AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
Yabani Otlar
Bir Kulüp Mü Kuruluyormuş | Bir Tıkla Bakalım!
- Duyuru Panosu -
Işık Tapınağı
Model Değiştirme
Model Başvuruları
Debbie'nin Grafik Galerisi *yeni
' Cuteness s i g n a t u r e s.
La Révolte
Özel Model Başvuruları
Salı Mart 15, 2016 10:01 pm
Ptsi Şub. 22, 2016 12:43 am
C.tesi Ekim 02, 2010 11:08 am
Perş. Eyl. 30, 2010 11:07 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 10:04 pm
Perş. Eyl. 30, 2010 6:40 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:37 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 8:25 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 6:13 pm
Çarş. Eyl. 29, 2010 4:35 pm












Paylaş
 

 Kuş Tüyü

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Lujza Karlenant

GezginGezgin
Lujza Karlenant



Mücadele Tarafı : Kendisi.

Kuş Tüyü Empty
MesajKonu: Kuş Tüyü   Kuş Tüyü EmptyC.tesi Şub. 27, 2010 8:36 pm

Gün ışığı Hogwarts’a yeni ulaşıyordu. Kuşlar, günün çok güzel olacağını haber verircesine neşeyle ötüyor; ağaçlar, dışarıda esen meltemin etkisiyle tatlı tatlı sallanıyordu. Henüz bastırmamış olan soğuğa karşın korunmak için bir yağmurlukla yetinmişti Babette. Mis gibi havayı içine çekti, oksijen burnunu yaktı; ama çabuk geçti. Hızı artan rüzgâr saçlarını ağzına doldurunca sessizce `´Lanet olsun!`´ dedi. Saçlarını düzeltti ve sağ eliyle onları sabit tutmaya çalıştı. Sol elinde tuttuğu zarfı daha sıkı kavradı ve koşar adım yürümeye başladı.
Hızlı hızlı Baykuşhane’nin taş merdivenlerinden çıktı. İçeriye girince saçlarını tutmayı bıraktı. Elinde tuttuğu zarfla okulun baykuşlarından birine doğru ilerledi. Kendine bir baykuş almamıştı. Bundan sonra da almayı düşünmüyordu. Bir baykuşun sorumluluğunu almak ona kesinlikle iyi gelmezdi. Zarfı baykuşun gagasına tutturacakken durdu; neden şimdi mektup gönderiyordu ki babasına? Bilinçaltı hemen cevap verdi; `´Çünkü o baban.`´
Ama neden şimdi? Daha öncesinde babasına hiç hâl hatır soran bir mektup yazmamıştı. Tatillerde gidip görüyordu ve bununla yetiniyorlardı ikisi de. Yani babası da ona nasıl olduğunu soran bir mektup yollamamıştı hiç. Genelde okulla ilgili haberleri postalardı babasına, babası da ona paraya ihtiyacı olup olmadığını sorardı. İkisi de beş yıl önce, bir bekçi klübesinde geçen muhabbetten sonra aralarında zaten var olan duvarın kalınlaşmasına aldırmıyor gibiydi. Babette’nin büyücü olmak için ısrar etmesi kırmıştı da onu.
Kanımı reddedemem ya, diye düşündü. Babasının korkuları da haklıydı; büyücülerle dolu bir okulda, Muggle tarafını yok edeceğini düşünüyordu. Babette öyle olmayacağını birkaç kez anlatmak istemiş, ama başarısız olmuştu. Zaten sonra da vazgeçmişti.
Koku burnunu rahatsız etmeye başlayınca Baykuşhane’den çıkıp merdivenlere oturdu. Taşın soğukluğu vücudunda ürpermeye neden oldu ama Babette kalkmadı. Başını ellerinin arasında aldı; düşünmeye devam etti.
Neden, diye sormuştu Babette.
`´İstemiyorum. Sebep bu.`´
`´Böyle kestirip atamazsın!`´
`´Kestirip atmıyorum!`´
Tam beş yıl önce… Beş yıl önce böyle başlamıştı verdiği savaş. Yolunda emin adımlarla da ilerliyordu gerçi; yine de babasını kırmanın verdiği iç huzursuzluk yadsınamayacak gibiydi.
Merdivenlerden çıkan kızı görünce, düşünceleri dağıldı…


Spoiler:


En son Donatella Babette O'Dell tarafından Paz Şub. 28, 2010 9:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anita Farrel

VII. SınıfVII. Sınıf
Anita Farrel



Mücadele Tarafı : Miras kalan taraf; Karanlık
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Vaşak.

