AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Cher

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Jeffrey Néil

GezginGezgin
Jeffrey Néil



Mücadele Tarafı : .
Rp Sevgilisi : Brooke Chamberlain - kolumada takar gezerim

Cher Empty
MesajKonu: Cher   Cher EmptyCuma Nis. 02, 2010 6:29 pm

Oyuncular : Atalante Morales - Jeffrey Valentinus Lyons
Vakit : Gündüz
Konu : Kurguya göre genişleyecek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeffrey Néil

GezginGezgin
Jeffrey Néil



Mücadele Tarafı : .
Rp Sevgilisi : Brooke Chamberlain - kolumada takar gezerim

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptyCuma Nis. 02, 2010 6:31 pm

Günlerden neydi? Onu bile unutmuştu,siyah saçlarına düşen kar taneleri onu olduğundan dahada durgun ve düşünceli bir hale sokuyordu. Anlamsız zamanla, anlamsız insanlarla uğraşmaktan bıkmıştı, son zamanlarda biraz daha melankoli olmuştu. Yüzüne doğru esen rüzgar uzamış saçlarını geriye savurdu boynunu hafifçe eğip soğuk havanın kendisine olan bu garezinden kurtulmaya çalıştı. Rüzgarın esiş yönüne doğru yürümek eğlenceli olmayabiliyordu çoğu zaman. Ellerini ceketinin iç ceplerine soktu çıkarken yünlü eldivenlerini almayı unutmuş buda ellerinin buz kesmesine sebep olmuştu. Her seferinde bu kadar dalgın olmak zorunda mıydı bilmiyordu. Kuzeyden yüzüne doğru hızla gelen kar taneleri görüş alanını kısıtlıyordu. Koca cadde üzerinde tek başına olmaması da cabasıydı. Sanki her yüz kendisine bakıyor dikkatle inceliyordu. Bu kadar merak edilecek ne vardı bilmiyordu. Hafifçe uzamış sakalları mı yoksa bir gece kadar koyu olan gözleri mi bu dikkati çekiyordu bilmiyordu , neyse ki bu rahatsızlık hissi üzerinde çok fazla durmadı. Çocukken geçirdiği travmanın kalıntılarını hâlâ yaşıyor gibiydi. O geceyi ve öğrendiği gerçekleri hiçbir zaman unutmayacaktı. Eskimiş tarihi kalıntı binanın önünde durup yavaşça soluklandı çok hızlı yürüyordu bu çoğu kişiye bir koşu yapıyormuş gibi gelebilirdi. Gözlerini kısıp gökyüzüne çevirdi her ne kadar gündüz vakti olsa da hava kapalıydı gri beyaz bulutlar güneşin önünü sertçe kesmiş ışık huzmelerinin yayılmasına izin vermiyorlardı.

