AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Paula Lilith Silimauré

Uluslararası Büyücüler Konfederasyonu LideriUluslararası Büyücüler Konfederasyonu Lideri
Paula Lilith Silimauré



Mücadele Tarafı : Silimauré.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Anka.

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyPtsi Ara. 28, 2009 11:41 pm

Zaman: 31 Aralık 1961 // 62

Yer: Londra // Londra Köprüsü

Mekan: Köprü muggle'ların göremeyeceği şekilde büyülenmiştir. Ayın tüm haşmetiyle aydınlattığı köprüde, masalar tamamen siyahtır. Üsttleri beyaz zakkum ve safir taşlarıyla süslenmiştir. Her masada 6 kişi olabilecek şekilde ayarlama yapılmıştır. Parmakların üzerine yapılan özel platformda sadece ruhu okşayan müzikler çalan bir grup bulunmaktadır. Köprünün dört bir yanında yanan meşalelerde ortama ayrı bir zerafet katmaktadır. Gelen konukları iki hayalet, üç ev cini ve bir vale karşılamaktadır.

Kurgu: Tüm sihirli dünyanın yetişkinleri, burjuvaları... Gelen konuklar ellerinde kendi adlarına gelmiş olan davetyeleri hayaletlere gösterdikten sonra kapılardan giriş yapmaktadır. Hayaletler görünümüyle kişilerin içini dondurabilecek kadar heybetlidirler. Ama konuştuklarında kahkahaya sokabilecek kadarda ince ve tiz seslere sahiptirler. Ev cinleri oturacakları masaları göstermekte, valelerde ortalığı kontrol etmektedir. Masalarına oturan konukları binbir çeşit yemek karşılamaktadır. Sadece yemeklerini yerken beyaz zakkumlara dokunmamaya özen göstermelidirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/paula-lilith-sil
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyPtsi Ara. 28, 2009 11:50 pm

Genç kadın aynada yansıyan yüzüne bir kez daha baktı, donuk ve sakin… Hayır, bu sefer değil. Canlı ve büyüleyici, tıpkı kozasından ilk defa çıkmış bir kelebek gibi, her rengin parıldadığı ve yansıdığı bir yüz… Giydiği krem rengi elbisenin içinde ışıl ışıl ve göz alıcı.
Sarı saçları umarsız dalgalarla yüzünü çevreliyordu, boynunu ve tek kolunu kaplayan narçiçeği desenli dantel, kadının ince bileklerini ve biçimli boynunu tüm hassasiyetiyle ortaya çıkarıyordu. Dantelin başlangıç yerinden aşağıya kadar çapraz olarak düğmelenen ve omuriliğine hassas bir zarafet katan inciler, belin olduğu yerde son buluyordu. Oradan da aşağıya sarkan kuyruğu odaya bir tavus kuşunun şenliğini katıyordu. İsteyerek krem rengi seçmişti, karanlık bir rengi elbette tercih ederdi fakat içinde yinede taşıdığı bir melankoliklik onu krem rengi giymeye itmişti. Ve kıyafetini giyerken kimseden yardım istememişti, kimse onu hazırlanırken görmemeliydi çünkü yürümeyi öğrenen bir bebek gibi salınıyordu ve bu halinden utanıyordu. Nedimeleri kapının önünde sakince konuşuyordu, onların sesi bile kafasındaki düşünceleri durduramıyordu.

‘Kaçabilirsin.’
“Onu seviyorken mi?”
‘Aptal, sevgi dediğin şeyin ne kadar ölümcül olduğunu küçükken öğrenmedin mi?!’ Genç kızın beyninin içinde yargıcın son sözleriyle, küçükken olan sahneler canlandı. Karın yumuşaklığı, gökyüzünün parıltısı, ailesinin ona seslenen sevgi dolu sesi ve yere düşen kan damlaları.

