AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kardeş, kardeştir.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Dietricha Schwanhild

GezginGezgin
Dietricha Schwanhild



Mücadele Tarafı : Bilinmemekte.
Rp Sevgilisi : Lorenzo d'Arrìgo
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ceylan

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptyPtsi Kas. 16, 2009 10:17 pm

Zaman : Güneş dağların ardında kayboluyor... Alacakaranlık.
Hava Durumu : Yağmur ince, belli belirsiz taneciklerle buluşuyor sert, yer yer çatlamış toprakla, yumuşatıyor onu ve çamura dönüştürüyor yavaş yavaş.
Kurgu : Hiç tanımadığınız birine, sırf kan bağınız olduğu için kardeşim diyebilir misiniz?
Kişiler : Diônê Callidora, Dietricha Schwanhild.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Empusa Kleobis

GezginGezgin
Empusa Kleobis



Mücadele Tarafı : Leda^
Rp Sevgilisi : Dulkadiroğullarından.
Kan Durumu : Safkan/Yunanlı.
Patronus : Kedi

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptyPtsi Kas. 16, 2009 10:43 pm

Tren yolculuklarını severdi. Hele ki hava yağmurluysa. Kafasını cama yaslayıp öylece düşünmek yada boş boş bakmak onu bir an için yaşadığı dünyadan uzaklaştırırdı. Oturduğu koltuğun rahat olup olmaması bile önemsizdi. Kişiler konuşurlar ve yanıt alamayınca susarlardı. Genelde bir kompartımanda yalnız olmayı tercih ederdi. Böylelikle karşısına onu rahatsız edebilecek insanların çıkmasını engellerdi belki de.Yalnız olmak için gerekirse bütün koltukların biletlerini alabilirdi ve çoğu zamanda öyle yapıyordu.
Gideceği yeri düşünüyordu. Kardeşleriyle buluşacak olmak onun için çokta önemli değildi. Babasının mezarına gidecekti. İyi olan Diône ile tek bağı babasıydı ve o içinde kalmış küçük iyilik kırıntılarını babasının mezarına gömmeye gidiyordu. Kardeşleri hakkında çok bir şey bilmiyordu. Öğrenmek için çabalamayışındandı beklide bu. Ona gelen buluşma mektubu onu heyecanlandırmamıştı. Sadece geldiği yeri öğrenme hissi uyandırmıştı. Oraya gitme sebeplerinden biride babasının esrarengiz ölümüydü. Bunun nedenlerini ve ayrıntılarını öğrenmek için çıldırıyordu. Birde babasının ona söyledikleri zihninde kazılıydı ‘benim durduğum yerde büyüyünce sen duracaksın, benim sahip olduğum güce sen sahip olacaksın’ neyi kastetmişti? Babası önemli biriydi. Bunu hissederdi.
Buluşma mektubu kardeşi Hildegard’dan gelmişti. Babası ondan hep bir mide bulantısıyla bahsederdi. Tanrı aşkına o kadının eline ne geçecekti ki kardeşlerini görünce? Diônê’un sahip olmak istediği her şeye sahipti zaten o ve Diônê’un sahip olmak istediği tek şeyde babasıydı. O lanet olası kız babasını ondan çalmıştı ve şimdi onları yaşadığı hayatı göstermeye mi çağırıyordu? Sizin sahip olamadıklarınıza ben sahibim demek için mi? Ahh ne kadar acı bir histi bu. Biraz da bu yüzden gidiyordu oraya. Hildegard’dan kendi hayatını almaya. O lanet olası varlık ondan hem babasını hem hayatını çalmıştı? Diônê Azkabanda sürünürken o… Sinir alnını kırıştırıyordu. Onda yaptığı tek etkide buydu zaten. İki kız kardeşinin daha olduğu yazılıydı mektupta. İsimlerini bile hatırlamıyordu. Zaten önemsiz ayrıntılardı bunlar. Kafasında dönüp duran iki şeye odaklanmıştı babasının mezarı ve Hildegard. Şimdi her zamankinden daha zeki olma zamanıydı. Daha atik ve daha kurnaz belkide. İlk defa ruh emicilere teşekkür ediyordu. Yüzündeki bu hissizlik herkese karşı çok işe yarayacaktı Londra’da. Ahh Londra… Oraya yerleşmeyi planlıyordu; onu Atina’ya bağlayan hiçbir şey yoktu zaten. Şu Hogwarts’a bir iş başvuru mektubu yollamıştı; görüşmeye gidecekti. Zaten oranın eski öğrencilerindendi. Hildegard da o okuldaydı ve bu Diônê için kaçırılmayacak bir fırsattı. Sonunda Londra’ya ulaşmıştı. Kasvetli sokaklarında yürüyordu. ‘old gween parkı’ Hildegard ile ilgili hiçbir ayrıntıyı unutmazdı. Onun soğuk yüzüyle karşılaşması çok uzun sürmedi . Tamda tahmin ettiği gibiydi. Çekilemeyecek kadar güzel, asil ve soğuktu. Karşılıklı bakışıyorlardı. İkisinin de dudaklarından tek bir kelime dökülmüyordu. Bu sessizliği bozması gerektiğini düşünerek elini uzattı Diônê. Hiç içinden gelmeyerek konuşuyordu.
‘Diônê Callidora…Siz Hildegard Schwanhild olmalısınız .’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dietricha Schwanhild

