AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Ölümü Yaşamak

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Juliette Pierre

GezginGezgin
Juliette Pierre



Mücadele Tarafı : Tarafsız, şimdilik.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Ölümü Yaşamak Empty
MesajKonu: Ölümü Yaşamak   Ölümü Yaşamak EmptyCuma Nis. 16, 2010 4:29 pm

Sonya Gaël & Juliette Pierre
Akşamüzeri.

Sıcak bardağını avuçlarının içine almıştı, sıcaklığını önemsemeden. Kafasında bir süre daha ona rahat vermeyecek düşüncelerin dolaşması onu biraz daha yıpratıyordu. Kardeşinin katilini bilip, buna rağmen hiç bir şey yapamamak onu adeta çıldırtıyordu. Bir Hâkim olarak onun öldürdüğünü ispatlayacak delilleri kesinlikle yetersizdi. Buna rağmen tek istediği kardeşinin ruhunu huzura kavuşturabilmekti. Katilini bulacağına dair ant içmişti ve bunu başarabilmişti. Ama kahretsin ki sadece beklemesi gerekiyordu. Meslek hayatında ki büyük değişim ve bu değişimle birlikte gelen mutluluk bir anda yok olmuştu. Resimlerinde bulduğu huzuru şimdiki işinin verdiği stresle ve kardeşinin ölümüyle tamamen kaybetmişti. Tekrar kendisinin toparlayacaktı, buna kesinlikle inanıyordu, sadece biraz zamana ihtiyacı vardı. Dizlerini kendine çekmiş, dalgın gözleriyle tüm olup bitene bir anlam yüklemeye çalışıyordu. Her düşüncenin, her teorinin sonunda bir soru işaretinin olması onu biraz daha bu konu da karanlığa çekiyordu. Meydanda ki büyük, taştan yapılmış, eski saat kulesinden çıkan çan sesiyle irkilmiş, elinde ki içeceği üzerine dökecekken bir anda toparlayarak bu felaketten kurtulmuştu. Gözleri biraz uzaktan gelen baykuşuna takıldı. Bir an evvel getireceği haberi öğrenmek istiyordu. Açık olan pencereden içeriye doğru uçarak Juliette'in yanına geldi. Notunu hemen koltuğunun yanında ki küçük sehpaya bırakarak tüneğine gitti. Juliette elinde ki fincanı sehpanın üzerine koyarak kendisine gelen notu okumaya başladı. Not Fransa'da ki annesinden gelmişti.

Sevgili Juliette,
Baban ve ben senin Fransa'ya dönmeni istiyoruz. Biliyoruz ki bu olaydan sonra Bakanlık'ta çok zorlanacaksın. Fransa'ya gel tatlım, her şeyi unutup, yeniden başlarsın. Sakın suçluyu aramaya kalkma. Biliyorsun ki onun yaptığını öylece bırakmayacağız. Senin daha fazla bu konuyla ilgilenmeni ve üzülmeni istemiyoruz.
En kısa zamanda görüşmek dileğiyle annen.


Neden böyle bir şey söylemişlerdi ki böyle? Juliette'in bu konuyu böyle bırakmayacağı kesindi, bunu biliyorlardı. Bütün duygusal bağlarını kesmiş dahi olsa bu onun mesleğiydi. Kardeşini öldüreni nereden biliyorlardı böyle? Onun ismini kendisinin de dahil olduğu sadece bir kaç kişi biliyordu. Postasını bir kenara fırlatarak ayağa kalktı ve sandalyesinin üzerine astığı siyah cüppesini üzerine geçirdi. Sonya ile buluşması gerekiyordu. Asasını cüppesinin içine sıkıştırarak Üç Süpürge'ye cisimlendi. Buradan Yasak Orman'a yürüyecekti. Üç Süpürge'nin içerisine dahi bakmadan Hogwarts'ın yolunu tuttu. Kuralları çiğneyemezdi, her ne kadar artık buna ihtiyaç duymasa da... Yolda kimse yoktu. Üç Süpürge'de çok dolu değildi zaten. Karanlık yavaş yavaş yüzünü göstermeye başlarken Yasak Ormana girdi. Burası herkes için tehlikeli bir yerdi. Bu, inkâr edilemeyecek bir gerçekti. Asasını çıkararak daha dikkatli adımlar atmaya başladı. Uzun ve sık bu ağaçların ve onların köklerinin arasında yürümek her zaman tuhaf bir duyguya neden olmuştu, onun için. Öğrenciyken bir yahut iki kez buraya gelmişti. Biraz daha derinliklere ilerlediğinde ilginç sesler duymak onu biraz olsun ürkütmüştü. Tuhaf hayvan ya da ona benzer şeylerin sesleri... Bunlara hiç bir şey olmaz mıydı böyle! Yıllar boyunca bu şekilde, bu ormanda hayatlarını sürdürüyorlardı. Burası ona Hogwarts yıllarını hatırlatmıştı. Ne kadar sessiz bir cadıydı ama! Yaklaşan bir ses duymasıyla etrafını yokladı. Sesin giderek yaklaşmasıyla Juliette oldukça endişeleniyordu. Bu ormandan eksik olmayan sis yüzünden maalesef ki çok ileriyi göremiyordu. Kısık sesle, ''Sonya?'' dedi. Gelenin o olup olmadığını öğrenmek istiyordu, ona göre davranacaktı. Elinde ki asasını daha sıkı kavramıştı şimdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sonya Gaël