Hırsla kasılan vücudu engellenemez bir şekilde eline aldığı önündeki vazoyu aynaya fırlattı. İçeri giren Angeliqué’ye her şey yolunda gibi bir hareket yapmıştı arkasını bile dönmeden ve kızın dışarı çıkmasını beklemişti. Daha sonrada iki elini dayadığı tuvalet masasından yüzlerce parçaya bölünen aynaya bakmıştı. Yüzlerce yüzü vardı, yüzlerce tavrı ve hissi. Hangisi gerçek olandı? Her parçadan ayrı bir yüz ona bakıyordu, kimdi o? Kimdi, neydi, nasıl yaşamıştı? Şimdi yaşamda hiçbir gayesi yokmuş gibi evlenip, mutlu olabilecek miydi? Yeni bir yılda, yeni bir hayata başlayabilecek miydi? Aynaya bakarak gülümsemeye çalıştı ama yapamıyordu.

“Lanet olsun!”
‘Haha, Ursula gülmek mi?’
“Kapa çe-ne-ni!”
‘Hadi ama tatlım, sen ne zamandan beri mugglelar’ın aptal işleriyle uğraşmaya başladın?’ Kulaklarında ve beyninde yankılanan ses olabildiğince alaycı ve tatlıydı ki kızın canını yakabilsin.
Ve aldığı cevapta aynı tatlılıkta ve alaydaydı, kadının aklında canlanan Sean’nın görüntüsüyle dudakları gecenin en karanlık yolunu ve dünyanın en karanlık caddelerini aydınlatabilecek nitelikteydi.
“Ah, Jack… Hergün kafamda yaşadın ve yaşayacaksın ama buna neden izin vereceğim biliyor musun?…” Genç kadın cevap alabilmek için bir süre bekledi çünkü biliyordu ki yargıç hiç susmazdı her duruma cevabı olurdu. Tiz ve boğuk bir ses yine yankılandı beyninde;
‘Neden?’
“Görmen için tatlım, görmen için…”

Kızın aklından geçen düşünceler yanından geçen büyüyle olduğu yerde hafif bir sis gibi dağılmıştı. İrkilmiş bedeni hızla geri dönerek bunu yapana baktı. O çok sevdiği mavi gözler ona bakıyor ve dudaklarından bir şeyler mırıldanıyordu ama genç kadın duymuyordu çünkü adamın görüntüsüyle büyülenmişti. Giydiği siyah takım, beyaz tenine inanılmaz doğallıkta bir yakışıklılık katmıştı. Beyaz gömleği pantolonuna daha sokulmamış, üst düğmeleri gelişi güzel kapatılmıştı, buda adamın kaslı vücudunu daha da ortaya çıkarmıştı sadece. Genç kadın bir an her şeyi unutup orada onunla sevişmeyi hayal etti ve kendi çılgın düşüncesinde aynı acımasızlıkta bir gülüşle karşılık verip geriye döndü. Aynada ikisinin yansıyan görüntüsüne baktı, Sean biraz arkasında hafif yana eğdiği başıyla ona bakıyordu ve genç kadında ona. Az önce kırılan ayna Sean’nın büyüsüyle eski halini almıştı ve bu muhteşem çifti olabildiğince mükemmel birbirine yansıtıyordu.
Genç kadın biraz önce adamın ne dediğini düşünmeye çalıştı ama aklında o kadar fazla adama sarılmak ve kollarında olmak vardı ki, bir türlü kendini toparlayıp cevap veremiyordu. Derin bir nefes alıp adama döndü ve

“Düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirir.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Judith De Soleil

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Judith De Soleil



Mücadele Tarafı : Kırmızı dudaklar

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyPerş. Ara. 31, 2009 8:57 pm



