AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Yeni Arkadaşlıklar~~

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Yeni Arkadaşlıklar~~ Empty
MesajKonu: Yeni Arkadaşlıklar~~   Yeni Arkadaşlıklar~~ EmptyCuma Ağus. 22, 2008 12:37 pm

Günün ilk ışıkları ile mavi gözlerini hafifce aralayan Rose esneyerek yatağından kalktı. Yepyeni bir güne , aşırı derecede yorgunluk ile başlamış bulunmaktaydı. Halbu ki günler ne çabuk geçiyordu.. Daha dün gibi aklındaydı birinci sınıf anıları. Şimdi ise üçüncü sınıfa geçmişti. Ayaklarına pofidik pembe terliklerini geçirerek; banyoya doğru yol aldı. Bugün gidip biraz göl kenarında oturacaktı. Ilık bir banyodan sonra üzerine rahat eşofmanlar geçirip , siyah montunuda giydi ve aynanın karşısına geçip , kızılımsı saçlarını tel tel taradı. Annesi gibi upuzun saçlara sahipti. Etrafındaki tanıdıklar hep ona ' prenses saçlı ' takma ismini kullanırlardı. Rose' da bundan çok hoşlanırdı. Çok geçmeden saçlarını tarayıp, salık bırakmayı tercih etti ve bunun üzerine hızlı adımlar ile oradan ayrıldı. Aklına evlerinin önünde oturan çocuk gelmişti. Saçma sapan bir aşka yelkenleri açan Rose şu son zamanlarda kendini çok galdın hissediyordu.

Koridorlarda yürümeye devam ederken; yine o çocuğu düşündü. Sarı saçları ve mavi gözleri Rose' un hiç aklından çıkmıyordu adeta. Kendini ona teslim etmiş, geleceği ise hiç umrunda değildi sanki. Aslında Rose ilk ve son aşkını Hogwarts' ta bulmayı dilerdi fakat bu ne yazık kı henüz gerçekleşmemişti. En kötüsüde sevdiği çocuğun bir muggle olmasıydı. Eğer bunu annesi ile babası duyarsa Rose' u asla yaşatmazlardı. Onlar her ne kadar iyiliğe önem veren bir aile olsalarda safkanlılıkalarında önem veren bir aile idiler. Zaten Rose' un da tek korktuğu nokta buydu ya! Tek dileği; zamanla onu unutmak olacaktı. Tüm bu derin düşüncelere kapılmışken nasıl göl kenarına vardığını bile kavrayamazken , kendine boş bir alan seçip çimlik ve gölge bir yere oturdu.

Derin bir nefes aldıktan sonra içinden - neydi benim suçum- diye geçirdi ve etrafını süzmeye başladı. Hava yağmurluydu. Rose küçüklüğünden beri yağmura olan tutkusunun nedenini bilmiyordu ama yağmura hrayrandı adeta. Ve bu hayranlığı küçükülüğünden beri devam etmekteydi. Onun kokusunu, güzelliğini, yağışını, kısacası her şeyiyiyle seviyordu. Ağaçlar ise ; üzerine düşen yağmur damlalarından hafif nemlenmişti. Etrafı süzmeye devam ederken, birden bire şu kelimeler çıkmıştı ağzından kendi kendine,

" Bir muggle ha, çok komiksin kızım.."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Evelyn Opheliac Giovani

GezginGezgin
Evelyn Opheliac Giovani



Mücadele Tarafı : Tarafsız
Rp Sevgilisi : Ehm, Arıyorumm ^^ ^^ Eheley
Kan Durumu : Yarım Kan * Annesi Cadı-Metamorfmagus , babası Muggle
Patronus : Daha Yok xD

Yeni Arkadaşlıklar~~ Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Arkadaşlıklar~~   Yeni Arkadaşlıklar~~ EmptyCuma Ağus. 22, 2008 1:19 pm

