AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 V. Sezon Kapanış Şöleni

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Dietricha Schwanhild

GezginGezgin
Dietricha Schwanhild



Mücadele Tarafı : Bilinmemekte.
Rp Sevgilisi : Lorenzo d'Arrìgo
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Ceylan

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyCuma Tem. 10, 2009 3:31 pm

Ama sonsuzluk zamanın donakalışı değildir.
Hepiniz beni bencil, duygusuz ve hatta kötücül buluyorsunuz. Hepiniz için farklı bir anlamım var. Kim bunu inkâr etmeye kalkarsa kati sûretle yalan söylemiş olur. Bazılarınız için yanına yaklaşılmaması gereken bir tehlikeyim. Bazılarınızsa bu yıkılmaz duruşumdan etkileniyorsunuz. Ancak hepinizin bir ortak noktası var; bana saygı duyuyorsunuz. Yeryüzünün en çekilmez kadını olabilirim. Aslına bakarsanız bu beraberinde her kadından farklı zevklere sahip olmamı getirdi. Aşk dolu sözcüklerin, bir demet çiçeğin bende hiçbir değeri yoktur. Ruhumu okşayan, beni kendimden geçiren şey elde ettiğim somut sonuçlarla sizlerin bana duyduğu saygıdır. Bir vampir, taze, yaşayan bir bedeni nasıl soğuk bir cesede dönüştürüyorsa sonumu biliyor olmak da benim hayatımı renksiz ve tatsız bir hale sokuyor. Eski heyecanlarım, isteklerimden yoksunum artık. Herkesi saran o hatırlanma isteği beni de mi ele geçiyor? Sanmıyorum. Ben daha çok unutulmak istiyorum. Yalnızca yeryüzünden değil içine girdiğim, rahat vermediğim zihinlerden de silinmek. Ve sonra, bir gün, herkesi şaşkına uğratan bir biçimde geri dönmek. Arkamda büyük ve tatsız bir kargaşa kalacak. Doyumsuzluğum, bencilliğim bunu gerektiriyor. Önce unutacaksınız beni fakat bir gün fark edeceksiniz ki aslında hep benimle yaşamışsınız. Ve o gün sonsuzluğun bir parçası olduğum fikri hepinizin beyinlerine yerleşecek.

