AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Sorgu

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
Aislin Yruhdara

Özel SektörÖzel Sektör
Aislin Yruhdara



Kan Durumu : Safkan
Patronus : İpekböceği

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyPtsi Mart 08, 2010 4:16 am


‘’Hımm…’’
Soğuk rahatsız ediciydi. Zaman zaman kelimelerinin ardından beyaz ama temiz dumanın yükseldiğini görüyordu dudaklarının arasından. Belli belirsiz bir ürpertiyle geçen sürede, büyücünün bakışlarından kaçırdığı gözlerini odada gezdirdi. Umutsuzluğu ve sıkıntıyı üzerine huzursuz ederek yapıştıran boş mutfağın anılarından aldı kendini. Bahsedeceği katilin özellikleri arasında hatırlamaya değer birkaç şey vardı. Bunlar belirleyici ama bir o kadar da genel özelliklerdi. Herkes gölgelere karışmasını kolaylaştırması için siyah bir pelerinle dolaşabilirdi. Uzun boylu ve ince yapılı milyonlarca insan yaşıyordu şehirlerinde. Yürüyüşündeki hızdan yahut kararlılıktan ancak bir katile, potansiyel bir kurbanın korku dolu hayranlığı yorumu yapılabilirdi. Zira bu anlatacaklarının hepsi, kazara katilin kaçışına tanık olmuş kimselerin ağzından çıkanlardı. Sözlerini kafasında sıralamaya çalıştı. Hangisini önce söyleyeceğine karar veremediğinde, en iyisini sona saklamayı düşünerek başladı.

‘’ Aslında elimizde görüntüye dair pek bir bilgi yok. Eğer katili tam anlamıyla görmüş biriyle karşılaşmış olsaydık, sanırım bu kadar vakit kaybetmezdik. Ancak genelde siyah bir pelerinle dolaştığını, kurbanlarını genelde güçlü büyücü veya cadılardan seçtiğini biliyoruz. Uzun boylu ve ince yapılı bir büyücü. Kurbanlardaki yara izlerini ve gücün çekilmesini incelediğimizde varabildiğimiz ilk ve tek sonuç, büyü ilmini birtakım kimyasallarla birleştirdiği. Kurbanlarının yaralarında ölmelerini çabuklaştıracak ve kolaylaştıracak izler bulduk. Bu yüzden, en mantıklı çıkarımım, aradığımız katilin, bir simyacı olduğu.''

Son cümleden sonra bir süre durdu. Boğazını ıslatan cadı, sakin görünüyordu. Birkaç dakika evveline kadar çok dikkat etmediği büyücünün, nefesinin hızlanır gibi olduğunu hissetti. Kaşlarını çatarken daha fazla renk vermediğine emin olmak için arkasını döndü yine. Metal bardakta gördüğü yüzü sakin ve soğuktu. Ellerini arkasında birleştirip büyücüye doğru bir adım attı. ‘’ Ne diyorsunuz Darkthorn? Tanıdık geliyor mu? ‘’ Kinayelerle vakit kaybetmeyeceği açık olan cadı, dışarıdan gelen seslerle irkildi. Adamlarından birini duyuyordu yüksek sesle homurdanırken. Çıkışa doğru attığı adımı, elini kapının tutacağına koyarak kesen büyücü, kanat çırpışına aşina olduğu bir atmacanın içeri gelişini memnuniyetle kabul etmişti. Kuşun rahat halinden belliydi ki, oralarda uçmaya alışkındı. Büyücünün koluna konan atmaca, gözlerinde yanıyormuş gibi dağılan sarının üzerinde büyüyen siyah gözbebeklerini Aislin’e dikti bir süre. Ardından huzursuz bir çığlık kopardı. Cadı, kuşun uçmadığı halde kanat çırpmaya çalışmasını anlayamıyordu.

‘’ Bu doğal mı? ‘’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darius Darkthorn

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Darius Darkthorn



Mücadele Tarafı : Kendisi
Rp Sevgilisi : Aislin
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Yarasa

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyPtsi Mart 08, 2010 2:49 pm

Kapının hemen yanındaki soğuk beyaz mermerlerle kaplı duvara sırtını yaslamış, karşısında konuşan kadını dinlemekteydi. Zihninin bir yanı genç cadının anlattıklarını tartarken, öte yandan diğer bir tarafı yüzünün anlattıklarının etkisiyle aldığı hale odaklanmıştı. Söylediği tüm sözcükler dudaklarından teker teker ve insanı dinlemeye iten bir akıcılıkla dökülürken, istemsizce ondan duyduğu her sözcüğü aklının sayfalarına kaydettiğinin farkına vardığında buna neden olan şeyi merak ederek kaşlarını çattı. Genç kadının yüzündeki ifade anlattıklarından çok daha fazlasını sunmuştu. Katilin peşinde geçirdiği günleri, karşılaştığı her ölümü, bu cinayet serisini sona erdirmek için gösterdiği çabanın bu güne kadar sonuçsuz kalmasının neden olduğu yıpranmışlığı. Oysa ses tonu tüm bu düşüncelerin üstünden gelircesine güçlüydü. Ondan başından beri hoşlanmadığını kabul etse de saygı duydu büyücü. En azından artık yüzünde o rahatsız edici gülümsemenin olmadığına sevindiğini düşünürken, cadının dudaklarından çıkan sözcükler yankılandı zihninde. Simyacı!