Kuş Tüyü Empty
MesajKonu: Geri: Kuş Tüyü   Kuş Tüyü EmptyC.tesi Şub. 27, 2010 11:35 pm

Diğerlerine göre kısmen daha huzurlu bir gündü o içinde bulunduğu parlak gün. Güneş ışıkları yeryüzü üzerinde ahenkle aydınlatırken insanoğlunu, sanki tüm kaos ve kargaşa ölmüş gibi hissettiriyordu. Hayat nasibini almış ciğerleri dolduran oksijen, öten kuşlardan ibaretti. En azından dudaklarındaki yamuk gülümseme ile başkuşhaneye yürüyen dalgın, siyah saçlı kız için tasasız olmanın getirdiği çıkarım buydu. Bir sonraki derdine kadar hayatın bu basit ikiliden oluştuğuna inandırmak çok daha masumane görünüyordu. Parmakları arasındaki buruşmuş zarfı sık sıkı tutuyordu. Sanki biri almak isteyecekmiş gibi yapışmıştı. Kuzenine yazdığı mektup elbette önemsiz bir kağıt parçasından başka bir şey değildi ama değerliydi onun için. Sosyalleşmekte sıkıntı çeken bir kızın dili, kelimeleri, sözcükleriydi. Nadide ve zor bulunan bir şeydi kısacası üzerine bir şeyler karalanmış bu parşömen.
Basamakların ne kadarını çıktığını bilmiyordu, ya da ne zamandır çıkmakta olduğunu. Onun için o an sadece içindeki o tarifsiz coşku vardı. Yıllardır konuşamayan dilsiz bir adamın sonunda dudaklarından dökülen kelimeler gibi inanılmaz bir mutluluk hissediyordu. Öyle ki aklı sadece ve sadece mektubundaydı. Ardından cevabı beklemek için günlerini heba edecek, tüm zamanını öldürecekti ne yaparsa yapsın. Saçma ve zayıf hayatı bozuk ve çarpık sosyallikten, utangaç edalardan ve araştırmacı bakışlarından başka bir şey değildi.

Yalnızlığın doygunluğunun devam edeceğini düşünürken basamakların bitmesiyle gözüne çarpan insan bedeni adımların sonu oldu. Masum yüz hatlarının ve omuzlara dökülen açık renk saçların kime ait olduğunu saniyeler içinde kavramıştı. Bu derslerden birinde eşleştiği ama konuşma lütfunda bulunamayacak kadar çekindiği Donatella'dan başka biri değildi. Doğrusu adını ilk duyduğunda ilginç ve merak uyandıran bir ismi olduğunu düşünmüş, ana vatanını sormayı planlasa da kitlenen çenesi buna mani olmuştu. Şimdi bir bıçak gibi tek hamlede yarılan sessizliğin naaşı kalkarken kendini konuşma zorunluluğunda hissediyor ama sesini çıkaramıyordu. Hareketleri yine savsaklaşmış, çenesi gene kitlenmişti. Kendini zorlayıp baykuşhaneye girmeye zorladığı sırada nasıl olduğunu bilmediği bir cesaretle iki kelime sarfedebildi..
"Selam Donatella."
Gözleri yine de korkakça kaçmış, başkuşların arasına takılmıştı. Dolgun ve soğukla pembeleşmiş ama metin dudaklarını kutladı içinden, bu gün oldukça yiğit davranmış sayılırlardı bu küçük selamlaşmayı gerçekleştirirken bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amy Isabell Clowes

GezginGezgin
Amy Isabell Clowes



Mücadele Tarafı : Z.A.Y
Rp Sevgilisi : yokoldu xD isteyen PM :D
Kan Durumu : Muggle Doğumlu
Patronus : Platycercus Elegans

Kuş Tüyü Empty
MesajKonu: Geri: Kuş Tüyü   Kuş Tüyü EmptyPaz Şub. 28, 2010 8:12 pm

