AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Arayış: Başlangıç

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Carmelita D'alora

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Carmelita D'alora



Mücadele Tarafı : Redimus.
Kan Durumu : Melez.
Patronus : Su Samuru.

Arayış: Başlangıç - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Arayış: Başlangıç   Arayış: Başlangıç - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ağus. 19, 2009 1:18 am

Albert sonunda kendine gelebilmişti. Onu yerde kanlar içerisinde görmek korkunçtu ama şimdi çok iyi gözüküyordu. Carmelita, Albert'in ayağa kalkmasına yardım ederken teninin ilk defa bu kadar soğuk olduğunu fark etti ama ne gariptir ki bu soğukluk yakıcı bir etki bırakıyordu. Tenine değen her hücresi ayrı ayrı kavruluyordu sanki.
“Ç-çok t-teşekkür ederim, Carmelita.”
Carmy kafasını sallamakla yetinmişti. Onun yerinde kim olsa aynı şeyi yapardı. Bundan farklı anlamlar çıkarılması kesinlikle yanlıştı. Onun için döktüğü gözyaşları sadece arkadaşına zarar gelmesiyle çektiği acının etkisiydi. Başka hiçbir şeyi yerine koyamıyordu. Koysa da yakıştıramıyor, zihninden silip atmaya çalışıyordu. Albert başkasını seviyordu. Bunu onun ağzından duymuştu. O kişi kesinlikle kendisi değildi. Artık bunu anlamalı ve olmayacak hayallere bağlanmayı bırakmalıydı. Ne kadar acı olduğunu bilse de ondan vazgeçmeliydi. Zorundaydı. Zorla onu kendine âşık edemezdi ya? Onu unutmanın tek yolu ise araya mesafe koymak ve gerisini zamanın şefkatli kollarına bırakmaktı. Saçma sapan yakınlıklar göstermeyecekti bundan sonra. Ondan uzak durması fayda eder miydi bilemiyordu ama en azından etkili olurdu. Başka türlü onu kesinlikle unutamazdı.

“Umarım, o çocuk Yasak Orman’dadır. Onunla görülecek bir hesabım var.” Daldığı düşüncelerden Albert'ın sinirle mırıldanması sayesinde çıkabilmişti. Havada süzülen kâğıdı eline aldı.
"Haydi, git ormanın derinliklerine, aradığın eşya orada bir yerlerde!” Saçmalık! Tam anlamıyla saçmalık! Yasak Orman'a gitmeyecekti. Oraya gitmesi demek bir oyuna daha kanması demekti. Bu zevki o aptal çocuğa tekrar yaşatmayacaktı. Buradan sonra gideceği yer belliydi. Onu bekleyen sıcacık yatağı. Peki ya gidebilir miydi? Günlüğünü hala bulamamıştı ve nasıl bulacağını da bilmiyordu. O Slytherin'lı kaybettiğimiz eşyaları biliyordu ve söylediğine göre yerlerini de. Onun bu saçma oyunlarına devam etmekten başka şansı yok gibiydi. Ya bu eziyete katlanıp günlüğünü alabilecekti ya da günlüğünün yokluğuna alışması gerekecekti.
"Bu sefer eşyalarımızı alamazsak gerçekten sinirleneceğim. Nasıl bir oyundur bu böyle!?"
Günlüğünü bu sefer alamazsa kendine hâkim olabilir miydi? Hayır, ama ne yapabilirdi ki? Yine birkaç büyü savurur o da ödlek gibi kaçardı. Bu işin nereye varacağını çok merak ediyordu.

Kendine verdiği sözleri bu kadar çabuk terk edeceği aklına gelmezdi. Albert, ondan destek alabilmek için kolunu omzuna atmıştı. Ona bu kadar yakın olması iyi değildi. Hem de hiç iyi değildi. Tenleri birbirlerine değerken işler hiç kolay olmuyordu. Sadece arkadaşça bir yakınlaşma.
Neden her zaman her hareketini başka şeylere yoruyordu bilemiyordu. Albert yaralanmıştı ve toparlanması elbet zor olacaktı. Ondan yardım alarak yürüyorsa bunda farklı ne olabilirdi? Hiçbir şey. Kolunu Albert’in beline doladı ve diğer eliyle de omzundaki elini kavradı. Amacı arkadaşına elinden geldiğince yardım edebilmekti. O an aklından geçen farklı arzularını savuşturdu ve Albert ile Yasak Orman’a ilerlemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/carmelita-d-alor
Tristan der Ivanëxt

