Düşünceler^^ 2..

Gezgin

Rp Out: İlk bölüm..
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/koridorlar-f125/duunceler-t748.htm#20200
Rp In:

Ya Maglor'u kırmamak için yalnız kalmamayı seçmiş, ya da düşündüğü birkaç detay Maglor'dan oluşuyordu. İkinci düşüncesini saçma bularak, hayal gücünün olağanüstü durumuna şaşırdı. Göl uzaktan gülümsüyor,serin hava bu iki kişiye kucağını açmış bekliyordu.

Gölden gelen temiz hava, iyi hissetmesine yol açmıştı. Kızla beraber yanyana kendilerini çimin üzerine bırakmışlardı. Ashley ateşinin olup olmadığına bakmak için elini alnına koyduğunda tüylerinin diken diken olduğunu hissetti bir an için. Kısa bir an sonra üzerinden bu his hızla yok olurken, Ashley de ateşinin olmadığını söylüyordu. "İyi haber.." Gülümseyerek yanında oturan kıza baktı. Aklından ne geçiyordu tahmin etmek güçtü. Biraz zorlamanın vakti gelmişti.

"Neymiş bu birkaç detay. Özel değilse belki birlikte düşünürüz." Ne olduğunu bilmemesi nedeniyle gülümsemekle ciddi durmak arasında kalmıştı. Ama dudakları sırıtmamak için zorla tutulduğundan ilginç görünüyorlardı. Yardımsever bir ifadeye bürünerek, içinden gölün uzağındaki dağların doruklarını saymaya başladı.

Gezgin

Maglor Jes'i biraz şaşırtarak bir soru somuştu Jes'e:
"Neymiş bu birkaç detay. Özel değilse belki birlikte düşünürüz."
Jes'in beyni hiç çalışmadığı kadar hızlı çalışarak bahane bulmayı düşünüyordu.Ama nedense beyni onu yarıyolda bırakıyordu.Neden böyle oluyordu?Çok kolay yalan söyleyebilen Jes neden başaramıyordu?Jes yalan söylemek istemiyordu.Özel derse de Maglor'un kırılcağını düşünüyordu.Ah ne yapacağını gerçekten bilemiyordu.Biraz doğrulup konuşmaya başladı.
''Dersler ve arkadaş ilişkilerim.Seçtiğim arkadaşlarım doğru olup olmadığını düşünüyordum ya da benim için önemlerini...''
Ağzından çıkanlara şaşırmıştı.Beyni yine onu kurtarmıştı.Maglor'a ilgisini belli edecek hiç birşey de söylememişti.Bu durumda herşey normale dönmüştü tek birşey dışında.Maglor'un gitmesini istemediği için özel değil diyerek yalan söylemişti.Yalan söylemekten utanmazdı ama bunu Maglor'a yapmaktan utanırdı.Yalan söylerkenki yüzündeki ifadenin normal olmasını sağlayabildiğinden emin değildi.Onu bu kadar zorlayan şeyin adı neydi?1 haftadır bitmek bilmeyen rüzgar üşemesine yol açmıştı.Cüppesine biraz daha sıkı sarıldı.Acaba Maglor onun bu yalanına inanacakmıydı?Göl sularından gelen yansımalarına baktı.Jes'in yüzü tedirgin duruyordu.

Gezgin

Yüzünde memnuniyetle beliren bir gülümseme gözüktü Maglor'un. Hastalığı üzerinden çarşafın çekilmesi gibi narin bir şekilde gidiyordu. Kızın bahane bulduğuna babasının tüm serveti üstüne bahse girerdi. Fakat bitmeyecekti zorlaması. Ciddi bir ifadeye büründü ve konuşmaya başladı."Hmm..Sorguladığına göre yolunda gitmeyen bazı şeyler var arkadaş durumları arasında. Ya da bazı arkadaşlarının yeri değişti gözünde."

Kurnazca bir soruydu. Her ne kadar Ashley'nin bu sorunun altından kalkabileceğini düşünse de, ya tutarsa diye atmıştı ortaya. Gülümsedi. Eğer bu sorunun da altından kalkarsa ona gerçek duygularını söyleyecekti. Eğer düşündüğü şey değilse de sorunu çözmek için herşeyi yapacaktı. Yüzünü hafif bir rüzgar yalayıp geçmişti..