Oturduğu köşede huzursuzca kıpırdandı. Beş çift göz ona takılmıştı. Kendini dersede veremiyordu bu aptallar yüzünden. İki kız ve üç oğlandı ona bakanlar. Kızların suratlarında kesin bir ifade yoktu, ama oğlanların suratındaki yılışık gülümsemeden, ne düşündükleri hemen belli oluyordu: saçları ! parlak pembe,hafif dalgalı uzun saçları... 4 yıldır kimsenin alışamadığı saçları ! Derin bir iç geçirdi, göğsü inip kalktı. Oturduğu, ceza sandalyesinde biraz daha büzüldü, kendini saklamak istiyordu. Cisimlenmek istiyordu ama nasıl cisimlenileceğini bilmiyordu. Bilse neye yarardı ki, Hogwarts arazisi içinde kimse cisimlenemezdi. Ah, bu okulu gerçekten çok seviyordu ama bazı kuralları adamı deli ediyordu doğrusu. Kızların yüzlerindeki ifade, erkeklerinkine benzer bir hal almaya başlamıştı. Bir oğlan birşeyler söyledi parmağıyla Marj'ı göstererek diğerleri seslerini profesöre duyurmamak için sessiz sessiz kıkırdadılar. Ne alıp veremediği vardı bu salakların Marj'la , Marj onlara ne yapmıştı ki. Muattap bile olmuyordu öyle tiplerle ama bela gelip onu çekiyordu adeta, cazibeli bir sevgili gibi yumuşak ama tehlikeli kollarını Marj'ın boynuna doluyor ona yumuşak bir öpücükle kendine çekiyordu bela. İksir profeösrü yazmaları için bir kaç malzeme listesi verince, hemen yazmaya koyuldu Marj, yazdı, yazdı, yazdı. Birden kafasına çarpan şey, elinin kaymasına ve demin ona bakanların olduğu yerden ve bir kaç kişiden daha sinir bozucu kıkırdamaların yükselmesine neden oldu. Marj kafasını hızla kaldırdı ve sinirli bir ifadeyle baktı onlara, onlar ise aldırmadan ağızlarını koca koca açarak güldüler Marj'a. Derin bir soluk aldı tekrar , yazmaya devam etti. Çok sinir olmuştu onlara, hızlı hızlı yazmayı sürdürdü. Beş dakika geçmeden bir kağıt parçası önüne doğru fırlatıldı. Kağıt, özensizce buruşturulmuştu. Marj bunun bir not olduğunu anladı ve hemen açtı, ' Gerzek Nash! Bizden kork ! ' yazıyordu notta. Hızla onların olduğu tarafa döndü. " Beni böyle korkutmayı mı umuyorsunuz ? Aşağılık deng- " o sırada, sert bir ses susmasına yol açtı " Miss Nash ? Dersimde konuşulmayacağını yine unuttunuz herhalde, Ravenclaw'dan 10 puan kırıyorum. Dersi terk edin " İksir profesörünün sözleri, ona sataşanları güldürdü. Marj gitmek için ayağa kalkınca, onların cüppelerindeki Slytherin armasını gördü. Elbette diye düşündü, başka kim olabilir ki...

Göl kenarına indi, eh herkes dersteyken pek yapabileceği birşey yoktu doğrusu.Ağır ağır ilerlemeye başladı. Geçenlerde yağan yağmur hala etkisini sürdürüyordu, hava kapalıydı ve yerler hala ıslaktı. İlerledi, ilerledi ve ilerledi. Göl kenarı yağmurlu havalarda hiç çekilmiyordu, ama severdi yağmuru Marj, yağmurun altında yürümeyi filanda çok severdi. Şemsiyeleride çok severdi. Bir sürü şemsiyesi vardı evinde. Buraya sadece bir tane getirmişti. Pek ihtiyacı olmuyordu burada şemsiyeye. Kalın gövdeli bir ağaca yaslandı. Ağaç hala ıslaktı ama umursamıyordu üstünün ıslanmasını Marj. Kendini bıraktı ağacın gövdesine. Bir iç çekiş duyunca neredeyse kalbi duracaktı. Sessizliğe kendini kaptırmışken, arkasında bir iç çekiş duymak korkutucuydu. İlk şok içinde, sesin ağaçtan geldiğini düşündü, ama daha sonra arkada bir insan olabileceğini düşündü. Ah ulu Ravenclaw adına, ağacın ardındaki her kimse onun ödünü kopartmıştı. Yavaşça ağacın ardına doğru seyirtti. Bir kızdı, arkasından kim olduğunu tanıyamamıştı. Öyle canavar gibi önüne geçmekte istemiyordu. " Merhaba " dedi, sevecen bir sesle olduğu yerden.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Yeni Arkadaşlıklar~~ Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Arkadaşlıklar~~   Yeni Arkadaşlıklar~~ EmptyCuma Ağus. 22, 2008 6:15 pm

