AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Marquis Aarwyn

GezginGezgin
Marquis Aarwyn



Mücadele Tarafı : Çıkarları ve egolarının tarafında.
Rp Sevgilisi : Irene'den sonra sevebildiği tek kişi, Claudia.
Kan Durumu : Safkan.

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptySalı Ağus. 11, 2009 10:34 pm

Zaman. Gece, saat 23 civarı.
Oyuncular. Svenja Dimetrus, Marque Aleron Leroux.

Başı dönüyordu. Görüntü yine kararıyordu. Bulutlar kaplamıştı adeta gözünü. Hiçbir şey göremez olmuştu. Gözlerinin sulanması da cabası. Bedeninin artık işleyemediğini hissediyordu. Elleri, ayakları, hatta düşünceleri... Sanki ölmüştü. Tatlı bir ölümdü bu, acı yoktu. Yine de kendi kendine kuruntu yaptığı kanaatindeydi. Bir şey yoktu, bahane arıyordu. Peki ne için? Parti onu çok mu yormuştu yoksa? Hayır, bu sıradan bir Hufflepuff partisiydi. Dört senedir hiç böyle olmamıştı, yaşamı boyunca hiç böyle olmamıştı. Viski mi öyle yapmıştı onu? Hayır, viski onu çarpmazdı. Derin derin nefes alıp, verdi. Sanki akciğerleri de işlemiyordu. Nefessiz kalmıştı. Her şey kötüye gidiyordu, her şey... Sonja ile konuşmalıydı, becerebilirse tabii. Duvarlara tutunarak, bilinçsizce adımlar attı. Ayağındaki topuklu ayakkabılarla yürümek zordu yeterince, eteği açılmasın diye uğraşlarının zorluğu anlatılamazdı. Zor gören gözlerini açıp kapasa da bir işe yaramadı. Parti için asılan afişlerdeki yazılar... Sanki siliniyordu. Rengârenk ışıklar... Gidiyordu, durun bir saniye kör mü oluyordu yoksa! Ah, Sonja neredesin? Dengesizleşen adımları, herkes tarafından farkedilmiş olmalıydı. Duvara yaslandı, elini üzerinde viskilerin olduğu masaya koydu. Destek almaya çalıştı, beceremedi tabii. Yere düşmek üzereydi. Tam o sırada bir mucize oldu! Sonja, Svenja'yı kaldırıp, konuştu. Belki de Svenja, Sonja'nın konuştuğuna hiç bu kadar sevinmemişti.

“-İyi görünmüyorsun!”
“-Benim biraz dinlenmeye ihtiyacım var.”
“-Ama eğleniyorduk!”
“-Özür dilerim, beni takmayın siz, eğlenmeye devam edin. Belki gelirim, söz vermiyorum.”
“-Geç oldu, dikkatli ol her neyse gidiyorsan.”
“-Merak etme Sonja.”
“-...”


Sonja'dan da destek alarak, dışarı çıktı. Gözlerinin düzelmesini umuyordu, ummaktan başka bir çaresi yoktu hoş. Sonja'nın içeri girmesini fısıldadı. Gidip gitmediğini bilmiyordu, ama ayak sesleri duymuştu. Sonra da o kahrolası sessizliği... Canı acıyordu sanki, yine de Sonja'nın gitmesini o istemişti. Belki de bu bir işaretti, saçmaladığını farketmesi uzun sürmedi. Zaten başka bir duyusu çalışmıyordu. Duyduğu tek bir ses vardı. Gölün sesi... Bu saatte dışarıda kimse olamazdı, o yüzden birine çarpma olasılığı yoktu. Elleri önündeydi, kolluyordu etrafını. Bir şeye çarptı. Banka çarptığını umdu. Elleriyle şekli inceledi. En başta aşağı, sonra düz... Evet, bu banktı. Kollayarak, oturdu. Ayakkabılarını çıkardı ve ileri attı. Göle düşmüş, düşmemiş umrunda bile değildi. Her şeyden uzaklaşmak istiyordu. Birden acı kesildi. Sanki bütün gürültü kulaklarına doldu. Gözleri açılıyordu, mutlu oldu. Ayakkabıları göldeydi, git gide ilerliyordu. Çıplak ayaklı Hogwarts kızı! Müthiş! Banka uzandı. Eteğini biraz düzeltti ve derin bir nefes aldı. Göle daldı. Hiçbir beklentisi yoktu, sessiz bir gece istiyordu sadece. Elbette, profesörlere ya da müdüre de yakalanmamak...