Piyanosunun başında hüzünlü bir parça çalıyordu. Dalgındı. 10 yıl önceyi düşünüyor ve hüzünleniyordu. O gün eşinin ölüm yıldönümüydü. Onsuz geçen 10 yıla bir yıl daha eklenecekti. Gözyaşları yavaşça yanaklarından aşağıya süzüldü. Ve yere düştü. Gözyaşının üzerinde eşi Gerard’ın yüzünü görür gibi oldu. Telaşla gözyaşlarını sildi ve saate baktı. Dırdırcı için harika başlıklar toplayabileceği düğüne geç kalmak istemiyordu. Hızla merdivenleri çıkarken aynı zamanda üzerindeki gömleği çıkarıyordu. Odasına vardığında üzerinde hiçbir şey yoktu. Dikkatle yeni aldığı kan kırmızısı straplez tuvaletini giydi. Dağınık saçlarını taradı ve özenle bir topuza dönüştürdü. Kan kırmızısı rujunu sürdü, makyajını tamamladı. Siyah kürkünü omzuna attıktan sonra çantasını alıp evden çıktı. Evden ayrılmadan önce en az 20 kez aynaya bakmıştı ve her baktığında kendine olan hayranlığı bir kat daha artmıştı. Şoförü onu düğünün yapıldığı yerin önüne bıraktığında düğün için pek çok kişi gelmişti bile. Onu karşılayan hayalet “Hoş geldiniz, Bayan De Soleil” dedi, Judith dehşete düşmüştü. O ses de neydi, öyle?
Yüzüne her zamanki alaycı ve etrafındakileri küçümseyen gülümsemesini yerleştirdi ev cininin ona gösterdiği masaya oturdu. Oturduğu masada aynaya bakmadan çıkmış olduklarını tahmin ettiği iki yaşlı bayan vardı. Absürt renklerdeki rujlarını dudak sınırlarından taşırarak sürmüş, göz kalemlerini gözlerinin 2 cm uzağına çekmişlerdi. Geniş basenlerini olduğundan da kalın gösteren elbiseler giymişlerdi. Judith gözlerini devirerek başka yöne bakmaya başladı. Herkes birileriyle sohbet ediyordu. Judith de bir yere kaynamalıydı ama nereye? Masadan kalktı ve etrafına bakmaya başladı. Bakanlıktan olduğunu düşündüğü bir bayanın yanına gitti.
“Merhaba”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kenneth James Morgan

GezginGezgin
Kenneth James Morgan



Mücadele Tarafı : -
Rp Sevgilisi : Darya Meadow
Patronus : Düğmeli Domuz

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyCuma Ocak 01, 2010 4:25 pm

Mutluluk, hayatında belkide hiçbir zaman bu duyguyu bu kadar yoğun yaşamamıştı. Zihninde canlandırdığı, hayallerinde olan bir düğün olmasada onun kadar saygı ve onur verici bir düğün olacaktı. Avalon, kimilerine göre bir katil olsada gönlünde yatan bir melekti o. Karşılığında hiçbir şey beklemeden sevmişlerdi onlar. Aynanın karşısında üstüne çıkartmıştı, koltuğun üzerindeki takıma bakmıştı. İç geçirmişti, belkide üşenmişti. Hafifçe gülümseyerek ellerinin arasından geçirdiği gömleğin düğmelerini iliklemeye başlamıştı. Daha sonrada simsiyah pantolon bacaklarının arasından geçmişti. Saçları her zamankinden daha dik, yüzü her zamankinden daha berraktı. Berberin işi iyi yaptığı belli oluyordu aynanın karşısında. Alaycı bir şekilde kulakları tırmalayan bir ses yankılanmıştı. Bir şangırtı. Bir buz erimesi veya camların aşağı doğru parçalanması. Siyah ceketi üstüne zar, zor atmıştı. Kapıdan çıktığın an gördüğü yüze bağırmıştı.

“ Neler oluyor ? “
“ Galiba gelin odasından geldi ses. “

Sağa doğru döndürmüştü suratını. Kapıda bekleyenlere bakmıştı usulca. Daha sonrada çıktığı odaya girmişti tekrar. Masanın üzerindeki asasını alıp, hızla çıkmıştı dışarı. Kapının önünden içeriye doğru göz atmıştı. Parçalar ve tam karşısında duran Avalon. “ Reparo. “ Diye fısıldamıştı asasına. Asadan fırlayan büyünün eski hâline dönüştürdüğü ayna daha göz önüne gelmişti şimdi. Adımlarını ona doğru atarken, kusursuz güzelliğine bakıyordu. Bu güzellik ona fazla değil miydi ? O basit birisiyken bu kadar güzelle evlenmesi zor durumdu. Hele o evlilik teklifi yaptığı gece. Karanlığın içinde onun avuçlarına tutturduğu yüzük. Gülümsüyordu her an, her dakika. Bir çiftin her şeyimi karanlıktı. Hiçbir zaman ulaşamayacaklar mıydı aydınlığa ? Belkide bugün sona erecekti her şey. Bugün olacaktı zaman evresinde hâl ve hareketler. “ Düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirir. ” Yüzüne doğru gelen billur ses oynatmıştı kalbini. Tekrar, tekrar gülümsemişti mavi gözler. “ Gelin benim olduğu için hiçbir sakıncası yok diye düşünüyorum. “ Adımlarını ona doğru atmıştı. Yavaşca kavradığı belini kendisine doğru çekip nefesiyle konuşmuştu sanki. “ Neden o ayna kırıldı ? Seni mutsuz eden bir şey mi var ? “ Ciddiyete bindirdiği konuşma ve daha sonrası. Ondan gelen yanıtlar… Son hazırlıkları yapmalıydı belkide. Ondan ayrılma zamanı gelmişti. Ellerine götürdüğü dudaklara dokunmuştu tutkuluca. “ Tam hazır olduğunda dışarıda seni bekliyor olacağım. “
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyC.tesi Ocak 02, 2010 7:59 pm

