığı kavuruculuğa katlanamayacaktı. Ayın ışıldadığı bir gece dönecekti ona ve o gece bu geceydi…

Yağan kar tanelerini avucunda biriktirerek gökyüzüne bakıyordu, ağır toprak kokusu son bakışta gidemediği kız için tekrar can bulacaktı. Vedasız dönüşün sırrı kuzgunun ağzından kızın kulağına fısıldanacaktı, belki de duymak istemeyecek ve yavaşça gözlerini bu isteğe kapayacaktı. Beterdir hayat acıyı bilmeyenler için, alışılmamış zorluklar seni nemli bir dünyada boğar. Her çektiğin nefes seni kendinden alır, ciğerlerinde büyük bir tortu olur, açılan kapıdan giremeyecek kadar silinirsin. Onların ayrılığı daha bir birlerini ilk tanıdıkları gün başlamıştı. Sonja’nın hayata kızgın bakan gözleri ve onun unutulmaz nefreti kenetli bir perçem etmişti onları birbirine. Kızın avucunun içinde kanlar içinde getirdiği kuzgunu hatırlıyordu, hayvan ölüm için yalvaran gözlerle çevresine bakıyordu. Sormamıştı ona ne olduğunu ya da neden bunu yaptığını kıza ama son anda hayvanı öldürmekten vazgeçmiş olan Sonja, ondan sessiz gözlerle yardım istemişti. Felicio’da hayatta tek kıramadığı naif yaraya yardımını esirgemeden sunmuştu, hayvan iyileştiğinde bu ikilinin arasında dil olmuştu. Gecelerin zaaflık gösterdiği anlarda çok konuşmuşlardı kuzgun sayesinde.

Şimdi tekrar bir çağrı göndermişti, yıllar sonra hayvanın konuşmayı tekrar hatırlaması bile bir mucizeydi ama söylemişti sözlerini ona ve kadının yüreğini tekrar duymuştu, kendi bencil bedeninde. Şehirlerin ışıkları söndüğünde tek tek izlemişti tüm büyücü dünyasını, aniden uzaklaşmak ve kızın serzenişine soğuk bedeniyle hep son vermek geçmişti. Üzerine titrediği bir beden olması belki de uzayan gecelerin yarattığı düşlere bir kurban olacaktı, sorunsuzca yakıp gitmeliydi. Çareleri yoktu, dünyaya geldiği amacı uygulamalıydı. Sessizce ilerlediği sokaklar hayat bulmuş ve dükkânda toplanan kalabalığı şahitsiz bir mâhkum gibi taramıştı. Eski dostlarına bir iki selam verdikten ve anlamsız konuşmalara ortak olduktan sonra onun kapıdan girdiğini görmüştü, arkasından seslenen Ursula’ya aldırmadan kadının yanına ilerlemişti.

Kızın solan yüzü açmaz bir kadife lale gibiydi, gereksizce yaptığı makyaj onun içinde göstermeden sakladığı acının en belirgin bedeliydi. Pişmanlık duymadan duran dik omuzları bir isyanın çelimsiz portresiydi. Felicio ender anlarda gülümserdi, kızın ona gösterdiği bağlılık ve doğallık bunu hak ettiği için verilmiş bir ödüldü. Kızın en yakınına kadar ilerlemiş, sıcak nefesinin boynunu yaladığı yerde kulağına eğilmiş ve;

‘Sonja, açmaz çiçeklerin şahı ve gösterişsiz kalıpların en güzel yanı. Seni yanımda görmek beni çok mutlu edecek, hoş geldin.' fısıltıyla söylediği bu sözler sanki kızı okşamak ve sevmek istercesine bıraktığı izlerdi. Tamamlanan cümlesinden sonra geri doğru çekilmiş ve arkasını dönmüştü;

‘Dostlarım,’ kelimesinin ardından dükkânda olan gereksiz uğultu kesilmiş ve herkes pür dikkat Lord’a bakar duruma gelmişti, tekrar konuşmaya başladığında odanın içini Lethe’nin boğazını tırmalayan çığlık ve kapıdan giren vampirler buz kestirmişti. İki kaşını alaycı bir şekilde havaya kaldırıp Raziél’in ihtişamlı girişine bakmıştı, yanında sıraladığı vampirler onu korumak istercesine temkinli ve saldırgan etrafa bakınıyordu. Bu Lord’un biraz canını sıkmıştı ve sinirle tekrar konuşmuştu;

‘Raziel, bize katılman ne büyük şeref ama yanında getirdiğin ulaklara sakin olmalarını söyle. Misafirlerime rahatsızlık verilmesi ne senin ne benim hoşuma gider!’ Kısık gözlerle Ursula’ya bakmayı da ihmal etmemişti, genç kadın donuk gözlerle eski kocasının giriş yaptığı kapıya bakıyordu. Bu durağanlık elinde sıktığı asasının kuvvetini kimseye unutturmuyordu. Her haliyle aldatıcı bir somutluğu vardı, her an çıkan karmaşaya müdahale etmeye hazır adamlarına baktı ve Raziel’e tekrar sakin olmasını gösteren bir tavırla baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Yeniden Beraberlik (Çağrı ve Toplantı)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-
» Yeniden ~

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-