Yeteri kadar soluklandığına karar verdiğinde yürümeye davam etti. Koca görkemli binanın merdivenlerinden hızla çıktı uzun zamandır ilk defa böyle bir yere giriyordu inançsız bir insandan beklenilen davranışların tam aksini sergiliyordu o an. Kilisenin mermer zemini üzerinde ilerleyip sunağın önünde dikildi cümlelerini fısıltı halinde kendi kendine konuşuyormuş gibi fısıldadı. “ Eğer gerçekten var olsaydın benim bu karmaşa içerisinde bulunmama neden izin verdin. Neden ne yapmam gerektiğini göstermiyorsun?” sorularına cevap beklemiyordu buraya günah çıkartmaya da gelmemişti. Onun aydınlığını bulamayacaksa eğer belkide şeytana hizmet etmeliydi. Duvarı boydan boya çevreleyen Meryem Ana ve İsa resmine yakılmış mumların parıltısına ve adanmış adakların tipik kalıntılarına baktı ardından sırtını dönüp hızla uzaklaştı. Bu Tanrıya sırtını dönmek gibi adlandırılabilirdi belkide bunun için cezalandırılmalı ve o cehennem ateşi çukurunda yok olup gitmeliydi. Hayattan boş vermişken geri kalan her şeyden de boş verebilirdi. San Pietro kilisesinin kapıları artık ona kapalıydı. Roma'nın en gösterişli kütüphanesine geldiğinde tozlu rafların arasında kaybolmak isterdi fakat araştırması gereken bir çok şey vardı. Bunlardan biride geçmişine köklü bir miras bırakmış olan Evangelo ailesinin geçmişiydi. Bu ailenin gerçek çocuklarını öğrendikten sonra hakkında bir çok bilgi toplamış fakat yinede yetinememişti. Tozlu raflardan birinde bulduğu kalın eski kitabı çıkarıp masanın üzerine koydu sayfalar arasında E harfindeki sıralamayı bulup sayfayı açtı işte tamda önünde duruyordu aradığı bilgi. Fakat arkasından gelen bir sesle yerinde sıçramış ve kitabın kapağını hızla kapamıştı. “Atalante? Seni gördüğüme sevindim, uzun zamandır burada mıydın, yoksa yeni mi geldin? “ bu sorunun cevabını merak ediyor denilebilirdi. Sevgilisinin gözlerine baktı bu kızı neden sevdiğini şimdi daha iyi anlıyordu. Her şeyi ile kendine uyum sağlıyordu sanki saçları, gözleri, bakışları, konuşmaları, bir bütün gibiydiler. Elinde olmadan gülümsedi. Sevgi sözcüğü kendisi için çok dar bir kavram olsa da onunla biraz daha genişliyor gibiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Atalante Vigoureux

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Atalante Vigoureux



Mücadele Tarafı : Eğlence
Rp Sevgilisi : Brian
Kan Durumu : Melez
Patronus : Deniz atı

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptyCuma Nis. 02, 2010 7:55 pm

Roma dünyada eşi benzeri bulunmayan bir şehirdi.Buraya her geldiğinde bir kez daha aşık olurdu.İhtişamına kapılıp sokaklarda boş boş gezdiği bile olmuştu.Bu sefer geldiğinde yağan kar onu daha da bağlamıştı Roma'ya.Bu şehir onun esaretini alıyordu sanki.Özgürlüğünü tam anlamıyla hissediyordu.Roma'dan onu koparamayan en önemli şey ise kütüphaneydi.Gününün yarısından çoğunu burada geçirirdi.Anlamsız bir şekilde her seferinde okuduğu kitapları tekrar ve tekrar okurdu.Sıkılmazdı,usanmazdı.Çocukluğunun burada geçmesi onu buraya bağlamıştı.Daha fazla Roma hakkındaki anılarını düşünmek istemiyordu.

Kütüphaneden içeriye girdiğinde sabahın ilk saatleriydi.Sessizdi içerisi.Kimse yoktu.Sadece karşısında bulunan kütüphane görevlisi dışında.Kısa bir selamlaşmanın ardından hemen kitapların olduğu kısıma geçmişti.Sabırsızdı.Zeten her zaman öyle olduştu.Buraya her geldiğinde sanki ilk defa geliyormuş gibi hissederdi.Tozlu kitap rafları arasında mis gibi parşömen kokusunu içine çekerek kitapları kurcaladı.Aradığını bulduğuna boş bir masaya oturdu.Kitap sayfalarını çevirdikçe kitaptaki tozlar havaya kalkıyor hapşurmasına sebep oluyordu.