‘.. Ama yaşamına getirdiği bu hareketliliği destekliyoruz, hem de gönülden.’ Derin bir nefes aldı sarışın cadı. Tutulan boynunun acısını geçirmeyeceğini bildiği halde yavaş yavaş oynattı boynunu. Küçük, zararsız daireler çizdi. Dudağını ıslatırken aldığı kekremsi tat, yüzünde son zamanlarda ortaya çıkmış birkaç kırışıklığı belirginleştirecek bir ifade oluşturdu. Elleri arasında olan gazeteyi hafifçe masasına doğru fırlattı. Son zamanlarda hakkında çıkan tek haberin böylesine olumlu olması pek alışılmadık bir durumdu. Gazeteler geneldi onun gizli çıkarlarını ortaya çıkarmak için hevesli, soruşturan ve okuyucuyu Dietricha hakkında şüpheye düşüren haberler yayınlarlardı. Yine de bu haberde dahi hafif bir alaycılık sezinliyordu. Başını oynatmayı bırakarak hafifçe kalktı sandalyesinden. Uzun adımlarıyla kitaplığına doğru hızla ilerledi. Yavaşça aralanan dudakları arasından tatlı tınısıyla çıkan sesi uzun zamandır odaya hakim olan sessizliği bozguna uğratarak yayıldı.
‘Acaba arkamdan ne yazacaksınız? ‘Dietricha Schwanhild sonunda hak ettiğini buldu.’ ‘Schwanhild’in hazin sonu.’' Dudağının sol yanı hafifçe seğirdi. Parmakları birbiri ardına sıralanmış yüzlerce kitabın temiz ciltleri üzerinde gezindi. Hayatı için vermiş olduğu kararlar, almak zorunda olduğu tedbirler canını sıkıyordu. Gerçekten temkinli olmak yorulmuştu. Giderek yaşlanıyordu ve yaşlanarak ölmek onun isteyeceği en son şeydi. Gözlerindeki parlak mavi endişeli ifadesi yüzünden belli bile olmuyordu. Yeni halini beğenecekler miydi? Almanya’ya olan yolculuğu sırasında geçirdiği değişim fark edilecek miydi? Kuşkusuz dışarıdan bakan biri için en belirgin olan şey saçlarıydı. Ellerini kitapları üzerinden çekti. Kapısının hemen yan tarafına yerleştirilen boy aynasının önüne geçti. Tam karşısında duran kadına dikkatle baktı. Birbirine dolanmış kollarını birbirinden ayırırken yansımasını dikkatle inceledi. Sol eli omuz hizasında kesilmiş, düz, platin sarısı rengindeki saçlarının bir tutamını kavradı. Yüzünde buruk ve belki biraz hüzünlü bir ifade vardı. Yorgun gözüküyordu. Gözaltları morarmış, cildi kurumuştu. Geçen bir ayda hayli zayıflamıştı. Eskisi gibi vücudunu saran elbiseler yerine bol ya da kat kat şeyler tercih ediyordu, şimdi olduğu gibi; kül rengi elbisesinin üzerine bordo renkli, çizgili bir cüppe geçirmişti. Elini saçından çekerken son kez kendini süzdü. ‘Bir dahakine böyle gereksiz bir görüntüyle yüzleşmek zorunda kalmayacağım.’
Sert ve aceleci bir tavırla çok sevdiği odasını terk etti. Eşyalarını toplamak için bile geri dönmeyeceği fikrine alışmaya çalışarak…
Büyük Salon’a ulaşana kadar kat ettiği yoldaki hiçbir varlığa dikkat etmemişti. Kendisine gönderilen selamlar havada kalmış, tebessümler karşılık alamayınca çabucak dağılmıştı. Kendisi hakkındaki fısıltılar dahi kulaklarında ısrarla yankılanan melodinin önüne geçemiyordu. Dalgılığı onu ele geçirmiş bir halde ihtişamlı salona girdi. O bu mükemmellikten nasibini alamasa da gören gözler için muhteşem bir manzaraydı. Tavan açık gecenin güzelliğini sergiliyordu, masalar ait oldukları binaların rengine bürünmüşlerdi. Profesörlere ait masaya giderken, salonun ortasına, uzun ve kırmızı bir halı yayılmıştı. Meşalelerle aydınlatılmış mekân büyüleyiciydi. Tüm öğrenciler yerlerini almış merakla sahnenin kurulduğu tarafa doğru bakıyorlardı. Dolayısıyla kimse dikkatini salonun ortasından telaşla geçen Dietricha’ya veremedi ki bu da kadının işine geldi. Kendi sandalyesine doğru ilerlerken müdürün boş sandalyesine umutsuz bir bakış fırlattı. Marcus’u severdi eğer ona bu görevi vermemiş olsaydı daha memnun olacaktı tabi. Yavaşça geriye çektiği sandalye ile masanın arasına girdi. Elleriyle bakır renkli örtüyle kaplanmış masadan destek alırken boğazını temizler gibi yaptı. Umduğundan daha yüksek çıkan sesi ile salonun dikkatini çekmiş bulunuyordu. Tüm öğrencileri göz temasından kaçınarak, üstünkörü süzdükten sonra sahte bir gülümsemeyle gereksiz konuşmasına başladı.

‘Sezon açılış ve kapanışlarında size sesleniyor olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Müdürümüz Marcus Leonard Clayton bazı işleri sebebiyle ne yazık ki aramızda değil. Ancak kendisi, tüm zorluklarıyla ardımızda bıraktığımız bir dönemden sonra eğlenmeye ihtiyacımız olduğu düşüncesiyle bir etkinlik hazırladı. Yemeklerimizi yedikten sonra Blood Red Shoes grubunun performansıyla gecemiz şenlenecek. Öyleyse konuşmayı daha fazla uzatmadan… Buyurun.’ Buruk, anlamsız ancak içten bir tebessümle bitirdi konuşmasını. Yavaşça çöktü sandalyesine ve kahkaha seslerini dinledi bir süre. Sonra kavradığı çatal bıçağıyla sessizce yemeğine daldı. Bir daha burada olmayacak olmak nasıl olacaktı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyC.tesi Tem. 11, 2009 8:53 pm