P.S. Sonja NPC'dir. Svenja'nın iyi bir arkadaşı.


En son Svenja Dimetrus tarafından Çarş. Ağus. 12, 2009 12:30 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptySalı Ağus. 11, 2009 11:41 pm



Gece gezmeleri son zamanlarda giderek artmıştı. Neydi onu hep tetikte, ayakta tutan diye söylenmeye gerek yoktu ya da söylenmeye gerek duymamaya yeni başlamıştı. Birinci kattan Büyük Salon’a inen merdivenlerin en sonuna oturmuş, merdivenleri ve iki büyük kapıyı aydınlatan şamdanların ışıklarına kendini kaptırmıştı. Arada pencerelerin boşluklarından sızan hava şamdanların Alevlerini titretiyor, ritme uymayan danslar eşliğinde yere nesnelerin gölgesini vurduruyordu. Derin bir nefesle aklının oyunu olarak kabul ettiği görüntüye yenik düşmemeye çalıştı. Karşı merdivenden inen narin siluet beynine nüfuz eden hayalden başka ne olabilirdi? Nefesini tuttuğunu neden sonra kızın bahçeye açılan kapıdan çıktığında fark etti. Bıraktığı soluğu hızlıca yeninden aldığında ayağa kalkmıştı. Svenja’nın peşinden gitmek dilediği en son şeymiş gibi yavaşça kapıdan geçti ve kızın devasa merdivenlerden inişini seyretti. Tüm bunların aklının oyunu olmadığını biraz önce geçtiği yerde bıraktığı uyarıcı hoş kokusundan anlamıştı. Nerede olsa tanıyacağı koku belki de hafızasının derinliklerine kilitlenmiş, ince bir anıyla tekrar gün yüzüne çıkar olmuştu. Kızın göle doğru ilerlediği aşikar olan ilerleyişini takip ederek merdivenlerden sessizce indi. Keşfedilmek, yakalanmak o an için fazlasıyla anlamsızdı. Temkinli davranmayı her zaman iyi bilen Marque için bu gece oldukça farklı başlamıştı. Unuttuğu soluklarını hızla vererek Svenja ile mesafeyi kapamaya çalıştı. Adımları o kadar hızla ilerliyordu ki, arada birbirine çarpan bacakları dengesini bozuyordu. Ne zaman yürümeyi unutmuştu? Önünde dalgalanan cübbeyi takip etmek ay ışığı altında kolaydı. Kızın bankın yanındaki hareketleri Marque’yi duraksattı. Az kalmış mesafede kızı uzaktan seyrediyordu. Bankı keşfe çıkmış gibi uzatılan el ve sendeleyerek bıraktığı bedeni Marque’nin aklına yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu çağrıştırdı. Biraz sonra göle kavuşan ayakkabı olduğunu düşündüğü şeylerin sesleri kulaklarına çalınmıştı bile. Ne kadar zaman sonra kızın banka uzandığını kavradı ve adımlarına oldukça sessiz bir şekilde devam etmeye başladı. Her adımda çimlere dokunan ayaklarını fazla hışırtı çıkarmasında diye oldukça yavaş atıyordu. Sonunda Svenja’nın uzandığı banka kolları koyarak kızın yüzüne doğru eğildi. “ Bende gölü kirletmeyi başaran ayakkabılar kime ait diyordum. Aslına bakarsan cevap oldukça açıkmış!” Alaycı çıkan sesinde saklamak istediği başka şeyler vardı. Esintiyle ona ulaşan Svenja’nın kokusu yine asabiyetle ve alayla karışık kıza çıkışmasına neden olmuştu. Böyle yaparak neleri kaybettiğinin farkındaydı. Neden yaptığını kendine itiraf etmeyi başarmıştı ama Svenja’ya yapılacak itiraf daha olgunlaşmamıştı. Kızın kumral saçlarında gözler dolaştı ve ölçmeyi başaramadığı tepkisini bekledi. Son zamanlarda fazla üzerine gittiğini biliyordu, durmadan kavga etmeye başlamışlardı. Geçtikleri yıl sohbet etmenin eğlencesinin yerine bu sene iğneleyici laflar almıştı. Tüm bunları unutmayı, unutmasını dilerdi. Derin bir nefes aldı ve tek kaşı havada kızın üzerinde gezinen bakışları gözlerinde son buldu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
Marquis Aarwyn

GezginGezgin
Marquis Aarwyn



Mücadele Tarafı : Çıkarları ve egolarının tarafında.
Rp Sevgilisi : Irene'den sonra sevebildiği tek kişi, Claudia.
Kan Durumu : Safkan.