GezginGezgin
Dietricha Schwanhild



Mücadele Tarafı : Bilinmemekte.
Rp Sevgilisi : Lorenzo d'Arrìgo
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ceylan

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptySalı Kas. 17, 2009 9:53 pm

''Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.'' Balzac

Yaklaşık bir saat olmuştu; ağaçların arasında, zihnini kuş seslerine, güneşin batışının muazzam görüntüsüne ve hatta beklediği kişinin varlığını algılamaya kapatalı... Dünya kendisinden ibaretti şimdi. Kendi çiçeksi kokusu, kapalı gözlerinin önünde beliren anlamsız şekiller, bomboş zihni, tatlı bir kırmızılıkla boyanmış dudakları, tepeden, zarifçe kuyruk yapılmış fakat şakakları üzerinden biri iki teli soğuktan pembeleşmiş yanaklarına bırakılmış kızıl saçları, orantılı bedeni kadardı. Ne zaman daha fazlası olmuştu ki sanki? Milyarlarca insanın varolmasının Dietricha Schwanhild için ne önemi vardı? Her biri zamanı geldiğinde kullanılabilecek araçlardı. Bu hastalıklı düşünce sisteminde, onun için değerli olan tek şey kendisiydi. Kendi içinde yaşadığı çatışmalardı asıl büyük savaşlar, zekâsına olan sevgisiydi gerçek aşk.
Buraya gelmeden önce, Malcolm onu Old Gween Parkı'nın büyük, kasvetli kapısının önüne bırakmadan önce, kafasındaki onlarca soruyla savaşmaktan yorgun düşmüştü. Tüm gece görüyle kâbus arasında gidip gelen görüntülerle uğraşmıştı. Neden herşey düzgün gidiyorken babası yine bir delilik yapıp tüm planlarını alt üst etmek zorundaydı? Üstelik ölmüşken... Dirisinin verdiği acı, ölüsünün verdiği kaosun yanında ne kadar da azdı. Oysa onun artık nefes almayacak olması, gülemeyecek, ağlayamayacak, etrafına emir yağdıramayacak, o hırıltılı sesile Hildegarde diyemeyecek olması ne büyük bir zevk vermişti Alman cadıya. Her harfini büyük bir istek, aşk ve tutkuyla söylemişti yasak lanetin; ''A-v-a-d-a K-e-d-a-v-ra!'' Her şey çözülecekti onun yokluğunda ve herşey tatmin edici bir netlik kazanacaktı. Oysa, kadın hayatında hiç düşmediği kadar büyük bir yanılgıyla övünüyordu. Bu küçük düşürücü durumu yeni yeni fark ediyordu... Üç ve belki daha fazla kardeş.
''Lanet olasıca kadın düşkünü herif... Budala, deli ve... Ve... Ah! Tanrım, hiç değilse ölüne saygı duymama izin veremez miydin?! Bildiğim bütün kötü sözlerin karşılığı sensin Schwanhild bozuntusu.''
