AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Yılanlar Okul'u Sarıyor

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki
YazarMesaj
Bradley John Blythe

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Bradley John Blythe



Mücadele Tarafı : Irené
Patronus : Kartal

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyPerş. Haz. 03, 2010 10:11 pm

Onu görmek bile kendisini derinden etkilerken, onun nefret dolu bakışlarıyla karşı karşıya kalmanın neden olduğu hisle başa çıkmaya çalıştı büyücü. Genç cadının güzel yüzü, gözlerinin altındaki iki ıslak çizgiyle lekelenmişti. Çığlığını duyduğu zaman, gözlerinin belli olacak şekilde aralanmasına engel olamadı. Onun böylesine öfke duyabileceğini tahmin etmemişti belki de. İçinden bir ses, belki de ettiğini söylüyordu, ancak yine de bu düşünceyle yüzleşmek kolay değildi. Kendisine doğrulmuş asa, o güzel dudakların verdiği keskin komuta eşlik ederek büyüyü üstüne yolladığı zaman, elindeki kısacık zaman müddetinde fısıldadı. "Impedimenta." Asayı tutan elini yüzünün önünden geçirirken, kendisine gelen laneti yakalarcasına etkisiz hale getirdi. Ona bakıyordu. Gözlerindeki nefret öylesine belirgindi ki. Mavinin griye yaklaşacak kadar açık bir tonundaki o gözlerde böylesine kötücül bir nefret görmek kendisini yeterince sarsmamış gibi, bu işkenceye devam ediyordu büyücü göz temaslarını sürdürerek. Sonunda buna dayanamayıp bakışlarını kaçırdı. Yüzü öne eğik vaziyette öylece durarak konuştu.

"Bana öfkelenme, Becquerel. Ben sadece kanımın gerektirdiğini yapıyorum. Kötülük benim kanımda var."

Bunları söyledikten sonra, bunun yapmak ona acı veriyormuş gibi kaldırdı başını. Yüzündeki ifade hala biraz önceki gibi duygulardan yoksundu. Oysa, gözleri titreşiyordu. Bunun nedeninin hissettikleri mi yoksa yavaş yavaş onu etkilemeye başlayan duman mı olduğuna kendisi bile karar veremiyorken, cadının bunu ayırt etmesini beklemedi. Ona baktı kederli bir ifadeyle. Açık sarı tondaki, göğsüne kadar dümdüz uzanan saçları, dumanın etkisiyle kirlenmişti. Üzerindeki cüppenin ön tarafındaki aralıktan gözüken geceliği de dumandan nasibini almıştı. Ona hissettirdikleri arasındaki tezatı düşünmeye cesaret edemedi büyücü. Nasıl aynı anda, hem kurumuş bir yaprak kadar solgun ve kırılgın, hem de yeni işlenmiş bir elmas kadar sert ve parlak gözükebildiğine akıl erdirebilmeliydi önce. Hayır, ona saldırmayacaktı. Cadının bir sonraki hamlesini beklemeye başladı ağırbaşlı bir kabullenmişlikle.


En son Bradley John Blythe tarafından Paz Haz. 06, 2010 6:59 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carlie Myracle

VII. SınıfVII. Sınıf
Carlie Myracle



Mücadele Tarafı : Gryffindor.
Rp Sevgilisi : Buralar dutlukken Thomas'tı, şimdi Damian.
Patronus : Beyaz Tavuskuşu.

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyPerş. Haz. 03, 2010 10:54 pm