" Merhaba , otursana. "

Rose; kızın -merhaba- demesine karılık bu cevabı verebilmişti. Yaklaşık 3 dönemdir Hogwarts' ta okumasına rağmen onunla sadece dersliklerde karşılamışlardı. Şimdi ise eline onunla arkadaş olma fırsatı geçmiş bulunmaktaydı. Kızın pembe saçları adeta Rose' un gözlerini kamaştırmıştı. Suratı çok çekiciydi. Rose kıza bakıp bakıp , sırıtmaya devam ederken ; bir kaç metre ötede parıldayan bir ışık gördü. Bir anda yüz ifadesi -şaşkın bakışlara- bürünmüştü. İlk önce pek aldırmadı. Tanışmak istercesine kıza bakıp şu kelimeleri söyledi, " Bu arada adım Rose Gabriella McAdams. " Daha sonra karşısındaki kızda kendini tanıttı. Söylediğine göre onunda adı Jana idi.Rose onun ismini geçrektende çok iglinç bulmuştu.. Hatta utanmasa ne anlama geldiğini bile sorabilirdi fakat sormadı. Çünkü gözü hala o nedeni belirsiz parlayan ışıkta idi. Yavaşca yerinden kalktı ve arkasına bakmadan yürümeye başladı. Gittikce o parıldayan ışığa yaklaşıyor, yaklaştıkcada ışık daha da büyük gözüküyordu. Rose öyle ya da böyle derken sonunda ışığın bulunduğu yere varabilmişti. Hafifce eğilip, onu süzdü. Bu bir çeşit taştı. Onun tam olarak ne taşı olduğunu çözmek istercesine meraklı bakışlar fırlatıp elini ürkek bir şekilde taşa yaklaştırdı. Taşa dokunması ile ellerini çekmesi bir olmuştu sanki. Kokruyordu, çünkü henüz hayatında ilk kez gördüğü bir taşın neler yapacağını kim bilebilirdi ki?

Jana' ya dönüp yüksek bir ses tonu ile şunları söyledi, " Hey Jana buraya bir bak istersen bir şey buldum." Söylerken bile insanı meraklandırıyordu adeta. Jana gelmeden taşa doğu eğilip , hiç korkmadan eline aldı. O kadar güzel parlıyordu ki, Rose bu taşa bayılmıştı. Etrafa saçtığı ışıklar sanki huzur veriyordu. Jana geldiğinde onada göstermek istercesine taşı ona doğru uzatıp biraz öylece durdu. Hava hala yağmurlu idi. Fakat bu taşı eline alınca sanki hava yağmurlu değil , güneşliymiş gibi garip hisler kaplıyordu içini. Jana' nın taşı daha iyi inceliyebilmesi için, taşı ona doğru uzattı. Taşı ona verir vermez, Rose' un içindeki tüm sıkıntılar yok olmuştu. Bir muggle çocuğa deli gibi aşıkken bir anda onu unutmuştu ve daha fazlası. Ne oluyordu böyle? Yoksa her şey bu taşın altından mı çıkmıştı? Rose' un kafası hiç olmadığı kadar karışmış bulunmaktaydı. Bakalım Jana' ya ne olacaktı taşı elledikten sonra.. Eğer ona da bir şey olursa kesinlikle bu taşta bir şeylerin olduğuna kanıt getirebilirdi. Şuan kendini hiç olmadığı kadar zinde ve mutlu hisseden Rose' un kötü olan her şeyi çok çabuk unutabilmesi gerçekten çok garipti. Bir insan nasıl olurda bir anda deli gibi sevdiği çocuğu unutabilirdi ki? Onu bırak; daha bir sürü kötü olay yaşamasına rağmen hepsini unutmuştu. Bu oalyın peşine düşmeye karar verdi.