Aradan çok geçmemişti veya ona öyle gelmişti.Geldiğinden beri kütüphaneye gelen kimse olmamıştı.İnsanlar bu kadar mı duyarsız olabilirler diye düşünüyordu.Kütüphane onun için vazgeçilmeyecek tek yerdi.Ama bu herkes için geçerli değildi sanırım.Arkasında duran büyük kapının açıldığını duydu.Dönüp arkasına baktığında karşısında gördüğü kişi ondan istemsiz bir mutluluk hissi uyandırmıştı.ruh ikiziydiler sanki onunla.Ancak bu kadar anlaşabilirlerdi.Aralarındaki anlamsız ama bir o kadar da ilginç birliktelik her zaman onun hoşuna gitmişti.
Daha fazla dayanamadı ve yerinden kalkıp yanına gitti.Kitapları karıştırıyordu.Yanına geldiğini fark edeceğini umaraktan seslendi.
-'Atalante? Seni gördüğüme sevindim, uzun zamandır burada mıydın, yoksa yeni mi geldin?' dedi.Ne diyeceğini ilk başta şaşırmıştı.Karşısındaki adamı gerçekten seviyordu ve onu her gördüğünde,her konuşmaya kalktığında kelimeler birbirine giriyordu.Derin bir nefes aldı.
-'Merhaba Jeffrey.Uzun zamandır buradayım galiba.Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmamışım.Senin burada ne işin var.Seni buralarda pek göreceğimi zannetmiyordum.'Tamam ilk başta söyledikleri biraz saçma geldi.Neden gelmeyecekti ki.Sanki kütüphane onundu.Yavaş yavaş kızardığını hissediyordu.Her seferinde aynısı oluyordu.Onu gördüğüne mutlu olmuştu ve bunu ona belli edememekten bıkmıştı artık.Bazı konuşarda gerçekten de aşırı çekingen olduğunu düşünüyordu.Jeff'e dikkatlice bakaraktan ne diyeceğini tahmin etmeye çalışıyordu ama bu hiçbir zaman kolay olmamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeffrey Néil

GezginGezgin
Jeffrey Néil



Mücadele Tarafı : .
Rp Sevgilisi : Brooke Chamberlain - kolumada takar gezerim

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptySalı Nis. 06, 2010 8:50 pm

Jeffrey hakkında birkaç söz edecek olursak eğer, bunlardan biri içine kapanık diğeri çabuk sinirlenebilen bir diğeri ise kimseyle kolay kolay anlaşamayan olabilirdi. Tüm bunlar onu elbette kötü yanlarıydı iyi olan özelliklerini kendi bile çözebilmiş değilken teker teker saymak pek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Her zaman düşünceli dalgın bir ifadede olan genç adam o gün her ne hikmetse bir anda bu halinden kurtuluvermişti bunun tek sebebi Atalante olabilir miydi? Kendine yaşam kaynağını sunan genç kıza ilgi ile baktı. Yanakları pembeleşmiş ona farklı bir güzellik katmıştı, hafifçe gülümsedi kara gözleri hafif bir ışıkla parlamıştı. Burada ne işi olduğunu anlayamadığı soru dolu yüzüne baktı bir an konuşmayı geri plana atıp. Konuşmadan önce söyleyeceği kelimeleri tartmak tamda genç adamın işiydi. Evet, ne işi olabilirdi burada? Oldukça güzel bir soru sormuştu ama bu sorunun cevabını ona vermek için öncelikle onu daha iyi tanıması gerekirdi bu ona güvenip güvenmediğinden değilde aslında kendine olan inançsızlıktan kaynaklanan bir şeydi. Elbette buraya gerçek ailesini araştırmaya gelmişti köklü bir aileye sahip olmak ve o ailenin kendisine sunduğu lanet dışında hiçbir şey bilmemek gerçekten berbat bir durumdu. Soruyu hafifçe geçiştirmek istercesine konuştu.

