Bahçe

Gezgin

William derslerden vakit bulabildiği bir ara bahçeye çıkıp bir banka yatarak dinlenmeyi tercih etti. Bir dakika bile dinlenememişti ki Ravenclawlı birkaç kız arkadaşı yanına gelmiş kıkır gülüyorlardı. William gözlerini açtığında tepesinde üç melek gördü. Hemen yattığı yerden doğrulup oturur pozisyona geçti ve kızlardan ikisini iki yanına alarak kollarıyla onlara sarıldı. Diğeri ise tam William'ın önüne bağdaş kurarak oturdu.

"Kızlar n'apıyorsunuz bakalım?" dedi William hepsini gözden geçirerek. "Ne yapmamızı bekliyorsun ki? Bizi hiç görmeye geldiğin yok. Hep biz geliyoruz." dedi sol tarafındaki kız çocuksu yapmacık bir tavırla. William da aynı tavrı takınarak "Ooo..." dedi acıyan bir ifadeyle. "Yapma bebeğim. Derslerden zaman mı buluyorum? Tenefüslerde bile ordan oraya koşturuyorum. Bir dinlenme zamanım şimdiydi işte. Yanlış anlamayın sakın... Sizin gelmeniz çok daha iyi oldu kendimi daha iyi hissettim."

O sırada sağ tarafındaki sarıldığı kızdan kolunu çekerek soldakine götürdü. Kızın yüzünü iki elinin arasına aldı ve yüzünü kızın yüzüne oldukça yakın tutarak "Sen bu konuda üzülme Kate'ciğim. Seni görmeye fırsat buldukça geleceğim." dedi. Alnına bir öpücük kondurdu. Kate bundan gayet hoşnut olurken diğerleri kıskançlıktan çatlıyormuşçasına kızardılar. Özellikle de sadece Kate'e hitap ettiği bölüme bayağı alınmış gözüküyorlardı. William her zaman Kate ile daha ilgili olduğu için diğer kızların sürekli onu kıskandığını hissedebiliyordu.

Diğerleri daha fazla dayanamayarak bir bahane ileri sürüp ordan gittiler. Büyük ihtimalle ikisinin dedikodusunu yapacaklardı ama William umrunda değildi. Kate'in de pek umrunda gibi görünmüyordu. William'ın sol kolu hala kızın omzunu sarıyordu ve sağ eli de kızın ellerinin arasındaydı. Sağ bacağını sol bacağının üstüne, kızdan olan tarafa doğru, atmış, kızın öylece yüzüne bakıyordu. Ne kadar da güzeldi! Yavaşça yanağına bir öpücük kondurdu ve kız bundan hoşlansa da utangaç tavırlar sergiledi. "Çok güzelsin." dedi William fısıltıyla ve kızın gözlerinin içine bakarak.

Gezgin

Ashley Maglor'dan ayrılır ayrılmaz halen bahçede olduğunu gördüğü Will'in yanına gitmeye karar vermişti.Ama Will'in yanına gitmeden önce tuvalete gidip saçlarını düzeltmesi gerekiyordu.Baykuşhane kadar yüksek bir yerdeyken saçları rüzgardan bozulmuştu.5.kattaki kızlar tuvaletinin kapısını itip açtı.İçeride bir kaç kişi vardı.Hepside 6.sınıftı.Ashley boş olan bir aynanın karşısına geçti.Saçları biraz kabarmıştı.Saçlarını parmaklarıyla taramaya çalışırken boş bir uğraş olduğunu düşündü.Cüppesinin cebinden sarı tokasını çıkarıp saçına bağladı.Saçının uzunluğu ve güzelliği böyle daha belirgin oluyordu.Yüzüne baktı.Çok hoş duruyordu.Kendine güzelliği açısından o kadar güveniyordu ki.