GezginGezgin
Sonya Gaël



Mücadele Tarafı : Karanlık*
Kan Durumu : Safkan*
Kırmızı yani,akışkan oluyor ya hani.
Patronus : Leopar

Ölümü Yaşamak Empty
MesajKonu: Geri: Ölümü Yaşamak   Ölümü Yaşamak EmptyCuma Nis. 16, 2010 9:09 pm


    Hogwarst kütüphanesi diğer günlere nazaran daha bir haraketli geçmişti. Neredeyse her bir bölme bir yığın öğrenci ile dolmuştu ve bunun anlamı kütüphane boşalınca ortada birsürü kitap kalacağıydı. Sabahtan akşama kadar oradan oraya koşturmuş,küçük çocuklara kütüphanenin kurallarını tekrar tekrar söylemiş,ve bunların üstüne üstlük hala bağıra çağıra etrafta koşuşturmalarına sinir olmuştum. Bu veletlerin hepsi şımarık ve bazılarının aileleri zengin olduğu için herşeyi yapabileceklerini sanıyorlar. Hah,ne büyük küstahlık! Evet,bende diğer şımaran o bencil çocuklar gibi Slytherin’de yetiştim ama ben kendime belli başlı kurallar edinmiştim. Saygısızlığa ve küstahlığa tahammülüm yoktu. Bu küçük çocuklar bunları her yapışlarında elim cebimdeki asaya gidiyor ve onlara o an oracıkta bir lanetleme yapmak isteği oluşuyordu içimde. Ama buna ilk ve son kez teşebbüs ettiğimde çocuk çığlıklar atarak binasının profesörünün arkasına saklanmış ve beni kötüleyerek anlatmıştı herşeyi. Bundan bir ders alıp bunu birdaha asla-okul sınırları içerisinde-yapmamaya karar verdim.

    Akşam olup herkes yatakhanelerine çekildiğinde ufak ufak kitapları raflarına yolladım. Odama gidip cüppemi aldıktan sonra koşar adımlarla kendimi karanlık ormana attım Juliette ile buluşmak için. Burasını hep sevmişimdir nedense. Yer yer sessiz ve sakin,bir o kadar da ürkütücüydü-diğerleri için.- Okul yıllarımızda arkadaşlarla gece yarısı gelir ve buradan da köye kaçardık. Ah,ne günlerdi ama!

    Asam ile ufak bir “lumos” büyüsü yaparak ortamı bir nebze olsada aydınlatmıştım. Herşey hafızamda aynı kalmıştı,korkunun kokusu bile.. Ufak ve sakin adımlarla ilerlerken yakınlarda at adamların koşuşturmalarını duyabiliyordum. Eskiden nede korkardık onlardan. Beş dakika daha yürüdükten sonra yerdeki çalıların çıkartığı çatırdıları duydum ve asamı söndürdüm. *Umarım gelen Juliette’dir. Yoksa benden fena halde büyü yiyecek.* Diye düşündüm. Az biraz daha ilerledikten sonra o ince ve tiz ''Sonya?'' diyen sesi duydum.Evet,bu sesi tanımıştım. Asamı tekrar yakarak “Ah,Juliette. Seni gördüğüme gerçekten çok sevinidim. Eğer sen değilde başka birisi olsaydı asamın o eşsiz büyülerinin tadına bakacaktı.” Deyip gülümsedim. Kendimi ölüme hazırlamış,kafamdaki binbir cinayet görüntülerini göz önüne getiriyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliette Pierre