Masumca doğan güneşin ışıkları ile kalkmıştı bugün. Koskoca bir dönemi daha geride bırakmışlardı . Bu gerçekten çok güzel ve duygu yüklü bir şeydi. Evet sonunda bir yaş daha büyüyecekti. En azından bu dönem sınıf atlayacağından emindi. Bir dönemini kaybetmiş olsa da o asla yılmamıştı. Artık koskoca on yedi yaşında bir genç kızdı. Bu tatilde, tek yapacağı gelecek hakkında planları olacaktı herhalde. Yoğun bir düşünme temposuna kendisini hazırlaması gerekiyordu. Mavi gözlerinden süzülen parıltılar onun ne kadar heyecanlı olduğunun bir göstergesiydi. Tempoyu tutturmuş bir şekilde çarpan kalbi , adeta duracak gibiydi. Gözlerinin önünden bütün dönem yaşadığı maceralar bir film gibi geçip gitti o anda. Minicik bir çocuktu oysa buraya ilk geldiğinde. İyi, kötü tüm anılarını burada yaşamıştı. Hogwarts artık onun ikinci evi haline gelmişti. İki sene sonra mezun olduğunda buradan nasıl ayrılabilirdi ki? Edindiği arkadaşlarından nasıl kopabilirdi? Onlarsız bir hayat kesinlikle düşünemiyordu. Hele Marcus… O olmadan nefes bile alamıyordu adeta. Bu sadece bir gençlik aşkı olarak kalsın istemiyordu. Bu yaz kesinlikle ailesine Marcus’ u anlatacaktı, bunda kararlıydı. Caprice, Alexis, Eleanora, Paula… Onlar olmadan hayatın ne anlamı olurdu acaba? Hele Caprice’ in o muhteşem fikirleri ve planları olmadan. Bunları düşündükçe yeniden küçülesi geliyordu. Görende bu dönem mezun olacak sanardı yani. Daha önünde koskaca iki yılı daha vardı. İki yıl… Koskaca mı? Bir yıl ne kadar çabuk geçmişti? İki yıl mı geçmeyecekti sanki? Sadece kendini kandırıyor, bir başka söyleyişle avutuyordu. Üzerinde Hufflepuff cüppesi ; saçlarını ise salmıştı. Dalga dalga inen uzun , sarı saçları göz kamaştırıyordu. Mavi gözlerinin derinliklerine inildiğinde sanki bütün düşünceleri dışa vuruyormuş gibi oluyordu. Acaba ailesi tatilde onu nereye götürecekti? Tabii ki bir ödülü hak etmişti dersler konusunda. En azından başka bir ülkeye gidebilirdi. Aslında bu kez ailesi ile değil de arkadaşlarıyla gitmek daha iyi olabilirdi. Nasıl olsa artık on yedi yaşına girmişti . Neredeyse reşit olacaktı . Ailesi ile bu konuyu muhakkak konuşacaktı. Tokyo’ u veya Los Angeles ‘ ı görmeyi çok istiyordu. Acaba kendi binasından kızlar ile gitse nasıl olurdu? Paula, Alexis, Caprice, Eleanora ve Rosalie bir takım olarak Los Angeles sokaklarında geziniyor. Bunu düşünmesi bile süperdi. Hatta hayalini kurarken yüzünde mutlu bir tebessüm belirmişti. Evet, mutlaka bu konuyu kızlara açmalıydı. Tabi ki ailesinin onayı da gerekiyordu bu durumda. Ne yapıp eder ikna ederdi. Bir başka hayalde ise Marcus ile baş başa bir Paris tatili… Bunu düşündükçe daha da heyecanlanmıştı. Fakat bu hayalini fazla sürdüremedi çünkü; gerçekleşmeyeceğinden yüzde yetmiş emindi. Ailesi onu daha on yedi yaşındayken hele ki erkek arkadaşıyla Paris’ e kesinlikle yollamazdı. Olamaz, yine bir dolu hayal ile boğuşuyordu. Ne zaman bu aklı başına gelecekti bilmiyordu. Bedeni olgunlaşsa de şu çocuksu hayalleri bir türlü olgunlaşamıyordu. Her şeye rağmen Marcus ile kısa süreliğine vedalaşmak çok zor olacaktı. Emin adımları ile büyük salona ilerlerken beyni hep bu düşünceler ile meşguldü . Bir kuğu gibi süzülerek Hufflepuff masasına oturdu. Kısa zaman içerisinde Bayan Schwanhild konuşmasını yapmıştı. Dikkat ile Profesör’ ün konuşmasını dinledikten sonra yemek şöleni kısa sürede başlamıştı. Derin bir iç çektikten sonra ortama göz gezdirdi. Burayı yine her zaman ki gibi özleyecekti , emindi. Kibar bir tavıra bürünerek yemeğine başladı. Gözleri sürekli etrafı tarıyordu. Kızları bir an önce yakalayıp konuyu açmak için sabırsızlanıyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Aaron Marcus Darwyn

