Kızın dudaklarının yanağına değmesi Maglor'un ayıp birşey yapmışcasına kızarmasına yol açmıştı. Utangaç bir şekilde gülümsemekle yetinmiş ve göle damlayan yağmur sularını izlemeye başlamıştı. Üzerinde hastalıktan eser yoktu. İlacını bulmuştu o..
Kızın sarılması ile birlikte saçları Maglor'un çenesinin altına gelmişti. Buradan onun saçlarının o hoş kokusunu alabiliyordu. Baharı hissediyordu. Fakat o bahar sonbahar değildi.. Çiçeklerin açtığı,kuşların yaşamı şakıyarak anlattığı, sevgililerin el ele ortalıkta dolaştığı ilkbahardı. Gülümsedi ve sol elini kızın elinin üstünden çekerek saçlarını okşamaya başladı. Sağ eli ise hala kızın elini tutuyordu. Gölden gözleri ayrılırken gözleri Ashley'ninkilerle buluşmuştu. Hayat dolu ve parlaktılar..
Zamanın hiç geçmemesini,sonsuza dek böyle kalmayı ne kadar da çok isterdi ki. Bu imkansız düşünce ağır ağır kafasından uzaklaşırken yeni bir soru kafasında yer etti. Fakat gerek yoktu sormasına. Zaman gösterecekti herşeyi. Gülümsedi ve kızın saçlarına başını dayadı. "Göl daha bir güzel sanki.."
Anasayfa 