Kadın o anlık düşünmeyi bırakmıştı, adamın ona yaklaşması, kollarına alması bu hayatta ve şuanda en çok istediği şeydi. Sarılan kollardan biraz daha geri gidip o konuşurken dudaklarına baktı, cevap vermeden önce birkaç saniye elini adamın yanağına koydu ve daha sonra;

“Ben, ben… Ben seni seviyorum ve… Ve korkuyorum.” Küçük bir iç çekişle tamamladı sözlerini ve adamın cevabına bakarak oda gülümsedi. Sonra derin bir nefes daha tekrar aldı;
“Sen olduğun sürece hiçbir şeyden korkacağımı sanmıyorum.” dedi ve adamın boynuna ufak bir öpücük kondurdu. O dışarı çıkarken son kez kendine aynada baktı ve büyükannesinin ona armağanı olan zarif yakutu boynuna taktı. Kan kırmızı taş ışıl ışıldı tıpkı kadının sevgiyle gülümseyen dudakları gibi…

Odadan dışarı çıkıp, Sean’na ve oradakilere baktı. Angelique o kadar güzeldi ki boğazına arkadaşının zarafetinden ötürü bir yumru tıkandı. Hep hayal ettikleri düğün oluyordu ama başrollerdeki oyuncular farklıydı. Ne yazık, ne yanık bir manzara diye hayıflanan bakışlara aldırmaksızın arkadaşının elini sıktı Ursula. Biliyordu, o da aradığı mutluluğu bulacaktı çünkü bunu en çok hak edenlerden biriydi. Gülüşmeler arasında evden çıktılar ve düğün alanına geldiler. Ursula’nın şahidi Galadriel’di. Kadın çoktan gelmiş her zamanki o ulaşılmaz tavrıyla etrafa bakıyordu, ona saygı dolu bir gülümseme gönderdikten sonra Sean’na dönüp;

“Başım dönüyor.” demişti ve adamın koluna daha fazla dayanmıştı. İçinde taşıdığı kalp neredeyse heyecandan duracaktı. Bugün bir çok şey için başlangıçtı, her yaşamın bir amacı vardır ve sen yaşarsın bunu. Ursula titrek bakışlarla adama bakarken hayatındaki olayları düşünüyor, yanında tebrik edenlere gülümsüyordu. Az sonra düğün başlayacaktı, aldığı kaçıncı derin nefesti o da unutmuştu bunu, hicranın mutluluk parıltıları saçan gözleriyle etrafa baktı. Judith’i görünce alaycı bir şekilde gülümsedi, bu kadın hayatında gördüğü en çetrefilli dedikodu yazarıydı. Kimse onun diline düşmek istemez düşüncede ne yapacağını bilemez ve onun oyun hamuru olup çıkardı. Sean’nın sözleriyle kendine gelerek ona yaklaşan bir diğer çifte baktı. Aislin eski öğrencisi… Yanındaki adamı tanımıyordu. Kızın derin gözlerine bakıp, konuşan sesine gülümsedi. Ona da zamanında az çektirmemişti. Yavaş yavaş herkesin toplandığına emin olduklarında törene başlamak için hazırdılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Galadrîel Lûthien

TılsımTılsım
Galadrîel Lûthien



Mücadele Tarafı : Karanlık ve Gizemli
Rp Sevgilisi : En az onun kadar gizemli
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Sibirya Kaplanı (Mavi gözleri Ruh emiciler için yok oluşun simgesidir)

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptySalı Ocak 05, 2010 10:13 am