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptyÇarş. Ağus. 12, 2009 12:22 am

“-Ben de gölü kirletmeyi başaran ayakkabılar kime ait diyordum. Aslına bakarsan, cevap oldukça açıkmış!”

Bu duyduğu ses... Gölden daha berraktı belki de. Yüzünde hissettiği nefes... Evet, bu Aleron'du. Hep iyi anlaşmışlardı, son dönemde ise sürekli atışmışlardı. Ergenlik? Belki, ama bu çok acı veriyordu. Sıradan bir arkadaşla küsmekten daha acı. Sonja ile küsmek gibiydi Svenja için. İçi acısa da gururundan taviz vermezdi. Svenja ve inatçı kuralları. Gurur, onun için her şeyden önemliydi. Özür de beklemiyordu, ama bu kadar küstahlık fazla lûzumsuzdu. Yüzünü kaldırdığı anda kırmızı rujlu dudağı, Aleron'un yanağına temas etti. Yanağına değdiği için şükrediyordu şu anda. Yüzünün kızardığını farketti, Aleron'un farketmemesini umdu. Uzandığı banktan doğruldu. Yalnızlık... Hayal olmuştu, hem de hayal de değil bildiğin kâbus! Onun oturmasını isteyip, istemediğini bilmiyordu. Sadece kenara kaydı, nazik miydi? Evet, Aleron'a kıyasla özellikle. Aleron kendi yanağını silebilirdi, silmeye tenezzül etmedi. Dalga konusu olacaktı bu, konunun üzerinde durmamalıydı. Laf sokucu, alçak bir seviyeye düşmeden, mantıklı ve Svenja Dimetrus'a yakışır bir cümle olmalıydı. Aklına gelen cümleyi irdelemeden dışarı vurdu;

“-Sana da merhaba Aleron, uyuman gerekmiyor mu senin bakalım?”

Pişkin pişkin gülümserken, kumral saçlarını geriye attı. Havada Svenja'nın kokusu vardı. O hafif ve taze parfümümün kokusu... Elbisesinin, etek kısmının yırtıldığını farketti. Ah, bir bu eksikti! Aleron'un görmemesi için dua etmekten başka çaresi yoktu. Hoş, göreceğini biliyordu çünkü hep dikkâtli biri olmuştu Aleron. Yine de bir umut, belki de söylemek veya dalga geçmenin terbiye sınırını aştığını anlardı. Sonuçta Svenja'nın arkadaşıydı, terbiyesizliği sevmediğini bilirdi. Eskiden olsa gülüp geçerlerdi, zaman Aleron'u değiştirmiş miydi? Konuyu değiştirmek amacıyla fısıldadı, cümlesini bitirdiğinde şarkı mırıldanmaya başlamıştı bile.

“-Ayakkabılarım, güzeller değil mi? Beğeneceğini biliyordum.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptyÇarş. Ağus. 12, 2009 12:57 am