Sabahki derslerin verdiği yorgunlukla kendimi yatağa zor atmıştım. Ama gözlerimde uykusuzluk yoktu. Yorgun bile olsam yarın ki derslere hazırlanmalıydım. Önümdeki kitapların sayfalarını tek tek çevirirken, bir yandanda parşömenime önemli bulduğum notları temize geçiyordum. Lydia ayak ucumda oturmuş bana bakıyordu. Sıkıldığını biliyordum ama zaten şurada okulun bitmesine ne kalmıştı ki? "Hadi ama melek. Asma suratını, sadece bir sayfacık daha." Gülümsedim ve tekrar yazı yazmaya koyuldum. Bu sayfayıda bitirdiğimde tamamen serbesttim. En azından birkaç saatliğine. Dakikalar sonra bitirdiğimde hala Lydia beni bekliyordu. Dostumun bu yönünü çok seviyordum. Komidinimin üzerindeki sudan bir yudum aldım ve büyük bir sesle kitabı karşı duvara fırlattığımda Lydia'nın gülümsediğini farkettim. "Bitti!" diye şakıdı büyük bir mutlulukla. "Dedikodu vakti mi diyeceksin?" dedim şakımasına cevap olarak. Kafasını aynen öyle anlamında salladığında aşağıdan birinin bağırışını duydum. Ses önce boğuktu ama sonra Pen'e ait olduğunun farkına vardım. Bizi çağırıyordu. Lydia'yı kolundan tuttuğum gibi kargaşa içinde ortak salona indim. Dışarıdan güçlü sesler geliyordu. Ortak salondan çıktığımda karşılaştığım manzara karşısında şaşırmıştım. Hayaletler, öğrenciler herkes bir yana koşuşturuyorlardı. Nereye gideceğimiz ve ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama adımlar ve seslerin kütüphaneden geldiği hissine kapılmıştım. Ayaklarım tehlike çanlarını duymuş gibi hızlanmışlardı ve nefes nefese kalmış olsamda beni kütüphaneye yetiştirecek hızdaydılar. "Ortak salondaki yazıyı görmedin mi! Tristan'ın başı dertte." Lydia'nın sesi bitkindi. Söylediklerini algıladığımda hızımı dahada artırdım. Kütüphane'den yükselen yanık kokuları, patlama sesleri, bağırışlar... Herşey o kadar karmaşıktı ki. Sesler birbirini örtüyorken puslu dumanların arasında Tristan'ı gördüm. Yanında ise tanıdık silueti, Pen'i. Hızla yanlarına yaklaşmak istedim ama önümde duran kız bana engel oluyordu. Adını biliyordum ve o pis cadıyı tanıyordum. Anna Maria Benson. Gözlerimi sinirle kıstım ve o öfkeyle üzerine yürüdüm. Bu Slytherin tıstıları neler planlıyorlardı! Onların varoldukları güne lanet ediyordum. "Sersemlet!" Yüzüme yaydığım gülümsemenin uzun sürmeyeceğini biliyordum ama Tris ve Pen'in yanına ulaşmama yetecekti. Kızın asasını elinden çekip biraz uzağa fırlattım. "Merlin aşkına! Tristan iyi misin? Neler oluyor?" Endişeyle Pen'in yanına çöktüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/carlie-myracle-t
Irené Becquerel

VII. SınıfVII. Sınıf
Irené Becquerel



Mücadele Tarafı : Robert
Rp Sevgilisi : Robert Silimauré
Kan Durumu : Melez
Patronus : Eşek Arısı

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyCuma Haz. 04, 2010 2:19 pm

Haykırışının ardından boğazında hissettiği acının sesin çıkış şiddetinden olmadığını biliyordu. Düğüm gittikçe büyüyor , hırsı hayal kırıklığını gölgelemeye başlıyordu. Kişiliğine karşı verdiği savaşın huzursuzluğu ve dengesizliğinden bile daha beterdi karşısındaki manzara. Ensesinde yükselen sıcaklığın alnının kenarında birikmeye başlayan ufak ter damlamalarına eşlik edişi yüzünden huzursuzdu. Kirlenmişti, nefes alamıyordu, işin kötüsü daha fazla dayanacağını sanmıyordu. Dostları Tristan' la ilgili olanları bağırarak içeri giren bir Gryffindor'lu bir cadı, göremeyeceği bir yöne doğru koştuğunda, her ne kadar çok istese de, kızı takip etmedi. Büyüsünü zorlanmadan engelleyen Bradley' nin yüzüne bakıyordu hayretle bütün bunları beyni onun için gözlerinin arkasındaki kırmızı bir sahnede oynatırken. Omuzları çökmüştü. Alabildiği kısacık nefesleri verirken, inip kalkan göğsüne yumruk yaptığı ve sıktığı elleri eşlik ediyordu. Sarı saçlarına sinen is burnunun altında birikmeye başlamıştı. Hafifçe elini gözlerine götürdü. Çekinmeden inen gözyaşlarına eşlik etti zorlukla çıkan sesi. ''Sana ve kanına lanet olsun Bradley. Hepsini ayakkabılarımın dibine boşaltmak istiyorum artık. '' Sakince verdiği cevap en az karşısındaki büyücününki kadar duygusuz ve etkisizdi Irené için. Elini yavaşça karnına götürdü. Tepeden tırnağa sarsan bir ağrıyla burkulan midesine karşılık, tek bir tepki vermişti cadı. Zehirleniyordu. İçerideki pek çoğu gibi. Sağda solda bir bir yığılmaya başlayan büyücü ve cadıların dumandan uzağa kaçtıklarını görüyordu. Arkadaşları hala etrafta dolanıyorlarken, Irené de bulunduğu yeri bilincini kaybedene kadar terk etmemeye kararlıydı.