GezginGezgin
Aaron Marcus Darwyn



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Rp Sevgilisi : .......
Kan Durumu : safkan
Patronus : Anka kuşu

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyC.tesi Tem. 11, 2009 9:50 pm



Güneş Hogwarts’ın gösterişli dağlarının arkasından kendini göstermeye çalışırken Hogwarts öğrencileri ve profesörleri üç aylık tatile girmeden önceki son günü yaşıyordu. Bir sene daha bitmiş. Ve artık Hogwarts’ın tatile girme zamanı gelmişti. Binalardaki bazı öğrenciler tatili aylar öncesinde beklerken bazıları Hogwarts’ı evi olarak görmüş ve 3 ay da olsa ayrılacağı için üzülüyordu. Bazıların da düşünceleri sadece karmakarışıklıktan ibaretti. Evet belki de nadir rastlan bir düşüncede Hogwarts hakkındaki düşüncelerini açıklayamayan Marcus’undu. Sabahın uyuşukluğunu gidermek için yüzünü soğuk bir su çarpmış olan Marcus yatağında doğrulmuş düşüncelerini anlamaya çalışırken bir yandan yatağının yanında bulunan pencereden dışarı gözetliyordu. Bir sene boyunca belki ona ağır gelen dersleri sonuna kadar getirmenin rahatlığı bedeninin bir köşesinde yer bulurken arkadaşları ve Rose’dan 3 ay da olsa ayrılacağı fikri ona kötü geliyordu. İşte bu da kafasındaki soruyu doğru cevap bulamıyordu. Marcus’ta kafasındaki yanıtlanmayı bekleyen soruları beyninin ücra köşesine atarak yatağından kalktı. V. Sınıfa geçmeden önce bu dönemin son gününe hazırlanmaya başladı. Evet yapacağı ilk iş arkadaşları ile görüşmek olsada eşyalarını toplamaya vakit bulamayacağı fikri beynini esir almıştı. Bu yüzden artık 4 seneden beri kullanılmış eski bavulunu açarak içine eşyalarını doldurmaya başladı. Kitapları giysileri ve birçok eşyasını bavuluna doldururken gözünün önünde eski bir film şeriti gibi geçen hatıralarını görürken yüzüne bir gülümseme yerleştiren Marcus bavuluna son eşyasını da koyar koymaz bavulun paslanmış kilidini taktı. Ve en önemli eşyası olan asasını cebine alarak Gryffindor ortak salonuna doğru yürümeye başladı. Gryffindor ortak salonu dönem içerisindeki halinden biraz farklı olsada 1. sınıf öğrencileri daha önlerinde olan uzun yılların birini bitirmenin verdiği neşeyle eğlenirken diğer öğrenciler ikinci evi olarak gördüğü Hogwarts2tan ayrılmayı istemiyormuş gibi görünüyordu. Tanıdık simaları gören Marcus’ta ortak salondan çıkmadan önce onların selamlarına karşılık vermeyi ihmal etmedi. Gryffindor ortak salonundan ayrılır ayrılmaz haraketli merdvenlarden aşağıya inmeye başlayan Marcus bu yaz yapacağı planlar hakkında düşünmeye başladı. Ne yapabilirim ki?diye beyninde kendini belli etmeye başlayan sorunun cevabı yine Marcus’un düşünmesiyle gelecekti. Bu yaz büyük bir olasılıkla ödevlerini ittirdikten sonra onunda başka şehirler öğrenmeye hakkı vardı. Belki Godric Hallows’a gidip abisi ile biraz düello büyüsü öğrenebilir. Veya başka şehirleri gezebilirdi. Nereye gidebilirdi ki?Tokyoya mı?Hayır tokyo olmazdı. Marcus Japonyayı görmek istemiyordu. Ama sonra Amerika geldi gözünün önüne. Evet belki Los Angeles’a giderdi. Evet Amerika onun sevdiği şehirlerdendi. Ve oraya gitmek istediğini ailesine soracaktı. Ama önce şu kapanış şölenine gitmeliydi. Beynindeki düşüncelerle bir çatışma yaşayan Marcus Büyük Salonuna geldiğini anca düşüncelerini bırakır bırakmaz fark etti.Ve görkemli kapıdan geçerek Gryffindor masasına doğru yürümeye başladı. Son güne yakışacak bir ortam hazırlanan Büyük Salonda her zamankinden daha fazla bir sese sahipti. Öğrenciler son günün acısını çıkarır gibi hiç nefes almadan konuşuyor bu da daha fazla gürültüye neden oluyordu.Bu gürültüye alışmak biraz zor olsada Marcus binasının rengi ile aynı olan masaya oturur oturtmaz bu konuşmaya alışmaya başladı. Kendi de sohbet etmek istiyordu. Daha arkadaşları yoktu. Bu yüzden kafasını çevirdi ve Hufflepuff masasına yöneltti.Rose’un da orda olduğunu görerek rahatladı. Onunlada konuşmak istiyordu. Ama şimdi kalkıp onun yanına gidemezdi. Çünkü o anda büyük salon sessizliğe gömülmüş ve Müdür yardımcısı olan Profesör Dietricha konuşmaya başlamıştı. Dönemin son günü olmasından bahseden Profesör Dietricha okul müdürü Marcus Leonard Clayton’un yine konuşma yapamayacağını söyledi. Ve okul müdürünün ayarladığı konseri duyurarak konuşmasını bitirdi. Altın sarısı tabaklarda beliren yemekleri tatmaya başlayan Marcus artık biri ile konuşmayı istiyordu. Dönemin son günü vedalaşmayı sevmese bile hoşça kal demek istiyordu. Ve bu yüzden Büyük Salonun kapısına odaklandı ve kafasını biraz da dağıtmak amacıyla önünde duran lezzetli yiyecekleri yemeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/aaron-ma
Alexis J. Blanchefleur