Jana' nın elinde taşı aldıktan sonra taşı yere koydu ve sinsice etrafına bakınmaya başladı. Her ne kadar korktuğunu hissetsede içindeki o nedeni belirsiz mutluluk hissi onun korkmasına engel oluyordu. Sanki hep Rose' un mutlu olmasını istiyormuş gibi. Taşı tekrar yerden alıp, kaygan teninde yavaşca dolaştırdı.Taş; vücudunda dolaştıkca bütün negatif düşünceler siliyor yerini pozitif şeyler kaplıyordu. Sanki şuan ruhundaki Rose değilde başka biriydi. Taşı vücudunda gezdirirken, gözleri sağa-sola doğru dönüyor sinsice gülümsüyordu. Bir anda gözbebekleri yok oldu. O anda bunu hisseden Rose elindeki taşı fırlattı ve Jana' ya bakıp ürkek bir ses tonu ile şunları söyledi, " Ne oldu bana böyle? "
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
Evelyn Opheliac Giovani

GezginGezgin
Evelyn Opheliac Giovani



Mücadele Tarafı : Tarafsız
Rp Sevgilisi : Ehm, Arıyorumm ^^ ^^ Eheley
Kan Durumu : Yarım Kan * Annesi Cadı-Metamorfmagus , babası Muggle
Patronus : Daha Yok xD

Yeni Arkadaşlıklar~~ Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Arkadaşlıklar~~   Yeni Arkadaşlıklar~~ EmptyCuma Ağus. 22, 2008 8:46 pm

Gülümseyerek kızın yanına gidip oturdu. Kız kumraldı, mavi gözleri vardı. İlgi çekiciydi ve güzeldi. Erkeklerin hemen dikkatini çekebilirdi. Belli belirsiz içini çekti, o asla pembe saçlarıyla kimseyi bulamayacak gibi görünüyordu. Eh, şimdi onun için tasalanamazdı. Gülümsedi, gülümsemesi sıcak ve güven vericiydi. Kızda ona sırıtarak bakıyordu. Ah, birden hatırladı. Onu birkaç kez derslerde görmüştü ve suratındaki bu ifadeyi iyi hatırlıyordu. Kızın şaşkın bakışları bunu anlatıyordu. Marj kızın şaşkınca ona değil arkasına doğru baktığını görünce tek kaşını yukarı doğru hafifçe kaldırarak , merakla ona baktı. Kız bir süre sonra sonra ilgisi tekrar Marj'a yöneldi " Bu arada adım Rose Gabriella McAdams. " Marj gülümsedi, sıcak bir sesle " Ben Marjorie Jana, Marj demeni tercih ederim " dedi. Kız,Marj'ın her biri birbirinden ilginç isimleriyle karşı karşı gelince, meraklandı, en azından Marj öyle hissetti " Annem... hmm nasıl desem, her zaman ilginçlik peşindedir de, isimlerim eski İngilizce'den, ama anlamları nedir tam olarak bilmiyorum " açıklamasını yapma ihtiyacı duydu. Ama Rose'un bunları duyup duymadığından emin değildi, çünkü gözü hep tam Marj'ın arkasındaki noktadaydı.Sonra ayağa kalktı, Marj o zaman kızın biraz hatta birazdan biraz fazla garip olduğunu düşündü. Rose, ilerlemeye başlayınca, Marj meraklandı ve onun gittiği yöne, yani tam arkasına doğru döndürdü bedenini. Bir ışık vardı. Normal olamayan bir ışıktı bu ve çok uzaktanda gelmiyordu. Bu ışık Rose'un dikkatini çekmiş olmalıydı. Rose iki üç adım daha attı ve yere diz çöktü bir şeyi inceliyor gibiydi. Bunu gören Marj'da ayağa kalktı ama yanına gitmedi, kalktığı yerden ne yaptığını görmeyi amaçlıyordu.