İlk başta doğru duyduğuna emin olamadı, gerçekten de simyacı mı demişti genç kadın? İçindeki şüphenin tamamen saçmalıktan ibaret olduğunu kabullendi sonraki saniye içerisinde. Ah, elbette simyacı demişti. Eline tutuşturulan labirent haritasındaki çıkış noktasının nerede olduğunu öğrenen bir tutsak gibi heyecanlanan büyücü hemen sonrasında kendisine sakin olmasını öğütledi. Kısa ama fark edilebilir olduğundan emin olduğu bür süre boyunca hızlanan nefesini düzene soktu. Kendisi için çizilen yolda izlemesi gereken rehberdi simyacı. En azından o güne kadar öyle olduğunu düşünmüştü. Ama şimdi kafasındaki bütün düşünceler allak bullak olmuştu. Takip etmesi gereken kişinin bir seri katil olduğunu öğrendiği zaman farkına varmıştı içinde bulunduğu durumun. Ya Simyacı'yı takip edecekti, ya da onu yolu göstermeye ikna edecekti. Nasıl olacağı konusunda emin değildi ama kolay veya zor yolla, her nasıl olursa olsun, bunu yapması gerekiyordu. Genç cadının söylediklerini duyunca söyleyeceklerini düşündü. Tam konuşmaya başlayacakken dışarıdan gelen sesleri duydu. Tanıdık kanat seslerinin karşısında bir anlığına oluşan şaşkınlığını hızla üstünden atarak, harekete geçen cadıyı engelledi. Zira gelen Lilian'dı.

Atmacasının koluna yerleşmesini seyrettikten sonra etinde ince çiziklere neden olacağına emin olduğu temasını minnetle kabullenmeye hazırlanmıştı ki kolunda alışılmadık bir acı duydu. Kolundan biraz daha kısa olan kuş pençelerini etine bastırıyor ve huzursuzca kanatlarını çırpıyordu. Anlayamadığı bir şekilde huzursuz hissetmesine neden olan bu durum zihnindeki karmaşayı daha da bulandırmıştı. Bu esnada Aislin'in sorusunu duydu. "Hayır." diye yanıtladı kuşu sakinleştirmek için çaba sarf ettiğini ortaya döken bir ses tonuyla. "Uzun zamandır onu hiç bu şekilde görmemiştim." Lilian aralarındaki iletişimin hiç denilebilecek kadar az olduğu zamanlar dışında hiçbir zaman bu şekilde davranmamıştı. Omzuna doğru tekrar tekrar bastırdığı kapalı haldeki gagasından dışarı çıkmayı başaran sesler paniğin izlerini taşıyordu sadece. Darius kuşun şiddetle çırptığı kanatlarının köklerini okşayarak onu sakinleştirmeye çalışırken, içeriye hızla giren memur sadece ikisinin duyabileceği bir sesle konuştu.

"Bayan Orflaith, dışarıda yaralı bir adam var."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aislin Yruhdara

Özel SektörÖzel Sektör
Aislin Yruhdara



Kan Durumu : Safkan
Patronus : İpekböceği

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptySalı Mart 09, 2010 1:36 am

Kuşun çırpınışları sırasında odaya dolan koku, kanatlarından gelen tok ve nefes almayı zorlaştıran, kuşlara özgü telek kokusuydu. Baykuşhanelerde sık sık rastladığı, birkaç arkadaşının evinde aşina olduğu bu koku, atmacanın kanatlarından yükseldikçe, Aislin’in huzursuzluğu da takiben artıyordu. Kuşun hareketinin doğal olmadığını öğrendiğine şaşırmadı. Sahibini göz önünde bulundurduğunda, atmaca oldukça yırtıcı ve tehlikeli görünüyordu. Ancak büyücüye bir şeyler anlatmak ister gibi çırpındığını anladığında, ikisi arasındaki iletişime hayran kaldı. Kuşun -her ne sebeptense- hırçınlığına beslediği sempati, kısa süre sonra içeri giren çalışanının yüzündeki panikle sonlandı. Kulağında birkaç kez dönen cümle tamamen algılandığında, bedeni, soğuk odadan, şöminenin ısıttığı bara, ardından da sigara dumanı ve kaymak birası kokusu arasından, ayazı dinmiş ama soğukluğuyla ürperten sokağa çıktı.