GezginGezgin
Alexis J. Blanchefleur



Mücadele Tarafı : Darkshine
Rp Sevgilisi : Yok =(
Kan Durumu : De race
Patronus : Balbasar seni seçtim xP

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyC.tesi Tem. 11, 2009 11:25 pm

Beklenmedik anda geçen zaman her geçen gün Alexis'i daha da şaşırtıyordu. İnce bir hüzün vardı aslında bugün ama çok sevinçliydi. Aynaya baktığında mavi gözlerinin parladığını görüyordu. Düzleştirdiği kahverengi saçları ile muhteşem görünüyordu. Güneş tüm ışıklarını yansıtıyordu bugün. Zaten böyle bir güne de yağmur yakışmazdı. Ne çok şey yaşamıştı bu dönem, en güzel dönemiydi Alexis'e göre. Doğum günü partisi, Angela'nın yaptığı sihir dolayısıyla Muska dersine berbat bir halde girmek...Asla unutamayacağı günlerdi. En kötüsü ise bir gün bu okuldan mezun olmaktı. Daha çok var gibi görünüyordu ama aslında öyle değildi. Zaman çabuk geçiyordu ne de olsa. Bir profesör olmak istiyordu değişik ve öğrencileri sıkmayacak bir ders üstüne. Her zaman gururla söyleyecekti o zaman Hufflepuff mezunuyum diye. Aynada kendini izlerken düşünceler sıralanmıştı yine her zamanki gibi. Hufflepuff cüppesini giyip hafif makyajla dış görünüşünü tamamladı. Londra'da olacaktı bu tatilinde. Zor bir kararın arkasından dökülen gözyaşları yavaş yavaş sevince dönüşüyordu. Keşke bina arkadaşları ile tatil yapma imkanı olsaydı..Caprice'in çılgın fikirleri, Rosalie'nin aşk hakkında konuları ve Paula,Eleanora'nın dostlukları. Bunları her zaman hissedeceğinden emin bir tavurla gülümsedi. Salona gitmeyi istiyordu ama bir yandan da ayrılmak istemiyordu. Bu yatakhanede gizlice parti vermişlerdi. Bina sorumlusunun basması...Haylaz ama ders çalışan kızlar diyordu Alexis kendinin de dahil olduğu grubuna. Hem gençliklerini yaşıyorlardı hem de ilerideki meslekleri için düzgünce ders çalışıyorlardı. Hayatın en güzel yanıydı bu işte. Fazla duygusala bağlamış olduğu düşüncelerden az buçuk sıyrılarak elini beline koydu ve hazır olduğuna dair nefes alarak Büyük Salon'a doğru yol aldı. Kızlarla çok güzel bir gün geçirmek istiyordu. Dönüşte onlara anlatacağı bir sürü şey olacaktı. Hepsine birer hediye almayı planlıyordu. Kafasındaki düşünceleri atamıyordu bir türlü..Güzeldi bu düşünceler ama artık "carpe diem" yapıp anı yaşamalıydı. Sadece bugünü düşünmeliydi şu an...Yavaşça indi merdivenlerden Büyük Salon'a doğru yol aldı. İçeri girdiğinde ise rüyada olduğunu sandı. Işıklar,masalar ve birbirinden farklı öğrenciler...Farklı noktalardan aynı ortamda bulunmak...Hufflepuff öğrencilerinin olduğu masaya oturdu. Binanın şakacı çocuklarıyla gülüştükten sonra müdürün o kapanışı belirten konuşmasını dinledi. Gözleri ise Paula,Caprice,Rosalie ve Eleanora'yı arıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/alexis-jasmin-bl
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyPaz Tem. 12, 2009 1:58 pm



