AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kadifeden mısralar...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyC.tesi Ocak 23, 2010 7:21 pm

Konu: İki yetişkin insan, şafakta Nil kenarında buluşursa ne olur? Ve bu iki yetişkin aşk için yanıp tutuşuyorsa...
Oyuncular:
Galadrîel Lûthien
Acel Martin

Anlaşmalı RP dir. İzinsiz girmeyiniz.


En son Galadrîel Lûthien tarafından C.tesi Ocak 23, 2010 7:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyC.tesi Ocak 23, 2010 7:21 pm



Uzun uzun karşısındaki manzaraya baktı. İçinden hayatın anlamını bir kez daha çözmek için kafasını yorup yormama arsında kararsızdı. Elindeki Özdemir Asaf’ın şiir kitabını sıkıca göğsüne bastırdı. Bu Türk şairinin mısraları onun ruhunun derinliklerine işliyordu. Nil nehrinin kızıl görüntüsünü içine sindirmek derinlere dikti bakışlarını. Bekliyordu. Uzun süredir içi hiç bu kadar soğuk olmamıştı. Belki de korkuyordu. Titreyen elini kitabın sayfalarını çevirmek için epey çaba harcaması gerekmişti ve başardı.



BİR GECE

uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen

uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.

ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.

seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce....


ÖZDEMİR ASAF



Yüksek sesle okumak şarap misali damarlarına sızdı, usulca bedenini ele geçirirken Galadrîel, gözlerini kapadı. İçi ısınmıştı. Odasında kendisini bekleyen Porteyi düşündü. Hayır, hayır hiç de zamanı değildi. Geçmişe bir çizgi çizmeliydi. Derin mavi gözlerini açmadan derin bir nefes aldı. Gecenin serinliğinden kalma nem omuzları açık olan elbisesine sorgusuz sualsiz ikinci bir ten gibi sarmıştı. Şafak sökeli saniyeler olmuştu ve Mısırlı köleler efendisinin emrini dinlemek için başları önce ellerinde tepsilerle az ileride gölgelik için dikilmiş bir palmiyenin altında bekliyorlardı. Yüzlerini görmek imkânsızdı, onlar köle olarak doğmuş köle olarak hayatlarını sürdürmüşlerdi ve okul müdiresi bu konumdan hiç de şikâyetçi değildi. O kraliçeydi, zmanın çarkları arasında unutulsa da o gerçeği biliyordu. Gözlerini kısarak kölelere baktı, nerden nereye diye düşünmedi, aklına gelen tek şey onu az sonra kucaklayacak olan gelecekti. Yeniden bakışları derinlere gömüldü. Onu ne zaman tanımıştı, ne zaman hayatına anlamlı çizgiler bırakmıştı.

Soğuk, fırtınalı bir gecede “İmdat”, diye bağıran bir öğrencisinin haykırışını duyduğu o geceyi asla unutamazdı. Okulun bahçesinde elinden tutup yasak ormana doğru sürükleyen bir böcüş… İksir dersinden salak bir öğrencinin elinde fırlayan böcüş 1. sınıf bir veledi elinden tuttuğu gibi yasak ormana doğru sürükleyişini penceresinden görmüştü. İksir Profesörü ile saatler süren bir arayışlın ardından ikiye ayrılmışlar ve Galadrîel’e Diagon yoluna bakmak düşmüştü. Böcük yasak ormanda köşeye sıkışıp etkisiz hale getirilmişti getirilmesine de acemi öğrenci kendini bilmeden asa ile cisimleşmişti. Saatler süren arama sonucunda köşeyi dönerken ayağını burkmuş ve hayatında ilk defa okkalı bir küfür etme isteği duymuştu. Yere karın içine kapaklanırken Ursula’nın zihnine “onu bulduk, her şey yolunda” imgesi göndermesi ise o an sadece içini rahatlatmakla kalmıştı. Ayağı feci halde burkulmuştu ve o an narin bir el ona umudu getirmişti. Nazikçe elinden tutup onu en yakın şarap içebilecekleri yere götürüşünü Galadrîel hala gülümseyerek hatırlıyordu. Onu taşımayı teklif etmişti. Asasını kullanmayı düşünemeden Muggle lar gibi çaresiz ve endişeliydi. Ta ki okul müdiresi acısını unutup ana kendi donmuş elerliyle dudaklarına götürüp “Ben iyiyim” deyip utanarak elini geri çekişine kadar. Soğuktan donmuş eli adamın dudaklarına değdiğinde midesinde kelebekler umutsuzca kanat çırpmış, kendisine hayret etmesine neden olmuştu.