''Hayır, onu rahat bırak!''
''Söyle bakalım, bu konuda ne yapabilirsin küçük cadı?''
Isabell, karşısındaki ölüm yiyene baktı. Ruhsuz, şeytani varlığa... Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
''Ben...ben..b..ben...'' sonunda pes etti ve ''Hiçbir şey...'' Ölüm yiyenin kahkahaları bütün benliğini ele geçirmek üzereyken,
''Isabell, hayatım... Sakın ümitsizliğe kapılma.''
''Hayır anne. Seni kaybettim.''
''Hayır meleğim. Ben buradayım''
Gözlerini açtığında güneş ışığı yatakhanede dolanmaya başlamıştı. İç çekti ve gözlerini ovuşturdu. Aklında milyon şey vardı. Gözlerini tavana dikti ve :
''Uzun bir yolum var'' diye mırıldandı. Haksız sayılmazdı. Sabahın köründe kalkıp baykuşhaneye çıkmak yürek isteyen bir işti. Son bir kez yatağında gerindi ve kalkıp gardroba yöneldi. Tatil olduğuna göre, sivil giyinebilirdi. Hemen kot pantolonunu giydi ve beyaz zemine siyah işlemeli bluzunu buldu ve iç çekerek baktı. Annesinindi... O kötü kabustan sonra bunu giymek ona iyi gelir diye umuyordu. Hemen giydi ve bluzu kot pantolonunun içine koydu. Beyaz Converse'lerini ayağına taktı ve aynaya son kez baktı.. Saçları gayet düzgün görünüyordu. Zaten onları taramayı hiç mi hiç sevmiyordu. Yatağını düzelttikten sonra masasının başına oturdu ve mektubu yazmaya başladı... Babası, annesinin ölümünden sonra çökmüştü. Ona destek oluyordu ama artık yanında değildi. Isabell, köpeğini çok özlemesne rağmen, onu yanına almıyordu. Alsa, babası yalnız kalacaktı. Ona bu kadarını yapamazdı. Kısa bir mektuptan sonra kağıdı katladı ve zarfa koydu. Yeniden iç çekti ve yatakhaneden çıkıp ortak salona geldi. Uyananan bir kaç Gryffindor'luya başıyla hafif bir selma verdikten sonra koridora çıkabildi. Baykuşhaneye gidereken, aklındaki puslu düşüncelerden kurtulmaya çalıştı. Bu sıralar Sihir ve Muggle dünyasını karıştıran olaylar, bilinçatına yerleşmişti. Ve annesi öleli 6 yıl oluyordu. Çoğunlukla bunu hatırlamamaya çalışsa da bu bir gerçekti ve bundan kaçmak çoğunlukla mümkün olmuyordu. Gözlerinden akan yaşları farkettiğinde, baykuşhaneye gelmişti. İçeride Rawenclaw'dan Anita ve Babette vardı.
''Selam, kızlar...'' dedi mutlu görünmeye çalışarak...


En son Amy Isabell Clowes tarafından Ptsi Mart 01, 2010 6:33 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/amy-isabell-clow
Lujza Karlenant

GezginGezgin
Lujza Karlenant



Mücadele Tarafı : Kendisi.

Kuş Tüyü Empty
MesajKonu: Geri: Kuş Tüyü   Kuş Tüyü EmptyPtsi Mart 01, 2010 1:47 am