Ahh bir dönem daha su gibi akıp geçmişti. Ne kadar da hızlı ve eğlenceli bir dönem olmuştu Eleanora için. Her derste eğlenen ve her zaman macera içinde kalan 5 kafadarların içinde zaman ne kadar da çabuk akıp gitmişti. Eleanora onları çok özleyecekti. Bazıları sınıf atlayacak bazıları ise okula veda edip belki de profesörlüğe çıkacaklardı. Bu Eleanora için biraz sevinç verici biraz da hüzünlendirici bir durumdu. Kim bilir seneye hangi maceralar onları bekleyecekti. Beş yıldan beri yaşadıklarını unutmayacaktı. Hele de bu beş arkadaşları ile yaptığı tüm maceraları ve Munzurlukları. Bunları düşünürken yatakhane de hazırlanmıştı bile. Çok güzel olmuştu. Çantasını alıp büyük salonun yolunu tutarken koridorlarda arkadaşları ile ayrılan bazı öğrencilerin birbirlerine sarılarak ağladığını görünce içi biran da hüzün dolmuştu. Eleanora bir an için 15 yaşına ne kadar da hızlı geldiğini düşündüğün de 5 sene de neler yaşadığının da muhasebesini yapmadan edemedi. Geçmişte neler yaptıklarını düşünürken Büyük salonun kocaman kapısının önüne gelmişti. İçeri de hafif bir müzik çalıyordu. Büyük salonun kapısından içeriye girdiğin de hemen gözleri Hufflepuff masasına yoğunlaşmıştı. Alexis ve Rosalie'yi gördü. Kimseye aldırmadan hemen Hufflepuff masasına doğru koştu ve kızların yanına giderek onlara gülümseyerek selam verdi. Hemen ikisini de yanaklarından öperek yanlarına oturdu. İkisinin de yüzünde gülücükler açmıştı Eleanora gürünce. Peki ya Paula ve Caprice neredeydi? Onlar yanlarında yoksa kesin ikisi birlikte bir yere takılmışlardır diye düşündü. Ne de olsa birazdan gelirlerdi. Profesör Schwanhild'nin konuşmalarını dinledikten sonra şenlik başlamıştı hemen kızlarla konuşmadan edemedi.

'' Evet kızlar. Bir dönem daha bitti kendinizi nasıl hissediyorsunuz bakalım? ''



En son Eleanora Lizz Witherspoon tarafından C.tesi Tem. 18, 2009 10:53 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyPaz Tem. 12, 2009 2:53 pm



