Karşılaşma^^

Gezgin

Ashley dersler bittikten sonra Will,Silvia ve Elanor'dan ayrılıp onlardan önce Ortak Salon'a gitmişti.Ablası Jennifer'a mektup yazması gerekiyordu.Ona uzun zamandır yazmamıştı.Ayrıca ablasına Maglor'dan bahsetmek istiyordu.Yatakhaneye çıkıp çantasını bıraktı.Parşömen ve mürekkep alıp tekrar ortak salona gitti.Parşömeni açıp yazmaya başladı.

''Sevgilim Ablam...

Sana yazmayalı uzun zaman oldu.Bunun için özür dilerim ama o kadar meşgulüm ki...Ödevler ve tabi arta kalan zamanda da arkadaşlar.

Arkadaşlar demişken ablacım hayattımda arkadaşlıktan fazla bir yere sahip olan biri var.Adı Maglor...Çok çok yakışıklı tatlı ve romantik.Onu gerçekten seviyorum abla.O da beni seviyor.Belki de aşığım.Aşk nasıl birşey abla ?Ben sanki Maglor'u görünce..Ah anlatamıyorum abla.Öyle farklı oluyorum ki...Kimseye anlatamıyorum hissettiklerimi.Ayrıca abla ufak bir ayrıntı var.Maglor benden büyük.Ama umursadığım söylenemez.Neyse Maglor'umdan bu kadar söz etmek yeter.

Bu arada derslerimde senin kadar hatta daha da fazla başarılıyım.Özelliklede iksirde.Bu dersi çok seviyorum.Hatta bayılıyorum denebilir.

Ablacım tekrar yazıcam en kısa sürede ama artık kesmem gerek daha yapmam gereken ödevlerim var.

Seni çok seviyorum canım ablam...
Kardeşin Ashley..

Ashley kalemi masanın üzerine bırakıp parmaklarını çıtlattı.Daha önce söz verdiği gibi uzun değildi mektubu ama hayatındaki en önemli şeylerden bahsetmişti.İksir ve Maglor...Mektubu katlayıp yanında getirdiği zarfın içine koydu Ashley.Mürekkebini masada bırakıp mektubu alıp salondan çıktı.Baykuşhaneye gitmeyi seviyordu.Her desende baykuşlar vardı.Hepsi de sevimliydiler.Merdivenlerde bir kaç tanıdık kişiye rastlıyordu.Bazıları ona selam veriyorlardı.O da onlara el sallayıp gülümsüyordu.Arada sırada da gözleriyle Maglor'u arıyordu.Buralarda olabilir miydi acaba?

Ashley Maglor'u görmeyi başaramamıştı.Ama en sonunda baykuşhaneye varabilmişti.Baykuşhanede kimse yoktu.Ashley Edward'a baktı.Etrafta gözükmüyordu. Yüksek sesle ''Edward nerdesin oğlum gel hadi bak mektubum var senin için.Hadi Edward...''dedi.Ona doğru gelen kanat sesleri duyuyordu.Kafası kaldırdığından Edward'ın Ashley'nin yanında olan tüneğe konduğunu gördü.Edward'ın gagasını sevgiyle okşayıp ''Bunu ablama götür tamam mı?'' dedi.Edward ona ayağını uzatıp mektubu bağlamasına izin verdi.Ashley onu son kez sevdikten sonra baykuşhanenin camlarından süzüldü Edward.Ashley onu kaybolana kadar izlemeye karar vermişti.Kollarını göğsünde buluşturup gülümseyerek Edward'ı izlemeye başladı...

Gezgin

Ailesi aklına yeni mi gelmişti, yoksa yeni mi fırsat bulabilmişti posta göndermeye kendisi de bilmiyordu. Serin göl kenarında dolanırken aklına birden mektup atma fikri gelmiş, hızla ortak salona gidip bir mektup yazmış ve bunu baykuşu Swensky ile göndermeye niyetlenmişti. Bu niyeti az da olsa kendisine şaşırmasına yol açmış, son günlerde üzerinde hatırı sayılır derecede bulunan üşengeçliğini yenip bu işi yapmaya niyetlenmesi onu cidden şaşırtmıştı.

