Geceli bi' şeyli..

Gezgin

Gece kendini tam olarak belli etmişti bile.. Sıkıcı ve soğuk geçiyordu işte. Kıza diğerleri gibi davranmasa da, aldığı tepki belli idi. Diğerleri gibi değilim tripleri.. Çok kız görmüştü böyle, ama bu kadar inatçısını değil. Kesinlikle, bataklığın diğer tarafında ki huysuz bi' prenses gibi idi.. Bu kızı kesinlikle kendine bağlamalıydı. Evet, şıpsevdi bi' yapısı olduğunu biliyordu ama. Bu kız farklıydı. Gerçekten inanmadığı ilk görüşte aşk, kendisini bulmuş muydu? Kendi kendine bi' gülümseme daha yerleştirmişti yüzüne. Bu kızı, ne olursa olsun kendisine aşık etmeliydi. Diğerlerinden farklı olduğunu bildiği ender kızlardan biri daha karşısına çıkmıştı. Yaşadığı sektörde ki kızlar, genellikle k*ltak diye nitelendirilen tiplerdi. Hepsi tek gecenin aşıkları idi. Bi' daha buluşmamacasına. Ama bu karşısında ki kız, diğerlerinden farklıydı. Yani bakışları bile, diğerleri gibi değildi. Aurası, havası, alımı ve diğer herşeyi... Çok farklı bi' kız olduğu her halinden belli idi. Yukarıda ki kuş, sonunda tamamen susmuştu. Esen rüzgâr şiddetini biraz daha azaltmış, hava çok az çok az aydınlanmıştı. İşte yeni bi' gün daha başlıyordu. Sol kulağında ki kulaklığı da çıkarmıştı. Artık, rüzgâr kulaklarına biraz daha işliyor, gönlünde ki tozları da götürüyordu. Yeniden bi' şeyler hissetmenin verdiği güzel tat.. Geçici olup olmadığının, eminsizlik. Gerçekten uzun süre hissettiği farklı duygular onu etkilemişti. Sigarasından çektiği son dumandan sonra kalan küçük parçayı da yere atıp, ayağı ile ezmişti. Günler sonra, sigara bile çok güzel geliyordu. Ama şu an tüm düşüncesi şu kızdaydı. Göz ucu ile bakmaya devam ederken, hala bi' yanıt gelmemişti. Kesinlikle güzel düşünceler içinde değildi, emindi.. Ters bi' cevaba kendini hazırlamış bekliyordu.

Etrafına bakınırken bile, yarını düşünüyordu. Aslında, eve gittiğinde yaklaşık bir kaç hafta uykuya dalacaktı, hiç uyanmadan. Evini özlemişti, büyü dünyasını da öyle.. Bi' kaç haftalık, aralıksız uykudan sonra kesinlikle uzun bi' gezmeye çıkacaktı. Barlar, cafeler, tanıdıklar ve diğer herkes. Düşünceler ile boğuşurken, hiç beklemediği bi' anda, yanında ki prensesten cevap gelmişti sonunda; 'Muhabbet boş, hareketler can sıkıcı. Söylesene, nereye varmayı planlıyoruz? ' Gerçekten işi biliyordu. İkinci kez, ters köşeye yatırılmıştı. Vericeği cevapta ona göre olmalıydı tabi ki.. Gerçekten, sert bi' kıza benziyordu. Ama, Craig'de çok normâl biri değildi değil mi? Cebinden bi' sigara daha çıkardı. Ağzına koyup yaktıktan sonra, çektiği duman.. Bugün cebind eki paketi bitirecekti galiba. Bi' nescafe eksikti. Sigaranın yanında en iyi giden şey.. ' Eğer Los Angeles'in tam göbeğinde olsaydık, yatağa giderdi. Ama, orda değiliz değil mi? Beni diğerleri ile karıştırma. ' Sesi çok ciddi çıkmıştı. Kendinden bile beklemiyordu böyle bi' tepkiyi. Sigarasından aldığı bi' fırt daha. Dumanını havaya üflemişti bu sefer. Kızı devrik gözlerle izlerken, etrafı da incelemeyi unutmuyordu...