“Karanlık gecenin loş olması gereken yumuşak çay saati diliminde kapımda aniden beliren bir Patronus ile irkildim. Çoktandır malikaneme bir tilki girmemişti, üstelik bu tilki sis kadar şeffafken. Beyazlığı mavi gözlerimden içeri davetsizce giriyor ve beni rahatsızlıktan öte tiksindiriyor. Gene de sukunetimi korudum ve gelen ışıklı şekle lamba misali küfürlü gözlerle baktım. Verdiği bilgi bana çok da yabancı değildi. Demek bizim sarışın düğünü Londra’da yapacaktı. İçimden bir kahkaha attım. Ya da yüzümün aldığı şekil; içimden kahkaha attığımı gösteren isterik bir hareketin devamı! Anlayamadım. Bu kadında tanımlanamayan bir şeyler var ve ben her seferinde onun büyüsüne kapılıyorum. Ursula! Patronus davetiyeyi ve en önemlisi yeni görevimi bildirip bana giyeceğim elbisenin de rengini söyleyince tepem iyice attı. Evet, kesin sinirlendim. Her şey normal de bana giydirdiği pembe nedime elbisesi de ne oluyor? Gözlerim çakmak çakmak oldu ve “Git” diye bağırdım. Yetmedi elimde ne varsa odağın bir köşesine fırlattım ve arkamı dönüp yukarıya çıktım...”

Galadrîel, anılarını sakladığı düşseli kabından kafasını çıkardı ve etrafına buğulu gözlerle etrafa baktı ve aynı hızla kapadı. Anılarına ne zaman dönse bedeni aynı tepkileri veriyordu; hafif bir baş dönmesi ve bir kaç saniyelik görüntü bozukluğu. Eline midesine götürerek bir kaç saniye bekledi. Gözlerini açmaya henüz hazır değildi. İzlediği anılarında süslü bir davetiyeyi eline aldığını görmüştü. Peki sonra onu ne yapmıştı? Evet onu kanepeye fırlatmıştı. Nedime elbisesinin rengini duyunca az daha dudağı uçuklayacaktı. Gözlerini hafifçe arayalıp etrafına baktı, daha iyiydi. Yaşlanıyor muyum, diye düşünürken teni ürperdi. Bunca zamanlık ömründe yaşlanmamayı başaracak, narin iksir ve tılsımlarla gençliğini koruyacaktı. Ve bundada gayet başarılıydı. Mısır ona neredeyse ölümsüzlüğün sırrını verecekti ki, o bunu elinin tersiyle itmişti. Şimdilik... Yo, hayır! Yaşlanmak ona göre değildi. Bu düşünceyi aklından anında attı ve soruna; davetiyeye odaklandı. Odasının kapısında süzülürcesine çıktı. Attığı her adımda kendisine olan güvenini anımsatan sert adımlarla malikaneyi adeta inletti. Kanepenin yanına gelerek, araya sıkışmış davetiyeyi eline aldı ve derin bir nefes aldı. İşkence gibi gececek onsa saat... Düğüne sayılı saat kalmıştı ve o daha kıyafetini denememişti bile. Davetiyeyi elinde sağa sola çevirirken kısa bir cümle gözüne çarptı: “Nedime mi dedim, pardon şahidim demek istemiştim” ve bir gülümseme işareti! Galadrîel, olduğu yerde bir şok geçirdi. Nasıl yani, bunca hazırlık bunca öfke ve anılara yaptığı tatsız yolculuk bir hiç için miydi? Yüksek sesle bir kahkaha attı. O lanet pembe elbiseyi giymesi gerekmeyecekti. Yoksa mutluluk denen aciz duygu basit bir elbisenin alâlade bir rengine mi saklanmıştı? Daha fazla düşünmeye gerek duymadan odasına cisimlendi, şaheserlerle dolu giysi dolabını sonuna kadar açtı...