Geleni tanıması fazla zamanını almadı. Birini gördü mü onu bir daha unutmazdı. Anita Farrel. Beş yıldır aynı okulda, aynı dönemde ve hatta aynı binada okuyor olmalarına rağmen birbirlerini doğru dürüst tanımazlardı. Babette, onun çekingen tarafının farkındaydı. Kendisi de öyleydi! Dolayısıyla kızı anlıyor, yargılamıyordu; hatta ona hak veriyor bile sayılırdı.
İnsanların birbirlerine güvenemediği zamanlarda yaşıyorlardı. Tepkilerinin ne olacağı hiç belli olmuyordu. Güvenmek zordu, çok zordu. Kendini birine açmak ise risk almayı gerektiriyordu. Selam Donatella, dedi kız. Babette onun derin, mavi gözlerine baktı. Donatella? Kimse kendisine Donatella demezdi. Peki bundan rahatsız olmuş muydu? Hayır. Tam tersine. Farklılık hoşuna gitmişti. Hafifçe tebessüm ederek selam verdi o da.
Kızın zorlandığını fark etti. Gülümsemesini genişleterek `´Sabahın bu erken saatinde Baykuşhane'de ne işin var?`´ diye sordu. Sonra da kendine kızdı. Baykuşhane'ye ne için gelinir, aptal şey? Tabii ki mektup postalamak için.
Rüzgâr kızın siyah saçlarını uçurdu. Ve Anita cevap vermek için dudaklarını aralamışken ortama ait olmayan bir ses, selam kızlar, dedi. Babette kafasını sesin geldiği yöne doğru çevirdi. Ses, yaşından oldukça büyük duran Clowes'a aitti. Ah, elbette ki adı bu değildi ama Babette -nedense artık kendisine Donatella denmesini ister olmuştu- kızı sadece derslerde gördüğü için adını bilmiyordu. Bayan Clowes, Gryffindor, dördüncü sınıf. Bildikleri bundan ibaretti. Hakkında düşünmeye zaman ayırmamıştı; oldukça büyük gösterdiğini fark edecek kadar kısa bir süre düşünmüştü tabii. `´Sana da selam, canım.`´ dedi. Gözpınarları az önce çağlamış gibi görünüyodu. Bir sorunu vardı sanki. Sorsam mı, diye düşündü. Muhtemelen cevap vermezdi zaten. Bu yüzden gözlerini tekrar Anita'ya dikti.
`´Bugün haftasonu. Yapacak ödevlerin yoksa Ortak Salon'da beraber vakit geçirebiliriz.`´
Ups. Clowes'u dışlamıştı, istemeden. Hızlıca ona dönüp, belki de göl kenarına falan gideriz. Sen de gelirsin?, dedi.
Lanet olsun gerçekten de çok büyük gösteriyor!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anita Farrel

VII. SınıfVII. Sınıf
Anita Farrel



Mücadele Tarafı : Miras kalan taraf; Karanlık
Kan Durumu : Safkan
Patronus : Vaşak.

Kuş Tüyü Empty
MesajKonu: Geri: Kuş Tüyü   Kuş Tüyü EmptyPtsi Mart 01, 2010 6:12 pm

Karşısındaki kızın yüzünde genişleyen handesine elde olmadan gülümsedi ama onunkine kıyasla biraz histerik gelişmişti yüzünde genişleyen gülümseme. Çenesi bir ayı kapanından farksızdı, kifayetsizliğini hayıkırıyordu adeta. Gözlerinde asıl duyguları açık eden bir ziya vardı, nasıl bakarsa baksın aslında konuşmak istediğini ama kendi kendine engel olduğunu söylemeye çalışıyordu. Çoğu beşer tarafından bu kibir olarak algılanıyordu ne yazık ki. Binadaşının bahar mevsiminde şakıyan kuşların cıvıltılarını andıran sorusuyla kendini daha yakın, daha iyi hissetti.
´Sabahın bu erken saatinde Baykuşhane'de ne işin var?`

Anita soruyla beraber avcunda burduğu zarfı hatırlayıp parmaklarını gevşetti. Gerginliğin etkisiyle kağıtı dönülmez bir buruşukluğa maruz bırakıyordu. O gözlerini mektuba kaçırdığı sıralarda başka bir kızın sesi yankı tesir etti baykuşhaneye.
''Selam, kızlar...''
Anita kulağının dibinde tüfek patlamış bir kuş gibi titredi. Bir kişiyle sosyalleşmek hayli zordu, şimdiyle ikilenmişti grup. Elbette daha iyi bir koşulu talep edemezdi, zira baykuşhane herkesin kullanımına hizmet eden bir yerdi. Gözlerini gelen kıza çevirdi. Nazarını incelediğinde belli belirsiz kızarmış gözlerinden elde ettiği bir sonuç vardı. Daha fazla inceleme cesaretini gösteremeden başını çevirdi. Şimdi ne yapası gerektiği konusunda tekerrürlü davranıyordu. Hareket etmedi, hareket ederse gene mekanik ve sakarlık abidesi olacağını biliyordu lakin mektubunu da postalamalıydı. Bu utangaç hallerinden dolayı kendine pürçinliydi. Neden insanlara gerçek yüzünü gösteremiyordu ki? Aslında oldukça sıcakkanlı, komikti, lakırtıları daima gülünecek tipte şeyler olurdu. Ama sırf bu başlangıçta sergilediği özgüvensizlikten ötürü çoğu kişiye yanlış gözdağı veriyor, onları kendinden uzaklaştırıyordu. Baykuşhane sorusuna cevap mı vermeliydi? Ya da adını ve simasını bildiği ama muhattap olamadığı kızın selamına mı? Esef içinde boğulacak gibi hissediyordu, olduğu yerde kararsızlığın soğuk sularında boğuluyordu.
Heyhat, ne umutsuz bir durumdaydı!
´Bugün haftasonu. Yapacak ödevlerin yoksa Ortak Salon'da beraber vakit geçirebiliriz.`´
Biraz daha cesur hissetmesini sağladı Donatella'nın yeniden konuşması. En azından ilk konuşan kendisi olmadığı için mütteşekkkir idi. Donatella kendini düzeltirken Amy'e de sırıtabilmişti. İşler daha iyiye sarıyordu.
Anita sonunda umursamaz bir edayla omuz silkti saçlarının omuzları üzerinde dalgalanmasından hoşnut bir biçimde. Şimdi yüzünde daha içten, daha anlamlı bir gülümseme vardı.
"Ne isterseniz size uyabilirim. Yapacak daha iyi bir işim yok."
Kendini aptal bir nedenden ötürü tebrik etti. Yalnızlığa biraz mola vermek her açıdan iyi olacaktı kendisi için.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amy Isabell Clowes