Kızın doğrulurken yanağına değen dudakları kolunun bankın kenarından boşluğa kaymasına neden oldu. Saniyenin daha da kısalık zaman diliminden vücudunun kontrolünü tüketmişti. Dengesini yeniden sağladığında kızın hülyalı sesi kulaklarına çalındı. Kırmızı rujun yanağına çıkardığı izi tek sebepten ötürü silme gereksinimi duymuştu. Yatakhaneye böyle dönmesi aptallık olurdu. Yarattığı etkinin de yok olması umuduyla yavaşça yanağına dokundu. Bakın köşesine oturuşunu sükunetle seyretti. Beklediği gibi cevap alması doğal gelmedi. ‘ Niye biraz daha asabi konuşmuyor ki!’ Ne işe yarayacağını bilemiyordu? Asabi konuşsa onu düşüncelerinden atacağını mı sanıyordu? Cevabı kurcalamayı niyetlenmeden banktan kolları çekti ve kızın yanına oturdu. Bakışları kızın her yerini kavradığında eteğinde takılı kaldı. Yırtık parça dizleri üzerinden aşağı doğru sarkmıştı. Sakin olmayı denediği bir tonda kızın gözlerine bakarak ilk cümlesine takılmadan konuştu. “ Ben senin elbiseni daha çok beğendim. Hele de şu kısmı orijinal bir hava yaratmış, etkileyici!” Elini uzattı, yırtık parçayı dizlerine dokunmamaya gayret ederek havaya kaldırdı. Onaylıyormuş gibi salladığı başını kızın gözlerine tekrar çevirdiğinde gülüyordu. Hufflepuffluların kendi içinde düzenlediği partiden haberi vardı. Svenja’nın giydiği elbisenin de partinin bu gece yapıldığının göstergesiydi. Parçadan elini çekti ve iki kolunu da dirseklerinden kırarak bankın sırtlığına geriye doğru koydu. Gökyüzü ile gölün birleştiği uzak noktaya baktı. Çok kısa yerde birleşen nokta üzerinde ormanlık alan ve karşı kıyı taradı. Bunu yapmasının nedeni Svenja’nın aklını karıştıran kokusuna biraz olsun alışmayı sağlamaktı. Kokusu beynine hakimken daha da beter cümleler kuruyordu. Nasılsa kısa zamanda koku siniri faaliyet göstermeyi bırakacaktı. Nedense ufak bir rüzgarda unutmaya yüz tuttuğu sırada yine kendini hatırlatıyordu. Kızın ona ulaşan soluk alma sesleri yeterince heyecanlandırmıyormuş gibi… “ Seni gecenin bu saatinde buraya atan ne? Parti olduğunu sanıyordum. Sen dansı sevmez miydin? ” Bakışlarını ona doğru çevirmek için göle doğru dönmüş yüzünü kıza çevirdi. Mavi gözleri ile buluşmak aynı etkiyi yaratmış. Günlerdir katmer katmer artan etkiyi... Parlaklığa bakmak bir an olsun nefesini tutmasına neden oldu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
Marquis Aarwyn

GezginGezgin
Marquis Aarwyn



Mücadele Tarafı : Çıkarları ve egolarının tarafında.
Rp Sevgilisi : Irene'den sonra sevebildiği tek kişi, Claudia.
Kan Durumu : Safkan.

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptyÇarş. Ağus. 12, 2009 1:36 am

Aleron'un yanağını silişini ve kontrol edişini, sessizce izliyordu. Evet, Aleron'u izliyordu. Eskiden ona ne kadar değer verdiğini düşündü bir an. Aklına takıldı bu. Geçmişin bir önemi yok, geleceğe bakalım diye düşündü. Yine de ondan vazgeçmek istemiyordu. Onu güldürebilen nadir kişilerden biriydi. Gerçekler acıydı, gerçeği istemese de böyleydi. Şimdi birlikte ağlayıp, gülebileceği bir Aleron yoktu. Fazla acı geldi ona. Gözlerinden yaş geldiğini farketti, farkettirmemeye çalışarak sildi. Gözünden kaçmayacağını biliyordu. Bu aralar fazla şey umuyordu. Yanına oturmuş çocuğu, bir videoymuş gibi izliyordu. Rahatsız edici veya etmeyici, umrunda bile değildi! Aleron da onu izliyordu. Svenja'nın rencide edecek gücü kalmamıştı ki, ona bir şey diyemezdi. Bir şey varmış gibi... Aleron'un konuştuğunu farkedince, kafasını sağa sola sallayıp silkelendi.

“-Ben senin elbiseni daha çok beğendim. Hele de şu kısmı orjinal bir hava yaratmış, etkileyici!”

Elbisesinin yırtık parçasını havaya kaldırdı Aleron. Sakince gülümsedi Svenja, olay çıkarmanın anlamı yoktu. Kötü bir niyeti olmadığını biliyordu. Parçayı bıraktığında ise, banka bir nevi yayıldı. Gevşek bir sırıtış ile onu izleyen Svenja ise, nazikçe gülümsedi. Kibar olmak, genlerinde vardı. Ah, Fransızlar! Genzini temizlerken, kıkırdamaya devam ediyordu. Kıkırdayarak, fısıldadı. Duydu mu duymadı mı bilmiyordu.

“-Etkilenmişsin, evet. Belli.”