GezginGezgin
Juliette Pierre



Mücadele Tarafı : Tarafsız, şimdilik.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Ölümü Yaşamak Empty
MesajKonu: Geri: Ölümü Yaşamak   Ölümü Yaşamak EmptyC.tesi Nis. 17, 2010 9:34 pm

Bir ışık yansımasıyla tanıdık sesi duyması çok zaman almamıştı. Gelen Sonya idi. Asasından çıkan parlak ışık Juliette'in gözünü alıyordu. ''Ah, Juliette. Seni gördüğüme gerçekten çok sevindim. Eğer sen değilde başka birisi olsaydı asamın o eşsiz büyülerinin tadına bakacaktı.'' Kesinlikle o büyülerin tadına bakanlardan birisi olmak istemezdi. Bu onun için kaçınılmaz bir son olurdu. Tabii aynı şey karşında ki içinde geçerliydi. Belki öldürmezdi ama yine de gülümseyerek karşılamazdı. Sonya... Hâla aynıydı. Saçları, giyim tarzı ve yüzünde ki o tuhaf ifade... Elinde ki asasını indirerek, ''Gerçekten o büyülerin tadına bakmak istemezdim'' dedi gülümseyerek ve ardından ekledi, ''Bende seni gördüğüme çok sevindim, Sonya'' dedi. Sonya inanılmaz bir insandı, bunu herkes gayet iyi biliyordu. Özellikle şimdi ki Hogwarts öğrencilerinin daha iyi bildiğine emindi. Yapmak istediklerini gerçekleştirdiğinde neler olacağı da meçhuldü. Asıl kişinin Sonya ile gelmesini beklerken yanında kimsenin olmaması oldukça kafasını karıştırmıştı. Anlaştıkları gibi getirmeyecek miydi? Buraya gelip, bu şekilde onunla karşılaşmak istediğine artık emindi. Onun itiraf etmesini sağlayacaktı. Böylece Büyüceşura'da her şey hallolacaktı.

Onu Azkaban'a yollamak ve orada çekeceği acıları düşünmek biraz olsun Juliette'i rahatlatıyordu. Hiç şüphesiz bunu gerçekleştirmek kariyerinde yapacağı en önemli olaylardan birisi olacaktı. Bu, diğer davalardan kesinlikle farklıydı. Hâla ortalıklarda olmaması Juliette'te merak uyandırmıştı. ''Sonya, o nerede?'' Biraz duraksadı ve devam etti, ''Sadece... Her şeyin bir an evvel olup bitmesini istiyorum'' dedi gözlerini yere indirerek. İçinde yavaş yavaş yeşeren kin ve nefretin onu gördüğünde alevleneceğinden emindi. Kendine hâkim olmalıydı, bunu biliyordu. Yoksa istemeyeceği şeylerin olması hiç hoş karşılanmazdı. En başta Bakanlıkta ki mesleğini kaybeder, daha sonra da Azkaban'a giderdi. Bu olay olsa bile her şey gizli kalmalıydı. Etrafa bakarken ışıyan asasını bir an için Juliette'in gözlerine çarpması, hızla düşüncelerinden sıyrılmasına neden olmuştu. Ardından Juliette'te küçük bir bilek hareketiyle asasında ki ışığın etrafı kaplamasına izin verdi. At adamların sesleri geliyordu. Onları hiç sevmezdi. Hatta dünyanın en gereksiz hayvanları - ki bu konudan da şüpheliydi - olduklarını düşünüyordu. Nal seslerinin bir süre sonra karanlığa karışmasıyla yüzüne yerleşen sinirli ifade silindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sonya Gaël

GezginGezgin
Sonya Gaël



Mücadele Tarafı : Karanlık*
Kan Durumu : Safkan*
Kırmızı yani,akışkan oluyor ya hani.
Patronus : Leopar