Pelerini hafifçe rüzgarın estiği yöne doğru dalgalandığında, kendisiyle birlikte gelen memurun gösterdiği yöne ilerledi. Akşam saatleri kısa süre önce çökmeye başlamışken, bu yaralama da neyin nesiydi? Adamın ardından hızlı adımlarla gitmek üzere kapıdan uzaklaşan Aislin, dönüp büyücüye seslendi. ‘’ Görebileceğim bir yerlerde olsanız iyi olur Darkthorn.’’ Yanındaki memurlar gözlerini büyücüye dikip, rahatsız edici göz hapsine başladıklarında, cadı içgüdüsel olarak takip ettiği karanlığa vardı. Uzak bir köşede, asasının nerede olduğu hakkında tahmin yürütemediği bir büyücü yatıyordu. Arkasından gelen üç kişilik topluluğa aldırmadan hızla yaralının yanına çöktü. Şifa büyüleri için geç kalınmış gibi görünen beden, yanına gittiğinde, Aislin’in gözlerine korku dolu ifadesiyle bakıyordu. Boğazından gelen hıçkırığa, üç çift ayak sesi karıştı. Çöktüğü yerden derin bir nefes alarak kalktı cadı. Sinirle verdi aldığı derin nefesi. ‘’ Öldü.’’ Geç olduğunu biliyordu. Ancak yine de ağzından bir şeyler almayı umuyordu. Bu yüzden dudaklarını birbirine bastırarak henüz hayatını kaybeden büyücüye döndü. Memurlardan biri haber vermek için gerekeni yaparken, Aislin yanına yaklaşan diğer iki büyücüye aldırmadan yaraya dokundu. Bar sahibine seslendiği apaçıktı konuşurken. ‘’ Bunu görüyor musun? ‘’ Parmağına bulaşan koyu gri sıvıya işaret etti. Kanla alaca hale gelmiş sıvı, kokusuzdu. ‘’Cıvaya benzer bir şey. Damarların içerisinde dokularını genişletmeden ilerliyor ve en sonunda kalbi tıkıyor. Böylece fışkırması gereken kan, sanki bir musluğu açmışsın gibi, kestiğin yerden akıtmak istediğin yere
doğru boşalıyor. Bir şişe, bir kap, ellerin… Bilemiyorum.’’ Şifacılara fazla mesai yaptıracak kadar karmaşık açılmış birkaç yaraya baktı. Aklında son cinayetten sonra şifacının yorumu yankılandı. ‘’ Ne var biliyor musunuz? Bu tip cinayetler, günümüz modasının dışında. Yani, bu işi yapan kimsenin, sandığımızdan daha derin bir amacı olabilir. Zira, böyle ölümler ve büyücü kanının akıtılmasına dair bu tip çabalar, başucu kitaplarında okuduğum birkaç eski efsanede geçiyor. ‘’

Kaşlarını çatarak ayağa kalktı. Arkasına dönmeden önce yeniden aynı emrivaki tonda seslendi. ‘’ Gerekeni yapın. Ben içerde olacağım.’’ Ardından kolundaki atmaca her an kendisine saldıracakmış gibi tiz gürültüler çıkaran büyücüye baktı. ‘’ Barı boşaltın Darkthorn. Sizinle sohbetimiz henüz bitmedi anlaşılan.’’ Kapıdan girerken adamlarından birine seslendi. ‘’ Bize söz verdikleri şu seherbazlardan birini çağırmalarını söyle. Bakalım bir hayvanın zihnini okurken neler hissedecek? ‘’ Kapı arkasından kapanırken, Aislin olacakları izlemek için keyifle bara kuruldu. Sakin görüntüsü altındaki paravanda gizlenen bir işbirlikçiyle mi, yoksa şansız bir bar sahibiyle mi konuşuyordu, yakında anlayacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darius Darkthorn

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Darius Darkthorn



Mücadele Tarafı : Kendisi
Rp Sevgilisi : Aislin
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Yarasa

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyPerş. Mart 11, 2010 7:28 pm