" Hey Jana buraya bir bak istersen bir şey buldum." Eh, bu güçlü ışık kendi kendine oracıkta oluşamazdı ya, elbette bir kaynağı olmalıydı. Işık güçlüydü. Bu kaynağın gücünü gösteriyordu. Marj merakla bir kaç adım attı, " Neye benziyor ? " dedi tereddütle, kimseye cesur olduğunu idda etmemişti bu zamana kadar.Meraklanmıştı, ah lanet olası merak ! Hızla yürümeye başladı, bir kaç büyük adımda Rose'un yanında bitivermişti. Parlak pembe saçları gözlerinin önüne düşmüştü, gözleri çok az görünüyordu. Rose'un elindekini görmek için saçlarını ittirdi kenara hızlı ve sinirli bir hareketle.Bir taş vardı Rose'un elinde, garip şekkili parlak ama onun haricinde sıradan bir taş, merakla Rose'a baktı. Rose alması için ona doğru uzatınca, iki elinide uzatıp aldı taşı, taş uzun parmaklarına temas eder etmez, ilk olarak saçlarının köklerinde hissettiği garip bir karıncalaşma tüm bedenine yayıldı, bir saniye sonra karıncalaşma yok olmuştu.Sonra, zaman durdu sanki, sessizlik , rüzgarın sesi gölün çıkardığı sesler yok oldu, gözlerini kapadı. Bu dayanılmaz derecede sinir bozucu gelmişti ona, içi daralıyordu. Hareket edemiyordu, düşünemiyordu. Sonunda uzun parmaklar aralandı ve taş Marj'ın ellerinden ıslak çimen düzlüğe yuvarlandı. Zorlukla , gözlerini açtı, derin derin soluk alırken şaşkın şaşkın baktı Rose'a " Rose, bu taş lanetli " diye fısıldadı başka birinin duymamasını istediği bir sırrı Rose ile paylaşır gibi. Rose taşı tekrar eline almıştı. Demine nazaran daha iyi hissediyordu, hatta saçıyla dalga geçenler umrunda bile değildi, kendini iyi hissediyordu. " Hey daha iyi hissediyorum " diye mırıldandı, kabul etmesi zor gelsede bu taşda iyi birşeylerde vardı. Canını yakıyordu, ama sonra iyi hissediyordun, hemde hiç olmadığı kadar iyi.

Rose taşı yere koydu, bir Slytherin sinsiliğiyle çevresine bakındı. Marj onunda korktuğunu hissediyordu. Ama belliki çabası, korkusunu Marj'a göstermemekti. Taşı tekrar eline aldı, Rose taşı eline alınca, Marj kaşlarını çattı, bu şey tehlikeliydi bunu hissediyordu. Teninde taşı dolaştırdı, hiç zorlanmadan, hatta Marj onun yüzünde ufak bir gülümseme bile yakaladı, hatta gülümseme daha çok büyüyormuş gibi geldi bir an Marj'a. Ah, ama birşeyler kötü olacaktı. Tersine dönecekti. Bunu hissedebiliyordu Marj ve olan oldu. Birden, Rose'un iri mavi gözlerinin göz bebekleri yok oldu. Marj ürktü ve geriye doğru kaydırdı bedenini, suratında dehşet ifadesi vardı.Rose kendindeki değişikliği hissetmiş olmalıydı. " Ne oldu bana böyle? " diye sordu sesi ürkmüş çıkıyordu, fısıltı halini almıştı. " Ah Tanrı'm gözlerin " diyebildi sadece Marj.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rosalie Mariélla McAdams

GezginGezgin
Rosalie Mariélla McAdams



Mücadele Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı~~
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Yeni Arkadaşlıklar~~ Empty
MesajKonu: Geri: Yeni Arkadaşlıklar~~   Yeni Arkadaşlıklar~~ EmptyCuma Ağus. 22, 2008 9:45 pm

" Ne oldu gözlerime? "

Bu kelimeleri söyler söylemez, Rose kendini tutamayıp dans etmeye başlamıştı. Herhalde içinde o kadar çok mutluluk hissi vardı ki , son derecesine kadar gelmiş; bundan sonra artık dans etmeye başlamıştı. İşin garip tarafı ise , Rose dans ederken etrafta -mırıldanarak- bir kadın şarkı söylüyordu. Rose bir yandan dans ediyor, bir yandan ise bir yandan ise şarkının tadını çıkarıyordu. Marj ise garipsiyormuşcasına bir surat ifadesine bürünmüş öylece Rose' a bakıyordu. Sonunda kendine gelen Rose bir anda yere doğru fırladı ve oturdu. Ellerini başına doğru götürdü ve alnını yavaşca ovcaladı. Bu işteki gariplik ikisinide şaşkına çevirmişti adeta. Aslında şuanlık yaşadıkları kötü bir şey değildi, aksine ikisinede pozitif enerji veriyordu. Fakat Rose böyle olup olmadık gelişmelere pek açık değildi. Bu yüzden de bu olaya pek ısınamamıştı. Marj' a ürkek bakışlar fırlatıp elini ona uzattı ve ondan destek alarak ayağa kalktı. Daha sonra ise yorgunluktan ve sususuzluktan urumuş ağzını bu kuruluktan gidermek istercesine yutkundu ve konuşmaya başladı, " Keslinlike bu taşta bir şeyler var, şu olanlara bakar mısın? Hiç olmadığım kadar mutluyum ve etrafda dans ediyorum.. Erm.. ayrıca en önemliside seviğim çocuğu unuttum. " En son kelimeyi söylerken her ne kadar zorlansada üstüne iyice bastırmıştı.