Londra köprüsü! Bu fikir acaba kimin düşüncelerinde filizlenmiş Ursula’nın ellerinde cisimlenmişti? Muggle’ların gecenin bir yarısı ay ışığında bu köprüyü kullanmaması gerektiğini akıllarında hisseden büyülerin kaynağını kontrol eden kimdi? Sihir Bakanlığı bu düğün için epey uğraşmış olmalıydı. Onun malikanesini kullanmayı teklif etmişti, lakin malikanenin Perili olduğu dedikoduları –ki bunun gerçekle düş arasındaki ince çizğinin neresinde olduğu hala sırdır- nedeniyle konuklar bu fikre pek sıcak bakmamıştı. Gene de Glaadrîel her ihtimale karş ı malikanesinde bir parti hazırlığı yapmıştı. Gece daha yeni başlıyordu. Gelinle damada şahitlik etme konusunda da pek emin değildi. Ursula’nın ona davetiye de yaptığı şakayı o neden ... Çok güzel bir süpriz olacaktı . Bunu hak etmişti.

Uzaklara dalan bakışalarını köprünün başında gözüken damatla geline çevirdi. Yanıbaşında dolaşan kişilere aldırmadan kıkırdadı ve asasını kaldırıp : “AVİS” diye bağırdı. Gökyüzünü asasından adeta fışkıran beyaz güvencinler sardı. O güzelim yaratıklar kanat çırptıkça auralarından binbir rengi barındıran ışıltılar saçıyordu. Londra körüsü bir anda ışıl ışıl olmuştu. Muggle’ların bunları görememeleri ne kadar da büyük bir kayıptı.

Altın rengindeki düz dar kesimli seksi elbisesinin koluna değen narin dokunuşla düşüncelerinden ayrıldı. Plan çoktan yapılmıştı. Kendisi gülümseyen yüze baktı.

“Bayan Favio, sizi görmek ne hoş” dedi ve elini uzattı. Samimi ve sıcak bir dokunuşla karşılaştığında boynundaki tılsımdan tehdit uyarısı anlamına gelen bir titreşim hissetti. Bu kadının teninde bir mühür mi vardı? Karanlığın mührü...


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kenneth James Morgan

GezginGezgin
Kenneth James Morgan



Mücadele Tarafı : -
Rp Sevgilisi : Darya Meadow
Patronus : Düğmeli Domuz

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyC.tesi Ocak 16, 2010 11:10 am

Huzurun kapladığı büyük bir mutluluk. Belkide hiçbir zaman bu kadar çevresini sarmalamış bir duyguydu. Sersemlemiş gözler, yorulmuş ayaklar. Her şeyin olağanüstü olmasıyla yapılabilecek çalışmalar. Yanında durana gözü ilişmişti. Sarıya çalan saçların lüle lüle kıvrımları sarkmıştı aşağıya. Onların bittiği yerde başlayan güzel bir elbise. Elbiseydi evet, buradan öyle görünüyordu ama gerçeğe en yakın şekilde gelinlik diyebilirdi. Her şeyiyle orantılı bir şekilde savruluyordu vücudu. En ufak ayrıntısı bile en içtenlikle okunacak bir bedene dönüşmüştü. Sevgi, heyecan. Ona karşı olan sevginin kısa bir sürede buraya ulaşması nasıl bir durumdu ? Hızlı başlayan her şey çok hızlı biter derlerdi. Ama böyle mi olacaktı ? Her şeyden etkilenip yakında biteceklermiydi ? Şu anda böyle bir durum bile söz konusu değildi. Hele toplantı, toplantıda geçen saatler. Taraflar… Tiz ve soğuk bir ses onun başını döndürmüştü sanki.

“ Herkesin gelmesi güzel bir şey. “


Gelip, geçiyorlardı. Birbirlerini kovalayan akrep ve yelkovan hızlanıyordu artık. Dev gösterge birkaç saat içinde onlar için çarpacak, mutluluk gözlerinde okunan bir ihtiras olacaktı. Bir anda havaya savrulan kuşlar ortayı kaplamıştı. Şaşkınlık tamamıyla çıkış noktasına odaklatmıştı onu. Bembeyaz güvercinlerin kaynağı saflığıyla söz konusu olan Hogwarts Müdüresine aitti. Galadrîel, Avalon’un çok yakın arkadaşı, iş vereni ve daha birçok şeyi. Gösteriş mi yapıyordu ? Yoksa hediyelerle eğlenceli hâle mi dönüştürüyordu ? Her zaman eğlenceli olmuştu. İş dışında tabî ki. “ O bunu hep yapıyor. “ Gülümsemişti beraberce. Ursula’nın muzip dolu bakışları ona çevrilmişt, her şey yerli yerinde ve harika ilerlerken hiçbir aksiklik çıkmama isteği ruhunu çevreleyen sorguydu.

