AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Hayran.

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Isabella Mainley

VI. SınıfVI. Sınıf
Isabella Mainley



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Mr. Porell
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Jaguar

Hayran. Empty
MesajKonu: Hayran.   Hayran. EmptyÇarş. Mart 03, 2010 7:35 pm

Bol stresli bir tılsım dersinden sonra nihayet şu gizli-hayranım-var meselesine kafa patlatma zamanı gelmişti. Avlunun o cıvıl cıvıl havasını soluyorlardı. Tüm stresi ve merakı pekiştiren bu alan aslında ne kadar da sessizdi. Tamam, yani etrafta bir sürü öğrenci vardı ama o kadar sessizdi ki… Havada süzülen birkaç kuzgunun sözüm ona vıraklamalarını duydu. Kuzgunları severdi ama çıkardıkları seslere tahammül edemiyordu. Kurbağaları anımsatsa da aslında o kadar farklıydı ki! Hem kuzgunlar siyahtır öyle değil mi? Siyah çok hoş bir renktir. Her renkle, reddedilemez bir uyumu vardır. Tıpkı beyaz gibi. İkisi ne kadar zıt olsalar da, ne kadar dil bilgisine göre zıt anlamlı sözcüklerin başında siyah-beyaz gelirdi. Aslında çok saçma! Derine bakıldığında o kadar ortak noktaları vardı ki. Siyahın beyazla olan uyumu inkâr edilemeyecek kadar hoş gelirdi göze. Ah, şu aptal mugglelar yok mu!

Avluda sıralanmış banklardan birinde oturuyordu iki genç cadı. Lazernia, Lizz’e şöyle bir baktı daha sonra derin bir iç çekti. ‘ Biliyor musun? Artık gördüğüm görüşler bana zarar vermiyor. ’ Hiçbir şey anlayamamış arkadaşını görünce devam etti. ‘ Yani demek istediğim eskiden çok etkilenir, çığlık atar ya da ağlardım. Biliyorsun. Ama şimdi ne kadar kötü olursa olsun hiç etkilenmiyorum. ’ Bir taraftan da gözü elinde ders boyunca tuttuğu ve profesörden dolayı bir türlü okuyamadığı mektup vardı. Pat diye konuyu değiştirerek ‘ Şu mektubu okuma zamanı geldi. ’ deyiverdi. Bir çırpıda okuyunca gözleri fal taşı gibi açıldı. Daha az önce siyah ve beyazla ilgili tüm düşündükleri o kağıda dökülmüştü sanki!

Sevgili Lazernia, onca mektubu yazdıktan sonra bu baş ucuna koyduğum son mektup, ve benim için en özel olan mektup. Sen ve ben aslında siyah ve beyaz gibiyiz. Koskoca bir kalbin siyah tarafındayım. Beyaz tarafında da sen varsın. Siyah ve beyazın benzerliği aşikâr. Ancak derinden bakıldığında ayrı şeyler. Siyah, karanlık ve kötülüğü getirir akla. Beyazsa aydınlık ve iyilik demek gibi gelir insana. Fakat çoğu kişi yanılır. Siyahın da içinde beyaz bulundurduğunu kimse bilemez. Siyah karanlık demek değildir. Siyah her zaman kötülük getirmez. Beyaz ise iyiliği benimsemez. Biz böyleyiz. Ben siyah, sende beyaz. Benzerliklerimiz o kadar fazla ki. Ama ne kadar da zıt olduğumuzu biliyorum. Zıt demek her zaman kötü olmaz, değil mi?

Ne diyeceğini bilemez hâlde etrafa bakındı. Daha az önce aklından geçirdiği şeyler kağıda dökülmüştü. O kadar dikkatli düşünüyordu ki az kalsın yanına gelen ikinci sınıf Ravenclaw öğrencisinin eline tutuşturduğu notu hissedemiyordu. ‘ Ah, pardon. Bunu kim getirmeni söyledi? ’ diye sordu adını bilmediği sarışın ve siyah gözlü şeker kıza. Kız hiçbir şey söylemeden koşup uzaklaştı. Ne olduğunu anlam veremeden kâğıda baktı. Üzerinde Lazernia… yazıyordu. Hızla kotlanmış kağıdı açtı ve düzgün bir elyazısıyla yazılmış metni okudu.