Temiz havayla, yavaş yavaş doldurdu ciğerlerini ve bunun beraber kirpiklerini kırpıştıratak açtı gözlerini. İri, mavi gözleri öfkeyle bakıyordu. Oysa birçok insana huzur verebilecek güzellikte bir manzaraydı bakmakta olduğu. Londra'nın gri havasına turuncular, pembeler sıçramıştı. Koyu mor renginde dağlar, bencillikle kendilerine doğru çekiyorlar, yavaş yavaş arkalarına alıyorlardı güneşi. Bir çift ayağın yapraklar üzerinde kulak tırmalayıcı hışırtılar çıkararak yaklaştığı taraftaysa baygın, mat bir lacivert vardı. Önce gelen kadına bakmadıysa da etkileyici güzelliği ve gözlerinin, can alıcı mavisindeki olmayan anlamlar dikkatini çekmişti Dietricha'nın. Ona doğru yaklaşmakta olan kadın, Alman cadının şimdiye kadar gördüğü kadınların en... Güzel olanlarındandı. Bunu kabul etmek her ne kadar sindirilmesi zor kibirine aykırı da olsa, ilk defa böyle bir gerçeği kabullenmekte zorlanmadı. Kemikli ve iddialı katları olan uzun bir suratı, çikolata kahvesi saçları, biçimsiz fakat ilginç bir biçimde insanın hoşuna giden dudakları, çok, çok güzel gözleri olan kadın gittikçe yaklaşıyordu. Dietricha suratındaki sinirli ifadeyi ustalıkla yok edip, vücudunu kadına doğru çevirdi. Suratına alayla karışık ciddiyetini yansıtan, ona özgü ifadesini yerleştirdi. Bununla beraber dudakları hafifçe kıvrılmış, gözleri parlamaya başlamış, elleri ceplerindeki yerlerini almıştı. Bekledi. Değişen geleceğinin soytarılarından olan kadının birşeyler söylemesini bekledi.
''Diônê Callidora…Siz Hildegard Schwanhild olmalısınız .'' Seni... Seni lanet olacısa adam! Senden nefret de etmiyorum, iğreniyorum! Duyuyor musun? Atıldığın cehennem çukurundan beni duymanı diliyorum. Kahkaha mı atıyorsun? Bu en sevdiğin kızın mıydı? Onu öldürmemi izlerken de orada halime kahkahalar atabilecek misin?
''Aslına bakarsanız Dietricha Schwanhild. Hildegarde ya da Hildegard benim kullanmayı tercih etmediğim, sevgili babanızınsa teleffuzuna bayıldığı bir isimdir. O... Aşağı.. Ondan başka kimsenin de bana böyle hitap etmesine izin vermem.'' Kadının uzattığı elinin parmaklarını tutup bir iki salladıktan sonra bıraktı ve elini tekrar hızla cebine soktu.
''Yolculuğunuz nasıldı?'' Neden kaza geçirip ölmedin sanki?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Empusa Kleobis

GezginGezgin
Empusa Kleobis



Mücadele Tarafı : Leda^
Rp Sevgilisi : Dulkadiroğullarından.
Kan Durumu : Safkan/Yunanlı.
Patronus : Kedi

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptySalı Kas. 17, 2009 11:10 pm