Kızlar tuvaletinden çıktıktan sonra daha beş kat ineceğini düşündü.Okul bu kadar büyük olmak zorunda mıydı ki? Will'i nasıl gıcık edeceğini düşünürken bahçeye inmişti bile.Bahçeye bakıp gözleriyle Will'i aradı.Oradaydı işte ama her zamanki gibi yalnız değildi.Yanında birkaç Ravenclaw'lı kız vardı.Kızlarla ne konuştuğunu duyamıyordu Ashley ama kesin onu sinir edecek birşey konuşuyordu bu konuda emindi.Neden kıskanıyordu ki?İnsan sadece arkadaşı olan birini kıskanmazdı ama Ashley kıskanıyordu onu.Ama Maglor'u seviyordu.Onu kıskanmadığı kadar Will'i kıskanıyordu.Ashley düşüncelerini kovup ''Unutma Ashley sen Maglor'un sevgilisisin ve onu seviyorsun''dedi kendi kendine.

Düşüncelerinden sıyrılıp tekrar Will'i izlemeye başladığında diğer iki kızın bozum olduğunu farketti.Kızlar Ashley'nin yanından geçerken homurdanıyorlardı.Kızlardan biri Ashley'i göstererek arkadaşına birşey demişti.Ashley kızların onun hakkında konuşmalarına boşverip Will'e baktı.Ashley'nin adının Kate olduğunu bildiği kıza içine düşecek gibi bakıyordu.Ashley Will'in kısa birşey dediğini farketti.İkisi de birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.

Ashley daha fazla bu manzaraya dayanamazdı.Kıskançlığının son seviyesindeydi artık.Will'in yanına gitmeye karar verdi.Will'in arkasına geçip onu görmemesini sağladı.Sonra da alaycı bir tonla ''Ah kusura bakmayın Bay Darcy böldüm galiba!''dedi.Alayının altında kıskançlık yatıyordu buram buram...

Gezgin

Tam Kate ile dudakları kavuşacakken ''Ah kusura bakmayın Bay Darcy böldüm galiba!'' diye bir kız sesi duydu arkasından. Aniden Kate'den ayrılıp arkasını döndüğünde Ashley olduğunu gördü. Tam da yerinde gelmişti! "Ne yaptığını zannediyorsun sen!" diye bağırdı William yüzünü buruşturarak. Bu ciddiyette fazla yakın bir yüz ifadesi değildi. Böyle yaptığı zaman daha çok komik ve tatlı oluyordu.

Ayağa kalkıp bankın arkasına, Ashley'nin yanına, gitti ve Kate'e işaret parmağını kaldırarak izin istedi. Ashley'yi bir köşeye çektikten sonra "Neden tam olayın ortasına dalıyorsunuz, Küçük Hanım?" diye sordu başını eğip sol kaşını kaldırarak. Suratında hafif bir tebessüm vardı, belli belirsiz... Ashley havalı tavırlarla ona cevap vermekten kaçındı.

Ashley'ye biraz daha yaklaştı. Birbirlerinin nefeslerini hissedebiliyorlardı. "Bakın bayan, ordaki hanım benim sevgili adayım ve birileri size bu şekilde sevgililer arasına girmenin çok kaba bir davranış olduğunu öğretmemiş sanırım." dedi. Bu sefer daha ciddiydi ve yüzünde en ufak bir tebessüm belirtisi yoktu. "Şimdi izninizle..." diyerek reverans yaptı ve Kate'in yanına gitti.

"Ben gitsem iyi olacak, Will. Sonra görüşürüz." diyerek çantasına sarıldı Kate. "Bebeğim, bir dakika. Nereye hemen?"

"O kız yine burda. Ona dayanamıyorum. Sana sarkıyor."

"Saçmalama Kate. Bana sarktığı falan yok. Yakın arkadaşım ve arada birbirimize takılırız işte böyle." diyerek kızın gönlünü almaya çalıştı William.

"Olsun, ben yine de gideyim. Sonra görüşürüz."