'' Günler önce yüzüne gülümsediğin insanların acı çekmesine göz yumabiliyorsan, her şeyi hak ediyorsun sen.'' Yeniden yükselen öfke boğazını yakıyordu. Midesindeki sancı baş dönmesine eşlik ederken, dudaklarındaki nefretle şekillenen bir başka büyüyü hayal kırıklığının gücüyle söyledi. '' Sectumsempra! '' Acı çektiğini görmeyi istemekten ziyade, kötü kanın akıp gitmesi gibi sapkın bir iyi niyetle büyünün işe yaramasını delice istiyordu. Hırıltıları arasında dudaklarından dökülen büyünün etkilerini izlemeye dayanamayacağını bilerek kısa süreliğine gözlerini yumdu. Bir iki adım geri sendeledi. Üzerinde olduğu rafın aralıklarından birine girdiğinde bacağı, sert bir çığlık attı. Baldırının baştan aşağı kıymık kesiği olduğunu hissediyordu. Hışımla , bacağının yeniden kesilmesine sebep olarak düştüğü yerden kalkarken düzgün nefes alamıyordu. Bradley' nin ne halde olduğuna bakmak için başını kaldırdığında, büyücü yerinde yoktu. Çünkü aralarında ardı arkası gelmeyen alev toplarının yarattığı dumandan bir duvar vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gwenifer Tharaldson

VII. SınıfVII. Sınıf
Gwenifer Tharaldson



Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Jobberknoll

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyCuma Haz. 04, 2010 8:01 pm

Sanki herşey bir film şeridi gibi geçmişti Anna'nın gözünden. Olaylar çok hızlı olmuştu, Trista'ın gönderdiği patronusla kütüphaneye tüm okul akın etmeye başlamıştı. Bunun yanı sıra trollerde etrafta başı boş geziyorlardı. Kapıdan içeri giren öğrencilerin kimisi olayları anlamaya çalışıyordu. Kimisi ise Tris'e yardım için koşuyordu. Gelenler arasında Carlie'de vardı. Gözlerini kısarak cadıya bakıyordu, Anna. Elindeki cüppesinin cabine soktu ve asasını kavradığı gibi cadının üzerine doğru yütümeye başladı, içinde tahmin olmaz bir öfke vardı ve Carlie'nin gözlerine baktıkça daha da artıyordu. "Seni küçük cadı! Nereye gittiğini sanıyorsun." Daha sözlerini bitirmemişken Carlie'nin yaptığı büyünün etkisiyle geriye doğru düşmüştü.
Kendine geldiğinde başı ağrıyordu, ama pek önemsemedi. Kendini hızlıca toparlayıp ayağa kalktı. Asasının elinde olmadığını fark etti. Gözleriyle etrafa bakındı, az ileride olduğunu gördü, "ben sana yapacağımı bilirim kedicik." diyerek seri bri hareketle asasını eline aldı. İçinde ki öfke artmıştı. Carlie'in birkaç kişiyle birlikte Tris'in yanında olduğunu gördü. Hırsla asasına sarıldı ve arkasından yaklaştığı gibi dudaklarından şu sözcükler döküldü. Gözü öfke ve nefretten karamıştı, "Everte Statum" diyerek cadıya aklına ilk gelen büyüyü gönderdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tristan der Ivanëxt

VII. SınıfVII. Sınıf
Tristan der Ivanëxt



Mücadele Tarafı : SD.
Rp Sevgilisi : Olivia
Kan Durumu : Melez.
Patronus : Dağ Aslanı

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyC.tesi Haz. 05, 2010 9:22 pm