Ölümü Yaşamak Empty
MesajKonu: Geri: Ölümü Yaşamak   Ölümü Yaşamak EmptyPtsi Nis. 19, 2010 8:53 pm

    Juli beni gördüğüne sevinmişti. Evet, bu her halinden belli de oluyordu. Sanki görüşmeyeli bir hayli zayıflamıştı. Benim şu anki halime göre bilekleri epey inceydi. Çıtkırıldım olmuştu. Ben onu baştan aşağıya süzerken o da beni süzüyordu. Hala aynı kalmama şaşırmış olsa gerek! Sonuçta benim kardeşimin başına da aynı olay gelse haliyle bende böyle olurdum. Yazık, gerçekten çok yazık.. Ben bu düşüncelerle baş başayken o bir şeyler söylemiş ama anlamamıştım.

    Aradan beş dakika dahi geçmemişti ki tekrar söze başladı.
    ''Sonya, o nerede?'' Bu sözlerinden Juli’nin tedirgin olduğunu anlayabiliyordum. Sonuçta o kendisini iyiliğe adamıştı ama içinde bir yerlerde karanlık tarafa doğru çeken bir şey vardı ve bence bu o gece gerçekleşecekti. Ben onu dinlerken o hiç ara vermeden konuşmasını sürdürüyordu.''Sadece... Her şeyin bir an evvel olup bitmesini istiyorum'' Evet, bende her şeyin bir an önce olup bitmesini istiyordum. Derin bir nefes alarak söze başladım. “Ah! Merak etme birazdan burada olur. Söz verdi ve gelecek, bundan adım gibi eminim.” Dedim. Biraz tereddüt ediyordu sanki. “Evet, bende her şeyin bir an evvel olup bitmesini istiyorum merak etme. Bu gece o senindir!” Bu halimi çok seviyordum. %100 kararlı ve soğukkanlı. Ben etrafı incelerken uzaklardan at adamların çıkardıkları sesleri duyabiliyordum. İlginçti, gerçekten ilginç. Umarım biri onları kızdırmamıştır. Yoksa sonumuz kötü olabilir.

    Aradan biraz daha geçtikten sonra avımız yanıma gelmişti. Bütün bu bekleyişler bu cılız varlık için miydi? Değersiz, gerçekten çok değersiz. Birden Juli’ye dönüp hafifçe öksürdüm. Çocuk korkmuş görünmüyordu aslında. Buda beni fazlasıyla sinirlendirmişti. Acaba sonunun geldiğini biliyor muydu? Tekrar çocuğa dönüp hafif bir tıslamayla konuştum. “Ah, Dean. Ricamı kırmayıp buralara kadar geldin, zahmet oldu ama emin ol geldiğine değecek. Bak burada kim var. Juliette. Hani kardeşini öldürmüştün, umarım hatırlamışsındır.” Deyip tısladım. Juli’ye dönüp ilk saldırıyı onun gerçekleştirmesini bekliyordum.




    *Dean NPC'dir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Juliette Pierre

GezginGezgin
Juliette Pierre



Mücadele Tarafı : Tarafsız, şimdilik.
Kan Durumu : Safkan.
Patronus : Pegasus.

Ölümü Yaşamak Empty
MesajKonu: Geri: Ölümü Yaşamak   Ölümü Yaşamak EmptySalı Nis. 27, 2010 4:02 pm