Eleanora’ ın bu sorusuna karşı aslında hiç düşünmemesi gerekiyordu. Kendini çok buruk ve değişik hissediyordu . Bunu da söylemekte hiç gecikmedi, “ Bilmiyorum tatlım ama gerçekten değişik hissediyorum yani; sanki bu dönem mezun oluyormuşum da tüm Hogwarts maceralarım sonlanıyormuş gibi. “ Ne kadar garip bir histi bu böyle? Hogwarts’ a o kadar alışmıştı ki, tatillerde burada kal deseler bir dakika bile düşünmezdi herhalde. Kendi evinden daha çok seviyordu adeta. Tabii bunda da arkadaşları rol oynuyordu. Yani onlar olmasa buraya bu kadar çok sever miydi ; hiçbir fikri yoktu. Bir an önce kızlara kafasında kendi kendine planladığı şu Los Angeles hayalini anlatmalıydı. Aslında bunun için Caprice ve Paula’ ın da gelmesini beklese daha doğru olurdu belki fakat; birkaç dakika bile dayanmaya tahammülü yoktu. Dalgalı saçları onu o kadar terletmişti ki, adeta sıcaktan bunalıyor gibi olmuştu. Cebinden çıkardığı lastik tokası sayesinde , saçlarını arkadan ördü ve topladı. Bu saç stili onu tam anlamıyla zarif gösteriyordu. Eleanora ve Alexis’ i birkaç saniye boyunca süzdü. Böyle arkadaşları olduğu için çok şanslıydı. Keşke hep çocuk kalsaydılar. Büyüdükçe yolları ayrılacaktı belki. Onlar karanlık tarafa hizmet verecek, Rosalie ise iyilere… Ne garip bir düşünceydi bu böyle? Ayrılık kelimesini düşünmek bile kemiklerinin titremesine neden oluyordu. Bu çirkin ve sonsuz düşünceleri aklında uzaklaştırdıktan sonra ; söyleyeceği kelimeleri aklında toparladı ve lafa atıldı, “ Kızlar düşündüm de bu tatili Los Angeles’ ta beraber geçirsek, çok eğlenceli olur. Tabii henüz ailemin haberi yok onlara eve gidince danışacağım. “ O anda yüzüne muzip bir gülümseme belirmişti. Arada bir gözleri Gryffindor masasına doğru kayıyor, Marcus’ u süzüyordu. Onun derin bakışlarını özlemişti sanki. Ona sarılmayı, onu öpmeyi, hatta onunla konuşmayı bile özleyecekti. Onsuz bir günü bile karanlık geçecekti bunu adı gibi biliyordu. Nasıl girmişti öylece hayatına? Rosalie acılar içinde boğuşurken , Marcus adeta ona ilaç gibi olmuştu. Ona yaşadığı acıları unutturmuş , hatta hayatının baş kahramanı haline gelmişti. Onu buradan ancak, arkadan görebiliyordu. Baktığına göre, sessizce oturmuş yemeğini yiyordu Marcus. Yine dalmıştı aşkın sonsuzluğuna. Kendini kızlara odaklandırması gerekiyordu. Şurada zaten konuştukları önemli bir konuydu. Eleanora’ a bakıp meraklı bir tipe büründü. Ondan bir cevap bekliyordu. Bu arada etrafta uçuşan yemekler de komik bir görüntü oluşturmuştu. Her şeye rağmen burada yakaladığı eğlence, macera hiçbir yerde bulunamayacak tiptendi. Burayı bırakmayacak , evet bundan emindi. Hogwarts onun yuvası olmuştu. Kızlardan cevap beklerken yemeklerinden atıştırmaya devam etti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Alexis J. Blanchefleur

GezginGezgin
Alexis J. Blanchefleur



Mücadele Tarafı : Darkshine
Rp Sevgilisi : Yok =(
Kan Durumu : De race
Patronus : Balbasar seni seçtim xP

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyPaz Tem. 12, 2009 5:10 pm

Bütün o göz alıcı güzellikleriyle gelen Eleanora ve Rosalie'yi gördükten sonra yüzünde beliren gülümseme Alexis'i mutlu etmişti. İkisi de çok güzel olmuştu..Eh zaten güzellerdi onlar ama bugün farklılardı. Alexis ne kadar şanslı olduğunu bir kez daha anımsadı. Bunu anımsamaktan hiç bıkmayacaktı. En güzel dönemini geçirdiği biricik dostlarını unutmak mümkün müydü? Paula ve Caprice gelseydi grup tam olacaktı. Profesörün konuşması bitmişti, Alexis kendi kafasında düşüncelerle boğuşurken Eleanora'nın sesi ile bugüne döndü
'' Evet kızlar. Bir dönem daha bitti kendinizi nasıl hissediyorsunuz bakalım? ''
Güzel ve eğlenceli bir dönem olmuştu. Anlatılamazdı ancak yaşanırdı...Rosalie'nin cevabı Alexis'in düşünceleri ile bütünleşmişti;
Bilmiyorum tatlım ama gerçekten değişik hissediyorum yani; sanki bu dönem mezun oluyormuşum da tüm Hogwarts maceralarım sonlanıyormuş gibi
Haklıydı Rosalie. Alexis'te dayanamayıp konuştu
-Haklısın Rose. Ben de öyle hissediyorum daha çok varmış gibi görünse de aslında az bir vaktimiz var. Ne yapacağım gelecekte nasıl biri olacağım hiç bilmiyorum..Bir ikilem içerisindeyim hem bilmek istiyorum hem de bilmemek. Her neyse fazla duygusalım bugün takmayın beni..Sen nasıl hissediyorsun Eleanora? diyerek konuşmasına son verdi. Etrafı gözlemliyordu..Büyük şölen, ince hüzün, tatil sevinci,dostlar. Karmaşık bir gündü Alexis için. Çevresindeki arkadaşlarını gözlemlerken Rosalie'nin sesi geldi;
Kızlar düşündüm de bu tatili Los Angeles’ ta beraber geçirsek, çok eğlenceli olur. Tabii henüz ailemin haberi yok onlara eve gidince danışacağım.
Los Angeles. Ne güzel olurdu..Bütün o ışıklı şehirde dostlarla birlikte olmak. Alexis'in ailesi izin verirdi aslında. Çünkü zaten Londra kararı almıştı ama dostları evet derse neden olmasın ki? Güzel bir teklifti. Hayaller kurmaya başlamıştı şimdiden bir yandan da cümlelere döktüğünün farkında değildi;
-Harika olur Rose. Ben izin alabilirim yani zaten Londra'da olacaktım ama sizler tamam derseniz gelirim. Düşünsenize kızlar alışveriş yaparız her gün. Şehrin altını üstüne getiririz..Bir sürü şey yaparız! Partilere katılırız sokaklarda dans ederiz... hayallerini cümlelere aktardığını farkettiğinde önce bir iki saniye kızlara baktı sonra kahkahayı koyuverdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/alexis-jasmin-bl
Caprice Anna Flower