VII. SınıfVII. Sınıf
Tristan der Ivanëxt



Mücadele Tarafı : SD.
Rp Sevgilisi : Olivia
Kan Durumu : Melez.
Patronus : Dağ Aslanı

Arayış: Başlangıç - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Arayış: Başlangıç   Arayış: Başlangıç - Sayfa 2 EmptyPaz Ağus. 30, 2009 2:20 am


Oyun sahnesi hazırlanmış ve bütün oyuncular yerlerini almıştı. Oyuncular ilk hamlelerini yapmışlar ve ilk hücumlarından etkilenenler olmuştu. Albert’in yaralanması buna en iyi örnekti. Carmelita’nın sergilediği davranış, Albert’i ne kadar çok sevdiği göstergesidir. Bu ikili duygularını birbirlerine söyleyemedikleri için bu oyuna katılmak zorunda kaldılar. Bu oyun onlar için en iyisi olacaktı. Oyunun piyonları tüm benlikleriyle kendilerini ortaya koyuyordu. Taşları hareket ettiren Tristan ikinci aşama için çalışmalara başlamıştı.

Yüreklerine ekilen aşk tohumları ilk köklerini salmaya başlamıştı. Kökler yüreklerinin en derin yerlerine doğru ilerliyordu. Orada sımsıkı tutunarak bütün güçlüklere göğüs gereceklerdi. Yeni aşkın ilk gücüde etkisini göstermişti. Bu tohumlar gelişecek ve daha da güçlü bir hâl içinde olacaklardı. Aşkın gücü, her şeyin üstesinden gelmek için savunmalarını hazırlıyordu. Yüreklerinin içinde yetişen tohumları sevgi ve yüreklerindeki ateş sayesinde beslenerek birer filiz haline alacaklardı.

Aşk… Aşk dünyadaki en güzel şeydir. İki insanın birbirlerine duydukları sevgi sayesinde bağlanarak hayatlarını beraber geçirmesini sağlıyordu. Bu aşkın meyveleri de zaman geçtikçe olgunlaşarak, kendi aşklarını bulmak için açık denizlere yelken açıyorlardı. Bir insana göre aşk, sevdiğin yanında olsa bile ona özlem duymak ve her zaman yanında olmasını istemektir. Onsuz hiçbir hayat düşünülemez ve her şeyi birlikte yapma çabası içinde olunur.

İnsanların içinde sevgi olmadığını bir düşünün neler geliyor aklınıza? Hayat anlamsız gelmeye başlar ve herkes kendi çıkarı için çalışma yapar, kimse bir diğerini görmez ve onu geçmek için kalbinde oluşturduğu hırs onu başka biri yapar. Kalp sadece kan pompalamaktan başka bir işe yaramaz; işte böyle olanlara taş kalbi diyoruz. Ama taş kalpli olanlarında hassas bir noktası olur. Bu nokta sevgi ve vicdan sayesinde ortaya çıkar. İşte bunlar olmasa yalnızlık, karamsarlık ve hayattan zevk almayan robot kişilikler ortaya çıkar. Onların kalbine sevgiyi ve vicdanı aşıladıktan sonra her şey değişir. Bu aşıyı yapanlar yine insanlardır. Eğer sizde taş kalpli bir robot olmak istemiyorsanız sevgiyi başkalarına aşılayarak hayatı anlamlı ve neşeli bir hale getiriniz.

Görüyorsunuz sevgi oldukça hayattan zevk almalar başlar ve hayat bahçemiz yeşilliklerle kaplanarak herkesin rahatlayabileceği ve yaşamındaki gayeleri belirler. Hogwarts’taki bu ikiliye içlerindeki aşkı daha da çoğaltmak için sevgi aşılayalım. Onlar ilk görevlerini yerine getirdiler, şimdi sıra ikinci görevde bakalım onları neler bekleyecek?

Diğer Bölüm için tıklayınız;


Çaresizlik
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Arayış: Başlangıç

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-