İçindeki garip enerji ile ortak salondan çıkmıştı. Elindeki zarf ile garip göründüğünü hissetti. Hemen zarfı sağ cebine tıkıştırdı ve zaten aynı katta bulunduğu baykuşhaneye yavaş fakat sert adımlarla gitti. Baykuşhanenin iyice eskimiş, kabukları soyulmuş siyah kapısını gıcırdamasına sinir olarak girebileceği kadar aralık bırakarak açtı. Kapıdan geçipte içeri vardığı an arkasından hızla kapanan kapıya ters bir bakış atarak baykuşunu gözleri ile taramaya başladı. İleride Slytherinli bir kız dışarıya bakmış bir şekilde duruyordu. Daha kim olduğunu kestirememişti. Gözleri dikkatle çevreyi incelerken baykuşunu orada uyuklarken bulmuştu.

Kararlı adımlarla baykuşunun yanına gitti ve sağ eli ile yavaşça baykuşun başının üstünü okşamaya başladı. Baykuş gözlerini hafifçe kırparak açtı ve biraz küskün, biraz kızgın tavırla Maglor'a bakarak acı bir şekilde öttü. Maglor bir an için onu ne kadar da boşlamış olduğunu farketti. Evdeyken ne güzel de oynardı onunla.. Oysa şimdi burada bulunması, bir azkaban mahkumundan farkı olmadığını düşündürüyordu insana. Hafif bir suçluluk duygusuyla hayvana gülümsedi ve mektubunu sağ cebinden çıkardı. Son bir kez içinden okuyacaktı.

"Merhaba ailem..

En son gelen mektubunuzu aldım ve söylemem gerekirse beni Durmstrang'a göndereceğinizi düşünmenize karşılık biraz kızdığımı söyleyebilirim. Açık sözlülüğümün karşılığı bu olmamalı. Tek sevindirici olay ise dedemin bana karşı olan övgü dolu sözleriydi. Eh kime benzediğim anlaşılıyor..

Sizlere durumumun iyi olduğunu, beni merak etmemenizi ve okulda hayatın normale döndüğünü söylemek için yazıyorum. Okuldan alma düşüncenizin hemen yok olması dileğiyle. Oğlunuz Maglor."

Sinirle yazılmış, içinde imalar bulunan bir mektuptu bu. Ailesinin onu düşünmesi elbette iyiydi ama bebek muamelesi.. Bunu kaldıramazdı ve bir daha savaş olursa ölümü pahasına bir daha savaşırdı. Ciddi bir ifade ile az önceki gülümsemesinin silinmiş olduğunu gören şaşkın bakışlı baykuşuna bakarak mektubu Swensky'ın ayağına bağladı. Ses tonu normal bir şekilde "Bunu bizimkilere götürmeni istiyorum Swensky. Ayrıca dedemin yanına git ve onu neşelendir. Tamam mı?" Baykuş onaylayan bir ifade ile kar beyazı kanatlarını havalandırarak uçmaya başlamıştı. Maglor onun dışarıya bakan kızın üzerinden geçtiğini farketti. Tanıdık birisiydi sanki. Yanına yaklaştı..

Yaklaştıkça bunun Ashley olduğunu farketti. Nasıl bir tesadüftü bu? Şaşkın bir ifade ile kıza daha da yaklaştı ve sağ elini daha kız farkedemeden, kızın omzuna attı. Gülümseyerek "Manzara ilgini mi çekti?" dedi. Bu kadar tesadüf olamazdı. Şansına içinden gülücükler atarak, içerideki baykuşların hırıltılı seslerine kulak kabartmıştı..

Gezgin

Edward gökyüzünde kaybolmuştu bile.Ama Ashley yerinde durup gitmemişti.İçinde birşey gitmemesini söylüyordu ona.Ashley yüreğinin sesini dinlemiş manzarayı taramaya başlamıştı.Huzur verici bir manzarıydı.Ashley baykuşhanede bazı ayak sesleri duydu.Arkasını dönüp bakmak bile istemedi.Çünkü göl ilgisini çekmişti yine .Aklına Maglor gelmişti .Onu görmemişti bu sabah hiç.Maglor'un tatlı suratını düşünürken ayak seslerinin ona doğru yaklaştığı duydu ama gölden başka bir yere bakmak istemiyordu.Yağmur damlalarının gölün üstüne düşüşü onda huzur yaratıyordu.