Galadrîel, bir öksürük sesiyle kendine geldi. Yüzündeki sırıkmayı silerek keskin ve öfkeli bakışlarını kölelerine çevirdi. “Gidin” saniyesinde köleler ortadan kayboldular. Evcinlerine nazaran daha ürkek ama daha hızlılardı. Titredi. Güneş usulca Nil nehrine merhaba diyordu. Ve bir dokunuş… Kadifemsi bir sesten gelen duygu ve anlam yüklü kelimeler kulağına ulaştı. Gelmişti…



En son Galadrîel Lûthien tarafından Ptsi Ocak 25, 2010 2:02 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Acel Martin

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Acel Martin



Mücadele Tarafı : Karanlık Moira! Geri Dönüyoruz. !!!
Rp Sevgilisi : Riva Martin... Ah güzel karım hep kalbimde olacaksın...
Patronus : Öfke Krallığı //

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyPaz Ocak 24, 2010 11:56 am


Ağaçtan kopardığı ufak bir sopayla toprağı karalıyordu. Hiçbir şey umrumda değildi. o kadar bunalmıştı ki sıkılıyordu işte. Yazamayordu bile artık. O sıradanlığın içinden sıymak için yürüdüğünde bir ses duydu. Oraya vardığında şoka girmiş gibiydi. Bir yıldız düşmüştü gözü önüne. Parlıyordu.



AŞK ŞARKISI

Ellerini ver, öpeceğim,
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.


Özdemir ASAF


Duyduğu endişeli sesle ölüm ışığına git gide yaklaşmaya başlamıştı. Uzun zamandır kendinde bu cesareti bulamıyordu. Ancak o kadın, ona düşünme fırsatın bile vermemişti. Durumundan kaynaklanan aciz ve çaresizliğine karşın başı hala yukardaydı. Büyük mavi gözlerinde çocukluktan kalma telaşını bastırmaya çalışıyordu. Saçları dağılmış, dalgaları birer demet halinde etrafa saçılmıştı. O kadar sadeydi ki o haliyle, sanki beş dakika önce yanından kalkmış gibiydi. Önce donakaldı Acel. Daha önce hayatında böyle bir güzellik gördüğünü hatırlamıyordu. Kadının üzerinde garip bir hırçınlık seziyordu. Ancak bu onu o kadar etkilemişti ki, kadının gözlerinden çıkan ateş Acel’in tüm bedenini kavurmaya başlamıştı.

Derhal ona gönderildiğini düşündüğü meleğinin yanına koştu. Bileğini feci burkmuştu. Acel aciz bırakmayı severdi, ancak kadının bu durumu ona büyük acı vermişti. Çaresizce onu kaldırmak istedi.

İşte her şey o anda başladı. Dudağına deyen bir çift parmak, kalbine doğru tüm yolu yakarak gelmişti. Kalbine çarpmış, canını acıtmıştı. Neden olduğunu bilemediği şeyler hissediyordu. Kollarının tutmadığını, midesini kramplar girdiğini, hatta Grip bir şekilde vücut ısısının arttığını fark edebiliyordu. Neydi bu? Muggleların aşk dediği şey Acel’i öldürüyordu. Bu saçma şeyler hoşuna gitmişti ve ışığa gitmekten vazgeçmeyecekti.

Derhal ısınabileceği bir yere götürdü. Sıcak şarap içinde biraz tarçın ve portakal kokusu. Karşısında ise en iyi asaların bile yapamayacağı bir mucize. Hala teslim olmadığını belirtircesine kalbiyle direniyordu. Ahh kadınlar… Acel her birini tek tek incelemişti. En ufak hücrelerine kadar biliyordu. Ancak bu kadın, nasıl biri çözemiyordu. Ve bu belirsizlik onu daha da baştan çıkartmaya başlamıştı. Büyük bir kahkaha attı içinden. Yine bir ölüm oyunun içindeydi.

Yolda giderken bu oyuna nasıl düştüğünü düşünmekten kendini alamadı. Galadriel'i elde edebilmek için herşeyini verebilirdi. Delice, çılgınca hatta tüm tehlikeleri göze alarak onu iliklerine kadar yaşamak istiyordu. Onu görebilmek için gittiği yolu adeta yararak geçiyordu.