Bir kumsaldan ileriye bakıldığında deniz ve gökyüzünün bir noktada birleştiğini görürüz. Daha doğrusu bize öyle görünür. Islak toprak kokusu hep yağmuru anımsatır. Toprağın verdiği huzurun, gücün en şiddetli olduğu, suyun sakinleştirici gücünün en yoğun olduğu ve gün batımının o solgun ve durgun havasının en çok hissedildiği yerde, Göl Kenarında bekliyorum…

Ne demek oluyordu tüm bunlar? Göl kenarına gidecek miydi? Giderse ne bulacaktı? Gitmezse ne kaçıracaktı? Ne yapmasını bilmez halde başını nottan kaldırdı ve Lizz ile göz göze geldi. Arkadaşına bir ne-yapmam-gerektiği-hakkında-bir-şey-söyle bakışı gönderdi. Yardıma ihtiyacım var!


En son Bella Lazêrniã Mainley tarafından Paz Mart 14, 2010 7:57 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Hayran. Empty
MesajKonu: Geri: Hayran.   Hayran. EmptyCuma Mart 05, 2010 9:28 pm

Tılsım dersinin bitiminden sonra Bella'nın yüzünde hem heyecan hem de mutluluk vardı. Bu mutluluk Tılsım dersinden çıktığı olmuştu. Heyecan ise elinde tuttuğu mektubu sonunda okuyacak olmasıydı. Derslikten çıktıktan sonra adımlarını avluya doğru atmaya başladılar. Bella artık sabırsızlanıyordu. Elinde tutuğu mektubu bir yandan sıkmak ister gibiydi ama bir yandan da içinde ne yazdığını çok merak ediyordu. Bella bir an için düşünceler dalmıştı. Etraf çok sessizdi. İnsanın içini rahatlatan bir sessizlik vardı. Fakat bu sessizlik avluya gelince birden bire Bella’nın sesiyle bozulmuştu. Bella'nın sözlerini bir banka oturmuş halde dinlerken gördüğü rüyaların artık onu rahatsız etmediğini duyduğun da yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Artık haykırarak veya ağlayarak uyanmayacaktı ve bu çok güzel bir şeydi. Bella'nın psikolojisi ve arkadaşları için tabi ki de. '' Buna çok sevindim hayatım. Biz de seni öyle görünce inan çok üzülüyorduk. '' dedi ve arkadaşına bir kez sarıldı. Bu sarılma ikisinin de içini sıcacık yapmıştı. Bella birden konuyu değiştirerek dersten beri elinde tuttuğu mektubu açmaya karar vererek hemen açtı. Bella mektubu açarken farkında değildi ama az da olsa elleri titriyordu. Bu kesinlikle heyecandandı. İçinde ne yazdığını çok merak ediyorlardı. Eleanora Bella'ya iyice yaklaştı ve oda okumak için koyuldu. Bu hayranın kim olduğunu çok merak ediyorlardı ve en çok da ne yazdığını. Bir süre sonra yazılan cümleler beyninde anlamlanmaya çalışıyordu.

Hımm demek Siyah ve Beyaz. Güzel bir karşılaştırmaydı bu. Bella okuduktan sonra yüzünde hem şaşkınlık, hem bu mektubu kimin yazdığına dair merak hem de mutluluk vardı. Eleanora Bella'nın bir şey söylemesini bekliyordu ama bir süre sonra tam ağzını açacaktı ki küçük sarı saçlı bir kız yanlarına gelerek hiç bir şey söylemeden Bella'nın eline tekrardan gizemli bir kâğıt sıkıştırdı ve hızla oradan uzaklaştı. Kız 2. sınıf öğrencisiydi. Bella bu mektubu kimin getirmesini istediğini sorduğunda küçük kız oradan uzaklaşmıştı bile. Ah yine bir gizemli bir mektup. İki cadı merakla birbirlerine bakarken bir süre sonra Bella üzerinde ismi yazılı olan kağıdı açtı ve tekrardan okumaya başladı. Eleanora da onunla beraber okumaya başlamıştı bile.