Dumanlar yükseliyor, ateşler her döşemeye sıçrayarak raflara ulaşarak kitapları yok ediyor ve köşeye sıkışmış öğrencilere doğru hızla ilerliyordu. Kütüphanede oluşan bu yangın tüm okulu sarmasın diye Tristan asasıyla son bir kontrol ile ateşin belli bir yerde kalmasını sağlamaya çalışmaya çalıştı. O sırada kapıyı açmayı başarmış ve yardım için gelenleri içeriye almaya başlamıştı. Bedeninde hissettiği acı ile kavrulurken kimseye bir şeyler belli etmemeye çalışıyor, yüzünde şaşkınlıktan oluşan bir ifade ile gelenlere bakıyordu. “Siz- sizin ne işiniz var burada?” diyerek soru yöneltmesine karşın cevap olarak başka bir soru almış ve onu cevaplamak için derin bir nefes almıştı. Konuşmaya başlamadan önce kapıdan içeri giren Pen’i gördüğünde yolladığı mesaja karşılık geldiğini gördü ve konuşmaya başladı. “Yılanlar yine iş başında bu sefer boylarından büyük işlere kalkıtılar, beni büyüleyerek buraya getirdiler ve ardından el ve ayak bileklerimi keserek kanımı akıtarak bilmediğim bir tılsımı harekete geçirdiklerinde, ortalığı yeşil bir ışık kapladı ve sesler yükseldi. Konuşmalarına göre trolleri ve karanlık yaratıkları serbest bırakmışlar” diyerek bileklerinde oluşan kızarıklığı gösterdi. “Bunların hesabını ödeyecekler!” diyerek yılanlara doğru bir bakış atarak öne çıktı ve haykırmaya başladı.


“DOMINIQUEE!!! SENİNLE GÖRÜLECEK BİR HESABIM VAR!”

Haykırışıyla birlikte arkasını döndü ve dostlarına bir telkinde bulunmak için alçak sesle konuşmaya başladı: “Dikkatli olunuz, bu yılanlarda farklı bir şeyler var, sanki birileri onları koruyor” diyerek arkasını döndü ve ileriye doğru adımları atmaya başladı. Alevlere doğru yaklaştığında bir ses duydu ve ışık demetinin hızla kendisine geldiğini fark ettiği anda sağ taraftaki tozlu raflara doğru kendisini attı. Büyüyü kimin yolladığı görememiş ve kime saldıracağına emin olmadığı için raflar arasından başını çıkartarak asasıyla yanan alevlerde bir gedik oluşturdu ve gördüğü kişilere büyü yollamak için önünde duran raflardaki kitapları yere itti ve açıklıktan yararlanarak “Sectumsempra!” diye haykırdı. Yılanlarla verilecek ceza başlamış ve hakkettikleri cezayı almak için oldukça hırslı olan beden bir an önce kendisine yapan işkencenin celladını bulmak için raflar arasında gezinmeye başladı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dominique Lûthien

VII. SınıfVII. Sınıf
Dominique Lûthien



Kan Durumu : Kirli.
Patronus : Karga.

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyPaz Haz. 06, 2010 2:34 am

Bazen hayatın seçimleri kısadır ve bazen uzun... Etrafında çıkmış karmaşaya olabildiğince, kayıtsız ve soğuktu. Sanki az önce dünyalar kapısı açılmamış, tüm kötülük bilinçsizce dışarı serbest bırakılmamış gibi sert ve duygusuz. Sarı saçlarının arasından parlayan bir damla gözlerini o yöne çevirmesine neden olmuştu. Kırmızı yoğun ve küflü görüntüsü onun en nefret ettiği kişinin simgesiydi. Tristan... Deli gibi çakan şimşekler kütüphanenin içini şenlik alanına çeviriyordu, az ilerde ki ateş ise yakında tüm okulu yutmaya hazırlanıyordu. Bu okul, bu okulun içindekiler hepsi ama hepsi annesinin ona biçtiği bedeldi, hepsi annesinin onları bırakma sebebi, şimdi yok ediyordu. Acımasızca ve aldırışsızca. Herşeyin bir bedeli vardır. Beyninde yankılanan bu sözler gözlerini ismini haykıran gence çevirmesine neden olmuştu, Tristan...