Biri elini omzuna atmıştı.Kafasını çevircince o kişinin Maglor olduğunu gördü.Tesadüfün böylesi olabilir miydi?Aslında tesadüf değildi onları buluşturan Ashley'e göre aşktı onları buluşturan şeyin adı.''Manzara ilgini mi çekti?" demişti Maglor tatlı gülümsemesiyle.Ashley Maglor'u yanağından öptü.Ah yine ona dokunca heyecanlanıyordu.Maglor'a gülümseyerek ''Manzarının bir bölümü denebilir.Neresi olabilir sence ?'' dedi.Maglor'a baktı.Onun yanında yine huzur bulmuştu.

Gezgin

Cevabı biliyordu fakat sadece gülümsemekle yetindi. Yanağından öpmesi hoşuna gitmişti. Camı olmayan pencereye biraz daha yaklaştı ve uzakta bulunan dağların, bulutlar tarafından örtülmüş zirvelerine bakmaya başladı. Gri gökyüzünde beyazlığı ile açık bir şekilde belli olan baykuşu, ayağındaki mektup ile ağır ağır gidiyordu. Evini özlemişti. Özellikle dedesi ile olan saatleri. Dedesi, ne zaman gençliğini anlatsa her konuşmasınının sonunda gençliğinin Maglor gibi olduğundan bahsederdi. Dedesi bir araştırmacıydı. Çok yer gezmişti. Maglor da babası sayesinde geziyordu. Ne de güzel bir duyguydu. Babasının en büyük yararı işi olmuştu. Uluslararası büyücüler konferansı Britanya kürsüsü çalışanı. Ne de güzel..

Bir an için baykuşun yerinde kendisi olmak istedi. Gitmek,uzaklaşmak. Özgürlüğü göklerde aramak.. Acaba ne zaman kendisine adayacaktı bu hayatını. Başını hafifçe aşağıya doğru eğdi ve yükseklikten gözü korkmuş bir şekilde hemen tekrar ileriye baktı. Uçmak pekte ona göre birşey değildi.Bir an Ashley'nin hala yanında olduğunu farketti. Gülümsemeye çalışarak "Nasılsın? Nasıl geçiyor günler?" dedi. Gözlerinden yansıyan sadece gri bulutlardı..

Gezgin

Maglor Ashley sorduğu soruya sadece gülümsemekle yetinmişti.Maglor omzumdaki elini çekip camı olmayan pencerelerden birine yürümüştü.Ashley onun davranışlarından evini özlediğini anlayabiliyordu.O da evini özlemişti.Hem de herşeyden çok ama buradaki hayatıda çok güzeldi.Arkadaşları vardı.Silvia,William, Elanor ve tabiki Maglor... Burayı sevmesindeki en büyük etkenlerden biri... Ya da evini özlemediyse başka bir sıkıntısı vardı.

Maglor'un tam olarak neyi olduğunu anlamak için ona bakarken Maglor ona gülümseyerek''Nasılsın? Nasıl geçiyor günler?" demişti Maglor tekrar Ashley'e bakarak.Ashley onun yanına gidip aşağı baktı.Çok yüksekti ama süpürgeyle uçmayı sevdiği için umursamıyordu.''Güzel hatta harika..Dersler iyi.Tabiki bitkibilim dışında.Sen varsın.Arkadaşlarım var..Bu yüzden çok güzel gidiyor.Senin nasıl peki ?Biraz dalgın gözüküyorsun.Bişey mi oldu ? ''dedi Maglor'a bakıp.Tekrar gözleri göle kaymıştı.Gölden hiçbir zaman vazgeçemeyecekti.

Gezgin

Gökyüzüne bakmış bir şekilde duran yüzünü Ashley'e doğru çevirerek konuşmasını dinlemeye başladı. Hayatının iyi olduğundan bahsediyordu ve en azından onun böyle iyi hissetmesi, kendisininde iyi hissetmesini sağlamıştı. Dalgın dalgın ona baktığını farketti. Bir soru sormuştu ve biraz duraksadıktan sonra yanıtlasam mı, yanıtlamasam mı gibisinden bir karmaşa içinde kaldıktan sonra yanıtlamaya karar verdi.