Kollarına batan pençeler saniye saniye etine biraz daha geçse de büyücü sesini çıkarmadı. Lilian tarafından defalarca kez yakılmıştı canı, bu acıya dayanabilmeyi öğrenebildiği gibi, onu görmezden gelebilmeyi de öğretmisti kendisine. Rahatlamasını sağlamak için kuşun tüylerini okşarken genç cadının peşinden ilerledi. Dükkanın girişinin solundaki köşeyi döndükleri an karşısına çıkan bedeni görünce bir anlığına duraksadı. Gördükleri sadece vahşetten veya sapkınlıktan ibaret değildi. Zavallı büyücüyü bu hale sokan şey her ne idiyse, bir sanat çalışması yaparmış gibi özenle uğraşmıştı zavallı beden üstünde. Boynundan başlayıp göğsüne kadar inen derin bir kesik adamın göğsünü koyu griye boyamıştı. Aynı kesikler bedeninin diğer bölgelerine yayılmıştı. İşin garip yanı, büyücüye bunları yapan kişi onu bu hale sokmak için elbiselerini bile çıkarmaya zahmet etmemişti. Genç kadının yaptığı açıklamayı dinledi. Simyacı olduğu düşünülen kişinin, yani küçük pusulasındaki N harfinin yol açabileceği manzaralardan birine şahit olmak onu içten içe sarsmışsa da, bu etkinin kendisini ele geçirmesine izin vermedi. Bir şekilde ona karşı koyacak, onunla mücadele edecek veya onu ikna edecekti. Önündeki yola dizilen tehlikeler birer birer gözüne çarparken, bunları düşünmek için doğru zaman olmadığını hatırlayıp kurbanı incelemeye devam etti.

En sarsıcı ayrıntı kurbanın yüzündeki ifadeydi. Ölüm anı itibariyle içlerindeki ışıltıyı yitiren gözler tozla kaplanmış porselen küreleri andırsa da kendilerini çevreleyen dehşet dolu ifadenin yarattığı etkiyi hafifletemiyorlardı. Kulaklarının altındaki şişlikler, çenesinin açılması imkansız bir şekilde kapalı olduğunu gösteriyordu. Yüzündeki çizgiler oldukça belirginleşmişti. Bu haliyle korku filmlerinden çıkma bir görüntüyü andıran yüze bakmaya bir son vermesini sağlayan sese minnettar kaldı. Genç cadı adamlarına gereken komutları verip içeri yönelmişti. Onu takip ederken kolundaki acının arttığını hissetti. Teşkilat başkanının gösterdiği ilgi kendisinden çok atmacasına yönelikti. Tüm dikkati cesette ve olayın üzerindeki dehşetengiz havada yoğunlaşan büyücü, Lilian'ın bir şey anlatmaya çalıştığını, genç cadının sözlerini duyana kadar düşünemedigini fark ederek kendi kendine lanet okudu. İçeriye girerken müşterilerine bugünlük kapadıklarını söyledi kısaca. Görevlilerin etrafta olmasından ve çevrelerindeki koşuşturmadan rahatsız oldukları belli olan müşteriler masalarından kalkıp dışarı çıktılar. Cesedin üstünün örtülmüş olmasını umdu, çığlıklar ve hayret nidaları yerine homurdanmalar duyunca düşündüğü gibi olduğunu anladı. Bara doğru yönelen genç cadının peşinden ilerledi. Oraya vardığında ise hala kolunun üstünde olan kuşa baktı. Atmacasının anlatmak istediği bir şey vardı, tarif etmek, belki de göstermek istediği bir şey...

"Cinayeti gördüğünü mü söylüyorsun?" dedi merakla.

Kuşun kanatları bir anda delicesine hareket etmeye başladı, sonra ise yavaşlayarak hareketsiz kaldı. Bunun evetle eşdeğer olduğunu anlayan büyücü, kuşun altından bir halkanın içindeki sonsuz derinlikleri andıran gözlerine baktı. Hissetmeye çalışıyordu, hatta telepatik bir iletişim kurmayı bile hayal ettiği söylenebilirdi. Kuşun da kendisini zorladığını düşündü bir şekilde düşüncesinin doğru olduğunu bilerek. Zira kollarına batarken, anlatmak istediğinin anlaşılmasıyla gevşeyen pençeler tekrar sıkılaşmaya başlamıştı. Birkaç saniye süren çaba sonrasında birinden yükselen "Ah!" sesi ve diğerinden gelen acı çığlık eşzamanlı yükseldi. Kuşunun bütün duygularını hissedebilen bar sahibi, düşüncelerini tamamen okuyabilmek için neler vermeyeceğini düşünürken, başındaki sancının etkisiyle gözlerini kapadı. Yapabilecekleri tek şey zihnefendarın gelmesini beklemek ve az önce kendisinin yapmaya çalıştığı şeyi başarabilmesini ummaktı. Atmacasının tüylerini onu telkin edercesine okşarken sakin olmasını öğütleyen büyücü, şimdilik neler öğreneceklerini ve bunlarla ne yapacağını düşünmemeye çalışıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aislin Yruhdara

Özel SektörÖzel Sektör
Aislin Yruhdara



Kan Durumu : Safkan
Patronus : İpekböceği

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyC.tesi Mart 20, 2010 12:28 am