Ve işte oradaydı. Tüm asilliği, ihtişamıyla ve kölelerine verdiği sert emirleriyle o kadar Acel'e aitti ki. Hiç bir kadını bu kadar benimsememişti.

Yanına sessizce vardı. Sadece içinden gelen cümleyi söyledi. Kalbi o kadar haykırıyordu ki bunu, Acel'in dile getirmesine gerek bile yoktu aslında. Usulca eğildi kulağına:

- Gözlerini bir kez daha görebilmek için herşeyimi verebilirdim...



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyPtsi Şub. 01, 2010 3:46 pm



Yoluklar içinde çırpınan duygular amansız bir yarışın esiri olmuşçasına kendisine seslenen sevgiliye dönüyordu. Galadrîel, arkasını dönmeden yüzündeki çarpık gülümsemesi ile içine dolan sinsi sevgi sözcüklerini yuttu. Bedeni tüm varlığıyla ona ait olmak isterken ruhu tüm asiliği ile veryansın ediyor, özgürlüğünü kaybetmek istemiyordu. İsyan! Kendi içinde bir çıkmaza düşen Kraliçe bir ana ne yapacağını bilememişti. Toparlanması genç adama hissettirilmeyecek kadar hızlı ve nadirdi. Acaba anlamış mıydı? Bu hataları yapmaması için kendisine kaç kere kızdığını hatırlamıyordu, öyle çoktu ki... Yoksa bu adama karşı bir isyan mı başlamıştı? Hayır bu olmaz, şimdi olamaz, diye düşündü. Sanisenin içine sığan bu düşünce karmaşasında özgürlük için bayrak açan ruhu kaçak bir kelime yakaladı.

“verebilirdin, öyle mi?” Hızlıca arkasını dönerek güneşi saçlarına taç etmiş güzel yaratığa baktı. Yüreği aznına gelmiş tıpkı genç bir taze gibi elleri titremişti, ama ruhu vazgeçmişe benzemiyordu. Gözlerini kıstı ve : “şimdi değişen ne? Dün senin için daha mı kıymetliydim? Bu gün neden kaybettim” neden orada öylece durup onu seyrediyordu? Neden ona dokunmuyor, tenindeki alevi körüklemiyordu? Şehvetli bakışlarını adamın saçlarından narin dudaklarına indirdi. Kendine hakim olmak ne kadar da zordu. Kendine gel kızım, diye azarladı içinden, o dünki beceriksiz kız çoçuğu değildi, bir erkeğe bu kadar değer verilir miydi? Arkasını dönerek elindeki kitaba odaklandı, ne kadar odaklanabilrse tabi... Elleri hala istemsizce titriyordu, neden ellerini tutmamıştı?

“Bakalım bu günki falımızda ne var.” Sakinliğini kelimelere taşımak bir ölüm, hele gerçek olmayan sahtelikle soğukkanlı olmak bin beterdi, ama Galadrîel asla zayıf gözükmeyecekti asla. Bu telaşını şiirden başka ne geçirebilirdi ki?


AN

Gülüş bir yanaşım'dır bir öbür bir kişiye;
Bir'den iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.


Özdemir Asaf


Kitabını kapattı ve yeni bir sayfa çevirmek için alışkanlık icabı elini dudağına götürdü. Kader! Yoksa hayat ona bu kitap aracılığyla bir şeyler mi anlatmaya çalışıyordu? Hayır, olmaz, diye düşündüyse de şiirin sözleri canını yakmıştı. Kelimeler onun canını yakacak cesareti nerden bulmuştu? Öfkelendi, ama öfkesi kimeydi, bilemedi...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Acel Martin

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Acel Martin



Mücadele Tarafı : Karanlık Moira! Geri Dönüyoruz. !!!
Rp Sevgilisi : Riva Martin... Ah güzel karım hep kalbimde olacaksın...
Patronus : Öfke Krallığı //

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyPtsi Şub. 01, 2010 9:46 pm

DÜŞMAN

Ben düşmanım
Etten, kemikten, kandan
Çevirmişim yüzümü yüzüne
Bakıyorum utanmadan

Ben düşmanım
Ölmeni değil gülmeni gözleyen
Iyi şeyler söyleyen
Özleyen.

Gece geliyor bir bir
Parlıyor yıldızın
Onda beyazın, sarın, kırmızın
Biliyorum yıldızların en parlağı senin

Ben düşmanım
Etten, kemikten, kandan
Elleri taş devrinden kalmış
Bir Düşman...