Ne? Göl kenarı mı? Ne demek oluyordu bunlar. Şimdi göl kenarına gittiklerin de tüm bu mektupları yazan gizemli kişi ortaya mı çıkacaktı yoksa? Eleanora ve Bella birbirlerine baktılar. Bella ne yapacağını bilmiyor gibi bakıyordu. Yüzünde ki masumiyet ve biraz da olsun korku Eleanora'nın içini biraz tedirgin etmişti. Ama gidip gitmemek arasında biraz düşünmeleri gerekiyordu. Bunu yazanın kim olduğunu bilmiyorlardı. Belki bir sapıktı, bir ki bir kötü bir cadıydı, belki de yaratıktı. Bella'yı öldürmek için kurulan bir tuzak bile olabilirdi bu. Eleanora arkadaşını biliyordu. Çok meraklı olduğundan hiç düşünmeden istenilen şeyi yapacaktı ama düşünmeleri gerekiyordu. Biraz mantıklı olmaları gerekiyordu. Eleanora aklında ki düşüncelerinden kurtuldu. Arkadaşını biraz rahatlatmak istiyordu. Aklında ki kötü düşüncelerden bir an olsun da arınarak konuşmaya başladı. ‘’ Canım ne yapacağımızı bilemiyorum ama hemen karar vermemeliyiz. Biraz düşünelim derim ben. Çünkü bu mektupları yazan hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bir ihtimal var ama kötü birisi de çıkabilir. Sana zarar vermek isteyen biri. ‘’ dedi ve meraklı gözlerle ona baktı. Ne yapacaklardı şimdi. Eleanora ayağa kalktı ve Bella’ya sırtını dönerek bu hayranın kim olduğunu düşünmeye başladı. Kötü biri olmamasını umuyordu. En çok istediği şey bu- Düşünceleri Bella’nın anlamsız ve karmaşık sesiyle kesildi. Hemen arkasını döndü ve neler olduğunu anlamak için gözleri Bella’yı aradı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Isabella Mainley

VI. SınıfVI. Sınıf
Isabella Mainley



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Mr. Porell
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Jaguar

Hayran. Empty
MesajKonu: Geri: Hayran.   Hayran. EmptyPtsi Mart 08, 2010 11:56 am

Yakın arkadaşının ayağa kalkmasını izledi. Vereceği tepki Lazern’n göl kenarına gidip gitmeyeceğine de karar verecekti. Böyle zorlu bir kararı kendisi alamazdı! Yanında sığınacağı bir liman olmalıydı. Bu durumda liman olarak Lizz devreye giriyordu. Göl kenarında ne olursa olsun yalnız olmadığını bilmek, orada her ne olursa olsun başını yaslayabileceği bir kucağın olduğunu bilmek çok rahatlatıcıydı. Kendi kendine, ne olursa olsun hep beraberiz diye söz verdi. Lizz’in konuşmalarını dinlerken kolunda keskin bir acı hissetti. Derin bir kesik vardı ve kanıyordu. Acıyla şaşkınlık arası bir ses çıkardı. Kolunu yasladığı bankın kolundan çekti ve siyah bir karaltı görürü gibi oldu. Kimdi bu? Ya da neydi bu? Ama şu an düşünmesi gereken şey koluydu. Tekrar kucağına koyduğu oluna yöneldi. Lizz de hemen arkasını dönmüş kolu kanayan arkadaşına bakıyordu. Yüzünde ki şaşkınlık barizdi. ‘ Ah, Lizz! Öyle durma! Bana bir bez falan bul. Kesikten daha fazla kan akmaması için önce iki ucunun birleşmesi gerek! ’ diyerek arkadaşını azarladı.