Bacaklarını aşağı sarkıttığı bar taburesinin ayaklarını birbirine bağlayan yere paralel tahtaya dayadı topuğunu. Dizleri birbirinden uzak, pelerini bacaklarının iki yanına dağılmış, dizlerinin üzerine dayadığı elleri sabırsızlıkla etine bastırıyorken, barın kapısı yavaşça aralandı. İçeri girenlerden biri başından beri kendisiyle olan çalışanı, diğeri ise bakanın kendilerine söz verdiği gibi teşkilatla birlikte çalışan seherbazdı. Kara büyücülerle ilgili her türlü eğitimi alan bu insanlar, ellerinden geldiğince yakın durmaya çalıştıkları felaketlerden son zamanlarda iyice bıkmış olmalılardı ki, Aislin adamın yüzünde bir memnuniyetsizlik sezer gibi oldu. Kaşlarını çatıp ayağa kalktı olduğu yerden seherbaz kendisine yaklaşırken. Soğuk elini sıkıca tutarak toka ettiği adamın başıyla verdiği selamın ardından bar sahibini süzüşünü gördü. Tepkisizliği cadının hoşuna gitmişti. En ufak bir selam dahi vermeden, rahatsız edici şekilde olayların içinde görünen Darkthorn’a yaklaşan seherbaz, kuşun kanat çırpmasına karışan tehditkar bir ötüşle bir adım geriledi. ‘’ Ah hadi ama. Lanetlerden çekinmeyen büyücüler bir gaga darbesinden mi korkuyor?’’ Sinirlerine hakim olamadan kıpırdanan cadı, diğer çalışanlarının etrafı kolaçan etmek ve gelen şifacı ekibiyle ilgilenmek üzere yeniden dışarı çıkışını izledi. Aralanan kapıdan günün ilerlediğini açıkça belli eden karartısına karşılık homurdandı. ‘’ Şu kuşa sahip ol Darkthorn. Bu onun canını yakmayacak.’’ Adamın sakin duruşu ve kuşun tüylerinde gezdirdiği parmaklarının yavaşlığı karşısında ikisine baktı hayran hayran. Vahşi kertenkelesinin koca bir pitonmuş gibi kendisinden uzaklaşmasını hatırladı. Oysa atmacalar da hiç evcil sayılmazdı. Doğasında bağlılık olmayan bir kuşu bile kendisine sadık hale getiren bu adamın suçlu potansiyeli taşıdığını hatırlattı kendisine. Hala ellerini görünür bir yerde tuttuğuna emin olma hissine engel olamıyordu.

Asa zayıf omurgasının üzerinde teleklerle ve tüylerle bezenen kuşa doğrultulduğunda, sarı gözlerindeki göz bebekleri büyüyen hayvan ince bir çığlık koyverdi. Kaşlarını çatan bar sahibine elini kaldırdı Aislin. Müdahale etmemesi için büyücüyü kolladı. Bir yandan da seherbazı izliyordu. Kısa süre sonra olduğu yerde asasını kuştan çeken adam, atmacanın yeniden çırpınmaya başlamasıyla kendine konsantre oldu. İç cebinde saklı bir parşömen çıkardı. Bar sahibinin hayvanı sakinleştirme çabalarını sebepsiz bir gülümsemeyle izlediğini fark eden Aislin hemen toparlandı. Ardından asasıyla katilin yüzünü resmetmeye başlayan seherbaza yaklaştı. Baharatlı bir parfüm kokusu burnuna dolduğunda, Darius’un da kolundaki atmacayla seherbazın çizdiklerine ilgi gösterdiğini gördü. Derin bir nefes alıp vermesinin sebebi adamın niyetini hala tam olarak anlayamamış olmasıydı. Karakalem gibi parşömen üzerinde şekillenen siyah beyaz hatların tamamlanmaya başlamasıyla göğsü inip kalkmaya başlayan cadı seherbazın sesiyle nefesini tuttu. ‘’ Bitti.’’ Yüzündeki dehşetin profesyonellikle alakası yoktu. ‘’ Bu olay yerinden kaçıyor olduğunu gördüğünüz kişi mi? ‘’ ‘’ Evet memure Orflaith.’’ ‘’ İyi ama bu maktul.’’ Gözleri büyümüş, neler olduğunu anlamaya çalışan aklı karışmıştı. Bu işlerini çok daha fazla zorlaştırıyordu. Simyacı metamorfmagustu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darius Darkthorn

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Darius Darkthorn



Mücadele Tarafı : Kendisi
Rp Sevgilisi : Aislin
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Yarasa