Gezgin

' Eğer Los Angeles'in tam göbeğinde olsaydık, yatağa giderdi. Ama, orda değiliz değil mi? Beni diğerleri ile karıştırma. '

Tepkili bir cevaptı.. Şaşırılacak kadar sert ve hiç dolandırılmadan söylenecek kadar net. Victoria, böyle bir cevap duymaktan dolayı oldukça şaşkın bir halde; fakat belli etmemeye kararlıydı. Sözcüklerde bir problem yoktu. Özenle seçilmemiş, dikkatle söylenmemişlerdi. Karşısındakini ikna çabası içeren saçma salak palavralardan da farklıydı. İşte, Victoria buna şaşırmıştı. Bu kadar sert ve dobra bir cevap beklemiyordu, en azından karşısındaki herifin, bunu söyleyebilecek tarzda birisi olmadığını düşünmüştü. İlk izlenimlerde şimdiye kadar yanıldığı olmamıştı. Böyle bir durumla karşılaştığında da, istemsiz bir şekilde şaşkınlık duygusunun onu ele geçirmesinden başka seçeneği olmadığını düşünüyordu. Değişik bir histi. Fakat mimikleri, hala karşısındakini umursamaz bir şekilde, hareketsizdi. Kafasında milyon tane düşünce varken, en azından bunu başarabilecek kadar güçlüydü. Sevinmeli miydi? Alt tarafı, duygularını gizleme yeteneğini kaybetmemişti. Hissetmek, düşünmekten korkmamak ve yaşamak.. Bunları kaybetmenin verdiği acının yanında, kaybetmedikleri çok küçük ve önemsiz şeylerdi. Sadece, insanların oyununa alet olmak için gerekli, birkaç küçük duygu.. Ne kadar önemli olabilirlerdi ki?
Karşısındaki de en az onun kadar düşünceliydi. Muhabbetleri şimdiye kadar saçma olmuş ve Victoria’nın sinirini bozmuş olabilirdi; fakat son söylediği gerçekten de hoşuna gitmişti. İstemsizce güldü ve parkın ilerisindeki ağaçlık araziye doğru bakmaya devam etti.

‘ Bu güzel cevap karşısında verebileceğim zıt bir yanıt yok. Kazandın, tebrik ederim. ‘

Bir sigara daha yakılmıştı işte, Victoria sinirlerini bozmamak için gösterdiği muazzam çabayı bir süreliğine askıya almayı düşünüyordu. Fakat yapmayacaktı. Zaten kafası yeterince doluydu, yanındaki sinir bozucu herifle kavga edecek kadar sapıtmamıştı daha. Eline ne geçerdi ki? Sinir bozucu yanıtlar 2ye katlanırdı daha da. Bunu göze alacak durumda değildi, saçma yanıtın etkisiyle oluşan gülümsemesi yüzünden yavaş yavaş silinirken, güneş neredeyse doğmak üzereydi.. Tepelerindeki kuş sesini kesmiş olabilirdi; fakat yerde yüzükoyun yatmakta olan ayyaşın horlamaları, yerini sabaha bırakmakta olan gecenin sessizliğini bozmaya kararlıydı.