“Aslında buraya İngiliz tarihi hakkında birkaç araştırma yapmak için gelmiştim. Biliyorsun meraklıyımdır böyle şeylere.” dedi bir an durakladı ardından elini Atalante'nin yanağına dokundurup hafifçe okşadı. Onu sevdiğini belirten tipik hareketlerden biriydi buda. Onu iki sene önce tanımıştı bu bir sene arkadaşlık etmişler ardından onun sevgilisi olmasını istemişti, tam bir sene boyunca sevgilisi iken neden olup ta ona hâlâ açılmadığını bilmiyordu. Eğer gerçekte olan Jeffrey'i öğrenirse ondan korkar mıydı? Uzaklaşır belkide yüzüne bile bakmazdı. Genç adamda işte tamda bundan korkuyordu. Gerçekten kendini sevebilen birine sahip olmuşken onu kaybetmekten korkmak iğrenç bir duyguydu. Kolunu hafifçe beline sardı sahiplenircesine, kütüphanedeki ikiliyi izleyen yabancı yüzlere onun kendisinin olduğunu gösterir gibiydi. Tam bir sahiplenme değildi belkide fakat onu seviyordu ve ihtiyacı vardı. Birbirini anlayan iki ayrı ruh iki ayrı beden birbirine ne kadar bağlıysa oda o kadar bağlıydı. “Uzun bir süre buradayım Roma'ya yerleşmeyi düşünüyorum belkide kısa tatillerle Londra'ya gidebilirim, senin neler yapacağını bilmiyorum hayatına karışmak istemem doğrusu ama benimle birlikte olursan en azından uzak kalmayız” bunları fısıltı halinde kulağına söylemişti sonuçta her ne kadar eski güzel ve etkileyici bir yer olsa da bura bir kütüphaneydi. Belkide dışarı çıkmalı ve biraz kütüphane'nin geniş merdivenlerinde oturup laflamalılardı. Elini belinden çekip Atalante'nin küçük ve yumuşak avuçlarını kavradı. “Dışarı çıkalım.” bu bir emirden çok bir ricaydı. Diğer eline demin raftan indirdiği kitabı alıp sıkıca kavradı. Nasıl olsa buraya üyeydi ve sahibini tanıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Atalante Vigoureux

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Atalante Vigoureux



Mücadele Tarafı : Eğlence
Rp Sevgilisi : Brian
Kan Durumu : Melez
Patronus : Deniz atı

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptyPaz Nis. 11, 2010 10:52 pm

Atalante aslında Jeffrey'i neden seviyordu kendi de bilmiyordu.Onda ne bulduğunu gecelerce düşünmüş ama bir türlü cevabını bulamamıştı.Onu gerçekten seviyor ona değer veriyordu.Onsuz ne yapacağını bilmiyordu.Ona öyle şiddetle bağlanmıştı ki kopamıyordu.Geceleri bazen sadece onu düşünüyordu.Onu gerçekten de değiştirmişti.Eskiden olan Atalante ile şimdiki arasında dağlar kadar fark vardı.Eskiden olsa erkek arkadaş sevgili gibi durumları hiç takmazdı.Ama artık nedense hayatındaki en önemli varlıktı.Onsuz yapamıyor nefes alamıyordu adeta.Kalbi ona ait değildi.Bunu biliyordu.Ama pek umursamıyordu bunu.Kalbi olmasa da her şeyi ona aitti.Zaman onun yanındayken dursun ve bir daha da devam etmesin istiyordu.Ruhu ve bedeni onunla bütünleşmişti.Her şeyiyle ona aitti.Sanki ruhunu ve bedenini esir almış ve bırakmıyordu.

İngiliz tarihi Jeffrey'in en sevdiği şeylerden biri olduğunu biliyordu.Aslında Atalante onun hakkında her şeyi biliyordu.Bilmediği şeyler vardı ama bunları sormak da istemiyordu.Onun konuşmasını bekliyordu.Belki de kendi söylemek istiyordu.Aslında ne diyeceğini de bilmiyordu.Onun hakkında her şeyi bildiği halde aslında bilmediklerinin olduğunun farkındaydı.Jeffrey'in belini sarması onu bir anlığına da olsa irkiltmişti.Yavaşça kulağına fısıldadığı sözler onu daha da etkilemişti.
''Uzun bir süre buradayım Roma'ya yerleşmeyi düşünüyorum belkide kısa tatillerle Londra'ya gidebilirim, senin neler yapacağını bilmiyorum hayatına karışmak istemem doğrusu ama benimle birlikte olursan en azından uzak kalmayız '' dedi.Atalante bunu herşeyden çok istiyordu.Onunla tam anlamıyla bir bütün olmak birlikte olmak.ama Hogwarts herşeyi değiştiriyordu.Bir mesleği vardı.Hogwarts onun için biçilmiş kaftandı.Eğer Hogwarts olmasa çalışacak bir yer var mıydı onun için bilemiyordu.En çok sevdiği meslek olmasa da yaptığı işten memnundu.Şifacı aslında çoğu kişiye basit bir meslek gibi görünüyordu.Ama Atalante'ye göre diğer mesleklerdne bir farkı yoktu.Tam bunları düşünürken Jeffrey'in ani bir dokunması onu bir kez daha irkiltmişti.Bu sefer o kadar da alçak olmasa da normal bir ses tonuyla söylemişti.''Dışarı çıkalım. '' dedi.Aslında Atalante'nin de işleri bittiğinden itiraz etmek istemedi.Zaten ona itiraz edemezdi.Etmek istemezdi.''Tabiki de olur çıkalım.Zaten benim de işim bitmek üzereydi.''Bir yandan Jeffrey'in elini tutuyor bir yandan da büyük kütüphanenin kapılarına doğru yürüyordu.Onlara bakan insanların arasından geçerken bir mutluluk ifadesiyle yüzünde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeffrey Néil