''Ah! Merak etme birazdan burada olur. Söz verdi ve gelecek, bundan adım gibi eminim'' dedi. Emin değildi. Belki de bir şeylerden şüpheleniyordu ve bu yüzden gelmemişti.''Evet, bende her şeyin bir an evvel olup bitmesini istiyorum merak etme. Bu gece o senindir!'' Sonya'nın ''o senindir'' kelimesi onu bir hayli ürkütmüştü. Evet, bir tuzak hazırlamıştı ona ama bundan başka bir şey düşünmüyordu. Sadece mahkemeye götürecekti, hepsi bu. Yine at adamların sesleri ormanın içinde yankılanıyordu. Sanki bugün ormanda tuhaf bir şeyler oluyordu. Sonunda beklenen kişinin gelmesi Juliette'in titremesine sebep olmuştu. Kardeşinin katili sadece bir kaç adımlık mesafede duruyordu. Belki de titremesi bu kadar yakın olmasına rağmen hiç bir şey yapamıyor olacağındandı. Sonya söze Juliette'den önce başladı, ''Ah, Dean. Ricamı kırmayıp buralara kadar geldin, zahmet oldu ama emin ol geldiğine değecek. Bak burada kim var. Juliette. Hani kardeşini öldürmüştün, umarım hatırlamışsındır.'' Alayla ve sinirle karışık bir ses tonuyla konuşmuştu onunla. Dean'le göz göze geldiğinde sanki kardeşinin cesedini görüyordu. Bu adam kesinlikle ölümü hak ediyordu. Ölüm? Bilinçaltına yerleşen bu kavram ilk kez gün yüzüne çıkmıştı. Artık mantığı bu istekle başa çıkmaya çalışıyordu. Her ne kadar sakin ve sabırlı olmaya çalışsa da, bu duyguyu bastırmakta oldukça zorlanıyordu. Bunu yapmak zorundaydı, aksi takdirde istemeyeceği şeyler olacaktı.

''Juliette! Onun burada ne işi var Sonya?''Oldukça sinirli görünüyor ve bağırıyordu. ''Beni buraya bunun için mi çağırdın?'' Dedi, elini kaldırıp Juliette'i göstererek. İçinde ki korkusunu siniriyle bastırmaya çalışıyordu. Juliette yavaş yavaş Dean'e doğru yürümeye başladığında Dean, Sonya'ya hesap soruyordu. Ah, ne salak! Hızlı bir bilek hareketiyle Juliette bağırdı, ''Expelliarmus!'' Dean bir kaç metre öteye düşmüş ve asası da onun biraz uzağına savrulmuştu. Juliette hızla yanına koşarak asasını, yerden kalkmasına izin vermeden boğazına dayadı. Öldürecek miydi? Yoksa onu alıp Bakanlığa mı gidecekti? Düşüncelerine yön veren içinde ki tuhaf bir duygu onu kendi içinde hapsediyordu. Öldürmemeliydi. Bu hayatına mâl olabilirdi. Gözleri dönmüştü sanki asasını Dena'in boynuna iyice bastırdı ve ''Avada Kedavra!'' diye bağırdı. Dean'in son yalvarışlarını sanki duymamıştı, tamamen kendinden geçmişti. Elinde ki asayı yere atarak geriye doğru bir kaç adım attı. ''Hayır, her şey bir anda oldu'' Kendine geldiğinde gözlerinden süzülen yaşlar artık onu masum biri yapmıyordu. Dizlerinin üzerine düşerek hıçkırıklara boğuldu. İlk kez birisini öldürmüştü. Kafasını yere eğmiş, sadece toprağa bakıyordu. İçinde büyüyen sinsi bir düşünce ona doğru olanı yaptığını söylüyordu. Başını kaldırarak yerde öylece yatan cesede baktı. Göz yaşaları artık dinmişti. Yüzünde beliren iğrenç gülümseme ve kızaran gözleriyle kesinlikle o artık Juliette değildi. O artık kendine gelmişti. Her zaman iyiliğin arkasına saklandığı perdeyi kendi yırtmıştı. Ayağa kalkarak ölü Dean'in yanına doğru ilerledi. Başı yanına düşmüştü. Bu, onun eseriydi. İlk öldürdüğü kişi, kendini aştığı, ilk kişiydi. İçinde ki suçluluk duygusu artık tamamen yok olmuştu. Sanki sihirli bir değnekle iyi prensesten kötü bir cadıya dönüşmüştü. Bu kadar kolay mıydı? Diyordu kendi kendine. Seçmen Şapka en başta biliyordu olanları, onu nereye yerleştireceğini. Her ne kadar inkâr etse de, o bir Slytherin'di. Artık bunu daha iyi anlıyordu. Sonya'ya döndü. Öylece durmuş olup biteni izlemişti. ''Bunu ne yapacağız? Bakanlığın öğrenmemesi gerekir'' dedi net ve kararlı bir ses tonuyla. Kirpiklerinden damlamaya hazır olan göz yaşlarını ters bir hareketle cüppesine sildi. Şimdi yaptığı bu cinayeti nasıl örteceğini düşünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Ölümü Yaşamak

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-