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyPaz Mart 21, 2010 9:51 pm

Seherbazı izlerken, ayakkabısının topukları en ufak bir ses bile çıkarmadan aşağı yukarı hareket ediyordu. En çok gerildiği anlarda bile yapmadığı bu hareketin nedenini merak etti, kağıdın üzerinde birbirine eklenen çizgilerin birazdan katilin yüzünü oluşturacağından mıydı, yoksa Lilian'ın canı yanıyormuşçasına gergin olması mıydı; hepsinin ötesinde, genç kadından yayılan ve o ana kadar dikkatini çekmeyen taze kokunun burnunu doldurmasından mıydı bilemiyordu. Koku öylesine canlı, sade ve ferahtı ki, onunla ilgili düşündüğü bütün kötü şeylerin üstüne gölge düşürdü birkaç saniye boyunca. O birkaç saniye boyuncu düşündü büyücü, onun sinir bozucu tavırlarının nedenlerini. Anlayabiliyordu bir kısmını, şayet birbirini takip eden cinayetler dizisinin ortasında kendisiyle alay edilen fareyi oynamaktaydı genç cadı. Bunun gibi bir durumun stresini kaldırabilmek kolay olmazdı elbette. Ancak bu hali sadece içinde bulundukları sürece özgü müydü yoksa tavırlarının genelini mi kapsıyordu, işte bu konuda bir fikri yoktu. Zamanın önlerindeki tozlu yollardan neleri süpürüp yerlerini nelerle dolduracağı belli olmuyordu ne de olsa.

Zihni bu düşüncelerle boğuşurken, karşısındaki resmin ayrıntıları birleşerek daha belirgin hatlar oluşturuyordu. Erkeklere özgü geniş bir çene, kirli sayılabilecek uzunluktaki kır sakallar, alt dudağının hemen altındaki küçük bir leke... Belirginleşen ayrıntılar katilin yüzünün üst kısımlarına doğru ilerlerken, bar sahibi karşısında belirecek yüzü tanıyıp tanımadığını düşünmeye çalışıyordu. Başını hafifçe çevirip Lilian'ın da kendisi gibi resme baktığını görünce gülümsemekten alamadı kendini. Atmacasının seherbazdan hoşlanmadığı aşikardı, buna rağmen onun elinden çıkacak işe güvenmediğini göstermek istercesine altın halkalara benzeyen gözlerini kağıda dikmesiydi Darius'u güldüren. Bir elini içinde boy göstermeye başlayan heyecanı diplere göndermek istercesine kuşun yumuşak ve itaatkar tüylerinin arasına daldırdı ve onları okşamaya başladı. Yaptığı bu hareketin verdiği huzur onu yatıştırmaya başlamıştı ki, kağıdın üzerindeki gözler netliğini kazandı. Birkaç saniye önce korku dolu bir ifadeyle açılmış hallerini gördüğü bu gözlerin sakin ve soğukkanlı hallerini görmek büyücünün kanını dondurmuştu. Bu gözler maktülün gözleriydi!

İki duygu arasında sıkışan zihni vücudunun geri kalanına içten baskı yapıyormuşçasına tenini zorlamaya başlamıştı. İyi olan şey, artık katilin ve aynı zamanda yakın gelecekteki rehberinin görünüşünü bilmesiydi. Kötü olan şey ise bu görünüşün şu anda bile değişmiş olabileceği ihtimaliydi. Bir metamorfomagusun, hele ki katil olan bir tanesinin görünüşünü ne sıklıkta değiştirebileceğini nereden bilebilirdiniz ki? Önündeki yolun bundan daha fazla karmaşıklaşamayacağını düşünürken, kendisi için bir artı sayılabilecek bir noktanın daha farkına vardı. Simyacı, görünüşünün ortaya çıktığının farkında değildi, en azından şimdilik. Yoksa farkında mıydı? Simyacılık ve metamorfomagusluk yeteneklerine sahip olan bir adamın üçüncü bir yeteneğe sahip olmayacağını nereden bilebilirdi ki? Düşünmeyi bırakması gerektiğini tekrarladı zihninin içinden. Az önce hissettiği şeylerin hiç önemi kalmamıştı gözünde zihnini kavuran bu düşünce silsilesinden sonra. İçindeki bağımsızlığını kaybetmiş olan bölge, ona öncelikleri olduğunu hatırlatmıştı. Genç cadının yüzüne bakarak soru sormasına izin vermeden "Tanımıyorum." dedi kesin bir ifadeyle. Bir eli hala atmacasının tüylerinin arasında geziyordu istemsizce. Doğruldu, masadan ve resimden uzaklaştı. Önünde uzun bir süre olduğu söylenemezdi. Bir an önce arayışına başlaması gerekiyordu. Yanında bir zihnefendar olduğunu kendisine hatırlatarak zihnini Lilian'ın tüylerini okşamanın ona verdiği huzura odakladı. Konuştuğu zaman, sesi zihnini odakladığı huzurdan uzak ve tonsuzdu.