Lizz şaşkın bir ördek gibi gezinip duruyordu. Onun bu haline tebessüm etti. Tekrar koluyla ilgilenirken Lizz elinde temiz bir bezle gelmişti. Lazern hemen bezi aldı ve kesiğin iki tarafını kapatacak şekilde bağladı. Lizz’in bunun kimin ya da neyin yaptığına dair bitmek bilmeyen vaazının sonunda Lazernia sadece ‘ Bilmiyorum. ’ demekle yetinmişti ama çokta dürüst davranmıştı. Gerçeğin tamamını söylemiyordu ve bunu Lizz bir bakışta anlamıştı. Ama Lazern o siyah karaltıdan söz edipte Lizz’in canını sıkmak istemiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Hayran. Empty
MesajKonu: Geri: Hayran.   Hayran. EmptyPtsi Mart 08, 2010 6:59 pm

Heyecanlı ve meraklı gözlerle arkadaşı Bella'yı etrafta arıyordu. Bir kaç saniye sonra onu bulabilmişti. Düşüncelerinin yüzünden banktan biraz uzağa gittiğinin farkında bile değildi. Hemen arkadaşının yanına koştu ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Fakat Bella sol kolunu acıyla etrafına bakıyordu. Eleanora ise kolundaki akan damlaları ve Bella'yı ifadesiz bir şekilde izliyordu. Bella'nın azarlamasıyla kendine geldi ve etrafta ördek gibi gezinerek bez bulmaya çalışıyordu. Bu durumuna Bella'nın güldüğünü görünce hafif bir gülümseme belirdi yüzünde ve başıyla onaylayarak hemen bez bulmaya gitti.

Elinde temiz bir bezle arkadaşının yanına koşarken Bella'nın kolunu tuttuğu eli kandan kıpkırmızı olmuştu. Lanet olsun! Kim yapmıştı şimdi bunu? Arkadaşının yarasını hemen bezi alarak temizlemeye çalıştı. Etraftan bakan meraklı gözlere aldırmadan hem Bella'nın yarasını temizliyor hem de aklında ki soruları gün yüzüne çıkartıyordu. '' Bunu sana kim yaptı Bella? Ne yaptı? Nasıl yaptı? '' dedi. Ardına saçmasapan sorular sorarak Bella'nın kafasını bulandırmıştı. Neler oluyordu böyle? Bella'nın hiçbir şeyden habersiz bir şekilde bakan gözleri onu daha da endişelendiriyordu. Fakat çığlığından bir kaç dakika sonra yani Eleanora, Bella'yı tam gördüğü sıra da Bella'nın suratında sanki bir şey görmüş gibi bir hal vardı. Kötü bir şey gibiydi. Suratı kireç gibi olmuştu o anda ama Eleanora onun kolunda ki yarasından başka bir şey görememişti o anda. Yüzünde ki ifadeyi sonradan fark etmişti. '' Bella? Az önce ne gördün? Hani senin yanına koşup geldiğim an da. Suratın kireç gibi olmuştu. '' dedi. Bunu her ne kadar geç fark etmiş olsa da. Gördüğü şeyi merak ediyordu. Kötü bir şey olmamasını umuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Isabella Mainley

VI. SınıfVI. Sınıf
Isabella Mainley



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Mr. Porell
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Jaguar