İstediğini yaptırmış bir çocuk edasıyla gülüyordu Acel. Galadriel’in onu görmezden gelmeye çalışması onu daha da hırslandırıyor, bunu bir oyun haline getirmesine neden oluyordu. Elbette ki onu elde edecekti. Hem de bu tereyağından kıl çeker gibi olacaktı. Neticede o da bir kadındı ve kadınlar ne yaparlarsa yapsınlar aldanırlardı. Galadriel’de ne kadar direnirse dirensin Acel’i görünce nefesi hızlanıyor, göğsü bir körük gibi hareket ediyordu. Onu çılgınca arzuluyordu, bu o kadar belliydi ki her defasında bakakalıyordu.

Acel kadının içindekileri kendine bir oyun haline getirmek istedi. Bunu yaparak eğlenecekti. Kim bilir, belki de oyundan sıkılınca arkasını dönüp gidecekti. Ama Galadriel’in ona olan tutkusu Acel’i bile baştan çıkarmaya yetiyordu. Onu görünce tüm geçmişi, kişiliği, benliği değişiyordu. Umut kapısını aralıyı veriyordu apansızca. Güçlü bedeni bile bir paçavra gibi sürükleniyordu, ayaklarına kapanarak. Dudakları yanıyordu, sadece gözleriyle öpüyordu onu, gözleriyle okşuyor ve tadıyordu. Ancak kalbiyle tapıyordu.

Aşkı saklayan(!) kadının kalp atış seslerini duyabiliyordu. Yaptığı acımasızlıktı biliyordu ama dudaklarının, Galadriel’in sıcak ve pürüzsüz omzuna öpücük kondurmasına engel olamadı. Tam da oracıkta onun olmasını istiyordu. Kendini frenlemek hiç bu kadar zor olmamıştı. Hele de karşısındaki ateşler içinde yanarken.

Galadriel’in karşısına geçti, ve ona bakmıyormuş, izlemiyormuş hatta umursamıyormuş gibi çocuksu bir tavır takındı. Amacı biraz olsun nabız yoklamaktı. Bu otoriter kadının içinde biraz olsun haşarı bir küçük olmalıydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyC.tesi Şub. 06, 2010 11:05 pm


Ansızın

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.



Özdemir Asaf





Londra’nın karanlık sokaklarına yeniden dönme gerçeğinin verdiği hüsranla, kendi duygularına olan öfkesi birleşince sessizlikte var olan donuk bir canlıya dönüşmüştü. Yanındaki sevgili onu umursamaz tavırlarıyla yalnızlığın kollarına itiyordu. Çelikten bakışlarını yavaş yavaş terk eden güneşe kilitledi. Kayıpları ve umudu her şeyi Mısırın büyülü dünyasında, geçmişin tozlu rafları arasında kalmıştı. Bir an da aklının bir köşesinde Firavunun yüzü cisimlendi, ona karım diyordu ve Galadrîel’in gözlerinin içine bakarak son nefesini verişi… düşüncelerinde tekrar tekrar yaşadı. Koluna değen bir kelebeğin narin kanatları titremesine neden oldu. Yüzündeki kararlı ifade ile Acel’in kusursuz yüzüne baktı. Onun kalbini ilk aşkı gibi kıracak mıydı? Elini uzatarak adamın yüzünde hafifçe gezdirdi. Sözcüklere sığmayacak duygularını parmak uçlarının kadifeden dokunuşuyla onun tenine kazıyordu. Aşk… işte bu her şeye değerdi, sadece inanması gerekiyordu ve Acel hala onu ikna etmiş değildi. Okulun açılışına az bir zaman vardı ve kısıtlı tatilinin sonuna gelmek üzereydi. Güzel şeyler neden hep kısa sürerdi? Eli kusursuz ten üzerinde gezinirken onu bir daha ne zaman görebileceğini düşündü. Elini usulca geri çekti.



En son Galadrîel Lûthien tarafından Çarş. Nis. 14, 2010 12:56 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Acel Martin

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Acel Martin



Mücadele Tarafı : Karanlık Moira! Geri Dönüyoruz. !!!
Rp Sevgilisi : Riva Martin... Ah güzel karım hep kalbimde olacaksın...
Patronus : Öfke Krallığı //

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptySalı Nis. 13, 2010 8:11 pm

gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen

uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.

ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.

seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce....