Güzel kadının suratına takındığı alaycı gülümseme onu deli ediyordu. Hildegard’ın dudaklarından birkaç kelime döküldü ‘Aslına bakarsanız Dietricha Schwanhild. Hildegarde ya da Hildegard benim kullanmayı tercih etmediğim, sevgili babanızınsa teleffuzuna bayıldığı bir isimdir. O... Aşağı.. Ondan başka kimsenin de bana böyle hitap etmesine izin vermem.'' Aşağılık mı diyecekti? Herhalde o mükemmel varlık için böyle bir kelimeyi kullanmayı düşünmemişti.Kendisini kandırmasının anlamı yoktu. Hildegard’dan biraz daha nefret edebilirdi ve bu işinede yarardı. Evet, sevgili babasına aşağılık diyecekti. ‘küstah yaratık sen kim oluyorsun da babama…’. Sinir alnını kırıştırdı. Tabi ki bu duygu geçişi birkaç saniye sürdü.
Kadını inceliyordu. Çok güzeldi. Tanrıçalar kadar güzel. Düşmanını ne kadar çirkin hayal etmişti oysaki. Ruhunun iğrençliği neden yüzüne yansımamıştı ki. Gözlerini yüzünde gezdirdi. Alaycı gülümsemesi hala silinmemişti. Londra’nın buz gibi soğuğunu bile hissetmiyordu. Bakışları ona odaklanmıştı. Kızıl saçlarını düzgün biçimde toplamıştı. Ciddi bir hava vermek istediği belliydi. Bu buz gibi bir karşılaşmaydı. Hildegard’ın dudaklarından birkaç kelime daha döküldü
‘Yolculuk nasıldı’ Ah ne hoş biricik kardeşi onunla sohbet etmeye çalışıyordu. Yapabilseydi yüzüne alaycı bir ifade takınıp ‘mükemmel’ demek isterdi. Yapabileceğinin en iyisini yapıp ‘Sıradan… Bunca yıldan sonra birden buraya davet edilmemin sebeplerini merak ediyorum Hildegard. Hoş sen çağırmasanda ziyaretine gelmeyi planlıyordum. Açıkçası davetin beni çok memnun etti. ‘ Samimiyetsizliği sesine yansıyordu. İkiside birbirinden nefret ediyordu ve aslında bunun farkındaydılar. Bu bir kedi fare oyunuydu. Kaçma kovalamaca. Acaba kim pes edecekti. Diône şundan emindi yıllarının intikamını olmadan bu lanet olası güzel yaratığın peşini bırakmayacaktı. Oyun hem heyecanlı hem güzeldi. Tehlikeliye benziyordu. Bomba son tutanın elinde patlayacaktı ve o bombayı son tutan Diônê olmayacaktı.Kadın güzel dudaklarını tekrar araladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dietricha Schwanhild

GezginGezgin
Dietricha Schwanhild



Mücadele Tarafı : Bilinmemekte.
Rp Sevgilisi : Lorenzo d'Arrìgo
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ceylan

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptyÇarş. Kas. 18, 2009 7:39 pm

İnce, zararsız bir yağmur tanesi şakağına düşüverdi. Yavaş yavaş kayarak keşfetti kadının yumuşak yüz hatlarını.. Sivri, belirgin çenesine ulaştığında, kadının vücut ısısı sebebiyle, boynuna inemeden yok oldu. Bu çok... İronikti, alegorikti. Öyle sarsıcıydı ki onun yanında olmak kolayca sönüp giderdi çabalarınız, arzularınız, beklentileriniz. Soğuk, itici bir kadın değildi. Üstelik sizi dinlerdi de, alayın egemen olduğu bir surat ifadesi ve neredeyse iğneli sözcüklerle destek olarak... Garip bir doğası vardı. Dietricha Schwanhild, uçsuz bucaksız bir çöle benzetilebilirdi. Her yeri aynı görünür, ara sıra size gizemli seraplar sunar, gecesi ve gündüzü birbirini tutmaz, kızdığında sizi içine hapsediverirdi. İlerlemek için dirençli, sabırlı ve sakin olmalıydınız. Ve bunları başarabilmeniz inananın, çok zordu.

Aşağılık diyecekti, evet. Babasının başka hiçbir kelimeyle bağdaşamayacağını, saatlerce düşünse de aklına başka birşey gelmeyeceğini çok iyi biliyordu. Mamafih, karşısında duran kumral cadının öyle düşünmediği aşikârdı. Yüzünde hiçbir değişme olmamıştı gerçi, şaşırtıcı bir durgunluk vardı ifadesinde ve rahatsız edici bir boşluk. Ancak gözleri, öfkesinin kıvılcımlarıyla berrak mavisi bulanıklaşmış ve hatta neredeyse grileşmiş gözleri, kızgınlığını ele veriyordu. Sanki kadının, tüm bedeninde hissettiği bu sert duygu yalnızca gözlerinden fışkırıyordu. Ne nefes alış verişinin hızında bir değişim, ne bir kas seğirmesi... Yalnızca nefret ettiği okunan bakışlarıyla süzüyordu Dietricha'yı. Fakat bu haşin bakışlar bile Dietricha'nın duvarlarını yıkacak kadar güçlü değildi.