Hayran. Empty
MesajKonu: Geri: Hayran.   Hayran. EmptyPtsi Mart 08, 2010 7:16 pm

Lizz, tam da tahmin ettiği gibi hemen durumu anlayıp bir şeyler görüp görmediğini soruvermişti. Söyleyebilir miydi? Yani, Lizz’e güvenip güvenmeme söz konusu değildi tabii ki! Ona olan sonsuz güvenini hiçbir şey değiştiremeyecekti. Ama, şu karaltı meselesi canını çok sıkmıştı. Bir taraftan en yakın arkadaşıyla sıkıntısını paylaşıp rahatlamak istiyor ama bir taraftan da Lizz’in başını da olası bir belaya sokmayı artık istemiyordu. Şöyle bir geriye bakınca, ne kadar da çok başları belaya girmişti! Pardon, burada düzeltilmesi gereken bir kelime vardı. Başları Lazern yüzünden kaç kere belaya girmişti! Şu an en bariz bir şekilde hatırladığı yine avluda gecenin-güzel-tanrıçasına yaptıkları ufak yollu ziyaretti! ‘ Şe-şey, b-ben bir şey g-görmed-dim. ’ diye kekeledi. Ah, yalan söylemeyi neden beceremiyordu ki? Lizz yalan söylediğini hemen anlamıştı tabii! ‘ Ah, şey… Ben bir karaltı gördüm. Siyah, nasıl tarif etsem. Saçları gece kadar siyah birini düşünürsek, sanki o kişinin saçları savruluyormuş gibi. Ya da gölge, evet, gölge güzel bir tanım. ’ Diye geveledi.

Lizz olanları sindirmeye ve düşünmeye çalışırken Lazern yine hemen pat diye konuyu değiştirerek o gizli-hayranım-hayırlı-olsun meselesine döndü. ‘ Sence ne yapmalıyım? Yani, demek istediğim, bir karaltı gördükten sonra gizli hayranımı görmeye gidebilir miyim? Ya bu karaltı meselesiyle bana gelen mektupların bir ilgisi varsa? ’ Bu sözcükleri söylerken hemen aklına bir görüntü gelmişti bile. Göl kenarının sessiz ve durgun havasına adım attığını, orada beklerken gözlerini gökyüzüne çevirdiğini. Güneşin ışığının, pili bitmek üzere olan bir el feneri gibi sönüp, yerini yapay ışık kaynağı aya bıraktığını. Havanın kararmasıyla etrafının gölgelerle dolduğunu. Gölgelerin arasından çıkamadığını gözünün önünde canlandırıverdi. Olayları en acıklı biçimde dramatize etmesi çoktan tüm hogwarts’ın alışmış olduğu bir şeydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eleanora Lizz Walker

VII. SınıfVII. Sınıf
Eleanora Lizz Walker



Mücadele Tarafı : Arspegus - "Güç Kalpten Gelir!"
Rp Sevgilisi : Arthur Bentley mi desem ne desem? Olur mu dersiniz?
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Tavşan

Hayran. Empty
MesajKonu: Geri: Hayran.   Hayran. EmptySalı Mart 09, 2010 7:52 pm

Eleanora'nın tam da tahmin ettiği gibiydi. Bella yine yalan söylüyordu. Çünkü ne zaman yalan söylese ya da utansa hep söylediği kelimeler ağzından zar zor çıkardı. Şimdi kekelediği gibi. Ona inanmayan gözlerle bakıyordu. Eleanora'yı daha fazla kandıramayacağına inanarak ağzında ki baklayı hepsini olmasa bile yarısını çıkarmıştı. Eh bu biraz da olsa inandırıcıydı ama yine de Eleanora tek kaşını kaldırarak inanmamış gözlerle ona bakıyordu. Bu tatlı cadı arkadaşına ne dese bilmiyordu artık. Ya o karartı meselesini bırakıp hayran meselesine döneceklerdi ya da hiçbirini yapmayıp öyle olanlara seyirci kalacaklardı. Pardon ikinci öneri biraz saçma oldu onu tabi ki yapmayacaklardı. Eleanora sadece aklından geçen saçma bir fikirdi o kadar. İlk fikri yapacaklardı. Ama bir sorun vardı ya o Bella'nın o gördüğü karartı hayranıyla bir ilgisi varsa..