Gezgin

Sakinlik, hayatına işlemişti artık. Çoğu kişiye çalkantılı gelen bu hayat, kendisine çok sakin geliyordu. Çıkardığı işler, içtiği içkiler, seks yaptığı kızlar.. O kadar normâldi ki.. Hayata bakış açısı bile değişmişti şu son günlerde. İnsanlar banâl, hayat sıkıcı, müzik tek gerçekti. Belki de bir kaç haftadır, küçük bi' odaya sıkışmanın verdiği baskı yüzünden böyle olmuştu. Kendi kendini sorgulamanın verdiği keyif, karşıda ki şişkonun horlaması ile kesilmişti sanki. Ümitsizce attığı sert bakış, horlamanın şiddetini arttırmıştı sadece. Alkolikler neden parklarda yatmayı severlerdi? Telefon kulübeleri her zaman daha güzeldi, Craig'e göre. Saçmaladığının farkına vardığında, hava bi' öncekine göre daha da aydınlanmıştı. Yarım saate, güneş doğacak, insanlar yavaş yavaş evlerinden çıkmaya başlayacaktı. Ama şu yanında ki prenses ve kendisi daha yataklarına bile girmemişlerdi. Kızın, gülümsemesi dudaklarından daha gitmemiş, gözlerinden akan sinsilik ise biraz daha artmıştı. Sigaradan rahatsız olduğunu, ilk dumandan sonra farketmişti. İlginç bi' şekilde ikisi de gülümsemişti. Ama Craig, onu hala göz ucu ile takip ediyordu. Farkedildiğini, ilk baştan bile bilse de, nedensizce göz ucu ile takip ediyordu. Kendi kendine yarattığı fantezilerin kurbanı olmak... İlginç bi' şekilde, kendisinin bile hoşuna gidiyordu. Horlayan şu sarhoş, işi iyice abartıp tüm parka konser vermeye başlamıştı. Zaten ses istemediği için buraya gelmişken, şu gerizekalının yaptığı olmuş muydu sanki? Hiç yakıştıramamıştı gerçekten. Stüdyodan çıkmadan önce içtiği son nescafe ki bu saat 02.35'e denk geliyordu. Hala onunla durması, kendisi için büyük bi' sürprizdi.

Hayat durmuştu onun için, göz ucu ile süzdüğü kıza şimdi biraz daha rahat bakabiliyordu. Kız da zaten, Craig'in zafer kazanmış halini kabullenmişti. Kullanıcağı lafları mı planlıyordu? Yoksa gene üste geçiceğine dair bi' kelime mi? Craig, herşeyi olduğu gibi bunu da akışına bırakmıştı artık. Rüzgâr, ağacın dallarını ve yapraklarını sallandırırken insanın içine büyük bi' rahatlık veriyordu gerçekten. Kendisi bile ne olduğunu bilmeden devam ediyodu hayata. Kız uzun uğraşlardan sonra bi' cümle kurmayı başarmıştı sonunda; ' Bu güzel cevap karşısında verebileceğim zıt bir yanıt yok. Kazandın, tebrik ederim. ' Craig, afallamıştı. Belki bile bile, belki istemsizce affallamıştı bi' biçimde kız baktı. Böyle bi' asiden bu kadar olumlu bi' yanıt ha? Beklenmeyecek bi' şeydi.. Craig, kendini toparladıktan sonra tekrar eski haline dönmüştü. Sarhoş yavaş yavaş uyanmak ile uyumak arasında gidiyordu. Park tamamen sessizliğe gömülmüştü. Craig, üstüne düşeni yapıp konuşmalı mıydı? Yoska sadece, susup aydınlığı mı izlemeliydi? Kızın her an kaçıp gidebileceği gerçeğini göz önüne aldığında, konuşması en uygunu idi.. ' Ben Craig. Tanıştığıma memnun oldum ' yanlış anlamaması için içinden gelen tüm duaları ediyordu. Kırolar gibi, direk ismini söylemişti. Saçmalığı bile bile..' Yanlış anlama, amacım sadece tanışmak. ' yüzüne yaydığı şirin gülümseme, kısa bi' süre sonra tekrar eski çöküklüğe dönüşmüştü.. Saatine baktığında, yeni bi' kayıdın daha olacağı aklına gelmişti. Umutsuzcak kalktığı banktan etrafına baktığında, oturmayı özlemişti.. Ama gitmeliydi, bunu biliyordu. Kıza dönüp; ' Özür dilerim gitmeliyim, kendine iyi bak. Beni aramak istersen, kartım bu arka cebinden çıkarttığı kartı, karşısında ki hanıma uzatmıştı. Kısa bi' süre daha yüzünü inceledikten sonra, aydınlığın içinde yavaş yavaş kaybolmaya başladı.