Svenja, kendi parfümünün kokusunun git gide yayıldığını farketti. Aleron'un ise sanki burnunu tıkar gibi bir havası vardı. Kötü koktuğunu düşündü bir an için. Sonra parfümü koklayınca, tereddütler aklından silindi. Aleron konuşmaya başladı. Merak dolu sesini, sakince dinledi.

“-Seni gecenin bu saatinde buraya atan ne? Parti olduğunu sanıyordum. Sen dansı sevmez miydin?”

Gülümsedi. Artık çok iyi arkadaş olmamalarına rağmen, bir şekilde gülümsetiyordu onu. Ya da gülünecek bir şey yoktu, sadece gülmek istiyordu. Anlatıp, anlatmamakta tereddüt etti. Zaman... İnsanları değiştiriyordu. Aleron'un da değişmesinden korktuğu bir gerçekti. Belki de korkusu gerçekleşmişti. Gözleri yine doldu. Ağla istersen, güçlü ol Sve dedi içinden bir ses. Kendine geldi, burnunu çekti. Tereddütlerini bir kenara attı, o kadar da kötü olamazdı ya Aleron. Yine de bu ihtimâli de göz önünde bulundurarak konuşacaktı. Derin bir nefes aldı ve omuz silkti, kelimelerin ağzından dökülüşünü hissederken.

“-Dans benim hayatım, mecbur kalmadıkça bırakmam, ki bunu çok iyi biliyorsun. Aslına bakarsa, birden ölümü hissettim, hemen dışarı çıkardı Sonja beni. Dalga geçilebilitesi yüksek bir oran, ha? Svenja ölümü hissetmişmiş! Hiç anlatmamam gerekiyordu. Lanet olsun!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptyÇarş. Ağus. 12, 2009 2:04 am



O güzel gözlerin üzerine saydam bir bulut çöreklenmişti. Ağlıyor muydu? Bunu başarmış olamazdı. Onun ne kadar güçlü biri olduğuna defalarca şahit olmuştu. Belki de ekseni etrafında dönmek istemesinin nedeni güçlü karakteriydi. Marque donup kaldığını hissediyordu. Sözlerinin onu incitebileceğini düşünmesine rağmen söylemişti. Onunla ilgili ciddi konulara girmeye korkar gibi kaçıyordu kelimelerden. Neyi saklıyordu? Sakladığı şeyi kelimeler deryasından kaçırsa da gözleri onu ele veriyor muydu? Fark ediyor muydu ona büyük bir aşkla, tutkuyla baktığını? Gözlerini yavaşça kucağına indirdi, dayanamıyordu gölge düşürdüğü gözlere bakmaya. Yumruk yaptığı elini geriye doğru çekti. Isırdığı dudaklarına şiddet uygulamasına neden olan cümleler Svenja’nın çekici dudaklarından dökülüyordu. Ay ışığı altında kalmasına yormuştu solgun yüzünü ve dudaklarında ki kırmızılığın daha da fazla etrafa renk diye yayıldığını düşünmüştü. Ölüm demişti, hem de tiksinti duyarmışçasına… Yutkundu; söylenecek ne varsa uçup gitmişti aklından sadece eylemler kalmıştı ortada. Yavaşça banka daha da yakınına kaydırdı kendini. Kolunu kızın titreyen omzuna koyarak kendine daha da yaklaştırdı. Korkmuştu ama sakin olmaya çalışarak cılız bir sesle konuştu. “ Özür dilerim Sve, fark edemedim. Seni üzmek ister miyim?” İlk defa içinden gelenleri tereddütsüz söylemişti. Yanlış anlaşılmak istemeden söylediği doğru kelimeler! İçten ve duygulu… Kızın çenesine değen başı, yanağında teninde hissettiği yumuşak saçlar, derinden içine işleyen bilindik koku, tüm hayat fonksiyonlarını dondurmuştu. Kolları arasına aldığı, ne kadar zamandan beri almak istediği beden hala titriyordu. Eliyle yavaşça kızın omzunu okşadı. “ Şimdi nasılsın?” Tek yapabildiği sessiz kalmaktı belki yanında cevabı duyduğunda susmaya söz verdi. Yanında öylece oturmaya razıydı. Bir az önce ki haykırışı tekrar benliğinde canlandı. Kendine içten bir lanet savurdu. Yavaşça başını eğerek kızın yüzüne baktı. Yine huzura kavuşmuşçasına gülümsemesine o kadar çok ihtiyacı vardı ki!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
Marquis Aarwyn

GezginGezgin
Marquis Aarwyn



Mücadele Tarafı : Çıkarları ve egolarının tarafında.
Rp Sevgilisi : Irene'den sonra sevebildiği tek kişi, Claudia.
Kan Durumu : Safkan.