Eleanora bu düşünceleri kafasında yorumlarken Bella onun aklını okumuş olsa gerek tam da düşündü gibi konuşmuştu. Evet, aslında böyle bir ihtimal olabilirdi ama olmayabilirdi de. Belki de küçük bir şaşırtmacaydı. Belki de denemeydi. Belki de kötü bir şeydi bunu bilemezdik. ' Of! Ne sinir bozucuymuş şu hayran da ' diyerek aklından lanetler okuyordu Eleanora. Ne yapacaklarını hiç bilmiyorlardı ama birisinin artık konuşması gerekiyordu. Eleanora, Bella'yı döndüğün de o düşünceli ve çaresiz gözlerle etrafındakileri seyrediyordu. Küçük çaresiz bir kuştun hiç bir farkı yoktu. Artık birisi ona yardım etmeliydi sonucu ne olursa olsun. Ve o birisi de şüphesiz ki Eleanora olacaktı. ‘’ Lazern’cim. ‘’ dedi. Arkadaşının yanına gitti ve yanına oturarak elini tuttu. Ona cesaret vermeye çalışıyordu. ‘’ Ne yapacağımızı inan bende bilmiyorum tatlım ama şuan da ne yapmayacağımızı biliyorum. O da o göl kenarına gitmemek. Şimdilik.. Her şey yoluna girene kadar. Anladın mı beni bir tanem. ‘’ dedi ve arkadaşının yanağına bir öpücük kondurarak gözlerinin içine tüm içtenliğiyle baktı. Şimdi neler olduğunu ve olan biteni öğrenme sırasıydı. Fakat göl kenarına gidilmeyecekti. Rayları yerine oturtmanın zamanı gelmişti. Her şeyi göl kenarına gitmeden o avlu da yoluna sıkmaları gerekiyordu. Ne kadar çabuk olursa o kadar iyiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/t8972-eleanora-lizz
Isabella Mainley

VI. SınıfVI. Sınıf
Isabella Mainley



Mücadele Tarafı : Arspegus
Rp Sevgilisi : Mr. Porell
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Jaguar

Hayran. Empty
MesajKonu: Geri: Hayran.   Hayran. EmptyPaz Mart 14, 2010 8:10 pm

Hayır. Kesinlikle bu kişiliği öğrenmek istiyordu. Kolu zonklarken hayranını düşünmesi zorlaşıyordu ama oraya gideceğini çok iyi biliyordu. Düşüncelerinin içerisine o anda yakışıklı bir çocuk girivermişti. Matt… Ona söylemeli miydi ki? Hiç sanmıyordu. Öğrenmese de olurdu tabii! Ama bu dürüstçe olmazdı. Ama ne diyecekti ki? “Ah, Matt, biliyor musun? Kızlar yatakhanesinde bir uyandım her taraf mektup. Bir de okudum meğer gizli bir hayranım varmış. Bak sen şu işe.” Bu muydu yani? Hayır, asla böyle söyleyemezdi ki. En iyisi hiç bahsetmemekti. O çocuk –ya da her neyse- nasıl biri olursa olsun Matt’i bırakmazdı. Asla. Matt’i gerçekten seviyordu. Öyle senden-hoşlanıyorum-ama-her-an-bıkabilirim tarzı değildi. Bu yüzden o hayran bozuntusu zerre kadar etkilemeyecekti. ‘ Hayır Lizz. Göl kenarına gideceğim, gitmeliyim. ’ Lizz’in onaylamayan bakışlarına maruz kalmıştı bile. Dakka bir gol bir! Neden anlamak istemiyordu tanrı aşkına? Göl kenarına o hayranı sevmek ve bağlanmak için gitmiyordu ki. Tek sebebi merak. Kim olduğunu, nasıl biri olduğunu merak ediyordu. ‘ Anlasana. Merak ediyorum. Hayatım boyunca kafamın içinde “acaba gitseydim ne olurdu” tarzı bir soruyla yaşamak istemiyorum! ’ Bunu hissettiğinden daha sert bir şekilde söylemişti. Tanrı aşkına? Ne yapıyordu? Şu anda tek isteyebileceği şey kalbi kırık bir yakın arkadaştı! İyice delirmişti. Artık istemeden de insanları hemen kırıveriyordu. ‘ Üzgünüm. Her şey çok üst üste geliyor. Önce şu hayran zımbırtısı sonra berbat görüşler… ’ Hafifçe hıçkırdı ve yüzünü ellerinin arasına aldı. Gerçekten çok üzgündü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 

Hayran.

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-