Yavaş ve uğultulu sessizlik yerini var olan kaosa bıraktığında gözlerini huşu ile açtı ve nefret ile haykırdı. "Sen, sen bu dünya da bile olmayı hak etmiyorsun, Tristan." Sesi kazanılmış kini sayesinde o kadar yüksek çıkmıştı ki ulaştığı her frekansta çoğalarak gökteki şimşek ile patlamıştı. Nefesi heyecanlı, korkuları sonsuzlukta ölü, Nadja ve Kryn ile öylece dikiliyordu. Yapması gerekenler bedenlerinden delhizlenerek taşıyordu. Tutkunun kör ışığı kanında ki derin kirde boğuluyordu. Düşünceleri ile raks ederken kendine gelen bir büyüyü Nadja savuşturmuştu, dişlerini gıcırdatarak ona bu büyüyü yapana baktı ve "Doğum günü kan ile süslenenler, gidin gidin ve size hayat olan kanı emin!" Tıslayarak dökülen nağmeler diğer dünya yaratıklarına ulaştığında hepsi tepesinde bir taç gibi döndüler ve geceye verdikleri çığlıkları ile Tristan'nın üstüne doğru uçmaya başladılar. Yaratıkların görüş alanında olan bedenler acı ile inlediler çünkü geçerken kan döktüler. "Kan, bize hayat olduğu kadar, ölüm olan." Duyabiliyordu kendi aralarında ki fısıltıları duyabiliyordu. Yaratıklar kendileri ile konuşurken her defasında Dominique'nin bedenini araç olarak kullanıyorlardı ve aptal iyilerin her yaptıkları büyü Dominique'de de etkili oluyordu, onları çağıran olarak. Bileğinden akan kana bakarak sinirle tısladı, biri çağırılanlardan birini kurban etmişti. Her ölümde bir bedel ödemek zorundaydı ve o bu bedeli çoktan kabul eğlemişti. Gözleri öfkenin kudreti ile parlarken yine Tristan ile karşılaştı ve bilinçsiz öfkesi "İncarcerous!" diye Hırçın Tutku'yu ona yöneltmesine neden oldu. Büyü eğer ulaşırsa sonuna kadar gitmekte kararlıydı, bu gece... Bu gece ondan alınanlar geri verilecekti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bradley John Blythe

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Bradley John Blythe



Mücadele Tarafı : Irené
Patronus : Kartal

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptyPaz Haz. 06, 2010 7:26 pm

Kütüphanedeki karışıklık ilerlemiş, troller etrafa dehşet saçmaya başlamıştı. Diğer binalardan daha fazla öğrenci gelmiş, ortalığın biraz daha karışmasına neden olmuşlardı. Sağda solda büyüler uçuşuyor, arada birinin çığlığı duyuluyordu. Trollerin adımları yerin hafifçe sallanmasına neden oluyordu. O dev yaratıklardan birinin yere yıkılmasının neden olduğu sallantı nedeniyle sarsıldı ama dengesini korudu. Her şey tam bir karmaşaya dönüşmüştü. Tanıdığı insanlar görebilmeyi umarak etrafına baktı bir iki saniyeliğine, ancak o atmosferde kimseyi tanıyamıyordu. İnsanların yüzleri isten oluşan ince tabakalarla lekelenmişti, tıpkı kendisine ve Irené'e olduğu gibi. Bunu düşünürken onun kanıyla ilgili söylediklerini duydu. Kanını akıtmak ile ilgili düşüncelerini. Merak ediyordu sadece tüm bunların nedenini. Bu şekilde söylemesinin, hatta belki de bu şekilde hissetmesinin nedeni neydi? Nefret ettiği biri hakkında böyle şeyler düşünebilir veya dile getirebilirdi, ki birinden nefret etmesi pek de zor sayılmazdı. Ama bu sözleri günlerdir aklından çıkmayan kızdan duymanın etkisi büyücüyü sarsmıştı. Gereğinden çok daha fazla çalışan zihni, onun da kendisinden nefret ettiği sonucuna vardı. Bundan başka mantıklı bir sonuca ulaşamıyordu düşünceleri. Umutlarından oluşan yolların hepsi ise çıkmazlarla sonuçlanıyordu. Kızın her şeyi hak ettiğini söyleyen sözleri karşısında da sessizce kalmaya devam etti. Hemen sonrasında asasını kaldıran cadı, aralarındaki alevler parlarken laneti büyücüye gönderdi.