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptyÇarş. Ağus. 12, 2009 5:20 am

Kendine, herkese güçlü olduğunu kanıtlamıştı. Şimdi ise ağlıyordu. Tıpkı acizler gibi. Gücüne gitmişti bu. Ağladığı için kendine hesap soracak hâlde olmaması lâzımdı, bunu nasıl becerebiliyor anlamıyordu. Aleron onu ağlatabiliyordu. Saçma ama değerli bir sebepten dolayı. Ona hâlâ değer verdiğini bilmek... İçini acıtıyordu. Göz yaşları, durdurak bilmeden terkediyordu gözlerini. Gözü yine görmüyordu, bu sefer göz yaşlarından dolayıydı. Duyduğu hışırtıdan, Aleron'un yaklaştığını anladı. 'Aciz' bedeni titremeye başladı. Soğuktan olmadığını biliyordu, bir şekilde telaşlanmıştı. Omzunda hissettiği kol, en başta ürpertiye neden olsa da birden sıcacık hissetti. Bu anlatılamayacak bir duyguydu. İki yıl sonra, Aleron'un ona sarılması... Burnunu çekti. Göz yaşlarını hissetmiyordu, sanki donmuşlardı. Duyduğu ses, kaleye hapsolmuş bir prensesin kurtulma anındaki mutluluğu gibi mutlu olmasına yol açtı.

“-Özür dilerim Sve, farkedemedim. Seni üzmek ister miyim?”

Cümlenin anlamı, kelimeler... Bambaşkaydı. Sanki Aleron yoktu karşısında. Veya yeni Aleron yoktu. Sanki iki sene önceki kanka hâlleri gibi olmuşlardı yine. İçini kavrayamadığı bir sevgi kapladı. Göz yaşları akmaya devam ederken, bir cevap vermesi gerektiğini farketti. Fısıldadı;

“-Çok aptalım.”

Kafasını, Aleron'un göğsüne yasladı. Çenesini, nefes alıp verişini hissedebiliyordu. Sarmıştı onu. Sanki bir daha hiç ayrılmayacaklarmışçasına. Bir bütün gibi. Derin derin nefes aldı, daha fazla adrenalini kaldıramayacaktı nârin bedeni. Biraz sakin olmak, iyi gelebilirdi. Aleron'a ne kadar bağlı olduğunu anladı. Küs olsalar bile, ondan vazgeçemeyeceğini... Gülümsemeye çalıştı, beceremedi. Tebessüm etmekten başka seçeneği yoktu. Omzunun, aynı zamanda gururunun okşandığını farketti. Duyduğu o tını... Sakin ve içten mutlu dinledi onu.

“-Şimdi nasılsın?”

Aleron... Kesinlikle aniden değişmiş gibiydi. Çok anlayışlıydı ve kendini şımarık bir kedi gibi hissetmeye başlamıştı artık. Onu her saniye daha da çok mutlu ediyordu. Ondan ayrılmayı istememeye başlamıştı. Etraf flulaşmıştı, Aleron'dan başkasını göremiyordu. O pürüzsüz yüz, görüş alanına girmişti. Bir beklentisi varmış gibi Svenja'ya bakıyordu. Duraksadı Sve ilk önce, biraz da afalladı. Gözlerinde yaşlarla, tatlıca gülümsedi ve ikinci kelimeyi vurgulayarak konuştu.

“-İyiyim, sayende.”

Ellerini Aleron'un yanaklarına götürüp, işaret parmağının dışıyla yanağını okşadı. Yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Kızarmaya başlıyordu. Onu öptüğünde, garip hissetti kendini. Bir an için aklını farklı düşünceler kapladı. Yok, daha neler diye geçiştirdi içinden. Arkadaşını öyle olarak düşünmemişti hiç, düşünememişti. Dudaklarını yanağından çekti. Yine kırmızı ruj olmuştu yanağı. Bu sefer bilinçliydi. İçini bir sevinç kapladı. Gece, güzel gideceğe benziyordu. Yavaşça kulağına doğru doğruldu ve fısıldadı;

“-Seni çok seviyorum Aleron, müthiş bir arkadaşsın.”