"Sormak istediğiniz başka bir şey var mı?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aislin Yruhdara

Özel SektörÖzel Sektör
Aislin Yruhdara



Kan Durumu : Safkan
Patronus : İpekböceği

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyPaz Nis. 04, 2010 4:34 am

Hayır, bu hiç iyi değildi. İstemediği her şey birbiri ardına olurken, bir de katilin istediği anda şekil değiştirebilen bir metamorfmagus olması… ‘’Şanslı günümdeyim, kesin.’’ Yüzünden gelip geçen ifadelere, işinin ne kadar zorlaştığının verdiği huzursuzluk ve bıkkınlık da eklendiğinde, kaşları arasında oluşan çizgiler arttı. Ellerinde peydah olan sıcaklık, kanının sinirlenişi yüzünden daha hızlı pompalanmasından ibaretti. Duygularını kontrol altında tutması gerekiyordu. ‘’ Lanet bir aktris değilim ki ben! ‘’ Yanındaki memurun duyacağı kadar kısık sesle söylendi. ‘’ Küfretmek istiyorum.’’ Adamın gözlerindeki şaşkınlık, anlayış ve endişe birleştiğinde ortaya çıkan komik görüntüye aldırmadan ekledi. ‘’ Son kez civarı arayın. Şüphelileri toplayın. Bugün uzun olacak.’’ Ellerini yaslandığı yerden alıp vücudunun iki yanına getirdi. Bar sahibine döndüğü anda adamın dudaklarından otomatik olarak dökülen cümlede belirmiş olan duygu, dürüstlüktü, ancak bir eksik vardı. İçinden bir ses bu adamın söylediği kadar masum olmadığını, olamayacağını söylüyordu. Sessiz bir donanma askeri, eski yaralar, dingin bakışlar… Bu kadarı fazlaydı. Hangi hayat bu kadar toprak altında kalmş gibi sakin ve huzur içinde yaşanırdı? Hangi beden bu sessizlikten bu denli keyif alabilir ve olduğu yerde sadece minnettarlık hissiyle şükrederdi? Ellerini birbirine sürterken Darius’un yüzünde gezdirdi bakışlarını. Ardından gelen soruyla dudaklarını birbirine bastırdı. İnce çizgi beyaza dönene dek sürdürdü bunu. Burnundan verdiği ilk nefesin sonunda, saniyelerdir kapalı duran dudakları hareket etti.

‘’ Hayır Darkthorn. Şimdilik yok. ‘’

Elinden geldiğince ağır hareket ederken susuyordu. Karanlıkta kalan yüzündeki ifadeleri temizledi. Hiçbir şey olmamış gibi, geldiği ilk andaki gibi görünüyordu şimdi. Karşısında boylu boyunca duran, kendinden emin tavrı; ancak buna rağmen çatık kaşları arasında gizli kalan huzursuz duyguların sahibi Darius’a son kez baktı. Kapıyı sertçe kapamamaya özen göstererek dışarı çıkan adamlarının ardından elini cüppesinin içine soktu. Asasına değen bileğinde hissettiği soğuklukta huzur buldu.

‘’ Yine görüşeceğiz Darkthorn. Gözüm üzerinde.’’

Barı terk ederken ardında bıraktığı enerji normal bir insanın rüyalarını kabusa çevirecek kadar negatif ve bir o kadar dengesizdi. Karmaşıklığı kendi içerisinde hisseden cadı elinden geldiğince uzak tuttu kendini. ‘’ Nedir beni bu kadar düşündüren? Niçin basit bir suçluya uyguladığım potansiyeli ona uygularken vicdan azabına benzer garip bir hisle boğuşuyorum?’’ Beğeniden kaynaklanan yüzeysel bir his değildi hissettiği. Elbette eski bir donanma askerine beslenecek sempati tartışılmazdı; ancak cadının hissettiği korkunç, lekeli ve anlaşılması güç anılardı. En azından gerçeğin ne olduğunu tam anlayamadığı o anlardan hatırladıkları bunlardı. Kapı arkasından kapanırken soğuk havanın karşılamasıyla ürperdi. Pencereden gördüğünü sandığı gölgeye belli belirsiz gülümsediğine hala inanamıyordu. Yolun şekilsiz taşları ayakkabısı altında ezilirken, rapor vermek için memurlar yanına yaklaşmışlardı bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darius Darkthorn

Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.Şu an Muggle'sınız. Lütfen bir rütbe edinin.
Darius Darkthorn



Mücadele Tarafı : Kendisi
Rp Sevgilisi : Aislin
Kan Durumu : Pure-Blood
Patronus : Yarasa

Sorgu - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sorgu   Sorgu - Sayfa 2 EmptyPtsi Nis. 05, 2010 2:12 am