‘Sıradan… Bunca yıldan sonra birden buraya davet edilmemin sebeplerini merak ediyorum Hildegard. Hoş sen çağırmasan da ziyaretine gelmeyi planlıyordum. Açıkçası davetin beni çok memnun etti.Anlayışında bir problem olduğuna eminim. Hildegard'ı kullanmıyorum aptal! Kadının tek düze sesi hiçbir vurgu, tonlama yapmadan sonlanıvermişti. Dudakları tekrar birbirine kavuştuğunda Dietricha kendine olan hitabından hiçbir rahatsızlık duymamış gibi, ustaca korudu sakin halini. Kuruyan dudaklarını ıslattı ve araladı dudaklarını...

'Bir kez söylediğimde anlayacağınızı ummuştum. Hildegard ismini kullanmıyorum. Kullanma ihtimalimi bir kenara bırakalım, aramızdaki samimiyet eksikliği göz önünde bulundurulduğunda bana benim istediğim şekilde hitap etmeniz gerekir Bayan Callidora.' Duraksadı. Tepkisini ölçmeye ihtiyacı yoktu ancak kendine, zihnine zaman tanımak istemişti. Güneşin yokluğunda karanlığa boğulmuş gökyüzüne baktı. Yıldızlar yoktu, parlaklığa yer yoktu. Herşey sıkıcı bir matlıkta kaybolmuştu... 'Benimle yakın olmak istemeni anlıyorum, bu hissettiğin ve belirttiğin memnuniyetten anlaşılıyor. Bu yüzden sana siz diye hitab etmekten vazgeçiyorum. Ancak, aslına bakarsan konuya bu kadar çabuk girmeyi planlamamıştım ama öyle görünüyor ki tam yeri, sizi buraya çağırmamın sebebi garip kan bağımızı sevgi ve mutlulukla onarmaya çalışmak değil. Zamanla anlayacaksın ki ben zaten öyle bir kadın değilim. Senin burada hangi sebeple bulunduğun hakkında fikirlerin olacağını düşünerek önce senden dinlemek isterdim fakat değerli vaktimi buna harcama niyetinde değilim. Baban olarak kabul ettiğin kişi, kendince ve oldukça aptalca bir planla bazı işleri zora sokmayı denemiş gibi görünüyor. Aslında, bu işi kendi başıma çok daha kolaylıkla halledebilirim. Bu durumda senin de anlayacağını umuyorum ki tek amacım babamın anlık heveslerinin meyvelerine olan merakım.' Hildegard demiştin değil mi? Keyiflenmişti. Soğuk artık ona işlemiyordu. Omuzları dikleşti, kahkaha atmamak için dudaklarını sertçe birbirine kenetledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Empusa Kleobis

GezginGezgin
Empusa Kleobis



Mücadele Tarafı : Leda^
Rp Sevgilisi : Dulkadiroğullarından.
Kan Durumu : Safkan/Yunanlı.
Patronus : Kedi

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptyÇarş. Kas. 18, 2009 8:20 pm