GezginGezgin
Amy Isabell Clowes



Mücadele Tarafı : Z.A.Y
Rp Sevgilisi : yokoldu xD isteyen PM :D
Kan Durumu : Muggle Doğumlu
Patronus : Platycercus Elegans

Kuş Tüyü Empty
MesajKonu: Geri: Kuş Tüyü   Kuş Tüyü EmptyPtsi Mart 01, 2010 9:08 pm

Ah-ha. Harika. Tam da konuşmanın ortasında gelmişti anlaşılan. Dona;
`´Sana da selam, canım.`´ diye karşılık verdi.
Isabell, ağladığının farkedildiğini biliyordu ama bu onu rahatsız etmiyordu. Belki de dört yıldır göz aşinalığından, diye düşündü. Ama kesin olan bir şey; olmadığı biri gibi davranmaktan yorulmuştu. Yokluğun içinde hapsolmak... En kötüsü de buydu. Şimdi ise, sadece ve sadece kendi olmak istiyordu. Bir kez olsun, istenilen yerine, isteyen kişilik olmak istiyordu. Bu ani ruh değişiminden kaçmak istercesine kafasını salladı. Hayatında, küçük bir pürüz vardı. Görünüşü... Çirkin oluşundan ve ya bozukluğundan değil, olduğundan daha büyük göründüğü herkesin onun hakkında belki de yanlış düşüncelere kapılmasına neden oluyordu. Bu yıllardır böyleydi.
Dona'nın cevabı Anita'yı pek etkilemişe benzemiyordu. Isabell, baykuşhaneye girdiğinden beri elindeki mektubu buruşturuyordu. Isabell, daha fazla üstelemedi ve kotunun arka cebine sıkıştırdığı mektubu çıkardı. Usulca kenarda duran kahverengi baykuşa yaklaştı. Önce hafifçe kafasını okşadı. Ardından mektubu uzattı ve baykuş birden havalanıp gitti. Arkasından bakarken, Dona ve Anita ortak salondan bahsediyorlardı. Isabell, dönüp bakmamaya çalıştı. Hemen çat diye onunla arkadaş olmalarını mı bekliyordu? İç çekip gözlerini ormana dikti ve gülümsedi ve cavap verdi kendi kendine;
'Evet...'
Tam o sırada Dona;
''Belki de göl kenarına falan gideriz. Sen de gelirsin?'' dedi. Isabell, bunun sormak için sorulan bir soru mu yoksa içten gelen bir soru mu olduğuna karar veremedi. Bir süre yere baktı ve ardından gülümseyerek;
''Size engel olmak istemem kızlar.''diye geveledi. O sırada Anita;
"Ne isterseniz size uyabilirim. Yapacak daha iyi bir işim yok."
Isabell biraz daha düşündü. Belki de artık, yalnızlığı terketmenin vakti gelmiş de geçiyordu. Gülümsemesi bütün yüzüne yayıldı ve;
''Harika, kabul!''
Herkes gülümsüyordu. Anlaşılan burada, bugün, hiç kimse kadere teslim olmayacaktı. Isabell gülümsedi. 'Yalnız değilim anne...'


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sihirdunyasi.roleplaylife.net/lejant-f86/amy-isabell-clow
 

Kuş Tüyü

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kurgular Sayfası-