Gezgin

Jes daha fazla soru sorarsa ne bulacağını bilmiyordu.Jes'in bilmediği o kadar çok şey vardı ki bu aralar.Maglor inanmamış gözüküyordu.Ama sonra ciddi bir ifadeyle "Hmm..Sorguladığına göre yolunda gitmeyen bazı şeyler var arkadaş durumları arasında. Ya da bazı arkadaşlarının yeri değişti gözünde."demişti.Jes bir an için kalakalmıştı.Jes daha fazla dayanamayacaktı.Neden onu bu kadar zorluyordu ki.Acaba?Ah bu acabalarda uzaklaşmalıyım dedi Jes kendine.Ama uzaklaşması içinde yanıtlanması gerekiyordu bu acabalaırın...

Bu sefer bahane bulmak yerine aklından geçenleri söyleyecekti.Elini dizinin üstüne koyup suratını dayadı.Maglor'a döndü.''Yolunda gidip gitmediğini bilmiyorum ama evet arkadaşlarım yeri gözümde değişmeye başlıyor.Ama bu değişim doğru mu onu bilmiyorum işte."dedi.Tamda düşündüğü şeyleri söylemişti.Maglor'un yanıtını ne olacaktı acaba? Jes'i seviyorsa söylemesinin tam zamanıydı yoksa Jes duygularından vazgeçecekkti.Jes gözlerinin Maglor'un suratından çevirip gölün suyuna baktı.Çok sakin gözüküyordu.

Gezgin

"Oldukça karışık!" Maglor Ashley'inin hareketlerini böyle değerlendiriyordu. Hallerinden kendisine karşı birşey hissettiğini anlayamıyordu. Bu da onun cesaretini kırıyordu. "Ah cesaret! Her zaman varsın ama olmak gerektiğinde yoksun!" İçinden yakaran sesleri duymazlıktan gelmeliydi. Yoksa buna kulak verecek ve içindeki hisleri kıza söyleyemeyecekti.

Vücudunun kırgınlığı bir yana, hafifçe çiselemeye başlayan yağmur yüzüne düşüyor,yüzünden yayılan sular hafifçe boynuna doğru kayıyor ve cüppesinin yakasını yağmur sularının haricinde ıslatıyordu. Bu da boğaz kısmının sırılsıklam olmasına yol açıyordu. Sağ eli ile suları damlayan saçlarını silkeledi ve ıslaklığının diplere de ulaşmasını sağladı. Saçları biçim verilmiş gibi duruyordu neredeyse.

Boğazını temizledi ve kızın konuşması ile hiç alakası olmayan dört kelimeyi söylemek için heyecanının biraz dinmesini bekledi. Etrafına bakındı. Hafif yağmurun getirdiği toprak kokusu burnunun içine dolarken, o bundan oldukça hoşnuttu. Kendisinin hiç beklemediği bir anda sözler ağzından çıktı.
"Ashley senden çok hoşlanıyorum."

Bir an için duraksadı. Neden ve nasıl yaptığını bilemedi. Sanki kötü birşey yapmışcasına yüzü korkmuş bir hal aldı. Fakat sonucuna hazırdı. En kötü ihtimal reddedilirdi. Arkadaşlıklarına bir şey olmaması önemliydi. Çünkü Maglor bu arkadaşlığı önem de veriyordu..

Gezgin

Ashley başlayan yağmur yüzünden ıslanmaya başlamıştı.Saçlarına gelen yağmur saçlarının dalgalı haline dönmesini sağlıyordu yavaş yavaş.Ashley saçlarını dalgalıyken daha çok seviyordu.Onun dediklerine Maglor hiçbir cevap vermemişti.Ama onun birşeyler düşündüğü halinden belli oluyordu.Ashley saçlarının omzundan geriye doğru attı.Saçlarından akan sular cüppesini daha da ıslatıyor.Yağmur yağdığı halde gitmek istemiyordu.