'Bir kez söylediğimde anlayacağınızı ummuştum. Hildegard ismini kullanmıyorum. Kullanma ihtimalimi bir kenara bırakalım, aramızdaki samimiyet eksikliği göz önünde bulundurulduğunda bana benim istediğim şekilde hitap etmeniz gerekir Bayan Callidora.' Bekledi. Nefes alıp tekrar konuşmansa devam etti. Diônê ise kadının sözleri karşısında adeta uyuşmuştu. Güzel dudakları tekrar aralandı Hildegard’ın'Benimle yakın olmak istemeni anlıyorum, bu hissettiğin ve belirttiğin memnuniyetten anlaşılıyor. Bu yüzden sana siz diye hitab etmekten vazgeçiyorum. Ancak, aslına bakarsan konuya bu kadar çabuk girmeyi planlamamıştım ama öyl görünüyor ki tam yeri, sizi buraya çağırmamın sebebi garip kan bağımızı sevgi ve mutlulukla onarmaya çalışmak değil. Zamanla anlayacaksın ki ben zaten öyle bir kadın değilim. Senin burada hangi sebeple bulunduğun hakkında fikirlerin olacağını düşünerek önce senden dinlemek isterdim fakat değerli vaktimi buna harcama niyetinde değilim. Baban olarak kabul ettiğin kişi, kendince ve oldukça aptalca bir planla bazı işleri zora sokmayı denemiş gibi görünüyor. Aslında, bu işi kendi başıma çok daha kolaylıkla halledebilirim. Bu durumda senin de anlayacağını umuyorum ki tek amacım babamın anlık heveslerinin meyvelerine olan merakım.'
Çıldırıyordu. Evet, bu en iyi tanımlama olacaktı. Tanrı aşkına o ucube onu aşağılamış mıydı? Ne sanıyordu bu kadın kendini! Sağ elini yumruk yapmıştı. Suratına geçirmek istiyordu ama bu hiçte akıllıca bir hareket değildi. Kendini tuttu. Ellerini cebine koyarak konuşmaya başladı.
‘Haklısınız Bayan Schwanhild. İsminizle hitap etmem yanlış olmuş olabilir. Ancak mutlaka sizde biliyorsunuzdur ki sevgili babamız sizden hep Hildegard olarak bahsederdi. Yeni tanışmışım gibi hissetmiyorum. Uzun yıllardır sizi tanır gibiyim. Asıl konuya dönersek benimde sizinle çok yakın olma gibi bir isteğim yok. Olamazda zaten. Bu konuda anlaşacağımızı umuyorum. Bu saatten sonra aptalca kardeşlik bağı kovalayacak halim yok. Ziyaret etmek isteme sebebim de babamın ölümünü araştırmaktı. İleride bu konuyla ilgili bana yardımcı olabileceğinizi umuyorum. ‘. İyi bir konuşmaydı. Anlatmak istedikleri tam olarak bunlar olmasa da aptal kızlardan olmadığını belirtmesine yetecek cümlelerdi. Zamanı gelmiş olsaydıLanet olası ucube! O iğrenç kafanı saçma vücudundan ayırmak istiyorum seni pislik! Sen nasıl böyle bir şeyi ima edersin ben Diônê Callidora sana kardeşçe mi davranacağım? aptal! ‘


En son Diônê Callidora tarafından Cuma Ara. 04, 2009 11:51 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dietricha Schwanhild

GezginGezgin
Dietricha Schwanhild



Mücadele Tarafı : Bilinmemekte.
Rp Sevgilisi : Lorenzo d'Arrìgo
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ceylan

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptyPerş. Ara. 03, 2009 9:59 pm