Karşısındaki kadının başka bir sorusunun olmadığını söylemesiyle içten içe rahatladığını söyleyebilirdi. En azından işin tatsız boyutunun kapanacağının göstergesiydi bu. Sorgulama kısmı bitmişti, rahatsız edici sorular silsilesinin devamı gelmeyecekti. Bu güzel haber ruhunu serinletse de zihni bu haberin takipçisini kavramakta gecikmedi. Gitme vakti gelmişti, buna istinaden bir kez daha duyumsamaya çalıştı kokusunu, kendisini etkilemesi için. O kokudan aldığı tadı tekrar hissetmek istiyordu tuhaf bir şekilde. Burnuna değen o ezginin, gözkapaklarının ardına yerleştirdiği beyaz tadı almaya çalıştı yine, oysa genç cadı ondan uzaklaşarak çıkışa doğru birkaç adım atmıştı bile. İstemsizce çatılan kaşlarını normal hallerine sokmayı aklından bile geçirmeyerek baktı kendisini süzen gözlere. Kısıldıkları için, kendilerini örten gözkapakları tarafından gölgelenmişti griyle açık mavi arasındaki bir tona bürünmüş olan gözleri. Bu kısa bakışmanın ardından duyduğu ses en az kendisininki kadar uzaktı gözlerine yansıyanlardan. Karşılık vermedi duyduklarına, sadece başını hafifçe eğerek, pelerini savrulan cadının kapıdan çıkışını izledi.

Kapının yavaşça kapanmasıyla birlikte, iki gerçek sökün etti zihninin duvarlarından içeri. Birincisi, uzun zamandır aklında olan ancak kısa bir süreliğine zihninin dışarı kovaladığıydı. Eğer gördükleri, yani anahtar, güç ve rüyaları, hayal ürününden ibaret değillerse, yan eğer kendisi bunca yıl donanmada kaldıktan sonra keçileri kaçırmış bir zavallıdan ibaret değilse, ilahı sayılabilecek bir oyunun ortasında sadece tek bir hareket yönü olan bir piyondan ibaretti. Bu, henüz varlığını göstermese de, etrafını saracak muazzam bir tehlike anlamına geliyordu. Aklını kaçırdığını düşünmüyordu, şayet memurenin anlattığı hikaye, kendisininkiyle ortak bir öğre taşıyordu. Simyacı... Bir an önce peşine düşmeli, dahası onu en kısa zamanda bulmalıydı. Bu konuda yapabileceklerini düşünürken eli atmacasının düz ve yumuşak tüylerinin arasında geziyordu. Birkaç dakika geçmişti ki, birden elindeki imkanın farkına vararak sordu. "O yüzü görsen tanıyabilir misin?"

Kuş gagasını sahibinin koluna vurarak küçük bir çığlık attı. Bunun 'evet' anlamına geldiğini bilen sahibi gözlerini onun eşsiz, altın tonundaki halkalarla çevrelenmiş gözlerine dikerek dikkatle konuşmaya başladı.

"Etrafta dolaşmanı istiyorum, Lilian. Özellikle Diagon Yolu ve Knockturn Yolu etrafında. O yüzü görürsen, hemen bana haber vermeni istiyorum. Bu konuda sana güvenebilirim, değil mi?"

Sahibinin son cümleyi soruya çevirmesine öfkelenmiş olacak ki, atmaca aynı tonda çığlık atarken, gagasını sahibinin koluna canını yakacak şekilde vurdu. Sahibi elini onun başının arkasına yerleştirerek vücudunu kaplayan tüyleri okşadı ve onu pencereden dışarı saldı. İşte şimdi gerçekten bir şeylerin peşindeymiş gibi hissediyordu.

Ağır adımlarla bara doğru ilerleyerek bir bardak aldı. Bardağın üçte birini viskiyle doldurduktan sonra, pencere kenarındaki masaya oturdu. İlk yudum boğazını ve aşağısını ısıtarak midesine doğru yol alırken, zihnine üşüşen ikinci düşünceye odaklandı. Günler sonra Black Pearl'de bir anlığına da olsa gerçekten huzuru hissettiğini düşündü. Genç kadının kokusu, varlığının temelindeki bilinmezlikler, kendine has havası, tüm bunlar onun hakkında çözmekten büyük bir keyif alabileceği, ama sonuna asla ulaşamayacağı bir yapbozun parçaları gibiydi. Kafasının içindeki karışıklığın üstesinden gelmeliydi. İlk başlarda böylesine rahatsız hissetmesine neden olabilen birine sonrasında nasıl böyle bir sempati besleyebildiğini kendisi de idrak edemese de, bunun onun sayesinde -bir anlığına da olsa- hissedebildiği huzura karşılık olarak duyduğu bir minnet duygusu olduğunu düşünmeye zorladı. Hissettikleri büyük ihtimalle fazlasıydı, ancak o an için bunları yüzeyden uzak tutmak en isabetlisi olacaktı. Viskisini yudumladıktan sonra verdiği nefesi takip edecek şekilde artık yanında olmayana hitaben konuştu.

"Umarım beni terk eden huzur seni bulur..."


-SON-
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Sorgu

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

 Similar topics

-
» Sorgu.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-