Kızı fikrinden alıkoyamayacağını anlayan William fazla zorlamadı. "Tamam canım. Sonra görüşürüz ama önce bir öpücük." dedi William yanağını uzatıp işaret ederek. Kız oraya küçük bir öpücük kondurdu ve gülümseyerek gitti. William da onun arkasından ona gülümseyerek bakıyordu. Kız gözden kaybolana kadar ara ara arkasını dönüp William'a bakıyor ve el sallıyordu. William da ona el sallayarak karşılık veriyordu.

Kate tamamen gözden kaybolunca William'ın yüz ifadesi değişti. Ashley hala az önce bıraktığı yerde zafer kazanmışçasına duruyordu. William kıza hızla yürüyerek "Senin yüzünden gitti." dedi çocuk gibi. "Neden böyle yapıyorsun?" dedi ve kendisini yerdeki çimlerin üzerine bıraktı. Konuşurken Ashley'ye bakmıyordu. Çimlerle oynayarak konuşmasına devam etti. "Bazen beni gerçekten deli ediyorsun. Bunu yapmak zorunda mısın?" diye isyan etti. Ama bu isyandan çok bir yalvarış, bir bıkkınlık gibiydi.

"Neden biraz da arkadaş gibi olmaya çalışmıyorsun? Birbirimize çok takılıyoruz, tamam ama sevgilinin yanında sana böyle bir şey yapsam sen de hoşlanmazdın. Üstelik sevgilin de beni sağ bırakmazdı heralde."

Gezgin

"Ne yaptığını zannediyorsun sen!"Ashley Will'in ona çıkışmasına ukala ve havalı bir tavırla izliyordu.Will ona kızmış gibi davranmaya çalışıyordu ama her zamanki gibi kızamıyordu.Will onun yanına gelip Ashley'i bir köşeye çekmişti.Ashley aldırmaz ve havalı tavırlarla ona bakıyordu.Onu çıldırtmayı seviyordu.Ashley alaycı şekilde ona bakarken Will ona biraz daha yaklaşmıştı.Ashley Will'in nefesini suratında hissedebiliyordu.Kalbi hakim olamayacağı şekilde atıyordu ki.Neden böyle olmuştu.En son böyle olduğunda Maglor'la idi.Duygularımı değişiyordu.Hayır imkanı yoktu.Ona hayran kızlardan olmamalıydı.Maglor'a ve kendine büyük haksızlık olurdu bu.Suratındaki tüm alay silinerek Will'in gözlerine bakıp konuştuklarına dikkatini vermeye çalıştı."Bakın bayan, ordaki hanım benim sevgili adayım ve birileri size bu şekilde sevgililer arasına girmenin çok kaba bir davranış olduğunu öğretmemiş sanırım."

Will gözlerine bakınca onun gerçekten sinirlenmiş olduğunu anlamıştı.Ellerine beline koyup ona baktı.Nasıl onla böyle konuşurdu ? O onu gıcık ederken iyiydi ama...Tam ağzını açıp konuşacakken Will o salak kızın yanına gitmişti.Ashley kıza gözlerini devirerip dil çıkardı.Ah bu kızlar çok salaktı.Ashley'nin ona asıldığını sanmışlardı.Ashley'nin Maglor'la olduğunu birilerinin ona sölemesi gerekiyordu anlaşılan."Tamam canım. Sonra görüşürüz ama önce bir öpücük." Ashley bunları duyunca kusuyormuş taklidi yaptı.Ah ne kadar havalıydı bu Will.Ashley sırıtıp dururken Will sinirle ona dönüp "Senin yüzünden gitti." demişti.Ashley tüm ukalalığı ve gıcıklığıyla ah yazık bakışı attı Will'e.

"Neden böyle yapıyorsun?" demişti Will bezmiş şekilde.Ashley 'de nedeni bilmiyordu.Belki sadece gıcıklık için ya da onu ... Ah hayır o Maglor'u seviyordu."Neden biraz da arkadaş gibi olmaya çalışmıyorsun? Birbirimize çok takılıyoruz, tamam ama sevgilinin yanında sana böyle bir şey yapsam sen de hoşlanmazdın. Üstelik sevgilin de beni sağ bırakmazdı heralde."demişti Will.