Asadaki yeşil parıltıyı gördüğü anda parlayan alevler görüşünü engellemişti büyücünün. Muazzam bir enerji taşıyan yeşil ışın alevlerin içinde, geçtikten hemen sonra yok olacak bir boşluk oluşturdu ve büyücüye doğru ilerledi. Nefes almayı bile akıl edemeyen büyücü, neredeyse bilincinden yoksun bir halde ışının bedenine yaklaşmasını ve çarpmasını izledi. Belinin hemen yukarısına çarpan ışın, ufak bir patlama yaratarak kaybolurken, genç büyücü giysisindeki koyuluğu fark etti. Neler olduğunu sorgulamayı akıl edebilen zihni, neden bir şey hissetmediğini sorduğu anda, büyücü zihnini kavuracak kadar büyük bir acının kurbanı oldu.

Acı öylesine keskindi ki, aklındaki bütün düşüncelerin önünü kesmişti. Dudaklarına kadar gelen çığlığı tutabilmek için ısırdı onları. Acıya dayanabilmek için ısırdı dudaklarını. Dilinde hissettiği metalik tadın kaynağının, kanattığı dudaklarından akan kan olduğunu anladığı zaman, dişlerini onların üstünde sıkmayı bıraktı. Gözlerini kırpıştırarak engelledi orada damlaların birikmesini. Dayanmalıydı, karşıdaki cadı duymamalıydı sesini. Oysa öylesine zordu ki algılarının derinliklerine hükmetmeye başlayan acıya karşı koymak. Refleks olarak yaranın üstüne koyduğu parmakları kıpkırmızı olmuşlardı. Yaradan akan kanının oluşturduğu leke genişlemiş, bacağının dış tarafından ayakkabılarına kadar ulaşmıştı. Bacakları bedenini taşıyamayacak kadar güçsüz düşünce olduğu yere yığıldı. Acının bacaklarından ve kollarından çekilmesine minnettardı en azından. Alevlere baktı, bu halini görmesini istemiyordu. Bir şekilde gitmiş olması için küçük bir dua fısıldadı sessizce. Onun adıyla bitirdi duasını. Etrafında biriken kanın kendisine ait olduğunu fark edince, garip bir şekilde gülümsedi. Etrafında olan bitenleri algılayamadığı gibi, acıya da alışmıştı. En azından, bedeninin acıya karşı hissizleştiğinin farkında olmayan büyücü öyle düşündü. Gözlerinin önünde beliren karanlıktan aşağı yuvarlanırken, hiç olmadığı kadar hafif hissediyordu Bradley.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Irené Becquerel

VII. SınıfVII. Sınıf
Irené Becquerel



Mücadele Tarafı : Robert
Rp Sevgilisi : Robert Silimauré
Kan Durumu : Melez
Patronus : Eşek Arısı

Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Yılanlar Okul'u Sarıyor   Yılanlar Okul'u Sarıyor - Sayfa 7 EmptySalı Haz. 08, 2010 7:38 pm

Görüşü düzelmeye başlayana kadar sabrı tükenecek ve cadı büyük olasılık nefessizlik yüzünden olduğu yerde yığılıp kalacaktı. Ne kadar kötü hissettiğini bir yanı inkar ediyor, diğer yanı bütün akıcılığıyla kabulleniyordu. Irené, dudaklarından çıkan büyüden sonra kendini kirlenmiş hissediyordu. Bunu ona yaptıran sebebe, içindeki savaşı bambaşka bir yere yansıtan kara büyünün gücüne lanet okumaya başlamıştı. Ortamdaki gerilime, büyünün karanlık etkisine ve ruhuna laneti uygulamış gibi içinde sıcağı sıcağına açılan kesiklere katkısı olduğunu anladığında sustu. Alevlerin titreştirdiği havada görüp de sevindiği tek bir şey vardı. Tristan ayaktaydı. Dostlarından bazıları hala sapasağlamdı. Ancak göremediği ve merak duygusunu kalın ipler gibi boğazına derisini sıkıştırır gibi saran bir başka gerçek vardı. O da Bradley’in yokluğuydu. Bedenini göremediği büyücünün sesini duyabilme ihtimaliyle bağırdı. ‘’ Bradley!’’ Çağrısına güler gibi cevap veren bir trolün homurtusunu duydu dışarıdan. Ayaklarının yere her basışını ve ne kadar yakınlaştığını topuklarındaki titreşimle hissediyordu. Üzerinde durduğu raftan atladığı anda, olanca dumana, alevlerin yakıcılığının dikkatini dağıtmasına ve gözlerinden yaşlar akıyor olmasına rağmen, duyuları bir anda iki yerde toplandı. Sıcağı hissetmemeye başladı. Gürültüyü duymamaya. Ve boğazındaki dumanın dilinin üzerinde bırakıp nefesini kesmesine sebep olan tadı almamaya başladı. Artık sadece sıvılaşmış metalin burun deliklerinden içeri akmadan önceki kadar keskin bir metal kokusu duyuyor ve hemen ayakları dibinde bilincini yitirmiş sadece gözlerinin beyazı görünen büyücüye bakıyordu. Bir anlığına alevler yavaş yavaş şekil değiştirmeye başladılar. Bradley siyah bir boşluğa düşmeye başladı ve yok oldu. Etrafındaki bütün sesler kesildi ve zamansızlığın merkeze konduğu vicdanına kısa ama bir o kadar uzun görünen bir gel git yaşadı cadı. ‘’ Bunu ben yaptım.’’ Ellerinden düşen asasının yokluğunu hissettiğinde toparlandı. Sendelediği için büyücünün hemen yanına yığılmaktan zorla kurtuldu. Ayakkabısının kaymasına sebep olan kana bakıp dilini ısırmasına sebep olacak kadar artan korkusunu bastırmaya çalıştı.