Diônê aldığı sert tepkiden haz etmemiş bir biçimde kendini kurtarmak adına kurduğu cümleleri birbiri ardına sıralayıp zırvalarken Dietricha bundan derin bir haz duyduğunu farketti. Dudaklarını büzdü, güzel, mavi gözlerini yuvarlarında döndürdü ve bakışlarını uzaklarda bir noktaya sabitleyip sıkılmış bir ifade takındı. Neden bilmem, küçüklüğümden beri birinin karşımda çırpınıp durmasından inanılmaz bir mutluluk duyuyorum. Altı yaşların, küçük, tatlı, hanım hanımcık... Hayır, altı yaşlarında, küçük, cadı, inanılmaz zeki ve dehşet verici bir biçimde muzur bir kızken canlı oyuncaklarım vardı; Sonia, Delia ve Nadya. Daha açıklayıcı söylemem gerekirse, evin üç hizmetçisi. Bu üç kadın, kardeşlerdi. Rusya'da yaşarlarken, abilerinin Rus mafyasıyla arasında oluşan bazı küçük problemler büyümeye başlayınca abilerinin katledilmesinden birkaç gün sonra Romanya'ya kaçmışlar. Sigwald Schwanhild, bunu söylemekten utanıyorum ama kendisi babam oluyor, Sacred Wisdom'ın peşinde olduğu bir kitabı satın almak için Braşov'dayken bu kadınlarla tanışmış. Aralarında ne geçti bilemiyorum, merak da etmiyorum. Ancak babam yanında bu üç genç kadınla geldiğinde annemin geçirdiği sinir krizini hatırlayabiliyorum. Yazık, benim gibi bir kadının annesinin kıskançlık duygusunun esiri olabilmesi komik. Herneyse... İşte bu üç kadını çileden çıkardığım anları her hatırladığımda kendimle gurur duyarım. Diôné'un yüzündeki garip ifade bana Delia'yı hatırlatıyor. İçlerinde en güzeliydi Delia; koyu kestane rengi, iri dalgalı saçları sarif omuzlarına düşer, iri çikolata kahvesi gözleri uzun kirpikleriyle çekicilik kazanır, kalın fakat pek biçimli dudakları zarifçe bir gülümseme sunardı. İnanılmaz sabırlı, şevkatli ve güleç bir kadındı. Onu en çok odamdaki şömineyi yakması için kullanıyordum. Bir keresinde odamın daha sıcak olmasını istedim ve elini yaktı. O günden sonra sol elini kullanamadı ve belki garip gelecek ama bundan hiç suçluluk duymadım. Diônê için de böyle bir durum söz konusu... Bu sakin, soğuk tavrının ardındaki gerçekleri ondan çok daha iyi biliyorum. Onun henüz yanıtlayamadığı tüm soruların cevapları bende. Ve bu yüzden, sırf bu cevapları çok istediği için benim kölem olmaya mahkûm. Ve o sırada, ben onu aleve her yaklaştırdığımda, mutlaka bir yeri yanacak.

Rüzgarın suratına yapıştırdığı saçlarını toparlayarak kulağının arkasına yerleştirdi. Yağmur giderek hızlanıyordu. Hafifçe nemlenmiş saçlarının dalgaları daha belirgindi, gözleri parlak bir maviye ev sahipliği yapıyordu. Burnu ve allıksız elmacık kemikleri pembeleşmiş, dudakları hafifçe morarmıştı. Gözlerini gökyüzüne çevirdi. Gecenin katran karası tüm asaletiyle tepelerine çökmüş, gri bulutlarını salıp yıldızları ve hilali yok etmişti. Yine de Dietricha'nın aksi tavrını, kadınla aralarındaki husumeti ve dile dökülmemiş ancak ifadelerinden kolayca anlaşılan edepsiz lafları örtmeye yetmiyordu işte.

'Eğer beni O'ndan dinlediyseniz hiç tanımamışsınız demektir. Düşüncelerinizin bile beni Hildegard olarak tanımladığını görebiliyorum. Bunu değiştirmek için önümüzde uzun bir süre var ancak ben o kadar sabırlı bir kadın değilim. Kendinizi Dietricha'ya alıştırmanız iyi olur.' Yutkundu. Bakışlarının kadınınkilerle birleştirirken söze tekrar başladı. 'Ben bile O'nun hakkında herşeyi bilirken, senin sevgili baban hakkında bu denli cahil olman gülünç. O aşağılık hakkında ne bilmek istiyorsun?' Cümlesini tamamladı ve iki kadının arasında soğuk bir savaş başladı.