GezginGezgin
Jeffrey Néil



Mücadele Tarafı : .
Rp Sevgilisi : Brooke Chamberlain - kolumada takar gezerim

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptyÇarş. Nis. 14, 2010 10:48 pm

Dışı oyulup şekil verilmiş bir kukla gibi hissetmekten sıkılmıştı. Sıkıntı ne demekti ona bile yorum yapabileceğini sanmıyordu o aralar. Şimdiye kadar yalnız kalmıştı hep, kalabalık bir ailenin ne demek olduğunu daha doğrusu bir ailenin ne anlama geldiğini bile hatırlayacağını sanmıyordu. Anne ve babasını kaybedeli yıllar olmuştu. Daha yeni yetme bir çocukken kaybetmişti onları. Zaman her şeyi unutturuyordu zamanla anıları ve ailenin yüzleri zihninde silik bir görüntü olarak kalıyordu fakat acılarını hiçbir zaman unutamıyordun. Bir siyah beyaz film şeridinin arkasında gizliydi onlarla yaşadığın onca şey. Böyle bir his ve duygu karmaşası içerisindeydi. Birkaç yıl önce anne ve babasının aslında gerçekte biyolojik ailesi olmadığını öğrenmişti bu ona her ne kadar kısa süreli bir travma yaşatsa da bunun etkisinden hala kurtulabilmiş değildi. Yalnızlık düşünceleri içerisinde sevgili Atalante'sine baktı. Hayır yalnız değildi onun varlığı bir ailenin verebileceği şeyleri veriyordu genç adama. Mutluluk huzur ve sevgi. Avuçları içerisinde kaybolan ufak elinin ipeksi yumuşaklığını hissetti kendi teninde. Bu varlığın mutluluğunun hiç yok olmamasını diledi. Atalante yanı başındayken kalbinin Anita'ya ait olması ilgi çekici olsa da bunu umursamadı. Anita ile her zaman atışıp dururdu zaten onunla Atalante ile olduğu gibi olabileceğini sanmıyordu. Peki hayatında önemli bir yer tutan bu iki insan hakkında ne düşünüyordu. Şu an yanında duran genç kızın kalbi ona ait miydi peki? Öyle olmasını umut etti bencilce bir duygu ile bir an. Nasıl olsa Jeffrey aşık olmadan da sevebilirdi. Zaten aşkın varlığını çoktan unutmaya başlamış bunu sevgi ile sınırlamaya başlamıştı.