En son Svenja Dimetrus tarafından Çarş. Ağus. 12, 2009 11:31 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marius Cioran

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Marius Cioran



Mücadele Tarafı : Yoldaşlık.
Rp Sevgilisi : Brenda,
Kan Durumu : Muggle kökenli!
Patronus : Naja

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? Empty
MesajKonu: Geri: Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?   Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu? EmptyÇarş. Ağus. 12, 2009 10:40 am



Gülümsetmeyi başarmıştı, çok sıcak ve istekli olmasa da başarmıştı işte. Yaşların yok olmasını diliyordu, akıp gitmeden nereye kaybolabilirdi ki, en fazla içine akacaktı o yaşlar ve bunu hiç istemiyordu. Düşüncelerini bölen yanağındaki ısı artışı dikkatini tekrar kızın gözlerine vermesine neden oldu. Onu öpmüştü ve Marque bu anın verdiği etki ile irkilmişti. Hoş bir ürperti damarlarındaki kanı hızlandırdı. Svenja’nın varlığı Marque’ye yeterdi. Çok yakından gelen sözcükler onun boşluğa bakmasına neden oldu, baktığı yeri görmeden. Son cümlesiyle ikiye bölünmüş bir varlığın alevlendiğini hissetti. Belki de alevi körükleyen kelimelerdi. Seviyorum derken yüzüne yayılan gizli gülümseme ve gururlu bakışlar, cümlenin devamı ile silindi. Kendinden utandı, o arkadaşım derken içtendi ya Marque? Onu ne zamandır arkadaşı olarak görmüyordu? Ona başka şekilde tutkuyla bağlanmaya başlamıştı. Başlarda ondan kaçmayı denemişti, sonralarında bu mümkün olmayınca sataşarak ondan uzaklaşmasını sağlamayı düşünmüştü. Şimdi ikisinin de olmadığını daha iyi anlıyordu. Ondan uzaklaşması imkansızdı. Elini kızın omzundan çekti. İki tarafa yönelmiş bacaklarının dizleri üzerine dirseklerini koyarak bedenini eğdi. Ellerini ortada boşlukta kenetleyerek bakışlarını göle çevirdi. Onun kokusu biraz uzaklaşmıştı, hala ona sarılma dürtüsü varken oldukça zordu böyle kalmak. Tehditkar olmakla birlikte sakin bir ses tonu ile yanlış anlayabileceği cümleyi kurdu. “ Bende seni seviyorum, Sve. Ama artık seni arkadaşım olarak görmüyorum, göremiyorum.” Devamı için ne denirdi? Sana aşığım demek oldukça kolay gelebilirdi dışarıdan bakıldığında. Kızın artık onunla arkadaş olmak istemediğini sanacağına emindi. Aksini düşünmeyecekti. Onu arkadaştan öte sevdiği anlamayacaktı. İçinde anlık bir umutla gözlerine baktı. Anlamasını ümit ediyordu. Kızın kurduğu cümle ise duygularını saklamasını öğütlüyordu. O Marque’yi arkadaşı olarak görüyorsa ısrar etmeye gerek yoktu. İçine hızla dolan keder boğazının düğümlenmesine neden oldu. Kızdan hala bir tepki gelmemişti. Nedenini anlamak için başını döndürerek aklını başından alan mavi gözlerle buluşmak istemiyordu. Ellerini bu anı daha da acınası kılmak ister gibi sıkarak canını acıttı. Kurduğu cümleyi geri almayı istedi. Yanlış anlamasındansa doğruları duymak hakkı olmalıydı. O zaman temelli biten bir arkadaşlığı kaldırabilir miydi? Onunla karşı masada buluşan gözlerini küçük düşürücü bir edayla uzaklaştırmasına dayanabilir miydi? Nefesini tuttu, Svenja’nın soluklarını duymak daha iyiydi. Kokusunu içine çekmekten daha iyi; varlığını daha da kesinleştiriyordu. Çünkü kokusu beynine kazınmıştı, yokluğunda da hayalini göstermesine neden olan kokusunu…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/c-i-o-r-a-n-t637
 

Yalnız Kalmayı İstemek Suç Mu?

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-