Elinin biraz ilerisinde olan tahta parçasına uzandı.Islak toprağa kendi adını yazdı ''Ashley''.Ashley Maglor'un yüzüne baktı.Islanmış saçları sanki bilerek şekil verilmiş gibi duruyordu.Her haliyle çok tatlı gözüküyordu.Ama biraz daha burada oturursa daha feci hasta olacağa benziyordu Maglor.Ashley tekrar yazdığı yazıya baktı.Elindeki tahta parçasıyla yanına bir kaç küçük yıldız ekledi.Böylesi daha iyi olmuştu.

Ashley bir anda "Ashley senden çok hoşlanıyorum." szöcüklerini duydu.Şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı.Tamda bu sözcükleri duymak isterken...Ashley Maglor'a bakıp gülümsedi.Onu gerçekten çok seviyordu.Gelip geçiçi bir aşka benzemiyordu Maglor'a hissettiği duygular.Elindeki tahta parçasıyla toprağa Maglor'la onun arasında kalan kısmına ''Bende senden çok hoşlanıyorum!''yazdı.Altınada kalp çizdikten sonra içine ''Maglor&Ashley'' yazıp Maglor'a baktı.En güzel gülümsemesiyle...

Gezgin

Olan olmuştu. Kız ona bakıp her zamanki güzel haliyle gülümsemişti. Bu Maglor'u ümitlendirmişti. Ardından kızın tahta parçasıyla üzerine yazmaya başladığı, yumuşamış toprağa bakmaya başladı. "Bende sen.." Anlamıştı. O da kendisinden hoşlanıyordu. Sırıtan bir yüzle kıza bakmaya başladı. Yazısının altına bir şey çizmekle meşguldu. Bir kalp ve içinde ikisinin isimleri..

Çok memnundu hayatından, olanlardan.. Belki de olacaklardan. Kıza biraz daha yaklaştı ve az önce tahtayı bırakmış olan küçük avcunu eline aldı. Gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı. Bir yandan da onun elini ilk defa tutmanın verdiği heyecan verici hisle savaşıyordu. "Belki yarın bu toprak parçasından adımız silinecek. Ama bilmeni isterim ki sen asla kalbimden silinmeyeceksin."

Kızın elini hafifçe okşarken bir yandan da kendisine şaşıyordu. Sarhoştu sanki. Evet sarhoştu. Az önce leziz bir şarap içmiş ve kendini kaybetmişti. Aşk şarabından içmişti. Bu cümleleri kurmasını da bu sağlamıştı. İçinde gazı bitmiş bir lambanın çıkardığı ışık gibi titreyen kalbinin hızlı atmasını karşısındaki güzellik sağlıyordu..

Gezgin

Maglor ona büyük bir sevinçle bakıyordu.O da Maglor'a...Onu seviyordu şu an için bildiği tek gerçek buydu.Elindeki tahta parçasını kalbin altına bırakmıştı.Maglor ona biraz daha yaklaşarak onun elini tuttu.Ashley kalbinin hiç atmadığı kadar attığını farketti.Maglor onun gözlerinin içine bakıyordu.Ash onun elini biraz daha iyi kavradı.O kadar yakışıklı o kadar tatlıydı ki...

"Belki yarın bu toprak parçasından adımız silinecek. Ama bilmeni isterim ki sen asla kalbimden silinmeyeceksin." Ah bir o kadar da romantikti.Ashley çekici bir şekilde gülümseyerek birşey demedi.Sadece ona bakmaya devam etti.Şu an hiçbirşey onun için önemli değildi.Ne yağan yağmur ne dersler ne aralarında farklar...Tek önemli olan şey karşısında duran kalbinin tek sahibiydi.

Maglor onun elini okşarken uzanıp Maglor' u yanağından öptü.Çok masumcaydı.Ama çok şeyi anlatabiliyordu.Biraz kızardığını hissediyordu Ashley.Ama içindeki isteğe karşı duramamıştı.Yazdıklarını bozmamak için dikkatlice ona biraz daha yaklaşarak başını göğsüne koyup Maglor'un tutmadığı eliyle ona sarıldı.Gözlerini kapayıp Maglor'un kalp atışlarını dinledi.O kalp şu an onun için atıyordu.Gözlerini açıp gülümseyerek Maglor'a baktı.Daha önce kimseyi bu kadar sevmemişti.