Dışarıya çıktıklarında üzerilerine esen rüzgarın o tatlı dokunuşunu hissetti bir an Atalante'den uzaklaştı bir adım ardından belinden hızla kavrayıp havaya kaldırdı onun yüzündeki bir anlık şaşkınlık ifadesi ile merdivenlerin kenarına yerleştirilmiş beton korkuluğun üzerine oturttu. Kıyafetlerinin hışırtılarını ve ince belinin kasıldığını hissedebiliyordu. “Benim ne olduğumu biliyor musun Atalante? “dedi oturduğu yer yüksekte kaldığı için o an bir baş daha yüksekte kalmıştı Jeffrey'den , dengesini koruyup geri düşmemesi için belinden tuttu sıkıca, genç kızın bacakları beline değmişti şimdi. Oldukça ilgi çekici bir sarılmaydı bu. Sorunun cevabını beklemeden genç kızın boynuna doğru eğilip küçük bir öpücük kondurdu ardından. Söyleyecekleri ile güvenini zedeleyecekti belkide ama kendi hakkında gerçekleri bilmeliydi. “Bazı günler neden hiç ortalıkta görünmediğimi biliyor musun?” derin bir nefes aldı konuşacakmış gibi olan genç kızın dudağına parmağını dokundurdu hafifçe. “şştt! Önce söyleyeceklerimi dinlemelisin.” kulağına doğru eğildi. “Daha önce kaç kurt adamla sevgili oldun. Belkide ben bir ilkimdir.” onu bu sözlerle şaşırtmış gibi miydi emin değildi bunun için geri çekilip Atalante'nin yüz hatlarına bakması gerekirdi. “ Dolunay gecelerinde kaç kişi öldürdüğümü bilmiyorum, hiçbir şeyden emin değilim çünkü ne yaptığımı bilmiyorum, çoğu zaman ellerim kanlı uyanıyorum bu kabustan , yinede beni eskisi gibi sevebilecek misin tüm bu gerçeklere rağmen.” şimdi geri çekilmiş genç kızın yüzünü, mimiklerini incelemeye başlamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Atalante Vigoureux

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Atalante Vigoureux



Mücadele Tarafı : Eğlence
Rp Sevgilisi : Brian
Kan Durumu : Melez
Patronus : Deniz atı

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptyCuma Nis. 16, 2010 12:00 am

Jeffrey Atalante için bir yaşam biçimi olmuştu.Yaşaması için onun varlığını hissetmesi gerekiyordu.Korktuğu zaman yanında olmasını istiyor.Ona destek olmasını istiyordu.Aralarındakinin sadece iki sevgili ilişkisi olmasını değil.Sonsuzluk gibi ona bağlanmak istiyordu.Yaşamı boyunca onun kokusunu hissetmek onun kanatları altında yaşamak istiyordu.Varlığını hissetmek bazen yetmiyordu.Varlığından daha fazlasını istiyordu.Bazen bencillik ettiğinin farkına varıyordu.Ama vazgeçemiyordu.Elinde olan bir şey değildi bu.İnsan nasıl bir parçasını bir uzuvunu koparıp atamıyorsa bu da onunla aynıydı.Tam olarak olmasa da ondan vazgeçmesi için olabileceklerin listesini çıkarmak istese elinde kalan sadece boş bir sayfa olurdu.Zaten neden ondan vazgeçsin ki.Neden onu kaybetsin ki.Böyle bir şeyin olması imkansız gibiydi.