Ashley eteğini düzeltip yanına oturdu onun.Biraz alayca cümlesine başladı.''Hayır Maglor senin kadar tepki vericek biri değil merak etme.Gayet insancıl birine aşığım.Bu arada sana böyle yapmaya zorunluluğum yok ama ben seni sinir edince mutlu oluyorum.Ayrıca onun senin sevgilin bile değil.''dedi omzunu sallayarak ve devam etti ''Sevgili adayın o senin.Bu arada bana teşekkür edebilirsin seni öylesine salak bir kızdan kurtardım.Aa konuşcaklarımı bitmedi.Bu arada ben sana sarkmıyorum.Yeterli miktarda sarkan kişi var nasılsa sana? Aralarında olmaya da hiç bir zaman niyetim yok!''diyerek bitirdi sözünü.Biraz meydan okurcasına söylemişti son sözlerini.Doğruluk payına kendi de kızıyordu.Ona sarkan o kadar çok kız vardı ki.Hepsi de salak erkek manyaklarıydılar.Onlardan biri olmazdı.Anca Will ona sarkardı.Ama karşılık alması güç olurdu.Ashley'nin hayatında Maglor vardı.

Banned

Ortak salonda iki kızın tartışmasına tanık olmuştu.Öyle saçma bir nedenden di ki herkes onları ayırmaya çalışırken Rox gülmeye başlayınca herkes ona bakakalmıştı.Daha fazla onlara dayanamayıp kahkalar eşliğinde bomboş koridorlardan bahçeye ulaştı.Hem biraz da hava alıyordu işte.Büyüç bir ağacın yanından geçerken ileride ki bir bankta tartışırlarmış gibi görünen iki kişi gördü.Biraz daha yaklaştığında bunların Jessica'yla Will olduğunu farketti.

Yanlarına gidip "Uvvv gergin ortam ha"

dedi gülmeye çalışarak ama gülmemiş suratı değişik bir ifade almıştı.Onların Rox'a patlayabileceklerini biliyordu.Ama buna karşın yanlarına gelmişti Rox.

Gezgin

Ashley'nin, William'ın bu kadar ciddi olduğunu gördüğü halde bu şekilde konuşmasına sinir oluyordu. Kendini ne zannediyordu bu kız? William sinirine hakim olamayıp biraz sesini yükseltmişti.

"Ben bana asıldığını söylemedim zaten, Ashley! Kate öyle düşünüyor. İnsanların taklidini yapmadan önce saçmalamamayı öğren! Ve zaten öyle olmadığı da davranışlarından gayet belli. Beni sevseydin şu anda bu kadar rahat davranmazdın heralde. En azından bir özür beklerdim." Son cümleyi Ashley'nin gözlerinin içine bakarak söyledi. Duygularını anlamış olmasını umuyordu. Şımarık veya kendini beğenmiş olması duygularının olmadığı anlamına gelmezdi.

William daha kötü şeyler söylememek için kendini zor tutuyordu. Sinirden yüzü morarmıştı ve vücudu titriyordu. Hatta konuşurken bile sesindeki titreşimler belli oluyordu. Tam o gergin ortamın arasına nerden geldiği belli olmayan Rox daldı. Onu başka bir zaman görse çok mutlu olabilirdi ama şu anki ortamda onun gelmesine sevinecek hali yoktu. Tam konuşmanın ortasına daldı. Ahh, niye çevresindeki bütün insanlar bir şeylerin ortasına dalıyordu ki? Kate'le başbaşayken onları ayıran Ashley ve şimdi ashley'le sorunlarını konuşurken Rox... Bir işini tamamlayamayacak mıydı, hep bir şeylerin eksik kalması mı gerekiyordu, hep ertelemesi mi gerekiyordu?