V. SınıfV. Sınıf
Caprice Anna Flower



Mücadele Tarafı : ZAY
Rp Sevgilisi : Ruhumu çaldı
Kan Durumu : Asil Kan
Patronus : Bengal Kaplanı

V. Sezon Kapanış Şöleni Empty
MesajKonu: Geri: V. Sezon Kapanış Şöleni   V. Sezon Kapanış Şöleni EmptyC.tesi Tem. 18, 2009 2:53 pm



Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığı bir dönem daha bitmişti işte. Gelenler, gidenler, ölenler, aşklar; acılar ve daha bir çok duygu, hepsi Caprice’nin hayatının bir parçası olmuştu. Garda aşık olduğunu sandığı çocuk, okulda ilk görüşte tutulduğu Marcus, onun ölüm haberi, Neithan’nın aşk üçgeni, Angela’nın kararsız davranışlar, hepsi bir seneye nasıl sığmıştı! Yaşanacak daha bir çok duygu vardı sırada, ama ne zaman kiminle, işte orası belli değildi. Bütün arkadaşlarını seviyordu, onlardan ayrılmak zor olsa da onun da belli başlı görevleri vardı ve bu sorumluluklar kaçılabilecek türden değildi. Düşünce ve anılarını bir dolaba doldurmuş sallana sallana büyük salona gidiyordu. Üzerinde her zamanki gibi gözlerinin rengine uygun haki yeşili mini dar elbisesi vardı. Makyaj yapmak için artık küçük değildi ve bunu da en ince ayrıntısına kadar yüzüne uyguladı. Tırnakları kanın açık tonu, parlak kırmızıydı. Ayakkabıları elbisesi renginde dizlerine kadar gelen topuklu bir çizmeydi. Usul adımlarla salonun kapısına gelip içeriyi izledi. Ne kadar da kalabalıktı. Gözleri arkadaşlarını aradı, işte oradaydı. El sallayarak yanlarına geldi.

-Selam millet, ne bu hal böyle? derken bakışlarıyla hepsine tek tek tarttı.

-Yahu görende cenaze törenindeyiz zanneder, yahu duymadız mı, sağır mı oldunuz –ki ben profesörün konuşmasını dinleyemedim siz dinlediniz, daha heyecanlı olmanız gerekmez mi? Alooooooooo diyorum, şey muggle kelimelerinden biri, sonra açıklarım size, bakmayın bana öle şaşı beş. Milet!!! Şampiyon olduk, bu mu tepkiniz!

Sadece bir kıvılcım bekleyen gözlerin tutuştuğunu görmek Caprice için harika bir duyguydu. Rose sarılıverdi. Alex, lizz ve olamaz kendini preste gibi hissediyordu, sevgi tostu olmak üzereydi. Bu nasıl bir sevgi seliydi, heyecandan az daha ağlayacaktı. Onu saran kollar ne de güçlüydü.Tıpkı dostlukları gibi.

-Tamam millet, bu kadar duygusallık yeter! Ee, bu kutlamayı burada sonlandırmayacağız değil mi? Buradan sonra nereye gidiyoruz? Partiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!!!!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/caprice-
 

V. Sezon Kapanış Şöleni

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-
» Ortak Salon ( IV. Sezon)
» VI. Sezon Ortak Salon

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-