Dışarı çıktıklarında Jeffrey onu ani bir hışımla kaldırmıştı.Atalante daha ne olduğunu anlamadan beton bri zemine oturtmuştu.Refleks olarak sanki bütün vücudu kasılmıştı.Jeffrey'in bu kadar güçlü olabileceğini düşünmemişti.Jeffrey Atalante'ye sorduğu soru onu daha da şaşırtmıştı.Nasıl yani ne olduğumu.Atalante'nin daha da kafası karışmaya başlamıştı.Serin esinti yüzüne çarptıkça teni ürpermeye başlamıştı.Jeffrey'in narin öpüşüAtalante'nin hoşuna gitmişti.Eskiden neden böyle bir şey yaptığını sormak isterdi hemen.Ama bu sefer bir terslik olduğunu fark etmişti.Sustu.Sadece Jeff'i dinledi.Söyleyeceklerinden habarsiz bir şekilde dinledi sadece.“Daha önce kaç kurt adamla sevgili oldun. Belkide ben bir ilkimdir.”Atalante işte tam bu sırada bayılacak gibi oldu.Ama kafasını toplaması gerekiyordu.Jeffret'in daha demin söylediğinin gerçek olup olmadığını kavrayamamıştı.Gerçekten de kurtadam mı demişti yoksa Atalante mi yanlış duymuştu.Gözlerini hafifçe kırpıştırdı.Ama Jeff gerçekten de karşısındaydı.Bütün olan bitenin gerçek olması Atalante'nin dengesini kaybetmesine sebep oluyordu.“ Dolunay gecelerinde kaç kişi öldürdüğümü bilmiyorum, hiçbir şeydenemin değilim çünkü ne yaptığımı bilmiyorum, çoğu zaman ellerim kanlı uyanıyorum bu kabustan , yinede beni eskisi gibi sevebilecek misin tüm bu gerçeklere rağmen.” Jeffrey konuşmaya devam ettikçe Atalante inanmakta güçlük çekiyordu.Sevdiği adamın bir kurtadam olması onu sevgisinden soğutacak mıydı?Emin değildi bu konuda.Karşısında sevdiği adam Jeffrey duruyordu.Hiçbir farklılık yoktu aynıydı.Sadece söyledikleri farklılaşmıştı.Ama korkmuyordu ondan.Korkamıyordu belkide.Korkmak istemiyordu.Onun gözlerinde her zamanki bakışı vardı.Atalante Jeffrey'in ondan birşeyler sakladığını biliyordu.Ama böylesine bir şey beklemiyordu.Söylecek kelimeler boğazında düğümlenmişti.Zaten ne söyleyeceğini bilmiyordu.Yavaş yavaş kafasını toplamaya başlamıştı.Aklından geçen tek şey belliydi.''Ondan ne olursa olsun vazgeçemem.O benim herşeyim.Ne olursa olsun ondna vazgeçemem.''Ama Jeffrey'e ne söyleyeceğini bilemiyordu.Ne söylemeliydi.Aklından geçenlerin değişmeyeceğini biliyordu.Değiştirmek istemiyordu zaten.
''Jeff söylediklerin gerçek olduğuna inanmak istemiyorum.Ama senin bana böyle bir konuda yalan söylemeyeceğini de biliyorum.Sana şuanda ne
söyleyeceğimi de tam olarak bilemiyorum.Ama şunu bilmeni istiyorum.Senden vazgeçmeyeceğim.Bir gün beni öldüreceğini daha bilsem vazgeçmeyeceğim.Yapamam bunu.Eğer sen olmazsan ben ölmüş olurum.Bunu senin veya benim yapmamın bir önemi yok.''
Atalante konuşmasını bitirdiğinde gözünden yaşlar süzüldü.Gözyaşlarına
hakim olamıyordu ve olmak da istemiyordu.Jeffrey'in önünde ilk kez ağlaması da umurunda değildi.Sadece ağlıyordu.Sebebini bilmiyordu ama bir yandan Jeff'e bakıyor bir yandan da gözünden süzülen gözyaşlarını siliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jeffrey Néil