Arkasına geçip kana rağmen onu sürüklemek zorundaydı. Bu yüzden koltukaltlarından tutup, kendisinden daha uzun ve ağır olan büyücüyü çekmeye başladı. Alevlerden uzaklaşmalıydı. Ön taraftan arka tarafa geçmesine engel olacak kadar rafın varlığı cadıya koca bir çığlık attırdı. Yavaşça bıraktığı büyücünün nabzını kontrol etti. Hala sıcacık olan bedenine dokunurken kendini hiç olmadığı kadar üzgün ve garip hissediyordu. ‘’Neler oluyor böyle? Profesörler nerde?!’’ İçten içe bağırıyor gibi kısık kaldı sesi. Yakınındaki hiç kimse onunla ilgilenemiyordu. Lanet olası Slytherin öğrencileri her yerdeydiler ve bunu histerik bir oyun haline getirmiş, akıllarındaki en ufak muhakeme yeteneğini de yitirmiş gibi davranıyorlardı. ‘’ Depulso!’’ Ardı ardına düşmeye başlayan raflar birbirini iterken, kaldığı yerden büyücüyü taşımaya devam etti. Devirmediği ilk rafın ardına kadar sürüklediği ağır bedenin hemen arkasında, başını yere yavaşça bıraktı. Üzerindekini hışımla yırtıp yaralara bakmak için açtığında, boğazından yükselen etkiye direndi. Elini ağzına götürdü. Gözlerinden akan yaşlar dumandan uzaklaşmasına rağmen artmıştı. ‘’ Lanet olsun.’’ Geceliğinin bileklerine kadar gelişine minnet ederek sertçe eliyle kumaşı parça parça yırtmaya başladı. İki büyük parçayı yırttığında, yaranın hemen üzerine yavaş yavaş sarmaya başladı. Sol kolunu hafifçe yana açıp bir parçayı sağ omzunun altından geçirmeye uğraştı. Büyücüyü kaldırmak için uzun süre mücadele etti. Sonunda sırtına bastırarak başını omzuna yasladı. Kendisine sarılması için sağ kolunu belinin ardına attı. O anda Bradley’nin, acı yüzünden bilincinin yerine gelmiş olabileceğini düşündü çünkü; büyücü düşmüyor, aksine Irené’in beline tutunuyordu. Buna memnun olarak kalan parçayı da sardı. ‘’ Sakın yeniden bayılma Bradley! Sakın. Uyanık kal. Beni izle.’’ Okul hayatı tamamen bitecekti bu yüzden. Ama buradan çıkmanın tek yolunu bütün gücü bitene dek denemek zorundaydı. Hemen karşılarındaki duvara doğrulttu asasını. Yasak Koridora açıldığını tahmin ettiği duvarın üzerinde patlayacak her büyüden sonra üzerlerine gelecek taşlara siper olmak adına, bir rafı daha önlerinde devirdi. Yatay dikilen rafın ardından bağırıyordu. Önünden kimsenin geçmemesini umarak.’’ Bombarda Maxima! Bombarda Maxima!’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Yılanlar Okul'u Sarıyor

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
7 sayfadaki 9 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-