Özdemir ASAF

Acel, her parmak ucu darbesinde, saç tellerinin tüm vücuduna yayılan titremelerle irkiliyordu. Cam gibi gözlerine bakmaktan korkuyor, hatta istemiyordu. Çünkü tiksiniyordu onun yanındayken kendi görüntüsünden. Su katılmamış güzelliğiyle etrafına ışıklar saçan bir ruh karşısında şu kainatın en yakışıklı büyücüsünün bile çirkin bir ucubeye döneşeceğini düşünüyordu. Haksız da değildi belkide... Öyle birşey vardı ki içinde; gözleri doluyor, elleri titriyor, suçlu bir çocuk gibi oluyordu. Her hücresine ayrı ayrı dokunmak; yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle rahatlatmak en önemlisi uyandığında yatağının yastıklarla kapattığı, yalnızlığını yüzüne çarpan sağ köşesinde onu görmek istiyordu. Kadın yüzünden çekti elini ve bir yangına döktü içi benzin dolu varili. Eğildi Acel dizinin dibinde kadının, son bir cesaret gözlerine baktı:

'' Yeter artık, dayanamıyorum! Canım acıyor görüyorsun, şimdi iyi düşün; benim olur musun ? ''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

Kadifeden mısralar... Empty
MesajKonu: Geri: Kadifeden mısralar...   Kadifeden mısralar... EmptyÇarş. Nis. 14, 2010 1:18 pm



SEÇİM

Çok bilen çok yanılır
Az bilen daha çok

Hiç bilmeyen
Yanıldığını bile bilmeyecek
Bu kadar mutlu kişiyi
Kim seçmeyecek?



Özdemir ASAF





Ruh mu, beden mi? Sahiplenmek bu kadar kolay mıydı? Bu bir evlilik teklifi olabilr miydi? Olmaması onun için daha hayırlı olacaktı çünki Galadrîel evliliği asla kabul etmeyen sert bir mizaca sahipti. Geçmişinde evliliğin ona neleri miras bırakıldığı düşünüldüğünde bu kararı hiç de yadırganacak türde bir karar değildi. Acel onun hakkında ne biliyordu ki? Hiçbir şey. Görüntü her şey ve hiçbir şey demekti ve Acel bu yanılgıya düşmeye çoktan gönüllü olmuştu. Mantık; bu ruh hali, hali hazırdaki duygusal insanı aşktan koparan bir şey değil midir? Gadalrîel karşısında boyun bükmüş adama sorgularcasına baktı. Ona inanmaktan öte kendine inanıyordu. Onun olmak mı(!) O asla kimseye ait olmamış ve olmayacaktı da, peki ama, bu aşkı nasıl yaşayacaklardı? Güven olmadan sevgi olur muydu? Cevaplanması gereken tüm sorular yetim kalmışlığın acısıyla Acel’i kavururken de ona sahip olmayı isteyecek miydi? Onu öylece sadece o olduğu için kabullenebilecek miyd? Belkide Acel ona sahip olmak düşüncesinden önce kimsin sen, sorusunu sormalıydı ama yapmadı. Boynunu eğdi ve onun narin ellerini bir sanatçı edasıyla tuttu. Ona nasıl hayır denebilirdi ki, üstelik Galadrîel evet demek yanıp tutuşurken! Yastığında onun kokusunu arzuluyordu. Yatağının her köşesine bir anı gizlenmeliydi bu gün için yarın için ve Galadrîl’in sonsuzluğuğa uzanan ölümsüzlükle lanetlenmiş sefil hayatındaki, onsuz geçecek geceler için...

Galadrîel karşısındaki adamın yüzünü elleri arasına alarak onu hafifçe dudaklarından öptü. “Bana soru sormandan nefret ediyorum” derken gözleri hala kapalıydı “Biraz yüzelim mi?” dedi ve asasını nehire doğru uzattı. “Clipso cantus our cleansty Nil” Gırtlağından çıkan karanlık kelimelerin anlamı sadece kendi benliğinde anlam kazasa da asasından çıkan bütülü mavi ışık demeti Nil nehrine doğru hızlıca aktı gitti. “Şimdi hazır” dedi ve üstünü çıkartarak kendini Nil nehrinin büyülü suyuna bırakıverdi. Derinlere dalmadan önce Acel’in yüzüne baktı; “Seni bekliyorum” dedi ve gülümseyerek dibe daldı. Gerçekten de onu bekliyordu. Ama niçin?



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Kadifeden mısralar...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-