"Uvvv gergin ortam ha" dedi Rox gülmeye çalışarak. Ancak William ciddi bakışlarını ve gülümsemeyen yüzünü görünce onun da suratı asılır gibi oldu. "Evet." dedi sakinliğini korumaya çalışarak. Git diyemezdi ya... Bu gerçekten çok ayıp olurdu. Sadece sorun yokmuş gibi davranmaya çalıştı.

"Nasılsın?" Sesindeki gerginlik hala anlaşılıyordu.

Gezgin

Ashley Will'e bakarken Will sesini biraz daha yükselterek "Ben bana asıldığını söylemedim zaten, Ashley! Kate öyle düşünüyor. İnsanların taklidini yapmadan önce saçmalamamayı öğren! Ve zaten öyle olmadığı da davranışlarından gayet belli. Beni sevseydin şu anda bu kadar rahat davranmazdın heralde. En azından bir biz özür beklerdim." demişti.Ashley sitemle ona bakıyordu.Bu ukaladan özür mi dileyecekti bir de ? Ashley'nin ona yaptığı bu kadar gıcıklığın altında yatan şeyi merak etmiyor muydu hiç? Ashley az da olsa ondan hoşlandığı için yapıyordu tüm bu gıcıklığını...

Ashley toplu olan saçlarını açtı.Hiçbirşey söylemiyordu.Hemen pes edip özür dilemek ona göre değildi.Tokasıyla oynayıp duruyordu.Gözleri bir ara Will'e kaydı. Çok sinirlendiğini anlayabiliyordu.Will sinirinden morarıyordu.Ashley Will'e bakarken Rox'un onlara doğru geldiğini gördü.Onun burda ne işi vardı ki.Ashley sinirli gözlerle kızı süzdü.Will'in asılmaya kalkacağı kızlardan biriydi.Will onun yanındayken yine o kıza asılırsa Ashley Will'e kesin sinirden kötü şeyler yapardı.Ashley kıza sinirle bakarken kız "Uvvv gergin ortam ha" dedi.Ashley kıza kafa salladı.Will'e baktı Ashley.Kızı. "Evet." diye onaylamıştı Will.Ashley kızın bir an önce gitmesinden başka bir şey istemiyordu.Kızı süzmekten vazgeçti.Saçlarının uçlarıyla oynamaya başladı.Kıza bakmak bile istemiyordu.Will'in kıza nasılsın dediğini duydu.Bir an için kızgınlıkla Will'e baktı.Kavga ederlerken bile başkasıyla ilgilene biliyordu.Ashley bakışlarını tekrar çime çevirdi.Neden bu kadar kızıyordu?Neden bu kadar kıskanıyordu.

Banned

Rox tam da zamanın da dalmıştı aralarına.Gerçekten de kavga ediyorlardı.Kendini suçlu hissetti bir an için bu kadar büyük bir sorun olduğunu bilseydi eğer gelmezdi.Bunu yapacak kadar akılsız değildi.Ancak olan olmuştu ve onların yanında duruyordu.Sonuçta sonra Will

"Evet.Nasılsın?"

Demişti.Ama Rox buna cevap vermeden.
"Özür dilerim.Gerçekten bu kadar büyük bir sorun olabileceğini tahmin etmemiştim.Rahatsız ettim." Bunları gerçekten içten söylemişti.Onları rahatsız etmek istememişti ve şimdide gidecekti zaten.Saçlarının uçlarıyla oynamakta olan Jess'e baktı.Kızgın olduğu kadar üzgün görünüyordu aynı zamanda da nedenini anlayamasada üzüldü.Bakışlarını Will'e çevirdi sonra en azından Jess kadar onu umursamaz davranmamıştı.Sonra arkasına döndü ve bakınmaya başladı.Bir bank arıyordu onlardan uzak.Sonra gözüne bir tane kestirdi.Ve oraya doğru yürümeye başladı.