Rose yeni şeyler keşfetmeye bayıldığı için , bu olayında derinliklerine inip kesin bir sonuca varmayı planlamıştı. Son bir ke ziçinden - tamam kendine gel kızım- diye geçirdi .. Ona göre şuanlığına tüm bu olanlar sadece bir rüyadan ibaretti. Bunu test etmek içinde gözlerini yavaşca yumdu ve bir kaç saniye öyle bekledi. Ortamda sessizlik oluşunca gözlerini aralayan Rose ; rüya olmadığını anlamıştı. Neden üzülüyordu ki? Ya da neden korkuyordu? Bu sihirli taş adeta onu tüm kötülüklerden korumuştu ve içindeki tüm negatif enerjiyi yok etmişti. Bunda korkucalak ne vardı? Aslında bunda korkulacak bir yoktu ama R, Rose' un içinden bir parça bu olanlar normalin dışında olduğunu söylüyordu. Her zaman içindeki sesini dinlediği için şimdi de içindeki sesi dinleyip taşı yavaşca eline aldı ve taşı sonsuzluğa karıştırmak üzere yere sert bir darbe ile fırlattı. Ama ne var ki taş hiç bir şekilde hasar görmemişti. Marj ile Rose aynı anda birbirlerine şaşkın bir şekilde bakakaldılar. Rose geçen gün okduğu kitabı aklına getirdi bir an.. Orada bir büyü yazıyordu.. Evet belki bunu uygulursa o taşı patlatabilirdi. Her zaman cebinde taşıdığı asasını çıkardı ve Marj' ı geriye doğru çekerek; asasını taşa doğru doğrulttu ve şu kelimeleri üstüne bastına bastıra söyledi, " Confringo!! " o anda taş -pat- sesiyle birlikte param parça olmuştu.

O anki sevinçten Marj' a sımsıkı sarılan Rose sarılma faslı bittikten sonra suratında tatlı bir gülümseme belirterek ona baktı bir süre boyunca. Marj ona merak edercesine bakışlar fırlatıyordu. Bunun üzerine Rose onun merakını gidemrke isterceisne kısık bir ses tonu ile konuştu, " Şey, bakma öyle.. geçenlerde bir kitap okumuştum büyüler ile ilgili, oradan aklımda kalmış sanırım. " Rose her zaman hafızasına hayran bir kızdır. Hafızası o kadar kuvvetlidir ki , kolay kolay öğrendiği şeyleri unutmaz. Bu yüzden de her zaman çevresi tarafından övülmüştür. Hatta çoğu arkadaşının onu deli gibi kıskandığı bile olmuştur. Fakat Rose , bunlara pek aldırış etmez; o her zaman kendi olmayı seçer. Yine bir günü daha geride bırakmışlardı. Ardında bıraktıkları gün o kadar yorucu geçmişti ki.. Güneş artık yavaş yavaş batmaya başlamıştı. Rose; güneşin batışını izlemeyi çok sevdiği için Marj' a bakıp çekingen bir ifadeyle mırıldandı, " Şey istersen güneşin batışını izleyelim. Ben çok severim de. " Daha sonra ise ikisi beraber oturup güneşin batışını izlediler.

O kadar muhteşemdi ki.. Rose o manzarayı izlerken gözlerini ondan alamamıştı adeta. Güneş battıktan sonra derin bir nefes alıp ikisde aağa kalktılar ve Hogwarts' ın içine doğru yürümeye başladılar.. Saat geç olmuştu. Birazdan Bina Sorumluları onları yatakhanelerine toplmaya başlardı bile. Rose' un yapacağı ilk iş ise yatakhaneye gidip derin bir uyku çekmek olacaktı..


*Confringo: Cisimleri güçlü bir şekilde patlatmaya yarayan büyüdür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/karakter-karty-f86/rose-gab
 

Yeni Arkadaşlıklar~~

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-