En son Dietricha Schwanhild tarafından C.tesi Ara. 12, 2009 7:08 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Empusa Kleobis

GezginGezgin
Empusa Kleobis



Mücadele Tarafı : Leda^
Rp Sevgilisi : Dulkadiroğullarından.
Kan Durumu : Safkan/Yunanlı.
Patronus : Kedi

Kardeş, kardeştir. Empty
MesajKonu: Geri: Kardeş, kardeştir.   Kardeş, kardeştir. EmptyCuma Ara. 04, 2009 7:36 pm

Yüzünde yine bir umut filizlendi. Hildegard belki bunu onu alt etmek için söylemişti ama güzel kadın bu kışkırtıcı hareketlerinin Diônê’in ne kadar işine yaradığını fark etmiyordu. Evet, sinirlendikçe yüzünde duygu geçişleri oluyordu. Alnı kırışıyor kaşları çatılıyor gözleri büyüyordu. Bu saniyelere tekabül etse de sık olan bir şey değildi. O anlarda çok daha heyecanlanır ve duygularını en üst noktalarda yaşardı. Duygularını az da olsa gösterebildiğini düşünüyor, küçük umutlar ediniyordu bazen. Birkaç dakika için düzelebileceğini yine eskisi gibi olabileceğini düşünüp mutlu oluyordu. Sonra yine aynı dünyaya dönüyor kendiyle yüzleşiyordu. Alnında oluşan kırışıklık, çatılan kaşları o aynayı çantasından çıkarana kadar kaybolup gidiyordu çünkü. Asla kendini eskisi gibi göremeyecekti. Gerçekler ıslak yüzüne çarpan rüzgâr gibiydi. Güzel çehresinde çatlaklar oluşturuyor onu içten içe git gide yıpratıyor kendinden uzaklaştırıyordu. Aynaya bakmak istemeyişi, sevmeyişi de bu yüzdendi zaten. Yüzündeki gizli çatlakları görmek onu kendiyle başbaşa bırakıyordu. Onu yakan bu azap doruğa ulaşıyor, benliğine lanetler okuyordu böyle zamanlarda.

Yine düşünüceler… düşünceler… düşünceler… Onu bulunduğu yere yabancılaştırmıştı. Hemen odaklanmaya çalıştı. Evet, ne diyordu şu aşağılık kadın. Kendisiyle babasını karıştırmıştı sanırım. Babasının onu uyarışını hatırladı.
‘Hildegard tehlikelidir Diônê…’ “Ahh hadi baba bu kadın mı? Tanrı aşkına bu gerçekten akıl kârı değil! Çocuk gibi bir cümle kuruyor ve arkasından içten içe sevinç çığlıkları atıyor. Evet evet yaptım başardım ne cevap vereceksin merak ediyorum der gibi. Tanrı aşkına söz düellosu mu yapıyoruz. Bu gerçekten acınası…“ Tabii ki bunları ona şimdi söylemeyecekti her şeyin bir zamanı vardı. Galip olduğunu sanmalıydı ve Diônê’i hafife almalıydı. Bu işleri çok kolaylaştıracaktı. Şimdilik oyunu onun istediği gibi devam ettirdi. Çocukça söyleşerek.Uyguladığı yöntem işe yarıyordu. Hildegard onu gerçekten hafife almıştı. Bakışıyorlardı. Ilık bir nefes aldı ve güzel dudaklarını araladı. Sözcüklerin yalınlığı sesinin güzelliğinde kayboluyordu.

‘ Duygularınız karşılıklıymış demek ki. Babamda sizden hep bir mide bulantısıyla bahsederdi. O sizin hakkınızda böyle konuşurken onu susturmuştum. Sonuçta kızı, siz her ne kadar… Neyse babamın görüşlerini önemserim. Bu yüzden sizi onun gözünden tanımak bana rahatsızlık vermiyor. Tanımadığımı söyleseniz de onun hakkında sizden çok şey biliyor olabilirim Hilde... ıı ım. Dietricha. Babamla birlikte çok vakit geçirirdik ve o her şeyini bana anlatırdı… Onunla ilgili bilmediğim ve bilmek istediğim tek şey, ne kadar bana acı verse de, ölümü… Bu konuda bana yardım edebilecek tek kişisiniz.’
Bu işi kendide görebilirdi. Onunla görüşmesine sebep olabilecek her fırsatı değerlendirmek istiyordu. Bu her ne kadar tiksinç olsa da... Kadının hınzır gülümsemesi hala yüzünde asılıydı. Zafer kazandığını sanıyordu, bu her ikisi içinde yeni bir başlangıçtı. Belki de bir sonun başlangıcı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Kardeş, kardeştir.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-