"Birşeyim yok. Sadece uzun zamandır eve mektup göndermediğimi farkettim de." Oysa kız gerçekleri bilmiyordu. Kalbinin telaşla atmasını, onu dalgın hale sokan olayı. Bir yandan evi özlüyor, bir yandan da dönme düşüncesini tehlikeli buluyordu. Sanki bu yıl bitince bir daha hiç Hogwarts'a dönemeyecekmiş gibi hissediyordu. Hisleri kuvvetli olmayan biri olsa endişelenmezdi. Fakat..

Kimsenin canını sıkmak istemiyordu kendi sıkıntısıyla.. Gülümseyerek Ashley'e yaklaştı ve yanağına bir öpücük kondurarak hafif gücenmiş, hafif meraklıymış edası verdiği ses tonu ile konuşmaya başlayarak "Kimmiş bakalım bu arkadaşlar?" dedi. Hafif kıskançmış gibi davranmak, olmadığı bir role büyünmek belki neşesini yerine getirirdi. Sırıtmaya çabalayan yüzünü zorlukla normal tutuyordu. Kızın gözlerinde gölün yansımasını net bir şekilde görüyordu..

Gezgin

Ashley Maglor'un yanıtından sanki onu geçiştirmeye çalıştığı hissetmişti.Ama sesini çıkarmadı.Ona söylemek istemediği önemli şeyleri olabilirdi.Ashley sevgilisi olduğu için ona herşeyi söylemek zorunda değildi.Ama Ashley biraz alınmıştı.Onu gerçekten çok sevseydi aklındaki düşünceleri onla paylaşırdı.Onunda Maglor'a söylemediği şeyler vardı.Ama hepsi onu sevdiği içindi.İlişkilerini bozmak istemediği için susuyordu.Söylerse bozulacağını hissediyordu.Hepside ailesiyle ilgili şeylerdi.

Ashley sadece göle bakıyordu.Maglor onun yanına yaklaşmıştı.Ashley yanağında onun dudaklarını hissetmişti.Gülümseyerek Maglor'a baktı.Onu sevmek böyle birşeydi. "Kimmiş bakalım bu arkadaşlar?" demişti yarı gücenmiş yarı kıskanmış havasına bürünmüştü.Çok tatlı gözüküyordu.Yüzündeki sırıtmasına engel olmaya çalışıyor gibi duruyordu.Ashley bozuntuya vermeyip saymaya başlayacakken aklına Will geldi.Will'i sayarsa kıskanabilirdi.Ama saymazsa Will'e ayıp olurdu.Çünkü Will gerçekten iyi bir arkadaştı.Ayrıca Ashley Will'i seviyordu.Ashley'nin kafasında kurnuzca bir düşünce belirmişti.Ashley umursamaz bir tavıra bürünüp ''Tabi ki Silvia ve Elanor.Ah unutuyordum Will var birde tabi...''dedi.Will'in ismini bilerek sona saklamıştı.Kıskanıp kıskanmayacağını bilmek istiyordu.Kıskanırsa onu gerçekten sevip sevmediğii bir parçada olsa anlayabilirdi.Maglor'a baktı.Sanki biraz kıskanmışa benziyordu.

Gezgin

Gözlerini kızın gözlerinden alıp, bahçede dolaşan insan topluluğuna yönlendirdi. Okul değişiyordu. Hem de büyük bir hızla. Eskiden neşeli olan, herşeyi eğlenceye vuran topluluk şimdi yerini düşünceye, karamsarlığa bırakmıştı. Maglor da bunu iliklerine kadar hissediyordu..''Tabi ki Silvia ve Elanor.Ah unutuyordum Will var birde tabi..."

Bir kaşı şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. Sanki bunu özellikle yapmıştı kız. Ama kıskanmayacaktı. En azından belli etmeyecekti. Gerçi kıskandığından bile emin değildi. Ashley'e güveni tamdı ve onun sevgisine karşılık verdiğini zaten biliyordu. Ama kıskanmış gibi görükmek, onu sevildiğinin farkına varmasını sağlayabilirdi. Bazen kelimeler yetmezdi. Fakat şimdi bunu rahatça hissettirebilirdi. "Will ile pek iyi değil sanırım aranız. Baksana unutuyormuşsun az daha." demişti hafif soğuk bir ses tonu ve gücenmiş bir ifade ile. Elini cebine attı ve Ashley'i süzmeye başladı.

Karşılaşma^^

Karşılaşma^^

Similar topics

Similar topics