Kırk Beş Dakika Sonra


Zaman akmış, köprünün eski taşlarının üzerini dolduran esrarengiz büyücüler gözlerine çarpmaya başlamıştı. Tanıdıkları ve tanımadıkları. Yetişkinler… Bakanlık çalışanları, Hogwarts Profesörleri, gazeteciler ve birçok esnaf. Herkes her şeyiyle odaklanmıştı bu düğüne. Her şey istedikleri gibi gidiyor, sevgi sadece bedenlerinde oluşan bir duygu olmaktan dışarı çıkıyordu. İlk adımlar ortaya doğru atılırken, alkış her zamankinden boğuk bir sesle yankılanıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zosia Silimauré

Büyüceşura Baş HakimiBüyüceşura Baş Hakimi
Zosia Silimauré



Patronus : Gergedan

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) Empty
MesajKonu: Geri: Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)   Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon) EmptyÇarş. Ocak 20, 2010 6:07 pm

Anlar seni yakalar, yakıcılığıyla boğar ve işte o anlardan bir tanesi tüm dünyaya uçan kuşlardı. Dudakları önce şaşkınlıkla birkaç saniye büzülmüş ve daha sonra mutlulukla gülümsemişti. Sevgili dostu, karanlığın en aydınlık yüzü ona küçük bir sürpriz hazırlamıştı. Hayır, bu kadının yaptığı küçük muzırlıklardan rahatsız olmayacak kadar yakınlardı. İlk tanıştıkları günden bu güne hep bağlıydılar, büyük ve derin, siyah ve keskindiler. Onlar iki yakın dosttular.

Şimdi gece yıldızlarla dans ederken, salondaki konuklarda hafif bir ürpertiyle raks ediyorlardı. Kristallerin şakırtıları, hafif ve boğuk seslere karışıyor, küçük kahkahalar herkesin keyfini perçinliyordu. Eşsiz bir manzaraya boğulmuşlardı, rüzgarın esintisi saçlarının arasına girip çıkıyordu ve onu ayrı akşamlara tevazu ettiriyordu. Verdiği karardan emindi, yorgun meleği Sean… Sabırla dolanmıştı elleri bedeninde ve berrak yüzüne katılmıştı kalbi, şimdi güneş batsa da her gecenin sonunda görmek istediği yüzdü, sabah uyanışıydı. O artık bu adama aitti ve bu adam ona mı aitti?

Düşünceler ve sorular Sean’nın ritmik sesiyle bozulmuştu, avuçlarına zarifçe bıraktığı eliyle dans pistine ilerlemişlerdi. Gelin ve damadın zamanıydı, bedenleri uyum içinde dans ediyordu. İki mavi göz sonsuza dek birbirine kilitlenmiş gibi bakıyorlardı, inanılmaz bir aşk ve inanılmaz yaşamlar. Ölüm sadece ölümdü onlara kara oyunlar hazırlayabilecek olanlar ve Ursula bu gece hele sevdiği adamın kollarında bunu hiç mi hiç düşünmek istemiyordu. Önünde uzanan kalabalık gruba baktı, karanlığın efendileri sabırsız ve kızgın gözlerle, aydınlığın soluk yüzlerine bakıyorlardı. Aralarında olabilecek vakıfsız kavgalara engel olmak için sakinlik büyüsü yapılmıştı ama bu bedenlerin güçleri tüm dünyayı sararken bu çok zordu. Yine de iki tarafın bu geceye dair bir anlaşması vardı ve saat on ikiyi vurduğunda tüm anlaşma bozulacaktı, o zamana kadarda zaten Sean ile uzaklaşmış olurlardı buradan. Çalan müzikte Sean’nın kollarında kıvrıldı ve öne doğru küçük bir baş işareti yaptı.

Sevgiyle büyükbabasının resmine baktı ve her zaman olduğu gibi acımasız gözlerini yine bedenine hükmetti. Sean’nın kulağına eğilip;

“Artık oturabilir miyiz, sevgilim?” dedi ve Galadriel ve acar muhabirin olduğu masaya doğru ilerlediler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Sedeften Bir Gece (Sean Ve Avalon)

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

 Similar topics

-
» Zorlu Gece
» Huzursuz Gece

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-