GezginGezgin
Jeffrey Néil



Mücadele Tarafı : .
Rp Sevgilisi : Brooke Chamberlain - kolumada takar gezerim

Cher Empty
MesajKonu: Geri: Cher   Cher EmptyC.tesi Nis. 17, 2010 6:13 pm

Söyledikleri için pişman olmuştu, onu bu şekilde ağlatmak içinde garip bir hüznün gelip geçmesine sebep olmuştu. Yüzünün asılmasına engel olup zoraki bir tebessümle gülümsedi onun elini tuttu hafifçe bir yandan da serçe parmağı ile göz yaşını sildi. Beyaz teni üzerinde kusursuzca süzülen bir diğer göz yaşı damlasına takıldı bakışları, kirpiklerinden kurtulup yanağına oradan da çileğimsi dudağına takılıp kucağına düştü. Güzelliğinin farkında mıydı acaba? Ağlamanın bile onu bu kadar güzelleştirmesini beklemiyordu doğrusu. “ Yapma Atalante ölüm hakkında böyle şeyler söyleme bana, o günün hiç gelmemesini diliyorum, sen yaşlanıp buruşuk yüzlü bir ihtiyar olana kadar yaşayacaksın. Belkide torunlarımızı kucağına alıp onlara beni nasıl kendine çektiğini seni sevdiğimi anlatırsın.” bu seferki gülüşü zoraki değilde daha doğaldı. Onunla birlikte olup olamayacağını o zamana kadar ölüp ölmeyeceğini veya herhangi bir şey olmayacağını bilemiyordu. Gelecek hakkında hiçbir zaman emin olamamıştı zaten. Gökyüzünde güneşin önüne bir bulut yığını geçmiş havayı karartmasına sebep olmuştu, sanki o anki ruh haline hitap ediyordu. Yaklaşıp ona küçük bir öpücük vermek istiyordu. İpeksi saçlarının bir tutamını avuçları arasında tuttu hafifçe rüzgar yüzünden biraz dağılmış ve soğumuştu. “Benden vazgeçmeyecek olmana sevindim bende senden vazgeçmeyeceğim emin olabilirsin.” çapkınca bir ifade ile göz kırptı. “Hem söyle bakalım eğer yanıma taşınamayacaksan belkide benim hafta sonları yanına gelmeme hayır demezsin değil mi?” genç kızdan cevap çıkacağı bir arada yanlarında duran arabadan gelen gürültülere dikkat kesildi birkaç Atalante'ye dönmüş laf atmaya başlamışlardı. “Hey güzelim bırak şu herifi de bizimle takıl seni daha mutlu ederiz.” adamlardan birinin üzerinde sweat shirt diğerinin üzerinde ise atlet ve kot ceket vardı başına bağlamış olduğu bandana ve siyah çerçeveli gözlüğünün üzerinden bakmış ve sert kaba bir sesle konuşmuştu.

Genç kızın belini tutan kolları kasılıp geri çekilmiş ve kendinden beklenmeyen bir hızla arabanın yanına yaklaşmıştı. Arabanın kapısını savururcasına geri çekti adamı yakasından tutup havaya kaldırdı azı dişleri uzamış ve göz rengi o kapkara renginden sıyrılıp karamel rengini almıştı. “Söyle bana beyinsiz embesil herif sevgilim için söylediklerini geri alıp özürmü dileyeceksin yoksa seni burada parçalara ayırıp bir et yığını haline mi getireyim.” elleri sinirden daha fazla kasılmaya ve vücudu bu sinirle titremeye başlamıştı. Dolunaya tamamlanmasına az bir zaman kalmış ay'ın etkisi biraz erken göstermeye başlamış gibiydi. “Ö-öz- özür dilerim.” muggle olduğu anlaşılan adamın Jeffrey'den böyle bir şey beklemediği dünyasının aslında sandığından dahada gizemli olduğunu anladığı kafasına dank etmiş gibiydi. Jeffrey onu bıraktığında adam arkasına bile bakmadan hızla arabaya binmiş ve yanında neye uğradığını şaşıran adama afallamasını kesip gaza basmasını söylemişti. Gözleri o kurtları anımsatan renk ve şeklinden kurtulduğunda gece koyuluğundaki gözleri ile Atalante'ye baktı tekrardan. “Biz böyleyiz Atalante sen ve ben, bu insanlar bizden hep korkacaklar ve gerçekte ne olduğumuzu öğrendiklerinde tehditte kaldıklarını hissetmeye başlayınca kapımıza dayanacaklar birkaç asır önce yaptıkları gibi seni cadılıkla suçlayıp ateşe beni de bir adet gümüş yığının içine atıp ölmemizi seyredecekler.” öldürmek, bunun için vicdan azabı duysa da aslında bilincine işlemiş olan bu bilgiler yüzünden bir kurt adama döndüğünde bilincini kaybediyor olsa da olmasa da bir anlık bu hislerden haz almıştı. Ne oluyordu Jeffrey' böyle
.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Cher

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-